bugün

tek kelimeyle şaheser. sevdiğim iki oyuncuyu sadece bu yönetmen bi araya getirebilir. * .kesinlikle 1 saniye bile birileri bir insanı alkışlasa dünyalar onun olur . bu dünyanın en büyük hazıdır.


--spoiler--
hep birşeyden korktum.

sahne altındaki mi olcaktım. yoksa prestijdeki mi?
--spoiler--
öncelikle şunu söylemek istiyorum "çekilmiş ve çekilebilecek en güzel sihirbaz filmlerinden birisi daha. hatta en iyisi."

(bkz: the illusionist)
(bkz: hokkabaz)

tadından yenmeyen bir senaryo ve yine tadından yenmeyecek oyuncu kadrosu ve bu kadronun gerçekten sağlam oyunculuk performansı sergilemeleri. başından sonuna kadar mükemmel bir rekabet. ta ki gerçek yer değiştiren adam numarasına kadar. hatta daha öncesindeki yer değiştiren adam numarasına kadar.

film başlarken üç şey söyleniyor izleyiciye. bir sihrin güzelliği üç şeyde gizlidir.

bir: kendini sunabilme yeteneği.
iki: kaybetme yeteneği.
üç: kaybettiğini geri getirebilme kabiliyeti.

elini kana bulaştırmadan insanları cezbedebilmenin harikalığı anlatılıyor. ve, aslında imkansızın başarılabileceği. hatta ötesine geçilebileceği.

scarlett johansson, david bowie * ve andy serkis * eşantiyonlu dev bir yapım.

uzun lafın kısası; kesinlikle izlenilmeli.

--spoiler--

borden'in danışmanına "bu gece eşimi o'nu sevdiğime inandır" dediği sahnede tüm film hemen hemen çözülmesine karşın kaliteli bir yapım.

--spoiler--
öncelikli olarak intikam, hırs gibi kavramları bünyesinde barındıran film. gayet başarılı bir senaryo. zamanın öncesine ve şimdiki zamana değişiklikleri film içinde sürekli atlayarak anlatan bir kurgu.

------- spoiler -------

filmin en güzel kısımlarından biri, borden'ın eşinin borden'a "bugün beni sevmiyorsun" lafıydı. yani bir kadın erkeğinin gözlerinden gerçek sevgiyi anlayabiliyor. hangi sözün sahte, hangi sözün yürekten olduğunu çok iyi biliyor. bu olay filmde izleyiciye çok güzel anlatılmış.

------- spoiler -------
seyirciye soru işaretleri iteleyip eve gidene kadar ve daha sonrasında beynini kemirtmeyi ilke edinmiş bir film. bütün film boyu dumurlara uğramış jackman abimizin de son dakika golü ile uzatmalara götürdüm sevincini yaşarken kalesinde rövaşata ile gol atmış rakibini gördüğü film.

ayrıca "klon mlon yok inanmıyorum ben, sizler aldanmak isteyenlerdensiniz, şapkalara dikkat" diyorum.*
130 dakikalık bir ilüzyon. film çok güzel bir kurguyla hiç sıkmadan ilerliyo ve sonunda sanki bir ilüzyon gösterisi izleyen topluluk gibi şaşkın halde kalıyosunuz.
--spoiler--
ama o sürekli şapka takıp sakallı gezen elemanda bişey olduğu biraz belliydi. hiç önden çekim yapmadılar bize anlatana kadar.
--spoiler--
filmin başında kuşun öldüğünü anlayıp ağlayan çocuğa öğrettiği küçük para oyunundan sonra "nasıl yaptığını öğrenmek için peşinden koşacaklar, eğer söylersen onların gözünde o anda bir hiç olursun" öğüdünü verip, seyirciyede tüm film boyunca aynı muameleyi yapan, "yer değiştiren adam" numarasını nasıl yapıyor diye merak içerisinde bırakan, kıvrak zeka ürünü şahane film.
Wolverine* ve Batman*'in karşılıklı hokkabazlığını konu eden film.Sağlam filmdir.Tavsiye ederim..
Sonlarına doğru "hmmm sanki biraz uçmuşlar" dedirtse de seyrederken keyif verebilen bir film... (bkz: Nikola Tesla)
filmin memento gibi başlarda karışık olmasının nedenini yönetmenlerinin aynı olmasına borçluyuz belki de..are you watching closely repliğini akıllara kazıyan filmde,christian bale the machinist rolündeki kadar iyi bir performans sunmuş ve bizleri kendisine bir kez daha hayran bırakmıştır.. filmin son yarım saati insanın ağzının açık kalmasına neden olmakta,film bittikten sonra ışıklar yandığında ise insanın yüzünde hayranlığın açığa çıkardığı bir gülümseme belirmektedir..2007 başlarına denk gelen film umuyoruz ki böyle başarılı filmlerin habercisi olur..
anlaması zor bir film.özellikle çıktıktan sonra sonunda ne oldu şimdi diyorsunuz.filmin iki ana teması borden ve angier.ikiside beraber büyümüş ama sonra düşman olmuş iki sihirbaz.çoğu kişi anlamadığı yerler belirli ama çok dikkatli izleyince film anlaşılıyor

öncelikle tesla'nın aleti çalışıyor.aletin içine giren kişi olduğu yerde kalıyor ve karşısına çıkan ise kopyasıdır.yani angier in gösterisinde ölen her zaman gerçek angier.bunun nedeni ise karısa olan aşkıdır.ona öle aşıktır ki onu boğulduğunda çektiği acıyı o sürekli çekmek istiyor.bu da onu ne kadar sevdiğini gösteriyor.

akıllarda takılan bir diğer soru ise borden'in angier'e neden tesla adresini verdiğidir.çünkü borden tesla ile bu alet hakkında konustu ama tesla'yı çok hayelperest buldu ve onunbu aleti yapacağını düşünmedi.bunun imkansız olduğunu düşündü ve angier'in zaman kaybetmesi için onu tesla'ya yönlendirdi ama tesla bu imkansızı başardı.insan kopyalamayı başardı.

filmin ana teması ise çaktırmadan tesla ve edison arasındaki rekabetti.filmin bir bölümünde angier ve borden arasında şu konusma geçmektedir.
"angier:sen benden daha iyi bir shirbazsın ama ben senden daha iyi bir şekilde sihiri gösteriyorum." işte burda borden aslında tesla ve angier de aslında edisondur.tesla edisondan çok daha iyi bir bilimadamıdır ama tesla edison gibi buluşlarını süsleyip halka kanıtlayamıyordu ama edison bu işi ondan çok daha iyi başarıyordu bu nedenle insanlar herzaman edisonu hatırladı.
hırsın insana neler yaptırabileceğini tüm çarpıcılığıyla gözler önüne seren film. içerdiği mesajlarla bir kez daha düşünmenize sebep oluyor. son yıllarda çekilen en iyi ve en kafa karıştırıcı filmlerden.
sıradan,
iki adam, *
iki ego,
iki savas.

gorursun sen film bir bitsin bak anlayacaksın diyen, tahmin etmesi olasılıklar dahilinde, hafif a beautiful mind ve the usual suspects tarzı oylesine bir film. ben sevmedim, ingiliz aksanı haric.
kendi içinde çelişen birçok noktayı pas geçebildiğinizde seyri keyifli olabilecek film. hugh jackman büyülemiş ve filmi superman edalarında kurtarmış efem.
iki ilizyonistin hayatini anlatan kaçırılmamasi gereken mükemmel bir film.
mükemmel fakat amaçsız bir kurguya sahip 2006 yapımı güzel bir film. hugh jackman, christian bale ve scarlett johansson oynuyor. film sona erince "vav mükemmel kurgu, ama niye böyle bitti?" diyorsunuz. yine de izlenmesi gereken bir film. bu arada filmde ünlü fizikçi nicola tesla'ya da yer verilmiş.
tipik bir christopher nolan filmi. burada tipik kelimesinden kasıt, basitlik değil bilakis nolan filmlerinde alıştığımız olağan dışı kurgudur. paranoyak olduk, her sahnede ipucu arıyoruz ve filmi izlerken değişik senaryolar üretiyoruz onun filmlerinde. (bkz: memento)

--feci şekilde spoiler--
are you watching closely cümlesi filmde cidden çok yer tutuyor. evet christopher nolan filmlerinde gösterilen olayın dışında bağlantılar arıyoruz diyordum, işte o cümle de bu bağlantıları anlatıyor.
iki * illüzyonistin birbirleri ile olan kan davalarını anlatıyor film kabaca. ama birbirlerine kurdukları "oyun içinde oyunlar" filmi mükemmele taşıyan şey.
insan filmi izlerken ister istemez hugh jackman ın kazanmasını istiyor, zira görünürde o'nun kaybı daha fazla ama sonda görüyoruz ki ikisi de büyük kayıplar yaşadılar ve elde ettikleri şey de bir "hiç".
olivia denen karakter de tam bir kahpeymiş ki buna fazlaca değinmek istemiyorum, ama onun oyunu da güzeldi.
fallon karakterinde hep bir yamukluk olduğunu düşündüm film boyunca, ve şüphelerim haklı çıktı. diğer taraftan da; aslında boğulan karakterin daha önceden angier in dublorü olduğu tezim de sonda çürüdü.
velhasıl, christopher nolan döktürmeye devam ediyor ve biz de izlemeye devam ediyoruz. helal olsun.
--feci şekilde spoiler--
--spoiler--
bu işi neden yaptığımızı hiç bir zaman anlamadın, seyirci herşeyin farkında dünya baştan aşağı basit maddesel bir yer ama bir saniye için onalrı kandırabilirsen onları hayretler içinde bıraklarbilirsen işte o zaman çok önemli bişey görebilirsin, o yüzlerdeki ifade her şeye değerdi.
--spoiler--

--spoiler--
sihirbazlık üç bölümden oluşur. birincisi vaat bölümüdür: shirbaz sıradan bişey gösterir. ikincisi dönemeç bölümüdür: sihirbaz size olağan bişey gösterir ve onu olağanüstü bir şeye dönüştürür. daha alkışlamazsınız; çünkü bişeyi yok etmek yeterli değildir, onu geri göndermelisiz. prestijise son bölümdedir.
şimdi de sırrı arıyorsunuz ama bulamazsınız, dikkatli bakmıyorsunuz, siz sırrı çözmek değil, kandırılmak istiyorsunuz.
--spoiler--

gibi çoğaltılacak spoilerle beni benden almış film.
mükemmel kurgulanmış ve rekabetin, birinin üstünde egemen olmanın, otorite mücadelesinin nerelere varabileceğini süper anlatan bir film. ölmeden önce izlenilmesi gereken filmlerden diye düşünüyorum.
filmi izleyene kadar isminin, bildigimiz anlamda prestij manasında oldugunu düsündugum; ızledikten sonra anlam maksadını kavradıgım film. filme gelince; iki sihirbazın rekabetini anlatan, sonucuyla sasırtan bir kurgusu var. kanımca izlenmesi gereken filmlerden.
(bkz: man in the box)
büyük bir zeka ürürünü filmdir. mutlaka izlenmesi gerektir.
--spoiler--
filmin sonunda angier mı borden mı kötü adamdır diye muallakta kaldığım filmdir. aslında angier daha çok kazık yemiştir borden'dan ama bu nasıl bir hırs nasıl bir rekabettir ki birbirlerinin ve sevdiklerinin canına bu kadar kastedebilmişlerdir.
--spoiler--
ben zekiyim istedikleri kadar kursunlar, sakatlasınlar milleti, ben yemem böle ayakları daha iyisini yaparım hissiyatını; ilk yarım saatin sonunda dik konuma getirip düşünürünü üzerine oturtan saygıya layık, takdire şayan, akıllara zarar film.
iyidir güzeldir sürprizide boldur fakat
--spoiler--
o şapkaları gördükten sonra izleyiciye salak muamelesi yapıp adamın herseferinde çoğaldığını ilginç bişeymiş gibi göstermekte neyin nesidir anlamış değilim. her gösteriden sonra sahnenin altında birinin ölmesi sürprizdi o ayrı. hakkını yememek lazım.
--spoiler--
Prestij filmini şu an hatırlamıyorum kimdi ama bir arkadaşın da ısrarla tavsiye ettiğini hatırlıyorum. Ben de filmin başından itibaren dikkatle bakıyorum ki ikinci bir Haneke son sahnesi vakası yaşamayayım diye * Hani bir de yaşımız ortaya çıkıyor durduk yere - hiç ortada değilmiş gibi-. *

Neyse buradan sonrası bolca !!!!!SPOiLER!!!! içerir, lütfen izlemeyen okumasın yoksa filmi izlemenin anlamı kalmaz. *

Hırs ve rekabetin gözü kör edip insanı nelere sürükleyebileceği anlatılmış olsa da daha sıkı bir son beklentim vardı demeden geçemiycem yani baş karakterlerden birine tıpa tıp benzeyen bir tane daha varsa diğeri için de bunu düşünmek pek de zor olmuyor ve de bunun için çok dikkatli bakmaya da gerek yok ki. Ya da hasta hasta izledim bana öyle geldi, kimbilir...