#tarih

  • truva kralı priamos'un güzeller güzeli kızı.
    anadolu'nun yiğit evladı şehit hektor'un ve uçkuruna sahip çıkamayan lanet paris'in bacısı...

    Polyksena, truva savaşı'nın sonu demektir.
    truva savaşı, Polyksena'nın şehadeti ile, katledilmesi ile resmen sona ermiştir.

    bir kadının katledilmesi ile başlayan savaş, bir başka kadının katledilmesi ile sona eriyor...

    evet, truva savaşı, gemilerine rüzgar sağlamak için agamemnon'un kızı iphigeniea'yı tanrılara kurban etmesiyle başlar.
    kızını kurban eden agamemnon'un gemileri için tanrılar rüzgar verir ve aka donanması truva seferine başlar...

    bazı mitlerde ise agamemnon tam kızını kurban edecekken tanrıça artemis kıza acır ve gökten geyik ile gelir ve günahsız iphigenea'yı kurtarır.
    (bkz: agamemnon un kızı iphigeneia yı kurban etmesi/#35968299)

    her neyse.
    bir kadının kurban edilmesi ile başlayan antik çağların efsanevi dünya savaşında her şey truvalıların lehine seyrederken, akhilleus'un hektor'u şehit etmesi ile savaşın seyri birden akalar'ın lehine çevrilmeye başlar.

    yaşlı kral priamos, oğlunun cesedini almak için akhilleus'a yalvarmaya gider.
    priamos'a dünyalar güzeli kızı Polyksena eşlik etmektedir.

    akhilleus ile Polyksena arasında bir aşk başlar.

    gündüz savaşan iki tarafın iki bireyi geceleri buluşur sevişirler...

    gel zaman git zaman akalar truva atı hilesine başvurarak şehri ele geçirirler.
    lakin truva düşerken akhilleus da paris'in attığı ok ile vurularak ölür.

    akhilleus ölmüş ama truva düşmüştür.
    truva'nın çoğu esir alınır.

    prenses Polyksena, hem sevgilisi akhilleus'un ölümüne, hem de şehri truva'nın yakılıp yağmalanmasından dolayı çok üzgündür.

    Polyksena ganimet olarak akhilleus'un oğlu neoptolemos'un payına düşer.
    neoptolemos ve myrmidonlar, truva prensesi polyksena'yı akhilleus'un mezarı başında kurban ederler.
    görsel

    böylece iphigeneia'nın kurban edilmesi ile başlayan truva savaşı, polyksena'nın kurban edilmesi ile sona erer...

    aşağıdaki heykel, neoptolemos'un polyksena'yı kurban edişini anlatır.
    görsel

    bu heykel 1865'te heykeltraş pio fedi tarafından yapılmış olup bugün floransa'daki Loggia die Lanzi'de bulunmaktadır.

    ayrıca bugün çanakkale arkeoloji müzesinde sergilenmekte olan polyksena lahdi de prenses polyksena'nın kurban edilişini tasvir eden görsellere sahiptir.
    görsel

    #mitoloji
    #tarih
  • şikayet et
  • 43651724
  • 18 temmuz 1932 türkçe ezanın yürürlüğe girmesi

    1.
  • 88 yıl önce bugün gerçekleşmiş harika olay.

    bugün, ilk olarak 30 ocak 1932'de cennet mekan hafız rıfat bey tarafından fatih camii'nde okunan dünyanın en güzel ezanı olan türkçe ezan'ın, diyanet işleri başkanlığının müftülüklere gönderdiği genelge ile bundan böyle yurt genelindeki tüm camilerde okunmasına karar verilişinin ve arapça ezanın yasaklanışının 88. yılı...

    ne muazzam bir şeydi o.
    insanlar artık kendi anladıkları dilde ezan dinleyecek, kendi anladıkları dilde ibadetlerini yapacaklardı...

    "tanrı uludur, tanrı uludur, şüphesiz bilirim ve bildiririm, tanrıdan başka yoktur tapacak..."

    artık camilerden insanlar, anlamını bilmedikleri garip kelimeler yerine kendi ana dilinde bir şeyler duyuyordu.
    gayet güzel, gayet anlaşılır bir türkçeydi bu.

    öyle ya, türk milleti türkçe konuşuyor, türkçe okuyup yazıyordu.
    ibadet de ezan da türkçe olmalıydı.
    üstelik bu peygamber efendimizin sünnetiydi.

    esasen bu türkçe ezan ülkemizde okunan ilk türkçe ezan değildi.
    çünkü ilk türkçe ezan 2. abdulhamid döneminde bir süreliğine okutulmuş sonra kaldırılmıştı.
    (bkz: ilk türkçe ezanın abdülhamid döneminde okunması)
    (bkz: yoktur tapacak calaptır ancak)

    ne var ki gerici, yobaz zihniyet ulu önder'in vefatından sonra yeniden hortlamış, cumhuriyet değerlerinin altını oymaya başlamış, insanları yeniden din ile kandırmanın hesaplarını yapmış ve yeniden ezanı ve ibadeti arapçaya çevirerek insanların dinlerini anlamasının önüne geçmiştir.

    bu yüzyılların yobazlığı, yüzyılların yobaz anlayışıdır.
    nasıl ki kilise, incili ingilizceye çevirdi diye henry tudor'u afaroz ettiyse, bugün aynı zihniyetin sözde islami temsilcileri türkçe ezan ve türkçe ibadet isteyen insanları kafir olarak görüyor.

    amaç ne?
    insanların dinlerini anlamaması, allah ile arasına aracı koyması(gavs, şeyh, şıh, hacı, hoca vb türlü şarlatanlar) ve bu aracılar vasıtasıyla halkı kandırma çabası...

    ama bir gün mutlaka bu insanlar gerçekleri görecek ve bu ülkede insanlar yeniden anladıkları dilde ezana, anladıkları dilde ibadet etme özgürlüklerine kavuşacaktır.

    yobazlıklarınız buna mani olamayacak..!!!

    son olarak, ziya gökalp'ten gelsin;

    Bir ülke ki, camiinde Türkçe ezan okunur
    Köylü anlar namazdaki duanın
    Bir ülke ki, mektebinde Türkçe Kur'an okunur
    Küçük, büyük herkes bilir buyruğunu hudanın
    Ey Türk oğlu, işte senin orasıdır vatanın...

    #tarih
  • şikayet et
  • 43646725
  • işgal döneminde yunan askerin ayasofya pozu

    1.
  • ayasofya'nın kilise yapılmasının gündemde olduğu dönemlerde, istanbul'daki yunan askerleri arasında moda olan ayasofya arka planı önünde yunan askerinin vermiş olduğu pozdur.
    görsel

    patrikhane'nin girişimleriyle o dönem ayasofya ve çevresindeki araziler ve emlaklar zengin rumlar tarafından satın alınmaya başlanmıştı.
    yunan başbakanı venizelos, istanbul'a gelip patrik'in elini ayasofya'da öpeceğine dair açıklamalar yapıyordu.
    hatta patrikhane ayasofya'ya asılacak dev bir yunan bayrağı bile hazırlamıştı. hazırlanan bu yunan bayrağı galata'daki bir kilisede takdis bile edilmişti.

    işgal kuvvetleri de ayasofya'nın yeniden kilise yapılmasına sıcak bakıyordu.

    hatta dönemin ingiltere başbakanı lloyd george ayasofya'nın kilise yapılması konusunda; " “istanbul, bilhassa doğu dünyasının kozmopolit ve milletlerarası bir şehridir. ayasofya tabiatıyla eski hüviyetine iade edilecektir" şeklinde açıklama yapmıştı.

    lakin ulu önder atatürk önderliğinde kurtuluş savaşımızın kazanılması, 9 eylül 1922'de de yunan ordusu'nun imha edilip denize dökülmesiyle birlikte şımarık yunanların bu hayalleri de sona erdi.

    şüphesiz ki ayasofya şayet kilise olsaydı, istanbul'da vatikan gibi bir dini merkez olacak, lloyd george'un dediği gibi milletlerarası bir statüye sahip olacaktı.

    şimdi bugün ayasofya'yı müze yaptığı için atatürk'ü ihanetle suçlayanlar, ona küfür ve hakaret edenlere bakıyorum da, bir millet bu kadar nankör olamaz, olmamalı...

    istanbul'u işgalden, ayasofya'yı da kilise olmaktan kurtardığı için mi düşmansınız atatürk'e?

    biliniz ki; ayasofya hususunda atatürk'e hakart edenler ve o'nu suçlayanlar gerçek birer vatan hainleridir.
    ayasofya'da fetih suresi okutan, ayasofya'da kadir gecesi mevlid okutan ve bunu dünyaya radyodan naklen yayınlatan kişi atatürk'tür.
    (bkz: ayasofya da fetih suresini ilk okutan dünya lideri/#43419680)

    ayasofya'yı "cami" olarak tescil ettiren ve ayasofya'yı kebir camii şerifi olarak tapuya kaydettiren de yine atatürk'tür...
    görsel

    bunları yaptığı için mi düşmansınız atatürk'e???

    #tarih
  • şikayet et
  • 43631493
  • matbaa

    27.
  • 1450'de gutenberg tarafından uygulanan basım tekniği ile çalışan matbaa makinesi 1493 yılında osmanlı topraklarına getirilmiş, istanbul, uzun bir süre dünya yahudiliğinin basım ve yayın merkezi olmuştur...

    ibrahim müteferrika'dan 234 yıl önce seferad yahudileri olan david ve samuel ibn nahmias kardeşler istanbul'da ilk matbaayı kurmuşlar ve yakup ben asher'in arba'ah turim adlı eserini basmışlardır.
    görsel

    ardından 1530'da italyan yahudisi sonsino ailesi italya'dan en modern matbaa makinelerini getirtmiş ve istanbul'un yahudi dünyasının basım ve yayın merkezi olmasını sağlamıştır. (not: bugün ingiltere'deki sonsino kitapevi bu aileye aittir.)

    16. yy sonlarında yasef nasi'nin eşi reyna nasi'de (dona gracia mendes'in kızı) kendi evi olan belvedere köşkü'nde bir matbaa kurdurmuş burada eserler bastırmıştır.
    reyna nasi, köşkte kurdurduğu matbaadan sonra da kuruçeşme'de bir matbaa daha kurmuştur.

    15. yy sonunda osmanlı'ya gelen matbaa, 2. beyazıt tarafından türk ve müslüman tebaya yasaklanmış, matbaalarda osmanlıca, arapça ve farsça eserler basılması, çoğaltılması ve bunların satılması yasaklanmıştır.

    işte tam 234 yıl boyunca osmanlı'da yahudiler, ermeniler, levantenler ve rumlar kendi dillerinde eserler basmış, çoğaltmış ve satmışlar, ama türk ve müslüman teba kendi dillerinde basılmış bir esere sahip olamamıştır...

    hoş ibrahim müteferrika ilk müslüman türk matbaasını kurmuş, burada yalnız 17 kitap basabilmiştir. ibrahim müteferrika'nın vefatından sonra gelen 50 yıl boyunca ise sadece 1 kitap basılabilmiş osmanlı matbaasında...

    yani "biz 19. yy başına kadar hiç kitap basamamışız" desek yeridir.
    ama biz matbaanın icadından sonra 350 sene boyunca hiçbir şey ortaya koyamazken, avrupa milyonlarca kitap basmış, osmanlı tebası yahudiler, rumlar, ermeniler ve levantenler de avrupa'dan hiç geri kalmamıştır...
    görsel

    dile kolay.
    tam 234 yıl geri kalmışsın...
    bugün de durumumuz pek farklı değil.
    avrupa ile yahudiler ile aramızdaki 234 yıllık zaman farkını bu geri kalmışlıktan hiç taviz vermeden koruyoruz.

    #tarih
  • şikayet et
  • 43622732
  • kan iftirası

    3.
  • musevilere atılan bir iftiradır, iftiradan ziyade bir nefret söylemidir.

    iftiranın içeriği;
    musevilerin hamursuz bayramının arifesinde sokakta sahipsiz bir hristiyan çocuk görürlerse kaçırdığı, kaçırdıkları bu çocuğu katlederek kanını çıkarıp, bu kanı yaptıkları ekmek ile yoğurdukları yönündedir...
    görsel

    avrupa'da bu iftira yüzünden binlerce musevi katledilmiştir.

    ne var ki museviler osmanlı'ya sığındıklarında da papalık, bu kan iftirası konusunda boş durmamış, osmanlı'daki müslümanları yahudilere karşı kışkırtmak için bu nefret söylemini, bu iftirayı osmanlı coğrafyasına da yaymışlardı.
    görsel

    osmanlı'da bu kan iftirası birkaç kez denenmiş, lakin özellikle kanuni sultan süleyman döneminde bu provokasyon girişimleri sonuçsuz kalmıştı.
    kanuni sultan süleyman'ın saray hekimi moşe hamon, sultan'ı bu iftiranın asılsız bir nefret söylemi olduğuna ikna etmişti.

    kanuni döneminde amasya'da bir kan iftirası provokasyonu yaşanmıştır.

    öyle ki, amasya'da bir ermeni çocuk hamursuz bayramı öncesi kaybolmuş, kaybolan çocuğun yahudiler tarafından kaçırılarak katledildiği yönünde bir iftira ortaya atılmıştı.
    bu iftira neticesinde amasya'da bir haham yakılarak öldürülmüş, yahudilere ait evler basılmış, talan edilmişti.

    lakin daha sonra kayıp olan ermeni çocuk salimen bulunmuş, ama bu iftira neticesinde pek çok musevi'nin darp edilmesi, sinagog yakılması ve bir hahamın katledilmesi engellenememişti.

    işte bundan dolayı kanuni bir ferman yayınlamış, bundan böyle bu tip durumlarda yaşanacak fevri davranışların önüne geçilmesi için bu davalara bizzat kendisinin bakacağını bildirmiştir...

    neticede, avrupa'da yüzlerce yıl yahudilerin katline sebep olan bu iftira, osmanlı coğrafyasında itibar görmemiş, yahudi vatandaşlarımız bu tip iftira ve nefret söylemlerinden uzak, güven içinde varlıklarını sürdürebilmişlerdir...

    #tarih
  • şikayet et
  • 43622516
  • telgrafın telleri

    20.
  • 9 eylül'de ordumuz izmir'e girmiş, nihai zafer kazanılmıştı.

    dünya basınının tek gözdesi mustafa kemal paşa'ydı.

    11 eylül'de bir amerikalı gazeteci mustafa kemal ile tarihi röportaj yapma fırsatını yakalamıştı.
    ilk soru;
    "efendim bu zaferi neye borçlusunuz?"

    mustafa kemal'in bu soruya cevabı ilginçti.
    "telgrafın tellerine..."

    şimdi zaferden biraz geriye gidelim.

    1920'nin sonbaharı.
    ingilizler her türlü casusluk ve konrtrespiyonaj faaliyetlerine karşın bir türlü mustafa kemal ve yakınına sızamıyordu.
    çünkü mustafa kemal istihbarat konusunda ingilizlerden her daim bir adım öndeydi.

    milli kuvvetler bir yere girdikleri an ilk olarak telgraf binasını ele geçiriyorlardı.
    telgraf çok önemliydi.
    mustafa kemal telgrafın telleri sayesinde aynı anda musul, diyarbakır, erzurum, bursa, antalya, adana, gaziantep, trabzon ile haberleşiyor, anlık bilgiler alıp, anlık bilgileri paylaşabiliyordu.
    görsel

    ingilizler buna bir çare bulamıyordu.
    nasıl bulsunlar ki?

    sirkeci'deki büyük postane binasının 2. katı işgal kuvvetlerinin muhabere merkeziydi.
    lakin, bu binanın bir de bodrum katı vardı.
    karakol örgütü mensubu telgrafçılarımız, 2. kattaki muhabere merkezinden, bodrum katına tel çekmişlerdi.
    böylece muhabere merkezine gelen bilgi en geç yarım saat sonra mustafa kemal'in kulağına fısıldanıyordu.

    mustafa sagir böyle yakalandı.
    black jumbo casusları, bupsy paury, mahmut hamdi, diş hekimi ahmet ihsan böyle yakalandı.

    kuşadasında düşen dh-9 yunan uçağından telgrafın telleri sayesinde haberdar olundu, vecihi hürkuş gitti uçağı tamir edip ankara'ya getirdi, o uçak 1 eylül 1921'de bize türk havacılığının ilk zaferini kazandırdı...

    yunan başkomutanı trikupis, telgrafın telleri sayesinde uşak'ta kıskıvrak ele geçirildi...

    saymakla bitmez.

    telgrafın telleri yardımı ile bu millet büyük bir zafer kazanmıştı.

    mustafa kemal bunu hiçbir zaman unutmadı.
    1937 yılında italyan mucit marconi öldüğünde atatürk, italyan bilim adamının ailesine şu telgrafı çekti;

    --spoiler--
    marconi ailesi roma...
    bütün insaniyet, uğradığınız kaybı acı bir surette hissetmektedir.
    bu elim felakette büyük marconi'nin hatırasına karşı taziyelerimle beraber bütün sempatimden emin olmanızı rica ederim.
    kemal atatürk...
    --spoiler--

    bu vesileyle kahraman telgrafçılarımızı başta fatsalı halim efendi, manastırlı hamdi bey, ahmet remzi bey, alaşehirli sami bey olmak üzere şükranla anıyoruz.

    ek: kurtuluş savaşı sırasında ankara'da görev yapan telgrafçılarımız.
    görsel

    #tarih
  • şikayet et
  • 43612532
  • hy brasil

    1.
  • hy-brasil, hy breasil, hy breasail, hy breasal, hy brazil, ı-brasil olarak da bilinen efsanevi ada.

    hy brasil, kelt mitolojisindeki efsanelerde, irlanda'nın batısında atlantik okyanusunda yattığı söylenen ve yine efsanelerde 7 yılda bir görünür hale gelen efsanevi adadır.

    efsanevi adanın isim kaynağı bilinmemekle beraber, irlanda'da yaşayan kelt kabilelerinden biri olan bresail klanından geldiği düşünülmektedir.

    isim benzerliği nedeniyle her ne kadar brezilya'ya ismini veren yer olarak düşünülse de, brezilya ismini ülkede yetişen brazil ağacından almıştır.

    ada her ne kadar efsanevi olsa da, 14. ve 15. yy haritalarında yer almıştır.

    adanın varlığı 17. yy'da yazılan birkaç kitapta da geçer lakin bunların yazarların hayal ürünü olduğu belirtilir.

    brasil adasının yer aldığı bazı haritalar;

    katalan atlası-1375;
    görsel

    piri reis haritası-1513;
    görsel

    salzburg üniversitesi haritası-1570;
    görsel

    abraham ortelius haritası-1595;
    görsel

    hy brasil efsanesi, britanya adalarındaki bir başka efsane ada avalon ile benzerlikler taşımaktadır.
    büyük britanya adasının güney batısındaki efsaneye göre efsane ada avalon da bazen görünür, bazen kaybolur bir haldedir.
    bu bağlamda hy brasil'e irlanda'nın avalon'u diyebiliriz.
    (bkz: avalon/#42715192)

    #tarih
    #mitoloji
  • şikayet et
  • 43590310
  • 1 temmuz 1878 kıbrıs ın ingiltere ye verilmesi

    1.
  • payitaht abdülhamid han tarafından yapılan minik hediyeleşme(!) işlemidir.

    kendini osmanlı torunu zanneden zevat diyor ki "abdülhamid kıbrıs'ı geçici olarak ingiltere'ye verdi..."

    geçici olarak...
    peki ya sonra?
    bu geçici durum hiç mi kalkmadı ortadan?

    bakınız kıbrıs'ın ingiltere'ye verilmesi tamamen hastalıklı bir zihniyetin eseridir.

    kıbrıs ingiltere'ye neden verildi?
    "berlin konferansında ingiltere osmanlı'yı desteklesin" diye.

    ayrıca kıbrıs'ı ingilizlere veren abdülhamid, osmanlı'nın asya'da kalan topraklarına ruslar tarafından bir saldırı olması halinde britanya ordusunun osmanlı topraklarını savunmasına(!) da izin verdi bu kıbrıs sözleşmesiyle...

    dikkat edin bakın, yalnızca "asya toprakları..."

    yani ruslar rumeli'ye saldırırsa ingiltere karışmayacak...

    peki sonra ne oldu?
    ingiltere berlin konferansı'nda osmanlı'yı destekledi mi?

    abdülhamid'in kıbrıs'ı ingilizlere verdiği kıbrıs sözleşmesi'nden 13 gün sonra berlin konferansı toplandı. (13 temmuz 1878)
    görsel

    berlin konferansı'nın sonuçları şöyle;
    1)bosna-hersek imtiyazlı vilayet haline geldi.
    2)doğu rumeli imtiyazlı vilayet haline geldi.
    3)bulgaristan bağımsız prenslik haline geldi.
    4)niş sancağı sırbistan'a bırakıldı.
    5)kars, batum, artvin ve ardahan sancakları rusya'ya bırakıldı.
    6)dobruca sancağı romanya'ya bırakıldı.
    7)van'ın doğusundaki kotur yöresi iran'a verildi.
    8)tunus'un fransa tarafından işgaline zemin hazırlayan tunus üzerindeki fransız yetkileri sözleşmeye döküldü.
    9)vilayet-i sitte adı verilen vilayetlerde ermeniler lehine ıslahatlar yapılması kararlaştırıldı.
    10)manastır vilayetinde bulgar nüfusun hakları için ıslahatlar yapılması kararlaştırıldı.
    11)plav ve gusinye kazaları karadağ'a bırakıldı.

    şartlara bak...!!!
    yani çok şükür ki, kıbrıs verilmiş, kıbrıs sözleşmesi yapılmış(!) ingiltere de bizi desteklemiş...
    ya desteklemeseydi ne olurdu acaba?
    sanırım ingiltere desteklememiş olsaydı ruslar istanbul'u işgal ederlerdi. bundan daha kötüsü olamaz...

    işte ulu hakan'ın(!) kıbrıs'ı vermesi karşılığında bize kazandırdıkları(!)...

    ama sorsan bizim neo osmanlıcılara, "abdülhamid 33 senede 1 karış toprak vermedi" derler...

    tabi lan, bunların hepsini ben verdim aslında.

    abdestsiz evrak imzalamamak şart...!!!

    not: bakınız bugün çok anlamlı bir gün.
    bugün 1 temmuz denizcilik ve kabotaj bayramı...
    her türlü kapütülasyonun kaldırıldığı ve türk denizlerinde gemi işletmeciliğinin yalnızca türkler tarafından yapılacağının ilan edildiği, kabotaj hakkı'nın ilan edildiği gün.
    atatürk'ün büyüklüğünü anlamak için, 1 temmuz'da yaşananlara bakmak yeterli sanırım.
    bir yanda topraklarını koruması için ingilizlere kıbrıs'ı hediye eden abdülhamid, diğer yanda tam bağımsız olmak için aynı gün kabotaj hakkı ilan eden atatürk ve türkiye cumhuriyeti...

    #tarih
  • şikayet et
  • 43577256
  • gecenin tablosu

    108.
  • farkettim ki uzun zamandır yazmıyorum bu başlığa.
    fırsat bulamıyorum aslında...

    neyse, bu gece bir tablo değil, fresk paylaşıyorum.
    görsel

    eserin adı: masumların katli. (bkz: le massacre des innocents)
    yıl: 1304-1306
    sanatçı: giotto di bondone.
    bulunduğu yer: arena şapeli-padova/italya.
    ebatlar: 200 cm x 185 cm.

    freskin hikayesine gelince.
    masumların katli olayı, matta incili'nde geçer.
    isa'nın doğumundan 4 sene önce ölen, roma'nın yahudiye eyaleti valisi hirodes'e (büyük herod, kral herod olarak da bilinir) kahinler yeni doğacak bir bebeğin kendisini ve tahtını tehlikeye sokacağını bildirirler.
    bunun üzerine kral herod 0-2 yaş aralığındaki tüm bebeklerin öldürülmesini emreder ve hristiyanlığın ilk şehitleri olarak kabul edilen masumların katli olayı yaşanır.

    sanatçı giotto di bondone yaptığı bu freskte kral herod'u da sarayın balkonunda katliamı izlerken betimlemiş.
    görsel

    #tarih
    #sanat
  • şikayet et
  • 43568436
  • denizci devletler ve cumhuriyetler

    1.
  • tarih boyunca deniz ticareti ve denizcilikle varolmuş, varlıklarını deniz ticareti ile sürdürmüş devletler/cumhuriyetlerdir.

    bu oluşumlar çıktıkları coğrafyalardan çok uzaklarda koloniler kurmuşlar bu kolonileri ile deniz ticaretine hükmetmişlerdir.

    denizci cumhuriyetler genellikle akdeniz havzasında kurulmuşlardır. lakin bunların kolonileri atlantik'e, hatta hint okyanusuna kadar yayılmıştır.

    denizci cumhuriyetleri 3 ana başlıkta inceleyebiliriz.

    a)antik dönem denizci cumhuriyetler.
    b)ortaçağ-yeniçağ denizci cumhuriyetler.
    c)modern denizci cumhuriyetler.

    a)antik çağ denizci cumhuriyetler;

    1)fenikeliler.
    2)kartaca.
    3)foçalılar.
    4)minos (girit)
    5)akalar (yunanlar),(attika-delos deniz birliği)
    6)lukka/likya
    7)deniz kavimleri.
    a)tyrenler,
    b)iliryalılar,
    c)sicilyalılar,
    d)danuanlar,
    e)şerdenler

    b)ortaçağ-yeniçağ denizci cumhuriyetler.

    1)venedik cumhuriyeti.
    2)ceneviz cumhuriyeti.
    3)ragusa cumhuriyeti.
    4)garp ocakları (osmanlı)
    5)amalfi cumhuriyeti
    6)ancona cumhuriyeti
    7)pisa cumhuriyeti
    8)st jean şovalyeleri-malta
    9)gaeta.
    10)sardunya krallığı
    11)napoli krallığı
    12)hansa birliği
    13)vikingler.

    c)modern denizci cumhuriyetler.

    1)hollanda
    2)ingiltere
    3)portekiz
    4)ispanya.

    ek:
    (bkz: deniz kavimleri/#43560982)

    #tarih
    #coğrafya
  • şikayet et
  • 43566876
  • amerika yı fenikeliler keşfetti iddiası

    1.
  • kuvvetli bulgularla desteklenen iddia...
    görsel

    bir süre önce bolivya'daki puma punku antik yerleşkesi ile ilgili bir yazı yazdım.
    (bkz: puma punku/#43430826)

    burada ilginç bir detaya rastlamıştım; fuente magna kasesi...
    görsel

    bu fuenta magna kasesi'nin üzerinde sümer çivi yazıları vardı.
    üzerinde sümer yazısı bulunan bir nesnenin titicaca gölü kenarında ne işi vardı???

    yine puma punku'yu incelerken, puma punku'nun hemen yanıbaşındaki tiwanaku'da tapınak merkezinde meydanda yer alan yüzler meydanı bir o kadar ilginçti.
    burada amerika kıtsasıyla alakası olmayan ırklara ait yüzler bir duvarda yer alıyordu...
    görsel

    bu antik çağlarda amerika'da yaşayanların, dünyanın geri kalanı ile etkileşim içerisinde olması anlamına geliyordu...

    amerika kıtası colomb tarafından keşfedildi klişesi uzun süredir tartışma konusudur ve bu konuda tarihin yeniden yazılması gerekmektedir.

    kolomb'dan önce amerika kıtasına gidenler, buradaki halklarla etkileşim içinde olanların varlığı belgelerle sabittir.
    örneğin amerika'nın kuzeydoğu kıyıları colomb'dan çok daha önce vikingler tarafından keşfedilmiş ve burada viking yerleşkeleri kurulmuştur.
    görsel

    yine karayiblere colomb'dan çok daha önce gitmiş denizcilerin varlığı tartışılmaktadır.

    öte yandan amerika'nın batı kıyılarınnın da colomb'dan çok daha önce çin'li denizciler tarafından bilindiği amiral zheng he'nin amerika kıtasına 15. yüzyıl'ın hemen başında vardığı konusunda pek çok kaynak vardır. (amiral zheng he, çin'li komutan zhang he ile karıştırılmamalıdır, aralarında 1200 sene var)
    görsel

    ama bizim konumuz bunlar değil...
    fenikeliler...

    18. yy sonlarında kuzey amerika'da massachusetts'teki dighton kayası petroglifleri keşfedildi.
    görsel

    bu petrogliflerin fenike alfabesi ile uyumlu olduğu ve kolombdan iki bin yıl önce kartaca'lı bir grup denizcinin amerika'nın doğu kıyılarına varmış olabileceği tezi ortaya atıldı.

    ardından 1872 yılında güney amerika'da brezilya'da, paraiba'da fenike alfabesi ile yazılmış bir yazıt bulundu...
    görsel
    görsel

    paraiba'da bulunan bu kaya yazıtları fırtına nedeniyle mısır'dan afrika'nın etrafında yelken açan bir filodan ayrılan bir fenike gemisinden; aynı zamanda firavun necho ı veya necho ıı'den de bahseder...

    yapılan araştırmalar gösteriyor ki, brezilya'nın kuzeydoğusu fenikelilerin bu topraklardaki varlığını doğrulayan izlerle doludur.

    avusturyalı profesör ludwig schwennhagen'in brezilya'da yaptığı incelemeler sonrası, amazon boyunca, sidon ve tyre'nin (sur) birçok kralına (mö 887 ila 856) atıf yapılan fenike yazıtlarını bulduğunu ortaya koymuştur.
    görsel

    profesör schwennhagen, fenikelilerin brezilya'yı en azından 800 yıl boyunca bir üs olarak kullandığına ve maddi delillerin yanı sıra yerliler arasında önemli bir dilsel etki bıraktığını söylemektedir.
    profesör schwennhagen'in çalışmaları, camocim (ceara eyaleti), parnaiba (piaui eyaleti) ve mearim (maranhao eyaleti) bölgelerinde antik fenikeliler tarafından yapılmış taş ve kireç duvarların varlığından bahseder.

    ayrıca fransız bir araştırmacı olan apollinaire frot'un bu konudaki çalışmaları da profesör schwennhagen'in tezlerini destekler.

    brezilya'daki fenike varlığının önemli kanıtlarından biri de rio de jeneiro yakınlarındaki pedra da gavea kayasındaki yazıtlardır.
    görsel

    pedra da gavea'daki yazıtlar ilk olarak 16. yy'da hristiyan misyonerler tarafından keşfedildi ve kral pedro'ya sunuldu. bu yazıtların fenike kökenli oldukları ise 300 yıl sonra keşfedildi.
    görsel

    pedra da gavea'daki yazıtlarda "jetbaal'ın en büyük oğlu, tyre kralı bedazir" den bahsedilir.
    görsel

    yukarıda da bahsettiğimiz üzre brezilya, fenikelilerle bağlantılı pek çok yazıt ve bulgu barındırmaktadır.
    longa ve parnaiba nehirlerinin birleşmesinden biraz uzakta, piaui eyaletinde, fenike gemilerinin bağlanması için bir liman ve yine fenike gemilerinin tamir ve imalatı için tersaneler bulunan bir göl bulunmaktadır.
    maranhao eyaletinde, mearim nehrini kuzeye, pindare ve grajau nehirlerinin birleştiği yere ulaşırken, maracu olarak bilinen pensiva gölünün sınırlarında yapılan kazılarda kalın tırnaklar ve bronz dübel içeren taşlaşmış ağaçtan yapılmış fenike tersane araçları bulunmuştur.

    ayrıca, rio de janeiro ulusal müzesi'nde, brezilya kırsalında fenike, süryani ve sanskrit yazıtlarıyla mezar taşları bulunmaktadır.
    görsel

    bugün carajas olarak bilinen brezilya yerlilerine ait isimlerinde, fenike kökenli bugünkü arapça dilinde bulunabilen kelimelerin etimolojisine rastlanılır.
    guaranis, tupis, guajajaras, chambicas, anajás, carijos, vb.gibi diğer brezilyalı yerli kabileleri, sözcük dağarcığında kökeni fenike olan binlerce arap kelimesine sahiptir.

    keza fenikelilerin ölü gömme ritüeline neredeyse tüm brezilyalı yerli kabilelerde rastlanılabilir.

    her şeyden önce şu bilinmelidir ki, fenikeliler topraklarla ilgilenmiyordu. yani istilacı-sömürgeci değillerdi. onlar ticaret yapan insanlardı ve sadece ticaretleri ile ilgileniyorlardı.
    fenikeliler bu özellikleri sayesinde mısır, asur, pers hegemonyaları altında yaşamalarına rağmen varlıklarını sürdürebilmişlerdir.

    lakin bu tarihlerden sonra gerçekleşen yunan ve roma istilalaları yüzünden fenikelilerin bu çok uzaklardaki kolonileri ile irtibatları kesildi.
    bu tarihlerden sonra fenike uygarlığı yok oldu.
    dolayısıyla fenikeliler bir daha amerika'ya gidemediler, amerika'da kalan fenikeliler de yerli halkın arasında eriyip gitti...

    günümüzde sur olarak bilinen fenike şehir devleti tyre'de bulunan fenike yazıtları, moloch boğazı'nın ötesindeki bir bölgeye (bugünkü cebelitarık) bir fenike gezgini seferine, "denizin karaya nüfuz ettiği" yerinden bol miktarda yiyeceğin ve odunların olduğu bir yerden bahsederler.

    yine bir fenike şehri olan sidon'da yapılan kazılarda, fransız arkeologlar 1860'ta arkeolojik testlere göre sadece güney amerika'da rastlanabilecek birçok ahşap eser buldular.
    bu ahşap eserler brezilya'da balta kırıcı (quebracho/quebra machado) olarak bilinen ağaçtan yapılmışlardı.
    görsel
    görsel

    şüphesiz ki bu bulgular güney amerika'daki fenike varlığını ve fenike gemilerinin dayanıklılığını, brezilya'daki fenike tersanelerinin varlığını doğrular nitelikteydi.

    seçkin bir lübnan tarihçisi olan edmund bleibel, "lübnan genel tarihi" adlı kitabında şunları söylüyor:

    --- alıntı ---
    fenikeliler afrika'da kurulduğunda ve cebelitarık imparatorluklarının sınırı olduğunda, jbail (byblos) ve karısı harmonia (harmony) büyük bir filo hazırladı ve “ebedi adalar” ı (kanarya adaları) aramak için muazzam denize yöneldiler ama sonsuza dek kayboldular.
    ruhlarının iki yılan içerdiği söylenirdi, bu da yaşamlarının tanrı baal'ın isteğiyle yenilenmiş olduğu anlamına geliyordu.

    daha sonra okyanusu geçtikleri ve bugün güney amerika'nın bulunduğu bölgeyi keşfettikleri doğrulandı.
    bu, christopher columbus'tan 3000 yıl önce oldu.

    ilk keşfettikleri yeni toprakları, "tanrı kıtası" anlamına gelen "barr ılu" adını verdiler.
    ulus kurulduğunda ve yönetimi organize edildiğinde, orayı yönetmek için seçilen kraliçe, "savaşçıların kraliçesi" anlamına gelen "amazonların kraliçesi" olarak bilinen mirinieh mirubieh'di. bu kraliçe, kritik bir durumdaki jbail'i (byblos) kurtarmak için lübnan'a gönderildi.

    "amazonların kraliçesi", daha önce atlantik okyanusu olan mirubi okyanusu olarak bilinen okyanus "büyük okyanus" olarak adlandırılıyordu.

    tyre'nin büyük gezgini olan cadmus, şehrini - cadamiat - brezilya'da konuşulan cuchite dilini incelemek için bilimsel bir göreve bıraktı.

    sidon, jbail ve tyre'den ayrılan her filoda brezilya'ya giden 200 veya 300 tekne vardı. en küçük olanı, mürettebat üyelerini destek malzemeleri ve ekipmanlarıyla getirmek için kullanıldı. genellikle dinlenmek ve malzeme almak için tunus'ta ve kanarya adaları'nda durdular.

    brezilya'daki fenike uygarlığı anıtları arasında, bugün bu ülkenin takdire şayan büyüklüğünde tamamen kaybolan "airo" adlı bir şehir vardır.
    eski sakinleri, tıpkı irlandalılar gibi fenike soyuna ait olmaktan gurur duyuyordu.
    kral hiram'ın zamanında altın almaya gelen tyrelilerin torunları olduklarını söylerlerdi. bu değerli metali, tyre'ye ve kudüs kralı salomon'a, bu mineralin çok bol olduğu ofir topraklarından aldılar. amazon nehri sınırlarında bulunur.
    --- alıntı ---

    sahi amazon demişken, amazon nehri'ne verilen adın kökeni nedir?
    ispanyol conquistador'lar amazon nehri boyunca ilerleyip atlantik kıyısına ulaştıklarında kendilerine saldıran yerliler arasında kadın savaşçılar görmüşlerdi, bu yüzden bu nehre amazon adını vermişlerdir.
    (bkz: amazonlar/#43238474)

    fakat yerliler bu nehre solimoes diyorlardı.
    solimoes yani solomon--->süleyman.

    bu ortadoğu kökenli bir isimdi ve amazon deltasında, surinam ve guyana'da bile aramice, süryanice ve hatta sanskritçe çivi yazılarının varlığı bu nehir boyunca yerleşen fenikelilerin bu nehre bu ismi verdiğini ve yerel halkla barış içinde yaşayıp ticaret yaptığını bize gösterir.

    brezilya kıyılarının, avrupalılar tarafından keşfinden çok önceleri yakın doğudan birçok denizci tarafından zaten bilindiği söylemleri vardır.
    bu topraklara aşina olan ilk avrupalı denizci, bu gerçekle ilgili belgeleri vatikan arşivlerinde bulunan romalı severus pompeus'tur.
    severus pompeus'un bu toprakların varlığından suriyeli kölesi sayesinde haberdar olduğu yazmaktadır.

    tıpkı severus pompeus gibi, cristof colomb'da bu toprakların varlığından haberdardı.
    colomb'un elinde bu uzak topraklarla ilgili bir güzergah, bir harita ve belgeler vardı.
    colomb'un bu belgeleri tesadüfen bir kazı sırasında toprağın altında bulduğundan bahsedilir.
    colomb iyi bir denizci olduğundan dolayı bulduğu bu papirüslerin bilinmeyen topraklara ait haritalar olduğunu anlamış ve eline geçen bu bulgular ile yeni topraklar aramak adına kendisine destek verecek kral ve devletler aramıştır.

    colomb'un bulduğu bu belgelerin yüzyıllar önce trablus'lu bir denizci tarafından yapılmış haritalar olduğu düşünülmektedir.

    daha sonra colomb, bu olağanüstü bulgular hakkında çok önemli bir haritacıdan bir fikir aldı. bölgeyi herkül sütunları'nın (cebelitarık boğazı) ötesinde bulunan büyük bir bölge olarak ilan etti.
    ayrıca bu bölgeden ele geçecek servetin çok büyük olduğunu ve bu yerde o kadar değerli hazinelerin bulunduğunu ve bu bölgelere hakim olacak kişinin dünyanın efendisi olacağını söyledi...

    yani colomb'un amerika'yı keşfi, amerika'ya, daha doğrusu kendi zannınca hindistan'a yaptığı bu yolculuk da, kendisinden 2000 yıl evvel fenikelilerin yaptığı keşifler ve elde ettikleri bulgular sayesinde olmuştur.

    #tarih
    #coğrafya
    #arkeoloji

    -------------------------------
    ----------------------------
    kaynaklar;
    https://faculty.ucr.edu/~...biados/texts/brazilph.htm
    http://www.clevelandmemor...g/ebooks/arabs/Pg011.html
    https://www.middleeasteye...t-columbus-or-phoenicians
    https://www.boloji.com/ar...oenicians-in-the-americas
    https://babakfakhamzadeh.com/phoenicians-in-brazil/
    https://books.google.com....m%20Phoenicia&f=false
    https://en.wikipedia.org/...discovery_of_the_Americas
    https://en.wikipedia.org/...st_of_Pedra_da_G%C3%A1vea
    https://en.wikipedia.org/wiki/Dighton_Rock
    https://www.baslibrary.or...-archaeology-review/5/1/7
  • şikayet et
  • 43565954
  • dido

    140.
  • 6 sayfa entry var başlıkta.

    tam 6 sayfa. ama ne yazık ki dido'nun kartaca kraliçesi, kartaca'nın kurucusu olduğunu kimse yazmamış...

    oysa ki dido, bilinmeyi hakeden bir tarihi karakter.

    koskoca kartaca'nın kurucusu bu kadın...
    elissa olarak da geçer (yunan kaynaklarında).
    görsel

    kraliçe dido, vergilius'un (virgil) hikayelerinde truvalı aeneas'ın sevgilisi olarak betimlenir.
    hikayeye göre truva'dan kurtulanlarla birlikte aeneas denize açılır ve kartaca'ya gelir, burada dido ile tanışır ve birbirlerine aşık olurlar.
    lakin bu sırada haberci hermes gelir ve zeus'un "truvalılara italya'da kent kurmalarını" söylediğini aeneas'a hatırlatır.
    bunun üzerine aeneas ve truvalılar gizlice kartaca'dan ayrılıp italya'ya kaçarlar, aeneas'ın kendisini terk etmesi üzerine dido çok üzülür ve intihar eder...
    görsel

    tabi bu mitolojik hikaye roma'lıların kendilerini truva soyundan etrüskler ile akraba olduklarını, tanrılar tarafından kutsandıklarını vurgulamak amacıyla yazılmış ve yine roma'nın düşmanı kartaca kraliçesini, dolayısıyla da kartaca'yı yermek-kötü göstermek amacıyla yapılmış bir propagandadan başka bir şey değil.

    oysa ki kraliçe dido gerçek bir karakter ve kartaca'nın kurucusu...
    görsel

    dido ismi fenike dilindedir ve david isminin dişil halidir.

    dido aslında bugünkü lübnan'daki sur (tyre) kentinin kraliçesidir.
    asurlular'ın sur kentini yağmalaması ve yıkmasının ardından gemilerle bu toprakları terk etmişler ve bugünkü tunus kıyılarına çıkmış, kartaca'yı kurmuşlardır.
    görsel

    dido'nun kartaca'yı kurmasının da mitolojik bir hikayesi vardır.

    halkı ile birlikte yurdunu terk eden kraliçe dido, tunus'a varır ve buranın kralı tarafından saygı ile karşılanır.
    kral bu halkın ülkesine faydalı olacağını düşünür ve dido'ya ne talep ettiğini sorar.
    dido da kraldan "bir öküz postu kadar toprak" ister.
    kral bu isteği kabul eder.
    kraliçe dido bir öküz derisini yere yayar, bu deriyi incelte incelte iplik haline getirir ve bir şehir kuracak kadar toprak elde eder ve böylece kartaca kurulmuş olur.
    görsel

    #tarih
    #mitoloji
  • şikayet et
  • 43565151
  • papalığın avignon a taşınması

    1.
  • vatikan'daki papa ile fransa kralı dördüncü philippe'nin karşılıklı olarak birbirlerine artislik yapması neticesinde fransa'nın şantaj ve tehditlerle 5. clemens'i papa seçtirmesinin ardından gerçekleşen ve yaklaşık 70 yıl boyunca devam eden süreç.

    papa 5. clemens (kendisi fransızdır) ile birlikte papalık merkezi vatikan'dan fransa'nın avignon şehrine taşınmış ve 1309'dan 1378'e kadar 7 papa avignon'da ikamet etmiştir.

    bu döneme fransız papalar dönemi yahut avignon papalığı (bkz: Avignon Papacy) adı verilir. bazı kaynaklarda ise bu dönem "babil esareti" olarak geçer.

    avignon papalığı döneminde avignon sarayında görev yapan papalar şöyle;
    ►Papa V. Clemens
    ►Papa XXII. Ioannes
    ►Papa XII. Benedictus
    ►Papa VI. Clemens
    ►Papa VI. Innocentius
    ►Papa V. Urbanus
    ►Papa XI. Gregorius.

    görsel

    avignon'daki papalık sarayı, yani Palais des Papes unesco dünya mirası listesindedir.
    görsel
    görsel

    papalığın avignon'a taşınması bana göre rönesans döneminin asıl başlangıcıdır.
    zira papalığın vatikan/roma'dan gitmesi ile roma baskısı altında olan floransa, pisa, siena, livorno gibi toscana bölgesi şehirleri, ve po ovasındaki şehirler gelişmiş, özgürleşmiş ve zenginleşmiş, bu dönemde rönesans'ın temelleri atılmıştır.
    görsel

    yani bu örnekte görüldüğü gibi, din bir yerden ne kadar uzak olursa, din baskısı ne kadar azalırsa o yer o kadar özgürleşir, zenginleşir ve ileri gider...

    #tarih
  • şikayet et
  • 43562474
  • padişah ikinci abdülhamid

    135.
  • malum kesim yine ayakta.
    "abdülhamid'e hakaret ettiler" diye tweetler atıyorlar, gündem yaratmaya çalışıyorlar...

    "abdülhamit emparyalizmin uşağı bir diktatördür" demiş merdan yanardağ...

    burada merdan yanardağ'ı savunmayacağım.

    burada geçen abdülhamid ve emperyalizm uşaklığı konusunda birkaç tarihi örnek bırakmak istiyorum...

    1)1899'da çin'de boxer isyanı çıktı.
    uzun uzun anlatmaya gerek yok, avrupalı emperyalistlerin çin'den kovulması için çıkan bir isyan bu.
    boxer isyanına pek tabi ki çin'deki müslümanlar da dahil oldular.
    bunun üzerine alman imparatoru wilhelm, sultan 2. abdülhamide müracaat ederek, çine bir nasihat heyeti göndermesini istedi.
    abdülhamid, wilhelm'i kırmadı ve çin'e 9 kişilik bir nasihat heyeti gönderdi.
    nasihat heyeti çin'deki müslüman cemaatlerle görüştü ve boxer isyanına destek vermemelerini istedi.
    ayrıca çin'deki müslümanlar üzerinde halifenin etkisini tesis etmek amacıyla çin'de
    pekin hamidiye islam universitesi adı altında bir de okul kuruldu. burada avrupa'dan sağlanan fonlarla çin'deki müslüman gençler avrupa'ya karşı ayaklanmamak için eğitildiler.
    (bkz: abdülhamid in çin e gönderdiği nasihat heyeti/#8208586)
    --------------------------------

    2)yine 1899 yılı.
    bir başka isyan, bu sefer yer filipinler...
    filipinler'i ispanyollardan alan amerikalılar ispanyollardan kalan sömürgecilik anlayışını devam ettirmiş, böylece adalarda yerli halk ile abd'li işgalciler arasında uzun yıllar sürecek filipin-amerikan savaşı başlamıştır.

    amerika'ya karşı bağımsızlık mücadelesi veren filipinli yerli direnişçiler içinde müslüman halk da vardı.
    vakti zamanında adalarda hüküm süren sulu sultanlığı'nın bakiyesi müslümanlar ve moro müslümanları da filipin direniş kuvvetleri ile birlikte bağımsızlık mücadelesi vermekteydi.

    işte bu duruma istinaden de amerika, islam dünyasının halifesinden yardım talebinde bulundu.
    2. abdülhamid'de amerika'nın talebini geri çevirmeyerek, filipinli müslümanlara "abd'ye karşı direnmemelerini" nasihat eden bir mektup yazdı.

    yeryüzündeki bütün müslümanların hamisi olması gereken halife, amerika ile beraber hareket etmiş, filipinlerdeki müslümanlara "akıllı olun" çağrısında bulunmuş, sömürgeciliğe, emperyalizme hizmet etmişti...
    (bkz: abd ye karşı ayaklanan müslümanları uyaran halife/#40941745)
    ----------------------------------------

    3)bu kez yıl 1903...
    rusların baskısıyla iki günahsız askeri idam ettirmesi.
    bu da manastır'da rusların baskısı ile abdülhamid'in fermanıyla günahsız yere idam edilen jandarma er halim ve jandarma er abbas'ın hikayesidir.
    şuradan okuyabilirsiniz;
    (bkz: ikinci abdülhamit in mazlum askerlerini astırması/#42699757)

    --------------------
    -------------------
    benim bu konuda yazacaklarım bu kadar.
    sanırım neyin ne olduğunu az çok anlamışsınızdır.

    isteyen vermiş olduğum bu 3 tarihi örneği istediği kaynaktan araştırabilir.

    #tarih
  • şikayet et
  • 43562112
  • deniz kavimleri

    5.
  • sea people olarak bilinen ve mö 13 ve mö 12. yy'larda özellikle doğu akdeniz'de görülen, antik fenikelilerin mirasçısı olan kavimlerdir.

    tek bir kabile, tek bir millet, tek bir ulus değil ekseriyetle korsanlık faaliyeti yürüten şehir ve sitelerin birleşmeleri ile ortaya çıkmış istilacı, yağmacı, korsan bir oluşumdur.

    örneğin deniz insanları grubundaki lukkalılar(likya) tarihte bilinen ilk korsanlardır.
    görsel

    luvilerden oluşan batı anadolu'lu deniz insanları dışında, fenikeliler, antik filistinliler, traklar, etrüskler(tyrenler), iliryalılar, mikenler(ekveş), sicilyalılar(şekeleş), danuanlar(danyanler) ve sardunyalılar(şerden) da deniz kavimleri oluşumunda yer almışlardır.

    mö 13 yy-12 yy döneminde özellikle doğu akdeniz'de hitit ve mısır hakimiyeti altındaki kıyı bölgelere saldırılar yapmışlar, pek çok şehri yıkıp tahrip etmişlerdir.

    örneğin medeniyetin beşiği olarak bilinen knossos'u(girit) yağmalayıp yıkanlar bunlardır.
    yine doğu akdeniz'deki ugarit'i de hazırlıksız yakalayıp yakmışlardır.

    deniz kavimlerinin bu saldırgan ve yağmacılığına karşı hititler günümüzde silifke açıklarında bulunan dana adası'nda aynı anda 200'den fazla geminin inşa edildiği antik çağların en büyük tersanesini yapmışlar ve burada inşa ettikleri gemilerle doğu akdeniz'deki güvenliklerini sağlamaya çalışmışlardır.
    görsel

    ilginçtir ki deniz kavimlerinin saldırılarından korunmak için dana adasında tersane ve üs inşa eden hititler, bu adada gemi yapım işini yine deniz kavimlerinden olan danyenlere vermişler, onlarla ittifak yapmışlardır.

    zaten bu dana adasının adı da danyenler'den gelmektedir.
    danyen--->danuan--->dana adası...

    hititler'in doğu akdeniz güvenliği için yaptığı bu hamle de işe yaramamış, deniz kavimleri yağmacılığa, korsanlığa devam etmişler ve akdeniz ticareti için uzun yıllar bir tehdit oluşturmuşlardır.
    deniz kavimlerinin saldırıları sonucu mısır-hitit arasındaki ticaret durma noktasına gelmiş, hitit başkenti hattuşaş'da kıtlık başlamıştır.

    hititlerin zayıflaması ve ardından yıkılmasının sebeplerinden biri işte bu deniz kavimlerinin yaptığı saldırılardır.

    deniz kavimleri sadece anadolu, ege ve hitit'e değil, antik mısır'a da fevkalade zarar vermiştir.
    deniz kavimleri'nin mısır'a yaptıkları saldırılar sonucunda mısır yıllarca nil deltasını savunmak zorunda kalmış ve ticaretleri büyük zarar görmüştür.
    görsel

    #tarih
  • şikayet et
  • 43560982
  • tcdd nin sembolü olan yunan tanrısı

    1.
  • zeus'un oğlu haberci hermes'tir...

    tcdd'nin sembolü şudur;
    görsel

    bunun hikayesini yeni öğrendim.
    çok ilginç geldi...

    tcdd'nin bu sembolünün sırrı haydarpaşa garı tarihi binasında gizli.

    2. abdülhamid döneminde 1906'da yapımına başlanan ve 1908'de hizmete açılan haydarpaşa gar binasının tavan süslemelerinde şöyle bir sembol var;
    görsel

    daha yakından bakalım;
    görsel

    kanatlı bir tekerlek sembolü.

    bu semboldeki kanatlar mitolojideki tanrılar arasındaki haberleşmeyi sağlayan hermes'in kanatları.
    zeus'un oğlu haberci hermes...

    burası bir gar binası olduğu için hermes'in kanatları bir tekerleğe eklenmiş, böylece demiryollarının hızlı bir ulaşım yöntemi olduğu vurgulanmış.

    gel zaman git zaman alman ve italyan sanatçılar tarafından tasarlanan bu hermes'in kanatlı tekerleği cumhuriyet'in ilanından sonra da aynen korunmuş ve devlet demiryollarının, yani tcdd'nin sembolü olmuş.

    tcdd'nin ilk amblemi şöyle;
    görsel

    zamanla makyajlanıp, değiştirilerek bugünkü ambleme kadar gelinmiş...

    haydarpaşa garı biliyorsunuz ki khalkedon antik kenti kalıntılarının üzerinde yapılmış.
    daha önce bosphorus hikayesinde zeus'un yasak aşkı io ile olan macerasını ve hera'nın io'ya yaptığı eziyeti anlatmıştık.--> (bkz: bosphorus/#42279727)

    işte bu mitolojik efsanede hera, kocası zeus ve io'yu basıyor, zeus hera'nın korkusundan io'yu bir ineğe çeviriyor. lakin hera bunu anlıyor ve ineğin başına bir sinek musallat ediyor ve io'yu tutsak ediyordu.

    efsaneye göre sevgilisi io'nun tutsaklığına üzülen zeus, oğlu hermes'i io'yu kurtarmak için görevlendiriyor.
    hermes'de zavallı io'yu esaretten kurtarıyor ve onu khalkedon'a getiriyor.
    kalkedonlular zeus'un habercisi hermes'in getirdiği bu ineğin kutsal olduğunu kabul ediyorlar ve ona saygı gösteriyorlar. böylece io'da kalan ömrünü kalkedon'da geçiriyor...

    ne tesadüf ki, hermes'in io'yu getirip emanet ettiği kalkedon'da binlerce yıl sonra inşa edilen gar binasında sembol olarak hermes'in kanatları kullanılıyor...

    şüphesiz ki abdülhamid o kanatların bir yunan tanrısına ait olduğunu bilse müsade etmezdi diye düşünüyorum...

    #tarih
  • şikayet et
  • 43560814
  • ikinci abdülhamid in en büyük başarısı

    5.
  • ikinci abdülhamid...
    osmanlı'nın son dönemlerinde 33 yıl tahtta kalan padişah.
    bu 33 yıl boyunca osmanlı'nın en fazla olumsuzluklar yaşanan dönemi olmuştur.
    abdilhamid ise en çok toprak kaybeden padişah...

    abdülhamid'in bana göre en büyük başarıları şunlar;

    1)bakteriyolojihane i şahane'yi kurdurmuş olması.
    2)çanakkale boğazı savunma bataryalarını modernize etmesi...

    abdülhamid'in kurdurduğu bakteriyolojihane-i şahane ülkemizin ilk mikrop ve bakteri kuruluşudur, cumhuriyet döneminde hıfzısıhha enstitüsüne dönüşmüş, yerli ve milli aşı üretilmiştir.
    abdülhamid'in kurduğu, atatürk'ün çağ atlattığı bu kuruluşu, akp iktidarı kapatmıştır.

    abdülhamid'in diğer başarısı da çanakkale boğazı savunmasını güçlendirmesidir.
    abdülhamid'in çanakkale tahkimatlarını güçlendirmesi, çanakkale zaferimizin en büyük etkenlerinden biridir.

    ha, unutmadan.
    abdülhamid'in en büyük başarılarından biri de şu ahşap dolaptır.
    görsel

    gerçekten abdülhamid iyi bir marangozdu.
    yaptığı bu dolap paha biçilmez bir sanat eseridir.
    abdülhamid iyi bir marangozdu çünkü kendini en güvende hissettiği yer atelyesiydi.
    çevresindeki herkesten "bana darbe yapacaklar" düşüncesi ile korkan abdülhamid kendisini saatlerce atelyesine kapatır ahşap işleri ile uğraşırdı.
    işte bu ahşap sanat eserleri de abdülhamid'in korkusunun bir ürünüdür.

    #tarih
  • şikayet et
  • 43558299
  • fatih sultan mehmet portresini ibb nin alması

    19.
  • şahsen beni çok mutlu eden gelişme...
    bellini'nin yaptığı fatih tablolarından birine nihayet sahip olduk.
    bu eser fatih'in günümüze ulaşabilen 3 portresinden biridir. o yüzden çok çok önemli.

    yukarıda bir arkadaşımız yazmış, "o eser yurtdışına nasıl çıktı" diye.
    şöyle, bu tablolar 2'şer, 3'er tane yapıldı bellini tarafından.
    birer tanesi sarayda istanbul'da kaldı, diğerleri bellini'nin özel koleksiyonunda.

    yani bu tablo bizde kalan nüsha değil, bellini'nin özel koleksiyonunda bulunan tablolardan biri.

    bizdeki nerde?
    meçhul...

    malesef cumhuriyet dönemine kadar bu tip şeylerin kıymeti bilinmedi.
    piri reis'in emsalsiz dünya haritası bile tesadüfen bulundu--->(#39777656)

    neyse gelelim tabloya...
    tabloda fatih'in yanında resmedilen kişi hakkında yaygın kanı cem sultan olduğudur.
    bugün bazı kaynaklar da "fatih ve cem sultan portresi" diye verdiler haberi.

    sanattan, bilimden ve tarihinden bu kadar uzak bir toplumda şahsen bu tablodaki kişinin cem sultan olarak lanse edilmesi beni şaşırtmadı.

    lakin tablodaki kişi cem sultan değil.
    zira tablodaki genç adam bilinen cem sultan figürlerinin hiçbiri ile uyuşmuyor.

    fatih'in 3 oğlu var.
    beyazıt, mustafa ve cem.

    şehzade mustafa, bellini'nin istanbul'a gelmesinden çok önce vefat etmiş.
    şehzade beyazıt ise tablo yapıldığında 32-33 yaşlarında ve kendisi sancakta görevli.
    yani tablodaki genç adam (20-21 yaşlarında) beyazıt olamaz.

    cem sultan olabilir -ki cem sultan'ın yaşı bu tarihe uyuyor- ama yukarıda belirttiğimiz üzre cem sultan'ın bilinen görüntüsü ile bu tablodaki genç adamın alakası yok, keza cem sultan da abisi beyazıt gibi sancakta bulunmakta.

    zaten sanatçı tablodaki genç adam hakkında not düşmüş;
    “sultan 2. mehmet, mevki sahibi genç ile birlikte” diye...

    yani bu şahıs fatih'in oğullarından biri değil.
    genç yaşta makam mevki sahibi olan biri.
    ihtimaldir ki bu genç adam dönemin venedik balyosu'nun oğlu.

    gentile bellini sarayda çalışırken venedik balyosunun oğlu da kendisine yardımcı oluyor, hatta tercümanlık yapıyor.
    bellini'nin fatih ile birlikte olduğu tüm zamanlarda venedik balyosunun oğlu da fatih ve bellini'nin yanında. bu bilinen bir gerçek.

    o yüzden benim görüşüm bu genç adamın venedik balyosunun oğlu olduğu yönünde...

    nacizane bu tablodaki genç adamın, fatih sultan mehmet'in gençliği olduğunu düşünüyorum bunlara ilave 2. bir teori olarak.

    portrede fatih sultan mehmet 1479 yılındaki hali ile 21 yaşındaki haline, yani istanbul'u fethetmiş fatih'e bakıyor...

    bellini bu tabloyu yaparken böyle bir mesaj vermiş olabilir bence.

    15. yüzyılı düşünelim, orta yaşlı bir adam ve genç bir adam birbirine dönük vaziyette ressamın karşısında poz veriyorlar, saatlerce duruyorlar.

    her neyse...dediğim gibi, beni çok mutlu eden bir gelişme oldu bu.
    emeği geçen herkese teşekkürler.

    bu arada yukarıdaki arkadaşlarımızdan biri "kültür bakanlığı ne yapıyor, onlar neden sahip çıkmıyor" şeklinde serzenişte bulunmuş.
    yiğidi öldürelim ama hakkını verelim.
    kültür bakanlığımız da yurtdışındaki eserlerimiz konusunda çok iyi çalışmalar yapıyor.
    yani bir herakles lahidinin getirilmesi alkışlanacak bir iş.
    hatta daha geçenlerde ülkemizden çalınan iki boğalı kağnı heykeli ve sidamara tipi lahit filmlere konu olacak bir operasyonla ülkemize getirilmişti.
    (bkz: çalınan 2 antik eserin türkiye ye getirilmesi/#42871902)

    o yüzden kültür bakanlığımızın bu çalışmalarını beğeniyor ve haberdar oldukça paylaşıyorum.

    bütün bunlar bizim kültür hazinelerimizdir, benliğimizin birer parçasıdır.

    umarım yurtdışındaki tüm eserlerimiz bir gün ait oldukları yere geri dönerler.

    hamiş;
    fatih sultan mehmet han babamıza ait çok kıymetli bir başka hatıra da new york metropolitan müzesinde.
    çok anlamlı, çok kıymetli bir madalyon.
    floransalı lorenzo medici'nin fatih'e hediyesi.
    (bkz: leonardo fatih sultan mehmet ve medici ailesi/#43346667)

    hazır bu gazla, şu medici madalyonunu da türkiye'ye getirebilsek çokomelli olur. onu da belki mansur başkan getirir, kimbilir???

    #tarih
    #sanat
  • şikayet et
  • 43554252
  • refah faciası

    7.
  • 79 yıl önce bugün 23 haziran 1941'de mersin limanı'nın 40 mil açığında kimliği belirsiz bir denizaltı tarafından torpillenerek batırılan türk gemisi.
    görsel

    aslında gemimizi batıran bir fransız denizaltısıdır.
    zira savaş sonrası fransa hükümeti bu facianın tazminatı olarak bize 2 savaş gemisi vermiş ve olayın üzeri kapanmıştır.

    bir başka kaynağa göre de refah şilebi italyan donanmasına ait ondina denizaltısı tarafından batırılmıştır. (Prof. Dr. Jurgen Rohwer- U. S. Naval Institute Press,
    Annapolis publications-Submarine Successos 1939-1945)

    refah şilebinin batması bize çok pahalıya maloldu.

    refah şilebinde;
    ►üçü gemi komutanı, 1 başçarkçı olmak üzre 15 deniz subayı,
    ►48 deniz astsubayı,
    ►63 erbaş ve er,
    ►16 hava subayı,
    ►25 sivil denizci.

    olmak üzre toplam 167 şehit verdik.
    bu faciadan sadece 32 kişi sağ olarak kurtulmayı başarmıştır.
    görsel

    refah şilebi ingiltere'de inşa edilen "reis" sınıfı 4 adet denizaltımızı teslim alacak denizcilerimizi ve ingiltere'de eğitim görmeye gidecek olan havacılarımızı taşıyordu.
    mersin'den mısır'ın port said limanına gidecek, denizcilerimiz ve havacılarımızı burada bırakıp geri dönecekti.

    ingiltere'de inşa edilen bu 4 denizaltı ve türk havacılarının ingiltere'de eğitime gitmeleri türkiye'yi kendi saflarında savaşa dahil etmek isteyen almanları rahatsız ediyordu şüphesiz.

    refah şilebimiz bu yüzden batırılmış olabilir.
    zaten olayın faillerine baktığımızda bunu görebiliyoruz.

    olayın 2 faili var.
    1)alman kuklası vichy fransası hükümeti.
    2)alman müttefiki italya'nın ondina denizaltısı...

    lakin bu olay türkiye'ye geri adım attırmamış belli ki.
    refah faciasından sonra da pek çok türk pilotu eğitim için ingiltere'ye gitmiş, raf bünyesinde pilotluk yapmıştır.

    hatta ingiltere'ye giden bu pilotlarımızdan 12 tanesi almanlar tarafından düşürülerek şehit edilmiştir.
    bu yüzden londra'da brookwood türk hava şehitliği mevcuttur ve burada 2. dünya savaşında şehit olan türk pilotları yatmaktadır.
    görsel
    görsel

    detay: (bkz: ikinci dünya savaşında şehit olan 14 türk pilot/#23094458)

    refah şilebinin batırılması sonrasında ulaştırma ve milli savunma bakanları istifa etmişlerdir. (bugün garip geliyor belki ama siyasetçiler istifa nedir biliyorlarmış o dönemde)
    görsel

    tabi üzerinden yıllar geçse de refah faciası unutulmamış, 1972 yılında mersin'de refah şehitleri anıtı yapılmıştır.
    görsel

    mersin'deki bu anıt, japonya'daki ertuğrul şehitleri anıtı'nın bir eşidir.
    bu anıtın japonya'daki anıt ile eş olarak benzer yapılması birbirinden binlerce mil uzak, iki denizdeki şehitlerimizi bir diğerinden ayırt etmeden, aynı tip birer abide ile
    ebedileştirmek arzusunun vurgulanmasıdır.

    şehitlerimizin ruhları şad olsun.

    #tarih
  • şikayet et
  • 43545307
  • antik foçalılar

    1.
  • evvelce pelasglar ardından luviler'den oluşmuş, mö 9. yy- mö 6.yy arasında akdeniz ve karadeniz'de müthiş bir ticaret ve koloni imparatorluğu kurmuş anadolu halkı.

    antik foçalılar anadolu'nun öz halkı olmalarına rağmen bugün yunan/iyon olarak kabul ediliyorlar.

    eh, bunda kabahat tabi ki bizim.

    sen tarihine, kültürüne sahip çıkmazsan başkaları çıkıyor.

    halihazırda türk üniversitelerinde pelasglar ve luviler ile ilgili bir kürsü bile yokken, avrupa üniversitelerinde bu toplumlar için kürsüler kuruluyor, çalışmalar yapılıyor.

    her neyse...
    heredot'a göre antik Foçalılar, Batı Akdeniz’e yelken açma becerisini gösteren ilk Yunan kavmidir.
    akdeniz ve karadeniz'de pek çok koloniler kurmuşlardır.

    bazı foça kolonileri;
    massalia (günümüzde marsilya)
    nicaea (günümüzde nice)
    antipolis (antibes)
    ampurias (ispanya)
    tartessos (günümüzde andalusia-ispanya)
    alalia (korsika)
    elea (italya)
    pestum (italya)

    görsel

    antik foça'lılar mö 546'daki pers istilasına kadar akdeniz ticaretine yön verdiler.
    ne var ki pers istilasına dayanamadılar ve foça'yı (phokaia) terk edip kolonilerine yerleştiler.

    antik foça'lıların en önemli kolonileri şüphesiz ki güney fransa'daki nicaea ve massalia idi.
    nicaea'yı biz iznik olarak biliyoruz, lakin bizim iznik, henüz nicaea ismini almadan önceki ismi antigoneia'dır.
    iznik henüz nicaea değil, antigonea iken, antik foçalılar güney fransa'da zafer tanrıçası nike adına kurdukları bu şehre nicaea adını vermiştir.
    bu şehir günümüz fransasındaki nice şehridir.
    (bkz: nicaea/#42864798)

    antik foçalıların güney fransa'daki diğer önemli kenti massalia ise bugünün marsilya'sıdır.
    marsilya'da eski liman girişindeki plakada da şehrin mö 600'lerde antik foça'lılar tarafından kurulduğu yazar.
    görsel

    ayrıca antik foça'lıların sembolü olan horoz da, marsilya kolonisi vasıtası ile bu koloni ile bütünleşmiş, 1789 fransız ihtilali sonrası marsilyalılar üzerinde horoz sembolü olan bayraklarla kutlamalar yapmış, ihtilalci subaylar da bunu çok beğenmişler ve antik foça'lıların marsilya'ya mirası olan bu horoz da "gal horozu" adıyla tüm fransa'nın sembolü olmuştur.
    yani, bugün fransa'nın sembolü olan gal horozu da anadolu kültürü'nün bir parçasıdır.
    görsel

    ek:
    (bkz: pelasglar/#43527579)
    (bkz: luviler/#40544817)

    #tarih
  • şikayet et
  • 43533453
  • Gündemdeki Haberler
    güncel Önemli Başlıklar