bugün

artık yaşamak istemiyorum. onların istediği gibi yaşamak hiç istemiyorum. başım dönüyor. sabahtan beri hiç bir şey yemedim. şimdi de içiyorum. oysa onlar da içiyorlar. karşılarında oturan kızlara birşeyler anlatıyorlar. ben anlatmak falan istemiyorum. sonum geldi. kendime yeni bir önsöz yazmak istiyorum. yeni bir dil yaratmak, beni kendime anlatacak bir dil. çok denediler ama allahtan ne dediklerini bilmiyorum. hiç bir geleneğin mirasçısı değilim. olmaz diyorlar, isyan ediyorum. az gelişmiş bir ülkenin fakir bir kültür mirası olurmuş, mirası reddediyorum. ben karagöz falan değilim. herkes birikmiş bizi seyrediyor. dağılın, kukla oynatmıyoruz burada: acı çekiyoruz.
Hiç kolay değil,
Uçurumun kıyısında yürümek kadar baş döndürücü, bir hayale kapılıp da yanmak kadar olası...

Nefes almak kadar kolay,
nefes alabilmek kadar yıpratıcı ...
Kitap vardı inekli bişeydi. Bilen yeşillendirsin
Kimin ne ictigini ya da kimi siktigini elestirmekten daha fazlasi olan zaman dilimi. Birakin gari bu isleri. Yok icki harammis yok zina gunahmis. Bunu herkes biliyor. Siz kendi dalganiza bakin.
Dostoyevski'ye göre:
Acı ve korkunun karşılığında verilmiştir.
Hani böyle hapşırmak istersiniz de birden o hapşırma isteğiniz gider ve bir ifade alırsınız ya. işte yaşamak bu olmalı.
"bir ağaç gibi tek ve hür, ve bir orman gibi kardeşçesine." *
"Adı için" yaşamaktır gerçek yaşamak.
Güzel bir şey heralde. Öyle diyenler varmış.
öncelikle bu değil. bu derken neyi kastediyorum?

yaşamak, hayal kurmak değil eylemdir. yaşamak, eylemi düşünmek değil bizzat onu tecrübe etmektir. uzun sayılmayacak hayatımın uzun sayılabilecek bir bölümünde pessoacı düşündüm; huzursuzluğun kitabı'na takılıp kaldı düşüncelerim, düşüncelerimdeki eylemlerim. sonra hayata atıldım.

hayat sordu: bugüne kadar ne yaptın?

cevap verdim: düşündüm. ne yaptığımı, ne yapacağımı, ne yapmaktan keyif aldığımı düşündüm. cevabı bulunca da kendimi, keyif alacağım şeyi yaparken hayal ettim. yani soruyu da cevabı da sadece düşündüm, yapmadım.

hayat sordu: sen buna yaşamak mı diyorsun?

düşündüm.
Düşünerek yaşadım, hareket edemedim. Düşünmeden yaşadım, çok hatalar yaptım. Düşünmeden düşünmeyi bilmediğimden hatasız hareket etmeyi öğrenemedim.
Aklıma sadece şu geliyor;
https://youtu.be/PJFR3p7UwU0
depresyonda değilim ama herkesin aksine yaşamıyı sevmiyorum ve soyumun devam etmesini istemiyorum.
çok bunaldım, çok sıkıldım. aklımdan kötü şeyler geçiyor
çok umutsuzum lan.
gün güne uymaz.
Artık başta insanlar olmak üzere dünyadaki birçok şey için sevgisizlik, ilgisizlik ve hissizliğim var. Bu arada kendimi de pek sevdiğimi söyleyemem.Bu minvalde yaşamak biraz şey geliyor artık bana...
bu devirde anlamsızdır.
Yok Öyle Umutları Yitirip Karanlıkta Savrulmak.
Unutma Aynı Gökyüzü Altında Bir Direniştir Yaşamak.

Nâzım Hikmet
harika bir fiildir kendisi. yaşamak her şeye rağmen çok güzel. yaşamayı hissetmek çok güzel.
artık lüks olmuştur.
Bazı yaşamları ölüm bile yıkamaz.
bir süreci canlı olarak devam ettirmek. elbette bunu yalnız yapmak istemiyorsunuz ancak bir süre sonra herkes sizi terk edebiliyor. nietzsche'nin neden '' kadınlara mı gidiyorsun ? yanına kırbacını al '' dediğini anlayabiliyorum. artık çok geç ama nihayet anladım.
Yaşıyorsun bu hayatı .
Hasta olmak gibi, ilacı ararken sürünmek misali..

Misal Kalbindeki koca bir boşlukta, ağlayan şarkılarla raks etmek..

Her şeyi unutup göçebe düşlerde gezinmek..

Durmadan ve durdurulmadan yoluna devam etmek, yarım kalmış olsa da devam etmek..

Bitmek, yanıp da sönememek..

Bır küçük anıda yaşayıp koca resimde kendini bulamamak..

insanları Anlamak ama hiç anlaşılamamak, kelimeleri bozmak ve boza boza yapıştırmak..

Ve tonla saçma şey..
Bu aralar ucundan kemiriyorum yaşamanın bi bok yaptığım yok. Bugün mesela temel ihtiyaçlar dışında far cry 3 oynadım, pes 2017 oynadım sildim bok gibi oyun. Tv'ye baktım biraz. Balkonda 2 tane sigara içtim. Başka hiçbir şey yapmadım aq. Bu mu lan yaşamak.