bugün

yakında atv'de başlayacak tarihi dizi. başrollerinde erdal özyağcılar, şebnem Sönmez, hande subaşı, gülçin sandırcıoğlu, filiz ahmet, tuna orhan, tolgahan sayışman ve ertan baban da rol alıyor.
"damdaki kemancı" versiyonu. hikayeyi ne kadar uzatabilirler merak ediyorum...
(bkz: damdaki kemancı returns)
(bkz: damdaki kemancı güçlerin savaşı)
(bkz: damdaki kemancı le divorce)

bir noktaya değinmeden geçemeyeceğim. erdal özyağcılar gibi "mekadonya" demek için uzun süre uğraşan bünye, artık durup durup mekadonya demekte ve sırıtmaktadır.
SERDAR AKAR DiZiSi. EKRANLARI BiR DÖNEM VE DE UZUN BiR DÖNEM iSTiLA EDEN DOĞUNUN AĞA DiZiLERiNDEN SONRA YENi YAYIN DÖNEMiYLE BiRLiKTE, YENi VE KALiTELi DiZiLERiN YAYIMLANACAK OLMASI, BERDEL, TECAVÜZ, AĞALIK, BEYLiK, KUMALIK, MAFYALIK KONULARINI iÇERMEYEN DiZiLER OLMASI AYRICA iYi BiR GELiŞMEDiR BENCE.
DiZi, makedonya' da çekilecek bir dönem dizisiymiş. 1900'lü yılların başında geçen hikayede türk ve makedon oyuncular rol alacakmış. VATANA MiLLETE HAYIRLI OLSUN ÇÜNKÜ TÜRK HALKININ NEREDEYSE TÜM SOSYAL HAYATI YALNIZCA AKŞAMLARI PRIME TIME DENEN O ZAMAN DiLiMiNDE TV DiZiSi SEYRETMEKLE GEÇiYOR Ki iNSANLAR HAYATLARINI BiLE ZOR iDAME ETTiRiYOR NERDE KALDI SOSYAL HAYAT, O SEBEPLE iYi GELiŞMELER iYi YAPIMLAR BUNLAR. *
"allahım bana bir ev vermişsin sağolasın... ama bu kadını niye koydun içine" repliği ile güzel bir yapım olabilmenin niteliklerini gösteren dizi.
orta dünya'da çekilmiş dizidir. serdar akar paraya kıyıp gondor yakınlarında set kurmuş.
attirtma makedonin kafasıni... *
kadro süper ama erdal özyağcılar daha bir süper.
kıllı ağa dizilerinden bıkmış izleyicilere iyi gelmiş dizidir.

etnik konuların kaba kıl topakları olmadan da dizilerde işlenebileceğini gösteren sıcacık bir dizi.

yan kanaldaki şiddet ve entrika kurgusundan sıkılanlara aynı saatteki soft bir alternatif sunan dizi.

töreymiş, delikanlılıkmış... bunda da var. ama öyle kardeşin kardeşi öldürmesi değil öz benliğini korumak adına yapılıyor delikanlılıklar.

erdal özyağcılar ı dedeme benzettiğim dizi.

güzel olmuş.
seyredildiği kadarıyla gayet başarılı bir iş çıkmış dedirten dizi. şiveler genç oyuncularda arada bozulsa da düzelir. malt'ın deprem klibinde oynayan çocuk attırmayın makedonun kafasını repliğiyle erdal özyağcılar allahım ev verdin sağolsaın peki bu kadını neden verdin repliğiye çok güldürmüştür. çöpçatanlık yapan teyzenin kahve içişi sinirlerimi bozdu kahveyi teyzenin üstüne boca etmek istedim. * *
makedonyada çekilmekte olan güzel dizi. attirmayin makedonin kafasını diyerek dilimize de böyle bir sözcük yerleştiren dizi.
abe kızanım; konusuylan, ireplikleriylen kısa kelamı ile kadrosundaki isimler ilen çok şeker bir dizidir kendileri.
ileriki bölümlerinde neler olacağını şimdiden sezdirse de izlemekten büyük zevk aldığımız dizidir ailece. evleri, dikiş makinesi, hevet leri, sarı sarı gızancıkları, süle leri, ve daha bir sürü ayrıntısıyla bizi çokça duygulandırmış ama gülümsetmekten de geri durmamıştır.
her zamanki gibi orjinal olmayan bir dizidir.
(bkz: damdaki kemancı)
gerek şiveleri, gerek yaşayışlarıyla rumeli insanını çok iyi yansıtan ve bizlere birkez daha sevdiren dizi. replikleri kullanılasıdır:
- ramiz aga
+ sen isterrrsin beeyn deli olayyım?!
- irrkek dediggin sevdiginin arkazında durur bre! ...
Bir çok kaybın yanın da, bir de Rumeli kayıplarını hatırlatan duygu yüklü dizidir.
şebnem sönmez ve erdal özyağcılar'ın oyunculuklarını fezaya çıkartan yapımdır. izlenesi dizilerden.
zorlama aksanlarla götürülen dizilerden pek hazzetmem zaten ama bu dizinin bir başka eksiği var gibime geliyor. konu pek o kadar matah veya doğurgan değil. zaten damdaki kemancı'da, o basit konu şarkılar ve danslarla destekleniyordu. film de böyle kotarılmıştı zaten. filmin genel çatısı, geleneklere isyan eden kız evlatlar ve gelenekçi baba arasındaki gerilimdi. birkaç saatlik bir film için gayet yeterli olan bu konu -hele bir de tutarsa yıllar sürecek- dizi senaryosu için yeterli mi emin değilim. bana sanki ilerleyen bölümlerde tıkanacaklar, dönemin koşullarını da hiçe sayıp günlük politik gerilimlerle ilgili saçma sapan bir angaje yaşayacaklar gibi geliyor. her zamanki, osmanlı zamanında barış içinde yaşarken, bağımsız olduktan sonra birbirine giren balkan halkları teranesi. serdar akar zaten kurtlar vadisi isimli halusinojenik paranoyak görüntüler silsilesinden sabıkalı, bunda da işi ucuz milliyetçiliğe dayamaya çalışırsa şaşırmam.
erdal özyağcılar'a çok yenetekli, döktürüyor diyen arkadaşlar için filmin orjinalinden bazı parçalar var aşağıda. topol adlı arkadaşı izledikten sonra da erdal bey için aynı şeyleri söyleyebilirseniz, helal olsun size.
filmden çıkan, genel olarak herkesin gwen stefani'den duyduğu melodi ve şarkı için;
http://www.youtube.com/watch?v=RBHZFYpQ6nc
filmin ana çatısını belirleyen gelenek çıkmazının anlatıldığı şarkı için;
http://youtube.com/watch?v=gRdfX7ut8gw
ayrıca dizide şu sahnenin onda biri kadar başarılı bir sahne olsun, ben bu entry'i yerim;
http://youtube.com/watch?v=OPWgV74qvjI

kısacası filmi izlemeden, ucuz imitasyonlara başarılı dememek lazım.
erdal özyağcılar için "yahu bu adam iki yıl antep ağzıyla konustu, daha gecende bir cay reklamında karadenizliydi ne zaman trakyalı oldun sen" dedirten, özlemleri gideren dizi.

büyüklerim bir çemberimde gül oya dizisinde anlatmıslardı bana genclıklerını, şimdi de büyükannelerinden duyduklarını anlatıyorlar. aksan yer yer zorlama da olsa, konusuz da olsa, bir özlemi gideriyor en azından. anneannelerimizden duyduğumuz tekerlemeleri *, deyimleri *, cümleleri * öğretiyor bizlere hır gür savaş göstermek yerine..

tebrik etmek lazım.

(bkz: be kadın seninle muhabbet ısırgan otuyla taharet)

çok yaşayın siz emi.
otur seyret arkadaş, keyif alıyorsan ve aldığın sürece. illa ki derin tespitler yapılacak, argümanlar ileri sürülecek, şunun bunun oyunculuğuna bok atılacak, şive hataları vurgulanacak, serdar akar'ın sabıkası çıkarılacak vb. vb. hiçbir şey yapamıyorsan kafan illa ki böyle çalışıyorsa hacivat-karagöz gibi seyret. yok konusunu kimbilir ne kadar uzatacaklar, yok iş milliyetçiliğe dökülecek. otur seyret ve gül. bunu da yapamıyorsan seyretme, bak damdaki kemancı var. zorlamaya hiç gerek yok. izleyenleri eğlendirmekten, belki çok ufak da olsa bazı mesajlar vermekten başka bir kaygısı olmayan bir dizi benim izlediğim. yok ilerde harbiden işin bokunu çıkarırlarsa seyretmem olur biter. bu kadar basit. şimdilik eğlenceli. ama süper bir şey olmuş diyen de yok.
kavak yelleriyle çakışmasından ötürü reitingleri hızla düşen izlenesi dizi.
atv yetkililerine sesleniyoruz!başka saate alın diziyi!güzelim dizi heba oluyor canım!
işte o ka! yı dilimize dolamıs sezonun izlenesi dizilerindendir.
insana herseyi bırakıp köyüne gitme hayalleri kurdurtan burnuna köy sabahlarının kokusunu tasıyan dızı.
ilk önceleri, "haha göçmen gibi konuşmaya çalışıyorlar. olmamış. otur sıfır" tarzı düşünceler hasıl olmuştur. lakin zaman geçtikçe dizinin bulgaristan da değil makedonya da geçtiği anlaşılmış "tamam lan oralarda bu şive ile konuşulur" gerçeği beyne dank etmiştir. daha büyük bir keyifle izlenmeye başlanmıştır. dizinin genel havası incelendiğinde, rollerin hakkıyla yerine getirildiği gözlenir.

evde kadın tam bir otorite sahibidir.
genç kızların genel tavırları serttir.
müslüman olmayan kişilerle, müslümanların ilişkileri gerçekcidir.
köyde yaşam, gerçek haliyle canlandırılmaktadır.
elbette erdal özyağcılar zirve rollerinden birini oynamaktadır. *
(bkz: ah bir zengin olsam) filmi ile bazı benzerlikleri bulunan dizi ama yinede çok başarılı .hele bir de göçmenseniz daha bir tatlı geliyor .attırtma maçedonin tepesinı
berrak tüzünataç'ın gelmesiyle handa subaşı'nı bile aratabilecek dizi. kadın resmen doğu şivesiyle konuşuyor.
çıkayım gideyim urum eline ve mavrovadan aldım sümbül türküleriyle daha bir güzel olan dizi. şimdi de bıçak sırtıyla çakışıyor. izlemek istediğim iki diziden biriydi.