#tarih

  • hz muhammed'in islam'ın ilk yıllarında bizans imparatoru herakleios'a gönderdiği mektuptur.

    islami kaynaklar bu mektubun içeriğini, hz muhammed'in bizans imparatorunu islama davet olarak yazarlar...

    acaba öyle mi?
    acaba hz muhammed, bizans imparatoruna yazdığı bu mektupta, imparator herakleios'u islam'a mı davet etmiştir, yoksa mektubun içeriği farklı mıdır???

    öncelikle şunu bilmemiz gerekir ki, bu mektup ne bizans arşivlerinde, ne osmanlı arşivlerinde, ne de arap arşivlerinde bulunmamaktadır.

    mektuba dair tek kaynak hadis aktarıcılarıdır...

    hadis aktarıcılarına göre hz muhammed bu mektubu dahiyye bin halif adlı ulakla göndermiştir.

    taberi bu olayı şöyle aktarır;

    --spoiler--
    Müslümanlığa davet eden mektubu Dahiyye bin Halif ile gönderdi... Bizans imparatoru ki, adı Hirakl idi. O Müslüman olmadı. Resul-i Ekrem'in elçisine izzet ve hürmet gösterdi ve geri gönderdi.
    --spoiler--

    not: hadis aktaran taberi 839 yılında doğmuştur. yani hz muhammed'in ölümünden 207 yıl sonra...(!)(!)(!)...

    modern zamanlarda, 19. yy'da peygamberler ve halifeler tarihi adlı kitabı yazan ahmet cevdet paşa bu mektup olayından eserinde şöyle bahseder;

    --spoiler--
    Kayser-i Rum (Bizans imparatoru) dahi name-i hümayunu (mektubu) tazim ile eline alıp yüzüne sürmüş ve Dihye'ye pek ziyade ihtiram edip birçok hediyeler dahi vermiştir.
    --spoiler--

    ama yukarıda da bahsettiğim üzre mektubun orijinali yoktur. bulunamamaktadır, akibeti ve varlığı meçhuldür...

    lakin bize aktarılanlarda dikkatimizi çeken bir husus var.

    bizans ortodoks hristiyanlığının merkezi.
    ve bizans imparatoru da ortodoks hristiyanlar tarafından tanrısal nitelikler taşıyan aziz bir insan olarak tanımlanmakta.

    böyle bir imparatoru islam'a davet eden bir mektup yazılıyor. imparator mektubu okuyor ve mektubu getiren elçiye iyi davranıyor hürmet gösteriyor, ona hediyeler veriyor ve geri gönderiyor.

    ve bütün bunlar elçilerin kellelerinin havada uçuştuğu ortaçağ'da yaşanıyor. (!)(!)(!)...

    bu bana biraz mantıksız geliyor...

    mantık çerçevesinde ve dönemin şartlarını göz önüne alarak şöyle bir teori geliştirelim o halde...

    hz muhammed, bizans imparatoru herakleios'a bir mektup göndermiş göndermesine...ama bu mektubun içeriği imparatoru islam'a davet etmek değil, imparatora bağlılığını bildirmekti...

    bakınız, imparator herakleios, bizans tahtına bir isyan ile geçmiştir.
    imparatorun babası yaşlı herakleios olarak bilinen bizans'ın afrika valisiydi...
    mısır'da ikamet ediyorlardı.
    sasanilere karşı bizans'ın doğu sınırlarını koruyorlar, bunun için de araplardan faydalanıyorlardı...
    yani yaşlı herakleios ve oğlunun araplarla arası iyiydi.

    lakin bizans'ın o dönemdeki imparatoru phocas'ın ortadoğu coğrafyası ile pek ilgisi yoktu.
    araplar phocas'ı sevmezlerdi...

    610 yılında sasani'lerin bizans topraklarına girmesi ve doğu anadolu'yu istila etmesi ile birlikte bizans imparatorluğunda geniş çaplı bir isyan çıktı.
    batıda slavlar ayaklandı.
    afrika'da ise yaşlı herakleios...
    bu arada ortadoğu ve bugünkü arabistan yarımadası da yaşlı herakleios'a bağlı...

    imparator phocas ise sasaniler, slavlar ve isyancı valisi arasında, yani 3 ateş arasında kalmıştı.
    vali yaşlı herakleios'un oğlu genç herakleios 610 yılında araplar, süryaniler, anadolu ve afrika halklarından oluşan ordusu ile anadolu'ya girdi, phocas'ı mağlup etti ve istanbul'a girdi.
    imparator phocas'ı idam ettirerek onun yerine 1. herakleios olarak tahta geçti ve bizans imparatorluğunda Herakleios Hanedanı başlamış oldu...

    imparator herakleios bizans tahtını ele geçirdiği tarih 610 yılı.
    aynı yıl arap coğrafyasında ne oluyordu peki???

    610 yılının ramazan ayının kadir gecesinde hira dağındaki mağarada hz muhammed'e ilk vahiy geliyor, böylece hz muhammed'in peygamberliği başlıyordu...

    610 yılı...
    herakleios isyan başlatıyor, ordusunda araplar var, aynı yıl hz muhammed'e peygamberlik tebliğ oluyor...hz muhammed'e peygamberliğin geldiği tarihin bu isyanın geliştiği tarihe denk gelmesini yorumsuz geçiyorum...

    herakleios tahta geçtikten sonra bizans'a bağlı arap vassal krallıklarına ve derebeylerine mükafat olarak daha geniş yetkiler tanıdı.
    arap coğrafyası yeni imparatordan bir hayli memnundu.

    ama yeni ortaya çıkmış bir din ve bu dine siyasi bir kimlik kazandırarak bizans'tan hak elde etmek isteyen, bizans'ın hakimiyeti altında arap vassalı olmak isteyen bir lider de hz muhammed'di şüphesiz...
    üstelik hz muhammed, peygamber olmadan önce de -ticaret yaptığı dönemde- bizanslılarla iyi ilişkiler içerisindeydi. (bkz: rahip bahira olayı)

    işte hz muhammed'in bizans'a yazdığı mektubun içeriği de bununla ilgili olabilirdi.
    hz muhammed bizans imparatoruna yazdığı mektupta yeni bir dinden ve allah'ın peygamberi olduğundan bahsetmiş ve burada da rahip bahira'yı referans göstermiş olabilirdi.

    peki ya imparator herakleios'un hoşuna giden ne olabilirdi?
    hz muhammed ne yazmış da imparatorun hoşuna gitmişti de, elçiyi hediyelere boğmuş ve hürmet göstererek geri göndermişti???

    araplara göre herakleios "istanbul'un fatihi" ve arapları zalim phocas'tan kurtaran bir kurtarıcıydı.
    bir kahramandı...

    istanbul'u araplarla beraber fetheden bu kahramana şu sözleri yazmış olabilir miydi hz muhammed;
    "Le Tufte Hannel Kostantiniyyetu Fele Ni’mel Emiru Emiruha Vele Ni’mel Ceysu Zalikel Ceys..."

    şüphesiz ki ben arapça biliyor olsam ve bizans imparatoru olsam, birileri bana bunları yazsa benim de çok hoşuma gider, ona hediyeler gönderirdim...

    #tarih

    edit: aşağıda sunulan ürdün'de olduğundan bahsedilen mektup gerçek değildir.
  • şikayet et
  • 43527803
  • pelasglar

    7.
  • anadolu, ege, yunanistan ve balkanların kadim halkı.
    (bkz: pelasgians)=pelasya...

    pelasya tanımından yola çıkarak anadolu'ya "küçük asya" denmesinin sebebi olan halk bunlardır diyebiliriz.
    görsel

    pelasglar; mitolojide niobe ve zeus’dan doğma pelasgos’dan türeyen, anadolu’nun akdeniz yöresi ve yunanistan’da yerleşim yapan en eski halktır.

    bugünkü yunanistan'da ve anadolu'da, sonradan bölgeye gelen akalar ve dorlardan çok daha önce atina, sparta, izmir, istanbul, efes, milet, assos gibi şehirleri kuranlar pelasglardır.
    görsel

    yunancaya smyrna olarak geçen izmir adının aslı da myrina'dır.
    myrina, izmir'in aliağa ilçesi yakınlarında bulunan antik bir kenttir ve efsaneye göre adını bir amazon kıraliçesi olan myrina'dan almıştır.
    bu ad, etrüskçe kararsız; duran; duraksayan anlamına gelen murina, yani duran sözünden gelmektedir. etrüskçe mur sözü durmak; kalmak anlamına gelmektedir ve günümüze "dur" olarak dönüşmüştür.

    m.ö. 660 yıllarında yunanistan'dan gelip istanbul'u kuran kıral byzas da bir pelasg kralıdır.

    yunanlar bunları "barbar" olarak tanımlamıştır.
    zaten yunanlar anadolu'daki tüm halkları ve karadeniz'in kuzeyindeki halkları barbar olarak tanımlarlar.
    yunanlara göre truvalılar(luviler), hititler, iskitler, traklar ve hatta etrüskler hep barbardı...

    ne var ki yunanların "barbar" dediği pelasglar, daha yunanlar yokken yunanistan'a gelmişlerdi.
    pelasgların yunanistan'a geldikleri tarih mö 3000'lerdir.
    yunanların ortaya çıkışı ise mö 2000'ler...

    pelasgların anadolu'ya, anadolu'dan da trakya ve yunanistan'a geçtiği, anadolu'dan önce geldikleri yerin ise kafkaslar olduğu varsayılmaktadır.
    bir varsayım da pelasgların bugünkü arnavutların (albanian-albanya) ataları olduklarıdır.

    bugün kafkaslarda bir albanya teriminin varlığı da (günümüz azerbaycan toprakları) bu konuda dikkat çekicidir.
    görsel

    ayrıca 1854'te avusturyalı bir diplomat ve arnavut dil uzmanı johann georg von hahn, pelasg dilini proto-arnavutça ile tanımlamış, lakin bu teori de genelde kabul görmemiş, bunun yerine pelasg dili'nin diğer diller gibi arnavutçayı da etkilemiş olduğu kabul görmüştür.

    yine bazı tarihçiler pelasglar, iskitler ve etrüskler'in aynı kökene sahip topluluklar olduklarını öne sürerler. ama tabi bu kökenin nereye çıktığı belli olduğu için hint avrupa odaklı tarih anlayışı ve vikipedi tarih dayatmacılığı bunu da reddeder.

    oysa ki çatalhöyük'teki arkeolojik kazıların sonuçları, pelasgların m.ö. 4. binyılda anadolu'dan ege havzasına göç ettikleri sonucuna götürdü.
    bu teoride pelasglara bir dizi hint-avrupa dışı dilsel ve kültürel özellik atfedilir. onların hint avrupa kavmi olmamalarına rağmen yunanları etkiledikleri kabul edilir.
    (james mellaart ve f. schachermeyr)

    kısacası pelasglar halihazırda "unknown origin" bir topluluktur. (daha doğrusu hint avrupa odaklı tarihçilik anlayışı pelasgları böyle tanımlar)
    haklarında hep muallak bilgiler olması ve kimsenin ortak bir paydada buluşamamış olması pelasgların yerleşik değil de göçebe bir topluluk olduğu tezini güçlendirir.

    proto-yunanca konuşmacıların gelmesinden önce ege denizi'ndeki toprakların sakinlerini ve klasik yunanistan'da hala var olan torunların geleneksel olarak tanımlanmış çevrelerini tanımlamak için "pelasgian" adını kullanır.
    teori, görüşleri 20. yüzyılın ilk yarısında hüküm süren ve bugün hala bir miktar güvenilirlik kazanan filolog paul kretschmer'in orijinal konseptlerinden kaynaklanmaktadır.

    herodot’un "pelasgoi" adını verdiği, eserinin birçok yerinde sözünü ettiği, göçlerini anlattığı, örf ve adetleri hakkında bilgi verdiği bu milleti bugünkü tarihçiler ve özellikle lâtin ülkelerin tarihçileri, yok farzetmek hususunda sözbirliği etmiş gibidirler.
    yine heredot'a göre pelasglar, barbar bir dil(!) konuşuyorlardı. (yukarıda da bahsettiğim yunanlardaki barbarlık kavramı)

    oysa ki pelasgların dili, etrüskçe'ye çok benzeyen hint-avrupalı olmayan bitişken (aglutinatif) bir dildi.

    ama yine heredot'a göre yunanlılar, büyük millet haline gelmiş olmayı da pelasglara borçludurlar.
    tarihçi, yunan milletinin aslında zayıf bir millet olduğunu, ancak barbar milletler ve
    bilhassa pelasglarla karıştıktan sonra büyük millet haline geldiğini söyler.

    pelasglar, yunanistan’da, zeus pelasgios’un dodona’daki eski tapınağında ve pelasgikon argos ya da pelasgiotis diye bilinen teselya ovasına isimlerini vermişlerdir.
    pelasglardan, boiotia’nın ve peloponnesos’daki akhaia bölgesinin ilk sakinleri ve özellikle de attika, argolis ve arkadia’nın yerli halkı olarak söz edenler de olmuştur.

    bugün yunanistan'ın ve yunanların simgesi olan atina akropolü'nün üstüne oturduğu duvarı yapanlar pelasglardır. bu duvara bugün bile pelasg duvarı adı verilir.
    görsel

    son olarak her yerde izleri olan, lakin herkes tarafından inkar edilmeye çalışılan pelasglar hakkında önemli bilgiler veren, türklerin ilk ataları adında bir kitap yazan eski büyükelçimiz adile ayda şu tespitleri yapar:

    --- alıntı ---
    "fransız ve ingiliz yazarlar nedense pelasglar ile ilgilenmemişlerdir. ancak alman alimler pelasglar üzerine ciddi eserler vermişlerdir. bunların başlıcalar beloch, fick, treidler, meyer ve ehrlich'dir."

    bu tutumun bir sebebi olması gerekir. acaba pelasglar heredot'u etkilemelerine rağmen önemsiz midir? yoksa arkeolojik keşifler, tespitler heredot'un iddialarını bir "efsane" mertebesine mi indirmiştir?

    bunların hiç biri doğru değildir! tam tersine zaman, heredot'un da homeros'un da yazdıklarının tarihi temellere dayandığını göstermiştir. öyleyse? öyleyse sebep basittir. eğer pelasglar, pelasgyrrhenler, etrüskler üzerinde çalışmalar yapılırsa, sadece doğu anadolu'nun tarihin ilk günlerinden beri türk olduğu değil; batı anadolu'nun ege adaları'nın, yunanistan'ın, hatta italya'nın da türklüğü ispatlanmış olacaktır!

    iş bununla da kalmayacak, batılıların pek böbürlendikleri yunan ve roma medeniyeti'nin türk ve doğu kökenli olduğu ortaya çıkacaktır. o zaman kimlerin barbar olduğu çok daha iyi anlaşılacaktır.
    görsel

    işte bunu engellemek için batılı tarihçiler pelasgları hasıraltı ederler!
    görsel
    görsel
    --- alıntı ---

    #tarih
  • şikayet et
  • 43527579
  • atatürk ün time dergisi fotoğrafı videosu

    1.
  • ulu önder mareşal gazi mustafa kemal atatürk time dergisi'ne ilk defa 24 mart 1923 tarihinde kapak olmuştu.
    hepiniz bilirsiniz o kapağı;
    görsel

    kalpaklı ve gülümseyen atatürk...

    işte atatürk'ün time dergisine kapak olan bu fotoğrafı aslında bir videodan alınmış fotoğraf karesidir.

    bu videoda atatürk ve silah arkadaşları bir yurt gezisinde. bir tren garında.
    https://twitter.com/volka...tatus/1273254755318497280

    atatürk ve arkadaşları gayet neşeli.
    işte bu neşeli videonun bir anını time dergisi ölümsüzleştirmiş ve kapağına taşımıştır.

    #tarih
  • şikayet et
  • 43514667
  • shigir idolü

    1.
  • 1890 yılında sibirya'da bir bataklıkta bulunan dünyanın en eski ahşap heykeli.
    görsel
    görsel

    bazı kaynaklara göre 9500 bazı kaynaklara göre ise 11,000 ila 12.000 yıllık olduğu söylenen, mısır piramitlerinden çok daha eski olan bu heykelin detayları hayvan dişleri kullanılarak oyulmuş.
    görsel
    görsel

    hemen hemen göbeklitepe ile yaşıt olan heykelin 5m'lik gövdesi üzerinde 7 ayrı insan yüzü yer alıyor.
    heykel, mezolitik çağ’a ait hala deşifre edilememiş birçok sembole sahip.
    görsel

    shigir idolündeki deşifre edilemeyen bu semboller bilim insanlarına göre nesilden nesile aktarılan bilgilerin şifrelenmiş halleri.

    insanlık tarihinin bu en eski ahşap heykeli bugün yekaterinburg tarih müzesi’nde sergileniyor.

    #tarih
    #arkeoloji
  • şikayet et
  • 43501852
  • nasturilik

    4.
  • nesturilik olarak da bilinen hristiyan mezhebi.
    ismini 5. yy'da istanbul patriği olan nestorius'tan alır.

    nestorius 5. yüzyılda istanbul patriği'dir.
    lakin meryem'in tanrı isa'nın annesi olduğunu reddeder, ona göre meryem insan olan isa'nın annesidir.
    tabi roma'ya göre bu fikir kabul edilemezdir.
    ve kendisi efes konsili sonucunda (431) afaroz edilir.

    fakat nestorius'un fikirleri anadolu'da ve suriye'de yoğun taraftara sahiptir.
    nestorius bunun üzerine kendisinden yana olanlarla birlikte anadolu'da faaliyetlerini sürdürdü.
    bu sırada vefat etti(450), ama onun taraftarları -nasturiler- bir süre urfa akademisi'nde öğretilerine devam etti.
    lakin burası da roma topraklarında olduğu için buradan da kovuldular ve sasani hakimiyeti altındaki nusaybin'e yerleştiler.

    burada kurdukları nusaybin okulu nasturilerin merkezi haline geldi. burası sasani/iran coğrafyasındaki en önemli hristiyanlık merkezi oldu.
    (ara not: nasturiliğin merkezi olan nusaybin okulu bugün mor yakup kilisesi olarak faaliyetini sürdürmektedir.)

    nasturiler, kendilerini nasturi yerine asuri (assyrian) veya doğu kilisesi (bkz: church of the east) veya doğu asurileri olarak da tanımlarlar.
    fakat 16. yy'da mezopotamya'daki bazı asuriler, önderleri olan diyarbakır metropoliti mor yohanna'nın papa ile görüşüp katolik kilisesinin hakimiyetini tanımasının ardından katolik mezhebine geçmişler bunlara da keldani denilmiştir.
    yani keldaniler, katolik asuriler'dir...

    nasturilik, orta asya türk dünyası'nda da hayli yaygındır...
    evet, sadece asuri, süryani, keldani vb mezopotamya halkları değil, türkler de benimsemiştir nestorius'un öğretilerini.

    nasturiler nusaybin'den yola çıkarak asya ülkelerine yönelik yoğun bir misyonerlik faaliyetlerine giriştiler.
    çin ve moğolistan'da ilk hristiyan cemaatleri 7. yüzyılın başlarında oluşmaya başladı. nasturiler 8. ve 9. yüzyıllarda hindistan'da da faaliyet gösterdiler.

    9. yüzyılda uygur türkleri nasturiler sayesinde hristiyanlıkla tanıştılar.
    görsel

    özbekistan'da semerkand yakınlarında eski kaynaklarda urgut olarak adı geçen yerde (süleymantepe) 9. yy ait bir nasturi manastırı kalıntıları bulunmuştur.
    görsel

    bölgede yapılan arkeolojik çalışmalar sonucunda elde edilen bulgular 7. yüzyıla kadar inmiştir.
    buradan anlıyoruz ki orta asya'daki türk toplulukları nasturilik ile 7. yüzyıldan itibaren kurumsal olarak tanışmışlardır.

    aynı tarihlerde nasturiliğin soğdlar arasında da yayıldığı bulgularına rastlanır.
    soğdlar arasında nasturiliğin yayılması ile nasturiler ipek yolu'nun kontrolünde önemli söz sahibi oldular.

    yine bir başka örnek olarak türkmenistan'ın tarihi merv şehri yakınlarında bulunan 10. yy kalma bir başka nasturi-hristiyan kilisesini gösterebiliriz.
    görsel

    nasturi misyonerler 7. yüzyıldan itibaren pek çok bozkır kavmini hristiyan yapmıştı, bu nedenle hristiyanlık moğol imparatorluğunda güçlü bir konuma sahip oldu.
    öyle ki cengiz han'ın tüm oğulları (ögeday hariç) eşlerini bir hristiyan/türk topluluk olan keraitlerden almıştı. yine cengiz han'ı henüz han olmadan evvel koruyup kollayan tuğrul han'da(yesugey'in andası wang khan) keraitlerin lideriydi.

    cengiz han'dan sonraki büyük han ögeday'ın eşi töregene katun (turakine) nasturi hristiyan bir nayman türkü'dür.
    eşi ögeday'ın ölümünden sonra oğlu güyük han tahta geçene kadar 5 yıl büyük katun ünvanıyla imparatorluğu yönetmiştir. töregene katun'un oğlu güyük han hemen hemen tüm bakanlarını nasturilerden seçmiştir.

    cengiz han'ın oğlu tuluy han'ın eşi soyurgaktani katun kerait türkleri'ndendir ve nasturi'dir. soyurgaktani katun en önemli katunlardan biridir zira mönkge, hülagü, kubilay ve arik böke'nin annesidir.

    kubilay han'ın eşi chabi katun da kongrat nasturi hristiyandı. kubilay'ın bir başka eşi olan nambui de yine chabi gibi bir kongrat nasturisiydi.

    yine cengiz han'ın torunu hülagü han'ın eşi dokuz hatun da nasturi hristiyan keraitler'dendi.

    orta moğolistan'da nasturi mezar taşları;
    görsel

    cengiz han'ın torunu möngke han döneminde nasturilik moğol imparatorluğu'ndaki birincil dini etkiydi ve moğol imparatorluğu sayesinde nasturilik çin'de iyice yayıldı.

    örneğin çin'in doğusundaki yangzhou yakınlarında ortaya çıkarılan 14. yy kalma bir nasturi mezar taşı;
    görsel

    buradan anlıyoruz ki nasturilik çin'de pasifiğe kadar uzanmış.

    13. yüzyıl sonunda nasturilik asya'da doruk noktasına ulaştı, ne var ki ilhanlıların gazan han döneminde müslümanlığı kabulü ile birlikte orta asya'daki nasturilik etkisi azalmaya başladı, akabinde timur imparatorluğu döneminde ise tamamen yok oldu.

    uygurlarve diğer türk toplulukları dışında nasturi hristiyanlığı benimseyen diğer türk/moğol toplulukları şunlardır;
    -keraitler,
    -öngütler,
    -oyratlar,
    -merkitler,
    -naymanlar,
    -kongratlar,
    -soğdlar,
    -karahitaylar.

    orta asya'da nasturilik ve nasturi kiliseleri.
    görsel

    görseller;
    yangzhou/çin 14. yy nasturi mezar taşı;
    https://i.ibb.co/HBrChYr/in13.png

    orta asya'daki nasturi türkler'den kalan buluntular.
    https://i.ibb.co/yYfGh7W/nasturian.png
    https://i.ibb.co/k6bSP1s/nasturi.jpg
    https://i.ibb.co/YdHW1Yg/t.png
    https://i.ibb.co/5YNbdDC/nstr.png

    bir nasturi-moğol savaşçısı;
    https://i.ibb.co/NZsSfbP/mongol.jpg

    çin'in tarihi başkenti xian yakınlarındaki siganfu nasturi yazılı taşı.
    https://i.ibb.co/wKY9fcD/siganfu.jpg

    nasturi hristiyan soğdlar'ın bir kale kuşatmasını içeren ve rusya'nın perm şehri yakınlarında bulunan anikova tabağı.
    https://i.ibb.co/FmQYDvh/kzk.jpg

    #tarih
    #din
  • şikayet et
  • 43497478
  • arzava

    2.
  • arzava-arzawa...

    anadolu'nun antik devletlerinden biri olup, anadolu'nun orta-batısında bir federasyon oluşturmuş topluluk...
    görsel

    arzava luvi dilinde bir terimdir ve arzava halkı da luviler'den oluşur.
    (bkz: luviler/#40544817)

    arzava luvileri'nin kurduğu ilk devlet arzava krallığı'dır.
    güneyde bulunan (teke yarımadası) lukka ülkesi bir devlet değil, bir korsan konfederasyonudur.
    onların da halkı luvilerdir.
    (bkz: likya/#40353580)

    arzava krallığı mö 18. yy'da kurulmuş, lakin mö 17. yy'da hititler'e bağlanmış bir vassal krallık haline gelmiştir.
    yine bir başka luvi şehri olan wilusa (truva) ise ayrı ve bağımsız bir hitit vassal krallığıydı.

    arzava luvileri'nin tarihi krallıktan çok daha eskidir.

    bugün efes olarak bildiğimiz kent, apasa adıyla arzava luvileri tarafından kurulmuştur.
    yine milet/miletos'u, millawanda adıyla kuranlar da arzavalılardır.

    arzava krallığı hitit hakimiyeti altında iken, hititlere karşı mısır ile işbirliği içine girmiş, mö 14. yy'da hititlerin bir dönem zayıflamasını fırsat bilerek, mısır'ın da desteği ile yeniden bağımsızlığını kazanmış olsa da bu dönem kısa sürmüş, hitit imparatoru şuppiluliuma'dan sonra oğlu ikinci murşili tarafından başlatılan batı anadolu seferi sonrası arzava krallığı yeniden hitit hakimiyetine girmiştir.

    yeniden hitit hakimiyeti altına giren arzava ülkesinde hititler tarafından başka vasal krallıklar da oluşturulmuştur.
    bunlardan biri izmir ve bölgesine hakim olan mira krallığı'dır.

    izmir yakınlarındaki karabel geçidinde bulunan hitit kaya kabartması, hitit vasal kralı olan tarkasnawa'yı betimler.
    görsel

    arzava ülkesinde hititlerin oluşturduğu vasal krallıklar şunlardır;
    -arzava beyliği,
    -mira krallığı,
    -happala krallığı,
    -kuvaliya beyliği,
    -karkisa krallığı.

    batı anadolu'da daha sonra ortaya çıkan lidyalılar'ın da arzava krallığı'nın devamı olduğu düşünülmektedir.

    #tarih
  • şikayet et
  • 43496613
  • hindistan nasıl ingiliz sömürgesi oldu

    1.
  • bugün dünyanın çin'den sonra en kalabalık ülkesi olan, ingiliz sömürgesi olduğu yıllarda dünyanın en kalabalık ülkesi olan hindistan'ın yok olma ve sömürge haline gelme sürecinin cevabını arayan soru...

    hiç şüphesiz ki her şey the east india company'e yapılan bir karış toprak satışı ile başladı.

    yani yabancılara toprak satışıyla...
    belki günümüzde yabancılara toprak satan, 250 bin dolar karşılığında vatandaşlık dağıtanlar okur diye yazmak istiyorum hindistan'ın nasıl sömürge haline geldiğini...

    hindistan'ın sömürge olmasına giden yol 1640 yılında ingiliz doğu hindistan şirketine ilk toprak satışının onaylanması ile başlamıştır.
    ingilizlerin hindistan'da satın aldığı ilk toprak hindistan'ın güneydoğusundaki Chennai (eski adı: madras) olan yerdir.
    ingilizler burada toprak satın almış buraya bir ticaret limanı ve st george kalesi'ni inşa etmişlerdir.
    görsel

    aslında ingilizler buraya kale inşa edip kaleyi toplarla donatırken bazı hintliler "lan siz hayırdır kale falan?" şeklinde duruma müdahil olmaya çalışmışlar, lakin ingilizler buraya kale ile eş zamanlı olarak, hatta kaleden daha önce bitecek şekilde bir de hindu tapınağı inşa etmişlerdir. (Chennakesava Perumal tapınağı)
    ve haliyle ingilizlerin kendileri için(!) bir hindu tapınağı inşa ettiğini gören yerli halk ingilizlerin ne kadar dost olduklarına inanmışlar, onları hemen kabullenmişlerdir...

    ingilizler hindistan'a 1600'lerin hemen başında gelmişlerdi.
    ticaret yapıyorlardı.
    aslında ilk olarak doğu hindistan adalarına yani endonezya, malezya vb gitmişlerdi, lakin orada hollanda ve portekiz çoktan hakimiyet kurmuştu.
    ingiliz doğu hindistan şirketi'nin portekiz donanması ile ve de orduya sahip bir şirket olan hollanda doğu hindistan şirketi ile başa çıkması mümkün değildi.
    bunun üzerine ingilizler kıta hindistan'da ticaret yapma yolları aradılar.

    17. yy başında hindistan'ın hakimi olan baskın güç babür imparatorluğu idi (mughal empire)
    hindistan'ın büyük çoğunluğu babürlerin kontrolü altındaydı.
    nüfus yaklaşık 120 milyondu ve dünyanın en kalabalık ülkesiydi...
    görsel

    ingilizler hindistan'da ilk ticaret merkezlerini 1608'de surat'ta kurdular ve ticarete başladılar.
    1617'de ingilizler babür imparatoru cihangir şah'tan hindistan'ın kuzeybatısındaki surat'ta fabrika kurma izni aldılar.
    ardından 1638'de bombay'da ticaret yapma izni elde ettiler.
    ve nihayet 1840'ta yukarıda bahsettiğim ilk toprak satın almayı gerçekleştirdiler ve buraya st george kalesini inşa ettiler.

    ingilizler aslında hindistan'a girmekte de geç kalmışlardı.
    zira portekizliler 1498'den beri hindistan'daydı. calicut, goa, nagapatam ve hatta sri lanka'da koloniler kurmuşlardı.
    hollandalılar da ingilizler'den önce gelmiş 1600'de pulicat'te ticaret kolonisi kurmuşlardı.
    görsel

    ingilizlerin st george kalesini inşa etmelerinden sonra bölge gelişti ve kale etrafında madras şehr ve limanı oluştu.
    ingilizler st george kalesinin surlarını genişletti ve daha iyi tahkimatlar yaptılar, ayrıca ticari malları korumak amacıyla kaleye paralı askerler yerleştirmeye başladılar.

    ingilizlerin bölgede askeri açıdan güçlenmesi bengal valisi şahistan han'ın dikkatinden kaçmadı.
    ingiliz doğu hindistan şirketi ile bengal valisi arasında bir sürtüşme başlayınca, ingiltere kralı james bölgeye 10 gemiden oluşan bir donanma gönderdi. lakin bengal valisi'nin kuvvetleri çıkan çatışmada ingilizleri mağlup etti.

    ingilizler hindistan'daki ilk askeri müdahalesinde hem mağlup oldular, hem de bombay ve kalküta'da elde ettikleri ticari imtiyazları kaybettiler.
    lakin ingiliz toprağı olan madras ve st george kalesi hala ingiliz hakimiyetindeydi. bengal kuvvetleri ingilizleri buradan atmayı başaramadılar...

    fakat ingilizlerin hindistan'dan vazgeçmeye niyetleri yoktu.
    birkaç yıl sonra ingilizler babür imparatoru Evrengzib ile yeni antlaşmalar yaparak kaybettikleri imtiyazları tekrar elde ettiler.
    hatta bengal'de bulunan 3 şehrin zamindar'ı olma yetkisini aldılar.

    zamindarlık hindistan'da bir çeşit toprak ağalığı/derebeylik sistemidir.

    bunun dışında bengal'de, kalküta'da toprak satın alarak 2. kaleleri olan fort william'ı inşa etmeye başladılar.

    peki ne oldu da ingilizler birden bire hindistan'da daha da güçlendiler, yeni ayrıcalıklar elde ettiler???

    hiç şüphesiz ki siyasal islam'ı kullandılar.
    evet, siyasal islam...

    ingilizler bir şekilde imparator Evrengzib'e etki edip, imparatorun hindistan genelinde şeriat ilan etmesini sağladılar.
    Evrengzib hindistan genelinde sıkı bir sünni islam şeriatı uygulamaya başladı.
    hindular ve şiiler bu duruma isyan ettiler ve ingilizlerle işbirliği yaptılar.

    ingilizler hem hindulara, hem şiilere şirin gözüküyor, bir yandan da Evrengzib'e isyancılarla başa çıkması için silah yardımı yapıyorlardı.

    ayrıca hindistan'a komşu iran ve afganları da kışkırtarak hindistan'a saldırmasını sağladılar.

    kısacası ingilizler siyasal islam denilen mikrobu kullanarak hindistan'ı din ile bölmeyi başardılar.

    ingilizlerin ilk toprak satın almasından sadece 100 yıl sonra hindistan şu şekilde parçalanmıştı;
    görsel

    daha iyi anlayabilmek için şöyle before/after yapalım;
    görsel

    bu arada yukarıdaki haritada da görüldüğü üzre ingilizlerin hakimiyet bölgesinde avrupalı bir rakipleri daha vardı.
    fransızlar...

    1746 yılında ingiliz doğu hindistan şirketi ordusu ile fransız doğu hindistan şirketi ordusu karşı karşıya geldiler ve galip gelen ingilizler madras bölgesinin tek hakimi oldular.
    aynı tarihlerde kuzey hindistan'da kalküta bölgesinin hakimiyeti için ingilizler bengal emiri Siraj-ud-Daulah ile anlaşmazlık yaşadılar.
    bengal emiri kalküta'daki fort william'a saldırarak ingilizlerden aldı, ardından fransız doğu hindistan şirketi ile antlaşma yaparak buranın ticaret imtiyazını fransızlara verdi.

    fakat ingilizler Siraj-ud-Daulah'ın komutanlarından Mir Jafar'ı satın aldılar.

    1757 yılında yapılan plasey muharebesi'nde bengal-fransız ittifakına karşı ingiliz doğu hindistan şirketi ordusu, mir jafar'ın taraf değiştirmesi sayesinde galip geldi.
    bu savaştan sonra mir jafar ingilizlerin kukla bengal hükümdarı oldu, ardından mir jafar'ı da deviren ingilizler 1760'ta bengal bölgesi'nin tüm hakimiyetini ele geçirdiler...
    görsel

    böylece 1757 yılında britanya kraliyetinin de onay vermesi ile ingiliz doğu hindistan şirketi, resmi olarak toprak sahibi bir devlet konumuna yükseldi, şirketin yönetimi altındaki topraklar "Company rule in india" adıyla anılmaya başlandı.

    1600'de denizcilik şirketi olarak başlayan macera, önce ordu sahibi, sonra koloni sahibi, sonra da devlet olarak büyüyordu...

    babür imparatorluğu'ndan arta kalan prens ve emirlikler 1764 yılında birleşerek ingilizler'i bengal'den çıkarmak üzere harekete geçtiler.
    ve 1764 yılında yapılan buxar muharebesini de ingilizler(şirket) kazandı.
    görsel

    böylece ingiliz hindistan şirketi, ülkede hakimiyetini iyice pekiştirdi.
    bu arada bir yandan topraklarını büyütüyor, bir yandan da hindistan'ı sömürüyordu.
    ingiliz şirketi yönetimi altındaki bengal'de bu dönemde 10 milyondan fazla insan açlıktan ölmüştü...

    şirket kuzeyde hakimiyetini pekiştirdikten sonra güney hindistan'ı hakimiyet altına almaya başladı.
    önce mysore prensliğini, ardından maratha prensliği'ni ortadan kaldırdılar.

    1799 yılına gelindiğinde ingiliz doğu hindistan şirketi hindistan'ın 2/3'üne hakimdi, hindistan'ın geri kalan prens ve emirlikleri ingiliz şirketi ile "subsidiary alliance" adlı antlaşmayı yapmak zorunda kaldılar.
    bu antlaşmaya göre hindistan'da bulunan prensliklerin ordu ve silahlı kuvvet bulundurmaları yasaklandı.
    bütün hindistan'ın güvenliği ingiliz doğu hindistan şirketi tarafından sağlanacaktı ve hindistan'daki prenslikler bunun karşılığında şirkete vergi ödeyeceklerdi.
    şirket gerekli gördüğü toprakları işgal edebilecekti.
    (bu antlaşmanın maddeleri size bir şeyler hatırlatıyor mu?)

    hindistan'da bir tek sihler şirkete teslim olmadılar. fakat ingiliz-sih savaşları sonrası 1848-49'da onlar da kesin olarak mağlup oldular.

    1850 yılına gelindiğinde hindistan'da durum şuydu;
    görsel

    1857 yılında hindistan'da geniş çaplı bir ayaklanma çıksa da artık iş işten çoktan geçmişti, ingiliz doğu hindistan şirketi bu ayaklanmayı çok kanlı ama basit bir şekilde bastırdı...

    1858 yılında ise hindistan'ın tamamı britanya imparatorluğu yönetimine geçti.

    böylece ingiltere resmi olarak herhangi bir katliam, soykırım yapmadan, herhangi bir işgal ve tacavüzde bulunmadan kurduğu bir şirket sayesinde koca hindistan'ın tek hakimi olmuştu...

    britanya'yı kimse işgal ile suçlayamazdı. işgali şirket yapmıştı.
    britanya'yı kimse katliam ve soykırımla suçlayamazdı, bunları şirket yapmıştı.

    ama ortada bir gerçek vardı.
    hindistan sömürge olmuştu...

    1640'ta bir avuç toprak satarak başlayan serüven 200 yıl sonra tamamen yok olmakla sonlanmıştı...

    tarihte britanya'nın hindistan'ı sömürge haline getirmesinin pek çok benzer örneği var.
    benzer yöntemleri endonezya'da sömürge imparatorluğu kuran hollanda, afrika kıtasının neredeyse yarısına hakim olan fransa, meksika ve peru'da ispanya da uygulamıştır.
    her şey önce dostluk ve ticaretle, ardından bir avuç toprak satın alıp kolonileşmeyle başlar...

    #tarih
  • şikayet et
  • 43462807
  • hollanda doğu hindistan şirketi

    7.
  • kısa adı "voc" olan açılımı vereenigde oostindische compagnie olan 1602 yılında kurulan çok ortaklı, çok uluslu hollanda menşeili şirket...

    voc'un her ne kadar kuruluşu 1602 olsa da voc'un temelleri van de moucheron'un girişimleri ile 1594'te kurulan ilk çok ortaklı denizcilik şirketi olan veerse compagnie ile atılmıştır.

    veerse compagnie'ye ait gemiler ümit burnu'nu dolaşarak hindistan'a ve endonezya'ya ulaşmışlar buradaki potansiyeli fark ederek daha zengin olabilmek için daha güçlü olmak zorunda olduklarını anlamışlardı.
    onları başka hollandalı şirketler de takip etmişti.

    burada ticaret yapabilmek için ve çok daha fazla kazanmak için çok daha güçlü olmak zorundaydılar, hatta bir donanmaları, bir orduları olması gerekmekteydi.
    zira bölge portekiz ve ispanyolların kontrolü altındaydı.

    şayet birleşerek hindistan ve pasifik'te ticaret kolonileri kurarlarsa ve bu kolonileri ellerinde tutmayı başarırlarsa inanılmaz bir zenginliğe kavuşabilirlerdi.

    hollandalılar şüphesiz ki bölgede yalnız değildi.
    karşılarında portekizliler ve ispanyollar vardı, keza ingilizler de east india company adı altında ordusu olan bir şirket kurmuşlardı. ilerleyen yıllarda fransızlar da compagnie des ındes orientales adlı bir doğu hindistan şirketi kurarak pastaya ortak olmak isteyecekti...

    1602 yılında doğu hindistan ve pasifik'te ticaret yapan hollandalı şirketler birleşerek hollanda doğu hindistan kumpanyası'nı oluşturdular.

    işte voc böyle doğdu.
    sadece hollandalılar değil, pek çok milletten ortakları vardı. voc hisseleri avrupa'da büyük rağbet görüyordu.
    görsel

    not: voc, halka hisse arz eden ilk şirkettir.

    voc'un kurulmasının ardından Hollanda hükümeti, çıkarılan bir kanunla şirkete Magellan Boğazı ile Ümit burnu arasındaki sularda ticaret yapma tekelini ve ayrıca silâhlı kuvvet bulundurma, kaleler inşa etme ve Asya’daki ülkelerle antlaşma yapma gibi yetkileri verdi; 1610’da da şirketin başına bir genel vali tayin etti.

    ►voc'un kendilerine ait bir bayrakları;
    görsel

    ►bir orduları vardı;
    görsel

    ►güçlü gemileri ile deniz savaşlarında üstündüler.
    görsel

    ►kendi paralarını basıyorlardı.
    görsel

    bu şekilde hindistan ve pasifik'te ilk kolonilerini kurmaya başladılar;
    görsel

    hollandalıların ilk rakipleri portekizlilerdi.
    ilk iş olarak ambon'u portekizlilerden aldılar, daha sonra endonezya'daki yerel krallıklarla ittifaklar yaptılar ve bugünkü cakarta'yı "batavia" adıyla kurdular. buradan toprak satın alıp bir kale inşa ettiler ve batavia'yı hollanda doğu hindistan şirketi'nin merkez üssü yaptılar.
    görsel

    ---------------------
    not: 18. yy'da bu batavia'da çok şiddetli bir katliam meydana gelmiştir, hollandalı sömürgeciler ve endonezyalı işbirlikçileri binlerce çinliyi katletmişlerdir.
    ----------------------

    ►hollanda doğu hindistan şirketi, endonezya'dan başka hindistan'da, bengal körfezi'nde, siyam körfezi'nde, güney afrika'da çeşitli koloniler kurdular ve buralarda kale ve limanlar inşa ettiler.
    endonezya ve sri lanka'yı tamamen ele geçirdiler.
    görsel

    yine şirket kuzey amerika'da da faaliyetlerde bulundu, lakin voc'un kuzey amerika faaliyetleri daha sonra kurulan dutch west ındia company (hollanda batı hindistan şirketi)'ne devredildi.

    yukarıda da bahsettiğim üzre hollanda doğu hindistan şirketi'nin kendi ordusu ve donanması vardı ve ticaret imparatorluklarını genişletebilmek ve koruyabilmek için pek çok savaş verdiler.
    görsel

    doğu hint adaları, hindistan ticaret yolu ve hindistan'daki koloniler için portekiz, fransa ve ingiltere ile,
    endonezya hakimiyeti için buranın yerlileri ve portekizlilerle,
    tayvan/formoza için çin ile, çinhindindeki yerel krallıklarla pek çok savaşa girdiler.

    ne var ki 1795'te fransa'nın hollanda'yı işgal etmesinden sonra şirket faaliyetleri durduruldu, şirket merkezi ve şirketi yöneten Heeren 17 adı verilen konsey dağıtıldı ve şirket 1798'de iflasını verdi ve 1800'de tamamen kapandı.

    şirketin sahip olduğu topraklar ve sömürgeler ise daha sonra hollanda krallığı'nın kontrolüne geçti...

    voc bünyesinde pek çok korsan da faaliyet gösteriyordu. esasen voc, kurumsal kimliğe bürünmüş korsanlardı.
    osmanlı devleti de o dönemde bünyesinde pek çok ingiliz ve hollandalı korsan barındırıyordu, ama bu korsanları voc gibi eic gibi kurumsal bir yapıda organize edemediler.
    şayet osmanlı bünyesinde de bir voc yahut eic gibi kurumsal kimliğe sahip bir organizasyon oluşturulabilseydi belki her şey çok daha farklı olurdu...

    ►hollanda doğu hindistan şirketi'nin kolonileri şunlardır.
    -mauritus.
    -cape kolonisi(kaapstad) (güney afrika)
    -paarl kolonisi (güney afrika)
    -stellenbosch kolonisi (güney afrika)
    -swellendam kolonisi (güney afrika)
    -Graaff-Reinet kolonisi (güney afrika)
    -Franschhoek kolonisi (güney afrika)
    -Simonstad kolonisi (güney afrika)
    -batavia kolonisi(cakarta ve endonezya).
    -surat (hindistan)
    -corommandel kıyısı kolonileri (hindistan)
    -bengal kolonisi (hindistan)
    -seylan kolonisi (sri lanka)
    -malabar kolonisi (güneybatı hindistan)
    -hirado kolonisi (japonya)
    -dejima kolonisi (japonya)
    -anping kolonisi (tayvan)
    -dagao kolonisi (tayvan)
    -tainan kolonisi (tayvan)
    -penghu kolonisi (tayvan)
    -keelung kolonisi (tayvan)
    -Tamsui kolonisi (tayvan)
    -malakka kolonisi (malezya)
    -Ayutthaya kolonisi (tayland)
    -hoi an kolonisi (vietnam)
    -Tonkin kolonisi (vietnam)

    görsel

    ►ayrıca avustralya kıyı şeridinin hemen hemen tamamı voc mensupları tarafından keşfedilmiş ve bu yeni kıtaya nova hollandia adı verilmiştir.
    aynı şekilde voc denizcileri tarafından keşfedilen bir başka yer de yeni zelanda'dır. buranın adı da hollanda'da bulunan Zeeland bölgesinden gelmektedir.

    ►voc bünyesinde dünyaca ünlü kaşif ve kaptanlar bulunmuştur.
    bunların en bilinenleri;
    -abel tasman (yeni zelanda ve tasmanya'yı keşfeden denizci)
    -Willem Janszoon (avustralya'yı keşfeden voc valisi)
    -Willem Barentsz (barents denizine adını veren kaşif)
    -Dirk Hartog (avustralya kıyılarında keşifler yapan kişi)
    -Sebald de Weert (falkland adalarını keşfeden voc üyesi amiral)
    -Willem Bontekoe (doğu hint adaları seferini kitap olarak yazan denizci)
    -Jacob Roggeveen (paskalya adasını keşfeden voc üyesi)
    -Willem Schouten (cape horn üzerinden pasifik'e geçen ilk voc üyesi kaşif)
    -François Thijssen (avustralya'nın güney kıyılarının kaşifi)
    -Willem de Vlamingh (avustralya'nın batı kıyılarında keşifler yapan voc üyesi)
    -Maarten Gerritsz Vries (kuzeydoğu asya ve kuzey pasifik'i haritalandıran kaşif)
    -Jacques l'Hermite
    -Frederick de Houtman
    -Jacob Le Maire
    -Hendrik Brouwer,
    -Pieter de Marees
    -Johan Nieuhof
    -Olivier van Noort
    -Pieter Nuyts
    -Matthijs Quast
    -Jan Jansz Weltevree
    -Jacob van Heemskerck.

    tabi voc çok uluslu bir şirketti, örneğin voc için çalışan ingiliz denizci henry hudson, voc'a ait Halve Maen gemisiyle kuzey amerika seferini yapmış, new york dahil olmak üzere kuzey amerika kıyılarını kayda alıp haritalandırmıştır.

    ►hollanda doğu hindistan şirketi tarih boyunca gelmiş geçmiş en değerli şirkettir.
    görsel

    bugünkü değerinin 8 trilyon dolar olduğu hesaplanmış.

    şirket tüm ticari rakiplerini geride bırakmıştır.
    1602 ve 1796 yılları arasında, 4.785 VOC gemisinde yaklaşık bir milyon Avrupalı, Asya ile yapılan ticarette çalıştı.
    voc'un en büyük rakibi olan ingiliz Doğu Hindistan Şirketi 2690 gemiyle, 1500 ile 1795 yılları arasında 882.000 kişi ile bu ticareti yapmış ve VOC tarafından taşınan malların sadece beşte birini taşıyabilmiştir.

    voc avrupa'da refah patlamasına sebep olmuş, tüm avrupa'yı (kirli bir şekilde de olsa) zenginleştirmiştir.
    "avrupa'nın bugünkü zenginliğinin temelinde voc yatıyor" diyebiliriz.

    ►voc, avrupa'yı pek çok ilkle tanıştırmıştır.
    avrupa'nın daha önce bilmediği pek çok ürün, pek çok şey voc vasıtasıyla avrupa'ya gelmiştir.
    bunlardan en ilginçlerinden biri ise Hansken adı verilen ve voc tarafından gemiyle seylan'dan amsterdam'a getirilen fildir.
    bu fil o dönem çok ilgi çekmiş, ünlü ressam rembrandt filin bir çizimini yapmıştır.
    görsel

    esasen rembrandt voc'un seferleri ile maceraları ile çok ilgiliydi.
    kendisinin java palası ve voc kıyafeti ile bir otoportresi mevcuttur.
    görsel

    rembrandt ayrıca avrupa'da voc'un getirdiği japon kağıdını yaygın bir şekilde kullanan yani voc ile mümessillik antlaşması bulunan ilk üreticilerden biridir.

    ►hollanda doğu hindistan şirketi'nin en önemli gelir kaynaklarından biri de ne yazık ki köle ticaretiydi.
    şirket 200 yıllık tarihi boyunca yüzbinlerce insanı köleleştirmiş ve satmıştır.
    görsel

    ►ve tabi ki flying dutchman...
    bir deniz miti haline gelen uçan hollandalı adlı gemi bir voc gemisidir.
    ümit burnu'nda bir fırtınada kayalıklara çarparak batan bu geminin ilerleyen yıllarda bir hayalet gemi olarak görüldüğü dilden dile dolaşmış ve bir efsane haline gelmiştir.
    görsel

    ekler:
    malezya'daki fort cornwallis'teki voc topu;
    görsel

    sri lanka'da unesco dünya mirası listesindeki voc yerleşimi galle fort;
    görsel

    good hope kalesi-güney afrika;
    görsel

    konu ile ilgili bonus;
    (bkz: kolonileşme ve sömürgecilik şirketleri/#43460498)

    #tarih
  • şikayet et
  • 43461629
  • kolonileşme ve sömürgecilik şirketleri

    1.
  • avrupalıların 15. yüzyıl sonlarından itibaren yeni keşfedilen yerlerde koloniler kurmak, ticaret yollarına hakim olmak ve buradaki güvenliği sağlayıp ticareti güvenlik altına almak, aynı zamanda da ucuz işgücü ile sömürgecilik yapabilmek adına kurmuş oldukları şirketlerdir.

    bu şirketlerin tamamı bağlı bulundukları devletten/kraldan münhasır imtiyazlar elde eder ve elde ettikleri bu ayrıcalıklarla ticaret yaparlardı.

    hatta ingilizlerin the east india company ve hollandalıların voc (bkz: vereenigde oostindische compagnie) gibi şirketlerinin kendi özel orduları, donanmaları dahi vardı.
    görsel
    görsel

    bu şirketlerin hepsi çok ortaklı şirketlerdi, hatta bazıları da çok uluslu şirketlerdi.

    ülkelerine göre kolonileşme ve sömürgecilik şirketleri;

    ingiltere-britanya;
    -company of merchant adventurers of london (1407)
    -society of merchant venturers (1552)
    -company of merchant adventurers to new lands (1553)
    -muscovy company (1555)
    -spanish company (1577)
    -eastland company (1579)
    -turkey company (1581)
    -venice company (1583)
    -barbary company (1585)
    -levant company (1592)
    -the east india company (1600)
    -virginia company (1606)
    -plymouth company (1606)
    -french company (1609)
    -london and bristol company (1610)
    -somers ısles company (1616)
    -guinea company (1618)
    -new river company (1619)
    - massachusetts bay company (1629)
    -providence ısland company(1629)
    -guinea company of scotland (1634)- iskoçya.
    -courteen association (1635)
    -royal west ındian company (1664)
    -hudson's bay company (1670)
    -royal african company (1672)
    -free society of traders (1681)
    -hollow sword blade company (1691)
    -greenland company (1693)
    -company of scotland (1698) - iskoçya.
    -south sea company (1711)
    -african company of merchants (1752)
    -king george's sound company (1785)
    -sierra leone company (1792)
    -dent & co (1809)
    -jamieson how company (1817)
    -van diemen's land company (1824)
    -new zealand company (1825)
    -david sassoon & co(1832)
    -south australian company (1835)
    -fiji company (1840)
    - eastern archipelago company (1847)
    -bombay burmah trading corporation (1863)
    -hong kong canton macao steamboat company (1865)
    -e.d. sassoon & co (1867)
    -british north borneo company (1881)
    -douglas steamship company (1883)
    -royal niger company (1886)
    -imperial british east africa company (1886)
    -de beers (1888)
    -british south africa company (1889)
    -dodwell & co (1891)

    ingiliz sömürge imparatorluğu;
    görsel
    görsel

    ingiliz doğu hindistan şirketi bayrağı (bir yerden tanıdık gelecektir muhakkak);
    görsel

    voc ve eic arasındaki bir deniz muharebesi;
    görsel

    ----------------------------
    hollanda;
    -compagnie van de moucheron (veerse compagnie) (1594)
    -brabantsche compagnie (1599)
    -dutch east ındia company (bkz: voc) (1602)
    -new netherland company (1614)
    -noordsche compagnie (1614)
    -dutch west ındia company (1621)
    -societeit van suriname (1683)
    -society of berbice (1720)
    -compagnie belge de colonisation (1841)

    hollanda sömürge imparatorluğu;
    görsel

    hindistan ve pasifik'teki ilk hollanda kolonileri;
    görsel

    brezilya kıyılarında hollanda kolonileri;
    görsel

    hollanda doğu hindistan şirketi (voc) bayrağı;
    görsel
    -----------------------------

    fransa;
    -dieppe company (1604)
    -company of the moluccas (1615)
    -compagnie de saint-christophe (1625)
    -company of one hundred associates (1627)
    -compagnie des iles de l'amerique (1635)
    -compagnie de chine (1660)
    -compagnie des ındes orientales (1664)
    -compagnie des ındes occidentales (1664)
    -compagnie de l'occident (1664)
    -compagnie du nord (1682)
    -compagnie du mississippi (1717)

    fransız sömürge imparatorluğu;
    görsel
    ------------------------------------

    ispanya;
    -guipuzcoan company of caracas (1728)
    -barcelona trading company (1755)
    -royal company of the philippines (1785)
    -honduras company
    -seville company
    -havana company

    ispanyol sömürge imparatorluğu;
    görsel

    ------------------------------------

    portekiz;
    -companhia da guine (1482)
    -portuguese east india company (1628)
    -companhia de moçambique (1888)
    -companhia do niassa (1891)

    ayrıca; (bkz: casa de india)-(1500)

    portekiz deniz ticaret rotası ve kolonileri;
    görsel

    portekiz sömürge imparatorluğu;
    görsel

    -----------------------

    almanya;
    - welser charter of venezuela province (1528)
    -brandenburg african company (1682)
    -emden company (1752)
    -kunst and albers (1864)
    -hernsheim & co (1875)
    -german new guinea company (1882)
    -german east africa company (1884)
    -german west african company (1885)
    -astrolabe company (1891)
    -northwest cameroon company (1899)

    alman sömürge imparatorluğu;
    görsel

    -------------------------------

    danimarka;
    -danish east india company (1616)
    -danish west india company (1671)
    -bergen greenland company (1721) danimarka-norveç ortaklığı.
    -general trade company (1749) danimarka-norveç ortaklığı.
    -royal greenland trading department (1774)

    hindistan'daki danimarka kolonileri;
    görsel

    çin'deki danimarka kolonileri;
    görsel

    -------------------------------------

    avusturya;
    -imperial privileged oriental company (1719)
    -ostend company (1722)
    - austrian east ındia company (1775)

    --------------

    isveç;
    -swedish south company (1626)
    -swedish africa company (1649)
    -swedish east india company (1731)
    -swedish levant company (1738)
    -swedish west india company (1786)

    -----------------

    rusya;
    -russian-american company (1799)

    ----------------------

    abd;
    -olyphant company (1878)
    -north west trading company (1879)

    not: avrupa'da bunlar olup, çok uluslu, çok ortaklı şirketlerle sömürgeleşme yaşanırken osmanlı malesef buna ayak uyduramamış, bunların gerisinde kalmıştır.
    bu şirketlerin yaptıkları güçlü ve büyük gemiler denizcilikte osmanlı'yı geride bırakmıştır.
    16. yy'da hint okyanusuna yapılan seferlerde osmanlı donanması portekizlilere mağlup olmuş ve bir daha da bu denizlere açılamamıştır.
    osmanlı devleti kolonileşme konusunda avrupalı korsanlarla bir şeyler yapmayı denediyse de bunlara kurumsal bir kimlik kazandıramadığı için malesef bu mücadelede hiç etkin olamamıştır.
    (bkz: osmanlı ya sığınan hollandalı korsanlar)
    (bkz: osmanlı ya sığınan ingiliz korsanlar)

    oysa ki osmanlı'nın hollandalı ve ingiliz korsanları himaye altına alması güzel bir adımdı, ne var ki bunlar ingiliz doğu hindistan şirketi yahut hollanda doğu hindistan şirketi gibi bir yapıya kavuşturulamamıştır.

    şayet osmanlı korsanları da böyle bir yapıya kavuşturulsaydı şu an dünya siyaseti çok farklı olabilirdi.

    #tarih
  • şikayet et
  • 43460498
  • kafir

    112.
  • kuranı kerim-tebbet suresi;

    Ebû Leheb’in elleri kurusun! Kurudu zaten.
    Ona ne malı fayda verdi ne de kazandığı başka şeyler.
    O, alev alev yanan ateşe atılacak!
    Dedikodu yapıp söz taşıyan karısı da.
    Boynunda da ipten bükülmüş bir halat bulunacak.

    işte buradaki ebu leheb bir kafirdir.
    karısı ile birlikte cezalandırılacağından bahsedilir. çünkü islamın ilk yıllarında müslümanlara "ne istedilerse vermemiş"tir.

    ne ilginçtir ki ebu leheb için söylenenlerin aynısı milattan önce 2500 yılında birisi daha için söylenmiş.
    kendisi şu an kahire müzesinde cg34 numarasıyla kayıtlı.
    görsel

    bu abinin adı kaaper...
    görsel

    bu abla da aynı müzede cg33 numarasıyla kayıtlı olan kaaper'in karısı tjenteti;
    görsel

    yani, dedikodu yapıp söz taşıyan ebu leheb'in karısı...

    kaaper'in mezarı sakkara yakınlarındaki nekropolde keşfedilmiştir.

    kaaper yahut "ateşin babası" yani "kaa-fer" olarak bilinen bu abi mö 2500 civarında 4. hanedan sonu, 5. hanedan başı arasında yaşayan mısırlı yazar ve rahiptir. kendisi aynı zamanda kralın topraklarını kaydeder, krala ait meralarda kimlerin hayvan otlatacağından, kimlerin hangi su kaynaklarını kullanacağından bu abi sorumludur.

    kaaper'in bu yüzden dolayı bir diğer adı da Sheikh el-Beled'tir.

    kaaper'in mezarında şunlar yazıyor;
    "Bu mezarı inşa ettim, tanrının önünde haklıyım. Bu mezarı kendi mülkümden inşa ettim… Hiç kimseye karşı yanlış bir şey söylemedim, kimseden hiçbir şey çalmadım… Bu mezarı rahatsız etmek isteyenler, (son) kararın efendisi Büyük Tanrı tarafından değerlendirilecek; kralın yetkilisi Kaaper. ”

    kaaper, vazifesi gereği kralın meralarında bedavadan hayvan otlatmak isteyen israiloğullarına müsade etmemiş, onları krala bildirmiştir, kral da bölgeye bir ordu göndermiş ve istilacıların topraklarından faydalanmasına müsade etmemiştir.

    yani kaaper'de görevi gereği, bulunduğu pozisyon gereği birilerine "ne istedilerse vermemiş"tir.

    bundan sebeptir ki israiloğulları da kaaper'i ve karısını lanetlemiş, onlara beddualar etmiştir...

    işte islam'daki "kafir" sözünün kaynağı işte bu kaaper abimizdir.

    ne hikmetse, ortadoğuluların aynı alışkanlığı bugün de devam ediyor.
    işine gelmeyene, bilgisi yetmeyene hemen "kafir" diyorlar.

    şimdi bu entryi de götlerinden anlayıp bana da "kafir" derler...

    #tarih
    #din
  • şikayet et
  • 43441946
  • moğol imparatorluğunda hristiyanlık

    1.
  • nasturi hristiyan misyonerleri 7. yüzyılda nusaybin'den yola çıkarak asya ülkelerine yönelik yoğun bir misyonerlik faaliyetlerine girişmişler, 7. yüzyıldan itibaren pek çok bozkır kavmini hristiyan yapmışlardı.

    bu nedenle hristiyanlık moğol imparatorluğunda güçlü bir konuma sahip olmuştur..

    öyle ki cengiz han'ın tüm oğulları (ögeday hariç) eşlerini bir hristiyan/türk topluluk olan keraitlerden almıştı.
    yine cengiz han'ı henüz han olmadan evvel koruyup kollayan tuğrul han'da(yesugey'in andası wang khan) keraitler'in lideriydi.

    cengiz han'dan sonraki büyük han ögeday'ın eşi töregene katun (turakine) da nasturi hristiyandır lakin keraitler'den değil bir nayman türkü'dür.
    töregene katun, eşi ögeday'ın ölümünden sonra oğlu güyük han tahta geçene kadar 5 yıl büyük katun ünvanıyla imparatorluğu yönetmiştir.
    töregene katun'un oğlu güyük han hemen hemen tüm bakanlarını nasturilerden seçmiştir.

    cengiz han'ın oğlu tuluy han'ın eşi soyurgaktani katun kerait türkleri'ndendir ve nasturi hristiyan'dır.
    soyurgaktani katun en önemli katunlardan biridir zira mönkge, hülagü, kubilay ve arik böke'nin annesidir.

    kubilay han'ın eşi chabi katun da kongrat nasturi hristiyandı. kubilay'ın bir başka eşi olan nambui de yine chabi gibi bir kongrat nasturisiydi.

    yine cengiz han'ın torunu hülagü han'ın eşi dokuz hatun da nasturi hristiyan keraitler'dendi.

    cengiz han'ın torunu möngke han döneminde nasturilik moğol imparatorluğu'ndaki birincil dini etkiydi ve moğol imparatorluğu sayesinde nasturilik çin'de iyice yayıldı.

    orta moğolistan'da nasturi mezar taşları;
    görsel

    çin'in doğusundaki yangzhou yakınlarında ortaya çıkarılan 14. yy kalma bir nasturi mezar taşı;
    görsel

    13. yüzyıl sonunda nasturi hristiyanlık asya'da doruk noktasına ulaştı, ne var ki ilhanlıların gazan han döneminde müslümanlığı kabulü ile birlikte orta asya'daki hristiyanlık etkisi azalmaya başladı, akabinde timur imparatorluğu döneminde ise tamamen yok oldu.

    nasturi hristiyanlığı benimseyen türk/moğol toplulukları şunlardır;
    -keraitler,
    -öngütler,
    -oyratlar,
    -merkitler,
    -naymanlar,
    -kongratlar,
    -soğdlar,
    -karahitaylar.

    orta asya'da nasturilik ve nasturi kiliseleri.
    görsel

    moğolların nasturi hristiyanlık etkileri anadolu'da da hissedilmiş, hatta istanbul'a kadar ulaşmıştır.

    bugün istanbul balat'ta, patrikhane'nin yakınında bulunan bir kilise mevcuttur.

    adı; maria muhliotissa kilisesi'dir.
    görsel

    burası "moğolların meryemi kilisesi" olarak anılır. aynı zamanda "kanlı kilise" olarak bilinir.
    lakin aslında "kanlı" değil, "khanlı" kilisedir.
    bu khan sıfatı da kilisenin orta asya orijinli olduğunun en önemli belirtisidir.

    söz konusu kilise bir moğol hanı'nın hanımı olan bizans imparatoru mihail paleologos'un kızı prenses maria'nın adını taşır.

    prenses maria, hülagü han'ın nişanlısıdır.
    kendisi hülagü han ile evlenmek için yoldayken hülagü han vefat eder.
    bunun üzerine de prenses maria, hülagü han'ın oğlu abhaka han ile evlendirilir.

    lakin bu evlilik de uzun sürmez.
    abhaka han da kısa bir süre sonra vefat eder.
    moğol töresine göre de han'ın eşi başka bir evlilik yapamayacağı için, prenses maria kalan hayatını istanbul'a dönerek bir azize olarak geçirir.

    işte bu kilise de onun anısına yapılmıştır.
    görsel

    istanbul'un fethi sonrası pek çok kiliseyi camiye çeviren osmanlı, bu kiliseyi de camiye çevirmek istemiş. ama kilisenin bir moğol prensesinin adını taşıdığı öğrenilince kiliseye dokunulmamıştır.

    #tarih
    #din
  • şikayet et
  • 43441285
  • osmanlı çingene sancağı

    1.
  • osmanlı devleti'nde rumeli beylerbeyliği'ne bağlı bir sancak.

    osmanlı imparatorluğu'nda da rumeli topraklarında yaşayan çingeneler ayrı yönetim sayılmışlardı.

    çingene sancağı, herhangi bölgesel sınırları olmayan bir sancaktı. yani toprakları, sınırları yoktu.
    istanbul da dahil olmak (teneke mahallesi) üzere Rumeli’deki tüm Çingeneleri içermekteydi. yani rumeli'de yaşayan tüm çingene nüfus bu sancağa dahildi.
    görsel

    örneğin, bosna'da yaşayan bir çingene de, teselya'da yaşayan bir çingene de, sofya'da yaşayan bir çingene de bu sancağa bağlıydılar.

    kırklareli merkez var sayılarak, (vize sancak beyinden bağımsız ve ancak gene vize'de oturmakta olan) yörük ve tatarlarından sorumlu bir paşaya bağlanıp "çingene sancağı" olarak adlandırılan bu yönetim biriminde, romanların yönetsel, mali ve askeri işleri düzenlenirdi.
    görsel

    çingene sancakbeyi aynı zamanda çingene müsellemlerin de sorumlusuydu. çingene sancakbeylerine mir-i kıptiyan da denilirdi, lakin çingene sancakbeyi çingene olamazdı.

    çingeneler Orduda yardımcı kuvvet olarak görev almışlar ve rumeli'de osmanlı teşkilatlanmasında yayalar teşkilatı kurulması ile birlikte sisteme dahil edilmişler ve ordunun geri hizmetlerinde kullanılmışlardır.
    Geri Hizmet’e tabii edilen Çingeneler, "Liva-i Müselleman-i Çingâne" adı ile askeri bir yapılanma içinde kaydedildiler ve asker olarak kabul edildiler.

    osmanlı devletinde çingene sancağı, 15 ve 16. yüzyıllardaki tahrir defterlerinde "Kıbtiyân-ı Vilâyet-i Rûm-ili" olarak geçer.

    çingeneler ile ilgili ilk hukuki düzenlemeler fatih döneminde yapılmış olsa da, çingene sancağı kanuni sultan süleyman döneminde oluşturulmuştur.

    ek;
    görsel
    görsel
    görsel

    #tarih
  • şikayet et
  • 43431707
  • aya fotini kilisesi

    3.
  • ne güzel lan...

    şu yukarıdaki yorumları okudum da...
    adamlar gelmiş uludağ sözlük'te ne de güzel propaganda yapıyorlar.

    ilk entryi giren şahıs "hrisostomos katledildi" diye yazmış. "türk birlikleri kiliseyi yıktı" yazmış...

    oh ne güzel uludağ sözlük...
    bahane göt gibi, herkeste bulunuyor işte.

    o halde ben size anlatayım şer yuvası aya fotini kilisesi'ni ve akibetini...

    18. yy sonlarında tamamlanmış olan bu kilise izmir metropolitliği'nin merkeziydi.
    görsel

    yunan bağımsızlık savaşı sırasında ve osmanlı-yunan harbi sırasında yunanistan'a anadolu'dan giden yardımların, yunan ordusunda savaşmaya giden palikaryaların toplanma merkeziydi.

    aya fotini kilisesi metropolitleri yaptıkları bu hainlikler sebebiyle pek çok kez hapse atıldı, sürgünlere gönderildiler.
    ne var ki osmanlı'nın güçsüz dönemleriydi.
    kendi topraklarındaki bu şer merkezini kapatmaya gücü yetmiyordu osmanlı'nın...

    tarih 15 mayıs 1919.
    yunan ordusu izmir'i işgal etmek üzere rıhtıma çıktığında, yunan askerlerini ilk karşılayan kişi aya fotini kilisesi baş rahibi, izmir metropoliti olan hrisostomos kalafatis denilen şu melun köpekti.
    görsel

    izmir ve civarında pek çok türkün kanına girmiş olan bu hrisostomos, 9 eylül 1922'de sakallı nurettin paşa'nın talimatıyla halka verildi ve linç ettirildi.
    sakallı nurettin paşa'nın türk düşmanlarına hiç tahammülü yoktur bilen bilir.
    ingiltere başbakanı boris johnson'un dedesi olan vatan haini ali kemal'i de izmit'te linç ettiren yine sakallı nurettin paşa'dır. ruhu şad olsun...

    işte hrisostomos yönetimindeki bu aya fotini kilisesi, 3 yıl boyunca kuvayi milliyecilere işkence edilen, rum milislere silah ve para dağıtılan, hangi türk köyünde asker yok, hangi türk köyünde kadın ve genç kızlar var diye yunan ordusuna istihbarat hizmeti sunan bir merkez haline gelmişti.

    izmir kurtarılmış, hrisostomos iti itlaf edilmiştir.
    mustafa kemal paşa şehre girdiğinde ise izmir yanmaktaydı...
    yunanlar son kötülüğünü yapmışlardı.

    gazi paşa yanan izmir'i seyrederken konak'taki bu şer yuvası gözüne çarptı.
    ve yıllarca türk'e ihanet ve işkence merkezi olan bu şer yuvası gazi paşa'nın emri ve türk topçu atışı ile yerle bir edilerek tarihten silindi...

    hiç şüphesiz bu kilise boşuna yıkılmamış, hrisostomos da boşuna itlaf edilmemişti.

    yıkılan şer yuvası aya fotini kilisesinin aynısı sonraki yıllarda yunanistan'daki nea smyrni şehrinde inşa edildi.
    görsel

    bugün yunanlar, inşa ettikleri bu kilisede hrisostomos'un anısını yaşatarak türk düşmanlıklarını taze tutuyorlar.
    türk düşmanı ve katili hrisostomos "saint Chrysostomos of Smyrna" olarak aziz ilan edildi ve yunanistan'ın pek çok yerine de heykelleri dikildi.
    bunlardan en önemlilerinden biri atatürk'ün memleketi selanik'te dikilen hrisostomos heykelidir.
    görsel

    #tarih

    edit: türk düşmanlarına cevap vermekten aya fotini kimliği hakkında bilgi veremedim.
    aya fotini hz isa'nın nikahsız eşi maria magdalena'dır ve kendisi incil'de samiriyeli kadın olarak geçer. samiriyeli kadın ayetlerinde de bu kadının daha sonra aya fotini ismini aldığı belirtilir.
    işte izmir'deki bu kilise de maria magdalena'ya adanmış bir kilisedir.
  • şikayet et
  • 43431092
  • puma punku

    3.
  • 15.000 yıllık olduğu söylenen, lakin kalıntılarınçok ama çok daha eskiye uzanacağına dair teoriler öne sürülen, bolivya'daki 4500 metre yükseklikte bulunan antik alan...

    puma punku kelime anlamı olarak "jaguar kapısı" olarak tanımlanmakta.
    görsel

    puma punku'ya dair en büyük gizem inanılmaz kaliteli ve hatasız şekilde işlenmiş tonlarca ağırlıktaki taş bloklardır.
    görsel

    4500 metre yükseklikte olan bir yere bu taşlar nasıl getirilmiş ve o dönemin teknolojisi ile bu taşlar nasıl bu şekilde kusursuz işlenmiş ve kesilmiştir.
    görsel

    inka mitolojisine göre burası dünyanın yaratıldığı yerdir ve puma punku tanrılar tarafından inşa edilmiştir.

    zira puma punku'nun hemen 1 kilometre yakınında bir başka antik kent vardır. (bkz: tiwanaku)

    tiwanaku kolomb öncesi bölgenin dini merkeziydi ve yerliler bugün dahi tiwanaku'yu kendilerinin yaptığını ama puma punku'yu inşa edenlerin kendileri olmadığını söylemekte.

    bakınız tiwanaku'nun tapınak merkezinin tam ortasında inka'ların büyük tanrısı;
    görsel

    buradaki tanrı figürü sakallı, bıyıklı bir yüze sahip. oysa ki bölge yerlileri sakalsız ve bıyıksız insanlardı...

    ve yine tiwanaku'nun dini merkezinde dünyadaki tüm ırkları barındıran yüzler duvarı.
    görsel

    bu duvarda yeryüzündeki insan ırklarını betimleyen yüzler yer almakta.
    antik çağlarda bolivya'da 4500 metre yükseklikte yaşayan insanlar bunları nereden biliyorlardı???

    buna dair çok önemli bir detay var.
    fuente magna kasesi. (bkz: Fuente Magna bowl)
    görsel

    titicaca gölü yakınlarında bulunan bu kasenin üzerinde sümer çivi yazıları bulunuyor.

    üzerinde sümer çivi yazısı olan bu kasenin, güney amerik'da titicaca gölü yakınlarında ne işi vardı?

    şüphesiz ki elde edilen bu buluntular puma punku'nun antik çağ insanları tarafından değil de, daha gelişmiş teknolojiye sahip bir uygarlık tarafından inşa edildiğini doğrular nitelikte.

    puma punku'da bulunan 131 ton ağırlığındaki taş kütleyi, antik çağ insanları bir teknoloji kullanmadan nasıl nakledebilir, buraya getirmiş olabilir?
    aynı şekilde ağırlığı 90 ton, 85 ton olan pek çok taş bloklar mevcut puma punku'da.
    Arkeologlar, bu taşların taşınmasının antik Tiwanaku'nun büyük işgücü tarafından gerçekleştirildiğini savunuyorlar, lakin bu kadar büyük iş gücü barındıracak bir nüfusun bu topraklarda yaşamadığı bir gerçek.
    misal piramitleri yaparken çok büyük iş gücü gerekiyordu, ama mısır bu işgücünü karşılayabilecek nüfusa ve komşulara sahipti, ama burası öyle bir yer değil.

    işte bu koca taş blokların nasıl taşındığına dair bir ipucunu abd'nin florida eyaletinde bulunan coral castle adlı büyük taş blokların bulunduğu parkta buluyoruz.
    20. yüzyılda edward leedskalnin adlı letonyalı bir göçmenin tek başına inşa ettiği bu kalede çok büyük taş bloklar mevcut. edward leedskalnin'e bunu tek başına nasıl yaptığı sorulduğunda "piramitlerin yapıldığı teknolojiyi kullandım, piramitlerin yapım sırrı bende" yanıtını vermiştir.
    (bkz: mercan kalesi/#42296026)

    acaba gerek puma punku'yu yapanlar, gerek piramitleri, stone hange'i yapanlar acaba edward leedskalnin'in kullandığı teknolojiyi mi kullanıyorlardı???

    henüz mısır'ın, piramitlerin, göbeklitepe'nin sırları gizemini koruyorken, puma punku'nun sırlarını çözmek çok güç olacak.

    ek; (bkz: tiwanaku/#25916919)

    #tarih
  • şikayet et
  • 43430826
  • dendera ampulleri

    1.
  • nil nehri'nin güneyinde dendera'daki hathor tapınağı'ndaki duvar kabartmalarında görülen ampule benzetilen şekillerdir.
    görsel

    bir ampul fanusunun içinde enerji yayan iletkenler ve bu iletkenlere bağlı bir kablonun bir enerji kaynağından besleniyor olması bunların birer antik ampul olduğu fikrinin doğmasına yol açmıştır.
    görsel

    antik mısırbilimciler dendera ampulünün içindeki şeyin lotus çiçeğinden çıkan bir yılan olduğunu düşünseler de ilerleyen yıllarda gize'deki piramitlerde yapılan keşiflerde büyük piramitte de kraliçe odasına giden enerji hattı kanallarının bulunmuş olması, antik mısır'da elektrik kullanıldığına dair tezleri kuvvetlendirmiştir.

    görsel
    yukarıdaki görselde bir dandera ampulünün bağdat pilleri kullanarak aydınlatma sağladığını görebilirsiniz.

    dendera ampulleri'nin çalışma prensibi;
    görsel

    bu konuyla ilgili en net yorumlar antik uzaylılar belgeselinde yapılmıştır.
    söz konusu belgeselde, antik mısır'da elektrik kullanımı ve elektrik enerjisinin nakli tesla deneylerine dayanılarak kanıtlanmıştır.

    #tarih
  • şikayet et
  • 43430532
  • todt örgütü

    1.
  • siegfried hattı, atlantik duvarı gibi muazzam projelere imza atan nazi almanyası'nın inşaat işlerinden sorumlu birimi.

    todt örgütü, organisation todt olarak bilinir ve kısaltması ot'dir.
    görsel
    görsel

    avrupa'nın her yerine yüzbinlerce ton beton döken bu oluşumu bugün kolin limak cengiz ile özdeşleştirebiliriz, lakin kolin limak cengiz bu işleri para karşılığında yaparken todt örgütü nazi almanyasını savunma amaçlı inşaat işleri yapmıştır.

    todt örgütü'Nün kurucusu aynı zamanda bir general olan mühendis Fritz Todt'tur.
    görsel

    fritz todt Adolf Hitler tarafından ulaşım ve savunma örgütü kurmakla görevlendirildi.

    ve fritz todt yol yabdı...

    almanya'yı almanya yapan "Autobahn" projelerini uygulamaya geçiren işte bu fritz todt'tur.

    fritz todt'un işe önce otoban yapımından başlamasının sebebi, nazi almanya'nın ikinci dünya savaşında başlatacağı işgal harekatları için hitler'in kusursuz bir ikmal organizasyonunu öngörmesidir.
    ve todt'un inşa etmeye başladığı otoban projelerinde 1936 yılına gelindiğinde tam 270 bin işçi çalışıyordu...

    fritz todt sadece Autobahn yapmakla kalmadı, ülkenin en ücra köşelerine demiryolu hatları inşa etti ve savaşın başlaması ile birlikte almanya'daki otoban ve demiryollarını nazilerin işgal ettiği ülkelerin mevcut yollarının iyileştirmesini yaparak bunlarla entegre etti.

    1942'de fritz todt'un bir uçak kazasında ölümünden sonra yerine Albert Speergetirildi.

    todt örgütü'nün ulaşım projelerinden sonra en önemli dev projesi siegfried hattı'dır.
    görsel

    almanya'nın batı sınırlarının savunulması amacıyla fransızların maginot hattının karşısına inşa edilmiş olan bu hatta almanlar westwall demişlerdir.
    bu hat 630 km'den fazla uzunluğa sahip olup 18.000'den fazla sığınak, tünel ve tank tuzağına sahiptir.
    görsel
    görsel

    todt örgütü'nün bir başka dev projesi atlantik duvarı'dır.
    görsel
    görsel

    atlantik duvarı iskandinavya kıyılarına yapılacak olası bir ingiliz çıkarmasını engellemek için başlatıldı, daha sonra hollanda ve fransa kıyıları boyunca büyütüldü.
    görsel
    görsel

    atlantik duvarı'nın fransa kıyılarında kalan bölümünün inşasında 1 milyondan fazla esir fransız işçisi çalıştırıldı.
    görsel

    atlantik Tahkimatları muazzam kıyı silahları, havan topları ve topçu kuleleri içeriyordu ve binlerce Alman askeri bu savunma mevzilerine yerleştirildi.
    Bugün, birçok yapı tahrip olmuşyıllar içinde yıkılmış olmasına rağmen, atlantik duvarı kalıntıları inşa edildiği tüm ülkelerde bulunmaktadır.
    görsel
    görsel

    bakınız çok önemli bir gerçek de şu ki, yukarıda da bahsettiğim üzre atlantik duvarı'nın inşasında 1 milyondan fazla fransız esir çok ağır şartlarda çalıştırılmış binlercesi hayatını kaybetmiştir.
    lakin aynı atlantik duvarı'nın inşası sırasında fransız inşaat firmaları ile de çalışılmış ve bu firmalar bu işten çok ciddi paralar kazanmıştır.
    kendi ülkesinde işgalci düşmanların yaptıkları bu inşaata yardımcı olup bu işten büyük paralar kazanan firmalardan biri kim dersiniz?
    lafarge...

    hani afrin'de ypg'ye sığınak ve tünel inşa eden fransız firması.
    bu işi almanlardan öğrenmişler belli ki.

    neyse, lafarge'ın vatan hainliğini bir başka yazıda geniş kapsamlı inceleriz ileride...

    todt örgütü'nün en büyük projelerinden biri de denizaltı sığınaklarıdır.
    bunlardan en büyüğü yapımına bremen'de başlanmış olan lakin tamamlanamayan valentin denizaltı üssü'dür.
    bu üs hem u boot sığınağı hem de denizaltı fabrikası olarak tasarlanmıştı, lakin 1945'te yapılan hava saldırılarında çok büyük zarar gördü ve tamamlanamadan savaş sona erdi.
    görsel
    görsel

    valentin dışında naziler avrupa'nın pek çok yerine denizaltı sığınakları inşa etmişler ve savaş boyunca bunları kullanmışlardır.

    bunlardan bazıları;

    trondheim denizaltı üssü-norveç;
    görsel

    bordeaux denizaltı üssü-fransa;
    görsel

    brest denizaltı üssü;
    görsel

    lorient denizaltı üssü;
    görsel

    todt'un adriyatik kıyılarında yaptıkları denizaltı sığınakları 90'lı yıllara kadar hala kullanılıyordu.
    örneğin brac'daki bir denizaltı sığınağı;
    görsel

    #tarih
  • şikayet et
  • 43430185
  • istanbul un fethinden sonra paşa olan prensler

    1.
  • osmanlı'nın sadece bizans'ı fethetmediği, aynı zamanda roma'nın meşru ardılı olmak için bizans tacının hak sahiplerini de koruma altına aldığına dair tarihi gerçektir...

    bizans, yani doğu roma'nın meşru hak sahibi hanedanı paleologos'lardır.

    ve paleologos'ların temsilcileri hala içimizde yaşamaktadır.

    doğu roma'nın(bizans) son imparatoru 11. konstantin'dir.
    konstantin paleologos, istanbul'un fethi sırasında ölmüştür.
    imparator konstantin'in varisi bir erkek çocuğu da yoktur...
    görsel

    istanbul'un fethi üzerine konstantin'in de ölümü ile bizans paleologos hanedanı'nın iki üyesi thomas ve dimitrios, mora'da olduklarından dolayı hayatta kalmışlardır.
    fakat bu iki kardeş mora'da taht kavgasına tutuşmuş, fatih'in desteklediği dimitrios mücadeleyi kazanmış, thomas ise mora'yı terk edip italya'ya kaçmış ve burada kendisini bizans imparatorluğu'nun meşru kralı ilan etmiştir.

    dimitrios'un soyunu devam ettirecek bir varisi yoktur.
    kızı helena ise "helena hatun" adıyla fatih'in haremine dahil edilmiş, lakin fatih ile herhangi bir ilişkisi olmamıştır.

    bu durumda paleologos hanedanını, yani bizans soyunu devam ettirecek tek varisler thomas paleologos'un soyundan olup italya'ya gidenler olarak düşünülmekte, bunların soyu ise vassallo-paleologos ailesi olarak devam etmektedir.

    paleologos hanedanından thomas'ın soyundan gelenler dışında başka paleologos var mıydı peki?
    şüphesiz ki vardı...

    üstelik istanbul fethedildiğinde bunlar istanbul'daydılar ve esir düşmüşlerdi.
    istanbul'un fethi ile birlikte iki küçük bizans prensi osmanlı tarafından devşirildi.

    bu iki prens ilerleyen yıllarda karşımıza mesih paşa ve has murat paşa olarak çıkacak olan paleologos hanedanı mensuplarıydılar.
    iki bizans prensi'nin devşirilerek osmanlı yapılması, fatih'in istanbul'u alarak osmanlı'yı üçüncü roma imparatorluğu olarak dizayn ettiğinin somut bir delilidir.

    mesih paşa ve has murat paşa'nın babalarının kimliğine dair net bir bilgi yok.
    bizans'ın son imparatoru konstantin'in abisinin çocukları olduğu yazılır, lakin konstantin'in abilerinin ardında varis olacak çocukları yoktur. (italya'ya kaçan thomas hariç)

    şahsi araştırmalarım bu iki kardeşin konstantin'in babası bizans imparatoru ii. manuil'in kardeşlerinden birinin çocukları olduğu yönündedir.

    bu ikisinin babasının gidos paleologos olduğu giovanni maria angiolello'nun yazdığı historia turchesca adlı eserde belirtilmektedir.
    mesih paşa ve has murat paşa'nın babalarının gidos/vitos/vidos paleologos olduğuna dair başka da bir bilgi yoktur.

    fakat bu iki kardeş paleologos hanedanı için çok önemlidir, zira 11. konstantin'den sonra bizans varlığını sürdürseydi muhtemelen tahta bu iki kardeşten biri geçecekti.

    işte bu iki bizans prensi bu kadar önemliydi ve her ikisi de devşirildiler, müslüman yapıldılar.
    mesih paşa ilerleyen yıllarda sadrazamlık yapmış.
    abisi has murat paşa ise rumeli beylerbeyliği'ne kadar yükselmiş, otlukbeli savaşında şehit olmuştur...

    mesih paşa, sancak beyliği yahut donanma komutanı olarak bulunduğu gelibolu'da bir cami ve medrese yaptırmaya başlamış ve bunlara ait bir vakıf oluşturmuştur.
    görsel

    mesih paşa bunun dışında laleli'de bulunan myrelaion kilisesi'ni camiye çevirmiştir. (bkz: bodrum camii)
    görsel

    has murat paşa'da aksaray'da murat paşa camii'ni yaptırmış, lakin tam tamamlayamadan şehit düşünce bu cami de kardeşi tarafından tamamlanmıştır.
    görsel

    mesih paşa'nın 3 oğlu bilinmekte;
    1-ali bey,
    2-mahmud çelebi,
    3-bali bey(vulçıtrın sancak beyi).

    gerek mesih paşa, gerek has murat paşa'nın çocukları onların soylarını devam ettirmişlerdir.
    günümüzde her ne kadar kim olduklarını bilmiyorsak da, son bizanslılar, yani paleologos soyundan gelenler hala aramızda yaşıyorlar...

    #tarih
  • şikayet et
  • 43424472
  • ayasofya da fetih suresini ilk okutan dünya lideri

    1.
  • türkiye cumhuriyeti tarihinde ayasofya'da fetih suresini ilk kez okutan liderdir.

    kendisi istanbul'un fethinin sembolü olan, fethin mühürü olan ayasofya'da türkiye cumhuriyeti tarihinde ilk defa fetih suresini okutup dosta huzur ve güven, düşmana da korku salan dünya lideridir.

    allah ondan razı olsun, hiç şüphesiz ki o bizim başkomutanımız ve dünya durdukça başımızda duracak olan ebedi liderimizdir.

    bu kişi ulu önder mareşal gazi mustafa kemal atatürk'tür...

    ya ne olacaktı?
    başka kim olacaktı ki???

    ulu önder atatürk'ün emri ve tavsiyeleri ile 1932 yılının ramazan ayının kadir gecesinde ayasofya'da fetih suresi ve mevlid okutulmuştur.

    ve bu mevlid dünyada radyodan naklen yayınlanan ilk mevlid'dir.

    ayasofya'da fetih suresi ve mevlid okuyan hafızlarımız şunlar;
    yaşar okuyan, hafız burhan, beşiktaşlı hafız rıza, beylerbeyi hafızı fahri, muallim hafız nuri, sultanselimli hafız rıza ve 20 hafız daha.

    ulu önder atatürk bu yayını dolmabahçe'de radyodan takip etmiş ve çok beğenmiş, ertesi akşam dünyanın radyodan naklen mevlid okuyan ilk hafızlarını dolmabahçe sarayında iftarda ağırlamıştır...
    görsel

    hani bugün bakıyorum da twitter'de "ayasofya'da fetih suresi okunacak aman yarabbi" diye ortalığı yıkan cahil sürüsü var, sanki ilk kez kendileri okuyormuş gibi yazıyorlar. o yüzden yazayım dedim bu olayı.

    işte türkiye cumhuriyeti tarihinde ayasofya'da fetih suresini okutan bu kişi aynı zamanda istanbul'un son fatihi'dir...

    görsel:
    anadolu ajansı tarafından dünyaya servis edilen bu görsel 1921 yılına aittir, gazi ve batı cephesi komutanı karargahlarında muharebe planlarını inceliyor, gazi'nin sağında duvarda asılı sancakta ise saff suresi'nin 13. ayeti yazmakta.
    anlamı: allahtan gelen zafer yakındır...

    bu ülkede ezanlar kimin sayesinde okunuyor onu unutmayın yeter...

    #tarih

    edit:
    görsel

    desifreleyici ve ayk73. hadi alın voltanızı başlıktan.

    bak yukarıdaki kaynağa inanmıyorsanız akit'te yazan fetöcü hocanız da yazmış 1932 yılı kadir gecesini;
    https://www.yeniakit.com....organize-isler-15579.html
  • şikayet et
  • 43419680
  • yunanlara ayıp olur diye fetih kutlamamak

    1.
  • osmanlı dönemine ait bir detay...

    evet, yunanlara ayıp olmasın, rumlar gücenmesin diye istanbul'un fethi kutlamaları yasaklanmıştı bu ülkede...

    hem de kimin döneminde biliyor musunuz?
    ikinci abdülhamid döneminde...

    evet, siyasal islamcı, nurcu, fetöcü, süleymancı, gavsçı, reisçi aptülhamit hayranları bunu pek bilmez, çünkü bu gerçek payitaht abdülhamid adlı saçmalıkta gösterilmedi sevgili arkadaşlar.

    buyrun;

    --spoiler--
    sultan abdülhamid zamanında istanbul’un fethinin kutlanması diye birşey sözkonusu değildi, zira hükümdar “rum vatandaşların hislerinin rencide olabileceği” gerekçesi ile kutlamalara izin vermiyordu...

    bunu, abdülhamid’in tahttan indirilmesinden sonra senelerce doktorluğunu yapan ve hükümdarın kayda geçmiş “gerçek” sözlerinin yeraldığı tek eser olma kimliği taşıyan atıf hüseyin bey’in notlarından öğreniyoruz...

    kaynak: murat bardakçı;
    https://www.haberturk.com...amalarina-izin-vermemisti
    --spoiler--

    işte "rumlar rencide olmasın" diye istanbul'un fetih kutlamalarının yasaklanmasına 1911 yılında son verilmiş, ittihat ve terakki partisi istanbul'un fethi kutlamalarını yeniden başlatmış, hatta şu bildirge ile bunu bütün dünyaya ilan etmiştir;
    görsel

    abdülhamid'in yasakladığı fetih kutlamaları ittihat ve terakki partisi tarafından başlatılmış, ve cumhuriyet döneminde de kutlanmaya devam etmiştir.

    ama sonra yeniden yasaklanmıştır...

    evet, biliyorum şaşırıyorsunuz ama malesef tarihi gerçekler bunlar.

    istanbul'un fethi kutlamalarının 2. defa yasaklanması da demokrat parti döneminde olmuştur.
    demokrat parti iktidarı da tıpkı abdülhamid gibi, "yunanlara ayıp olur" gerekçesiyle istanbul'un fethi kutlamalarını iptal etmiştir.
    (bkz: istanbul un fethi kutlamasını yasaklayan iktidar/#39536374)

    aynı demokrat parti iktidarı, "ingilizler'e ayıp olmasın" diyerek kutül amare zaferimizin kutlandığı kut bayramı'nı da yasaklamıştır.

    #tarih
  • şikayet et
  • 43418992
  • istanbul un fethi

    185.
  • since 1453...

    bugün 567. yıldönümü olan kutlu zafer..

    şu iyi bilinmelidir ki, istanbul'un fethi bir mühendislik başarısıdır.
    kutlu fetih, evliyalarla, dualarla, hurafelerle değil, fatih'in zekasıyla ve fatih'in askerlerinin kılıcıyla gerçekleşmiştir.
    (bkz: fatih sultan mehmet in akşemseddin e verdiği ayar/#35976200)

    fatih sultan mehmet han, iyi bir komutan, iyi bir hakan olmasının yanısıra, esasen iyi de bir mucittir.
    bir savaş zanaatkarıdır.

    istanbul'un fethinin ilk günlerinde marmara'dan dört düşman gemisi bizans'a yardıma geliyordu.
    türk donanması bunlarla savaşa girişti. fakat başarılı olamadı.
    bunu gören fatih sultan mehmet atını denize sürerek emir verdi. çok sinirlenmişti.
    baltaoğlu süleyman bey'e yüz sopa attırarak kaptanlıktan azletti.

    türk donanması haliç'e giremeyince bizans gemilerini batırmak lazım geliyordu.
    düşman donanması galata kulesi önünde demirlemişti.
    türk topçuları düşman donanmasını dövemiyorlardı.
    çünkü beyoğlu sırtlarından atılan mermiler galata'lıların evlerini yıkabilirdi.
    halbuki ortada galatalılarla yapılmış bir dostluk antlaşması vardı ve galata sakinlerinin zarar görmemesi gerekiyordu.

    bu durumu önlemek için fatih sultan mehmet zekasına ve bilgisine müracaat etti.
    tertip ettiği hesap üzerine aşırma gülle atabilen bir top yaptırdı.
    bu topun resmini yaptı.
    tarifi üzerine topu döktürdü.
    bu topların birisinin başına geçen fatih nişan alarak düşman gemilerinden birini batırmaya muvaffak oldu.

    işte fatih'in icat ettiği bu top topçuluk ilminin en önemli bir kolu olan "humbara" usulünün esası oldu. bu toplara daha sonradan "havan topu" denildi.
    görsel

    bir türk hakanı istanbul'u fetheden "fatih" olarak tarihe geçtiği gibi, bir "mucit" olarak da tarihe geçti istanbul'un fethiyle.
    https://en.wikipedia.org/wiki/Mortar_(weapon)

    ve yıllar sonra o'nu takip eden bir başka ulu önder dedi ki;
    eğer bir gün benim sözlerim bilimle ters düşerse, bilimi seçin...”

    bunu diyen de istanbul'un son fatihiydi...

    #tarih
  • şikayet et
  • 43416376
  • Gündemdeki Haberler
    güncel Önemli Başlıklar