bugün

Başrollerini Türkan Şoray ve Mehmet Balkız'ın paylaştığı, Zülfü Livaneli'nin yazıp-yönettiği, 1993 yapımı sinema filmi.
senaryosunda zeynep avcı'nın da katkıda bulunduğu bir filmdir.
başı kadın gerisi yılan olan efsanevi kahraman.rivayet odur ki yılanlar şahmaranın öldüğünü bilmemektedir, öğrendikleri zaman her yeri istila edeceklerdir.
insanı dumurdan dumura uğratan yerli yapım bir filmi de çekilmiştir. kötü mü denilse, o zamanın durumuna göre mi düşünülse...

siz en iyisi (bkz: ne olduğu belirlenemeyen filmler)
gaziantep ilinin islahiye ilçesine bağlı bulunan bir köydür.
Livaneli'nin gözlerin isimli sarkisinin ezgisi bu filmde kullanilmistir...
şahmaran, başı insan, gövdesi yılan olan bir söylence yaratığıdır. (... ) resimlerde uzun saçları, kapkara gözleriyle yüzü daha çok kadını andırır. o güzel yüzün altındaki gövdeden, el kol yerine kıvrımlı yılanlar fırlar. (... ) insanımız, Şahmaran ı neden güzellik simgesi olarak böyle yüceltmiştir? insan soyu her şeyi bağışlar da ihaneti bağışlamaz; ondan! ihanete uğrayan soktu mu anında öldüren yılan, ihanet eden ise insandır. buna karşın, halkın vicdanı, kendi soyundan yana çıkmamış, binlerce yıl ihanete uğrayan bir yılanı yüreğinde barındırmıştır. (... )

not : sennur sezer in şahmaran isimli kitabından alınmıştır.
murathan munganın sahmeranın bacakları adlı muhtesem hikayesinde anlatılan efsane. sozkonusu hikaye, yazarın cenk hikayeleri adlı kitabının bastacıdır.
(bkz: türkan şoray)
Yaptigim bir takim gozlem ve sohbetlerden anladigim kadariyla Anadolu'da hala yasadigina dair bir inanis vardir. Yilan goruldugunde " sahmaran'in selami var" denilirse o yilan kimseye dokunmaz ceker gidermis. Ayrica sahmaran eger olur da birgun olur ya da oldurulur ise yeryuzundeki butun yilanlar inlerinden cikip dunyayi istila edeceklermis.
fransızca yılanların başı anlamına gelen kelimedir. şahmaran' ın tarsus' ta yaşadığı rivayetler arasındadır. yılan kültürümüzde pek iyi bir anlam edinmese de şahmaran için bu geçerli değildir. tam aksine doğu bilgeliğinin bir nevi sembolü olmuştur.
(bkz: sahmaran kadın dayanışma ve araştırma derneği)
bir tarsus efsanesidir. kıyamet gününde, tarsus'u yılanların basacağına inanılır.
5 yaşındaki oğluma göre;

altı solucan üstü kafadır.
(bkz: şahmeran)
(bkz: basilisk)
metin kemal kahramanın son albümüdür. bir önceki albüm gibi köklü bir araştırmaya dayanmaktadır. 1993 yılına zülfü livaneli'nin yönetmenliğini üstlendiği filmi bir nebze olsun akıllardan silmiştir.
gaziantep'in islahiye ilçesine bağlı bir köy.

· islahiye nerede?

kaynak:

· tarimziraat.com/gaziantep

ilçenin tüm köyleri için:

(bkz: islahiye/#12982390)
arapça yılan anlamına gelen "mar"ın çoğulu "maran" ile farsça şah sözcüklerinden oluşmuş ve "yılanların şahı" anlamına gelen bileşik sözcüktür. (bkz: şahmaran efsanesi)
türkan şoray'ın oynadığı türk filmi.
o kadar saçma sapan, anlamsız, gerek makyajı, gerekse efektleri ile kötü ötesi bir filmdi ki içime ufak bir bulantı gelir aklıma geldiğinde.
çocukluğumdan beri korkudan izleyemediğim türkan şoray'ın oynadığı filmin adıdır. nasıl bir filmse artık.
--spoiler--
Binlerce yıl önce yedi katlı yeraltında Tarsus'ta yaşayan yılanlar vardı. Meran adı verilen bu yılanlar, gerçekten akıllı ve şefkatli idi. Onlar barış içinde yaşarlardı. Meranların kraliçesine Şahmeran denirdi. O genç ve güzel bir kadındı. Efsaneye göre, Sahmeranı gören ilk insan Cemşab oldu. O, geçimi için odun satan fakir bir ailenin oğluydu. Bir gün Cemşab ve arkadaşları bal dolu bir mağara keşfederler. Balı çıkarmak için Cemşab'ı aşağıya indiren arkadaşları, paylarına daha çok bal düşmesi için onu orada bırakıp kaçarlar. Cemşab mağarada bir delik görür ve buradan ışık sızdığını farkeder. Cebindeki bıçak ile deliği büyütünce, ömründe görmediği kadar güzel bir bahçeye girer. Bu bahçede eşi benzeri olmayan çiçekler ve bir havuz ile pek çok yılan görür. Havuzun başındaki tahtta süt beyaz vücutlu bir yılan oturmaktadır. Şahmaran'ın güvenini kazanan Cemşab uzun yıllar bu bahçede yaşar. Yıllar sonra, ailesini çok özlediğini söyleyip gitmek için yalvarır. Bunun üzerine Şahmaran da kendisini salıvereceğini, ancak yerini kimseye söylemeyeceğine dair söz vermesini ister. Şahmaran'a söz verip ailesine kavuşan Cemşab uzun yıllar verdiği sözde durarak Şahmaran'ın yerini kimseye söylememiş. Bir gün ülkenin padişahı hastalanmış. Vezir, hastalığın çaresinin Şahmaran'ın etini yemek olduğunu söylemiş ve her yere haber salınmış. Cemşab kuyunun yerini gösterince ve Şahmaran bulunup dışarı çıkarılmış. Şahmaran Cemşab'a; "Beni toprak çanakta kaynatıp suyumu Vezire içir, etimi de Padişaha yedir" demiş. Böylece Vezir ölmüş Padişah da iyileşip Cemşab'ı veziri yapmış. Efsaneye göre Şahmaran'ın öldürüldüğünü yılanlar o günden beri bilmemektedirler. Tarsus'un, Şahmaran'ın öldürüldüğünü öğrenen yılanlar tarafından bir gün istila edileceği rivayet edilir.
--spoiler--
türkan şoray ın modernizm etkisiyle çekilen akıllara zarar filmi. galiba zülfü livaneli her kimse yönetmeniymiş o da ne anlatmak istediğine karar verememiş filmde. ayrıca filmi claustrophobiası olan izlemesin. yerin kaç kat altında çekilmiş.
çocukluğun travmatik filmlerinden.
Sedef, safir ve kör uyku, dünden
Kalan bir aynaya vuruyor düş gibi
Ve kâhinin her remil atışında ölüm
Kara değil, karada havada ve suda

Ağlayan narım da çatladı çünkü ben
Çocuklarımı kaybediyorum dağlarda
Dağlar ki ceylan yurdu, bir gülistan
Olsun içindi, düşerse yolu Şahmaran'ın

Ve anılardır diye bilinen Şahmaran
Belleğin derin kuyusundaki uykusunu
Bir hançerle kesip çıkmalıdır günyüzüne
Ve bırakarak derisini çöl iklimlerine

Tozlaşan ve durmadan tozlanan keder
Sedef, safir ve kör bir uykuya dönerken
Çöl hep çöldür, daima çöl, gri söylence
Ve buhurun incelttiği ölümcül bir büyü

Gülen ayvamı soruyorum ağlayan kızımı
Nerdesin bunca zaman ey Şahmaran
Dağlar ceylan yurdudur, bir gülistan
Düş yollara, keder öcünü almalıdır çünkü .

ahmet telli