bugün

taş gibi kadın. sesine zaten diyecek yok. ailecek seviyoruz.
emma shapplin'in sesinden tanınıp ünlenen spente le stelle aryasını sık sık konserlerinde seslendirerek, artık ulaşılabilecek hangi nokta kaldı dedirten (bkz: diva), kendi şarkıları da çok güzeldir tabii (bkz: ajda pekkan şarkıları)

bu aryanın canlı performans kaydı için http://www.youtube.com/watch?v=_fCOSBBLljQ
tabir-i caizse babaannem yasinda ama benden genc gorunen superstar. dunyada esi benzeri olmayan biri, estetikle dahi olsa bu kadar guzel kalabilmek biraz da tanri'nin lutfu olmali. her seyi guzel, sesi, muzigi, fizigi..
(bkz: masallah)
KALBiM ÇARPAR SENiNLE

Ajda Pekkan'ı sahnede seyretmek başka bir şeydir. Plaklar, şarkılar, albümler tamam, onları da hiçbir zaman dinlemeye doyamam edemem ama, Süperstar'ı sahnede seyretmenin tadına doyulmaz. Yıllar yılıdır değişmedi bu; Ajda Pekkan'ın sahneye çıkacağını her duyduğumda yerimde duramaz olurum. iki elim kanda bile olsa gider seyrederim Ajda Pekkan'ı. Gazino, kulüp, o mekan şu sahne ayırımı yapmadan koşarım peşinden. Fuar zamanı, sırf onu seyredebilmek için izmir'e gitmişliğim de vardır. Gider, Basmane'de ucuz bir otelde kalır, iki ya da üç gün üst üste onu seyreder dönerdim. Bebek Belediye ya da muadili yerler bile hızımı kesememiştir. Arkalardan, olabilecek en ucuz masayı seçer, fiks-menünün bir milim bile dışına taşmamaya gayret ederek, olağan programın, akışını bir an önce tamamlayıp sıranın ona gelmesini beklerdim. Egemen Bostancı'nın bu piyasaya el atması ile işim daha da kolaylaşmıştı. Daha kolay ve daha ucuz ulaşabiliyor olmuştum artık Ajda Pekkan'a. Açıkhava ya da Şan Tiyatrosu'na, Süperstar'ın neredeyse sahnede olduğu her gece giderdim. Konser ya da show'un bütün akışını ezberler, salondaki herkese, şu koca şarkıcıyı yalnızca bir kere gelip seyredebiliyorlar diye burun bükerdim. Geçtiğimiz yaz da, Rumeli Hisarı'nın programı açıklanır açıklanmaz koşup biletlerimi almıştım. Ama sanatçının geçirdiği rahatsızlık, bu konserlerin ertelenmesine neden olmuş, ben ve benim gibiler boyunlarını bükerek çıkabilecek ilk fırsatta dört nala koşturmak üzere tetikte bekler olmuştu. Bu fırsat da geçtiğimiz cumartesi çıktı önümüze. Ajda Pekkan, 27 Ocak 2001 Cumartesi gecesi; Buğra Uğur, Berç Yenal, Asım Ekren gibi devlerin de içinde olduğu bir orkestra eşliğinde, Bostancı Gösteri Merkezi'nde sahnedeydi...

BÜYÜ OLUR SARAR DÖRT YANDAN

Görülecek şeydi Ajda Pekkan. Her zamanki gibi tıklım tıklım dolu bir salona söyledi şarkılarını. Süperstar'ı kırk yıldır bilenler, takip edenler bile şaşkınlık ve heyecan içinde seyretmekteydiler onu. Fikret Şeneş, Şehrazat, Erkan Özerman, Nino Varon, Dani Grunberg de oradaydı, Nihat Odabaşı da... 90'lı yılların bu çok yetenekli ismi, heyecandan yerinde duramayarak "Bu kadın inanılmaz, bu kadın taş gibi" demekteydi dostlarına. Nihat Odabaşı çok haklı; Bu kadın inanılmaz. Her ne yapıyorsa yapıyor ve bin yıldır onu her saniye takip etmişleri bile şaşırtıyor. Tam da "Sihirli Aşk" şarkısında söylüyor olduğu gibi, büyü olup dört yandan sarıyor herkesi. Perde açıldığında gördüğümüz Ajda Pekkan, ilk bakışta; öyle tuhaf, öyle anlamsız, hatta öyle saçma kıyafetlere sarılıp sarmalanmıştı ki, bunları ondan başka kim giyse gülmekten yerlere yatardınız. Neredeyse kürk manto diyebileceğiniz bir şeyle sahneye adım atmıştı Ajda Pekkan. Altında da, bin tane deli saçması parça, aksesuar, ıvır zıvır. Ama, daha ilk şarkının hemen sonunda, hepimiz birden, kadının çok ama çok şık olduğuna hükmettik. Böyle bir gücü var Süperstar'ın, sizi her şeye, hem giydiklerine hem söylediklerine inandırabiliyor. Her zaman böyle olmuştur, o gece de öyle oldu. Sıkı Ajda Pekkan hayranlarının uzak durmaya çalıştığı son hit, "Aşka inanma"da bile büyülenmiş gözlerle bakıp durmaya devam ettik, "Aşka inanma"sak da, Ajda Pekkan'a inandık. Eski yeni her şeyini söyledi o gece Ajda Pekkan... "Bu şarkı da üzerime yapıştı kaldı" dediği "Petrol"ü de, 60'lardan "Saklanbaç"ı da, "Size şimdi hiç bilmediğiniz, yepyeni bir şarkı söyliyeceğim, bakalım sevecek misiniz ?" diyerek başladığı "Kimler Geldi Kimler Geçti"yi de, yaşamca kalmış olan "Son Yolcu"yu da, hatta çoğu zaman ihmal etmiş olduğu emsalsiz "Sihirli Aşk"ı da... Ama hiçbir Fransızca şarkısını söylemedi, "Viens Dans Ma Vie"yi olsun söylemedi. Belki günün şartları gereği bu böyleydi, belki de Fransızca sayfasını tamamen kapatmıştı Süperstar. Ama Yunanca şarkılar alınmıştı bu sefer repertuara. Memleketimizi kasıp kavurmakta olan '94'lük "Eleni" ve Angela Dimitriou'nun bir şarkısı, bu sefer Ajda Pekkan'ın sesinden yankılandı salonda. Çok yakınlarda, Atina'da vereceği konserde, bu şarkıları söylediğinde salonu eminim ki alkıştan inletecektir Ajda Pekkan, ama bana, bir parça Japonya dolaylarından derlenmiş gibi gözüktü bu şarkılar. Ben de bir tek kelime olsun Yunanca bilmem ama, çok fazla dinlediğim bir müziktir Yunan müziği ve Ajda Pekkan'ın versiyonları, bana hiç oralı gibi gelmedi. Ama ne gam, üstünde bile durulmazdı bunun, on dakika denilip, neredeyse bir saati bulmuş olan aradan sonra yerimize oturduğumuzda, müthiş bir sürpriz beklemekteydi bizi. Ajda Pekkan, tavana yakın bir noktaya asılı tutulmuş bir motosikletin üzerinde gülümsemekteydi bize perde açıldığında. Bu sefer de, bir kolej öğrencisi kadar sadeydi, bir beyaz gömlek ve bir siyah şort. Sanki, uyanmış da, yatakhanenin tuvaletine, dişini fırçalamak üzere gidiyormuş gibi sade ve sıradan. Ajda Pekkan'ın, bir tek beyaz gömlek, siyah şortla yapabildiğini, bir başkasının yapabileceğini sanmam...

Düşündüğüm, söylediğim her şey, hep aynı noktaya getirip bırakıyor beni: "Bir tek o, yalnızca o, hep o..." Hep böyle düşünüp, her zaman böyle söyleyeceğim: "Haykıracak nefesim kalmasa bile ..."

naim dilmener
zamanın gerisinde kalmamıs, tarzından tutun fikirlerine kadar genc bir görünümü haketmis insan. evet hepimiz ajda pekkan'ın estetik fıkralarıyla ve aile kınamalarıyla büyüdük ama "ninem yasında" demek yerine "masallah" denilesi, cünkü sadece bakmıyoruz, dinliyoruz da.
basın, medya ve sanat dünyasından da çok sayıda hayranı olan değerli sanatçı. şöyle ki;

ayşegül aldinç, deniz seki, hande yener, gülşen, demet akalın, emel müfütoğlu, tuba önal, izel, petek dinçöz, çağan ırmak, nazan öncel, deniz akkaya, tamer karadağlı, yalın, sengul balıksırtı, haldun dormen, harun tekin, seray sever, pakize suda, füsun önal, yuksel aytuğ, levent yuksel, cemil ipekçi, seren serengil, nurdan torun, soner arıca, teoman, tarkan, gülben ergen, levent kırca, seda sayan, perihan mağden, emel sayın, hülya koçyiğit, reyhan karaca, cem yılmaz, ipek tuzcuoğlu, mustafa sandal, tuna kiremitçi, murathan mungan, lale müldür, eda özülkü, sezen cumhur önal, beyazıt öztürk, hıncal uluç ... ve daha onlarca ismin de hayranlık duyduğu türkiye'de popüler kültüre yönveren sayılı isimlerden.
--spoiler--

Ajda'nın kadınlar üstündeki etkisi,kıyafeti saçları makyajı vs. kadınların her dönem onu çok sıkı takip etmelerini sağladı. Üstelik o zaman henüz serbest ekonomiye geçmemiş Türkiye'de kadınlar Ajda'nın kullnadığı bir sürü şeye sahip olmaya çalışıyordu ,çünkü o ne yaparsa en iyisini yapardı. Ajda'nın çarşafları,1976-77'li yıllarda Ajda Pekkan imzalı çarşaflar vardı,Mensucat Santral tarafından yapılıyordu ,ama ne yazık ki türk kadınları Ajda çarşaflarını almak istememişler,çünkü kocalarının gece yatakta Ajda'yı hayal edebileceklerini düşünmüşler (haksızda sayılmazlar) Ama Ajda'nın zeki muren'li deterjan reklamları acaip uygun geldi,Ajda bayagı uzun bir süre ,dizi film çeker gibi Alo reklamlarında oynadı ,türk kadınına da yakın geldi..hem de farklı cıngıllarla.. Kadın şarkıcılara da baktığın zaman hepsi Ajda'yı taklid ederek müziğe başladığını itiraf ediyor. nilufer, nukhet duru, sezen aksu, zerrin ozer, fusun onal, gokben ve daha genç nesilden onlarca isim. Aradıklarına yakın mı bunlar bilemiyorum ama ,Ajda gelişmek isteyen insan yapısında önemli bir faktör; bu ülkede. tarihsel açıdan da, zeki muren'le birlikte, türkiye'nin ilk markalaşmış ismidir.

--spoiler--

pinar cekirge (sosyolog, yazar)
40'lı yıllarda doğanların kendileri mektep talebesiyken film çevirdiği seti gördüklerini iddia ettikleri eski aktris süperstar ses sanatçısı. Bahsi geçen Film setindeki aktör öleli 20 yıl olmuştur: Ayhan ışık.
--spoiler--

"Bu kitap, Ajda Pekkan üzerine bir kitap değil. Pekkan, sesiyle, şarkılarıyla, yeteneğiyle, show'uyla ve yüzü ile ayrı bir kitabı hak ediyor. (Böylece gizli bir Ajda Pekkan hayranı olduğumu da belirtmiş oldum.) Ancak kitapta, biri Ajda Pekkan'ın Yüzü adını taşıyan iki ayrı yazı var, onun üzerine ... Ben de bu adı kitaba vermek istedim. Pekkan, yüzünü sürekli daha güzel, daha çekici olması için değiştiriyor. Türkiye'de sürekli kendini değiştirmeye çalışan bir ülke görünümünde ... Çok genelde "yükselen değerler" diye adlandıralan bu değişimlerin başarısı üzerinde fikir birliği yok. Bu kitap ise, küçük değinişlerle, bu Değişimler Çağı'ndan kimi görüntüler vermeyi amaçlıyor...' Atillâ Dorsay 'Atillâ Dorsoy'ın metinleri, bir ironiyi de birlikte getiriyor. istanbul'u belli belirsiz ve altı çizilmemiş bir ironinin içine yerleştiriyor. Ve ironi açılaşarak, bir kentin hüznüne dönüşüyor. Yazılanın, bu kentin hüznü olduğu anlıyorsunuz. Atilâ Dorsay dostumun, üstesinden insanı gerçekten gıbta ettirecek bir yetkinlikle geldiği bunca uğraşın yanı sıra, bir de köşe yazarlığına girişmesi, Cumhuriyet'in o dağdagalı yıllarında beni tereddüte düşürmemiş değildi. Ama ilk yazısını okudum ve tereddütsüz şunu düşündüm: işte yazar!"

--spoiler--

Hilmi Yavuz
o kadar estetikle hala güzel şarkı söylemesi şaşılacak şey. gerdirmekten konuşabiliyor mu o bile meçhulken! ama güzel sesi var , yaş ilerlese de bakıyor kendine. ilginçtir bir basın toplantısı yapacakken kameralara filtre koyduran sanatçı ünvanı da var.
en kral arabesk şarkıları zorlanmadan ve bir o kadar da güzel söyleyebilmiş ender kadın seslerinden biri. dert bende, derman sende dinlemeye doyamadığım yorumlarındandır.
Altay, Aşkın Nur Yengi, Bumerang, Cem Adrian, Çetin Alp, Deniz Seki, Ebru Gündeş, Ege, Ferdi Özbeğen, Fresh B, Gönül Akkor, Gönül Gül, Grup Çare, Hülya Avşar, izel, Kibariye, Lava, Levent Yüksel, Meyra, Mor ve Ötesi, Muazzez Ersoy, Nadide Sultan, Nez, Nilüfer, Nükhet Duru, Rafet El Roman, Seren Serengil, Soner Arıca, Tanju Okan, Teoman, Yaşar, Yeşim Salkım, Zeliha Sunal, Zuhal Olcay, ... vb. gibi onlarca isim tarafından şarkıları onlarca kez coverlanmış olan türk pop müziği'nin belki de en fazla (böyle bir tespit yapmak zor ama) hit/ klasikleşmiş şarkı çıkartmış ismi. ayrıca (bkz: ajda pekkan şarkıları)
iyi bir yorumcu olamayan ama iyi bir şarkıcı olan estetik harikası.
gerdiren ama hala taş gibi olan,kaderimin oyununu ondan başkasında sevemediğim ninem yaşındaki hatun kişi. zarif şahsiyet*
profesyonel adlı yarışmada kendisini genç gösteremediği için yönetmenin işinden ayrılmasına neden olan şarkıcı.
söylentilere göre gece yatarken göz kapakları kapanmıyormuş ee tabi o kadar estetiğe bünye ne yapsın.

ama bilinen bi gerçek varki türk pop müziğinin starı.
estetik harikası bile denilemicek kadar estetikten artık ifadesi kalmamış nereye baktığı bile belirsiz güzellik ve sonsuza dek yaşam için uğraşan didenen pop star .. birisinin ajda pekkan a sonsuza dek yaşamanın mümkün olmadığını herkesin bir gün ölüceğini hatırlatması gerekir ... ölüm kadına yakışır vakasının tipik bir örneğidir ... ha sesi güzeldir sahne performası da iyidir ama ölüm de bir gerçekliktir ya...
kusursuz sesi ve yorumuyla hiç değişmeyen! devlet sanatçısı.
enrico macias ile 1976 tarihli bir fransız televizyonu için gerçekleştirdikleri çekimlerle beni akşam akşam oryantalizm'in ve kitsch'liğin doruklarına tırmandıran diva.

görüntüler için;

http://www.youtube.com/watch?v=BGpu3SQ94t0 enrico macias, ajda pekkan'a hitaben "oh melisa"'yı söylüyor.

http://www.youtube.com/watch?v=FxvezfNk4lE&mode=related&search= ikisi birlikte "Je T'apprendrai L'amour" şarkısını seslendiriyorlar.

http://www.youtube.com/wa...p;mode=related&search= ajda pekkan "Tu Pars Et Tu Reviens" şarkısıyla arzı endam ediyor.
bu yaşa geldi maşallah hala gideri var.
simdilerde, "dert bende derman sende" ki sesinden çok şeyler kaybeden mucize - i estetik.
bünyeyi sık sık gerdirdiği için doğduğunda sırtında bulunan bir benin şimdilerde kalçasında olduğu rivayet edilen türk pop müziğinin tartışmasız starı. tanju okan ile birlikte düet yaptıkları "hancı" isimli şarkı muazzamdır.
naim dilmener tarafından adına hur dogdum hur yasarim isimli güzel bir kitabın piyasaya sürüldüğü, böylelikle yaşamına dair bilinen, bilinmeyen pek çok gerçeğin kendi kaleminden, dilinden olmasa da gün ışığına çıkacağı superstar.
dekolteli bluzlerinden kırmızı sutyenini cesurca sergileyen diva.
ya sonra yı önce ajda pekkan dan dinlediyseniz ,bir başkasının söylemesinden hiç hoşlanmayacaksınız demektir.
Pişti de otisabiye hafiften yeşillenmiş güzide bir sestir. *
güncel Önemli Başlıklar