bugün

beyaz melek

Neyle kıyaslanıyor bilmiyorum ama, hangi taraftan bakılırsa bakılsın olmuş bir film'dir.
Bir film'in vasat olabilmesi ya da kötü olabilmesi için bir kıyas yapmak şart'tır.
örneğin; bir kıyas yapılacaksa 80 ihtilalini anlatan onlarca film arasından eleme yapabilirsiniz.
veya aşk'ları anlatan yüzlerce türk filmiarasından kıyas yapıp birilerini ön plana
çıkarıp aradan en iyiyi seçebilirsiniz.

Ancak, o kadar "mega ötesi" yönetmenler, yapımcılar, varken, hakikaten böyle bir gerçeği
kim inkar edebilir?
HAyatınızda kaç kez huzurevi'ne gittiniz bilmiyorum.
hayatınızda kaç kez buram buram tarih kokan yaşı 90'ı aşmış teyzelerin, amcaların elleri'ne
dokunduğunuzda bebek yumuşaklığı hissettiniz?

lüks içinde yaşayıp "insani" bir kokusu olmayan insanlara inat, olanaksızlıklar arasında,
yüzlerce insanın aynı havayı soluduğu bir mekanda, bütün yaşlı insanların ne kadar güzel
koktuklarını fark ettiniz?

sinema yönetmeniolsaydım, teknik açıdan eleştirebilirdim filmi.
senaryo yazarı olsam, yazım trafiği konusunda yanlışlıkları ortaya koyup eleştirebilirdim.
günde onlarca film izleyip "teknik ezberlemiş" diplomalı bir sinema eleştirmeni olsaydım,
eleştirebilirdim filmi.

LAkin özel bir şirkette muhasebe departmanı'nda çalışıp, filmi izledikten sonra,
sadece filmin yönetmeni'nin "kro"luğundan dolayı, ya da mensup olduğu irk'tan dolayı
eleştirmek biraz ucuz olmuş. Burda kimse, ne yani mesleğimiz tekstil diye, ya da mesleğimiz
bilmem ne mühendisi diye film hakkında eleştiri yapamaz mıyız diyebilir.
fakat anlatmak istenenler, film hakkında olumsuz yorum yaparken ortaya atılan gerekçeler şık değil.

bir bayan'ın film izlerken ağlaması kadar doğal bir şey olamaz.
büyükanne'lerimizi, teyzelerimizi, annelerimizi kaç kez gördük bu şekilde?
kaç kez dalga geçtik hatırlayın; "ulan anne sen yapma bari"
dediğimiz zamanları bir hatırlayın...

Erkeğin doğasında var olan başka bir şey vardır.
"erkekler aglamaz" terimi her ne kadar
delikanlılığa bok sürdürmemek amacıyla uydurulan bir deyim olsa bile,
bir hatun'a bıçak dediğiniz de bile ağlayabilirken,
bir erkeğe bıçağın ucunu gösterdiğinizde ağlamaz.
hafif soktuğunuzda ağlamaz.
bıçak girdiğinde eh işte, gözleri dolar belki...
fakat bıçağı soktuğunuz yerde çevirmeye başladığınız zaman, tutamazsiniz delikanliyi...

insanı ağlatmak için zorlanan bir film değildir. konuyu ciddiye almadıysan, gerçekliğinden
şüphe duyduysan, karakterlerin oynadığı kişilikler sana uzak geldiyse, ya siktir git dersin
izlemezsin, ya da kıçınla güler çıkarsın. böyle yapanlara da sonsuz saygı duyulur.
ama ağlayıp, ulan "çok zorladı be film" derse insan, bu film olmuştur işte.

hatta film, siz ağlamayın diye zorlamıştır uzman gözüyle bakıldığında...
siz tam kendinizi ağlamaya programlamışken, arka plandan gelen ince esprilerle tebessüm ettirip,
o havayı dağıtmayı istemiştir.

ülke, kucuk emrah, ferdi tayfur, orhan gencebay, ibrahim tatlises filmleriyle büyüyüp,
aynı filmi onlarca kez izlerken hala oturup mına koyim ne aşklar var,
mına koyim ne hayatlar var demedimi?

ülke; uzmanlık dalları "arabesk" olan muslum gurses'in , ibrahim tatlıses'in, Küçük Emrah'ın
Ferdi Tayfur'un ve adını yazmaya gerek olmayan nice nice şarkıcı'ların milyonkare albümlerini almadımı?

bu toplum'un özü zaten arabesk değil mi?
arabesk gıda ile beslenmiyor mu toplum?...

Toplum arabesk ve mahsun kırmızıgüL sadece bu gıda talebine servis yapan bir garsondur.

evet ben izlerken şaşırmadım... "vay a.koyim adam iyi düşünmüş" demedim. "adam haklı lan" demedim.
bildiğim bir konuydu, içimin acıdığı bir konuydu. güzel işlendiğine sevindim...

recep ivedik, nasıl bu toplum'un ihtiyacı olan hadi gidelim biraz gülelim, sonra aklımızda
bi sk kalmasın denilerek gidilen ve gülme ihtiyacımızı gideren bir gıdaysa,
bana göre "beyaz melek" filmi de "çok şükür, en azından bilinçlenir insanlar artık"
diyerek sevinçten gözyaşları akıttığımız film'dir ...

Recep ivedik film'inde "murat koyiyim de tur buhahaha" tarzı repliklerin haricinde,
son sahne'de recep'in elinde olan misketler'e bakışını, kurduğu düşleri kaçınız hatırlıyor?,
kaçınız yorumladı, kaçınız farklı bişeyler hissettiniz o an

Recep ivedik karakteri okuz'ün tekiydi, lakin insanoğluydu işte. adam gibi adamdı.
cüzdan bulup taa bilmem kaç bin kilometre gidip, sahibine teslim edecek kadar toplumuzda
nadir bulunacak gerizekalı'ydı...
***

Sonuç itibari ile mahsun kirmizigul sen seçkin bir havaya sokuyorsan kendini, "kro"dur,
sonuç itibari ile mahsun kırmızıgül, sen metal dinliyorsan, "arabesk"tir.
sonuç itibari ile mahsun kırmızıgül, sen ırkçı gözüyle bakıyorsan olaylara, "kürt"kökenlidir.
ama bişeyleri doğru yapmış bi adamdır...

unuttuğunuz, sadece ara sıra ana haberlerde gördüğünüz gerçekleri size tüm
çıplaklığıyla vermiş adam'dır.

yüzünüzde patlayan tokat ile izlediğiniz anda ağlayıp, sonra bunu yediremeyip, sözlüğe girip
acımazca eleştirmenize rağmen, iyi yazılmış, iyi yönetilmiş,
oyuncu kadrosunun iyi seçildiği bir film olmuştur.

nOT: bu filmi izledikten sonra, "çok duygulandım yarın gidip huzurevindeki dedemi,
annemi, babamı görcemm" diyen zihniyetin de a.koyim...Acele etmeyin, bir sonraki filmde gidersiniz...
güncel Önemli Başlıklar