bugün

fransa'nın güneyindeki bir sahil şehri. nis şeklinde okunur.
bir de "niçe" şeklinde yazılırsa (bkz: nietzsche)'nin okunuşu.
(bkz: nice mutlu yıllara)
(bkz: nice to meet you)
çok anlamına gelir...ve o anlama gelmediğinde gider...
ing. hos, latif
nice çok tatlı,şirin ve çok güzel bi şehirdir.mükemmel ve upuzun bi sahili vardır.sahil şeridindeki binalar pastadan yapılmış gibi durmaktadır.her yerde bisiklet yolları,heykeller vardır.özellikle sahilde çocukların oynaması için taşlardan arındırılmış bi bölüm bulunmaktadır ki hayran kalınasıdır.dünyanın en güzel gülümseyen erkeğini de orada görmüşümdür.***
gece plajında oturup bira içmek ve ana caddesinde yürümek, gündüz yine plajına ve ana caddesine gitmek gereken şehir.yaş sorunundan içine giremediğim 3000 kişi kapasiteli bir de diskosu vardır ana cadde üzerinde.
Eğer interrail ile seyahat ediyorsanız, ücretsiz olarak yaklaşık 30 dakika-1 saat süren günübirlik tren yolculukları ile aynı gün (bkz: Monaco) ve (bkz: Cannes)'a da gidip gelebileceğiniz Fransa'nın sahil kentidir.
cennet
(bkz: bana göre süt onlara göre çikolata)
Sevgiliyle gidildiğinde tadına doyulmayacak güney fransa şehri. Uzun sahilinde yürüyüşler bir başkadır. Tabii sevgiliyle birlikte.
adını yunanlıların zafer tanrısı nike'den alan, giuseppe garibaldi'nin doğduğu ve 1860'da askeri yardım karşılığında fransa'ya verilmesine karşı çıkmasına rağmen engel olamadığı, daha sonraları italya krallığı'na dönüşecek savoia düklüğü'nün elindeyken 1543 yılında barbaros hayrettin paşa'nın işgal ettiği, almanların nizza, italyanların nizza marittima dediği ve en son 1942-1943 arası italyanların işgal ettiği kent.
hemen ingilizce bir kelime olarak akıllara gelmesi üzücüdür. oysaki "nice" türkçemizde de kullanılmaktadır. iyi tememennilerde bulunulurken kullanır anadolu insanları aralarında. "nice bayramlara, nice mutlu günlere" denilerek güzel günlerin hep yaşanması dileğinde bulunulur "nice" kelimesi sayesinde.

(bkz: hemen atlayın hoş sevimli)
çok abartılan ve büyük bir hevesle gidilen ve bunun sonunda büyük bir hayal kırıklığı ile karşılaşılan fransız sahil kentidir.benim ülkemde olsa gecekondu denilebilecek evlere kendilerine özgü fransız evleri derler ki külliyen yalandır bildiğniz gecekondu dur.Kişisel görüşüm bir marmarisin bir bodrumun bir fethiyenin bu ufak fransız köyüne 1000 basacağıdır.Ayrıca sabahları çok uğraşılarak pırıl pırıl edilen o sokaklarin hali gece saat birde tam anlamıyla içler acısıdır...Sanırım bu fransızlar çok pis bir millet olgusunu ister istemez akıllara getirmektedir...
Tamamiyle akdeniz kulturunu tasiyan, bir yani masmavi deniz diger yani yemyesil orman, Fransiz sehri, italya sinirina 1 saatlik uzaklikta, sehir her nekadar emekli parislilerin yazlik mekani gibi gozukse de ayni zamanda bir ogrenci sehridir.
bir eylül öğleni, nice'te gardan inersiniz. denize doğru, tramvayın da geçtiği geniş caddeden aşağı doğru yürümeye başlarsınız, kocaman bir kalabalığın içinde yol alırsınız. yazdan kalma bir günse, güneş tepedeyse denize çekileceksinizdir zaten. taşlı kumsalda kitap okuyanlar, yüzenler, çiftler göreceksiniz. gelirken marketin birinden şarap aldıysanız denize karşı içeceksiniz. yarım litre şarabı bitirirken bulutlar güneşi kaplayacak, hafif bir yağmur yağacak. kafanız yağmurla güzel olacak. sonra sol tarafa doğru yürüyecek, yukarı çıkan merdivenleri görecek, çıktıkça manzaranın güzelleştiğini göreceksiniz. yükseldikçe fotoğraflar da güzelleşecek. parka gelip dinlenecek, dans eden, müzik yapan gençler görecek, biriyle havadan sudan sohbet edeceksiniz.
aşağı inip ara sokaklara dalacak, bir süre sonra yine denize doğru çekileceksiniz. denizden uzaklaştıkça düşen fiyatlarıyla bir otel bulacak, biraz dinlenip orta şeker bir restoranda makarna yiyeceksiniz, arkadaşınızla sohbet edeceksiniz. buraya kadar gelmişken, ertesi gün monako'ya geçeceksiniz. döndüğünüzde monako yerine nice'ten sahneler kalacak aklınızda. deniz, metrelerce yüksekten şehrin gitgide güzelleşen manzarası ve gündüz zor yürümenize neden olan, ama akşam 10'dan sonra yok olan kalabalık...
"medeniyet" konusunda ülkemizdeki turistik şehirlere on basan şehirdir. tertemiz caddeleri, rahat ulaşımı ki havalaalanı şehre en fazla kırk dakika mesafede, korunmuş tertemiz tarihi binaları, sahil boyunca uzanan halka açık plajı, insanların nezaketi ve kibarlığıyla; operadan tiyatroya, sanat müzelerine kadar şehir hayatına ait her ayrıntının bulunduğu, monaco, cannes gibi diğer turistik merkezlere çok çok yakın olan, gidilesi görülesi yaşanılası yerdir.
ogc nice diye bir futbol kulübü bulunan fransa şehri.
türkçülerin, kürtçülerin, kemalistlerin, siyasi şeriatçıların, alevi-sünni muhabbetinin olmadığı yerdir. muğla nın veya antalya nın fransa versiyonudur. herşeyi güzeldir ama elbet eksi yönleri vardır: farklı dil, farklı kültürden doğan küçük çaplı sorunlar ve farklı mutfak(en önemlisi de bu zaten tantuni yok, lahmacun yok)
ilk görüldüğü anda az çok ingilizce bilen insanımızın aklında ''hoş, güzel'' olarak beliren, aslında türkçemizde iyi dileklerin başında sıkça kullanılan kelimedir.
fransa’nın güneyinde yer alır. Burası monaco, cannes ve italya’ya oldukça yakındır. Bu nedenle buraya gelenler sonradan kara yoluyla monaco, venedik v.b. italya şehirlerine geçiş yapabilirler. Burası deniz kenarındadır ve Bir nevi türkiye’nin konyaaltı plajı gibidir. yani hem halka açık hem de özel plajlar sahilde dizilidir. Bir çok kalburüstü diye adlandırdığımız türk’ün burada yazlığı vardır. Bu nedenle, thy buraya direk seferler düzenlemektedir. Dolayısıyla türkiye’den üç saatte kolayca ulaşabilirsiniz.

Burada sahil şeridine promenade (mesire-gezinti yeri) des anglais adı verilir. Promenade des anglais’deki en önemli yapılardan biri nice’in en eski oteli olan sarayımsı otel negresco’dur. Nice, çiçek pazarı ve sebze/meyve pazarının olduğu ünlü bir caddeye de sahiptir. Bu caddede genelde içkili balık restoranları var. Bu nedenle balık yemek isteyenlere tavsiye edilir. ayrıca, görülecek bir kalesi, birkaç anıt, kilise/katedral türü tarihi mekanları var. Eğer gezerken yorulursanız yol üstünde 1. Albert parkı var. Çok güzel ve huzur verici bir park. Burada dinlenebilirsiniz. Parkta genelde gençler var. Hemen yanında da bir konser alanı var. Parkta otururken şanslıysanız ücretsiz rock dinleme fırsatını da yakalayabilirsiniz. burada görülmesi gereken diğer bir yer de galeries lafayette’in de içinde bulunduğu massena meydanıdır (place massena). Burası çok canlı bir meydan. Tıpkı istiklal’e benziyor çünkü bu meydandan, istiklal’dekinden çok daha modern de olsa, bir tramvay/metro geçiyor. Ayrıca meydanda sokak şarkıcılarına da rastlayabilirsiniz.

Buradaki sorun diğer avrupa ülkelerinde de olduğu gibi su. Mc donalds’dan 0.5 litrelik su (yani bildiğimiz küçük su) aldım. Fiyatı 2.6 euro. Neymiş “evian” en iyi marka suymuş. Kısacası su pahalı. Nescafe fiyatları sudan daha ucuz: 1.3 euroydu sanırım. 1 şişe şarap bile 3 euro. Nescafe için daha iyi. Ayrıca tuvalet kullanmak için de aynısını yapabilirsiniz. Girin bir kafeye, 1 euroya 1 kahve için, tuvalet de bedavaya gelsin. Kısacası nice güzel ve büyük bir yer. Özellikle denize de girmek istiyorum diyorsanız gitmenizi tavsiye ederim.
fransanın güneyinde bulunan güzel bir şehir. plajı çok iyi olmasa da denizi mükemmeldir.
cote d azur'un en güzel şehirlerinden birisi olmakla birlikte sabahları güne mis gibi denizi koklayarak yürüyüş yaparak başlama şansı muhteşemdir. çeşit çeşit olan pastanelerinden nutellalı croissant yanında da double espresso sizi çımartmaya fazlasıyla yetmektedir.

(bkz: özlem duyulan şehirler)
dünyaca ünlü bir turizm merkezi olaganüstü tabiat manzaralarıyla dolu bir belde.
bana göre güney fransa'nın en güzel şehri olur, fırsat buldukça da gittiğim yerdir. en güzel kısmı meşhur sahili, gerçi çok taşlı olduğu için biraz rahatsızdır, ama denizi de manzarası da harikadır, çevrede de vakit geçirmek için bir sürü güzel yer var, hatta en son hard rock cafe açtılar. kumarhane, spor müsabakalarının izlenebileceği barlar, şarap evleri ve daha birçok mekan mevcut. sahilden meydana kadar bir sürü güzel balık lokantası var. isim hafızam iyi olsaydı isimlerini de verirdim ancak bu konuda pek iyi değilim.

şehir meydanı ise sahile yakın, meydanda da bir sürü eğlence yeri mevcut. sahile göre daha çeşitli; heavy metal, lgbt, punk temalı barlar var. güzel heavy metal ve punk barlarına gittim ancak yine isim hafızamın berbatlığından yardımcı olamıyorum. alışveriş için de meydan tarafı tercih ediliyor. zaten tüm güney fransa gibi nice de bir alışveriş cenneti. monaco'dan sonraki en önemli alışveriş yeri diyebilirim.

havalimanı tüm önemli şehirlerde olduğu üzere merkezin dışında, çevresi de pek güzel değil. olur da birgün yolunuz düşerse havalimanı çevresine göre değerlendirmeyin. çevre şehirlerden/beldelerden de ulaşım oldukça iyi işleyen demiryolları sayesinde (bizim dangalaklar karayolu yapadursunlar) ulaşım da çok rahat. cannes, antibes, monaco, grasse, st tropez, marsilya gibi çok güzel yerlere rahatça ulaşabiliyorsunuz.

imkanınız olursa gezip görmenizi öneririm.
saint-tropez, antibes, cannes ve monaco gibi dünyaca ünlü beldelerle birlikte fransanın akdeniz kıyısında bulunan sempatik bir şehirdir. genellikle fransanın belli bir sosyo-ekonomik statüye erişmiş ihtiyarlarına ev sahipliği yapmaktadır. özellikle son yıllarda cezayir başta olmak üzere kuzey afrika ülkelerinden anormal bir göç almış, şehrin kimine göre iyi kimine göre kötü yönde bir nebze değişmiştir.
(bkz: Nice to metz troyes)

Sanırım fransızlar ingilizlerden aşırmış bazı kelimeleri.

(bkz: nice to meet you)