bugün

2007 yılının en çok izlenen filmi. şimdiye kadar avrupa rakamları ile birlikte 2 milyonu geçti filmi izleyenlerin sayısı.
sinema tekniği olarak 10 üzerinden 2-3 puanı bile zor alabilecek, tiyatro tarzında başlayan, belgesel tarzında devam eden, çeşitli fragmanların birleştirilmesinden oluşmuş hissi yaratan, aklınca mesaj vermek isterken her şeyi berbat eden filimsi...
Yönetmenim diyen insan müsvetlesinin çektiği filmdir.Film silah sahneleriyle başlıyor.Lan babanı doktora getirmişsin ne işi var silahın beline ayımısın?dayımısın?.sanki polisiye anasını satayım.Sanki babasını silahla s.kecek öle sinir olmuş taklitleri falan.Büyük şehir insanı anasına babasına iyi bakamaz elin kürt ü,pkk lısı iyi bakar evet filmin ana konusu bu.Bide tabi iyi oyunculardan kurulu kadro deniyor.bence 2 yada 3 iyi oyuncu ancak var.geri kalanlarda son demlerinde ceplerini doldurmakla meşguller filmde falan yok gözleri. sevgili arkadaslarım ben yaptım bi cahillik siz yapmayın verdiginiz paralar pkk ya destek olarak gitmesin.gitmeyin bu filme.her akşam zaten ali kırca gösteriyor huzurevlerinin halini.gerek yok bide siz sinir olmayın.Hdi hayırlısı daha ne kadar sömürülecek bu TÜRKiYE nin insanı.
kürt ya da doğu'nun değil anadolu'nun övüldüğü film. kürt eşittir pkklı yaklaşımında olanlar ise 100 defa seyretse bi bok anlayamazlar o yüzden fazla konuşmamalarını tavvsiye ederiz.
şu anda elime geçen soundtrak albümüyle bana helal lan mahsun dedirtmiştir. hele bir kaçış diye müzik var ki fevkala........ işte öyle bir şey. youtube açıldığı anda koyacam valla.
ağlatma amaçlı sahnelerin kafada kurulup daha sonra bu parçaların birleştirilmesiyle oluşmuş bir film izlenimi vermektedir. oyunculara laf etmek haddimize değildir; lakin bu kadar net mesaj veren * filmin itici olmaması imkansızdır. * *
filmin başlarındaki kovalama sahnelerindeki kaçış müziği süper olan film.

--spoiler--
http://www.youtube.com/watch?v=a3uwXB3qt-A
--spoiler--
mahsun kırmızıgül e olan önyargım neticesiyle önceleri sallamadığım, abd de iki büyük ödül aldığını duyunca göt olmamı sağlamış filmmiş meğerse.
http://www.hurriyet.com.t....asp?gid=229&sz=21727
Yanlış hatırlamıyorsam mahsun kırmızıgül filmi festival için yeniden kurgulamıştır. Ayrıca filmin ödül alamayacak bir yanı yoktur.

(bkz: Oryantalizm)
annemle birlikte gidip izlediğim, annemin hüngür hüngür ağlayıp, sende bizi huzur evine bırakma diye söylenerek çıktığı ve benim h,ç beğenmediğim flim fakat filmin kaçış müziği çok iyi kesinlikle dinleyin.
meleklere sormadan onlari siniflandiran, baris melegi anlamina da gelen ifadedir.
41.houston film festivali'nde iki ödül almış film.mahsun kırmızıgül yapıtı.
an itibariyle izleyip, gecer notu verdigim film*.
evet filmde duygu sömürüsü var ve hatta asiri derecede var. hele hele yildiz kenterin, mahsuna "demek dünyada senin gibi evlatlar da varmis!" demesi, bana kocaman bir yuh cektirdi. sanki tüm türkiye yaslilari huzur evinde anasini satayim.
senaryoda eksiklikler var ve senaryo daha cok "ulan ben bu milleti nasil aglatirim?" üzerine kurulu.
bazi sahneler cok abartili*. sakin "yok bunlar gercekten oluyor", demeyin, cünkü huzur evi sakinleri, beyaz show'da filmin tanitimi yapilirken "biz hic böyle bir sey yasamadik ve sagligimizi ve sihhatimizi huzur evine borcluyuz!" dediler.
filmdeki dogu propagandasi da cabasi, gözümüze gözümüze sokuluyor.
bazi karakterlerin filme ne kattiklari ve bu karakterleri neden ünlü oyuncularin oynamasi merak konusu. bu karakterlerin birkacini saymak gerekirse: palyaco*, mahsunun hatunu* ve mahsunun kardesi*. bu karakterleri ünlü oyuncular oynamislar, ancak filmde olsa da olur, olmasa da olur karakterler bunlar. parayi bol bulduk, sacalim anasini satayim!

neyse bunlarin hepsi filmin negatif noktalari...

filmin pozitif noktalarina gelince...

filmde bazi sahneler müthis güzel cekilmis. artik bu mahsunun sayesindemidir, yoksa baska birisinin sayesindemidir bilemeyecegim. filmin müzikleri de güzel ve oyunculuga deginmeye gerek yok sanirim. sonucta film istedigi ve arzuladigi tepkiyi almistir, ama ödüllük film degildir ve vasatin biraz üstündedir. mahsun kardesimiz hic aglamasin.
plajda, çinliler geliyor, amerikalılar karadenizde, çılgın dershane vb filmlere nazaran daha film gibi filmdir. dünya kadar ünlü yerine dünya kadar sanatçı oynamıştır filmde ve filmin hakkını vermişler. duygu sömürüsü konusu ise bir gerçek ama okadar sömürü babam ve oğlumda da vardı. teknik olarak bazı çekimlerinde hakkını vermek gerekir. 1 numaraya yerleşmese de son zamanların sayılı filmlerindendir.
çok fazla duygusal fırtına barındıran, bakın yapıyoruz ama ağlamazsanız küseriz gibi bi mesajı olan, her şeye rağmen başarılı film..

filmin müzikleri de ayrıca tarafımdan çok kötü bulunmuştur..
sadece yıldız kenter'in oyunculuğu için bile izlenebilir. onun dışında hem biraz uzun geldi, sonlara doğru sıkıldım, hem de çok ağlatmak için zorlamış gibi duruyor. kötü mü? değil. saygıyı hak ediyor.
Neyle kıyaslanıyor bilmiyorum ama, hangi taraftan bakılırsa bakılsın olmuş bir film'dir.
Bir film'in vasat olabilmesi ya da kötü olabilmesi için bir kıyas yapmak şart'tır.
örneğin; bir kıyas yapılacaksa 80 ihtilalini anlatan onlarca film arasından eleme yapabilirsiniz.
veya aşk'ları anlatan yüzlerce türk filmiarasından kıyas yapıp birilerini ön plana
çıkarıp aradan en iyiyi seçebilirsiniz.

Ancak, o kadar "mega ötesi" yönetmenler, yapımcılar, varken, hakikaten böyle bir gerçeği
kim inkar edebilir?
HAyatınızda kaç kez huzurevi'ne gittiniz bilmiyorum.
hayatınızda kaç kez buram buram tarih kokan yaşı 90'ı aşmış teyzelerin, amcaların elleri'ne
dokunduğunuzda bebek yumuşaklığı hissettiniz?

lüks içinde yaşayıp "insani" bir kokusu olmayan insanlara inat, olanaksızlıklar arasında,
yüzlerce insanın aynı havayı soluduğu bir mekanda, bütün yaşlı insanların ne kadar güzel
koktuklarını fark ettiniz?

sinema yönetmeniolsaydım, teknik açıdan eleştirebilirdim filmi.
senaryo yazarı olsam, yazım trafiği konusunda yanlışlıkları ortaya koyup eleştirebilirdim.
günde onlarca film izleyip "teknik ezberlemiş" diplomalı bir sinema eleştirmeni olsaydım,
eleştirebilirdim filmi.

LAkin özel bir şirkette muhasebe departmanı'nda çalışıp, filmi izledikten sonra,
sadece filmin yönetmeni'nin "kro"luğundan dolayı, ya da mensup olduğu irk'tan dolayı
eleştirmek biraz ucuz olmuş. Burda kimse, ne yani mesleğimiz tekstil diye, ya da mesleğimiz
bilmem ne mühendisi diye film hakkında eleştiri yapamaz mıyız diyebilir.
fakat anlatmak istenenler, film hakkında olumsuz yorum yaparken ortaya atılan gerekçeler şık değil.

bir bayan'ın film izlerken ağlaması kadar doğal bir şey olamaz.
büyükanne'lerimizi, teyzelerimizi, annelerimizi kaç kez gördük bu şekilde?
kaç kez dalga geçtik hatırlayın; "ulan anne sen yapma bari"
dediğimiz zamanları bir hatırlayın...

Erkeğin doğasında var olan başka bir şey vardır.
"erkekler aglamaz" terimi her ne kadar
delikanlılığa bok sürdürmemek amacıyla uydurulan bir deyim olsa bile,
bir hatun'a bıçak dediğiniz de bile ağlayabilirken,
bir erkeğe bıçağın ucunu gösterdiğinizde ağlamaz.
hafif soktuğunuzda ağlamaz.
bıçak girdiğinde eh işte, gözleri dolar belki...
fakat bıçağı soktuğunuz yerde çevirmeye başladığınız zaman, tutamazsiniz delikanliyi...

insanı ağlatmak için zorlanan bir film değildir. konuyu ciddiye almadıysan, gerçekliğinden
şüphe duyduysan, karakterlerin oynadığı kişilikler sana uzak geldiyse, ya siktir git dersin
izlemezsin, ya da kıçınla güler çıkarsın. böyle yapanlara da sonsuz saygı duyulur.
ama ağlayıp, ulan "çok zorladı be film" derse insan, bu film olmuştur işte.

hatta film, siz ağlamayın diye zorlamıştır uzman gözüyle bakıldığında...
siz tam kendinizi ağlamaya programlamışken, arka plandan gelen ince esprilerle tebessüm ettirip,
o havayı dağıtmayı istemiştir.

ülke, kucuk emrah, ferdi tayfur, orhan gencebay, ibrahim tatlises filmleriyle büyüyüp,
aynı filmi onlarca kez izlerken hala oturup mına koyim ne aşklar var,
mına koyim ne hayatlar var demedimi?

ülke; uzmanlık dalları "arabesk" olan muslum gurses'in , ibrahim tatlıses'in, Küçük Emrah'ın
Ferdi Tayfur'un ve adını yazmaya gerek olmayan nice nice şarkıcı'ların milyonkare albümlerini almadımı?

bu toplum'un özü zaten arabesk değil mi?
arabesk gıda ile beslenmiyor mu toplum?...

Toplum arabesk ve mahsun kırmızıgüL sadece bu gıda talebine servis yapan bir garsondur.

evet ben izlerken şaşırmadım... "vay a.koyim adam iyi düşünmüş" demedim. "adam haklı lan" demedim.
bildiğim bir konuydu, içimin acıdığı bir konuydu. güzel işlendiğine sevindim...

recep ivedik, nasıl bu toplum'un ihtiyacı olan hadi gidelim biraz gülelim, sonra aklımızda
bi sk kalmasın denilerek gidilen ve gülme ihtiyacımızı gideren bir gıdaysa,
bana göre "beyaz melek" filmi de "çok şükür, en azından bilinçlenir insanlar artık"
diyerek sevinçten gözyaşları akıttığımız film'dir ...

Recep ivedik film'inde "murat koyiyim de tur buhahaha" tarzı repliklerin haricinde,
son sahne'de recep'in elinde olan misketler'e bakışını, kurduğu düşleri kaçınız hatırlıyor?,
kaçınız yorumladı, kaçınız farklı bişeyler hissettiniz o an

Recep ivedik karakteri okuz'ün tekiydi, lakin insanoğluydu işte. adam gibi adamdı.
cüzdan bulup taa bilmem kaç bin kilometre gidip, sahibine teslim edecek kadar toplumuzda
nadir bulunacak gerizekalı'ydı...
***

Sonuç itibari ile mahsun kirmizigul sen seçkin bir havaya sokuyorsan kendini, "kro"dur,
sonuç itibari ile mahsun kırmızıgül, sen metal dinliyorsan, "arabesk"tir.
sonuç itibari ile mahsun kırmızıgül, sen ırkçı gözüyle bakıyorsan olaylara, "kürt"kökenlidir.
ama bişeyleri doğru yapmış bi adamdır...

unuttuğunuz, sadece ara sıra ana haberlerde gördüğünüz gerçekleri size tüm
çıplaklığıyla vermiş adam'dır.

yüzünüzde patlayan tokat ile izlediğiniz anda ağlayıp, sonra bunu yediremeyip, sözlüğe girip
acımazca eleştirmenize rağmen, iyi yazılmış, iyi yönetilmiş,
oyuncu kadrosunun iyi seçildiği bir film olmuştur.

nOT: bu filmi izledikten sonra, "çok duygulandım yarın gidip huzurevindeki dedemi,
annemi, babamı görcemm" diyen zihniyetin de a.koyim...Acele etmeyin, bir sonraki filmde gidersiniz...
bana önyargıların bazen doğru yargılar olduğunu göstermiş bir filmdir. ağlatmaya zırlatmaya kasmış mahsun abimiz. başarılı da oldu. bir mesaj kaygısıdır almış başını yürümüş kör göze parmak misali. değer yargılarını filmlerden, dizilerden, sır kapılarından, kalp gözü gibi gudik yerlerden öğrenen insanlar güzel güzel mesajlar almışlardır bu film sayesinde. büyüklerini unutmamak, yaşlılarına sahip çıkmak, saygı, sevgi, bebe becik vesaire. bazı insanların yaşlıları hatırlaması için film izlemesi gerekiyormuş demek ki. mahsun da durumu çakmış tabi kaçar mı anadolu çocuğundan mesaj manyağı yaptı insanları. helal diyelim ne diyelim.en azından film girişiminden dolayı tebrik etmek gerekir. uzun zamandır bir filmi izlerken böyle daralmadım. duygu ishalinden öte bir şey değildir kanımca.

ayrıca 7 dalda 826 adet ödül dağıtan houston film festivalinden 2 adet ödül kazanan filmdir.
sinemadan anlayan birisi bu filmin iyi bir sinema filmi olmadığını rahatlıkla söyleyebilir. vasat bir filmdir. her sahnede bir ders verilmeye çalışılmış, duygu sömürüsü yapılmıştır.(mahsun kırmızıgül'ün bunu bilerek yaptığını düşünmüyorum, acemiliğine vermek gerek) evet ben de duygulandım, hatta ağladım. ama o sahnelerde duygulanmayacak insanın, duygularıyla ilgili sorunları var demektir. örneğin ben elime kamera alıp dayak yiyen yaşlı bir teyzeyi çeksem ben de bir çok kişiyi ağlatabilirim. bu iyi yönetmenlik değildir. evet filmde müthiş bir oyuncu kadrosu var peki kim ne oynuyor o karakterlerden hangisi unutulmaz bir karakterdir söyler misiniz?
tüm bu eleştirilerime rağmen, komedi filmi adı altındaki onca uyduruk işin yanında dimdik ayakta durmaktadır bu yapım o ayrı. en azından söylemek istediği bir şeyler var. yönetmenin bir derdi, anlatmak istediği şeyleri var. izlenmez demiyorum ben de izledim ve zaman kaybı olarak filan da görmüyorum izlemeye harcadığım süreyi. ama süper film, çok ağladık gibi övgüleri de saçma buluyorum.
bayram zamanlarında ekranlarda gördüğümüz kent reklamlarının bayağı uzun versiyonu olan film. hani şekeri ağzınıza atmışsınız da geviş getirerek yiyormuşsunuz gibi. o kadar uzun.
Daha yeni izleme imkanı bulduğum film.

--spoiler--
istanbul'dan başlayıp Diyarbakır'da sonlanan yolculuk aklıma yılmaz erdoğan'ın o meşhur şiirinde * bahsettiği otobüsü getirdi. Hani şu bir ülkeden bir iç ülkeye taşıyan varya. Film etnik bir propaganda yaparak bölünmeye zemin hazırlıyor gibi hissettim. Belki gizli belki açık: doğu iyidir, batı kötüdür propagandası. Mahsun kendi geçmişini kendi kültürünü izleyenlere benimsetmek çabasında olmuş film boyunca....
--spoiler--
an itibarı ile türkmax kanalında yayınlanan film.
tek kelimeyle 'pislik'.

kadroya yazık olmuş. ayrıca o senaryosu rezalet, görüntü yönetimi rezil filmde kariyerlerine ihanet eden usta oyuncular da kendilerine çok yazık etti çok..
tv dizileri modunda, ağdalı, ağlayın ulan diye çekilmiş mahsun kırmızıgül filmi.
evet senaryo berbat, ilkokul ders kitaplarındaki hikayelerde bulunan ders vermek için götünü yırtan tipler yüzünden oyunculuklar da kötü. film müziği desen yok öyle birşey; film baştan sona acıklı, daha acıklı, çok acıklı müzikle dolu. ama söylemeliyim, birkaç sahnesi ve genel olarak görüntü yönetmenliği iyiydi.
görüntü yönetmeni için bakınız vereyim:
(bkz: eyüp boz)

düzelti: bakınız için boş dediydim amma velakin doluymuş.