tek forvet olarak Nobre'yi değil Bobo yu görünce beşiktaş'ın kontratak kovalayarak gol arayacağının anlaşıldığı maçtır. ertuğrul sağlam kanatlardan ya da ortadan hücüm yapmayı düşünseydi nobreyi oynatırdı. tabi kontratak yakalayabilmek için özellikle rakip defans oyuncularının geriden oyun kurarken topu kaptırması gerekir. Song ve Egemen hatasız oynayınca beşiktaş hiç kontatak yakalayamadı. yetmiş dakika sabırla bekleyen ertuğrul sağlam baktı olmayacak Nobre yi soktu. böylece beşiktaş bir tehlikeli posizyon yakaladı ama onda da trabzonspor defansı başarılıydı.

Ersun Yanal son antremandaki performansından sonra Yattaranın oynayacağını düşünüp, tüm oyun kurgusunu onun üzerine kurmuş. son anda oynamayınca baktı taktiği değiştirmeye vakit yok, yattara'nın yerine önce serkan balcı'yı sonra Barış memiş i oynattı. bu iki arkadaş gineli sanatçının yerini dolduramayınca umut'a ve Gökhan Ünal'a top gelmedi.
tek forvet olarak Nobre'yi değil Bobo yu görünce beşiktaş'ın kontratak kovalayarak gol arayacağının anlaşıldığı maçtır. ertuğrul sağlam kanatlardan ya da ortadan hücüm yapmayı düşünseydi nobreyi oynatırdı. tabi kontratak yakalayabilmek için özellikle rakip defans oyuncularının geriden oyun kurarken topu kaptırması gerekir. Song ve Egemen hatasız oynayınca beşiktaş hiç kontatak yakalayamadı. yetmiş dakika sabırla bekleyen ertuğrul sağlam baktı olmayacak Nobre yi soktu. böylece beşiktaş bir tehlikeli posizyon yakaladı ama onda da trabzonspor defansı başarılıydı.

Ersun Yanal son antremandaki performansından sonra Yattaranın oynayacağını düşünüp, tüm oyun kurgusunu onun üzerine kurmuş. son anda oynamayınca baktı taktiği değiştirmeye vakit yok, yattara'nın yerine önce serkan balcı'yı sonra Barış memiş i oynattı. bu iki arkadaş gineli sanatçının yerini dolduramayınca umut'a ve Gökhan Ünal'a top gelmedi.
trabzonspor'un beşiktaş'ı oynatmadığı maç olmuştur. avni aker'de tribünleri ile barışmış ve hırslanmış trabzonspor, dün için kesinlikle gol atmayı düşünen bir 11 ile sahada değildi. trabzonspor'un maçtaki ilk hedefi beşiktaş'ın etkili gol ayaklarını tatlı sert futbolla durdurup -ki türkiye liginde şu zamana kadar bunun başka bir alternatifi yok(!)- sonra bulabildigi bir golle -inanın bunun için sarfettikleri çaba çok azdı- maçın düğümünü çözmekti. çünkü dün Trabzonspor'un defansı öyle sağlamdı ki atacakları bir gol imkanı yok çıkmazdı. Ertugrul sağlam da trabzonspor'un hiçbir hucum organizasyonu bulunmayan futboluna aynı ayarda karşılık verince seyir zevki düşük mücadelesi yüksek bir kör dövüşü izledi futbolseverler.

Beşiktaş dün kötüydü. serdar özkan bir pozisyonda rakibi geçebildi zaten onda da rakibi sarı kart gördü. kanatlardan tek orta gelmedi. dünkü beşiktaş, ordusu terhis edilmiş bir ülke gibiydi. saldıramıyor ve rakibini ısıramıyordu.

beşiktaş dünkü maçta kendisini öncelikle durdumayı planlamış güçlü bir ekiple oynadı. ilginç ve yorucu bir müsabaka idi. böylesine zorlu bir deplasmanda gol yememek ciddi bir başarıdır. dün sahadaki mücadeleyi ligin şu haftasında kaldıracak başka bir türk takımı yoktur.

yattara olsaydı söyle olurduculara da bir çift lafım var. bir futbolcuyu sadece hücum gücü ile oynatabilecegin bir rakip yoktu trabzonspor'un karşısında. her takımın en az 8 oyuncusu savunma özelliği ile oynadı dün. sahada topa basmayana ekmek yok gibiydi. her ikili mücadelede aradan bir bacak çıkıyordu.

kadar fazla basıp top kapacaksın, rakibe geçit vermeyeceksin. ama bir tane adam gibi hücum organizasyonun olmayacak. sonra da daha iyi oynadım diyeceksin? hadi lan ordan!

uzun lafın kısası; dünkü kötü futbolun sebebi ertugrul sağlam degil ersun yanal'dır. bu da böyle biline... zor bir deplasmandan 1 puanla dönmek avrupa maçı öncesi iyi bir sonuçtur.
her iki tarafı memnun eden karşılaşma olmuştur. bjk zaten önce yenilmeyeyim stratejisi ile tüm maçlara tek forvetle çıkıyor. trabzonspor büyükler içerisinde tüm maçlarda çift forvet oynayan tek takım. ancak bu değirmenin çarkı sağ ve sol kanattan adamları eksiltip top getiren ibrahima yattara ile daha çok işliyor.
bjk de ise filip holosko yattara kadar takımı adına sorumluluk sahibi değil. *
iki tomas tan biri olan zapo defansta akıllı müdahele yapıyor, hava toplarında oldukça etkili ancak istikrarlı olması bence daha önemli. sivok ise daha çok defansif önlibero gibi, sağlam ve savaşan defans değil. aydın karabulut ve mert nobre bjk maçında en korktuğum iki oyuncuydu. biri sahada yoktu, diğerinin sadece oyundan çıkarılırken anons edildi.
trabzonspor seyircisi bildiğimiz arabesk besteleri ve çekirdekçi tayfasına hemen hemen her yapılan müdahelelere alkış tutan ingiliz seyircisi ünvanını eklemiş.
ersun yanal maça başlarken çift forvet gibi gözüküp defansif anlayışla garantici kimliğine bürünmüş. gustavo ve serkan çok koşuyor ancak bu yüzden final paslarında beceriksiz davranıyorlar. hüseyin çimşir ve rigobert song üç maçtır neredeyse hatasız oynuyorlar. hrvoje cale zevksiz maçın bana göre en iyi oyuncusuydu. abdullah ercan dan bu yana gelen en iyi solbek gibi geldi bana. umut bulut ve gokhan unal henuz hazır olmayan bırbırını tamamlayamayan bir goruntu verıyorlar. uyumlu olurlarsa bu sene zırve yarışı yapabılırız. selçuk ınan daha çok defansıf oynamaktan vazgeçmeli. gustavo, huseyın, serkan zaten defansıf oyuncular, sende defansıf oynarsan ne anladım ben çift forvetle ovunmekten?
maç futbol adına birşey bırakmadı hafızamda. ancak maçın 61 inci dakikasında geleneksel trabzonspor seyircisinin show unu oyundan çıkıyorum beni alkışlıyorlar şeklinde taraftara alkışla karşılık veren serkan balcı nın gözlerinden öpüyorum. iyi ki vardın.
özet görüntüleri bile sıkıcı olan maç.
beşiktaşımızın kazanamadığı(!) maçtır.

bu sefer televizyondan izlenimler :

- beşiktaşın acilen şu 1 sene oynayıp sonra yatan oyuncu sınıfından kurtulması lazım. bu sene bu sınıfı göğsünü gere gere serdar özkan temsil ediyor. aha burada yazmışız : (bkz: 1 eylul 2008 besiktas konyaspor maci/#3906261). hiç mi hatalarından ders almıyor bu çocuk? yavrum bak çalım atabilmek için belli bir fiziki güce sahip olman lazım, ufacık tefecik messi'nin de bi fizik kondisyon gücü var ki atıyor o çalımları. ya çalımı atarken kendini yere atmayacaksın, ya da adamakıllı çalımını atıp devam edeceksin. ortası yok bu işin, bir öğren artık şu oyunu oynamayı. hatalarından ders al. bir istanbulda liverpool maçında güzel oynadın diye bu taraftar sana 50 yıl sabır göstermez, kendine gel.

- sivok bazen korkutmuş olsa da(serkana atılan arapasta adamını kaçırdı), zapo ile beraber beşiktaş adına maçın iyilerindendi. riske girmiyor, fazla kaleciye dönmüyor, gerekirse taça da atıyor rüştüye vermektense, ki bence iyi de yapıyor. zapo mu? o adam şimdiden gönüllerde taht kurdu bile. getirene helal olsun diyorum buradan artık sinanın işi mi kiminse bilmiyorum, gökhan ünal'ı resmen sahadan sildi bu adam bazen adam adama bazen alan markajı uygulayarak. gökhan kötü falan diye yorum yapıyor herkes. e iyi de onun bir nedeni var boşu boşuna değil gökhan'ın kötülüğü, karşısında canıyla başıyla mücadele edip top kesen koru koruna hava toplarına girip hepsini kazanan bir zapotocny var, daha napsın?

- ertuğrul sağlam'a çok pis laflar hazırladım. çıkardığın kadroya eyvallah, hiç sözüm yok, birebir aynısını çıkarırdım ben de. ama iyi de be adam, gördün ilk yarıda aydın'ın nasıl saçmaladığını, serdar'ın nasıl oyundan düştüğünü, değişikliğini 46. dakikada yapıversene? nedir bu 60-70 beklentisi teknik direktörlerde anlamıyorum. bak ancelotti bugünkü genoa maçında ilk yarı bi bok yiyemediği için ronaldinhoyu çat diye oyundan aldı. milan maçı çevirebildi mi? hayır. ama adam yapabileceği tüm hamleleri yaptı, en azından gece içi rahat uyuyabilir. hoş bizim ertuğrul'un da içi rahattır şimdi de, o psikoloji ilminin konusu, girmiyorum oraya. devam edelim, tamam rakibini kilitlemek ve karambolden olursa atmak istemişsin, o da olabilir gerçekten lafım yok. ama artık dakika 75 olmuş sen son 15 dakika kazanmayı denemek yerine gidip forvet değişikliği yapıyosun. ileride tek forvet canını dişine takıp yardımsızlıktan çaresiz kalan bobo'nun atamadığı golü nobre mi atacaktı yani? böyle bir göz boyama değişikliği olmaz. bu yaptığın sadece "bakın bakın! nobreyi aldım oyuna, kazanmak istedim ben bu maçı!" demektir, ama bunu kimseye yediremezsin o ayrı.

- cisse'ye ara yaramış sanki. yine arada kesebileceği ama kaçırdığı toplar vardı ama, 3-4 pozisyonda hücuma güzel destek verdi, geçen seneden bir iki flashback izletti bize. umutluyum kendisinden. aynısı uğur için geçerli değil ne yazık ki, siroki takımına attığı golden beri kendisini sahada arıyorum ama ya çaldığı/kazandığı topu anında kaybediyor, ya da kendisine atılan topları cömertçe harcıyor. serdar özkan vol.2 olma yolunda kendisi, umarım toparlar kendisini.

- tello kesinlikle daha çok orta açmalı bu takımda. gerekirse seric'i çekelim şu sol beke, tello'yu alalım sol açığa. ya da şu aydın'ın kulağını çeksin ertuğrul sağlam da daha çok görsün tello'yu. adam aydın'a top atıp kaçmaktan yoruldu yahu! iki kere orta açtı tello ikisinde de tehlike oldu, ya song son anda çıkardı ya da çekilen şut birilerine çarptı vs. daha çok açma imkanı olsa eminim ertuğrulun "karambol golü" bir şekilde gelirdi. sol kanatta tello'yla anlaşan bir adam oynarsa kendine gelir beşiktaş hücumu.

- bir paragraf da trabzon'a açmalı bu maç için, potansiyeli yüksek bir takım kurmuş trabzon yönetimi. lakin o hüseyin çimşir'den acilen kurtulmaları lazım. bir de forvette iki uzun oyuncusu var, fakat adamakıllı orta açan adamları yok. sol ve sağ kanatta oynayan transferleri iyi, ama ikisi de delici ve ceza sahasına inmeye çalışarak yerden oynayan oyuncular. biraz daha orta yapmayı deneseler eminim gökhan-umut ikilisinden biri gol hanesine adını yazdırırdı.

sonsöz : serdar özkan'dan kurtulmalı bu takım.

onu söylemiş miydim daha önce? olur böyle şeyler.

edit : iki kere bobo yazmışız nobre yazacağımıza.. sağlık olsun.
trabzonspor'un defansının ele güne göz dağı verdiği maç. hücumda zaman zaman etkisiz kalsada trabzonspor gücünü göstermiş ve şampiyonluk adayları arasında bende varım demiştir.
yattara'sız trabzonspor'un ataklarının boş olduğu, beşiktaş'ın da beraberliğe yattığı maç olmuştur. herhangi bir şeye (hakem, serdar özkan, ertuğrul sağlam) suç atmak yanlıştır çünkü ertuğrul sağlam, fenerbahçe ve galatasaray'ın kötü oyunlarını ve kaybettikleri puanları görüp, onların şampiyonluk yarışında en azından bir 15 hafta rakiplerinin trabzonspor olduğunu anlamış, avni akerde beraberlik inönüde galibiyet işi kotarır demiş ve beraberlik için sahaya çıkmıştır, beşiktaş her hücresiyle beraberlik diyordu bu maça.

trabzonspor ise, çok nadir de olsa eşitliği bozmaya çalıştı, ataklar yine yattara'nın bölgesinden geldi ki ersun yanal'ın taktik anlayışını bize gösteriyor, hep sağ kanattan gelicek sezon boyu bu takım, yattara'nın kanatından ama işin acı yanı, orda yattara yerine serkan vardı, çok da pozisyona girdi serkan ancak tekniği onu sonuca ulaştırmak için yetersizdi. ha bir de gökhan ünal gerçekten gereksiz olmuş trabzonspor adına, sahada hiç yoktu ve antipatik antipatik yakalayamadığı her pasta, attığı yanlış paslarda, sonuca ulaştıramadığı pozisyonlarda sürekli kafayı kaldırıp arkadaşlarına suç atıyordu. gustavo colman da iyi topçu, hrboje cale ise serdar özkan'ın futbol hayatını bitirdi resmen bu maçta, adama tek pozisyon dahi bırakmadı, üstelik maçın başında sarı kart görmesine rağmen, hiç çekinmedi serdar özkan'dan...
"bu mu lan şampiyonluğa oynayacak iki takım?" denilen maçtır. fidbol adına bir bok yoktu maçta. beşiktaş ta delgado başta olmak üzere tello, inceman, bobo gibi fark yaratması gereken oyuncular maç boyunca bir bok yapamadılar. trabzon un ise tolga zengin denen kaleciden bir an önce kurtulması gerek, adam degaj kullanamıyor. top gelse ne yapacak merak ediyorum. colman denen adamsa amiyane tabirle "tırt". tayfun ve serkan balcı ya zaten bişey demiyorum.
(#3131313) numarali entry imde belirttigim gibi macin 64. dakkasinda tribunlerde mahmut abiyi gordugunuz mac.

(bkz: inadina siyah ulan)
tam da daha önceki entrylerimde söylediğim gibi beşiktaş'ın trabzonspor ile karşılaştığı maç*.
allah belanı versin beşiktaş dedirtip isyana teşvik eden ne idüğü belirsiz bir maçın haykırışlarına sebep olan futboldan nefret ettiren maç.
beklendiğinden çok daha kötü geçip, izleyenleri kahreden maç. maçın beklendiğinden çok kötü geçmesinin tek bir sebebi var. ertuğrul sağlam. kesinlikle takımı beraberliğe şartlandırarak getirmiş. yazıklar olsun!! tek kelime. tamam trabzon gibi bir deplasmandan 1 puan almak çok iyi ancak bu sahaya bir kocaelispor bile gelse kazanma umudu ile başlar maça. kazanamaz o ayrı mesele. ama kazanma inancı ile başlayacağı kesin.
bu nedenle beşiktaş zerre kadar gözümde şampiyonluğu haketmiyor. boşverin şampiyon olmasınlar. şampiyon olacak takım değil avni akere, kadıköye, ali sami yene bile beraberliğe gelmez. beraberliğe çok şükür ama bu kadar da korkak oyun oynanmaz ki.
tek kelime ertuğrul hoca yazıklar olsun!!
elinde oyna diyince çatır çatır oynayabilecek takımın var. ama sen deh!! yerine doo çüş!! dersen kusura bakma ne bu takımda işin var ne de elinin kupada işi var.
bir paragrafta maçın hakemine açarsak, takdir haklarını daha ne kadar trabzon dan yana kullanabilirdi bilemedik. trabzon a çaldığı her faulün aynısı beşiktaş a oldu ancak devam kararı çıktı. işin arkasında art niyet aramak istemiyorum ama çok kötü maç yönetti hakem. beşiktaş ın bütün ataklarını kesti.
ama maçın kötü geçmesinin tüm sorumlusu ertuğrul sağlam dır.
ayrıca yılın transferinin de tomas zapotocny olduğunu belgeleyen maç olmuştur.
günler öncesinden söylediğim gibi "0" bitmiş maç.

(bkz: #3938102)
ilk yarıdakinin aksine futbol adına biraz daha fazla atak 2 takımın izlendiği maç.
2. devre trabzonspor biraz daha istekli göründü beşiktaş'a nazaran lakin beğenilmeyen beşiktaş defansı ve bireysel hatalarından dolayı gol atmayı başaramadılar. keza aynı şekilde beşiktaş takımı da son bölümlerde biraz canlanıp rakip kaleye doğru yönelmişse de ataklarından faydalanamamıştır. her iki takımda ayağına gelen liderlik ve fark açma fırsatını tepmiştir rakiplerinin puan kaybettiği bu haftada.

umarız iki takımda bu maçta kaybettiği puanları ligin sonuna doğru çok aramaz. açıkçası böyle bir maç yüzünden kaybedilen şampiyonluk ya da sıralama** benim zoruma gider.
çok fazla gol pozisyonu barındırmayan, iki takımın da kontrollü oynadığı maçtı.
maçın en kötü oyuncusu serdar özkan'dı şüphesiz. trabzonspor'lu gökhan ünal'da kötülerdendi. anlayamadığım olay, trabzonspor'da tek çalışan, çabalayan, koşan oyuncu serkan iken, oyundan çıkarılması oldu. ersun yanal bilir diyerek üzerinde durmuyorum. son dakikada delgado'nun vuruşu defanstan birine çarpmasa muhtemelen gol olurdu.
her iki takımında skorundan memnun olduğu maçtır.
dostluğun kazandığı futbolun kaybettiği maç. ayrıca trabzonspor'un kazanacağı maç demiştim* berabere biterek beni göt eden maç oldu. bu arada biri tolga zengin'e degaj kullanmayı öğretirse trabzonspor adına gayet iyi olur..
(bkz: 61 61 61)
Ertuğrul Sağlam'ın takımı beraberliğe getirdiğinın anlaşıldığı ve hoca(!)nın amacına ulaştığı karşılaşma. Hakemin kararlarında standartı yakalayamaması ve aval aval ortalıkta dolaşırken beşiktaşın ataklarını kesmesi "yuh ya bu kadar olur" dedirtmiştir.
sivassporun haftayı lider kapamasına yarayan maçtır.
0 - 0 bitmiştir. hayırlı olsun.
zifir zifir nihayetlenen mac.
trabzonspor'un be$ikta$'tan daha iyi oynadigi ancak bunu sonuca yansitamadigi mactir. bir yattara olsaydi, be$ikta$'in sol tarafinda verdigi ciddi aciklar kar$isinda resital sunup cok buyuk tehlikeler yaratabilirdi ama olmadi, bu mac da beklentileri kar$ilayamayip bu haftaki cogu mac gibi zevksiz bir turkcell super lig maci oldu.
sayko sayko ortalıkda dolaşan bir hakemin olduğu maç. adamın ciğerleri götünden çıkacak az kaldı.