birçok alternatif anlama sahip olabilecek sözcük öbeği. ülkücü gençler tarafından kullanılan bir rumuz olarak; çılgın, oynatmış, tozutmuş bir kürt asıllı vatandaşımızı tanımlarken; yahut yakalandığı bir hastalık yüzünden anormal hareketlerde bulunan bir kurt betimlemesinde kullanılabilir.
muhteşem bir atsız romanı. mutlaka okunmalıdır. deli kurtun gökçene olan aşkının güzelliği insanı çeken en büyük özelliklerdendir.
kurt seven gençlerin tam ehliyetsiz olduklarını ifade eden başlık.
benzerleri için:

(bkz: gazili mafia)

(bkz: ülkücü komando)
fetret devri sonrasını anlatan, güzel tasfirlerle dolu, dili çok hoş bir atsız romanı.
atsızın yalın bir türkçe ile türkçe bir aşkı anlattığı türkçe bir roman. okunlaıdır hatta imkan var ise filmi çekilmelidir. gökçen kız her gencin rüyasıan girebilir dikkat!
deli kurt, yıldırım bayazıd ın oğlu isa bey in hiç göremediği çocuğudur. isa bey hamile olan hatununu en çok güvendiği sipahilerden biri olan çakır a emanet eder, o da bala hatun u tımarının yakınındaki anasının obasına götürür ve yerleştirir. bala hatun un murad adında bir oğlu olur, obada murad a deli kurt lakabı takılır...
deli kurt gün geçer gerçek bir sipahi olur, orduya girer, ağasıyla tımar komşusu olur... bir gün gökçen adında bir kız görür, bu kız oba halkı tarafından pek tekin görülmez. peri kızıdır diye konuşurlar, doğaüstü güçlerini bilirler, uğraşmazlar. deli kurt bu kıza gönlünü kaptırır, bir sipahiye yakıştıramaz ama yine de onu düşünmeden edemez...aşkıyla yanar tutuşur, en sonunda aşkını itiraf eder karşılıkda bulur, fakat deli kurt un savaşa gittiği bir sırada obayı sel basar, hem analığı, hem gökçen kızı sel alır gider. savaş dönüşü bunu duyan deli kurt atına atlar ve evini yurdunu bırakarak hiç bilmediği bir yere doğru gider, uzaklaşır...
maltepe, 30.07.1958,271 sayfa.

bir diğer atsız şaheseri için: (#6091815)
dikkat iş bu entry çok özel! yorum içeriyor.

Osmanlı tarihinden bir dönemin konu alındığı, isa Çelebi'nin deli kurt lakabını alan oğlunun gökçen isimli karaktere olan aşkının anlatıldığı, akıcı bir üslupla yazılmış atsız romanı.

atsız'ın kalemine elbette diyecek yok. romanlarından birini okuyan kişi bunu anlayacaktır. milliyetçiliği satır aralarına serpiştirmesi, tasvirleri mükemmel.

deli kurt elbette baş karakter. bir de gökçen karakteri vardır ki o da ülkücü gençlerimizin gözdesi. yeşilin ve gücün buluştuğu mistik kadın..

lakin bu romanda üzerinde durulması gereken çok daha önemli noktalar var. aşkın her şeyin önüne geçirilmiş olması beni biraz sıktı. deli kurt uzaklaşırken, aşka bu kadar tutsak tavrına karşılık bu yaşadıkların az bile diyesiniz geliyor, diyorsunuz da. ben dedim..

daha fazlası için; okuyun.
grup gökçen'in çok güzel bir parçası.

'sen ey gafil artık çok geç
özümüz var sözümüz adımız deli kurt'
yüce dil'in incelikleriyle dolu mükemmel anlatıma sahip, türk'e ait bir roman. 100 temel eser dahilindeki bir çok kitaptan çok daha sağlam. gelin görün ki kafatasçı önyargılar nedeniyle pek bilinmez bu kitap. değer görmez tıpkı üstadın diğer kitaplarının da görmediği gibi. ama her türk insanının mutlaka okuması gereklidir. tavsiye edilir.
romanda anlatılan gökçen'in aslında büyülü güçleri yoktur yalnızca öz be öz türk'tür. gözlerinin güzelliğinin nedeni budur. çok da güzel bakar. bir de otacıdır. o da ailesinin asya'dan getirdikleri bilgi-birikim nedeniyledir.

düşlerimin kadınıdır. aaah ah!
deli kurt olabildim mi bilmem ama gökçen kızın ölümsüz ateşinde cayır cayır yandığım kesin.
deli kurtların çağı kapansa da gökçen kızların çağı hala devam ediyor.
gökçenim, gözlerin hala yasak mı? diye sormalarımız ondandır.
grup gökçen'in şarkısıdır bir de. sözlerini de yazayım tam olsun*:

Zaman dursun, yürekler sussun
Biz burdayız çakallar kaçsın
Sen ey gafil artık çok geç
Sözümüz var, özümüz var, adımız deli kurt.

Sıkı sımsıkı yürek koç yürek
Deli kurtlar buyruk alacak
O gün gelecek, şafak sökecek
Bu destan hiç bitmeyecek

Oralarda uzun yollar
O yollarda uçurumlar
Söküp atmalı zincirleri
GÖKÇEN der ki; yemin ettik, andımız Deli Kurt.

Sıkı sımsıkı yürek koç yürek
Deli kurtlar buyruk alacak
O gün gelecek, şafak sökecek
Bu destan hiç bitmeyecek

bağlama, elektro gitar gibi pek çok farklı sazın kullanıldığı türk rock şarkısı.
atsız'ın başarılı bir eseri. hala anlayamamaktayım bu adam ırkçı diye edebiyatımızda yok sayılıyor. nasıl bir hayal gücü ve dil kaybediyoruz aslında. okuduğum hiçbir romanında sıkılmadım. biraz destansı bir anlatımı var, masal- gerçek, tarih-efsane karışımı olayları okurken bambaşka bir dünyaya gidiyorsunuz. deli kurt'ta atsız fetret devri sonrasında yaşanan olayları, gökçen ve deli kurt aşkı eşliğinde anlatıyor. o nasıl bir aşktır ki sevgilinin dizlerine başını koymak insana sonsuz bir huzur verir. ben bu aşkı kıskandım doğrusu.
inanılmaz derecede güzel bir kitap.Bazen şaşırabiliyorum ırkçı biri nasıl bu kadar etkileyici hüzünlendirici bir dille kitap yazabiliyor diye.Hayatımda beni çok etileyen yazarlardan biri.Harcanmaması gereken bir üstad.
iki gecede okuduğum atsız romanı.
Hüseyin Nihal Atsız'ın efsane romanı. Buradan okuyabilirsiniz;

http://www.nihal-atsiz.co...i-kurt-h-nihal-atsiz.html
okuması hararetle tavsiye edilen kitaptır. bu kitabı okuyup da gökçen aramayan erkek yoktur. hele bir de ergenlik çağında okunmuşsa.
Atsızın şahane bir romanı olduğu gibi gurup gökçene ait süper bir şarkı. şuan bu yazıya eşlik etmektedir.

--spoiler--
sıkı sımsıkı yürek koç yürek
deli kurtlar buyruk alacak
o gün gelecek, şafak sökecek
bu destan hiç bitmeyecek
--spoiler--

görsel
hüseyin nihâl atsız'ın, ankara savaşı sonrasındaki fetret döneminde geçen tarihi bir romanı. romanın konusu, yıldırım beyazıt'ın oğullarından şehzade isa beğ'in deli kurt lakaplı oğlunun çocuklukluğundan itibaren başından geçen olaylardır. isa beğ, kendi kardeşleri arasındaki taht mücadelesini kaybedeceğini anlayınca hamile eşini çok güvendiği sadık bir askerine emanet eder. onu kendi köyünde saklamasını ister. isa beğ savaşta şehit olur. isa beğ'in eşi de doğumdan birkaç ay sonra yaşamını yitirir. asıl adı murat olan, sonradan da deli kurt lakabını alacak şehzadeyi, isa beğ'in en sadık adamının annesi büyütür. deli kurt, yıldırım beyazıt'ın torunu olduğunu bilmeden yaşar. daha sonra evlenir, çocuğu olur. ancak gökçen adlı esrarengiz bir büyücü kıza aşık olur. romanın sonunda da, eşi, çocuğu, manevî annesi, ve sevdiği kız gökçen bir sele kapılıp hayatlarını kaybederler.

son baskısı ötüken neşriyat tarafından yapılmıştır.
Gõkçen ve onun yeşil gozlerine hayran oldugum nihal atsız romanıdır.

Gökçen pınarında bir su içeydik be.
nihâl atsız'ın 'bozkurtlar' serisinden sonra roman yazarlığını geliştirerek devâm ettirdiği kitaptır.

esâsen nihâl atsız bu romanında daha önce kullandığı hikâye motiflerini tekrar kullanıyor. ilk bakışta yeni ve kendisi için orjinal bir hikâye anlatmıyor gibidir. yine karşımızda soylu olup bundan bihâber bir yiğit var, yine pekte mâkul görülmeyecek bir sevdâ içinde bir asker var ve yine aşk/sevdâlık yiğitliği körelten bir unsur (hattâ suç) olarak karşımıza çıkıyor. daha sonra yazacağı ruh adam'ın aşk üçgeninde geçireceği hâlet-i rûhiyenin ipuçları var bu kitapta, fakat bu hâlet bu romanda çok net bir şekilde öne çıkarılmıyor.
yazar bu romanda, bozkurtlar serisinin aksine, çok daha eli yüzü düzgün bir kurgu ile karşımızda. bozkurtlar serisinde, bana kalırsa, politik görüşlerini aksettirmek uğruna yazılan yan hikâyerle roman kopuklaşıyordu. bu roman yazarın hikâye hâricindeki dünyâsı ile gereksiz meşgûl olmuyor, bilâkis yazarın fikir dünyâsını kaba bir üslupla aksettirmek yerine bunu çok daha edebî bir şekilde yapıyor. örnek vermem gerekirse, bozkurtların ölümü romanında çinlilerin karikatürize betimlenme şekilleri bir süre sonra okuyucuyu rahatsız edecek bir duruma geliyordu. bu romanda ise yazar siyâsı duruşunu dönme piç ilyas ve çingene mıstık karakterleri üzerinden okuyucuyu rahatsız etmeyecek edebî bir üslûpla hissetiriyor. yine düşman olan macarları her fırsatta saygı ile anıp yine gâyet mümkün görünen sahnelerle övmesi de yazarın romancılığını geliştirdiğinin göstergesidir. atsız bey'in, romanları sırasıyla okununca, kendini roman tekniği açısından geliştirdiğini gözlemlemek mümkündür.
nihâl atsız'ın bozkurtlar serisini değerlendirirken yazara hamâsetten ziyâde aşkı anlatmanın yakıştığını söylemiştim. deli kurt romanında yine aşkı ve sevdâlığı destânsı bir şekilde anlatıyor. karşımızda yine yiğit ve çok güzel bir kadın var, atsız'ın her romanında olduğu gibi böyle bir figüre hayrân olmamak elde değil. fakat bozkurtlar serisinden farklı olarak bu kez hikâye tamâmen bir aşkın üzerine kurulu. bu aşkı ve sevdâlığı, her zaman olduğu gibi, yine insanı aşık edecek şekilde anlatıyor. yan hikâyelerle (efsânelerle) mevcût olan aşkı daha puslu, daha mistik bir havaya bürüyor. gökçen'in öldürücü, ışık saçan yeşil gözleri, islam öncesi türk kültürünün diğer bâzı ögeleriyle desteklenerek (meselâ yada taşı, geleceği bilme gibi şamanizmden kalma unsurlar vesâire) bu mistik hava daha da süsleniyor. bunların yanında çalık'ın bala hatun'un mezârbaşında yaşadığı olay ve başkarakter 'deli kurt' murad'ın gökçen ile olan ilişkileri (tanışma, konuşma, bakışma, telepati vesâire) hiç şüphe bırakmayacak şekilde karşımızda 'büyülü gerçekçilik' kategorisinde değerlendirilebilecek bir eser olduğunu gösteriyor. atsız'ın daha önceki yazımda adını koyamadığım aşk anlatma ve sevileni (kadını) idealize etme şeklinin gücü bu terimde gizli. yazarın (muhtemelen) kendi yaşadığı ruh halleri romanına yansıyor. nihâl atsız çıkmaz bir aşk yaşıyor, yaşadığını yazıyor...

yazar (muhtemelen) yaşadığı aşkı yazdığı için, âşık oluş şeklini, idealize ediş şeklini yazdığı için 'büyülü gerçekçilik' denilen şey okuyucunun karşısına çıkıyor. fikrimce yazar aşkı büyülü gerçekçilik olarak anlatmıyor, aşkı büyülü gerçeklik olarak yaşadığı için sevdâya düşmeyi romanlarında bu şekilde yansıtıyor. atsız'ın romanlarında güçlü bulduğum ve hoşuma giden şey tamda bu; çünkü ben aşk denilen şeyin büyülü gerçeklik olduğuna inanıyor, gerçek aşkın bu olduğunu düşünüyorum... âşıkların hâlet-i rûhiyesi büyülü gerçeklik sırlarıyla gizlidir, tıpkı atsız romanlarında olduğu gibi, tıpkı nihâl atsız'da olduğu gibi... son romanı olan ruh adam'da bunu (yine) net bir şekilde okumak, genel olarak baktığımızda ise deli kurt'un ruh adam'ın habercisi olduğunu söylemek mümkündür... ve her zaman olduğu gibi deli kurt'taki aşk da mutsuz bir şekilde, murad ile gökçen kavuşamadan, bitiyor...

(#21684997)
grup gökçen'in çok güzel bir çalışması.
hey bre hey şeytan dağı!

kayaların ses mi verir?

bir kez konsa beğ otağı

dert mi olur, süs mü verir?
elimde 1968 basımlısı olan bir hüseyin nihal atsız romanı. Daha yeni başladım. Bakayım nasıl?

Edit: işte kitap görsel