bugün

Cok zor bu aralar, yeniden tutunmak hayata… Bıraksalar koy vercem kendimi, ama sonra Düşünüyorum kızım var, eşim var, karnımda büyüyen bir oğlum var, annem, ailem var, ha gayret diyorum deniz!! güçlü olmalısın, sana ihtiyaçları var sevdiklerinin diyorum ve susuyorum.
Yaşamak, nefes alıp vermek mi yoksa dünyanın bütün nimetlerinden yararlanabilmek midir? 62 yaşında yengem ilk defa bu sene denize girmiş. O kadar tatlı anlattı ki mest oldum. ilk gün haşema giydiğini, kadınlar plajında olsa da çok utandığını söyledi. Diğer gün mayo giydiğini ama utandığından kıyafetini çıkaramadığını söyledi. Üçüncü gün mayoya geçebildiğini söyledi. Güneşlenmiş bile. Yüzme bilmiyorum yoksa denizden hiç çıkmazdım diyor. Çoğunluk için ne kadar doğal bir süreç, denize girmek, yüzmek. Ama bazılarının ömrünün son çeyreğinde yaşadığı bir keşif.
Yoksun olduklarımıza küfretmekle mi yoksa sahibi olduklarımıza şükretmekle mi geçirmeli bu hayatı? Karar bizim.
athena'nın dediği gibi ah yaşamak var ya. bugün bir şey keşfettim. metallica'nın ve the offspring'in bilmediğim onlarca şarkısı var. önümüzdeki günlerde bu 2 grubun bütün şarkılarını dinleyip hoşuma giden şarkıları listelerime ekliycem.

Keşfedilecek binlerce şarkı,
keşfedilecek binlerce resim,
keşfedilecek yüzlerce kültür (ve bu kültürlerin yemekleri),
izlenecek binlerce film,
okunacak binlerce kitap

var. şu an sevgilim yok, parasızım, arabam yok, bir laptop'ım bile yok ama yine de çok mutluyum. (yalan olmasın. çok mutlu değilim ve mutluyum diyerek kendiimi kandırıyorum.) hayattaki ufak güzelliklerin farkındayım. ben ve babam, kardeşim, annem, dayım, teyzem ve rukiye halam sağlıklıyız. ve rabbim her bir yakınına sağlıklı bir şekilde 100'üncü yaşlarını göstereceğim diyor. halime çok şükür. ben en iyisi bir şükür namazı kılayım.

düzenleme: aklıma 2 gelişmem geldi. birincisi önceden doğru düzgün muhabbet edemiyordum, mal gibi kalıyordum. artık çok güzel bir şekilde saatlerce muhabbet edebiliyorum. önceden r harfini söyleyemiyordum, artık söyleyebiliyorum. daha biraz önce şükür namazı kıldım, rabbime şükürler olsun.
Yaşamak, bir sokak lambası gibi.
Bir gece evden atılmış çocuk gibi.

Diyor Zarifoğlu.
Hayallerin gerçekleşmesiyle renklenmiyorsa kuru, anlamsız, sıkıcıdır.
aşk, stres, şüphe, acı, korku, mutluluk, üzüntü tüm duygularla bir ömür bir arada yaşamaktır. yaşamını kaybetmek tüm bu duygulardan mahrum kalmaktır. ancak her şeye, herkese rağmen yaşamak güzeldir. basit bir yaşam sürmek, ya da ıstırap dolu hepsi kafidir.
doğdun da büyüdün ama yaşamadın sen.
Bu aralar ucundan kemiriyorum yaşamanın bi bok yaptığım yok. Bugün mesela temel ihtiyaçlar dışında far cry 3 oynadım, pes 2017 oynadım sildim bok gibi oyun. Tv'ye baktım biraz. Balkonda 2 tane sigara içtim. Başka hiçbir şey yapmadım aq. Bu mu lan yaşamak.
Hasta olmak gibi, ilacı ararken sürünmek misali..

Misal Kalbindeki koca bir boşlukta, ağlayan şarkılarla raks etmek..

Her şeyi unutup göçebe düşlerde gezinmek..

Durmadan ve durdurulmadan yoluna devam etmek, yarım kalmış olsa da devam etmek..

Bitmek, yanıp da sönememek..

Bır küçük anıda yaşayıp koca resimde kendini bulamamak..

insanları Anlamak ama hiç anlaşılamamak, kelimeleri bozmak ve boza boza yapıştırmak..

Ve tonla saçma şey..
Yaşıyorsun bu hayatı .
bir süreci canlı olarak devam ettirmek. elbette bunu yalnız yapmak istemiyorsunuz ancak bir süre sonra herkes sizi terk edebiliyor. nietzsche'nin neden '' kadınlara mı gidiyorsun ? yanına kırbacını al '' dediğini anlayabiliyorum. artık çok geç ama nihayet anladım.
Bazı yaşamları ölüm bile yıkamaz.
artık lüks olmuştur.
harika bir fiildir kendisi. yaşamak her şeye rağmen çok güzel. yaşamayı hissetmek çok güzel.
Yok Öyle Umutları Yitirip Karanlıkta Savrulmak.
Unutma Aynı Gökyüzü Altında Bir Direniştir Yaşamak.

Nâzım Hikmet
bu devirde anlamsızdır.
Artık başta insanlar olmak üzere dünyadaki birçok şey için sevgisizlik, ilgisizlik ve hissizliğim var. Bu arada kendimi de pek sevdiğimi söyleyemem.Bu minvalde yaşamak biraz şey geliyor artık bana...
gün güne uymaz.
çok bunaldım, çok sıkıldım. aklımdan kötü şeyler geçiyor
çok umutsuzum lan.
depresyonda değilim ama herkesin aksine yaşamıyı sevmiyorum ve soyumun devam etmesini istemiyorum.
Aklıma sadece şu geliyor;
https://youtu.be/PJFR3p7UwU0
Düşünerek yaşadım, hareket edemedim. Düşünmeden yaşadım, çok hatalar yaptım. Düşünmeden düşünmeyi bilmediğimden hatasız hareket etmeyi öğrenemedim.
öncelikle bu değil. bu derken neyi kastediyorum?

yaşamak, hayal kurmak değil eylemdir. yaşamak, eylemi düşünmek değil bizzat onu tecrübe etmektir. uzun sayılmayacak hayatımın uzun sayılabilecek bir bölümünde pessoacı düşündüm; huzursuzluğun kitabı'na takılıp kaldı düşüncelerim, düşüncelerimdeki eylemlerim. sonra hayata atıldım.

hayat sordu: bugüne kadar ne yaptın?

cevap verdim: düşündüm. ne yaptığımı, ne yapacağımı, ne yapmaktan keyif aldığımı düşündüm. cevabı bulunca da kendimi, keyif alacağım şeyi yaparken hayal ettim. yani soruyu da cevabı da sadece düşündüm, yapmadım.

hayat sordu: sen buna yaşamak mı diyorsun?

düşündüm.
Güzel bir şey heralde. Öyle diyenler varmış.
"Adı için" yaşamaktır gerçek yaşamak.