bugün

of'un rus işgalinden kurtulduğu gündür. her yıl bu gün çeşitli etkinliklerle kutlanmakta. ancak bu kurtuluşun rusya'da gerçekleşen bolşevik ihtilali sonucu rusların zorunlu çekilişine bağlı olması insanın çoşkuyla kutlama yapmasına engel teşkil ediyor biraz.

bu kutlanan kurtuluş günleriyle ilgili bir de anı var. savaşı görmüş olan yaşlı bir ofluyu başından geçenleri anlatması için stadyumda kutlanmakta olan kurtuluş günü törenlerine çağırırlar... amca ise mikrofonun elinden hızla alınmasına neden olan sözlerine şöyle başlar: "baktık ruslar geleyi, biz bi kaçayruk, bi kaçayruk..."*
gün bu gündür
(bkz: 28 şubat 1997)
(bkz: 28 şubat süreci)
bir nevi küçük ihtilal olup, maksadı ne olursa olsun ülkemizi kırk yıl geri götüren olayların yaşadığı kara gündür.
her ihtilal gibi masum sebeplere dayandırılmaya çalışılsa da hiçbir masum yanı olmayan eylemdir. her ihtilalde 15 yılını kaybeden ülkemiz bu ihtilalle o kadar kaybetmese de baya birşeyler kaybetmiştir. herzamanki gibi amaç kaybedilen koltuklardır. ülke geri gitmiş kimin umurunda? aynı kişiler değil miydi şartlar olgunlaşmalı diyerek memleketin binlerce gencinin birbirini kırmasına müsade eden. sonra da bir gecede bütün olayları bitiren düdüğü çalan?
'regüler' şubat'ın son günü.
başroldekiler için

(bkz: çevik bir)
(bkz: süleyman demirel)
(bkz: necmettin erbakan)
(bkz: erol özkasnak)
(bkz: güven erkaya)
t.b.m.m.'nde meralar kanununun kabul edildiği gündür.
ülkenin başına çöreklenmiş zihniyetin* ülkeyi ortaçağ karanlığına götürmek istemesine karşılık, bizi sadece 40 yıl geriye götürmüşse hayırlı olmuş darbedir.
adını bile anmak istemediğimiz, tarihimize kara bir leke olarak yazılan, gündemimizin % 90' ını boş yere irtica var diye meşgul etmemize yol açan tarihimizin en gereksiz post modern darbesi.
29 şubat kadar şansız olmayan bir gündür..
siyaset bir tarafa sosyo-ekonomik bağlamda bakınca; millete yapılmış büyük terbiyesizlik. bir tür hakiki vatan hainliği; ekonomide başarılı hükümetten büyük endişe duyan dış odaklara bilmeden, yahut utanmadan alet olmuş askeriyenin yol açtığı milli fecaat; aklı başında, vicdanı yerinde herkes tarafından esefle hatırlanıyor, hatırlanacak...
http://www.sonsayfa.com/news_detail.php?id=37211
ne güzel yarın bayram. küçüklüğümde babamın görmek istediği o resmi üniformadan giymek istiyorum. askeri üniformanın içinde nasıl da kendimi atatürk sandığım o çocukluk günlerimdeki gibi tıpkı. yeşilli alacalı üniformanın içinde disiplin timsali davranışlarımla uygun adım marş yürüyeceğim. evet yürüyeceğim. zira yeryüzünden pek de umudum kalmadı. istikbali göklerde aramaya gideceğim. geçmişi elinden alınan adamın ıstıraplarını sırtalayıp , geleceğin bari o çocuksu aydınlık yüzünü kurtarmaya gideceğim. ama unutmayacağım ki , yürüdüğüm yollarda mayınlar döşeli olacak. şöyle köşeli olanlarından mesela. şiir gibi tıpkı. sonra okul yıllarının alışkanlığı olan kara tahta'nın önünden çaldığım tebeşirle sek sek oynamak için sayılar çizeceğim. böylelikle mayınları bertaraf edeceğim. 6 çizdiğimde cumhuriyetçiliği , 5 çizdiğimde milliyetçiliği , 4 çizdiğimde halkçılığı , 3 çizdiğimde laikliği , 2 çizdiğimde devletçiliği , bir çizdiğimde de devrimciliği yitireceğim. bi dakka ya bu sayılar niye geriye doğru gidiyo ki!!! allah allah.
böylelikle anlayacağım ki , asıl tehlike olan da bu darbemsi pembemsi durum olacak . evet evet yarın erken kalkacağım .yoksa yarın dün mü olmuş olacak?
29 şubat ta doğanlar için güzel bir gün değildir. yarın doğumgünleri yoktur zira.
(bkz: 28 şubat darbesi)
postmodern darbe nin yıldönümü.
10 sene önce hayırlara vesile olan gündür.
Evet, o gün bu gün.Aynı zamanda birdenbire salya-sümük cülerin ayak oyunlarıyla ilk kez caylaklık cezası aldığım gün * )
necmettin erbakan "Geçiş dönemi sert mi olacak, yumuşak mı olacak, kansız mı olacak, kanlı mı olacak" diye zırvalarken hoooop ayarını alıp oturmuştur yerine.
postmodern diye adlandırılan ve "irtica" gibi masum(!) bir nedene dayandırılan darbe. iktidar diye geçinen tayfa başbakanlıkta şeyhlere,hacılara,sarıklılara yemek vermiştir.Ayrıca Kudüs gecesi diye tarihe geçen bir başka olay da 28 şubat sürecinin geldiği noktayı çok iyi özetler. bir de 8 yıllık eğitime geçilmesi gibi böyle iktidarların daha 15-20 senede alamayacağı bir karar alır mgk.darbeyi askerler "hoyda hadi biz darbe yapıyoruz" diye yapmamıştır. sivil toplum örgütleri "ancak bu işi asker çözer" diyerek tepkilerinin geldiği noktayı dile getirmiş ve herkes hatırlar ki halkın çoğu "hep aydınlık için 5 dakika karanlık" eylemine girişmiş, günün belirli bir saatinde ışıklarını söndürerek olaya tepkisini belirtmiştir. bu esnada balkonlara çıkarak tencere tavaya vuranlar bile olmuştur.
türkiyeye ilk defa gizli darbe kavramını sokan zihniyetin kara lekeli tarihidir. gariban ülkem ilk defa topsuz tüfeksiz, tanksız darbeyi böyle görmüştür. burda ki asıl hedef halk arası çatışmalar değil, bir türlü pay edilemeyen ödeneklerdir. esas kavga sebebi aslan payının kime kalacağıdır, legal devlete mi yoksa derin devlete mi?
6 aylık adsl kampanyasının biteceği tarih ama halen teknik aksaklıktan dolayı tarifeyi değiştiremediklerini söyleyebilen karşında kocaman bir şirket var, bakalım bu kampanya bir fiyasko'ya dönüşmez.***
28 Şubat mgk'sında gösterilenler, anlatılanlar, kalın kalın klasörlerle toplantıya delil olarak getirilen tüm belgeler gazete küpürlerinden ibaretti diyor mümtazer türköne.
sadece çok dar düşünen insanların onayladığı, seksen yıldır neden acaba yerimizde sayıyoruz sorusunun çok net cevabı olacak olan postmodern darbe günüdür.28 şubat'ı alkışlamak mantıkla izah edilemeyecek derecede saplantıdır. aklı başında düşünen hiçkimsenin de onaylamasının mümkün olmadığı utanç günüdür.
erbakan a el salladigimiz gun.