arkasında bir ordu dolusu eski sevgili ve magazinel skandallar bırakarak evlenen, geçmişini unutmak isteyen, unutturmak için de elinden geleni yapan kadın.

evliliğinin ilk yıllarında, hatırlayan hatırlar, her 3 ayda bir tam sayfa röportaj verirdi. röportajların tamamı ibrahim kutluay'la ne kadar mutlu olduğu ile ilgiliydi. çocuğu doğdu, röportajları bu sefer de ibrahim kutluay ve irem'le ne kadar mutlu olduğu ile ilgiliydi. ama yıllardır ibrahim kutluay'ın verdiği tüm röportajlar, spor ve basket ile ilgili.

durum aslında trajik. eski soyadının kullanılmaması, kendisinin "demet kutluay" olarak anılması için gazetecilere talimat vermesinden, henüz birkaç aylık bebeğinin üzerinden bile "irem bir aşk çocuğu" diye sağda solda ilişkisinin reklamını yapmaya çalışmasına kadar, her hareketi çok büyük bir trajedinin parçası. eski kimliğini hafızalardan silmek isteyen bir kadının çırpınışları.

sevgili demet; sen bir mankendin ve bu yaşam tarzını kendi hür iradenle seçtin. yine kendi hür iradenle onlarca playboy, şovmen, işadamı, aktör, menajer, yönetmen ile birliktelik yaşadın. yeri geldi, kolunda dikenli tel dövmesiyle çırılçıplak pozlar verdin, yeri geldi köpüklü banyodan havlu ile çıkıp cem davran'la seviştin. kimse seni bununla yargılamıyor çünkü sen sıradan bir kadın değil, seks sembolü olmuş güzellik kraliçesi mankenlerinden biriydin ve yaşam tarzını da kendin seçmiş, yolunu kendin çizmiştin.

bebeğine sımsıkı sarılıp, soyadını ve geçmişini unutmak istiyor olabilirsin. insanlara "demet şener" ay pardon "demet kutluay" diyince aklına 2 çocuğu olan mutlu ve kutsal anne imajının gelmesini istiyor olabilirsin. ama malesef her istediğimiz olmuyor demet. ve "demet kutluay" da desek "demet şener" de desek, insanların aklına gelen tek bir şey var:

http://www.resimcim.net/r...ri-120764586575-buyuk.jpg

hayali "haber spikerliği" olan, fotoğraflarının masturbasyon malzemesi olması karşılığında para kazanan, bedeninin en mahrem bölgelerinin görüntülerini satan; felsefesi, hisleri ya da fikirleri kaale alınmayan, her fırsatta aşağılanan; hakkında yalnızca pornografik kelimeler ve küfürlerle bahsedilen, yıllarca playboyların gecelik fahişesi olduktan sonra zengin ve mezhebi geniş bir iş adamıyla nikahlanmayı başaran, ardından bir çocuk doğurup mesleği bırakan, bebeğine sarıldıkça günah çıkaran, geçmişte verdiği çıplak pozlarla ilgili ağzını açmayan, açarsa da pişmanlık beyanatları veren insan.

bunu mesleği kendi iradesiyle seçen kadının aklından şüphe duyarım.

(bkz: baby one more time)
(bkz: sometimes)
(bkz: crazy)
(bkz: born to make yu happy)
(bkz: oops i did it again)
(bkz: lucky)
(bkz: stronger)
(bkz: dont let me be the last to know)
(bkz: i m a slave 4 u)
(bkz: overprotected)
(bkz: i m not a girl not yet a woman)
(bkz: i love rock n roll)
(bkz: anticipating)
(bkz: boys)
(bkz: me against the music)
(bkz: toxic)
(bkz: everytime)
(bkz: outrageous)
(bkz: my prerogative)
(bkz: do somethin)
(bkz: someday)
(bkz: gimme more)
(bkz: piece of me)
(bkz: break the ice)
(bkz: womanizer)

bu arkadaşın ismini sol çerçevede görünce merak ettim. aratıp bütün yazılarını okudum ve aklımda iki şey kaldı: kan ve pislik.

çocuk yaştaki delikanlıları eşcinselliğe ikna edip, onların vücutlarını nasıl sömürdüğünü okumak isteyenleri buraya alalım: (bkz: #4055785)

birlikte olduğu bir kızın cinsel uzvundan gelen kanı nasıl yaladığını okumak isteyenleri buraya alalım: (bkz: #4085278)

ters ilişkiye girerken bağırsağının parçalanıp kanama yapmasını okumak isteyenleri buraya alalım: (bkz: #3968327)

(bkz: mide bulantısı)

evin bir kızı üniversiteye hazırlanırken ailesi tarafından apar topar evlendirilip, evli bir kadın olarak dershaneye gitmeye devam eder. (tecavüze uğrayıp hamile kaldı diye evlendirilmiştir) evin diğer kızı mimarlık gibi kastırıcı bir bölümde okurken, sevgilisiyle apar topar evlendirilip okuluna gitmeye devam eder. geleneklerle modern yaşamın en başarısız bir şekilde birleştirildiği abuk subuk bir kompozisyon izliyoruz sayın seyirciler. en fenası da izleyen aileler, senaryoda yer alan aileyi kendileriyle fena halde özdeşleştiriyorlar. bu mudur geleneksel aile? (yok artık)

böyle diziler hatırla sevgili gibi, dönemin hikayesine göre çekilmeli, modern çağa adapte olarak değil. yoksa fasulye ayıklayan üniversiteli kızlar, eve geç kalmaya korkan ve dershaneye giden evli kadınlar gibi saçma dizi kahramanları ortaya çıkabiliyor.

eskiden izleyen varsa hatırlar. leyla, oğuz'un tecavüzüne uğrayıp hamile kalmış, yine oğuzun şiddetine uğrayıp çocuk düşürdükten sonra babası tarafından "ailemizin namusu temizlenmeli, yoksa mahalleye ne deriz" düşüncesi eşliğinde tecavüzcüsüyle zorla evlendirilmişti.

yalnızca bu bile, bu dizinin yaptırıma maruz kalması için mantıklı bir sebeptir. ama işleyiş ile çelişmiştir, o ayrı.

uğruna kaç yüz bin dolar harcandığı tahmin edilemeyen konsept.

ahlak din ile alakalı değildir.
aslında ahlak, dürüstlükle, erdemle de alakalı değildir.
merhamet ve vicdan ile de alakalı değildir.

bulunduğumuz coğrafyada, hoşunuza gitsin ya da gitmesin, ahlak cinsellik kavramı ile alakalıdır.

bu önermenin yanlış olduğu, ahlakın din ile falan değil cinsiyet kavramıyla ilgili olduğu şu şekilde ispatlanabilir:

haydi şu soruya cevap verin bakalım içinizden:

ateist bir bakire mi daha ahlaklıdır, yoksa sevgilisiyle yatan ama vicdanen tanrısına çok bağlı bir müslüman mı?

evet, bence de birincisi daha ahlaklıdır.

(bkz: uludag sozluk un yas ortalamasi)

"ne farkeder ki" diye cevap verilecek tespit. ben yerdeki yavru kediyi tekmelerim ama sabah selam veren adamın selamını alırım, ahmet de film izlerken ağlar ama notlarını isteyen arkadaşına kalleşlik yapar. izlenen diziye ağlamak,yavru kediyi yerden alıp sevmek, dilenci çocuğa üzülüp ekmek vermek gibi şeyler, "iyi insan" olmak için yeterli şartlar değildir. kişilerin esas saygınlığını, içinde yaşadıkları topluluğa olan davranışları belirler.

paralı türk medyumların tamamı, büyü yapmayı reddediyor. yalnızca yapılmış büyüleri bozacaklarını iddia ediyorlar. peki, herkes bozmak için medyumluk yapıyorsa, bu büyüleri kim yapıyor veya yaptırıyor? bunun da amacı, eğer büyü işe yaramazsa müşteriye "ben büyüyü bozdum, gerisi allahtan gelen birşey" şeklinde açıklama yapabilmek için olsa gerek.

9 yıldan beri sadece ülkemizde 25'i aşkın video klibi yayınlanmış, hit listesine oturmayan tek bir şarkısı yayınlanmamış, daha 18 yaşında çıkış albümleri kolay kolay kırılamayacak satış rekorları kırmış, her yıl mtv müzik ödüllerinin vazgeçilmezi olmuş,sahne şovları dünyanın tüm ülkelerinde tekrar tekrar banttan yayınlanmış pop-ikon.

o bir semboldür, dünya popüler tarihine geçmiş bir ikondur. adı michael jackson, madonna, gibi isimlerle aynı listeye çoktan girmiştir. yaptığı en büyük hata, 2 tane çocuğu arka arkaya doğurmak olmalı ki bu sebepten fiziksel görünümünü düzeltememiş, sahneye şişman çıkmak zorunda olmak da, içinde bulunduğu ruhsal durumdan çıkmasını iyice güçleştirmiştir.

britney, bir dansçı bozmasıyla yaptığı, yürümeyeceği baştan belli saçma bir evliliği arka arkaya yaptığı iki çocukla taçlandırdı ki yaptığı en büyük hata buydu. o çocukların zamanı şimdi değil, bir 10 yıl kadar sonra olmalıydı. 3 albüm daha çevirmeli 5 reklamda daha oynamalı, 2 turne daha vermeli ondan sonra etmeliydi özel hayatıın içine. ama artık neyse doğan doğmuş diyoruz ve geçiyoruz, zaten kendisi ödül aldığı gece keyifle çocuklarına teşekkür ettiğine göre kutsal anne kimliğine iyice adapte olmuş gözüküyor.

burada dikkati çeken önemli bir durum daha var, kilo almanın, bir kadını ne kadar trajik bir duruma düşürdüğünün modern çağdaki örneğidir britney. 2008 mtv müzik ödüllerinde kilo vermiş haliyle ne kadar keyifli göründüğünü anlamak zor değil. burada resmen "kiloluysan mutsuz, zayıfsan mutlu olmalısın" deniyor. gazetelerde "kilo olan britney çöktü!" başlıklarıyla britney'in yağları gözümüze batırılıyor.

her ne durumda olursa olsun, britney spears, 18 yaşında iken bütün dünya tarafından tanınmış ve çok ağır bir sorumluluğun altına girmiştir. bugün dünya'Nın en ücra memleketlerine gitseniz, oraların en ücra, en medeniyetle tanışmamış insanlarına bile sorsanız, britney spears'ı tanımayan tek bir kiş ibile çıkmayacaktır ki, bu da onun isminin pop tarihine geçmesi için kafidir.

- söyle bakalım hıyar herif. bugün burcu'yu gördün mü?
- hayır efendim.
- kız kardeşimle hiç görüşmüyorsunuz yani?
- yoo. nereden göreyim ki?
- hımm. peki hiç aklına geliyor mu?
- e tabii. gelmez olur mu:))
- ulan! sen benin kızkardeşimi nasıl düşünürsün ulan!
- aah!^%&^+^/

genelde hak edilen dayakların oluşturduğu şiddet türü. fuat ergin, boys anılar'ın suratına karşı "soytarılar" demiş, medyum keto, medyum mehmet'e eşcinsel demiş, hande ataizi sevda demirel'E fahişe demiş, ajdar, alihan'a sırtını dönmüş, ve olaylara zemin hazırlamışlardır.

medyum memiş kendisine has üslubu ile fransız aksanına benzeyen bir aksanla:

memiş: ve diyor ki gazeteğ, "memiş dünyayı şaşırttı" diyoğr.

keto: b..bugün de hm hmoğseksüeldiir...yazı..yır.

m: ...

k: a..amağğ.. bu dmek diğildiiir ki...yani bi.. dakika..dur.. ****çat!****^+%&/'+^%&

diyalog bu şekilde gelişmiş, memiş canlı yayında eşcinsel olduğu iddiasının dile getirilmesi üzerine haklı olarak çok sinirlenmiştir. fevri davranmamış, birkaç saniye tepki vermemiştir. fakat sakin durduğu birkaç saniyenin sonunda, sağ kolunu, sağa doğru açarak elinin ters kısmıyla yumruğunu yapıştırır. mehmet bey bunu bilerek mi yapmıştır onu bilmiyoruz ama yumruğun ters tarafı daha da acıtır çünkü sivri kemiklerin bulunduğu kısma denk gelir.

memiş sağ kroşeyle yetinmemiş, birkaç sert yumruk darbesinden sonra medyum keto'yu saçlarından kavrayıp kaldırarak saat yönünün tersine doğru çevirip hızla yere çarpmış ve yerde sürüklemiştir. "yapma mehmet" diye müdahale eden kanal ekibinin araya girmesiyle uzaklaştırılan memiş, "seni öldürmeyen şerefsizdir" şeklinde de tehditler savurmuştur.

bu teknik, yalnızca televizyon tarihinin değil, amatör bir dövüşçü için en sağlam dayak sahnelerinden biridir. ama medyum memiş'in canlı yayındaki ilk şiddet sahnesi değildir. bu olaydan önce de bir kadın medyuma stüdyoda uçarak girişmiştir ki, bunu nedense pek hatırlayan yoktur, videosu da yüklenmemiştir.

müthiş bir zayıflık örneğinin konu mankenleri. sevgilinin dışkısını yemek bile daha kabul görebilir benim mantığımdan, en azından bir iddia amacı taşıdığı için.

dövme başlı başına bir saçmalık iken hem de. bir insanın vücudu, o insana aittir. ten, senin tenindir. hangi japonca atasözü özetleyebilir senin yaşam felsefeni ya da hangi kızılderili totemi tek kelimeyle kesip atabilir varoluş sebebini?

bu arada gözlemlediğim kadarıyla bunu yapanlar daha çok kadınların arasından çıkar. tek taraflı bir jest yapıyorlar, kadın dövmeletiyor sırtını ama erkek hiçbirşey yaptırmıyor. bu da öyle bir detaydır.

tabi kendimi istisna olarak görüyorum bu arada. her erkek ranka'nın adını sırtında gururla taşıyabilir.

içki, irade kaybının özetidir. bira içiyorsanız 2 şişe, şarap içiyorsanız 2 kadehten sonra iradenizi kaybetmeye başlarsınız; önce kısmen, sonra tamamen.

anlaşmaların ya da ihalelerin bağlanacağı iş yemeklerinde, adamımızın bardağını, her tuvalete gittiğinde tazelerler. ilerleyen saatlerde konuşma esnasında bile, garson tazeleyiverir bardağınızı. amaç, irade kaybından maksimum miktarda faydalanmaktır.

diskoda barda, kıza içki ısmarlanır. amacı hepimiz biliyoruz, kızla kurulan fiziksel temasta gidilebilecek en uç noktaya kadar varmak, kız yeterince sarhoş olursa eve götürmek.

kumsalda takılanlar bilir yazları. arkadaş grubundan bir iki kişi çıkıp rekor denemesi yapmaya çalışır, etraftakilere tuhaf şeyler söylemeye başlarlar. ilerleyen saatlerde ağlama-kusma- uyuma- arkadaşlar tarafından sırtlanıp eve götürülme gibi tiksinti verici piyeslerin başrol oyuncusu olurlar.

içki, biraysa 2 şişe, şarapsa 2 kadeh, votkaysa 1 bardak içildiği sürece bir lezzet kaynağıdır. buradan biraz daha ileri gitmek, o kişinin iradesini becereceği gibi, toplum içerisinde küçük düşmesine, yanlış kararlar vermesine sebep olacaktır.

özellikle genç arkadaşların bol bol cirit attığı uludağ sözlük gibi bir yerde işe yarayan açıklamalar. yabana atmayın derim. saygılar.

aşk büyüleri için erkeğin saç/tırnak gibi bir parçası, kilise, haç işareti, rahip ve incilden bazı dualar gerekmektedir. bu yüzden anadolunun bağrında yaşayan genç kızlar, baklalar ve cincilerle avunabilirler. hatta bazı bağlama büyüleri için, büyüyü yapan kadının bakire olması gerekmektedir.

şeytanla iş birliği yapıldığı için gece yapılması gerekir. detaylar gerekli, bilgi önemlidir.

bu dizinin halka vermeye çalıştığı mesajlar:
- kızlar doğumgünü partilerine gitmemelidir.
- kızlar hava karardıktan sonra eve gelmemelidir.
- kızlar ev işi öğrenmeli, yemekten sonra erkeğe çay servisinde bulunmalıdır.
- bir kız, evlenir evlenmez yemek yapmayı öğrenmeli, kocası kızdığı zaman alttan almalıdır.
- kızlar her acıktıkları zaman yemek yiyemezler. erkeğin acıkmasını bekleyip sofrayı öyle kurmalıdırlar.
- kadın, çocuk doğurmakla yükümlüdür. kürtaj yaptırmak ayıp, yasak ve günahtır.

bu mudur?