bugün

bir kutsala inanan ve manevi bir birlik oluşturan topluluğun belirli inanış,ayin ve ibadetler bütünü.
hayatta olmazsa olmaz bir unsur...
ister yobaz ol ister ateist...
insanların manevi kimliklerini yanaştırdıkları liman
kimi zaman ağzımıza, yüzümüze, kafamıza sürülmeye çalışılan çimento. namussuz namus bekçilerinin yaşamsal ve politik bir oyuncak olarak kullandığı herkesin içinde yaşaması gereken yüce inanç düzeni.
(bkz: din nedir)
allah in insanlara peygamberler araciligiyla gonderdigi kurallar butunu. su an tek din vardir o da islamdir. allah katinda da din zaten islamdir.
insanları savaşa sürükleyen din kavramı değil,dini siyasete alet etmek* olduğundan din,günümüzde sadece bir inanç sistemi olmaktan çok,insanlar arası "ayrımcılık" nedeni olarak kullanılmaya çalışılan bir kavramdır.
insan aklının çömzemediğini ilahi bir güce bağlamak ve ona inanmak, ibadet etmek vs.
bir sığınma aracı
akıl sahibi insanları (!) iyiye, dogruya ve güzele yöneltmek amacı ile Allah tarafından peygamberler aracılıgı ile gonderilen ilahi kurallar bütünüdür.
sözlükte bile karışıklığa neden olan bir kavramdır. insanı rahat biraksalar, herkesin inancını tanrıyla kul arasında görseler hiçbir sorun olmayacak halbuki. son örnek haber; kırıkkale'de camiden çıkan bir yobaz etrafındaki 3 kişiye "niye namaz kılmıyorsunuz?" diye bıçakla saldırdı. saldırdığı adamlardan birisini de öldürdü şeklinde.
inanma ihtiyacı giderilmezse insanda ciddi boşluklar oluşur. ruh da boşluğu kabul etmeyeceğine göre bu sefer o boşluk batılla dolacaktır.

Cemil Meriç,Ezelî hakikatin ilâhî kaynağı olan vahiy, islâmın bütün hayatını kucaklar, imanı kaybeden bir müslüman, aklını da vicdanını da, insanlığını da kaybetmiş olur.. Görüldüğü gibi içine düşülen fikrî, ruhî buhran, hep bu iman kaybından zayıflığından doğan facialardır. Yaklaşık bir asırdır kimliğini, kişiliğini kaybeden insanımız maneviyat boşluğu içinde bocalamaktadır

Zirâ herşeyin bir özü vardır. Manevî değerlerin özü de inançtır.kişi inancını kaybedince; şahsiyetini de kaybetmiş olur.
oldukten sonra cennete gidilecegine inanilan bir inanc sistemi ...en buyuk yanilgilardan biri de insanin iyi olmasinin sebebinin dinler olmasidir..halbuki tarih ne kahramanlar gormustur dini olmayip akli ve vicdani olan
kimileri varolduğu gerçeğine sıkı sıkıya bağlıyken kimilerinin inanmadığı, kimilerininse umursamadığı hede. bana sorarsanız insanlar tarafından uydurulmuş bir hadisedir. uydurmanın çok tutulması sonucu dini hikayeler de çoğalmış, hatta kabına sığmamıştır. alamut'u okuyanlar demek istediğimi daha iyi anlayacaklardır.

bence bu durum bestseller kitapların sürekli aynı formatta yazılmalarına benziyor. dünyayı henüz hiçbir biçimde anlamlandıramamış insanların illa ki birşey uydurmaları veya bu uydurulanlara inanmaları gerekiyordu. kişioğlunun biri uydurduğu şeyin adına din, tapılması gereken şeye tanrı dedi ve olaylar gelişti..

şu güne ve dünya düzenine baktığınızda uydurma şeylerin çoğunun geçmişte kaldığını görürsünüz *** . bunun en asli sebebi de insanların birşeyleri anlamlandırma çabalarının yüzyıllar geçtikçe bilim ve felsefe yardımıyla gelişmiş olmasıdır. ama hala anlamlandıramadıkları şeyleri soyut birşeylerin arkasına saklayarak kolayı seçip işin içinden sıyrılmış insanlık her zamanki gibi, kolayca.. geride kalan akıllıca davranan, hayata anlam katmak isteyen, düşünen ve irdeleyen, irdelediği şeyin vardığı yerden korkmayan insanlar bu meseleyi çok fazla umursamamış. bir kısım uyanık insan da bu işten memnun çünkü tıpkı eskiden olduğu gibi şimdi de din davasından yolunu bulmuş..

kişioğullarının dine bakış açısı farklıdır, ve zaman geçiyor diye herkes aynı şekilde düşünmese bile herkes saygı duymayı öğrenmelidir artık..
Türkiye'nin %99 kesiminde doğduğu andan itibaren nüfus cüzdanlarında "islam" olarak belirtilen şey.

(bkz: kime gore neye gore)
(bkz: benim dinimi kim belirliyor)
dünya üzerinde geliştirilmiş en iyi motivasyon sistemidir.ayrıca insan kaynakları derslerinde verilen örneklemelerde dünyadaki en büyük oryantasyon sistemi dindir. çünkü insanları öteki hayata hazırlar...
insanların koyduğu kurallar bütünüdür.
sigmund freud a göre; insanoğlunun sıkıntıya düştüğü anlarda bilinçaltında kendisine koruyucu bir baba araması ve bu arayış sonunda tanrıyı veya doğa üstü güçleri baba(koruyucu) rolüne yakıştırmasıdır.
islam bilginlerine göre;* akıl ve irade sahibi insanların kendilerini dünyada ve ahirette mutluluğa ve kurtuluşa ulaştıracak ilahi kuralların tümüdür.
sosyal bir psikozdur. paylaşılmış ritüelleri ibadet olarak bilinir. bilinen en etkili uyuşturucudur. ben neyim? kimim? ne için varım? sorularını sormaya başlayan bünyeleri sakinleştirir sosyalleştirir.
din en basitinden tanımlamak gerekirse şöyle tanımlayabilirim: 'din önemlidir''. zayıf insanların sadece kendi içlerinde yarattıkları soyut bir varlık olarak görmek dine basit bakmaktır. görememektir her tarafını; çünkü güçlü insanlarda da bu eksiklik hissedilir. bunun yanında;

din neden önemlidir?

din kişinin iç dünyasını bir düzene sokar. bir dinginlik sağlar; sırtını kendinden kat-be-kat ama tinsel bir varlığa sırtını dayar ki insanın korunma ihtiyacı arkakik dönemlerden beri içinde varolagelmiştir. bununla berber insanın içinde bir sonsuzluk ihtiyacı vardır; bunu da dine yönelerek bu ateşi söndürebileceğini kierkegaard belirtmiştir.

aslında bu tanrıtanımaz varoluçuların da kabul ettiği bir gerçeklik olarak göze çarpar. özellikle albert camus'un fikirlerine baktığımızda[albert camus kendini varoluşçu olarak kabul etmez ama varoluşçudur]albert camus da bu nokta da kişiyi tatmin edebilceğini ama bunun felsefece intihar olduğunu belirtmiştir.

bunun yanında marx'da da bulabiliriz bunu. marx şöyle demiştir: ''din toplumun afyonudur'' cümlesi iyi bir şekilde irdelendiği zaman şöyle diyalektik bir düşünce ortaya çıkar. afyonun çift yönlü özelliği gösterilmiştir burada. afyon hem uyuşturur; hem de acıları dindirir. ne yönde uyuşturur; ezilene hizmet ettiği yönde. acıları dindirmesi yönünde de ezilene hizmet eder. marx[aslında bu biraz da post-marksistlerin yorumudur] bu şekilde yorumlamıştır[bana göre]. aslında bu olayın pek güçlülükle zayıflıkla alakası olduğuna inanmıyorum bu en basitinden insan doğasıyla alakalı.

bunun yanında şu soruyu sormak gerekir; din hakikaten toplumlar arasında savaş ve ayrılığa neden olur mu?, bu soruya en güzel cevabı tarih verilir. zamanında en çok da bizim başımızı ağrıtmıştır yapılan haçlı seferleri; bunun yanında osmanlı'nın sürekli batıya doğru gaza ve cihad politikası bu önermeyi haklı kılacak niteliktedir. hatta osmanlı'nın ekonomisi nelirli noktalarda buna dayalıydı. osmanlı'nın ekonomik çöküşünün ardında etkili olan gerçekliklerden ve aynı zamanda osmanlı'da neden bir burjuva[komprador anlamda değil] sınıfının oluşmamasının da bir nedenidir]

aslında belirli noktalarda kişiye belirli noktalarda da cemaate yayılan bir gerçeklik bu. bir müslüman bir hristiyan ile aynı tabaktan ekmek yerken; bir başkası ona dokunmaz bile bu noktada kişiseldir biraz da. kişinin dini nasıl yorumladığına göre değişir. bir diğer nokta da toplumsaldır cemaat lie alakalıdır; bildiğiniz gibi dini liderler kitleleri arkasından çeken kişilerdir. bunu da en ciddi anlamda yapan papa'dır. papanın durumuna bakıyoruz gene pek iç açıcı bir şey bulamıyoruz. fikrimce dini pek radikal anlamda yorumlamamak gerektir.

ve bunun yanında basit yorumlayıp da üzerine toprak atmaya çalışmak en büyük yanlıştır. totaliter nitelikli ideolojilerle[sovyetlerdeki sosyalizm teoride bahsedilen soyalizmin çeyreği bile değildir. bunun yanında lenin'in akılcı ve güzel yorumlamaları ve maalesef ki erken ölümü bütün ipleri staln'in eline vermiştir-stalin'i tek başına suçlamıyorum ikinci dünya savaşı da vardı bunun yorumu ayrı bir girinin konusudur] dinin üzerine gitmek daha büyük bir yanlıştır; ki lenin'in belirttiği gibi bu varolan dini bitirmez sadece alevlendirir. maalesef sovyetlerde bu yaşandı aynı zamanda ülkemizde de yaşandı. 1940-50 arasındaki dönemde dini eğitim verilmedi daha sonraki dönemlerde de zaten cemaatlerde artışlar olmaya başladı.
hükümet tarafından bolca sömürülen kavram.
süne süne lastiğe döndü artık.
secdeye kapanıp da dua etmediği sürece hiçbir zaman hiçbir bünyenin kabul etmeyeceği ya da işine gelmediği için kabul edemeyeceği doktrinler toplamıdır.
hayata anlam katmanın en kolay yoludur. iyinin mükaftsız, kötünün cezasız kalmasına inanmak akıl dışıdır, saçmalıktır.
Din, insanı yersiz korkulardan ve bencil duygulardan uzak tutarak özgürleştirir, inanç ve davranış planında bir dengeye götürür. Bu sayede insan neye, nası ve ne kadar deger verecegini bilir. Böylece hem hayatı anlamlı kılar hem de hayatı kolaylaştırır.
din; insanların birbirleriyle savasmasını saglar,katliamlara önayak olur. insanların beynini uyusturur akılcı düsünmesini engeller her zaman baskıcıdır dogmatiktir,eleştiriyi kabul etmez...