amazonlar

anadolu'nun savaşçı kadınları...
görsel

amazonlar her ne kadar matriyarkal bir toplum olsalar da kendileri patriyarkal dönemde yaşamış matrikaryal bir topluluk oldukları için efsane olmuşlardır.

mitolojiye göre amazonlar baş tanrı zeus ile uyum tanrıçası harmonia'nın ilişkisinden dünyaya gelen kızlarıdır.
amazonların tanrısal, yar tanrıça varlıklar olmasına tek örnek bu değil tabi.
örneğin amazon kraliçesi otrera da savaş tanrısı ares ile ilişkiye girmiş ve bu ilişkiden iki yenilmez amazon prensesi penthesileia ve hippolyte dünyaya gelmiştir. (aşağıda bahsedeceğiz)

amazonlar savaşçı kadınlardı.
mitolojide bilinen çok cesur ve kuvvetli kahramanlara denk savaşçılardı. yenilgisiz kabul edilen bazı yunan mitolojik kahramanları dahi amazonlarla karşılaşmaktan çekinirlerdi.
görsel

thermodon ırmağı (terme çayı) kıyısında kurulu themiscyra (terme) kentinin amazonların başkenti olduğu kabul edilir.
lakin amazonlar hemen hemen anadolu'nun her köşesinde görülmüş, hatta ege denizi'nin öte yanında bile hikayelere, efsanelere konu olmuşlardır.
görsel

platon ve socrates amazonların yunanistan'a, hatta atina'ya yaptıkları akınlardan bahsederler.

amazonlar'ın azak denizi kıyılarından geldikleri söylenir. onların çok iyi at kullanmalarından dolayı da iskit kökenli oldukları bildirilir.

ayrıca pek çok kaynakta da amazonlar'ın iskitler'den türemiş, iskitlerle akraba oldukları varsayılır. (homeros, ksenophon, heredot, diodorus vs...)

amazonlar'ın iskitlerle olan ilişkisi; heredot'un 4. kitabında şöyle anlatılır.
grekler amazonları yenip thermedon'dan attıktan sonra bazı amazon savaşçılarını esir alırlar ve köle olarak satmak için gemiye bindirirler, bir süre yolculuktan sonra amazonlar gemide isyan çıkarır ve tüm yunanları öldürürler.
lakin amazonlar gemilerin nasıl kullanılacağını bilmediklerinden gemileri kendi haline bırakırlar, rüzgardan sürüklenen gemiler iskit diyarında karaya vurur.
karaya çıkan amazonlar bir süre sonra bir at sürüsü bulurlar, atlara binerek karaya çıktıkları bu diyarı yağmalamaya başlarlar.
tabi iskit savaşçıları da bunları durdurmaya çalışır, lakin karşılaştıkları bu savaşçıların kadın olduğunu anlayan iskitler, tıpkı kendileri gibi at üzerinde savaşabilen ve kendilerine benzeyen amazonları öldürmekten vazgeçer.
onların yanına kendileri gibi savaşçı iskit gençlerini vererek onları kafkaslar üzerine gönderirler.
amazonlar ve yanlarındaki iskit savaşçıları belirli zamanlarda birleşirler. bunlardan doğan çocuklara da sarmatlar denildi...

herodot'a göre sarmatlar; amazonlar ve iskitler'in devamıdır...

sarmatlarda kadınlar sık sık erkeklerle beraber ava çıkar, savaşta yer alırlardı. ona göre savaşta bir adam öldürmeyen kadın evlenemezdi.

bakınız savaşta bir kahramanlık göstermeyen amazon kadınlarının da erkeklerle cinsel ilişkiye girmeleri yasaktı.
bir amazon kadını, bir erkek ile cinsel ilişkiye girmesi için savaşta bir kahramanlık göstermesi, bir ya da birkaç düşman öldürmesi gerekirdi.

bu adet eski türklerde de vardı.

amazonların türk mitolojisindeki karşılığı alp kızlar'dır.
alp kızları hikayesi, dede korkut hikayelerinde geçer.
oğuz ülkesini yöneten 7 kız ve kırgızlar'ın atası kabul edilen kırk kız bu alp kızlar'dandır...
yazar musine galima'nın "turan'ın alp kızları ipekyolu efsaneleri" adlı eserinde alp kızlar'dan detaylı bir şekilde bahsedilmektedir.
görsel

türklerde daha sonraki yıllarda bu alp kızlar'ın yerini "bacılar" almışlardır.
(bkz: baciyan-i rum)

amazon sözcüğü kelime anlamı olarak incelendiğinde, bu sözcüğün anadolu'da çok eskiden konuşulan bir dile ait olduğu bilinir.
lakin çoğu kişi amazon isminin, amazonların daha iyi yay gerebilmek için bir memelerini kestiği efsanesine dayanarak yunancada "memesiz" anlamına gelen a-mezo'dan türediğini söylerler.

lakin amazonlar isimlerine atfedildiği gibi "memesiz" değillerdir.
pek çok amazon savaşçısı tasviri gayet güzel, iri ve dimdik memelere sahiptir.
görsel

amazonlar ile ilgili tasvirlere, heykellere, fresklere baktığımızda onların gayet de memeli olduklarını görebiliriz.
görsel

buradan yola çıkarak amazonların öyle memesiz olmadıklarını söyleyebiliriz.
esasen "amazon" sözcüğündeki "a" harfi olumsuzluk anlamında değil, şiddet ve kuvvet anlamına gelir.
mazon yahut mezos sözcüğü de meme anlamındadır.

yani bu durumda amazon sözcüğü "güçlü, kuvvetli, memeli savaşçı" anlamına gelir ki etimolojik köken olarak bu sav daha doğru durmaktadır.

yani mö 3. ve 4. yylarda yok edilen amazonlar yok olmamış, ilerleyen yıllarda sarmatların içinde, daha sonra da türk kültüründe alp kızlar ve bacılar olarak süregelmiştir.

----------------------
ara not: bugün sarmatlara ait açılan mezarlarda, kadın mezarlarının çoğunda gömülen kadınların silahları ile birlikte gömüldüğü görülmüştür.
------------------------

amazonlar'ın anadolu için önemi büyüktür.
zira anadolu'daki pek çok kentin kurucuları amazonlardır.

bu kentlerden bazıları;
izmir-smyrna,
efes,
myrina,
grineum,
kyme,
sinope,
themiscyra gibi kentlerin amazonlar tarafından kurulduğuna inanılır.

efes'teki artemis tapınağı'nın yapımına amazonlar başlamıştır. anadolu'daki artemis inancı da amazonların eseridir.

bazı ünlü amazon savaşçıları şunlardı:
görsel

penthesileia: truva savaşına katılmış amazon prensesi.
otrera: penthesileia'nın annesi amazon kraliçesi. otrera'nın ares ile ilişkisinden penthesileia dünyaya gelmiş.
hippolyte: ares'in bir diğer kızı. bir rivayete göre penthesileia tarafından, bir rivayete göre ise herakles tarafından öldürülmüştür.
myrina: izmir ve izmir yakınlarındaki myrinai'nin kurucusu olduğuna inanılan amazon kraliçesi.
lampedo: amazon kraliçesi.
marpesia: amazon kraliçesi.
eurpyle: amazon kraliçesi.
aegea: ege denizine adını veren amazon kraliçesi.
sinope: sinop'a adını veren amazon kraliçesi.
melanippe: hippolyte ve penthesileia'nın kardeşi olan prenses.
antiope: hippolyte ve penthesileia'nın kardeşi olan prenses.
talestis: büyük iskender ile ittifak yapan ve ona çocuk doğurduğuna inanılan amazon kraliçesi.
antandre: truva savaşına katılan penthesileia'nın 12 komutanından biri.
ainiaan: truva savaşına katılan penthesileia'nın 12 komutanından biri.
antibrote: truva savaşına katılan penthesileia'nın 12 komutanından biri.
cleite: truva savaşına katılan penthesileia'nın 12 komutanından biri.
bremusa: truva savaşına katılan penthesileia'nın 12 komutanından biri.
alcibie: truva savaşına katılan penthesileia'nın 12 komutanından biri.
clete: truva savaşına katılan penthesileia'nın 12 komutanından biri.
pitane: kraliçe myrina'nın komutanlarından.
priene: kraliçe myrina'nın komutanlarından.
cyme: kraliçe myrina'nın komutanlarından.

bazıları tarafından amazonların feminist birer erkek düşmanı oldukları kabul edilir.
lakin amazonlar üreyebilmek ve çoğalabilmek için erkeklere muhtaçlardı.

rivayete göre amazonlar doğurdukları erkek çocukları öldürmezler, yaşamalarına müsade ederler ama ilerde başkaldırmasınlar diye kollarını, bacaklarını kırarak sakat bırakırlarmış. sakat bıraktıkları bu erkeklere de yün eğirme, yemek pişirme, çamaşır, bulaşık gibi ev işlerini öğretirler onları bu işlerde kullanırlarmış.
lakin bu tip erkekleri görmekten hoşlanmamaya başlamışlar, bundan sonra da savaşta tutsak ettikleri erkekleri bir süre kullanıp öldürmeye başlamışlar.

lakin bu uygulama da amazonların hoşuna gitmemiş ve vazgeçmişler, son olarak komşu kabilelerle anlaşmışlar, her ilkbaharda tarlalar sürülüp tohumlar ekildikten sonra amazonlar komşu kabilelerin genç delikanlılarını sınıra davet ederler, ekinler bereketli olsun diye yeni ekilmiş toprakların üzerinde ilişkiye girerlermiş.
bu ilişkiden doğan kız çocukları amazonlara katılırken, erkek çocuklar ise komşu kabilelere verilirmiş...

amazonlara dair bir başka çiftleşme, üreme efsanesi de kaz dağlarında yaşayan gargaronlar ile yaptıklarıdır. amazon kadınlarının gargaronlar ile çiftleşerek çocuk sahibi oldukları, kız çocuklarını kendilerine alıp, erkek çocukları gargaronlara bıraktıkları söylenir. amazonların tamamı nasıl kadınsa, bu gargaronların da tamamı erkekmiş...

gelelim amazonlar ve truva efsanesine...

amazonlar esasen truva'nın düşmanlarıydı.
truva'yı sürekli yağmalarlar, truvalılarla savaşırlardı.
hatta truva savaşları sırasında truva kralı olan priamos ile amazonların savaşlarından bahsedilir.
yunanların truva'ya saldırısına anadolu halklarının neredeyse tamamı destek vermiştir.
hititler, likyalılar, frigler...
aslında bunların tamamı tek bir halktır. anadolu'nun batısında yaşayan luviler ile anadolu'nun orta ve doğusunda yaşayan hititler aynı millettir.
truva'ya yapılan bu saldırıya anadolu'daki tüm halklar truva'ya yardıma koşarken, amazonlar başlarda tarafsız kalmış. (daha doğrusu erkek egemen toplumlara yiyin birbirinizi ete para vermeyin demiştir)

lakin amazon prensesi penthesileia'nın bir av esnasında ablası hippolyte'yi yanlışlıkla öldürmesi amazonların truva'ya gelmesine sebep olmuştur.
öyle ki ablasını öldürmenin üzüntüsü penthesileia'yı çok yaralamıştır, ölmek istemektedir, lakin intihar etmek amazon raconuna ters olduğundan, savaşta ölmeyi seçmiş, yanına 12 komutan alarak 2000 süvari ve 3000 piyade amazondan oluşan ordusu ile truva'ya yardıma gelmiştir...

penthesileia'nın truva'ya varışı, hektor'un ölümünden sonraya denk gelir.
hektor'un ölümü ile umutlarını yitiren truvalılar, penthesileia komutasındaki amazonların yardıma gelmesi ile büyük moral kazanırlar.
görsel

öyle ki penthesileia kısa bir süre sonra tüm truva ordularının komutanı olur. pek çok başarı kazanır.

yunan ordularına öldürücü bir darbe indirir ve onları kumkale sahiline sürer, truva kurtulmuştur, lakin penthesileia'nın amacı ölmek ve kardeşine kavuşmaktır, penthesileia, yunan ordusuna hücum eder, ajax'a saldırır lakin akhilleus'un fırlattığı mızrak ile hayatını kaybeder...
penthesileia'nın ölümü, truva'nın da sonu olur, hektor'dan sonra penthesileia'yı da kaybeden truva bir daha toparlanamaz...
(bkz: penthesileia/#43237765)

bugün amazonlar'ın başkenti olarak kabul edilen, samsun'un terme ilçesinde, amazon kültürünü tanıtmak ve yaşatmak amaçlı bir amazon adası oluşturulmuş ve burada amazonlar'ın yaşamının canlandırıldığı bir amazon köyü kazandırılmıştır.
görsel
görsel

#tarih
#mitoloji
----------------------------
konu dışı ama konu ile alakalı ek bilgi;

dünyanın en uzun ikinci ama en çok su taşıyan akarsuyu amazon nehridir.
ispanyol conquistador francisco de orellana ekvador'dan yola çıkıp amazon nehri güzergahından atlantik okyanusundaki nehir ağzına ulaşmış, lakin bu güzergahta yerlilerin saldırısına maruz kaldı, ispanyollara saldıran yerli savaşçılar içinde kadın savaşçıların olması orellana'yı çok şaşırtmıştı.
orellana nehrin ağzına ulaştığında unutamadığı bu saldırı ve gördüğü kadın savaşçılardan dolayı bu uzun ve büyük nehre "amazon" adını vermiştir.
görsel