bugün
- en son neye şaşırdınız9
- anın görüntüsü10
- düşün ki o bunu okuyor12
- bütün vajinaların aynı olması30
- bu gömlek ne renk10
- fenerbahceli olmaktan utanmak16
- ellerim yorulsun stemiyorum19
- bahçeli demek binlerce yıllık devlet aklı demektir20
- leroy sane21
- çocuğunun ciğerinden et yesin de iyileşemesin11
- kendisini taciz eden adama gününü gösteren kadın9
- neydi o şarkının adı yaa16
- taylanda giden erkek8
- gençler evlenmek değil dünya'yı gezmek istiyor11
- çok güzel bir kızın kasiyerlik yapması20
- mustafa kemal ile yusuz ziya24
- ateistlerin cevab veremediği sorular15
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri10
- fenerbahçe9
- türkiye'de akıl verme kültürü14
- ferdi zeyrek29
- şeriat8
- seks sırasında arabanın kaportasının göçmesi9
- sol frame in iğrençliği8
- gaziosmanpaşa belediyesi'nin akp'ye geçmesi13
- işe evden yemek götürmek19
- en son ağlanan şey8
- 9 haziran 2025 israil'in madleen gemisi saldırısı16
- yeni akit'in ferdi zeyrek karikatürü9
- 2 yıllık bölümü 4 yılda bitirmek8
- menzil şeyhinin lüks aracı17
- prenses erkek20
- erkek sikmek vs kadın sikmek8
- şaka maka sözlüğün ölmüş olması15
- manyak olmaya karar verdim16
- sözlükte polis var mı13
- akp'nin yahudilerle ticaret yapmıyoruz yalanı26
- true aleyna tilki evliliği12
- leopar saldırısında yapılacaklar20
- true'nun yetkili olması19
- gay ile evlenen erkek9
- greta thunberg14
- hayat beni bu sözlüğe sürükledi8
- 40 yıllık fetö yü 50 yıllık pkk'yı bitirdik10
- evlenmeyenlerin seks yapmadan ölüp gitmesi10
- nasılsınız kardeşlerim12
- cilt bakımı yapan erkek10
fransa'nin baskenti. romantikmis.
eyfel kulesinin ve bilimum tarihi binaların bulunduğu şehir.
Paris, Fransa'nın ve Île-de-France bölgesinin 11.5 milyon nüfuslu başkentidir.
Latince ismi Lutece olan Paris, 20 bölge (arrondissement) belediyeliğe bölünmüştür ve aynı anda hem bir belediye hem de bir il olma özelliğine sahiptir. Bugünkü Büyükşehir Belediye Başkanı, Sosyalist Parti'den François Delanöe'dür.
Latince ismi Lutece olan Paris, 20 bölge (arrondissement) belediyeliğe bölünmüştür ve aynı anda hem bir belediye hem de bir il olma özelliğine sahiptir. Bugünkü Büyükşehir Belediye Başkanı, Sosyalist Parti'den François Delanöe'dür.
(bkz: paris hilton)
bir gece seine nehri kıyısında notre damme katedralinin ışıklandırılmış dış cephesini sevgilinizle birlikte pembe şarap eşliğinde izleme hatasını yapabildiğiniz ve ardından da mecburen evlenme teklif etmek zorunda kalabileceğiniz şehir..
haftaiçi marketlerin 5 'ten sonra kapandıgı pazar gunleri ise hic acılmadıgı, bu insanlar ne yapıyor sorusunu akla getiren sehir. seine nehri üzerindeki koprulerden birinde oturulup içki içilesi yer.
rivoli caddesinde oturup kahve içmenin ayrı bir keyif olduğu, zannımca ilkbaharda ayrı bir güzel olan şehir.
dunyada en cok taklit edilmis sehirdir herhalde.. ucuncu dunyada gezerken, her sehirde illa ki paris'i hatirlatan, kotu de olsa bir taklidini bulursunuz.. benim gozumde orjinalligini yitirmis o sebepten.. katolik, muhafazakar cephesi kendine ozgu kalmistir bir tek.. ki onun cok daha guzelini gidin roma'da gorun yani.. 19. yy'un yiyip bitirdigi bir medeniyet kalintisidir paris.. hala guzeldir, ama baskentligi kalmamistir ya artik.. eski tadi yoktur..
2006 şampiyonlar ligifinalinin yapılacağı şehir
dünya üstündeki en özgür ve ferah şehirdir. en büyük handikapı pahallı olmasıdır. fransız insanının diğer gelişkin avrupa devletleri(almanya, ingiltere, italya) gibi ırkçı da olmayışını anlamak için parise gitmek yeterlidir. neden fransa futbol takımındaki herkes afrika kökenlidir? işte bu isnani yönleri yüzünden. almanların arasında hiç afrika kökenli insan yok mu? vardır ancak onlar bununla anılmak dahi istemezler.
yeryüzünün en güzel şehridir! sanat ve aşk doludur! özellikle binaları sanki şarkı söyler hatta en saklı sırları paylaşır. opera garnier en güzel yapılarından biri olup dunyanın en büyük baletlerini ve balerinlerini yetiştirmiştir. caddeleri insanı tarif edilemez bir huzurla doldurur! her anını biriyle paylaşmak için karşı konulamaz bir heyecan hissedersin! en önemlisi Chopin'i yaşatmış onunla bütün hayatını paylaşmıştır! boş boş gezmek için değil anlamak için yaratılmıştır..
yıkanmayı günah saydıklarından parfümü bulan, yoldan geçen boklara basmamak için topuklu ayakkabıyı icat eden, boklu insanların tarihi şehri. Deniz olmamasına rağmen yazın bir plaja da sahip oluyorlar bildiğim kadarıyla.
genelde araba fuarlarının yapıldıgı şehir.
fransa'nın ve aşkın başkenti. bir de paris hilton vardır ki isminin hakkını verecek kadar aşk doludur. lakin bu kadar aşk ta itici gelmektedir. *
Fransa'nın gücünün bir göstergesi olan neredeyse her yönüyle insanda duygu dolu anlar yaşabilecek bir şehirdir. ihtilalden sonraki gelişim süreci takdir edilmelidir. Paris yerin üstünde görünenler kadar bir o kadarda yerin altındadır. Metro hattı inanılmazdır ve kanalizasyonların altında ihtilalde ölenlerin kemikleri bulunmaktadır. Paris için söylenen bir söz çok doğrudur: 'Paris'e bir kere gelen kişi mutlaka ikinci kezde gelir.' Nüfusunun iki katı kadar turist çeker. Her yerinde sanat vardır. Seine Nehri'ndeki köprülerde bulunan heykeller şehirdeki sanatın başka bir göstergesidir. Aşık olunası bir şehirdir Paris...
(bkz: lido)
(bkz: truva savaşı)
panoramik olarak kısaca; http://dura.cell.free.fr/...e/images/parisbynight.jpg şehr-i aşk.
(bkz: dünya moda merkezi)
paris
her seyiyle mukemmel bir kent kesinlikle degil. metro sebekesi oldukca iyi ama metrolar eski ve bakımsız, çiş kokuyor. ayrıca sehrin cogu yeri de çiş kokuyor. hepsi degil ama cogu park ve bahce çiş kokuyor. fransızların pisliginden bahsederlerdi, gormus olduk; ama paris artık fransızların egemenliginden cıkmıs; hatta arap ve uzakdogulu gormekten bu sehirde fransız yok mu diye dusunmeye baslamıstım. geceleri champ élysees*de zengin -kıro- araplar dolasıyor. cok da pahalı bir sehir.
tamam cok kotuledim; insanları bosaltıp sehri gezerseniz cok guzel. tarihi mirası cok zengin, korumayı ve kazanca cevirmeyi de bilmişler, binalar cok guzel. yeni ile eskiyi kaynastırmayı da becermişler, pompeidou center -misal- uyumsuz gibi gorunse de yarattıgı sehir mekanı ve cesur deneyselligi ile hayran olunası bir bina. paris fransanın sansıdır diye dusunuyorum, boyle bi baskentle diger avrupa ulkelerine fark atıyorlar bence. gidilip gorulesi bi şehir, her tarafında bir guzellik bulmak mumkun.
eiffel kulesi de kendi basına pek de guzel bir eser olmasa da pariste muhtesem bir sinerji yaratıyor. bu kadar etkili bir simge baska bir yerde var mı bilmiyorum. genel kanının tersine eiffel her yerden gorulebilen bir kule degil. illa yuksek bi yere cıkacaksanız karsısındaki montparnasse'a cıkın, hem eiffeli de gorursunuz; ama eiffelin ikinci katındaki manzara daha guzeldi (yukseklik her zaman guzel manzara saglamıyor, (bkz: atakule)). ucuncu katına cıkmaya cesaret edememiştim.
louvre muzesi de butun gununu harcayıp yorgunluktan öldürüyor insanı, sanat delisi degilseniz sadece unlu eserleri inceleyin, katalogda ilginizi ceken bişe olursa onları gorun yeter, zaten onlara giderken her seyin onunden gecmiş oluyorsunuz. anadoluyla alakalı bir bolum de var baksanız iyi olur.
montmarte mahallesine gidin. oraya parisin balkonları diyorlar. filmlerde gorulen paris orası. ben bulamadım ama amelie'nin cekildigi cafeyi gorebilirsiniz belki. meshur moulin rouge de orada. tepede de sacre coeur katedrali var o da guzel bir eser. montmarte'da ucuza alısveriş yapabilirsiniz. 30-35 euroya adidas puma ayakkabılar vardı, bi dolasın.
turist informasyon burosunda verilen kitapcıkta parisin nispeten biraz daha gizli kalmıs koseleri de anlatılıyor, onlara da vaktiniz varsa gidin derim. bir mezarlıktan bahsediyordu park olarak duzenlemesi gayet guzel yapılmıs, ama gidemedik. bazı unlu sahsiyetlerin de mezarları oradaymıs.
disneylande de gidemedim içimde uktedir. yalnız biraz pahalı ve sehirden uzakta. bir gununuzu ve butcenizin kucuk bir kısmını ona ayırmak suretiyle gidebilirsiniz, cok eglenceli oldugunu soyluyorlar. giris ucreti 40 euro civarındaydı yanlıs hatırlamıyorsam.
interrailciler için ufak bir paris rehberi gibi oldu. gidecekseniz en az 3 gun ayırın derim. artı 1 gun de disneyland tabiki:)
bir de notre dame de paris muzikali hala oralarda bi yerlerde oynuyorsa gidip izleyin derim. sanırım farklı bir oyuncu kadrosuyla sahne alıyorlarmıs. canlı izlemeyi en cok istedigim eserlerden kendisi.
bu kadar doneklik olmaz diyerek tekrar basa donuyorum:
her taraf çiş kokuyor..
her seyiyle mukemmel bir kent kesinlikle degil. metro sebekesi oldukca iyi ama metrolar eski ve bakımsız, çiş kokuyor. ayrıca sehrin cogu yeri de çiş kokuyor. hepsi degil ama cogu park ve bahce çiş kokuyor. fransızların pisliginden bahsederlerdi, gormus olduk; ama paris artık fransızların egemenliginden cıkmıs; hatta arap ve uzakdogulu gormekten bu sehirde fransız yok mu diye dusunmeye baslamıstım. geceleri champ élysees*de zengin -kıro- araplar dolasıyor. cok da pahalı bir sehir.
tamam cok kotuledim; insanları bosaltıp sehri gezerseniz cok guzel. tarihi mirası cok zengin, korumayı ve kazanca cevirmeyi de bilmişler, binalar cok guzel. yeni ile eskiyi kaynastırmayı da becermişler, pompeidou center -misal- uyumsuz gibi gorunse de yarattıgı sehir mekanı ve cesur deneyselligi ile hayran olunası bir bina. paris fransanın sansıdır diye dusunuyorum, boyle bi baskentle diger avrupa ulkelerine fark atıyorlar bence. gidilip gorulesi bi şehir, her tarafında bir guzellik bulmak mumkun.
eiffel kulesi de kendi basına pek de guzel bir eser olmasa da pariste muhtesem bir sinerji yaratıyor. bu kadar etkili bir simge baska bir yerde var mı bilmiyorum. genel kanının tersine eiffel her yerden gorulebilen bir kule degil. illa yuksek bi yere cıkacaksanız karsısındaki montparnasse'a cıkın, hem eiffeli de gorursunuz; ama eiffelin ikinci katındaki manzara daha guzeldi (yukseklik her zaman guzel manzara saglamıyor, (bkz: atakule)). ucuncu katına cıkmaya cesaret edememiştim.
louvre muzesi de butun gununu harcayıp yorgunluktan öldürüyor insanı, sanat delisi degilseniz sadece unlu eserleri inceleyin, katalogda ilginizi ceken bişe olursa onları gorun yeter, zaten onlara giderken her seyin onunden gecmiş oluyorsunuz. anadoluyla alakalı bir bolum de var baksanız iyi olur.
montmarte mahallesine gidin. oraya parisin balkonları diyorlar. filmlerde gorulen paris orası. ben bulamadım ama amelie'nin cekildigi cafeyi gorebilirsiniz belki. meshur moulin rouge de orada. tepede de sacre coeur katedrali var o da guzel bir eser. montmarte'da ucuza alısveriş yapabilirsiniz. 30-35 euroya adidas puma ayakkabılar vardı, bi dolasın.
turist informasyon burosunda verilen kitapcıkta parisin nispeten biraz daha gizli kalmıs koseleri de anlatılıyor, onlara da vaktiniz varsa gidin derim. bir mezarlıktan bahsediyordu park olarak duzenlemesi gayet guzel yapılmıs, ama gidemedik. bazı unlu sahsiyetlerin de mezarları oradaymıs.
disneylande de gidemedim içimde uktedir. yalnız biraz pahalı ve sehirden uzakta. bir gununuzu ve butcenizin kucuk bir kısmını ona ayırmak suretiyle gidebilirsiniz, cok eglenceli oldugunu soyluyorlar. giris ucreti 40 euro civarındaydı yanlıs hatırlamıyorsam.
interrailciler için ufak bir paris rehberi gibi oldu. gidecekseniz en az 3 gun ayırın derim. artı 1 gun de disneyland tabiki:)
bir de notre dame de paris muzikali hala oralarda bi yerlerde oynuyorsa gidip izleyin derim. sanırım farklı bir oyuncu kadrosuyla sahne alıyorlarmıs. canlı izlemeyi en cok istedigim eserlerden kendisi.
bu kadar doneklik olmaz diyerek tekrar basa donuyorum:
her taraf çiş kokuyor..
bir çok kişinin yolu buraya çıkar, özellikle şu günlerde ermenilerin .
romantik mi romantik, her kızın balayına gitmek isteyeceği şehir.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar