bugün

ilk bölümünde popoya* slikon yapılan dizidir.
şayet bu ülkede cnbc-e gibi bir kanal olmasaydı, asla türk televizyonlarında yayınlanamayacak dizi.
sıkı takipçisiydim yayına girdiği ilk günden, final bölümüne dek. son sezonda formdan düşmüş olsa da geçmiş 5 sezonun hatrına tolöre edilmiştir. severek izledik, yine olsa yine izleriz.
özlenen dizidir. en iyi drama dizileri listemde ilk sıradadır. hemen arkasından da breaking bad ve mad men ikinciliği paylaşmaktadır. üçüncüsü aranıyor.
üçüncü sezondan sonra iyice bozan ve çekilmez olan dizi. bıraktım, artık izlemiyorum. ama bu ilk sezonları gerçekten de efsanedir. abd'de ahlaki yönden çok ciddi tartışmalara sepep olmuş bu sezonlar.
kimin eli kimin cebinde belli olmayan dizi.

--spoiler--
en son izlediğim bölümde christian abi binanın tepesinde bir hatunu götürüyordu. hatun götürülme esnasında aşağıya düşüp öldükten sonra benim için bitmiştir bu dizi.

--spoiler--
Finali oldukça tatminkar şekilde biten, acaba şu karakter ne oldu gibisinden soru işaretleri bırakmayan gelmiş geçmiş en önemli dizilerden biridir.
2. sezonu tek seferde izlenen dizidir. çarpık aile ilşkileriyle oluştuğu toplumu anlatan,bir dönemin çok tartışılanıdır.
ilk 4 sezonu çok iyi olan dizi.
Yaşamımızın kıymetini anlamak adına en çarpık hikayeleri ateşli ve pornografik bir biçimde yansıtan, bu yüzden de epey sezon sürmüş ibretlik dizidir.
mükkemmel bir dizidir. değer yargılarını alır, evirir, çevirir, alt üst eder, yere çarpar, bırakır.
insanların hiç bir zaman ne istediklerini bilememelerinin köklerinin ailelerine dayandığını ve sonunda kendi ailelerini de nasıl mahvettiklerini ince ince çok güzel işlemiştir.

--- spoiler ---

Julia'nın devamlı ağlaması titrek olması burnunun kırmızılığı kendisinden nefret ettirir.
Christian yaptığı tüm pezevenkliklere rağmen anlaşılırdır, sevilir, Sean'a 7 sezon boyunca sürekli acınır.

--- spoiler ---
en iyi yabancı diziler listesinde zirveye oynayan dizidir. 2 sezondan sonra gördüğünüz hiç bir anormal olayı garipsememeye başlıyorsunuz falan. diğer sağlam diziler için;

six feet under
mad men
the sopranos
mad men
dexter
breaking bad
canlı canlı "liposuction" ameliyatını izlememe sebep olan dizidir.her ne kadar karakterler ve hikayeleri berbat olsada ameliyat olacakların hikayeleri için bir nebzede olsa izlenilebilir dizi.
Başı sonu artık belli diye düşünerek izlemeye başladığım, 6 sezonunu bitirene kadar boş zamanlarımı başka birşeylere zor ayırabildiğim dizi. Dizinin ilerleyen safhalarında ne olacak merakı yüzünden hayatımda bu kadar yer ettiği için de diziden bir yerlerde bahsetmem gerekiyordu. Ben de bir kritik yazısı yazayım dedim. Bu daha ziyade karakterlere ait bir yazı olacak, ancak estetik ameliyat ile ilgili doğruluğunu teyit etmemin olası gözükmediği bir bilgi yoğunluğu da oluşturuyor.

Nip/Tuck etiket olarak iki estetik cerrahın hatunları ameliyat edip sonra da onlarla yatması gibi bir konsepte dayalı gözükse de, Amerikan aile yapısı ile ilgili yoğun mesajları olan bir dizi. Anladığım kadarıyla yayınlandığı dönemde de aslında muhafazakar bir toplum olduğu söylenen Amerikalılar'ın tepkisini çektiğini tahmin ediyorum.

Bunun yanında, 40 yaş buhranlarını da derinlemesine irdelemiş bir dizidir. işini iyi yapan iki plastik cerrahın hikayesine ara ara iç geçirerek bakılsa da, yaşadıkları zorluklar epeyce fazladır.

--spoiler--
Sezonlardan hatırladıklarım; ilk sezon iç daraltır çünkü doktorlarımız hiç beklenmedik bir-iki zorlukla baş etmek zorunda kalırlar ancak sezon sonu huzura varırlar.

ikinci sezondan itibaren üçüncü sezon sonuna kadar uzanan bir dizi olaya şahit olursunuz, burada artık aksiyon biraz daha yoğundur. Ama sürükleyicidir, keyiflidir.

Dördüncü sezon benim en keyif aldığım sezon, gelecek ütopyası bile çizildiğini, karakterleri derinlemesine incelediklerini, aile ve 40 yaş hakkındaki derin analizleri burada görürsünüz. Ama çözüm aşamasında biraz kolaya kaçıldığını düşünüyorum.

Beşinci sezonun başı ve sonu birbirinden o kadar kopuktur, kahramanların başına o kadar çeşitli şeyler gelir, o kadar fazla yeni tiple boğuşursunuz ki... Ben burada işin suyunun çıktığını düşünüyorum.

Son sezonda da artık bir sonuca bağlama çabası var diye düşünüyorum. Ancak burada da, 6 sezon boyunca zaman zaman nakış gibi işlenen karakterlerin akıbeti ile ilgili çözümleme bölümlerini pek sevmediğimi itiraf etmeliyim.

Ve karakterleri de analiz etmem gerekirse:

Sean McNamara: Sean tipik bir aile babası olarak başlar. Sonra karısı ve çocuklarından aldığı geribildirimler Sean'ın bir noktada aslında kendi yönlendirdiğini ve kontrolü elinde olduğunu düşündüğü hayatının hiç de bildiği gibi olmadığını gösterir. Sean, ortağı Christian ile aslında ying ve yang gibidir. Sean Christian'ın rahatlığına ve çapkınlığına hep özenmektedir. Ancak ona benzemek istediği her aşamada kendisini olmadık saçma sapan işlerin ortasında bulur. Ailesinden başka alternatif aradığı zaman çok kötü durumlara düşer, ancak eski hayatını almak için geri döndüğünde herşeyi yerli yerinde bulamayacaktır. Sorumluluk sahibi olduğu, etrafındaki insanları rahatlattığı yerlerde sevilir, ufacık şeyler için kendini lağım çukurlarına attığı durumlarda uzak durulmak istenir, kendinden tiksindirir. Bir de zamanla ikinci bir sert adam karakteri geliştirecektir, oradaki git gelleri de keyiflidir, ama daha ziyade acınasıdır. Yine de, etrafındaki sorumsuz bir sürü adamı her şeye rağmen sahiplenmeye çalışması ve fazladan aldığı sorumlulukları yerine getirmediği için sorumsuzlar tarafından eleştirildiği anlarda, saçmalamaları için tek başına onu suçlayamıyorsunuz.

Christian Troy: Dizideki en tutarlı karakterdir. Kadınlara meraklıdır, asla sadık değildir, birilerine bağlanmaktan korkar. Aslında Sean'a özenmektedir, çünkü Sean'ın karısı Julia'dan içten içe hoşlanmaktadır. Ancak her bağlanma deneyiminde çeşitli hayal kırıklıkları onu bekleyecektir, çünkü arızalı çocukluk dönemi sebebiyle kimselere güvenemez. Sadece güven bazlı başladığı ilişkilerinde de aldatmadan duramaz, kadınların olduğu yerlerden yatacak birisini bulmak Christian için açık büfeden yemek almak kadar kolaydır. Ancak onu anlayabilenler bilir ki, Christian iyi bir adamdır. Zaten bu kadar net olması ve düşündüklerini cesaretle ortaya koyması nedeniyle, Sean daha nitelikli ve becerikli olmasına rağmen Sean Christian'a daha mahkum gözükmektedir. O yüzden bilinmezleri daha azdır ve Sean'dan daha sempatik gözükür. Ancak Sean'ın sağduyusuna, cerrahlık kabiliyetine ve dostluğuna ihtiyaç duyar, onsuz yapamaz.

Julia McNamara: Dizide kadın karakterlerin hemen hepsinin kaltaklığının had safhada olduğunu söyleyerek başlayayım. bunu yattıkları adam sayısının fazlalığı değil, huy olarak tutarsızlıkları, güven kırmaları, bencillikleri ve alenen adam satmaları, insanların arkasından iş çevirmeleri sebebiyle söylüyorum. Bu anlamda dizinin en aşağılık kaltağı Julia'dır. Çok rezil bir insandır, Sean ve Christian'ın etrafında pervane olmasının şımarıklığından olduğunu da düşündürse de, dizideki açık ara en basiretsiz karakterdir. Ama kerameti her neyse, para ondadır, insanlar onu özler, tuhaftır yani. ilk sezonu izlemekte olanlar söylediklerimi tuhaf karşılayabilirler ama tam bir irindir, defolup gitsin insanıdır kendisi.

Kimber Henry: Dizinin en büyük ikinci kaltağı da Kimber'dır. Karman çorman duygusal düzeni ile seviyorum dediği insanları itin bir tarafına sokup sokup çıkartır. insanların hayatını karartır, canına okur. Her ne kadar sonlarda kendisi ilahlaştırılmaya çalışılsa da yaptıkları unutulmaz. Yattıkları... Hadi söyleyeyim, rekor onda.
Çok güzel bir kadın olmasına rağmen hiçbir yerini görmeye tahammülünüz kalmayabilir, gözünüzün önünden kalsın isteyebilirsiniz.

Liz Cruz: Çok ama çok düzgün bir insandır. Gerçek anlamıyla kadındır, bir kadın gibi duygularıyla ama en çok da sağduyuyla hareket eder. Hak ettiğini de bulamaz garibim, her ne kadar arka planda gibi gözükse de Sean-Christian dengesi o olmasa sağlanır mıydı emin değilim. Aslında Sean ve Christian'ın annesi gibidir, ikisini de gerekli olduğu zaman birlikte oldukları kadınlardan fazla sahiplenecektir. Zaman zaman gereksiz yere vakit çaldığını düşündürse de nihayetinde görülecek olan konu hemen hemen herşeyde haklı olduğu gerçeğidir.

Matt McNamara: Sean'ın olgunluğunun kendisine yansıdığını ilk başta düşündürse de annesinden aldığı bencillik kendisini yer bitirir. Hayatında dikiş tutturması istendikçe annesi kılıklı Matt her türlü saçmalığa imza atar. Aşağılık olma konusunda dizideki birçok karaktere fark atmasına rağmen, çevresindeki insanlardan yediği darbeler yüzünden makul, mağdur gözükür. O yüzden de hep buna acırsınız ancak sonunda o oyununu oynayacaktır.

Bunları yanlışlıkla okuyacak olan olursa merak etmesin; dizide yukarıdaki kaltakları dize getiren bir kaltak, Matt'in solda sıfır bırakacak puştlar kol gezecek, Sean'dan daha insancıl karakterlere, Julia'dan ve Kimber'dan daha tiksinç tiplere de rastlayacaksınız. Sadece bunlar daha sınırlı gözüktüğü için burada detayını vermiyorum.

--spoiler--

Bir de dizinin arka planındaki ekipte bir Rosemary's Baby hayranı var gibi, çünkü iki ayrı bölümde bu filme net göndermeler var. Bunun dışında Bradley Cooper, Melanie Griffith, Larry Hagman ve Portia de Rossi ye bu dizide rastlamak güzeldi.
biz bu diziden çok şey öğrendik. silikon göğüs kriterlerimiz tamamıyle değişti. görgümüz arttı. hatta birçok kimse plastik cerrahi konusunda tavsiye verebilecek konuma bile geldi.
Bir daha tekrari olmayacak 100 bolumluk superkulade dizi. Keske dedirtir herkese. Keske devam etse de izlesek.. christian sevisse de bizde zevke gelsek.
gelmiş geçmiş, yapılan en iyi dizi.

neden mi?

içinde insanı çeken her şey var seks var, seksi kadınlar ve adamlar var, karmaşık ilişkiler var, amerikan rüyasını yaşayan bir adam var. bir de matt var ki anasının karnından estetikli doğmuş iyi ki de doğmuş bir adam.

ama aslında dizi bunlarla alakalalı bile değil. her bölümde farklı bir hasta veya farklı bir karakter çıkageliyor ve hayatıyla yaşadıklarıyla insanın beynini donduruyor.

her bölümünde kan dondurucu, insanın hislerine işleyen olaylar oluyor.

işte böyle tekrar tekrar izlenilesi dizidir.
zamanında kız arkadasımın bana hava attığı dizi. ben sürekli niptak izliyorum derdi. bende hımm arada bakıyorum derdim. nesine bakıyon amk uydu mu vardı o zamanlar evde. o bunu düdüklemiş bu bunu aldatmış sürekli anlatırdı bana. bende yalandan dinler gibi yapardım. benim için dallas, yalan rüzgarı ne ise niptakta oydu. 1 sanıye bile izlememiştim diziyi.

kız dizide gördüğü aldatma taktiklerinin hepsinin üzerimde uygulamış ben 3 sene sonra uyandım işi. neyse okuyosan vicdanın sızlar inşallah.

allahtan oramı buramı kesmemiş ondada şükür haco
plastik cerrahi stajı için pek yararlı dizidir.
sezon 1 bölüm 5 , cristian hatunun biriyle seviştikten sonra, kızımızı karga tulumba evinden atarken şöyle buyurur:

--spoiler--
Hatun: Sen narsist piçin tekisin anladın mı?

Cristian troy :Değişitirebileceklerin ve de değiştiremeyeceklerin arasındaki farklı anlayabilmek için gerekli bilgeliği almak ister misin ?

13.adım : herşey yok olur, aşk, ağaçlar, demir, kayalar, plastik, insanlar. Hiç birimiz kurtulamayız. Bir gurubun arasına sokulup bir gün bununla yüzleşebilirsin veya vücudun bir başkasıyla temas ederken, bir anlık da olsa sana yürüyen bir kül yığını olduğunu, unutturmaya yetecek kadar zevk açığa çıktığına şükredebilirsin. işte gerçek budur. Eğer güçlüysen bu seni özgür kılar. Eğer zayıfsan bu seni sen yapar.
--spoiler--
--spoiler--
Bak biz erkekler sadece seks yoluyla bağlanırız. Beyinlerimizin ufak bir parçası gerçekte sizin duygularınızı umursuyor da olsa, bu her zaman bir an önce sevişemeye geçebilmek için.
--spoiler--
güzellik bu dünyanın lanetidir.
juia denen odun parcasina neden kiristcinin bu kadar taktigini anlamadigim dizi.
kötü isim hafızam nedeniyle isimleri hatırlayamadıgım ama ben de etkiler bırakmış dizidir. cerrahlardan birinin oglu hapise giriyordu, tecavüze ugruyordu. hatta tecavüzcü gögüs yaptırmazsan seni öldürürüm diye tehdit ediyordu, çocuk da babasına bana gögüs yap diye yalvardı. hala içimde bir burukluktur. sonra da bıraktım diziyi.
Daha cok estetik cerrahi ile ilgili bir dizidir. Fena degildir bu dizi, ama yine de bir house degil...
s03e05 bölümünün sonunda şok olduğum dizi. ayrıca dizi her ne kadar sex sahneleri yüzünden önyargılı bakılsa da yapılmış en iyi dizilerden biridir.