bugün

entry'ler (91)

karamazov kardeşler

fyodor dostoyevskinin son kitabı. 4 ay içinde sadece 217 sayfa (kitap 1025 sayfa) okuyabildiğim (fazla ayrıntıya girdiği için kitap yoruyordu), "mutlaka bitireceğim" dediğim kitaptır aynı zamanda. muazzam bir kitap. kitabın beni anlattığını düşündüğüm alıntısını aşağıya bırakıyorum, kitabın nasıl bir şey olduğuna kendiniz karar verirsiniz artık.

--- spoiler ---

“mucize gerçekçide hiçbir kaygı uyandırmaz. gerçekçide iman uyandıran mucize değildir. gerçekçi, zındıklık yolunu tutmuşsa, bir mucize görse bile kendinde buna inanmamasını sağlayacak güç ve yeteneği bulur. mucize yadsınamaz durumda bile olsa boyun eğmez; duygularına sırt çevirir. kabule yanaştığında ise bunu mucize saymaz, şimdiye kadar bilmediği bir olay olarak görür. gerçekçinin imanı mucizeden doğmaz; iman, mucizeleri doğurur. böyle kimse bir kere iman edince artık kendi gerçekçiliğinin zorunluluğu olarak mucize olanağını da kabul etmek zorundadır. havari thomas, görmeden inanmayacağını söylemiş, gördükten sonra, "rabbimsin, tanrımsın!" demişti. inanmasının nedeni mucize miydi? herhalde değil; inanmak istediği için inanmıştı. hatta belki, "görmeden inanmayacağım," dediği zaman bile varlığının en saklı köşesinde tümüyle iman etmişti.”

--- spoiler ---

gerçekleri böylesine tokat gibi suratıma vuran kimse olmamıştı...

niye bele uzundur bu yollar

bir azer cırttan başyapıtı...

yabancı dillerle özdeşleşen ülkeler

akp daha fazla iktidarda kalırsa;
türkiye - arapça.
not: akp-li değilim.

erkeklere yaranmak için kadınları gömen erkek

bu erkeğin kızların içinde en yakın arkadaşını gömmesi ihtimali yüksektir.

döverek seks yapmak

(bkz: bdsm)

sözlük yazarlarının söylemek istedikleri

bazıları sözlüğe makarasına, eğlencesine, sadece entry yazmak için yazarken, bazıları akli melekelerini korumak adına yazıyor. sözünü ettiğim bazı kişiler — ikinci "bazıları" — buraya veya yazı yazılabilecek herhangi bir yere yazmakla içindeki düşüncelerini adeta kusuyorlar. kusmak dediğim de iğrenç anlamda çıkmasın, yani bir nevi feryat ediyorlar, bir nevi içindeki düşüncelerle haykırıyorlar yazdıkları cümlelerle. yazmak iyi ki var! yoksa düşünülen şeyleri söyleyipte anlatamamak insanı çıldırtırdı. zaten çıldıranlar da az değil. belki de onlar çıldırmadan önce düşündüklerini yazmış olsalardı şimdi çıldırmış durumda olmazlardı. belki de onlara artık yazmak bile yardımcı olamamış. ve belki de — üçüncü kez "belki de" dediğimin farkındayım — şu an çıldırmamak adına buraya veya yazı yazılabilecek herhangi bir yere yazanlar da bir gün çıldıracak. diğer çıldırmış insanlar gibi. düşündüklerini karşındakilerle paylaşmaya çalışarak kendini hafifletmeye çalışıpta başaramamak insana bu dünyadaki cehennemi yaşatır.

sözlük yazarlarının istekleri

derin boşluğa indiğim, hatta daha doğrusu yuvarlanarak düştüğüm zamanlarda hemen ölerek düştüğüm çukurun verdiği acından kurtulmak isterim. hayat sıradan insanların bildiklerinden birazcık fazlasını bilenlere çok zor (yazar burada kendisine "bilinçi insan" lakabı koyarak egolu görünmek istemediğinden kendi bilgisini küçümsüyor. hem zaten bilinçli olduğunun farkında olsa bile bunu söylemekten çekiniyor. çünkü, söylerse daha önce anlatıldığı gibi kendisini göklerde zanneden tiplere benzetilmeyi hiç istemiyor).

gidene söylenecek söz

“ilk tanıdığım haline aşık, son tanıdığım haline kırgınım.” (ilhan berk)

ya da gururunu incitmek istemeyenler olursa, susmak en iyisidir. ağır konuşup kendimizi gidenin seviyesine salmamak gerekir.

müzik dinlemeyen insan

artık ruhen ve cismen aramızda olmayan insandır. müzikten zevk almamak mümkün müdür?

pembe giyen erkek

gayet normal durumdur.

ısrarcı insan

karşılaştığınızda uzak durmanız tavsiye edilir.

derste entry girmek

dersi siklememe eylemlerinden biri.

bitmiştir

yarrağı yemiş kişileri edebi dilde tanımlarken kullanılan sözcük.

girilen entrinin ne kadar okunduğuna bakmak

mutluluk seviyemizin ne kadar yüksekte veya ne kadar alçakta olduğunu belirler. eğer böyledirse, hepimizin mutluluğu çok okunan entry'lerimize bağlı...

suç ve ceza

fyodor dostoyevskinin başyapıtıdır diyebilirim. oldukça akıcı. benzetmeler, aforizmalar vb. mükemmel. bu kitabı okuduktan sonra gerçek bir kitabın ne olduğunu anlamaya başladım. karakterlerin belli durumlardan dolayı duygu ve düşüncelerini okurken insanın kendini bulmaması mümkün değil. kısacası en küçük nüanslardan da bahsediliyor. bu kitabı okuduktan sonra şunu anladım ki, kaç yüz yıl geriye gidersek gidelim, günümüz insanlarıyla o zamanın insanlarının düşünce ve duygularında hiçbir fark yok. aynı düşünce, aynı duygu. kitaptaki karakterlerin kendi kendine söylediği cümleler bile günümüz insanının kendi kendine söylediği cümlelerle örtüşüyor. okumanızı kesinlikle tavsiye ederim. kitabın okuyucuya vermeğe çalıştığı mesajsa şudur:
“topluma yararı olmayan bir insanı öldürmek günahtan daha çok sevaptır”.
tabii, dinen sevap mıdır bilemem ama, insan bu fikire hak vermeden de edemiyor.

kuresel ikinma

entry-lerini "evet"le bitirmekle sanki yazdığı fikirleri başkalarına aşılamadan önce kendisine inandırmaya çalışıyor ve belki de kendi düşüncelerini kendisine inandırmakta güçlük çekiyor kim bilir?

bir şarkı sözü der ki

soyuqluğun buz olanda yanağımda,
nəfəsinlə başqasını isitmisən.
sənsizliklə yaşadıqca otağımda,
sən də məni bir otaqda itirmisən.

rte nin çok şanslı bir lider olması

şanslı demeyelim de, zeki diyelim. neden mi zeki? çünkü bir ortadoğu ülkesinde din tüccarlığının iyi para getirdiğini çok iyi biliyor. insanların işgenceleri sorgusuz sualsiz kabul etmelerini sağlıyor. şöyle ki, çektikleri zorlukları, geçimsizlikleri allahın bir imtihanı olarak kabul ettiriyor, onlara öldükten sonra cennetin en ucra köşesini vaad ediyor, "cennete ilk fakirler girecek" diyor. tüm bu olanları görmemek için kör olmak lazım. burada charles darwin'in şu sözünü hatırlamak gerekir:
“seni cennet vaadiyle kandırıp fakirliğe mahkum edenlerin hayatlarına bir bak, bu dünyada cenneti yaşadıklarını göreceksin!”

en güzel sözlük profil fotoğrafı

kesinlikle nick ile uyuşan profil fotoğrafıdır.

hoşlanan kişiyi dövmek

sanalda konuşulan kişiye karşı bir şeyler hiss edilirken engellemek gibi bir şey.