2 ay önce aldım. ingilizce terminolojim o kadar iyi olmadığı için bir bok anlamadım. hâlâ duruyor. rehber videolar da çok sıkıcı.
hayatınız boyunca oynayacağınız en gerçekçi gerçek zamanlı büyük strateji oyunudur.
oyun tamamen kurduğunuz devleti yönetmekle alakalıdır. iyi yada kötü.
oyun 1444-1821 yılları arasında geçer.
oyunun önerdiği ilk devlet osmanlıdır.
bilen bilir, yıllardır paradox interactive''den babam çıksa oynarım. bu da büyük olasılıkla başında en çok zaman geçirdiğim oyundur. gelin gelelim hâlâ cheat yazmadan oynayamıyorum. yanlış anlamayın; burada "oynayamıyorum" derken becerememekten bahsetmiyorum. neyse...

en son eu3'ten bu yana technology group bokluğuna oynamadığım japonya'yı aldım. kod yaza yaza daimyoları salladım, az biraz teknoloji kasıp başladım oynamaya. oyunun başlarında espiyonaj idea grubunu açtım ki ming hanedanı'nı savaşarak ufak ufak yemeyeyim de* ajanlarımla çökertip ortaya çıkan parçaları löp löp yutayım. aynen de söylediğimi yaptığım. ming'in çöküşüyle ortaya çıkan devletçikleri yuta yuta çin'in tüm sahiline hâkim oldum. tabii bu idea grup aynen çöpe atıldı çünkü olayı bitti.

hemen exploration ve expansion idea gruplarını açtım. başladım kolonileşmeye. cape of good hope'a kadar ulaştım, hatta kongo'nun kıyılarını da yuttum. bu süreçte avrupalı emperyalistler gold coast'a ancak gelebilmişlerdi. her şey istediğim gibi gidiyordu. sırasıyla avustralya, alaska ve brezilya,'da koloni devletlerimi kuruyordum. bir yandan da avrupalı emperyalistlere diş biliyordum. o sırada:

portekiz şerefsizleri goa'yı fethetme görevini aldılar ve tek ok atmadan vijayanagar'dan ili teslim aldılar. avrupalıları hint okyanusu'a çıkartmama emelimin de içine böylece edilmiş oldu. adamlar yalnızca hint okyanusu'na çıkmakla kalmamış, "nasılsa ulaşamazlar" diye ihmâl ettiğim avustralya'nın doğu sahillerine de kolonileşmeye başlamışlardı. yetmezmiş gibi karayipler'i yutmuş; kolombiya ve meksika'ya da salça olmaya başlamışlardı. el mahkûm portekiz'e savaş açtım ama öyle böyle değil, castille'de onlarla geldi.

yıllarca savaştım. ta iber yarımadası'na kadar girdim. önce ispanya ile barış imzaladım. afrika'da ne kadar kolonileri varsa aldım. yetinmedim kanarya adaları'nı falan da yuttum. böylece ispanyollar'ı büyük ölçüde kolonicilik oyununun dışına atmış oldum.

portekiz'in de caraibas* dışında kalan her kolonisini aldım. ama olanlar bundan sonra oldu:

ben barış antlaşması'nı imzalarken şerefsiz portekizliler son bir hamleyle baharat adaları'ndan birinde yepyeni bir koloni kurdular. 15 yıl sürecek barış da böylece en sinkaflısından sövgülerim eşliğinde yürürlüğe girmiş oldu.

barış süresinde çin, hindistan falan asya'ya yayıldım. meksika, kolombiya, arjantin'de koloni devletlerimi kurdum. hatta koloni devletlerim parasızlık çekip de yayılmazlık etmesinler diye her birine ayda 30 duka altın vermeye başladım. onlar da beni kırmadılar, ufak ufak yayılmaya başladılar. ve geldik ikinci savaşa:

portekizliler mali'ye dalmış, kolombiya'da kendi koloni devletlerini kurmuş, meksika'dakini ise inatla büyütmüşlerdi bu süreçte. yıllar süren ikinci savaşta da ispanyollar portekizli kardeşlerinin yanındaydılar. ispanyollar'ın arjantin'deki koloni devletlerini aldım, syracusetunus'a verdim falan ispanyollar'ı da böylece bir kez daha kolonileştiklerine pişman ettim. döndüm gene portekiz'e; ispanyollar'ın savaş dışı kalmasıyla yan bastıklarından barış imzalamaya can atıyorlardı ama bu kez dikkâtliydim. kolonist bulundurdukları tüm bölgelere asker yığdım ve barış antlaşmasında isteyeceğim her noktayı istedim. antlaşmayı göndermeden hemen önce tüm kolonilerini de yaktım ki büyüyüp il olmasınlar. her şey tamamdı ve barışı gönderdim. caraibas, azor adaları ve madeira'ya kadar portekiz anakarası dışında ne var ne yok ellerinden aldım. ama o da ne! şerefsizler barışı imzalamadan bu kez de yeni zelanda açıklarındaki ufacık iki adaya kolonist çıkartmışlardı.

ekrana kafa atmak diye bir şey var ya, hah onu yapmamak için neler çektim*. barışın bitmesini bekliyorum. o arada asya ve okyanusya arasında kalan adalara kolonist falan gönderiyorum. o sırada meksika ile kolombiya da panama'nın kuzeyinde aralarında kalan alanı paylaşsınlar diye para yollamaya devam ediyorum ama o da ne! o şeyim kadar bölgeye dört kolonist birden göndermişler ve illeştirmişlerdi. yetmemiş ikinci savaşta kolonilerini yaktığım adalara gene kolonist çıkartmışlardı.

sövüp sayarak oyundan çıktım.

yazar- pekiyi ben bu yazıyı niye yazdım?
okur- bilmem, ben niye okudum?

portekiz şerefsizdir. her hâlükârda kolonileşirler. üstelik koloni menzili de en yüksek devlettir. kolonileşip oyununuzun içine etmelerini istemiyorsanız siz siz olun avrupalı bir millet seçip onlar daha kolonileşemeden tokatlayıp ya vassal edin ya da direkt yutun. başka türlü başa çıkılmıyor şerefsizlerle.
oyunda ne yapmak istediğinize bağlı olarak birkaç devletin dışında oynaması çok zor oyundur. oynanabilecek devletleri saymak gerekirse:

1- osmanlı devleti: fetih için kusursuz devlet. bir kere her şeyin tam ortasında. kafkaslar, orta doğu, balkanlar... hâl böyleyken sürekli savaşabiliyorsunuz, yeter ki döngüyü doğru kurun. sırasıyla kafkaslar, balkanlar, orta doğu falan diye gidin. hem barış antlaşmaları dönemlerinde beklemekten başka şeyler yapmış olursunuz hem de hızla yayılırsınız. teknoloji grubu anadolu olduğu için müslümanlardan da orta asya türkleri'nden de avantajlı. batılılaşmaya kadar batı avrupa ile fark çok açılmıyor. askeri bonusları zaten muazzam. buna bir de doğru idea gruplarını** ekleyince oyun boyunca askeri olarak sorun çekmezsiniz. zaten doğu avrupa'daki ticaret yollarının da ortasındasınız. yalnız timurlu devleti'nin çöküşünü bekleyin. oyunun başında timur'la savaş demek ikinci fetret devri demek.

2- moskova knezliği: hem askeri hem de kolonileşme yoluyla devasa boyutlara gelen bir devlet. oyunun başında novgorod'u bitirin ve arkanıza yaslanın. horde'lar zaten kısa sürede teknolojiden dolayı bitiyorlar. neva'yı alıp sankt petrograd yaparsanız batılılaşma işini de kısa yoldan çözüyorsunuz. doğu'da yayılacak çok alan var ve önünüzde durabilecek hiç kimse yok. batı'da işler biraz sıkıntılı, onu da 3. şıktan anlayacaksınız.

3- lehistan: oyunun başında interregnum'daki polonya'yı alın. çok kısa sürede bir seçenek çıkacak: litvanya'nın büyük dükünü tahtınıza çıkartıp personal union'a gidin. bundan sonra yapmanız gereken tek şey danzig'i alıp polonya litvanya ortak krallığı*'i kurmak. zaten danzig'i alınca batılılaşma tek düğmeye bakıyor. bunu yaptıktan sonra rusya'nın da anasını belleyecek duruma geliyorsunuz. baltık denizi'nden karadeniz'e tek devlet...

4- ingiltere: eski sürümlerde oyuna yüzyıl savaşları ile başlıyordu dingilizler ve bu savaşta fransa'yı yenmek imkânsıza yakındı ama yeni sürümlerde yüzyıl savaşları'nı çıkartmazsanız gaskonya ve normandiya size kalıyor. portekiz'le zaten ittifağınız var. irlanda'daki devletçiklerle aranızı iyi tutun. fransa savaştayken iskoçya'ya dalın* ki fransa normandiya ve gaskonya'ya dalıp da savaşı uzatmasın. iskoçya'yı bitirip great britain'ı kurun ve kolonileşme oyununa tüm gücünüzle abanın. arada fırsat bulursanız fransa'daki topraklarınızı genişletin.

5- kastil: oyuna hemen hep aragon'la kanlı bıçaklı girer ama yüzyıl geçmeden tahtlar birleşir. o zamana kadar endülüs emevi devleti'nin kalıntılarını yutun. portekiz'e bulaşmadığınız sürece o da zaten size bulaşmaz. tahtlar birleştikten sonra ister napoli üzerinden italya'yı fethedersiniz, ister mağrib'e dalıp akdeniz'e ispanyol gölü hâline getirirsiniz ya da isterseniz *kolonileşmeye başlarsınız. yalnız portekiz'i ne yapın edin ya personal union'a zorlayın ya da vassal'ınız yapın ama sakın ilhak etmeyin yoksa oyunun ilerleyen bölümlerinde dünyanın en abuk yerlerinde çıkıp ekmeğinize kan doğrarlar. bunu başarırsanız ileride diplomatik ilhak edersiniz ve kolonileri de size bağlanır. zaten coğrafi keşifler'den sonra çok zengin olacaksınız. ondan sonra ister fransa'ya salça olursunuz ister mısır'a.

6- avusturya: doğu'da interregnum'daki macaristan'ın başına habsburg hanedanı koyun; ileride yutarsınız zaten. holy roman empire'ın liderliğinden asla vazgeçmeyin. burgonya*'nın paylaşımı %90 olacak, bekleyin ki olsun. bir anda hollanda'ya konacaksınız bu da size deniz ve ticaret konularında çağ atlatacak. yugoslavya'yı alın. italya, özellikle de venedik'i asla rahat bırakmayın. değerli topraklar oralar ve ayrıca başıboş kalan italyanlar imparatorluktan çıkıyorlar. ama bunun zor yanı da var. batı'da fransa oyuna hasım olarak başlamasa da götü toparlayınca imparatorluk'a salça olacak ki bunda da ilk iş sizi hasım ilan edecek. diğeri de osmanlı devleti. ve işin en zor kısmı holy roman empire'ın iç karışıklıklarını yönetebilmek.

7- fransa: aslında bunu oynananamayacak devletler arasına yazabiliriz çünkü genişleme alanı yok. ingilizler'i fransa'dan atıp götü toparladığınızda sağa sola bakıyorsunuz; aaa, o da ne! güney'de kastil/ispanya almış yürümüş. doğu'da zaten holy roman empire denen arı kovanı var. zengin topraklar, bitmek bilmez manpower, gayet iyi ulusal bonuslar... ama yapabileceğiniz tek şey kolonileşmek! ha, "ben mahallenin psikopatıyım" derseniz ikide bir karşınıza kurulacak koalisyonlara falan razı olun ve low countries'den başlayıp, ikinci sıraya lombardiya'yı koyup imparatorluğun içlerine sızmak. aslında en mantıklısı burgonya'nın paylaşımından önce holy roman empire'ın elektörleriyle sıkı fıkı olup habsburg hanedanı'nın tahttan indirip valois hanedanı olarak tahta çıkmak. böylece imparator ile toprakları paylaşmak yerine tüm topraklara konarsınız ama bu büyüüüüüüüüüük şans. bunu yapamazsanız bile aragon'la tahtı birleşmiş olan napoli'nin tahtına talip olabilirsiniz. aragon'la savaş kolay da onların tahtı da kastil'le birleşmiş olursa uzar da uzar. bunu yapana kadar lombardiya zaten imparatorluktan kopar. bu sefer de onlara dalarsınız... gördüğünüz üzere fransa oynaması hem çok kolay hem de ölümüne zor bir devlet.

8- brandenburg: oyuna çok da iyi durumda başlamıyorsunuz. tek avantajınız elektör olmanız ki bu sayede avusturya ile ittifak kurabilirsiniz ya da bir iki elektörü kafalayıp imparator bile olabilirsiniz. doğu'da polonya ve töton şövalyeleri başta olmak üzere çevrenizde sizi tokatlayabilecek tonla devlet var. üstelik polonya'da sizie ait bir il de var. ancak iyi ittifaklar, doğru zamanlama ile königsberg'e kadar gidebilir, protestan olursanız önce prusya'yı, sonra alman imparatorluğu'nu kurabilirsiniz. o noktadan sonra size ölüm yok.

9- timurlu devleti: büyük topraklar, bölünmüş inanç ve insanlar ile başlıyorsunuz oyuna. farslar şii ve kabûllenilmeyen kültür. bir de horde olduğunuz için durup durup çıkan taht kavgaları... yapmanız gereken delhi'ye ulaşıp babürlü devleti'ni kurmak. bunu ya çok hızlı yapacaksınız ya da hiç yapamayacaksınız. o yüzden varınızla yoğunuzla dalın. babürlü devleti'ni kurunca teknoloji grubunuz müslüman, askeri üniteleriniz hintli, yönetim biçminiz de ikta'ya dönecek. tüm hindistan'da claim'iniz olacak. yayıldıkça yayılın. zorlayabilecek pek kimse yok. o zamana kadar portekiz zaten dibinize gelir. batılılaşın. güney asya sizindir.

10- danimarka: oyuna norveç ve isveç'le personal union'la, holstein'da vassalınız olarak başlıyorsunuz. yani hiç fena değil durumunuz. güney'de hansa birliği dışında size tehdit oluşturabilecek kimse yok. yalnız isveç'e dikkât edin, her an isyan bayrağını çekebilirler. buna engel olmak için diplomatlarınızdan birini her daim isveç'le ilişkileri iyileştirmek için kullanın. holstein ve norveç'i entegre ettikten sonra isveç'in isyan etmesini engelleyecek kadar büyümüş olacaksınız. isveç'i de entegre edip iskandinavya'yı kurun. kolonileşmeyi ihmâl etmeyin, grönland'a en yakın yer norveç'in izlanda zaten. bunlar tamam olunca moskova knezliği/rusya ile kapışacaksınız. fırsatını bulursanız almanya'nın kuzeyine salça olun. hollanda'yı yutarsanız sırtınız yere gelmez.

11- burgonya: oyuna en boktan noktada başlayan devletlerin başında geliyor. batı'da fransa size diş bilerken doğu'da holy roman empire var. ki sizin de topraklarınızın bir kısmı hre'nin içinde ama siz üye değilsiniz. yani yukarı tükürseniz bıyık, aşağı tükürseniz sakal. ama öyle bir şey var ki tüm zahmetinize değer: hollanda. hollanda'yı oluşturan irili ufaklı devletlerin neredeyse tümü sizinşe personal union'da. bu da size hollanda'yı kurmak için müthiş bir avantaj sağlıyor. yapabildiğiniz anda fransa'daki topraklarınızı fransa'ya bırakıp hollanda'yı kurun. hiçbir şey yapmayıp tüm gücünüzle manş denizi ticaretine tebelleş olsanız bile paraya para demezsiniz. o parayla da kolonileşin. özellikle gold coast ticaret noktasını kontrol edin ki asya'dan gelen ticaret oradan geçecek ve nereye gideceğini sizin belirlemeniz demek yüzlerce altın demek.
şu anda piyasada olan en iyi grand strategy oyunudur. oyunun en can alıcı noktası ise tarihi gerçeklere göre ilerleyen bir senaryosunun olması. osmanlı ile istediğin kadar iyi strateji yap yine de batıdan teknoloji olarak geri kalıyorsun . isyanlarla savaşlarla uğraşırken doğru ideaları seçmezsen bir bakıyorsun 50 bin kişilik ordunu 20-25 binlik ordu helak ediyor. sonra batılılaşmak gerek gelişmek için diyorsun ve isyanlar iki katına çıkıyor. sonra düşünüyorsun ''osmanlı nasıl dayanmış 20. yüzyıla kadar ? ''
çözebilirsem a.. koyacağım oyun.

ingilizce terminolojiye o kadar hâkim değilim. arkadaşlar oyna, öğrenirsin diyor.

lan ben medieval 2 oynarken taç giyip, kılıç kalkan kuşanıp savaşı oradan idare eden adamım, bilmeden strateji oyunu mu oynayayım? türkçe yaması da türkçeden soğutuyor insanı.

ama seni çözeceğim eu 4, seni de yeneceğim bu arada istanbul. konu sen değilsin ama unutma bunu da.
son seansta fantezinin koymadık yerini bırakmadığım oyun. tabii her zamanki gibi kod yazmaktan kendimi alamıyorum. neyse...

aldım polonya'yı. interregnum'dan litvanya büyük dükünü* kralım yaptım. mazovia'yı yutup töton şövalyeleri'ne tebelleş oldum. yani klasik lehistan oyunu şu ana kadar. töton şövalyeleri'ni ham yaptıktan sonra başladım asimilasyona. yanlış anlamayın; prusyalılarleh değil, lehler'i prusyalılaştırıyorum. commonwealth'i de kurdum. şimdi reform hareketlerini bekliyorum. olur olmaz katoliklere "dininizi sikeyim" çekip protestan olacağım. sonrasında da prusya'yı kuracağım.

ha bu arada, beklerken önce istanbul ve sonra da moskova'yı ilhak ettim. seperatism reformdan önce biterse otuz yıl savaşları'ndan tek din, tek millet olarak çıkacağım ve prusya'yla ortalığın koymadık yerini bırakmayacağım.

o değil de lehistan'ın en boktan özelliği elektif monarşi olması. ama onu da başa hohenzollern hanedanı'nı başa geçirmek için kullanacağım. böylece hitler'in yapamadığını yapıp tüm doğu avrupa'yı üstün alman teknolojisi'ne geçireceğim. jagiellon hanedanı'nı bohemya ve macaristan'la personal union kurmak için kullandım. onlar da görevlerini tamamlayıp tarihin tozlu sayfalarına karışmak için hazırlar artık. hem prusya'nın başında litvan hanedan mı olurmuş canım!

ekleme-1: ve hohenzollern hanedanı tahta çıkar!

ekleme-2: ve prusya kurulur!

ekleme-3: ve otuz yıl savaşları açıldı. lider ben olduğum için savaşı da ben çıkartacağım. son hazırlıkları yaparken son durumun da özetini geçiyorum:

reform hareketlerini kazasız belâsız atlattık. religious ve humanist idealarım sağ olsunlar. zaten idea ve politikalar sayesinde seperatism bokunu da çok kısalttım. ilhak ettiğim topraklara kilise yapıp misyonerin gücünü artırıyorum. misyoneri gönderip dinlerini değiştiriyorum. aradan birkaç yıl geçmeden de kültürlerini...

macaristan, bohemya ve brandenburg'u entegre etmeye başlamıştım ki imparatorum** öldü ve bohemya ve brandenburg miras kaldı*. artık 4 devlet 1 imparator değil, 2 devlet 1 imparator. doğu'da yayıldıkça yayıldım. kafkaslar, azerbaycan tümüyle benim. ben moskova knezliği'ni tokatladıkça o da gidip nomad'leri tokatlıyor. bir nevi tavşan kaç tazı tut oynuyoruz. sonu yakın ama otuz yıl savaşları'ndan sonrasına kısmet. zaten nogay hanlığı dışında nomad de kalmadı ortalıktı. onları da ben ayakta tutuyorum, kişisel çıkarlarımdan ötürü.

bohemya miras kalınca prag'dan ötürü tek düğmeyle batılılaştım. gerçi bu oyundaki batılılaşma olayını anlamıyorum. madem batılıyım ünitelerim niye doğulu?

güney'de osmanlı devleti'yle aramızda moskova knezliği'yle benzer bir ilişki var. ben onu, o arapları tokatlıyor. trakya'da çoğunu macaristan'la paylaştım. kalanlara da fırsatçı venedikliler kondu. anadolu'nun kuzeyi tümüyle benim. son savaşta overextension olmamak için menteşeoğulları beyliği'ni serbest bıraktırmıştım. önce müttefikim oldular sonra vassalım. dinlerini değiştirttim. anadolu'nun güneyini onlar yoluyla yutmaya niyetliyim. yugoslavya coğrafyasını da macaristan'a verdim, entegre edince yutmuş olacağım.

isveç'in bağımsızlık savaşını destekleyip danimarka'dan kurtardım. ittifakımız çok işlerine yaradı, neredeyse tüm danimarka'yı yuttular ama krallar ortakken yayıldıkları ve danimarka'ya kalan novgorod'daki claim'lerimiz ortak. bağımsızlık savaşından sonra iki savaş çıkartı isveç. ikisinde de oralara önce ben kondum ve ikisinde de vermedi dallamalar. ittifakı bozmak istemiyorum ama böyle de götlük olmaz. kod yazıp tahtlarına mı konsam, ne etsem?

hansa birliği'nin götü kalktı. kuzey almanya'ya bayağı bir yayıldılar. son isveç-danimarka savaşı'nda danimarka'yla müttefik olunca topraklarını işgâl edip brandenburg'a verdim. bana toprak vermeyen göt isveç brandenburg'a bayağı bir toprak verdi. e ne bilsin birkaç yıl içinde oraların bana miras kalacağını?

benden bağımsız gelişmelerin raporunu verecek olursam:

kastil ile aragon-napoli tahtları birleşti ama benim ilgisizliğim döneminde gene ayrıldılar. üstelik bu kez üç krallığın üç kralı var. fransa fırsattan istifade iber yarımadası'na kötü daldı. oyundan çıktığımda fena pataklıyordu.

burgonya bölüşümü oldu. avusturya tüm low countries'e* konuverdi. fransa'daki topraklar da valois hanedanı'na tabii...

şaka maka fransa gemi azıya almış durumda. ming'den bile daha yüksek gelirleri var dallama fransızların. ayda 68 duka altın nedir lan itoğlu it!
avusturya ile hre imparatorluğunu reddetmis, avrupayı fethedip sınırlarımı muscovy sınırlarına 1500 yılında dayanmıs birisiyim. osmanlıyı da feth edip memlüklere ulastım neredeyse. ingilizce sart bu oyuna.
çok karışık yazıyorlar böyle bir hevesle. yok personal union, oradan low countries, bilmemne hanedanları falan. ee adam diyor hasssiktir oooo ne zor oyunmuş.

değil arkadaşlar. oyunda basbayağı düz bir mantık var. batılı olan daha iyi gelişiyor tabii de. işte asker bas. sana karşı koalisyon kurmamaları için diğer devletlere saldırgan gözükme durumunu iyi ayarla. ticari noktalara tüccar gönder. yer fethet, kültürünü, dinini kendi kültürün, dinin yap ve tekrarla.

oynaması kolay bir harita boyama oyunudur. ben bir süre sonra aynı şeyleri tekrarlamaktan sıkılmıştım. çok da gözünüzde büyütmeyin hani pek bi şey yok.
her güncellemede save dosyaları bozulan oyun.paradox bir çözemedi şu sorunu.
oyunda paraya para dememek için yapmanız gereken tek şey ticaret. ama bu yalnızca trade ideas ile olmuyor. ona göre bir devlet seçmek ve ona göre yayılmak gerekiyor.

english channel ticaret noktasını kontrol ederseniz oyunda ticaretten en çok gelir elde eden ülke olursunuz. buna bir de gold coast ticaret noktasını ekleyin ve paranın koymadık yerini bırakmayın. english channel çünkü ora dışarıya mal göndermeyen üç noktadan biri. diğerleri de venice ve genoa ki bunlar akdeniz ticaretine egemenler ve doğrusu oyunun başlarındaki avantajlarını çok kısa sürede yitiriyorlar. gerçi genoa cebelitarık boğazı'ndan mal alıyor ama ölme eşeği ölme o biraz. neyse...

tabii bu öyle ha deyince yapılabilen bir şey değil. ülke seçenekleriniz çok kısıtlı. ingiltere, fransa, low countries ülkeleri ve çok çok şanslıysanız burgonya paylaşımında bunları yutmuş avusturya. tabii bu sonuncuya çok güvenmeyin. paylaşımın taraflarından biriyseniz oyun genelde götlük yapıp paylaşımı gerçekleştirmiyor. hâliyle...

1- ingiltere: iskoçya ve irlanda'ya yayılın. büyük britanya'yı kurun. varınızı yoğunuzu donanmaya verin. hatta mümkünse savaş zamanları dışında yalnızca isyanları bastıracak kadar ordu besleyin. koca bir donanmanın koruduğu şeyim kadar iki adaya çıkartma yapılması o kadar zor ki... zaten tarihi olarak tam da bu oldu aslında. ingiltere bir dönem tüm donanmasını ticareti korumak için görevlendirmiştir. gerisini biliyorsunuz zaten: güneş batmayan ülke.

2- felemenk cumhuriyeti: low countries'i birleştirmeniz hâlinde calais'den kuzeyi sizin. bereketli topraklar, english channel'a en hâkim ülke... gelin gelelim bu amk memleketinin manpower'ı ölümüne zayıf, askeri gelenekleri yok ve dahası ülkenin çevresinde doğal savunma noktası oluşturabilecek sınır da yok. bunların tabii ki çözümleri var ama bu ülke neredeyse konya büyüklüğünde olunca hazırlıksız savaşa yakalandığınız anda sıçıp sıvıyorsunuz. paralı askerler can yoldaşınız. kaleler vazgeçilmeziniz. gene de yenilgi hâlinde kaçabileceğiniz hiçbir yer yok. bu da diplomasiye abanmanız gerektiği anlamına geliyor. zaten felemenk cumhuriyeti'ni kurarken fazla aggresive expansion yapmazsanız avrupa'da size salça olan pek çıkmaz. ingiltere ve fransa bunun dışında tabii. buna karşı da avusturya ile ittifak ve bu saydığım iki ülkeye sürekli sırnaşmanız iyi bir yöntem. şahsen oynamasını en zevkli bulduğum ülkedir hollanda.

3- fransa: burgonya paylaşımı olmadığı sürece low countries'e girme şansınız var ama bu olduğu anda oralar avusturya ya da imparator kimse ona kalacak ve siz de avucunuzu yalayacaksınız. uğraşmaya değmez. gerçi fransa'nın ticaretten gelecek paraya da pek ihtiyacı yok.

4- avusturya ya da burgonya paylaşımı sırasında imparator her kimse: balınızı sikeyim, büyük ikramiye size vurdu! ama çok sevinmeyin çünkü bahsi geçen büyük ikramiye ile başkentiniz arasında bağ yok. tabii bir iki savaşla çözülemeyecek bir sorun değil bu. sorunu aşağıda okuyacaksınız.

low countries'e sahipseniz ve tüm monarch points'inizi asimilasyon için kullanmadıysanız hazır olun, dutch revolt çıkmak üzere. meşhur şarlken'in oğlu ve ispanya kralı ikinci filip low countries'de çıkan isyan her yabancı hanedan için geçerli. ve öyle böyle bir isyan değil, ordu force limit'inizden daha büyük bir isyancı ordusu görebilirsiniz karşınızda.

tüm bunların haricinde tek yapmanız gereken gold coast ticaret noktasını parsellemek. buradan ticareti english channel'a yönlendirin ve bırakın diğer emperyalistler ordu, donanma ve para harcayarak uğraşıp dursunlar. siz arkanıza yaslanın ve bırakın cebiniz dolsun.
steam'den dlclerle birlikte satın aldığım fakat oynamaya korktuğum oyun. sebebi ise çok fazla detaya sahip olması.

civilization 5 daha rahattı o konuda.
gerçekçilikte çığır açmış oyun.

rights of man dlc'sini denemek adına uzun süre sonra tekrar oynayayım dedim. aldım osmanlıyı sene olmuş 1560'lar. macarlarla savaşıyorum az kaldı viyana'ya dayanıcam. manpowerım ve asker sayım çok kritik durumlardayken hop bi anda kürt ayrılıkçıları diyarbakır'da isyana kalktılar. 4 parça toprak istiyorlardı ve istedikleri topraklar doğuda inanılmaz güçlü olan timurlarla sınır topraklarımdı. bende bunlara bu toprakları vermeyi kabul ettim çünkü;

1) viyana'ya yürürken timurların savaş açma ihtimalini düşürmek için araya tampon bir kukla devlet olması işime geliyordu.
2) istedikleri topraklar inanılmaz az gelir getiriyordu.
3) istediğim zaman geri dönüp toprakları almam en fazla 2-3 ay sürecekti.

toprakları alıp "ardalan" devletini kurdular. devlet kurulduktan 2 ay sonra köylüler 20 bin kişiyle isyana kalktı ve hanedanlığı devirdiler. bundan sonraki 5 yıl boyunca devamlı isyanlar ve yönetici değişikliği oldu. başa gelen yönetici 6 aydan uzun süre duramıyordu. en sonunda timur devletinin orada pers devleti kuruldu ve olması gerektiği gibi timur devletini bir çırpıda yediler. arada ardalan'ıda yediler tabii. bende az kaldı viyanayı alıcam %80'de falan savaş skoru ama vermiyorlar viyanayı hala. o sırada, persler bir anda beni rival seçtiler manpowerım yok, ordular bitik vaziyette. tam bu savaştan alabildiğimi alıp çıkayım da doğudan toprak vermeyeyim derken o da ne? ardalan'lı milisler 40bin, ardalan'lı soylular 28 bin evet totalde 68bin kişi isyana kalktılar. persler kürtlerle uğraşırlarken ben viyanamı almış tatlı tatlı ordularımı doğuya dizmeye başlamıştım bile. teşekkürler kürtler.
dönemimizin en iyi gerçek zamanlı strateji oyunları arasında yer almaktadır tarihi tam olarak yansıtmasa da (yanlışları illa ki var) başarılı bir geçmiş zaman oyunu.
rights of man dlc'siyle teknoloji sistemini tümüyle değiştirmiş oyundur. bundan böyle tech group kara ünitelerinizi belirliyor. teknolojinizse feodalizm, rönesans, kolonicilik, matbaa gibi şeylere bağlı. bunları ne kadar hızlı ülkenize adapte ederseniz teknolojide o kadar hızlı ilerliyorsunuz. tabii bunların her biri farklı yerlerde ortaya çıkıyor. feodalizm oyun başlarken nomad'ler dışında hemen her yerde açık zaten. sonra rönesans geliyor, kuzey italya'dan. sonra kolonicilik, genelde iber yarımadası'ndan. matbaa ya ingiltere ya kuzey almanya. hâliyle bunların ülkenize ulaşması fiziksel yakınlıkla ilgili hâle geliyor. meselâ osmanlı'yla rönesans'a danimarka'dan önce geçebiliyorsunuz. bu da size yol, su ve elektrik olarak dönüyor.

brandenburg'u alıp prusya'yı kurmak farz bu dlc'de. military monarch points harcayarak ordunuza öyle bonuslar verebiliyorsunuz ki zaten güçlü olan prusya gelenekleri, doğru seçilmiş idea group'larla yenilmez olan prusya ordusu tümüyle psikopata bağlıyor. hem orduya harcadığınız parayı düşürebiliyorsunuz hem de morâl, disiplin gibi olaylara büyük bonuslar katabiliyorsunuz. quality, quantity idea group'larını seçin. ondan sonra size yan gözle bakabilecek devlet yok.

bir de brandenburg-prusya oyunumda hre imparatoruyken protestan olduğum için imparatorluktan düşmüştüm. gelin gelelim elektörlerden biri ben, dördü de vassalım olduğundan hre bir anda dağıldı. tabii orta avrupa'da oluşan siyasi boşluk ile kısa sürede almanya imparatorluğu'nu kurdum. ondan sonra da sıkılıp kapattım zaten. az önce kapattığım timurlu devleti oyunumda ise hre bu kez kendi kendine, imparator seçemediği için dağıldı. şu oyunu yıllardır oynarım, rights of man'den önce oyuncu özellikle kasmadan hre'nin dağıldığını hiç görmemiştim, ikide iki oldu.
Oynayacak imkan bulamadığımdan 1 haftadır youtubedan deli gibi videolarını izlediğim oyun. Strateji delisi kanalında erkan bey güzel bir şekilde yayınlıyor. Reklamımıda yaptım. Hak ediyor adam.
hearts of iron serisini beyin yetmezliği sebebiyle oynayamadığımdan hiç bulaşmadığım oyun serisinin dördüncüsü.
oyunların şahıdır kendileri strateji sevenler için daha iyi bir oyun düşünemiyorum.

her detay var. her detay.
ben bunun kutusunu cdsini ariyorum nerde satiliyor bilen varsa aydinlatsin.

internetten indir diyeni sopalarim.
Hem zevk olarak hem gerçekçilik bakımından en iyi strateji oyunlarından birisidir.

Uzun bir aradan sonra tekrar başlayıp Osmanlıyı aldım. ilk işim Anadoludaki beylikleri temizlemek ve bir fetret devri daha yaşamamak ve timurlarla aramızda bir devlet bulunsun diye karakoyunlularla ilişkilerimi geliştirdim. Daha sonra istanbulu fethetmek için saldırdığımda yıl 1455 ti.. (2 sene geç kaldık) Bizansı saldırmayı beklerken dikkat ettiğim husus Avrupa devletlerinin birbirleriyle savaş halinde olmasıydı. Ve bunun sonucunda sadece Bizans ve Atina devletiyle savaştım aldım derken savaş %70 küsürken Bosna tarafından mahvedilmiş Sırbistan da onlara katıldı. Bunun tek değiştirdiği durum Sırbistan devleti de sona erdi.

Şu anki durum böyle. Timur Karakoyunluların içinden geçerken ben de Balkanlarda işimi bitirmiş askerlerimi doğuya çekmekle uğraşıyorum.
1.23 sürümüyle anadolu beylikleri birleşerek osmanlı'dan birkaç vilayet alırsa, anadolu selçuklu sultanlığı'nı (rum sultanate) kurabilecek diyorlar. gerçekleşirse bu harika olur.
Paradox Interactive'in emeği geçtiği her oyun gibi şaheserdir.
küffarın üstüne yürümek ve turanımızı avrupanın en uç noktasına taşımak amacıyla osmanlı ile başladım oyuna. ordu şahane, komşular zayıf, padişah çiçek falan baya mutluyduk en başta. karaman, ramazan, dulkadir, candar tanımadan aldım, anadoluda birlik sağlansın dedim ama gelecekten ders almamanın büyük zararlarını gördüm. sana oyun sivas'ı, yozgat'ı kitlemiş zaten, daha ne alıyosun şu amkk yobazlarını, bırak ölsünler kendi çöplüklerinde çomar ordusu. eflağı, boğdanı alamadan isyan etti amk barzoları, adana bitiyor, karaman başlıyor, karaman bitiyor, sinop başlıyor. cidden anadolu falan siktir et ya. kıyı kesimler sende, onlar baksın dalgasına, ne diye karışıyosun ki...
bana bir çok şey öğreten oyundur kendileri. hakkında bu kadar az entry olmasına şaşırdım.
ogrenmesi biraz zordur, ama ogrenince cogu oyundan keyiflidir. tek dezavantaji cok zaman aliyor olmasi. hele de nispeten gucsuz bir devletle oynuyorsaniz.