bugün

evet biz yaptık...
insanlar fırınlarda yakılıyordu...
ve biz de onlara dünyada onlar için güvenilir hiçbir yer olmadığını bir kez daha gösterdik...
tarih ve zaman o kadar gerçektir ki...
yaşanılan zorluklar ne kadar çoksa, o kadar güçlenerek çıkarsın...
nesilden nesile, ilmek ilmek işlediler...
güçlendiler... zaten dünyada güvenilir tek şey güçlü olmaktı...
şimdi dünyanın en güvenilmez coğrafyasının ortasındalar...
tanıman gerek...
bugünü anlamak için, bazen geçmişi anlaman gerek...
yargılarınıız var...
her zaman ve her konuda olduğu gibi...
sadece yargılarınız var...
bazen bir zeytin dalı, bir nükleer bombadan daha güçlüdür.
93 harbi, 1 balkan ve 2. balkan savaşlarında askere gitmeyip devlete destek vermeyip parasına para katanlar.
esnaf cepheye giderken geride kalıp dükkanlarını, mallarını 3 kuruş paraya satın alıp tefecilik, faizcilik ve stokçuluk yapıp servet kazananlar. 1 dünya savaşı ve kurtuluş savaşında millet perişan olmuşken zenginliğini büyütenlerden alınan vergidir. burda sadece gayrimüslimlerden değil aynı zamanda müslümanlardan da vergi toplanmıştır.
geçmişi deşerek türk milletine nafile çabalarla utanç aşılamaya çalışmayı şiar edinmiş batı köpeği eli kalemli tasmalı köpeklerin ısıtıp ısıtıp tekrar önümüze getirerek algı/propaganda/manipülasyon yapmaya çalıştığı olaydır.

Özü itibariyle mesele, 8 milyon nüfusu olan ülkede 1 milyon kişinin dışarıdaki savaş karşısında sınırları korumak amacıyla askere alınması; kısacası 2. dünya savaşı kaynaklı tüm bu olağanüstü koşullarla ele güne muhtaç olmadan iktisaden başa çıkabilmek için ırk-din ayırmaksızın ülkede zengin olan kim varsa ondan vergi alınmasından ibarettir.

bu vergiyle 315 milyon lira toplanmış olup bu paranın sadece 160 milyonu yabancılardan alınmıştır.

--spoiler--
Cahit Kayra.

1917 doğumlu.

Üç yıllık maliye müfettiş muavinliğinin ardından 1941’de maliye müfettişi olmuş, 1942 ortalarında hazırlanan ve yürürlüğe giren Varlık Vergisi uygulamalarını düzenleyen bakanlığın üst kurulunda yardımcı olarak yer almış bir isim. Eski Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olan ve Varlık Vergisi çalışmalarına katılmış en genç müfettiş olan Cahit Kayra tarafından kaleme alınan “Savaş Türkiye ve Varlık Vergisi” adlı kitap geçtiğimiz günlerde 3. baskısını yaptı.

Eski istanbul Defterdarı Faik Ökten’in “Varlık Vergisi Gerçeği” kitabındaki iddialara cevap veren ve uygulamayla ilgili gözden kaçırılan pek çok gerçeğe ışık tutan kitabın genişletilmiş baskısında, medyada kitaba yapılan tepkiler ve bu tepkilere verilen cevaplar yer alıyor.

“Varlık Vergisi’ni tartışırken o dönemde Türkiye’nin durumunu ve savaş şartlarını hatırlamak gerekir” diyen Kayra, “Bu savaşta sadece Varlık Vergisi mükelleflerinden zorla para alınmadı. Köylüden de alındı. Milyon asker hudutlarda yıllarca bekledi. Binlerle genç kömür ocağında zorla çalıştırıldı. Askerler öldü. Gençler öldü ama, Türkiye ayakta kaldı” sözleriyle uygulamanın mecburi olduğuna dikkat çekiyor. Gazeteci Şenol Çarık'ın Kayra’yla söyleşisi geçtiğimiz hafta Bağımsız dergisinde yayınlandı.

Kayra'ya sorulan sorular ve yanıtları şöyle:

-Varlık Vergisi konusu son dönemde yeniden sıkça tartışılır hale geldi. Nitekim geçtiğimiz günlerde ilber Ortaylı ve Mehmet Barlas’la birlikte NTV’de bu konuyu tartıştınız. Sizce bu konu son dönemde neden yeniden gündeme geldi?

Bence bu rastgele bir şey değil, bu bir yatırım. Böyle bir konuyu canlı tutmakta yarar görüyorlar.

“KARALAMALARDAN HÜZÜN VE EZA DUYUYORUM”

-ikinci Dünya Savaşı’nın ortamını, koşullarını ve olaylarını yaşamış çok az insan bugün hayatta. Siz de Varlık Vergisi’ni yaşayan sonuncu Maliye Müfettişisiniz. Bu konuda Tarihçi Kitabevi’nden çıkan “Savaş Türkiye Varlık Vergisi” adlı bir kitabınız var. Biraz kitabınızdan bahsedelim istersiniz. Bu çalışmayı hazırlama serüveninizi anlatır mısınız?

Bu sorun ortaya atıldıktan ve tartışılmaya başlandıktan sonra yakından tanıdığım kişiler tarafından bir uyarı aldım. Kendim de dikkat ediyordum. Ve bir anlamda onların da uyarısıyla böyle bir çalışma yapmayı gerekli gördüm. Günümüzde o çalışmaya katılan müfettişlerden hiçbiri hayatta değil. Ben yaşamımın sonuna geldim. Ama bizim çocukluğumuzda ve gençliğimizde haklı umutlarla bağlandığımız Kemalist ideallerin hoyrat ellerde hırpalandığını görmekten hüzün ve ezâ duyuyorum. Varlık Vergisi konusunda o dönemi yaşamamış, o dönemi bilmeyen, anlamayan, belki de kasıtlı olarak anlamaz görünen insanlar tarafından yanlış ve haksız yere eleştirilmesini hoş görmek gibi bir hakkım olmadığını düşünüyorum.

-Tarihimizle yüzleşmek adı altında birçok çalışma ortaya atılıyor. Varlık Vergisi konusu da biraz böyle değil mi, siz nasıl yorumluyorsunuz bunları?

Tarihimizle yüzleşmek tabi iyi bir şeydir ama, bu Varlık Vergisi’nin kurcalanması tarihimizle yüzleşmek değil, tarihimizi özellikle de geçmiş yönetimleri kötülemek şeklinde oluyor.

- 11 Kasım 1942’de çıkarılan 4305 Sayılı Varlık Vergisi kanununun içeriğinden söz edebilir misin biraz?

Belli ölçülerde devlet ciddi bir finansmana ihtiyaç duyuyordu. Bu finansmanı sağlayacak kaynaklar da nelerse varlık vergisi onlardan alınmıştır. Kimin varlığı varsa ondan alınmıştır. Yani varlığı olmayanlardan alınmamıştır.

1939’da ikinci Dünya Savaşı başladı. Türkiye bu savaşa girmemeye çalıştı. Fakat bir gün savaşa girmek zorunda kalınabileceği veya yabancı kuvvetlerin ülkeyi işgal edebileceği endişesiyle 7 yıl süreyle sınırlarda 1 milyon askeri konuşlandırmak, beslemek zorunda kaldı. O yıllarda nüfusumuz 18 milyondu. Askere gidebilecek yaklaşık 4 milyon erkeğin 1 milyonu sınırlara gönderilmişti. 1 milyon insanı beslemek, sınırlarda tutmak büyük masraftı. Devletin 1939’da 390 milyon TL olan bütçe harcaması 1942’de 900 milyon TL’ye çıkmıştı. Katlanan harcamaları karşılamak için vergi toplanamadığından önce piyasaya para sürüldü. Dolaşımdaki banknot 1939’da 300 milyon TL dolayında iken 1942’de 800 milyon TL dolayına çıkarıldı. Piyasaya banknot sürüldükçe fiyatlar arttı. Enflasyon iki katına çıktı.

“ÇiFTE STANDART YAPILMADI”

-Uygulamada gayrimüslimlere, azınlıklara yönelik haksızlıklar, çifte standart uygulandığı fikrine katılıyor musunuz?

Az önceki sorunuzun devamı aslında bu. Bu yanlış bir şey. Kanunda böyle bir şey yok! Mehmet izbey ve bazı arkadaşlar böyle bir ayrıma gitti. Tahakkuk rakamları üzerinde duruyoruz ama tahsilat çok daha önemliydi. Verginin yüzde 20-25’i tahsil edilememiştir. Biz biliyoruz ki, Türkler vergilerinin tamamını verdiler.

Ben o zaman Maliye Müfettişiyim. Maliye Bakanlığı, gelir kurumlar vergisi düzenini kuracak, aşırı kazançları kontrol edecek, itirazlar gelecek, itirazlar gidecek. Bu durumda Maliye Bakanlığı getirdi Varlık Vergisi’ni. O zamanki istanbul, küçük bir sosyetedir, herkes birbirinin ne kadar zengin olup olmadığını bilir. Buna dayanarak zenginlerden, hatta herkesten vergi alınacak dendi.

Asıl kıstas kimlerin zengin olduğuydu. Ki dediğim gibi zaten kimlerin zengin olduğu biliniyordu. Ben diyorum ki, bunlar belirlenirken ayrıcalık yapılmadı.

Varlık Vergisi dediğimiz şey, acele kimde para varsa, kimin varlığı varsa ondan para almak istiyoruz.

Ayrıntılara ve rakamlara kitabımda da değindim. Ticaret Odası’nın kayıtlarındaki işadamlarının yüzde 87’si azınlık ve yabancı. Onlardan da alındı Varlık Vergisi. Gayet tabi, kimden alınacaktı ki?

“KÖYLÜDEN ‘YOKLUK VERGiSi’ ALDIK!”

-ikinci Dünya Savaşı koşullarının ekonomimizi dar boğaza sokması bu kanunun yürürlüğe girmesine yol açtığını belirttiniz. Peki, sizce Varlık Vergisi'nin uygulanmasından başka çıkar yolu yok muydu?

Yoktu! Evet, yoktu bu kadar basit. O kadar yoktu ki peşinden gittik köylüden de aldık. Varlıksız insanlardan da aldık. O Varlık Vergisi’ydi, bu ‘Yokluk Vergisi’. Köylüden ‘Yokluk Vergisi’ aldık!

-Bazı yazarlar Varlık Vergisi’ne niteliğine veren davranışın ırkçılık olduğunu belirtiyorlar. Siz bu yoruma ilişkin neler söylemek istersiniz? Sizce niteliği neydi?

Hayır, ırkçı değildi. O dönemin Başbakanı olan Rüştü Saraçoğlu’nun bu konuda söylediği siyasi nitelikte bazı sözler var. Bunlar siyasi sözlerdir. Savaş içerisindeydik, savaş içerisinde böyle bir hareket yapıldığı zaman insanlara moral güç vermek için söylenmiş sözlerdi bunlar. Ortada bir şey var. istanbul’da yüz binlerce yabancı var, azınlık var. Türkler de var. Hepsinden alınıyor vergi. Yani Yahudi'den alınıyor da, Ermeni'den Türk’ten veya diğerlerinden alınmıyor değil. Hepsinden alınıyor.

-Yılmaz Karakoyunlu’nun sinemaya da uyarlanan “Salkım Hanımın Taneleri” kitabında verginin sanki Ermenilere uygulandığı gibi bir içerik var. Bu konuda neler belirtmek istersiniz?

Para kazanmak için yapılan bu tür şeyler iğrenç. Para kazanmak için yakın tarihimizi, bilen insanların yaşadığı bir dönemin olaylarını, tahrif ederek Ermeni’yi Yahudi Yahudi’yi Ermeni yapmak ve belli bir maksada yönelik yayın yapmak iğrenç bir şey.

Bu gerçeği yansıtmıyor. Yani şöyle söyleyeyim. 500 yıl önceki bir olayı anlatırken romantik şeyler yapabilirsiniz. Ama yaşıyoruz. Yaşadığımız dönemi anlatıyorlar ve tahrif ederek yapıyorlar bunu. Kabul edilebilir bir şey değil bu.

“SAVAŞ DÖNEMiNi YAŞAMADINIZ…”

-Uygulamada yanlışlar yapılmadı mı peki?

Hem de çok yanlışlar oldu. Savaş yapıyorsunuz Şenol Bey. Yahu siz ne diyorsunuz. Siz yaşamadınız savaş nasıl bilmiyorsunuz. Bu lafları bırakalım. O zaman ki savaşı düşünün. 70 milyon insan ölmüş hudutlarınızda. Herkes her şey yanıyor, siz bir köşede devleti ayakta tutmak ve savaşa girmemek istiyorsunuz. Hepsi bu kadar, yanlışlık her yerde olabilir.

-Varlık Vergisi ne kadar süre yürürlükte kaldı?

Uygulama 1943 yılında kaldırıldı, tahakkuklar hesaplandı ve hesap kapatıldı. Vergilerden tahsil edilen 315 milyon liranın içinde Gayrimüslimlerden 30 milyon lira alınmıştır. Yabancılardan da 130 milyon lira alınmıştır. Yani, 315 milyon liranın 160 milyonu onlardan alınmıştır.

-Son olarak neler belirtmek istersiniz?

Bugün yaşıyorsak toplum olarak, Varlık Vergisi sayesindedir.

-Verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ederim.

Ben de size teşekkür ederim.

Odatv.com
--spoiler--

https://www.odatv4.com/gu...yesinde--0203131200-32332
" yerli ve milli " ekonomi kurulması için
yapılan bir uygulama .
Bence mevcut gelir dağılımı adaletsizliğinin çözümlenmesinde faydası olacak vergilendirmedir. Oran olarak %2,5 seçilirse muhafazakar seçmen de onaylar. Tek sorun yurt dışına para kaçıran zenginler ki onları da bir güzel sevmek lazım.
"Bu kanun aynı zamanda bir devrim kanunudur. Bize ekonomik bağımsızlığımızı kazandıracak bir fırsat karşısındayız. Piyasamıza egemen olan yabancıları böylece ortadan kaldırarak, Türk piyasasını Türklerin eline vereceğiz."

- Şükrü Saracoğlu
Varlık vergisini Ödemeyenler erzurum aşkaleye demiryollarında çalışmaya gönderilmiş.
1942-3 yillari arasinda istanbul ticaret odasina kayitli sirketlerin yuzde seksen ucu (%83) yabanci ulus vatandaslaridir.

Cahit kayra.

Yuzde seksen uc? Ellerinde ne varsa almamiz gerekirken acima duygumuz agir basmis, keske basmasaymis.
20 yıldır ötv adı altında alınan haraca ki kendisi verginin vergisi olduğu için dünyada bir ilktir, ses çıkarmaya tıpası yemeyen yobaz beyanı.

hiçbir zaman saray smoothe si içemeyeceksin, boşuna çırpınma.
resmi ve resmi olmayan tarihimizin yüzleşilmesi gereken yüz karası sayfalarından biridir.

yılmaz karakoyunlu, Salkım Hanımın Taneleri (1989), romanında bu konuyu işlemiştir.
akp'li zenginlere gelmesi gereken vergi.

hadi oğlum bu zamana kadar söğüşlediklerine saysınlar.
adalet için bir kere daha alınması gereken vergidir.

bilhassa akp'li zenginler versinler.

maaşlı çalışanların anası ağlıyor.
bunun kırsal kesimler için uygulanan versiyonu Toprak Mahsulleri Vergisi'ydi. Yani bu vergi yasası iki vergiyi içeriyordu. Tek defada çok zengin insanlardan çok yüksek oranda vergi alınıyordu. bu olayda takdir komisyonları denen bir organ yaratıldı ve kimlerin ne kadar vergi vereceklerini belirlediler. varlık vergisinin yüzde 55 gmlerden alındı. haydi bunu formülleştirelim: olağanüstü servet=olağanüstü vergi=inönü üsûlü savaş devletçiliği.
(bkz: yokluk vergisi)
Kurtuluş savaşı'nda kılını kıpırdatmayan azınlıklardan ve savaş döneminde zenginliğin dibine vuran kurnaz zenginlerden alınan vergi.

bi de özel mülkiyetten bahsediyor utanmaz arlanmazlar.
var oluş bedeli.
(bkz: şükrü saraçoğlu)
(bkz: ben aslında yoğum)
(bkz: özel mülkiyetin güvence altında olmaması)
Varlık Vergisi kanununun resmi gerekçesi, hükümet tarafından "olağanüstü savaş koşullarının yarattığı yüksek kârlılığı vergilemek" olarak dile getirilmiş ve herhangi bir dini veya etnik grup hedef alınmamıştır. Oysa basına kapalı olarak yapılan CHP grup toplantısında başbakan Şükrü Saracoğlu'nun vurguladığı gerekçeler farklıdır:

Ermeniler %232
Yahudiler %179
Rumlar %156
Müslüman %4,94

şimdi anladınız mı her şeye bu denli çok vergi olmasını. intikamı bu sefer bunlar alıyor. recep tayyip erdoğan aracılığıyla tabi.
(bkz: yokluk vergisi)
hakkında atılıp tutulur, yok şöyle yüksek, yok kol gibi...

bir kere doğru düzgün uygulanmamış bir vergidir. türkiye'de gayrimüslimlere karşı yapılan yanlışlardan bahsedeceksek 6 7 eylül olayları'ndan başlar, askerlik konusuna gireriz de sıra en son varlık vergisine gelir.

gelin gelelim varlık vergisi'nin hayatî bir nedeni vardır. nasıl ki almanya'da ekonomiyi yahudiler ellerinde tutarken hiper enflasyon vardıysa ve yahudiler ekonomik güçlerini nasıl ki almanlar'a karşı kullanıyorduysa aynı şey türkiye'nin de başına gelebilirdi. üstelik ikinci dünya savaşı'na zorla dâhil edilme riskine karşı... işte bunu önlemek için 12 kasım 1942'de çıkmıştır. gelin gelelin 17 eylül 1943'de mükelleflerin bir kısmının borçları silinmiş ve 1,5 yıl sonra, 15 mart 1944'te kaldırılmıştır. üstelik bu 1,5 yıllık süreçte ödenmemiş vergiler de affa uğramıştır.

yanisi üzerine bu kadar bıdı bıdı edilecek bir vergi falan değildir. tümüyle ekomoniyi millîleştirme amacı güdülerek yapılmıştır.

aynı dönemde iskandinav ülkeleri'nde laponlar'ın zorla kısırlaştırıldıklarını, stalin'in başta türkler olmak üzere sscb'de çeşitli ırklara karşı uyguladığı kıyım-soykırımlar, abd'de zenci ve irlandalılar'a edilen köpek muameleleri, fransa'nın cezayir başta olmak üzere kuzey afrika'da yaptıkları... daha sayayım mı?

ama yok, bunlardan kimse bahsetmez. varsa yoksa bu amk varlık vergisi! sanki insanlık suçu işlenmiş anasını satayım!
(bkz: ötv)
kara lekedir.
sağolsun milli şef zamanında ecnebilerden ulan savaştan çıktık, para lazım gel de şunlardan alak diye çıkarılan vergidir.