irlanda

mutlaka gitmek istediğim ülkelerden birtanesi. bilhassa dublin'i çok merak ediyorum.

the cranberries'in memleketi.

coşkulu, aniden öfkelenip bir anda sakinleşen, içmeyi seven insanların ülkesi.

şu sıralar romantik komedi filmlerine konu olmasıyla ya da oyuncu vermesiyle ünlü, doğayla iç içe yaşanabilecek nadir ülkelerden birisidir.

ingiliz kelimesiyle lanetlenmiş büyülü topraklar. gariptir; sanki yunan tanrıçası ulysess james joyce için gelmiş uzak diyarlardan ya da gulliver yaratıldığı kalemi; jonathan swift'i buralarda bir yerde terk etti.

peki ya frank mccourt? o; hangi dağın eteklerine sığınmış bir kasabanın tekinde, terliğini kaybetmiş olabilir ?

angela düşündü mü hiç yaktığı ateşin oscar wilde'ın yüreğinden geldiğini? atabildi mi küllerini william butler yeats'in şiirlerine?

kahrolası ingiltere tüm sayfalarını toplayarak irlanda'nın, bir gecede yanabileceğine, yok olabileceğine inandı mı sahiden ?

inanabildik mi biz bu kadar ?

-hayır ~imla

irlanda; tom waits şarkılarını en iyi sarıp sarmalayan topraktır. o kadınların dudaklarından ne güzel şeyler dökülür kaldırım taşlarına, nasıl kokular veririsin sen şimdi bahara. etekler havalanırken hangi yare tutulursun aniden kim bilir ?

kim bilir sen ne güzel gülersin mevsimler değişirken.

ahh irlanda; ağlama artık, toprağın bu kadar çamurken.

görsel

AB ve IMF den 85 milyar avroluk yardım paketi desteği alan ve ekonomik kriz ile a.ı - g..ü dağıtan , peşinde birçok avrupa ülkesinide ateşe atan ülke.

Dolores'imin memleketi. Saka bir yana ileride gitmek istediğim tek Avrupa ülkesi.

adanın kürtleridir. gerek ingilterede gerekse amerikada emek sınıfını oluşturmuşlardır.

gitmek istediğim yegane ülkedir.irlanda öyle bir yerdir ki, insanın içinde gizem uyandırır.sokaklarında ki sarhoşları küçük ve dar barları canlanır gözünüzde hem huzur hem depresif bir ortam gibi hissediyorum orayı.

irlanda... perilerin ülkesi... üzerinde fazla düşünemediğim, sanırım doğasına fazla el değmemiş, gri - beyaz bulutlarla örtülmüş, çoğu zaman yağmurlu, beyaz tenli, çilli ve hatta sarı kirpikli insanların ülkesi... bir de ira tabii.
(bkz: kiss me i m irish)
(bkz: aşığıyım)

10,500 sayıda aktif askerin bulunduğu ülke.

kızlarında yaygın özellik olarak şişmanlığı sayabileceğimiz ülke.

Başkenti dublin olan ülkedir.

the cranberries ile tanıdığım, aşığı olduğum, irlanda ile başlayan bi cümle kurduğumda yakınlarımın 'yeter' diye çığlık attığı yaşamak istediğim, öldüğüm ülke. Ama kuzeyini daha çok severim.

türk tabiri ile hainlerin ülkesi.

çok sevdiğim bir ülke. kızları, tarihi, müzikleri, viskisi, doğası her şeyi apayrı güzel. gezip huzur bulmak istediğim bir yer.

dublin gibi insana zaman zaman huzur veren, zaman zaman da bolca alkol alip ortaligi dagitanlarin oldugu, yemyesil, sirin, pek cok yazilim sirketinin merkez ofislerine ev sahipligi yapan bir sehire sahip ulke.

(bkz: google)
(bkz: ingiltere)
(bkz: londra)

2012 bütçesinde 4 milyar avro tasarruf yapacak ülke.

başkent dublin'de hükümetin ekonomi politikaları ile ülkeye yapılan avrupa birliği (ab)- uluslararası para fonu (imf) yardımı protesto edilmiştir.

manasız bir ülke. boş beleş...

nüfusu 4.015.676 kişi olan ülke.

robin hood'un ülkesi olarak bilinir. *

Son zamanlarda ekonomik olarak kobraya yan basmış olan ülkedir.
Bir zamanların başarı emsali ekonomisi olan ülke bugün banka batıklarından kaynaklanan borç kurtarma operasyonunda, yükümlü olduğu tutarın azaltılması karşılığında ekonomik bağımsızlığını kısmen de olsa Avrupa Birliği'ne devretme yönünde anlaşma değişikliklerini kabul etmeye hazırlanıyor.
irlanda bu duruma yabancı şirketleri cezbetmek için yapılan çok ciddi vergi teşviklerinden sonra düştü. Avrupa'da en düşük vergi oranlarına sahip ülke olarak yabancı sermayeli şirketler için bir "vergi cenneti" oldu. Ancak bu avantajlar, irlanda'nın "tabela" şirketleri ile dolu bir tür off-shore merkezi olmasına yol açtı. Oysa irlanda bu teşviklerle, vergi geliri kaybına karşılık olarak, gelecek şirketlerden istihdam ve yatırım bekliyordu. Ancak bu şirketlerin kamu bütçesi üzerindeki kaybı , faydasından çok daha fazla oldu. Yabancı sermayenin gerçekleştirmediği yatırım açığı ise kamu kaynaklarından sağlandı. Yatırım hamlesi ve vergilendirilmeyen gelirler yüksek bir büyüme oranı sağlarken kamu yatırımları nedeniyle bütçe dengesi bozulmaya ve kamu borcu artmaya başladı. Diğer taraftan, işsizliğin düşük ve kapasite kullanım oranlarının yüksek olduğu bir ortamda yapılan kamu yatırımları ve sonucundaki büyüme, aşırı ısınmaya yol açarak istihdam, ürün ve emlak piyasasında fiyatların şişmesiyle sonuçlandı. Bu durum da hem dış piyasalardaki rekabetçiliği azalttı hem de fiyatı şişmiş "teminatlarla" beslenen ve kriz öncesinde ABD'de olduğu gibi kumdan kaleler üzerine inşa edilmiş bir bankacılık sistemini körükledi. Dış piyasalardaki rekabetçiliğin azalmasıyla birlikte de cari işlemler hesabının açık vermeye başlaması ekonomik dengelerdeki bozulmanın başka bir adımı oldu. ihracat ihracat düşüşü ekonomik büyümedeki hızlı trendi sona erdirirken emlak fiyatlarındaki balon patladı.
Kısacası geçtiğimiz yıl irlanda'daki bankalarda yaşanan çöküş sonrası 63 milyar dolarlık bir zarar meydana geldi.
Bu açığın IMF ve AB fonlarıyla karşılanmasına yönelik kurtarma paketi, kamuoyunun, yönetimi bağımsızlıktan taviz vermekle suçlamasına neden oldu ve huzursuzluklar baş gösterdi.
irlanda'nın Yunanistan benzeri bir iflas noktasına gelmesi çok yakın görünüyor.
(Metin Ercan, Radikal, 10.12.2011)