bugün

Elimizde diplomalar ile okulun bahçesinde fotoğraf çekindiğimiz anı bile hatırlıyorum.
4 yıl boyunca dost olduğumuz veya öyle sandığımız insanların hepsi farklı bir yere gitti. Ama kimseyi özlemedim. Yıllar sonra karşılaşınca bile konuşacak bir şey olmuyor. Merhaba deyip geçip gidiyoruz. Sosyal medyada bile liseden herkesi sildim.
lise sonlandığı için burukluk hüzün fakat gelecek için heyecanlı ve umutlu.
Oh bitti dedim.
(bkz: liseli muhabbeti)
Koskoca bir hüzün.. bekleyen büyük bir sınav
stresi aynı anda arkadaşlardan ayrılmak.. bissuru unutulmayacak anılar..Kızıl ötesi ile birbirimize fotoğraf atmaya çalışıyorduk. güzeldi yahu.
Huzur AMK.
Güzel bir piknik yapmıştık, çarşıda 30 kişi gezmiştik. Ne günlermiş be.
Bitti diye rahatlayıp sevinmiştim sanırım ben..
Farkına bile varmadım, üniversite sınavına hazırlanıyordum.
Darüşşafakayi bitirince hem sevinmiştim hemde 7 sene geceli gündüzlü okuduğum arkadaşlarimdan ayrıldığım için üzülmüştüm.
Nefret ettiğim o yerin hayatımda ne kadar büyük bir yer kapladığını anladım. Üniversiteye gidene kadar yaklaşık üç ay rüyalarımda hep öğretmenlerimi, arkadaşlarımı, sınıf ortamını gördüm.

Kısacası hissettiğim şey, yeri henüz doldurulmamış bir boşluktu. Geçti.
1998 yiliydi. Bok kafali hocalardan ve ogrencilerden kurtuldugum icin mutluydum.
O zamanlar da oss falan da yoktu. Oys’ye girip, ilk tercihime yerlesmistim.
Sevineyim mi ağlayın mı bilmiyordum. Sudan çıkmış balığa dönmüştüm. Okul kapısından çıktığımda sanki sırtımda bir ton ağırlık vardı.
Son sene hastalığım sebebiyle açıköğretime geçtim mezun oldum son sene benim için çalkantılıydı.
Ben sınıf arkadaşlarımın yarısıyla üniversitede de aynı sınıfta olduğum için pek de mezun oldum hissiyatı yaşayamadım lan!
Aha şimdi poku yedik dedim.
Yatılıdan diğer bir yatılıya geçtiğim için şu şekildi;

(bkz: Bitti demediniz mi lan)
Anlamsız bir duygudur. Zira mezun olmak değil üniversite kazanmak önemlidir.
Nefes almaya vakit olmadı ki gözümün önünde iki kapı belirdi... ilki üniversitenin kapısıydı, diğeri belirsizdi... Riskleri sevmem ilk kapıyı tercih edip iyi bok yedim.
Bugünkü konjönktürde o kadar önemsiz ki. Zaten pek bi sikim hissetmemiştim.
kurtuldum diye sevindim hapishaneden tahliye olan mahkum gibi okulun demir kapısından çıkıp bir oh be dedim.

lisemi görünce bir güzel sövüyorum yanından geçerken kötü anılarım aklıma geliyor. beni dışlayan dalga geçen zorbalık yapan öğrenciler, suçsuz yere sınıfın ortasında dövüp yüzüme tüküren kimya öğretmeni, ilk başta yazdığım kompozisyonu beğenip sonra lavuğun birinin hocam o yazmamıştır abisi ablasına yazdırmıştır diyen öğrencinin gazına gelip sen bunu yazamazsın diyen edebiyat öğretmeni buarada abim, ablam yok. neyse bitti geçti gittiiiii.
lise 2 ve lise 3 te staj yaptım. staj yaptığım dönemde şiddetli mide ağrılarım oldu, ilaç içtim olmadı, doktora gittim olmadı. haziran ayında mezun olduk, bir hafta sonra mide ağrım yok oldu. dünyanın en mutlu insanı olmuştum, sanki dünyanın bütün yükleri üzerimdeydi de bir anda onlardan kurtulup hafiflemiştim. üniversite bana mutluluğun yolunu açtı.
üniversite sınavına hazırlık aşamasında olup daha yoğun ders çalıştığım için pek bir şey hissetmemiştim..
Lise mezuniyeti çok uzun zaman önce oldu. Tam hatırlamıyorum da üniversite mezuniyetinde, geçici mezuniyet belgesini öğrenci işlerinden alıp kampüsü son kez terk ederken mutlu olduğum kadar hiç mutlu olmamıştım. Sonra işe güce başlayınca da o mutluluk yerini keşkeye bıraktı. Klasik "şimdiki aklımla üniversitede olsaydım" ile başlayan çok cümle kurdum ana üniversite mezuniyetimin üstünden bile 12 sene geçmiş diye düşününce hayat devam ediyor diyorsun.

30una gelmemiş gençler, zamanınız kıymetini gerçekten bilin. 30 yaş gerçekten farklı bir checkpoint. Oradan sonrası akıyor akıyor. Anlamıyorsun hiç birşey. 20li yaşlara girdiğinizdeki ne oluyor ulen yanında hava civa haberiniz olsun. Çok fena şeyler bekliyor sizi 30u geçtikten sonra.
Her şey çok daha iyi olacak gibi gelmişti. Yanılmışım.