bugün
- hayattan zevk alan insan9
- ölünce ne olacak sorunsalı9
- allah a inanmadığı halde kötülük yapmayan ateist10
- cüneyt arkın24
- chpnin 128 milyon dolar yalanının patlaması29
- anın görüntüsü34
- mide bulandıran erkek isimleri17
- komodin bahattin14
- fantanın ne idüğü belirsiz pembe içeceği8
- yazarların hayatlarında çıktığı en elit seviye20
- aleyna tilki15
- sevinmek icin sevmedik10
- türk olmak15
- grinch8
- garantili kadın tavlama yöntemi8
- sigma olomouc liverpool hagi10
- konya10
- zafer partisi29
- akp grup başkan vekilinin simit hesabı9
- kahve8
- çocuğu kuran kursuna vermek24
- kalbinizin girişine yazı yazdırsanız ne olurdu11
- disi ejderya11
- akpli semt ile chpli semt arasındaki fark13
- sözlük hanımlarının bugünkü kıyafetleri76
- nisa bölükbaşı13
- babaların süper öğretileri12
- sözlüğün en mal yazarı8
- 2 temmuz 1993 sivas katliamı18
- yılmaz güney14
- bu yaşa kadar hayattan çıkarılan dersler19
- chp ye oy vermemek için bir neden yaz21
- asgari ücretliler ölsün diyen serefsiz amca18
- 530 liraya pizza 31 liraya su satılan havalimanı12
- jandarma komutanının her mafyayla pozu olması13
- dini duyguları istismar etmek11
- grup yorum9
- 18 25 aralığındaki gençlere müzekart dağıtılacak13
- asgari ücretin 5500 lira olması12
- yusuf kaplan'ın laikler beyinsiz demesi21
- kuru yemiş tüketimi zeka geriliği sebebi sorumsalı9
- bir cipsin 12 tl olması8
- düşün ki o bunu okuyor10
- bisikletle kaza yapan çocuk12
- mehmet ali erbil'in muayene ücreti isyanı11
- bedelenmek badelemek diye bişey var mı11
- buket aydın12
- mustafa armağan8
- sözlüğün mutsuz karılarla dolu olması14
- çocuğa yüzmeyi anne mi öğretmeli baba mı25
başrollerde haluk bilginer, derya alabora, güven kıraç'ın oynadığı zeki demirkubuz filmi.
film zeki demirkubuz tarafından o*'na ithaf edilmiştir.
film zeki demirkubuz tarafından o*'na ithaf edilmiştir.
saflık, günahsızlık.
yirmibeşinci uluslararası istanbul film festivali kapsamında;
5 nisan çarşamba saat 19.00'da fransız kültür merkezi'nde gösterilecek olan zeki demirkubuz filmi.
aldığı ödüller:
*1998 istanbul En iyi Türk Filmi
*1998 Antalya En iyi Kadın Oyuncu (Derya Alabora),
En iyi Erkek Oyuncu (Haluk Bilginer)
*1998 Angers Avrupa Jüri Ödülü, Jean Carment Ödülü
*1998 Oslo Güneyden Filmler Ödülü
"Zeki Demirkubuz'un yüksek gözlem gücünü en iyi yansıtan filmlerinden Masumiyet, iç içe geçmiş birçok kişisel öyküyü anlatıyor: Kesişen üç hayat; hapiste geçirilen gençlikten sonra dışarıda yaşama korkusundan işi hapiste kalmak için dilekçe vermeye kadar vardıran Yusuf; gençlik aşkı Zagor'un peşinden onlarca hapishane ve şehir gezen, yaşamak ve beraberindekileri yaşatmak için pavyonlarda "ses sanatçılığı" ve "orospuluk" yapan Uğur Hanım ve Uğur'a olan aşkından karısını, malı mülkü ve tüm hayatını bırakıp onunla diyar diyar gezen Bekir.."
5 nisan çarşamba saat 19.00'da fransız kültür merkezi'nde gösterilecek olan zeki demirkubuz filmi.
aldığı ödüller:
*1998 istanbul En iyi Türk Filmi
*1998 Antalya En iyi Kadın Oyuncu (Derya Alabora),
En iyi Erkek Oyuncu (Haluk Bilginer)
*1998 Angers Avrupa Jüri Ödülü, Jean Carment Ödülü
*1998 Oslo Güneyden Filmler Ödülü
"Zeki Demirkubuz'un yüksek gözlem gücünü en iyi yansıtan filmlerinden Masumiyet, iç içe geçmiş birçok kişisel öyküyü anlatıyor: Kesişen üç hayat; hapiste geçirilen gençlikten sonra dışarıda yaşama korkusundan işi hapiste kalmak için dilekçe vermeye kadar vardıran Yusuf; gençlik aşkı Zagor'un peşinden onlarca hapishane ve şehir gezen, yaşamak ve beraberindekileri yaşatmak için pavyonlarda "ses sanatçılığı" ve "orospuluk" yapan Uğur Hanım ve Uğur'a olan aşkından karısını, malı mülkü ve tüm hayatını bırakıp onunla diyar diyar gezen Bekir.."
*
bir zeki demirkubuz klasiği..
sahneler çok yavaş ilerliyor..
bi süpürgenin bile iki sahnede görünmesi sonucu izleyici bu bi metafor mu diye düşüncelere dalıyor..
ama yönetmenin cevabı çok net: "yoo sadece rastlantı"
hanekevari, birden filme giren intihar, cinayet gibi öğeler göze çarpıyor..
öyle çılgın kamera oyunları, dijital efektler, komik olma çabaları olmayan, insanı düşüncelere gark eden, ruhsal çözümlemelerle dolu izlenesi demirkubuz filmi. kara üçlemenin uzantısı.
son karede ise samuel beckett'in ünlü sözü perdeye yansıyor:
"hep denedin hep yanıldın, gene dene gene yanıl, daha iyi yanıl"..
bir zeki demirkubuz klasiği..
sahneler çok yavaş ilerliyor..
bi süpürgenin bile iki sahnede görünmesi sonucu izleyici bu bi metafor mu diye düşüncelere dalıyor..
ama yönetmenin cevabı çok net: "yoo sadece rastlantı"
hanekevari, birden filme giren intihar, cinayet gibi öğeler göze çarpıyor..
öyle çılgın kamera oyunları, dijital efektler, komik olma çabaları olmayan, insanı düşüncelere gark eden, ruhsal çözümlemelerle dolu izlenesi demirkubuz filmi. kara üçlemenin uzantısı.
son karede ise samuel beckett'in ünlü sözü perdeye yansıyor:
"hep denedin hep yanıldın, gene dene gene yanıl, daha iyi yanıl"..
deLi gömleğinin güzel bir şarkısı.
Hayaller yıprattı seni
Kaç kaçabilirsen şimdi
Biriktir yağmurlarını
Arkaya, karanlık kilere
Masumiyet elini ver bana
Kaçabildin mi kendinden?
O eşsiz yeşil diyarlara
Bırak da sızlasın kalbin
Zehirdir senin içtiğin
Hayaller yıprattı seni
Kaç kaçabilirsen şimdi
Biriktir yağmurlarını
Arkaya, karanlık kilere
Masumiyet elini ver bana
Kaçabildin mi kendinden?
O eşsiz yeşil diyarlara
Bırak da sızlasın kalbin
Zehirdir senin içtiğin
haluk bilginer'in oyunculuğıu yiyip bitirdiği, güven kıraç ile derya alabora arasındaki muhteşem diyalog ile zihinlerden çıkmayan çıkamayan türk filmidir.
aşk'la ilgili bir filmdir bu. sahte orgazmlarına beden arayan sülüklerin izleyemeyeceği, izlese dahi hiçbir bok anlayamayacağı, anlayamadıkları için entelektüel sohbetlerine meze yapıp hazmedemeyecekleri bir filmdir.
bile bile acı çekebilmeyi göze almakla ilgilidr bu film. biraz, sadistlikle ilgili. biraz da alna dayalı namlunun üzerine yürümekle. karlı dağlar geçerken karşıdan, diz üstü eteğini hayal etmektir, o yosmanın.
gram gram, buram buram yanmakla ilgili bir filmdir bu. delikanlılığın rajonla değil, bir orospuya aşık olup, o'nun mutluluğu için hayatını hibe edebilmeyle ölçüldüğü bir filmdir bu. ucuz hotel odalarında, otogar lokantalarında, şehirlerarası tren yolculuklarında, gönüllü olarak mahkumiyet çekmeyi istemekle bir filmdir bu.
dışarıdaki hayattan daha gerçektir. onun için kafaya sıkıp öte tarafa gidebilmeyi göze almakla ilgili bir filmdir bu!
aşk'la ilgili bir filmdir bu. sahte orgazmlarına beden arayan sülüklerin izleyemeyeceği, izlese dahi hiçbir bok anlayamayacağı, anlayamadıkları için entelektüel sohbetlerine meze yapıp hazmedemeyecekleri bir filmdir.
bile bile acı çekebilmeyi göze almakla ilgilidr bu film. biraz, sadistlikle ilgili. biraz da alna dayalı namlunun üzerine yürümekle. karlı dağlar geçerken karşıdan, diz üstü eteğini hayal etmektir, o yosmanın.
gram gram, buram buram yanmakla ilgili bir filmdir bu. delikanlılığın rajonla değil, bir orospuya aşık olup, o'nun mutluluğu için hayatını hibe edebilmeyle ölçüldüğü bir filmdir bu. ucuz hotel odalarında, otogar lokantalarında, şehirlerarası tren yolculuklarında, gönüllü olarak mahkumiyet çekmeyi istemekle bir filmdir bu.
dışarıdaki hayattan daha gerçektir. onun için kafaya sıkıp öte tarafa gidebilmeyi göze almakla ilgili bir filmdir bu!
bir sinema filminde tutku nasıl anlatılırın cevabıdır bu film. bekir ile yusuf'un kır sahnesindeki dialogu türk sinema tarihinin en iyi sahnelerinden biridir, kapılıp gitmelerin, vazgeçememelerinin bir hayattan çok daha değerli olabileceğini ve sürekli deneyip yenilmeninde başarmak kadar anlamlı olduğunu anlatır bize demirkubuz.
(bkz: kaybolmuş masumiyet)
--spoiler--
haluk bilginer'in canlandırdığı bekir karakterinin intihar etmesiyle sona eren* ve filmin geri kalanını takip etmeyi gereksiz kılan, haluk bilginer'le muhteşem, haluk bilginer'siz yavan kalan film. haluk bilginer'in oyunculuk kariyerindeki en büyük çıkışlardan biri.
haluk bilginer'in canlandırdığı bekir karakterinin intihar etmesiyle sona eren* ve filmin geri kalanını takip etmeyi gereksiz kılan, haluk bilginer'le muhteşem, haluk bilginer'siz yavan kalan film. haluk bilginer'in oyunculuk kariyerindeki en büyük çıkışlardan biri.
"bir sabah dükkana geldim, baktım bu oturuyor. önce tanıyamadım. anlayınca içim cız etti. cız etti de ne? torna vida yemiş gibi oldum. çökmüş, zayıflamış, bembeyaz bir surat... ama bu sefer başka güzel orospu. oranın şarkıları gibi. kalktı böyle, dimdik konuşmaya başladı. dedi para lazım, çok para."