bugün

tarihimizin pek bilmediğimiz, sanki biraz daha geri planda kalan, fazla değinilmemiş bir yönüne değinmesi açısından güzel bir dizi. izlerken bir zamanlar oraların osmanlı toprağı olduğunu, farklı dinlerden, ırklardan insanların birarada barış içinde yaşadıkları günleri düşündürüp hüzünlendiriyor. ama bu dizinin en güzel yönü sıcaklığı. izlerken o insanların gerçek olduğuna gerçekten inanıyorsunuz. hem tarih, hem komedi, hem drama unsurlarını hep beraber çok güzel bir şekilde işliyor. şiveler harika. bu sezonun en güzel dizilerinden.
ittihatçıların ve abdülhamit han'ın ayrı bir lezzet kattığı dizi.

Mustafa Kemal adının dizide geçmesini umut edenlere tüm kalbimle katılıyorum. Zira dizinin geçtiği dönemde Mustafa Kemal henüz küçük mustafa'dır ve daha 15 yaşındadır. o yıl manastır askeri idadisine başlamıştır ve dizinin geçtiği yerlere çok yakındır.
kabadayılığı sert bakmak ve dişlerinin arasından konuşmak sanan kabadayı bozuntularından, işi gücü bırakıp tek becerisi "öküz gibi bakmak" * olan hatunun peşinden koşan çapsız patronlardan, ağalık ve töreye eleştiri getiriyoruz bahanesiyle dibine kadar sömürmekten utanmayan dizilerden fenalık gelmişken, ilgi görmeyi ve beğenilmeyi hakeden dizidir.
beni dedemin anlattığı hikayeler götüren dizidir.rumeli çocuğu olmanında etkisiyle belki çok sevdiğim bir dizidr.

more giderdık pırlepeye
gavur düvmeye
agam vurur idi bam
ben vurur idim bum
agam bam ben bum agam bam ben bum
şu anda yayınlanmakta olan bölümünde aleksi ile zarife'nin konuşma sahnesinde hüngür hüngür ağlatmış dizidir. aleksi rolündeki ertan saban öyle bir ağladı ki televizyon karşısında öylece oturmuş olan benim kalbimi titretti gözlerimden yaşların boşalmasına sebep oldu. *
bilindiği gibi aleks ve zarife birbirlerini seven iki kişidir.fakat zarife müslüman, aleks ise hristiyan olduğundan, aşkları ne kadar gerçek ve büyük olursa olsun birlikte olamazlar o zamanların şartlarıyla.mecburen aleks eski nişanlısı ile evlendirilmek istenir, zarife ise asla eski zarife olamaz.aleks'in dedesinin dediği gibi, güneşi batıdan doğuramazlar yani.bu durumdaki iki aşığın yapacağı en boktan konuşma bile insanın kalbine kazıkları hunharca sokup çıkarmaya yetecekken, bugün ki bölümde bu iki aşık öyle bir konuşma yaptılar ki ancak izleyen anlar,ağlar.

kendi kendime dedim "keşke bazı tabular öyle bir şekilde olsa ki, şöyle gerilip bi tekme atsam kuvvetlice ve yok olup gitseler ya da yine bu bazı tabular sadece eğlenceli bi oyun isminden ibaret olsalarda, aşıklar ayrılmasa"
komediyi, tarihi, siyaseti ve duygusallığı içinde barından, "bu türk dizisi olamaz" dedirten *türk dizisi.
beğenilerek izlenen dizi.
lakin son bölümlerde hüzün ve kötü olayların dozunu fazla kaçırmaktadır.
yıllar yıllar sonra televizyona yansımış en kaliteli türk dizisi. umarım raitingler iyidir de pat diye karşımıza sıla, pıla ve hura adında karakterlerin oynadığı diziler çıkmaz. tahtaya vurdum.
AB grubunda her hafta 1.'liği kapan, Bıçak Sırtı'nı gölgede bırakmış dizidir. Ayrıca yapacak bir şey bulamadığı zamanlar dışında dizi izlemeyen bu bünyeyi bir diziye takılı bırakarak müthiş bir başarıya imza atmıştır.* *

Ayrıca Filiz Ahmet, Ertan Saban, Erman Saban, Elyesa Kaso gibi isimlerle tanışmamızı sağlamıştır. Şebnem Sönmez ve Erdal Özyağcılar da her zaman olduğu gibin döktürmektedirler. Dizinin iki manken oyuncusundan Berrak Tüzünataç işi az çok kıvırmıştır, ama Tolgahan Sayışman'ın mimikleri fecidir.**

Balkanlardaki sorunlara, ittihat ve Terakki'ye, düşman devletlerin içişlerimize karışmasına... kısaca Osmanlı'nın son dönemleriyle ilgili olmasıyla ve bunları güzel yanstımasıyla da takdir edilesidir.

Ancaaak.. Son zamanlarda dramın dozunu biraz kaçırmıştır. Bir ailenin başına bu kadar kötü olayın üstüste gelmesi inandırıcılığı azaltmaktadır. Dilerim kısa zamanda eski formlarına dönerler. *
dizide sırıtan tek isim tıbbiyeli mustafa *dır. ama dizide işlenen konuya göre istanbul'dan pürsıçan'a geldigi icin yabancıdır ve fazla dikkat cekmemektedir.

edit ; 3haftadır youtube'den takip ediyorum. bu hafta'da yılbası nedeniyle avrupa yakası yayınlandı dizimizin saatinde.. bekliyoruz.
dizide her şey mükemmeldir fakat anne rolünde yer alan şebnem sönmez'in kullandığı şive diğerlerine göre başarısızdır. bazen konuşmaları türkçe konuşan lazlara benziyor. bu nedenle mükemmel konuşan zarife(filiz ahmet) ve aleksi'yi(ertan saban) kutlamak gerek. zarife ile aleksi'nin dialoglarından etkilenmemek mümkün değil hele arada çalan müzik ile tüyler dikilir...

ayrıca aleksi rolündeki ertan saban'la kaymakam rolündeki erman saban kardeştirler.üsküp doğumlular ve ertan saban daha önce sağır oda dizisinde(2006) ve savcının karısı(2005) filminde rol almıştı.
bizim yüzyıllarca yönettiğimiz rumeli toprakları hakkında ne kadar az bilgiye sahip olduğumuzu bana tekrar hatırlatan dizi.
son yayınlanan bölümüyle AB grubu rating sıralamasında 1. olan dizi.umarım rating canavarına kapılıp sezona veda etmezde tv adına izledigim tek programdan da olmayız.zira kanal basına düsen 59837645973 tane dogu dizisinden* ve oyuncularının beceriksiz 'gelirem , gidirem, yapırem , edirem'' şivelerinden 1 nebze olsun soluklanmış oluruz.

Ayrıca saglam bir kaynaktan aldıgım bilgiye göre , ramiz aga ileride zaman'ın mustafa kemal'iyle karşılaşacaktır.
alex karakterini ağlatmaktan büyük zevk duyan bir senaryo yazım grubuna sahip dizi. artık alex'in gözler güzel olduğundan mı yoksa güzel ağladığı için mi bilmiyorum ama her bölüm kesin ağlayıp zırlıyor. yazık lan çocuğa!
dün son yayınlanan bölümünde vahide'nin kücük kardeşleri pembe ve emine'yi ''getirin götkalarınızı getirin!'' diye sevmesi ayrı bi güzellikti.uzun zamandır tv de bukadar samimi bir dizi seyretmemiştim. teşekkürler atv.
zarife ve alex'in aşkının ötesinde bir aşkla hiç işim olmayan dizi. din ayrılığı, mezhep ayrılığı daha kaç çifte ölümden büyük acı getirir bilmiyorum. ama bu acıyı her hafta alex ve zarife'yle beraber tekrar ve tekrar yaşamaya devam edeceğimiz belli. hatta bu bir dizi olduğu için onlar kavuşacaklar ama onlarla beraber ağlayan onca çift(ki artık ayrı olduklarından mütevellit çift demek doğru mudur bilmem) hiç kavuşamayacakları sevdicekleri için ağlamaya devam edecekler, her sabah çaput bağlayacak bir ağacı bile olmadan, yoldan geçerken görür mü acaba onu da bilmeden her pazartesi (ve hatta ben tekrar bölümlerde de yaşıyorum aynı şeyi) zarife ve alex'le ölümü tercih edecek.

vahide ve mustafa ise artık bir şekilde izlenebilirliği arttırmak için yokuşa sürülecek. son bölümde mustafanın önce babanla konuşacağım dedikten sonra sana gelecek veremem demesi gibi.

alex ve zarife bu yılın aşkıdır.
ver gayrı şu zarife'yi alex'e ramiz baba diye haykır haykır haykırdığım dizi. içim patlıyor, sıkıntı, daraltı, aşk acısı çekiyorum be !
git gide asmalı konak vari bir seneryoya dönüyor,bu gidişle yazık olacak.

son bölümde ben bunu gördüm.
her bölümünde alex ile zarife'nin görülmesiyle gözlerden yaşların süzülmesine sebep olan dizi. yok anacım güzel güzel bakışsalar ağlıyorum, konuşsalar ağlıyorum, birlikte kaçıp gitseler yine ağlayacağım vay be aşka bak diye. son bölümünde alex ağacın hıristiyanı olur mu kuşun müslümanı olur mu peki niye insanın hıristiyanı müslümanı oluyor diyerek * haklı adam ya neden din insanlar arasında bu kadar engel çıkartıyor hepimiz aynı yere gitmeyeck miyiz aynı tanrıya inanmıyor muyuz sonuçta onlar başka bir adla başka şekilde biz başka adla başka şekilde ama sonuçta aynı varlığa inanıyoruz diye düşüncelere sevk etti.
Nineciğimin baya bir izleyip 'babam gibi konuşuyor bunlar aaa nerden çıktı bu' diye baya bir duygulandığı dizi. O sade hayatın arkasındaki zenginlik çok şirin. Bir babanın kızlarına verdiği değer ile bir köylü osmanlı ailesinin basit ama akılcı soruları ile osmanlı ailesi tiplemesinde yeni bir perde açtı. Ecdatlarımızı pala bıyıklı, astığı astık kestiği kestik diye düşündürtürlerdi. Bu dizideki görüntüler akılcılığın, çağdaşlığın ülke bayrağı ile değil insanlarının kalbi ile değerlendirilmesi gerektiğini de kanıtlamıştır. Hele o terzi Hasan apayrı bir renk! Saflığın en güzel hali vahide zarife hatice ile beraber
gerçek namık dizinin en komik karakteridir.
"ıspanak gibiyim, çünküyüm akıllı" der kendisine
dün geceki bölümünde mustafa kemal'in adının zikredildiği dizidir. Manastır Askeri idadisi ekranda görünmesi ve Yüzbaşı Ahmet'in mustafa kemal'in adını anması heyecanlanmama sebep olmuştur.

Ancak anlayamadığım bazı hususlar var. Bilenler anlatsın. Paşa'nın oğlu olan Abdül Bey'in rütbesi nedir? Necidir? *'ın rütbesi nedir? Bunlar asker midir polis midir? Osmanlı subay rütbelerini inceledim, bu adamların rütbe işaretlerinde bir yanlışlık var gibi. Ben mi yanılıyorum yoksa senaristler mi sıçmış?
önceden de belirttigim gibi zamanın mustafa kemal'inin güzel bi noktadan giris yaptıgı dizidir.ayrıca gectigimiz bölümde tıbbiyeli mustafa'nın 2. abdulhamit'i dolaylıda olsa övgülemesi dikkatimden kacmadı.
sırf alex-zarife aşkı için bile izlenebilecek bir dizi. onun dışında şiveleri, oyunculukları, samimiyeti diziyi izlenebilir kılan çok fazla etken var. fakat terzi hasan ile abdülhamit'i aynı kişinin oynaması tuhaf olmuş, hem abdülhamit'in inandırıcılığını azaltıyor, hem terzi hasan'a alıştığımız için belki ses tipe uymuyor, abdülhamit'in karizması kalmıyor. -her padişah karizmatik miydi bilemiyorum ama öyle gibi geliyor düşününce-
onun haricinde balkanlardaki topraklarımızın nasıl elimizden çıktığını, koca osmanlı devletinin son dönemlerinde nasıl güçsüz kaldığını, ülke parçalanırken nasıl hiçbişey yapamadığını görüp üzülüyor insan.