bugün

emre altuğ şarkısıdır.2004 tarihli dudak dudağa albümünde aşk-ı kıyametin gölgesinde kalmış çok güzel bi slow şarkıdır.

yok,olamaz derdim böyle bir aşk
hep gülüp geçerdim bazılarına
türk filmi gibi derdim yaşadıklarına
ta ki sen girene kadar hayatıma
aklımda sen
fikrimde sen
gece gündüz düşlerimde sen
aklımda sen
fikrimde sen
var bi sebebi belli;düşlerimdeysen

güne başlarken ayrılık var
gün biterken hasret acısı
en zoruda gece yarısı
bölük pörçük uykularımda saklı
ne zaman izlense insanı geçmişe götüren; daha saf zamanları hatırlatan filmlerdir. kim ne derse desin gerek amatörlükleri ile gerek o kendine has havaları ile yerleri ayrı olan ve değeri bilinmesi gereken filmlerdir.

film de bu değil midir zaten? insana yaşattığı duygular önde olmalıdır; ne görselliği ne de efektleri.
kanaların en az izlendigi saatlere koyulan filmlerdir. lan 30 yıl oldu halen aynı filmleri veriyorsunuz.
son zaman türk filmlerinin hemen hepsini izlemeye çalışıyorum.. evde televizyon olmayınca böyle oluyo tabii.. adı sanı duyulmamış filmleri bile oturup izliyorum mısır patlatıp.. çay da var ne güzel.. ohyş

demirkazık'tan tut da nuri bilge sincap'tan çık hemen hepsini izledim..

öyle bi boktanlaşmış ki sinemamız.. şayet sinema , halkın aynası filansa insanların hayatı boktanlaşmış yani bunu farkettim.. şimdi oturup da , bizim zamanımızda böyle değildi bu zaman çok dejenere diyen tatminsiz bunaklar gibi olmak istemiyorum ama hakikaten öyleymiş be abicim..

şimdiki iz bırakan karakterlere bi bakın gözünüzü seviyim.. ıssız adam var.. bi de kaybeden biraderler.. ondan biraz öncesinde , kadıköyün kayıp orta sınıf burjuvasının dertsizlikten milletin dertlerine içlenip ergenlik acılarını doyasıya yaşadıkları gemide var , bardavar , normalde gerçekten o biçim hayatlar yaşıyanları annelerimizin etrafımızdan korkuyla def edeceği masumiyet var , biraz aralarda sinematografik açıdan her foto çekmeye meyleden salak üni. gençliğini orgazma ulaştıracak nuri bilge sincap filmleri var.. türk halkının illa ki bi aile ferdinden duyduğu meşhur alamanya hayatlarına dokunan entegrasyon sorununu işlediğini sandığım fatih bakın var..

yani belki bu filmler müthiş ödüller aldı belki bi zamanların o tarkanlı filmlerinden daha iyi kalitede görsellik vardı belki dialoglar çok düşündürücüydü , kör olup çat diye düzelen adamlar yoktu ama , filmler bi depresifleşmiş arkadaş..

karakterleri ele alalım bi ..

bi zamanların en meşhur çiftleri , kadir inanır türkan şoray.. türkan ablanın gözlerine , o benine hayran ; kadir inanırın da bıyığına simsiyah saçlarına.. bu adamlar , bize türk filmi diye aşkın tanımını yaptılar her seferinde ,, oynadıkları her filmde..

selvi boylum al yazmalımı geç , o zaten ayrı bi entry konusu.. ama bi dila hanım var mesela.. şimdinin , motorlarına alternatif gösterilen adalar , incir reçelindeki aids hatunların kimin yerine konulduğunu bi düşünelim ? dila hanım kimdi mesela ? bi adamla yattı mı o da yattı.. çatır çatır da yattı aşık da oldu.. ama baktı ki , adam düşmanıymış.. kendine yamuk yapmış.. aldı silahını vurmaya gitti.. bağrışlar çığrışlar tırt aforizmalar filan olmadan hiç.. zak zak..

ıssız adam kisvesi altında , ne bok yediği belli olmayan böyle bi orospu çocuğunu doğurduğu için anasına başta bela okunması gereken bi adam profili ortaya çıktı misal.. neymiş sözüm ona , diskolarda barlarda orospularla yatan sonra da aşkın anlamını kaybedip , bi hatunla epi topu 3 aylık geçmişi yüzünden "adam olan" pardon olamayıp onu da ayrılalım diyerek yüzüne gözüne bulaştıran , aslında sorumluluk almaktan korkması dışında bi boku olmayan boş bi herif..ee madem bu seni yıpratıyo başka bişi arıyosun o zaman gitme siktiğimin yerine ? sikme orospuları ? sana sayıyla mı veriyolar her ay doldur diye ?

ve çok çok acı ki , günümüz kızları bu yılanların tuzağına düşüp düşüp duruyolar.. hadi tek kaybettikleri amları ya da zarları olsa neyse , insanlar artık aşktan umudunu kestiler o derece.. öyle kolay mı ıssız adam olmak ? bi kaç dağıtmış facebookluk fotoğraf , bi kaç parayla tutulmuş ya da yanında gezdirilmiş ucuz karı bi kaç tırt aşk hikayesi.. sonra ay selin noldu ? sorma hefe berkcan beni bıraktı :( aşktan korkuyo o.. vay anasını.. sikti bıraktının adı bağlanma korkusu olmuş.. bowlby duysa kemikleri titrer..

bi de kadir inanıra bakalım ya.. balıkçı kızı azizeye aşık , hisli klasik müzikten anlayan ve chopin diye anılan bi adamdı ya da karısını sarışın bi orospuyla aldatan , arabasıyla arkadaş olan sonra pişman olan ama sike sike de yaşattığı acıyı çocuğunu ve karısını kaybederek ödeyen hepimizin dönüp "eee hakettin ama " dediği derken de tüh be diye üzüldüğümüz itin teki , ya da sevdiği kız örgülü saçlı bi manikürcüyken onunla evlenmek isteyen kız bunu aldatınca gene amı götü daıtmayıp paranın alayını bulan kıza da posta koyan , intikamcı bi adam.. kısaca , çağan ırmak denen o bücürük kofti herifin kurmak istediği herşey oldu bu kadir inanır..

ıssız adam , eski türk filmiri şarkılarıyla ve sözüm ona çok sevecen anasıyla bi yanı "geçmişe bağlı" adam triplerindeyken ; o eski türk filmlerinde asla görmediği kadınla ve kocasıyla seks yapma sahnesinde daha , eski türk filmlerine ihanet etti.. zaten o hikayeden türk filmlerine yakışır bi mutlu son çıkması yeşilçama ayıp olucaktı..

eski türk filmlerindeki her karakter , allahın dandik silahşörü tarkan bile bizdendi lan.. orhan gencebayı teybe takıp , mahallenin dul karısına yavşayan sonra bi anda birine vurulan zengin piçi otobüs şöfürü de bizdendi , ağır romandaki keş salih bile bizdendi.. yani bizim gibi konuşuyodu.. bizden cümleler kuruyodu.. biz de o durumda öyle yapardık..

hani nerde gördük biz , onla bunla sikişip cinsel hastalıkların en büyüğünü kapıp sonra da hayattan vazgeçmiş bi adamın hayatını değiştiren kadını ? bariz sweet november lan bu..

tinayla salihi sinemaya aktarırlarken , pretty womandaki orospu modelini de alabilirdi m. altıoklar ama yaptı mı ? yapmadı..

hani nerde görülmüş eski türk filmlerinde , hatunu tam kapıdan çıkacakken belinden kavrayıp yatağa götürüp sikişmek ? eski türk filmlerinde en fazla hülya koçyiğit koşardı , kartal tibet onu yakalamaya çalışırdı..

kavganın bile bi adabı vardı lan.. iç ses olarak verirlerdi sinemada kavga söylenecek şeyleri.. nerde öyle saçını başını dağıtıp allah belanı versin diyen kız tipleri ? yani salak karı , bu herifin ne bok olduğu belli. senin de yediğin ilk yarrak olmadığı belli.. ne bekliyodun da bu kadar üzüldün gidişine ? ne diye bu kadar şaşırdın bitişine ?

işte bi dönem böyle mahvoldu.. tırt karakterle.. tvde göre göre , her gördüğünü zaten üstüne geçirmeye meraklı türk insanı özendi.. özendikçe denedi.. denedikte içselleştirdi.. alıştı.. öncesini unuttu..

içi boş , dışı süslü paketlerle.. sokakta , abiyelerle dolaşan türkan şorayların yerini tayt diyen karılar kızlar aldı..

taksimde papiruste oturan şehnaz tango karakterlerinin yerini , küçük sırlarda gayri meşru çocuk doğuran teenagerler aldı.. oysa o dizi bile , boşanmış bi hatunun hayatını anlatması itibarıyle oldukça radikaldi bence zamanına göre.. ama ayarındaydı herşey.. dejenere değildi.. subliminal mesajlar , tüketiciye bişiler aldırmaya bi kimlik vermeye çalışan bi hikaye yoktu.. olduğu gibi anlatılmış hayatlar vardı bariz..

arım balım peteğimde evlilik dışı çocuk doğurdu diye intihar etmeye çalışan genç kızın kurtaran ve onu nolursa olsun sahiplenen münir özkulun yerini , çocuğu başı boş bırakıp adına da özgürlük koyan salak ebeveynler aldı..

yani fark ettiniz mi bilmiyorum ama , gitgide boka batıp bunu yüksek volumde mtvde göte şaplak atan altın kolyeli zenciler gibi neşeyle karşılar olduk..

üstümüze yakışsa gam yemicem ama yakışmıyor.. ya kış mı yor..

kendinikadife sokakta ağır siyah göz makyajıyla , onu sikmek için ezberlenmiş lafları olan piç adama satan kız içinde hala bi türkan şoray barındırıyo..hala en ağır piçimiz ,en çok karı kız sikenimiz o 90lardaki "bırak seveyim rahat edeyim " ya da "beni hatırla" diyen nazan öncelvari harbilikte "git git gitme dur ne olursun yalan söyledim" duygusallığında ve hülya koçyiğit tatlılığındaki kadını arıyo..

hatta o kadar ki , en marjinal sokaklarda taksimin arka sokak tezgahlarında bile hala türkan şoraylı küpeler çantalar var.. hala akmarda eski türk filmi posterleri , aznavurda kadir inanır tsihrtleri var..

yani , bi yanımız eskiyi özlerken , sırf şimdi moda diye sittin senelik karaköy zürafa sokakı bırakıp bütün memleketi genelevleştirmenin manası ne birader?!

bu ülkeye kenan evren bence , sırf başka ne bok yapılacağını bilemediği için darbeyi vurdu.. ama şimdiki nesli inceden inceye siken biri varsa , o da dizi film yönetmenleri..

allah hepsinin belasını versin..
googleda ''türk filmi'' cümlesini aratmaya kalkışınca, ''okul, kutsal damacana, avrupalı, ıssız adam'' diye bi tür film başlığı altında bi şeyler çıktı. çıkacak da.

kült seviyenin açtığı yoldan holivud parodilerinden çalma, yapıştırma, çırpma aşamalarıyla insanı çileden çıkaran haz duygusuna gecenin bi vakti gönderme yaptığım yapımlar... düşmanlar görmeden, google databeysinden kaldırılası saçmalıklar...

üzerine tanımam, el-nefis kareler için tıklayınız* üyelik gerekmez*

http://galeri.uludagsozluk.com/g/t%C3%BCrk-filmi/
http://galeri.uludagsozluk.com/g/t%C3%BCrk-filmi/
http://galeri.uludagsozlu...r/t%C3%BCrk-filmi-171960/
http://galeri.uludagsozluk.com/g/t%C3%BCrk-filmi/
http://galeri.uludagsozluk.com/g/t%C3%BCrk-filmi/
http://galeri.uludagsozluk.com/g/t%C3%BCrk-filmi/
http://galeri.uludagsozluk.com/g/t%C3%BCrk-filmi/
http://galeri.uludagsozluk.com/g/t%C3%BCrk-filmi/
http://galeri.uludagsozluk.com/g/t%C3%BCrk-filmi/
http://galeri.uludagsozluk.com/g/t%C3%BCrk-filmi/
pkk sempatizanı bir hack team tarafından alınmış bir facebook sayfasıdır. öyle komik iddiaları var ki... neyse sövmeyeceğim.

http://www.facebook.com/Turk.FiLmi
(bkz: unutulmayan türk filmleri)
mt'nin "fin(mixtape)" adlı albümünde bulunan ve köksal'ın nakarat eşliğiyle çılgın attığı yüzde tebessüm uyandıran bir şarkısıdır. el emeği göz nuriyesi yazdığım sözlerini de eklemeden geçmem;

mt
her ayrılığımızın ardından belgin doruk gibi onurlu yüzünü asar ve giderdin
bense ayhan ışık gibi yakışıklı yakışıklı seni hüzünlü gözlerimle uzun uzun süzerdim
sen hep yakamdaki kırmızı karanfili titrek ellerinle severek ''siz'' derdin
''aklımı başımdan aldınız ve biliyor musunuz ruhumu kırlara delicesine saldınız''
''evet bu bizim aşkımız, şu yıldızı görüyor musun? o bizim yıldızımız ve bu bizim şarkımız, bizim aşkımız''
sonu hüzünle bitmeyen türk filminde yaşadıklarımızdı
rüzgaların yelkenlerime açıklarına salardı kıyıdan bana cıvılcıvıl bakan gözlerin vardı
''bu bir şarkı'' filmin seni hep en çok sevdiğim anlarında çalardı

köksal
sen benim her mevsimimde açan bir çiçektin
ben seni ellerin olasın diye mi sevdim?
deli karısın sen deli karı
yedin bitirdin beni deli karı

''siz bir şiir yazsam baharlarıma gülüşünüz çiçekler naçardı
biliyor musunuz şu bindiğim metalik siyah nezkalade bile sizin yanınızda küçüldü yerin dibine girdi
başkası olsa çoktan kollarıma atılırdı ama siz bir başkasınız küçük hanım...''
''durun bir dakika, bana yıllar önce kaybettiğim babamı hatırlatıyorsunuz, yoksa?!''
''evet bizans güzeli! babanı ben öldürdüm kılıcımı çektiğim gibi!
aman tanrım ben ne yapmışım? yoksa sen benim kardeşim misin katarina?''
''hayır katarina değil, bundan sonra adım fatma benim. fatma...''

köksal
sen benim her mevsimimde açan bir çiçektin
ben seni ellerin olasın diye mi sevdim?
deli karısın sen deli karı
yedin bitirdin beni deli karı

mt
patlayan arabalar silahlar aksiyon ve para yapacak ne varsa bizim filmimize aykırıydı
zengin bir babanın melek kalpli şımarık kızı sen, fakir ama onurlu bir babanın aslan parçası ben
ya da servet sahibi bir ailenin parada gözü olmayan oğlu ben
ve köyden amcasının yanına gelmiş iyi kalpli bir melek olan sen karakterlerinde
ne fark ederdi ki birbirimizi sevdikten sonra?
iki çıplak bir hamama yakışsın ya da iki gönül bir yastıkta gocasın önemli mi?
sen beni sevdikten, ben seni sevdikten sonra...

''çok güzel konuşuyorsun murat, içimde hoyrat bir rüzgar esiyor. bir bilsen ne kadar mesut olduğumu...''
''necla sus, sizin mahalleye geldik galiba''

sen benim her mevsimimde açan bir çiçektin
ben seni ellerin olasın diye mi sevdim?
deli karısın sen deli karı
yedin bitirdin beni deli karı

''görüyorsun ölüm döşeğinde yatıyorum, sana son bir şey söyleyeceğim... senin baban, senin baban...''
''anneciğim anneciğim ölme!''
''tamam oğlum, senin baban... benim kocamdı...''
çok iyi dans gösterileri sunandır.
http://www.59saniye.com/t...ndeki-cilgin-dans-ornegi/
Bayan oyuncularının hep aynı ses tonu ve vurguyla, hafif Osmanlıca içererek konuştuğu, genelde hanımların içli olduğu ve günümüz dizilerinde de az çok ortak ana fikirleri işleyen Türk değerlerinden sayılabilecek filmlerdir.
Beş yaşındaki çocuğa bütün mahalle trip atıyor küsmüş konuşmuyor. Yeşilçam filmleri başka bir kafaymış gerçekten.
Azı çok kötü, birazı vasat, çoğu iyi filmlerdir. Bazı nadirlikte örnekleri vardır ki mükemmeldir ve dünya sinemasını tokatlar. Canım Kardeşim, Ahlat Ağacı, Açlık, Köyden indim Şehire, Her Gönülde Bir Aslan Yatar, Askerin Dönüşü, Polizei, Bir Demet Menekşe, Kader Böyle istedi, Bataklık Bülbülü, Toprak Ana, Kambur, Sevmek Zamanı, Gecelerin Ötesi, Üç Arkadaş... Sadri Alışık filmlerini ayrı koyuyorum. Adamı yeteneğinin çok altında ucube filmlerde oynatmışlar. Eli yüzü düzgün Serseri, Ah Güzel istanbul, Ben Sana Mecburum, Arkadaşlık Öldü Mü ve Baş Belası gibi bir iki film hariç çoğu film onun kalibresinin altında. Yine de Türk Filmleri güzeldir.