bugün

entry'ler (120)

üzüm gerceği

insanların hala nasıl görmemekte direndiğine şahit olunca sinirden köpürüyorum, duvarları tırmalıyorum!

akp'nin bu ülkeye bir lütuf olduğu, rabbimin üzümlerin üzerine bile işleği parti sembolüyle müjdelenmişti!

ey aciz kullar, siz hala bu gerçeği görmez misiniz!

bakın bu fotoğraflar partimizin resmi internet adresinde de rahatlıkla görülebilir:
http://www.akparti.org.tr...20logosu/%fcz%fcm%204.jpg
http://www.akparti.org.tr...20logosu/%fcz%fcm%205.jpg
http://www.akparti.org.tr...rafalbumu.asp?gallery=676#

bakın! bakın ve ibret alın inşaallah!!!

1 ağustos 2008 konya da öğrenci yurdunun çökmesi

çok üzücü ve çok düşündürücü bir olay. sorumluları belli ama bu sorumlular tüm sorumsuzluklarıyla, sorumluluklarını üstlerinden atıverecekler yine.

bu olay eleştirilebilecek bir olay, çünkü baştan sona cehalet, tedbirsizlik ve (yandaşlıkla)göz yumma kokuyor. bunca yavrucağın canına mal olan bu olayda bu noktaya nasıl gelindiğine bakacaksınız, bu noktaya nasıl gelindiğini sorgulayacaksınız, bunca yavrucağı canından eden karanlığı sorgulayacaksınız ki aynı cehalet ürünü facialar tekrar etmesin.

bu kurs(yurt) bir beldede. bu beldenin bir belediye başkanı var, bu beldeden sorumlu bir mülki amir var, bu kursun(yurdun) bulunduğu mahallede bir muhtar var, bu beldenin bağlı olduğu taşkent ilçesinde bir müftü, bu beldenin bağlı olduğu taşkent ilçesinde bir ilçe milli eğitim müdürü var ama ne hikmetse hiç bir sorumlunun böyle bir kurstan haberi yok. haberleri var aslında ama bu adamlar yasal olmayan bir kursun varlığını üst makamlara bildirmiyor, bu kanunsuzluğa göz yumuyorlar. tüm beldenin rahatlıkla görebildiği bir noktada olan bu binaya yasal olmayan biçimde bir ek bina yapılırken nasılsa kimsenin bunu görmemesi, yasal olmayan biçimde yapılmış olan bu binaya nasılsa milli eğitim müdürlüğü tarafından "kız yurdu" ehliyetinin verilmiş olması gibi durumlarsa başlı başına bir garabet.

ek binanın dikilmesinden haberi olmayan(!) belediyenin sitesinde de henüz bu faciayla ilgili bir haber yayımlanmamış: http://www.balcilar.bel.tr/?id=Basin

bu kanunsuzluklara göz yumulduğu çok açık, zira haberleri izlerken yurdun, enkaz arasındaki tabelasına da yakın çekim yapıldı bir ara ve görüldüğü kadarıyla bu tabela milli eğitim bakanlığının tüm farklı eğitim kurumlarını farklı renklerle ifade eden tabelalarından birisiydi. yine haberlere göre, konya milli eğitim müdürlüğü yurt ve burslardan sorumlu şube müdürü sabit çalık, yurdun kendilerinin izniyle açıldığını söylüyor. meb'den yapılan açıklamada yurdun kayıtlarda olduğu ancak valiliğe gerekli belgeler gönderilmeden ek bina yapıldığı belirtiliyor... yasal olarak açılmış(!) bir "kız yurdu"na yasal olmayan biçimde ek bina yapılıyor, bu "kız yurdu" yine yasal olmayan bir biçimde yazları kuran kursuna çevriliyor ve bundan kimsenin -her nasılsa- haberi olmuyor!

kaçak bir kuran kursunun olduğu muhafazakâr bir bölge... eğer bir vatandaş ya da bir yetkili bu kursu şikâyet ettiğinde halktan alacağı tepkilerden korkuyorsa, bu kursu şikâyet ettiğinde güç odağı olan hükümetin eli olan yerel yönetimlerden, güç odağı olan hükümetin kurumlarda kadrolaştırdığı bürokratlardan gelecek tepkilerden korkuyorsa, bu makam ve mevkilerin gözünden düşeceğinden korkuyorsa, şikâyet edemiyor, susuyorsa, şapkamızı önümüze alıp düşünmemiz gerekiyor demektir.

bu yavrucakların cenazelerinin pek çoğu, yine yurdun içinde bulunduğu beldede toprağa veriliyor. yurt, balcılar beldesinin tam merkezinde değil ama merkezde; bu beldenin bir kenar mahallesinde:
http://img294.imageshack....stos2008konyadaf6frh3.jpg
http://img120.imageshack....stos2008konyadaf6fiw8.jpg

yani aslında bu yavrucaklar yürüyerek gidip gelebilecekleri uzaklıktaki bir yurda yatılı verilmişler. evlerinde kalıp, gündüz vakti kursa gidip gelebilecekken, böylesine bir yurtta yatılı kalıyorlar. bu sahne bana çok uzak değil. zira of ilçesinde de bu manzaralarla aynen karşılaşıyorum. kendi öğrencilerimden de, okula hiç gelmeyen, daha doğrusu ailelerinin -annelerinin değil ama büyük ihtimalle babalarının- zoruyla okula gönderilmeyen ama bu süre zarfında kuran kursuna gittiği haberini aldığım kız çocukları da oldu. of ilçesinde de öğrencilerden pek çoğu yaz başlar başlamaz böylesi yurtlara gönderiliyor. ilk olarak öğrencilerimin bazılarından bu yurtlarda yatılı olarak kaldıklarını duyduğumda aklıma bu yurtların ilçe dışında olabileceği düşüncesi gelmişti ama daha sonra bu yurtların değil ilçe dışında kenar mahallede bile olmadığını, aksine ilçenin tam merkezinde olduğunu öğrendim. amaç belli. nasıl koşullarda kaldığı önemsenmiyor bu yavrucakların, amaç bu yatılı kursları açan cemaatlerin bu yavrucakların ailelerinden gelecek yardım paralarının üzerine konması, amaç evlerine yürüyerek gidip gelebilecekken bu yavrucakları yaz tatili boyunca bu binalara hapsetmek ve beyinlerini çok daha rahat yıkayabilmek...

internette balcılar beldesiyle ilgili siteleri dolaşırken bir sitede yöre halkının kız çocuklarının eğitimine bakışını çok net ifade eden bir yazıya rastladım. bakın, balcılar beldesindeki halk kız çocuklarının eğitimi hakkında ne düşünüyor: "kız çocuklarını okula göndermeme durumlarına rastlanıyor. ilkokuldan çıkan kız çocuğu bir yıl da kuran kursuna gönderiliyor. ondan sonra öğrenim hayatı sona eriyor. kız çocuklarının çok az bir kısmı öğrenim hayatına devam edebiliyor. ailelerin kız çocuklarını okula göndermemelerinin en büyük sebebi okuyan kızların gelenek ve ahlak kurallarının dışına çıkması..." (bkz: http://www.balcilar.8m.com/alatam/kasaba.htm)

hatırlarsınız, dingilin biri "ihl dışındaki okullarda fuhuş var!" buyurmuştu. rantını halkın dini duygularını sömürerek sağlayan cemaatler, halkın cahil kalıp ellerine muhtaç hale gelmesi için ellerinden geleni yapıyorlar, yapacaklar. gerekirse belli noktalardaki tetikçilerine "ihl dışındaki okullarda fuhuş var" da dedirtecekler. ama umuyorum ki, insanlar geç de olsa bazı gerçeklerin farkına varır, bazı durumları ve kavramları sorgulamaya başlarlar.

son olarak, yine bu beldeyle ilgili sitelerde dolaşırken şöyle bir habere rastladım ki, bu içimi çok daha fazla sızlattı:

"ilköğretim okulları arası bilgi yarışması yapıldı

23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı nedeni ile ilçemizde taşkent kaymakamlığı ve taşkent ilçe milli eğitim müdürlüğünün ortaklaşa düzenlemiş olduğu, sponsorluğunu hemşehrimiz dr. oktay aydemir'in üstlendiği ilköğretim okulları arası bilgi yarışması yapıldı. yarışmaya merkez ve kasabalarımızdan toplam 7 okul katıldı. yarışma sonucunda birinci balcılar i.ö.o, ikinci avşar i.ö.o ve üçüncü muzaffer özlen i.ö.o oldu. birinci olan okul öğrencilerine birer cumhuriyet altını, ikinci olan öğrencilere birer yarım altın, üçüncü olan öğrencilere ise birer çeyrek altın hediye edildi."

bu haberde sözü edilen birinci çocuklar, balcılar beldesindeki tek okul olan balcılar ilköğretim okulu'nun öğrencileri ve beldenin bağlı olduğu taşkent ilçesinde düzenlenen bilgi yarışmasında birinci olmuşlar. sitede, birincilik kazanan bu öğrencilerin isimleri hakkında bilgi yok. o yüzden hayatını kaybeden yavrucaklardan birileri var mı bu mutluluk fotoğrafında bilmiyoruz. belde küçük bir belde, okuldaki öğrenci sayısı az... birincilik kazananlar hayatını kaybedenlerden birileri değilse bile bu yavrucakların enkazda can verenlerden bazılarını tanıdıkları kesin. hayatını kaybeden yavrucaklar da, ileride böylesine bir mutluluk fotoğrafının içinde olabileceklerdi belki ama ne yazıktır ki "karanlıklar" onları aramızdan alıp götürdü.

baştan sona, en başta geleninden en sonda gidenine, bu yavrucakların hayatına mal olan bu olayda sorumluluğu olan tüm sorumlu sorumsuzlara lanet olsun!

aylar sonra başlığa tıklayıp, sonradan yazılanları gördükten sonra gelen edit: bize olayı örtbas etmeye çalışan bazı zevatı ve üstüne bir de bu şerefsiz, bu anası sikilmiş, bu orospu çocuğu, bu denyo zevatın kendi sıfatına bakmadan başkalarına hakaret edebildiğini göstermiştir.

(Hakaret etmeyince kötü oluyoruz. Bazı orospu çocuklarının anasına, avradına, soyuna, sopuna, bacısına, karısına küfredeceksin ki iyi olasın. Adam bundan zevk alıyor.)

entrylerde 10000 karakter sınırlaması

takva adlı filmle ilgili bir entry girmek istiyorum ve bu kural şu şekilde zuhur ediyor karşımda: "hata: entry çok uzun. (26366 karakter. max: 10000 karakter.) - hata kodu: oha"

ilginç bir uygulamaymış.

pitbull

bildiğiniz gibi bu hayvanla ilgili bir kanun mevcut. kanunda geçen yasak madde ve bu kanunun linki:

http://www.cevreorman.gov.tr/yasa/k/25509.doc

"hayvanları koruma kanunu
kanun no. 5199
kabul tarihi : 24.6.2004
yayımlandığı resmi gazete : tarihi : 1 temmuz 2004 perşembe
yayımlandığı resmi gazete sayı : 25509

ikinci kısım
koruma tedbirleri

dördüncü bölüm
hayvanların kesimi, öldürülmesi ve yasaklar

yasaklar
madde 14

-hayvanlarla ilgili yasaklar şunlardır:

j - ...
k - ...
l - pitbull terrier, japanese tosa gibi tehlike arz eden hayvanları üretmek; sahiplendirilmesini, ülkemize girişini, satışını ve reklamını yapmak; takas etmek, sergilemek ve hediye etmek."

sergilenmesi "yasak" diyor. dolayısıyla bu köpeği yanına alıp sokaklarda fink atanlar, sergileme işini yapmış oluyor. böyle bir durumla karşılaşırsanız "zabıta, polis, valilik, bakanlık veya jandarmaya" şikayetçi olabilirsiniz.

cezası da epeyce büyük! bakınız siz şikayetçi olduktan sonra elinde pitbull'la dolaşana ne ceza veriliyor...

"dördüncü kısım
cezai hükümler
birinci bölüm

k)14 üncü maddenin (a), (b), (c), (d), (e), (g), (h), (ı), (j) ve (k) bentlerine aykırı davrananlara ikiyüzellimilyon lira idarî para cezası; (f) ve (l) bentlerine aykırı davrananlara hayvan başına ikimilyarbeşyüzmilyon lira idarî para cezası verilir, kesilmiş ve canlı hayvanlara el konulur."

iki buçuk milyarlık (iki bin beş yüz ytl) cezayı yedikten sonra sahibinin aklı başına gelecektir muhtemelen. bir gün olur da elinde pitbull'la dolaşan birisini görürsem diye zabıtanın numarasını da telefonuma kaydettim efenim. siz de gördüğünüzde polis veya zabıtaya, o da olmadı jandarmaya çekinmeden bildiriniz.

ve şikayetçi olunabilecek mercilerden bazılarının telefonları:
153: alo zabıta
155: polis imdat
156: jandarma imdat

god of war ii

(bkz: god s warriors)

din savascilari

(bkz: god s warriors)

god s warriors

cnn türk'te "din savaşçıları" adıyla yayımlanmış olan belgesel. henüz ben de izleyemedim ama sağlam bir çalışmaya benziyor.

şu adresten tamamını türkçe alt yazılı olarak izlemek mümkün: http://www.cnnturk.com/VIDEO/index.asp?Blg=2013

(bkz: benim tanrım senin tanrını döver)*

oks

(bkz: http://oks2007.meb.gov.tr/)

zaman

tamamen şişirme bir tiraja sahiptir.

bakınız:
http://www7.gazetevatan.c...;Categoryid=4&wid=102
http://www7.gazetevatan.c...;Categoryid=4&wid=102
http://www7.gazetevatan.c...;Categoryid=4&wid=102
http://hurarsiv.hurriyet....id=5012633&yazarid=39
http://www.sabah.com.tr/2...03/13/yaz1356-30-138.html
http://www.cumok.org/html...ya/040615hcetinkaya_1.htm
http://www.abcturkiye.org/

şu da bir alıntı: "kuzenim bu cemaatin dershanesine gitti ve her sınıfın yarısını kurayla (ya da bazı sınıflarda deneme sınavlarındaki başarılarına göre sınıfın başarılı yarısını) bir kaç ay parasız zaman abonesi yapıyorlar ve her sabah şubeye 120 gazete geliyor... gazeteler her şubenin girişinde yer alıyor... dershane hocaları, abiler falan sabah yukarı çıkarken gazeteleri alıyorlar. haricen hepsinin evine her gün ayrıca dağıtılıyor bu gazeteler... bu iki örnek bedava dağıtılan aboneliklerin sadece 2 yolu.."

***

küçük bir örnek olması açısından, hürriyet,vatan, milliyet ve sabah gibi gazetelerin internet adresleri ile zaman gazetesinin internet adresi ziyaretçi sayısı bakımından karşılaştırıldığında bu sonuç çok daha net biçimde ortaya çıkıyor.

http://www.alexa.com/ adresinde, "movers & shakers traffic graph" yazısının hemen altındaki kutucuklara söz konusu gazetelerin adreslerini yazarak "compare sites" butonuna tıklarsanız, karşılaştırma sonucuna ulaşabilirsiniz.

hatta kolaylık olması bakımından, sonucun ekran görüntüsüne şuradan bakılabilir: http://img522.imageshack.us/img522/4376/zamaniq1.jpg
üsteki kırmızı çizgi milliyet'e, onun altındaki yeşil çizgi hürriyet'e, biraz daha alttaki siyah çizgi sabah'a, en altta uzanan iki çizgi ise zaman ve vatan gazetelerine ait.

myp2p eu

(bkz: antiban)

sınır ötesi operasyonu

karşı çıkılıyormuş!

anlamakta zorlanıyorum. ne bekliyordunuz ki? ne yapılabilir? askerin karakollarda bekleyerek teröristlere açık hedef haline gelmeye devam etmesini mi istiyorsunuz? orduya yüklenip duranlar nasıl bir çözüm üretiyorlar?

asker sınır ötesinden tertiplenen saldırılara karşılık vermesin, karakollarda beklesin dışarı adımını atmasın! siktiğimin pkk'lıları da sınırın öte yanında devasa kamplar kursun, palazlansın, örgütlensin, eğitilsin, kafasına estikçe de türkiye topraklarına sızıp karakollara roket yağdırsın! bunu mu istiyorsunuz! kimden yanasınız!

durup beklemeye devam edildiği sürece binlerce genç bu şekilde toprağa düşecek! yıllardır basiretsiz siyasiler yüzünden toprağa düştüğü gibi! eğer siz pkk'yı besleyen barzani gibi çapulcular karşısında mehteran takımı edasıyla, hatta o kadar bile olamayarak bir ileri iki geri kıvırıp duruyorsanız bu örgütün sempatizanlarına da moral verir ve örgütün katılımlar yoluyla palazlanmasına vesile olursunuz! ya durduğun yerde durarak, bekleyerek binlerce daha ocağa ateş düşüreceksin ya da daha fazlası olmasın diyerek büyük bir saldırıya geçecek, barzani gibi çapulcuların tepesine yumruğunu indireceksin!

orduyu yıpratmak adına hiç bir fırsatı kaçırmayanlar, on beş askerin toprağa düştüğü şu zaman zarfında bile iğrenç, aşağılık siyasi çıkarları uğruna orduya alttan alttan saldırmaya devam ediyor!

bunca yıldır iktidarda ben mi vardım! bunca yıldır ülkeyi genelkurmay başkanı mı yönetiyordu! madem üretilecek siyasi çözümler vardı nerede bunca yıldır o çok demokrat hükümetiniz ulan! madem bir şeyler yapılma şansı vardı, bunca yıldır niye beklendi! şimdi aman toz konmasın diyerek uğruna askeri karaladığınız hükümet neredeydi! ne-re-dey-di!

hükümet, pkk'nın şehirdeki gelir kaynaklarını kurutmak için ne yaptı! hükümet, pkk'nın avrupadan uyuşturucu kaçakçılığı yoluyla sağladığı maddi desteği kesmek için ne yaptı! hükümet pkk'nın şehir unsurlarını temizlemek için nasıl bir girişimde bulundu! hükümet güneydoğulu gençlere nasıl bir kültürel yaklaşımda bulundu! hükümetin güneydoğuda nasıl bir sosyo-ekonomik çalışması oldu! nasıl bir istihbarat ağı geliştirdi! nasıl bir siyasi irade gösterdi! ne halt etti de şimdi orduya yükleniyorsun!

genelkurmay başkanının bundan çok daha uzun zaman önce, çok daha uygun şartlar altında istediği sınır ötesi operasyon izni için ne gibi bir çalışma yaptı bu hükümet! ya peki şu an? ordu kuzey ırak sınırında toplanmış bekler vaziyetteyken, sen hala "dur biraz bekleyin orada, ben bi bush'a sorup geleyim" diyorsun! nerede senin siyasi iraden! ordun sınırda bekliyor, açık hedef halinde. ama bop'un eşbaşkanı olan başbakan hala bush'a akıl danışma telaşında! senin "'pkk'nın elindeki abd silahları konusu yeni değil'" diyen başbakanın pkk'nın elinde 800.000'den fazla abd kaynaklı silah olduğunu bilmiyor mu sanıyorsun! istihbaratıyla dünyayı inleten abd'nin bu silahların akıbetinden haberi olmadığını mı sanıyorsunuz! kimden medet umuyorsunuz hala!

sırf kendi siyasi çıkarlarının önünde engel teşkil ettiği için her fırsatta orduya yüklenmeye, ordunun altını oymaya çalışanlar, ordunun şu an yapması gereken şeyi yapmak üzere olduğunu anlasınlar! bu ordu, bu ülkenin ordusudur ve bilmem neyin uşaklarına rağmen ordu bu ülkenin üniter, laik ve demokratik yapısının teminatı olmaya devam edecektir!

turgay güler

şer'i kurallara göre yönetilecek bir türkiye'nin şakşakçılığını yapıyor anladığım kadarıyla. "din elden gidiyor!" diye buyurmuş hazret. hani birilerinin gaza gelip, sırf müslüman olmadığı için insanların boğazını kesmesine neden olan slogan var ya, hah işte o!

liselerde namaz kılınması istenmiyormuş! nasıl istenmezmiş! liselerde namaz kıllınabilmeliymiş! namaza savaş açılıyormuş! namaz suç olarak gösteriliyormuş! falan fıstık.

laiklik ilkesi gereği, devletin bir kurumu olan okullarda ne cami benzeri bir yapı, ne cemevi benzeri bir yapı, ne şapel benzeri bir yapı, ne kilise benzeri bir yapı açılamaz! şeytana tapan bireyler için kedi kesebilecekleri bir ortam hazırlanamaz!

demek ki bazı şeyleri bilebilmek için gazeteci olmak yeterli değil. şşş, alo! duyuyor musun sayın yazar!

***

"din elden gidiyor" diye çığırdıkça birileri, daha çok boğazı kesilen insanlar görürüz biz!

http://www.haber7.com/artikel.php?artikel_id=138161

ey vatan

(bkz: osman pamukoğlu)

ön yargı

yanlış biçimde birleşik yazılan "önyargı" sözcüğünün doğru yazılışı.

(bkz: http://www.tdk.gov.tr/TR/...lime=%c3%b6n%20yarg%c4%b1)

ayder yaylası

rize'nin ardeşen ilçesinden yukarı, güneye doğru, fırtına deresi boyunca 40 kilometre yol teperek ulaşılabilir.

sabaha karşı üç dört civarı gidilmemesi gereken bir yer burası. velev ki böyle bir hataya düştünüz, o zaman bol yıldızlı pahalı oteller dışında açık pansiyon bulmakta oldukça zorlanacağınız için fırıncıyla kanka olacak ve sabah namazını bekleyerek fırıncının tanıdığı pansiyoncuların sabah namazına kalkmasını umut edeceksiniz.

2007 yazı itibariyle sezonun tam olarak açılmadığı şu günlerde, pansiyoncularla pazarlık yaparak geceliği 15 milyondan kalma şansınız var. sezon açıldıktan sonra bu fiyatlar 30-35'e hatta daha kaliteli otellerde kat be kat fazlasına çıkabilmekte. 5 milyon liraya da mükellef bir kahvaltı yapabilirsiniz.

buraya kadar geldikten sonra, kaplıcaya girmeden gidilmez, zira insanı cidden rahatlatan bir kaplıcası var. bu kaplıca yazın şu günlerinde 42 derece civarındaydı. kışın da 30 derece civarında seyrediyormuş. böylesine bir sıcaklık varken, suyun içinde uzun süre kalmak pek mümkün değil. hatta böylesine sıcak bir suda yüzmeye çalışmak kalp sağlığı açısından tehlikeli olduğu için havuzda yüzmek yasaklanmış.

ayder'in üst kısmında görülebilecek devasa bir bayrak var işte onu geçip bir müddet ilerledikten sonra harika bir doğa manzarasının içinde karnınızı doyurabileceğiniz lakin tam olarak adını hatırlayamadığım bir kır gazinosu bulabilirsniz.

ayder'in merkezi sayılabilecek olan yemyeşil çimenliklerle kaplı ve eğimli -kısmen düz- bir arazi var ki burada insanlar günün en hareketli saatlerinde kalabalık gruplar halinde horon tepmektedir. gözünüze kestirdiğiniz bir gruba dalarak siz de horon tepebilirsiniz.

kısacası gerçekten çok hoş bir doğa parçası bu yer. hem doğada ruhunuzu dinlendirebilir, hem de bir horon grubunun içinde coşabilirsiniz.

***

peki bizim sabahın üç buçuğunda bu yerde ne işimiz vardı? evet bizi deli sikti.

her okula bir mescit kampanyasi

(bkz: her okula bir sinagog kampanyası)
(bkz: her okula bir kilise kampanyası)
(bkz: her okula bir cemevi kampanyası)

***

(bkz: her yazara akıl fikir kampanyası)

(bkz: yersen!)

haber7

(bkz: haber7 com)

heykel

(bkz: heykel cafe)

çanakkale

(bkz: (vid #5275))

heykel cafe

bursa'da, heykel'de bulunan uğrak bir kafe.

(bkz: şehr-i safa)