bugün

sandra bullock ve keanu reeves in speed den sonraki ilk buluşması, 4 ağustosta türkiye de vizyona girecek olan film.bir alejandro agresti filmi.

http://us.imdb.com/title/tt0410297
2 yıl arayla aynı göl evinde ikamet etmiş iki karakterin başından geçen ilginç olayları anlatan film.
vizyona 4 ağustos 2006 cuma günü girmiş bir filmdir.başrollerini sandra bullock,keanu reeves paylaşmıştır.türü dram-fantastik-romantiktir.
konusu:Hayatında bir değişiklik yapma vaktinin geldiğini hisseden Dr. Kate Forster (Sandra Bullock) stajını tamamladığı yerel Illinois hastanesinden ayrılarak hasta trafiğinin yoğun olduğu Chicago'da bir hastanede çalışmayı kabul eder. Geride bırakmaktan üzüntü duyduğu tek şey kiralamış olduğu güzel evdir. Sığınağı olarak gördüğü bu ferah ve şık tasarımlı evin geniş pencerelerinden karşıdaki sakin göl görünmektedir. Kendini gerçek anlamda kendi gibi hissettiği tek yer burasıdır. 2006 yılının kış aylarıdır. Kate şehre doğru yola çıkmadan önce evin bir sonraki sakini için posta kutusuna bir not bırakır. Evin Kate'ten sonraki sahibi, evi inşa eden mimarın oğlu olan Alex Wyler'dır (Keanu Reeves). Alex bir süre Kate'in notunu görmezden gelse de, yaşadığı sıradışı bir olay, Kate'le mektuplaşmaya başlamasına neden olur. Bu, aralarındaki ilişkinin gizemini daha da artıracaktır.

çok güzel bir romantik filmdir.aşkı tamamıyla yaşatmaktadır.
konusu çok saçma, oyuncularının performansı da bir o kadar düşük vakit kaybı, ziyan bir film
izlenildikten sonra hala akılda bir takım soru işaretleri bırakan film.sandra bullock ve keanu reeves buluşmasının uzun yıllar sonra gerçekleştiği warner bros pictures yapımı filmdir.soundtrack-lerinin de çok güzel olduğunu belirtmeye şiddetle gerek vardır.
sonu daha gerçekçi bitse daha çok keyif alıp belki ağlamama yol açabilecek filmdi ama sonuyla beni hüsrana uğrattı maalesef.
öpüşme sahnelerinde salonun dekorlarını inceleyebileceğiniz sıkıcı bir film. *
kız arkadasla gidilebilecek bir film.*
"aşk, zaman doğruysa yaşanabilir ancak.." anafikrini yaşatan, 8-10 kişiyle çevrilmiş bir film. anafikir doğrudur ama filmin bazı sahneleri kopuktur; bir sonraki sahne, önceki sahnede verilmek istenen durum düşünülerek hibe edilir.
farklı bir konu seçilmesine rağmen, bağlamanın kötü yapıldığı için çok da başarılı sayılamayacak 2006 yapımı amerikan filmi.
türk halkının back to the future serisi ile öğrendikleriyle çelişen, bununla da yetinmeyip kendi içerisinde tutarsız olan film.

--spoiler--
alex, kate 'in evinin önüne ağaç ekince 2 sene sonra gelecekte bir anda serpilmiş ağaç olarak beliriliyor. yani geçmişte olan bir değişiklik geleceği etkiliyor. madem öyle, alex'in mektubu alıp ölmemesine rağmen, kate neden onu gelecekte endişe ile bekliyor ? geçmişte alex ölmese, kate bunun gelecekte haberini almayacak.. koşturmayacak o posta kutusunun başına aman alex ölmesin diye. çünkü alex ölmedi. tekrarlıyorum ölmedi. alex ile kate 'in o son sahnedeki diyaloğu saçmalığın daniskasıydı. güzel bir son yakalamak adına mantığın, zekanın içine edilmiş. izleyenlere hakaret mertebesinde bir film.
--spoiler--

gerçek hayatta da alex gibi cool, eline bira şişesi yakışan, fena kazanmayan, yakışıklı bir mimarın sevgilisi eksik olmaz. evde kalmış asosyal doktora ilgi duymaz.

edit : il mare 'in popüler versiyonu olduğunu söylemeyi unutmuşuz.
fılmde dıkkat edılırse ılk 10 dakıkada konu ve gıdısat cozulebılır. doktor olmasına karsın zayıf bır hafızaya sahıp kate, ızleyıcıyı ıfrıt etmektedır. morgan karakterı fılmde 2 kez boynuzlanmıstır. bazı mektupların posta kutusuna konulmadan cevaplandıgı da dıkkatlerden kacmamaktadır. kısaca buyuk beklentılerle gıdılmemesı gereken, zorlama bır duygusallık barındıran bır fılm. hıc mı guzel yanı yok? tabı kı var.. ılk 15 dakıka kesınlıkle sıkılmıyorsunuz. sevgılınıze sarılın ızleyın ıste.
henüz izleyemediğim filmdir. evet böyle kişisel entrylerden ben de nefret ediyorum ama film ile ilgili anlatmam gereken bir olay var, formatın sınırını zorluyorum yani.

dün akşam arkadaşın biri lake house filmine gidelim diye tutturdu, taksimdeyiz, 5-6 yere sorduk, en son bir yerde bayan görevli o filmin geçen yıl gösterimde olduğunu söyledi, haliyle 1 ay boyunca istiklal caddesinde yürümeye yüzümüz yok.

filmin konusunu sordum arkadaşıma, ya korku filmi ya da aşk filmi dedi, o nasıl oluyor diye sordum, cevap aynen şöyle : biz arkadaşla ona biraz bakmıştık, adamın biri kadının peşini bırakmıyor, eğer adam ölüyse korku filmi, canlıysa aşk filmi.

efendim bu anıdan sonra ben bu filmi nasıl izleyeyim sevgili sinema severler.
kanımca çok mantıksız bir filmdir. eyyy alex kardeşim sen git gelecekten haber veren biriyle mektuplaş bu sene nba de nfl de kim şampiyon oldu geçmiş maçlara bir bakıver diye sorma git ağaç dik olmayan binaya bi mektupta da insan lotarya hengi numaralara çıktı bi bakıver kate cim desen paranın dibine vurucan.*
bitirmekte zorlandığım bir film olmuştur, sıkıcı ve izleyene birşey kazandırmayan filmdir.
uyku sorunu çekenlere doktor tavsiyesi olması gereken film. ilk 20 dakikasından peygamber sabrı olsa izlenmeyecek film.
2002 yılında Ankara'da düzenlenen Kore filmleri haftasında izlediğim filmin Hollywood versiyonu. Kore versiyonunda üzücü bir son varken bunda mutlu son yapmak için saçmalanmıştır.
paul mccartney'in mükemmel şarkısı için bile izlenilebilecek bir film.

I'm very sure
this never happened to me before
I met you and now I'm sure
this never happened before

now I see
this is the way it's supposed to be
I met you and now I see
this is the way it should be

this is the way it should be for lovers
they shouldn't go it alone
it's not so good when you're on your own

so come to me
now we can be what we wanna be
I love you and now I see
this is the way it should be

this is the way it should be

this is the way it should be for lovers
they shouldn't go it alone
it's not so good when you're on your own

I'm very sure
this never happened to me before
I met you and now I'm sure
this never happened before (this never happened before)
this never happened before (this never happened)
this never happened before (this never happened before)
--spoiler--
fazla mantık aramadan izlenmesi gereken, beklemek ve inanmak üzerine bir film. aksi takdirde o kitap parkenin altına nasıl girdi, alex ve kate filmin sonunda hangi yılda buluştular 2006 mı 2008 mi vb sorularla boğuşabiliyorsunuz film bittiğinde. ama çevremde filmi izleyenlerden tam olarak anlayabilmiş kimse yok onun için fazla da yormayın kendinizi*.
--spoiler--
bazı insanların muhakkak izlenmesi gereken bir film diye tanımladığı
ama bazı insanların da berbat bir film film boşuna izlemesin insanlar diye tanımladığı film.

izlemek ve izlememek arasında kalan insan için zorlu bir filmdir. ya çok övülüyor ya da yerden yere vuruluyor. *
aklı şeyinde olan insanın pek bir şey anlayamayacağı filmdir.

http://www.apple.com/trailers/wb/thelakehouse/

--spoiler--
sevmek sadakattir,sadakat beklemek.
--spoiler--

hic tanisamadigim tek adama butun kalbimi vermek istiyorum der esas kız.
il mare izlendikten sonra sandra bullock ve keanu reeves dan hollywood dan ve amerika dan nefret edeceğiniz film.
bir dönem kemal sunal filmlerini vakkas ismiyle coverlamışlardı. ona benziyor bu durum. kore sinemasının görüntüleri varken amerikan sinemasının taklitçiliğine güzel demek insanın zoruna gidiyor.
bu filmi izlemediyseniz önce il mare yi izleyin. bu filmi izlediyseniz il mare yi mutlaka izleyin. her halukarda göl evinden nefret edeceksizinz.
nedendir bilinmez izlerken aklıma msn aşkları gelen filmdir. ama konusu iyi seçilmiş saçma gelebilir ama aşkın sanıldığı kadar basit olmadığını farklı bir dille anlatmışlar. * *
konusu akla aykırı olsa da keanu reeves ve sandra bullock u bir arada görmek güzeldi.
oyunculuklar kötü değildir. film zaten oscar hedefi olan bir film değildir.

sonuç olarak çok fazla beklentiye girmeden izlendiğinde hoş bir etki bırakıyor.
ama çok da uzun sürmüyor.
filmdeki ev için izlemeye degerdir.