bugün
- sözlük kızlarının elleri şuan napıyor sorunsalı10
- sadece sennn13
- motorcu fırlama hafif demir demirkan tarzı yazar12
- cengiz ünder'in bıyığı9
- ismail kartal18
- fenerbahçe12
- türkiyede bütün yiyecek fiyatları aşırı fahiştir17
- sexting haram mıdır19
- erdoğan'dan sonraki başkan16
- 18 nisan 2024 fenerbahçe olympiakos maçı58
- ups boobss nerelerde ramazan da bitti12
- konstantinos tzolakis8
- kuva'i milliye ne ise hamas da o dur16
- eybırın manyağı kıskanması14
- kadın ayağı kokusu11
- yazarların en rum özelliği20
- uludağ sözlük discord grubu8
- mehmet şimşek'in türk milletine yerel halk demesi8
- evlenmek istememek ama yalnızlıktan da sıkılmak10
- erkeklerin bir kere küsünce geri barışmaması18
- flörtlerinizin ortak özellikleri21
- anın görüntüsü17
- beni seviyor musunuz8
- annem baban uğur dündar dedi8
- görümceniz sizi engellese ne yaparsınız13
- çok fazla çirkin erkek olması11
- anksiyete psikolojik değil fizyolojik bir sorundur11
- bacaklarımdan tahrik olan kız olduğunu sanmıyorum14
- yazarlardan parfüm önerileri14
- letthe8
- altıncı filoya karşı namaz kılmak10
- manyak olmaya karar verdim9
- ebbırı top gibi sektirme yarışması19
- sokakta kadın döven araplar12
- sözlükteki fosiller24
- netflix'in pkk lıyı başrol yaptığı dizi11
- 56 yıldır hiçbir kadınla iletişim kurmayan adam12
- arda güler14
- nervio'nun kedileri sokağa salmak10
- ekonomi kötü diye güzellikleri yok saymak11
- artık kızlara bakmıyoruz kampanyası25
- kitaplarda geçen can alıcı cümleler8
- mastır çeşitleri8
- 17 nisan 2024 manchester city real madrid maçı11
- icardi1905 silik olsun kampanyası9
- fatih ürek ile elti gelin görümce13
- fındıklı belediyesinin banyosu11
- selefi11
- mühendislerin memur olmayı düşünmemesi24
- başıboş köpek sorunu34
Aşkı Memnu'nun dizisini çıkaracaklarına
Keşke bu romanın dizisini çıkarsalar
Dizi sektörü daha iyi olurdu o zaman.
Keşke bu romanın dizisini çıkarsalar
Dizi sektörü daha iyi olurdu o zaman.
Her okuyanın gökçe'nin gözlerine aşık olacağı bir kitap.
çok değişik ve fantastik bir kitap. diğer kitapları mükemmel amma ve lakin bu kitabı çok farklı bir içerik ve üslupta yazılmış. ilk okuduğumda beni çarpmıştı.
bini aşkın kitap okudum, felsefi-psikoloji-bilimsel-tarihi-sosyoloji-teoloji kitaplarını bir yana koyuyorum, türk edebiyatındaki yazarların okumadığım bir romanı yok. keza çoğu halk edebiyatı ürününü ve destanları okudum. folklor kitaplarına dek.
dünya edebiyatındaki eski ve yeni yazarların çoğu eserini de okudum ama beni bu denli etkileyen bir roman daha -yaşar kemal'in romanları haricinde- okumadım.
yaşar kemal'i zaten bu kıyastan muaf tutuyorum.
evet, şu bir gerçek ki bizim cumhuriyet edebiyatçıları çok nitelikli eserler vermiş, hepsi ortalama üstü yazarlar. su götürmez bir gerçek dünya çapında kalemler. keza, toplumcu gerçekçiler romanın zirvesi ama gel gelelim hiçbiri ne atsız ne yaşar kemal ile üslup ve içerik bakımından boy ölçüşebilecek düzeyde.
yaşar kemal de toplumcu bir yazar ama onun kaynağı halk edebiyatı, folklor. her romanında halk hikayelerinin büyülü dünyasını bulmak mümkün. diğer toplumcu gerçekçilerden bu noktada tamamiyle ayrılıyor. salt toprak ağası, köylü çatışması yok. romanlarının konusu diğerleri gibi tekdüze ve sıkıcı değil. romanları efsaneler, destanlar, farklı ırkların öyküleri ve halk edebiyatı kültürü ile süslü. birçok sayfada halk edebiyatına atıf, sayfalarda izler bulmak mümkün -bu konuda 2-3 senedir bir yazı yazmayı düşünüyorum ama vakit bulduğumda yaşar kemal ve romanları hakkında uzun bir tahlil yazısı yazacağım-
atsız ve yaşar kemal'in ortak özellikleri folklorik ögelerden beslenmeleri, romanlarına fantastik içerik katmaları. atsız daha ziyade bunu eski türk efsane ve destanlarından etkilenerek yapmış. daha çok halk edebiyatının ilk zamanlarından, yani islam öncesi halk edebiyatından, mitolojik unsurlardan yararlanmış.
yaşar kemal ise halk kültüründe ve halk edebiyatında atsız'dan daha bilgili ve yetkin bir isim. folklor kökenli biri olduğu ve aşıklık geleneği, halk hikayeciliği kültürü içerisinde yetiştiği için tüm halk edebiyatı ürünlerini kullanarak yapmış. yaşar kemal'in romanlarında halk hekimliğini, masalları, halk hikayelerini, ilyas'ı, hızır'ı, maral'ı, 3'ler-7'ler-40'ları, birçok toplumun efsanesini, hikayesini, aşıkları, yırcıları görmemek mümkün değil.
yaşar kemal, bu yüzyılın hatta gelmiş geçmiş, insanlığın en iyi hikayecisi ve romancısıydı. 40'tan fazla romanını okudum, okuyamadığım birkaç romanı kaldı. bir süre sonra romanlarını tekrar okumaya koyulacağım.
hangi romanı olduğunu unuttuğum bir kitabında 2 sayfalık, mağarada geçen cin hikayesini anlatışı var, anlatış tarzı fevkalade ve işlediği konunun fantastikliği muazzam düzeyde. alelade bir cin hikayesini bile çok farklı bir boyutta anlatabilme yeteneğine sahip.
bence atsız'dan üslup olarak daha nitelikli ve daha kabiliyetli bir yazar ama atsız'ın sade üslubu altında mükemmel, noksansız ve kusursuz bir dil var, yazdıklarının içeriği yaşar kemal kadar büyülü olmasa da yaşar kemal'in içeriği ile aynı kalitede. atsız tüm romanlarının içeriğini tarih ve efsaneler ile harmanlamış. içerik ve de konuyu sunmadaki etkileyicilik bakımından eşit oldukları kanısındayım.
fakat şiirde tartışmasız atsız çok daha iyi. yaşar kemal'in şiir yeteneği o denli düzeyde değil. yaşar kemal bir nesir üstadı. düz yazıda şiir yazıp masal anlatan bir adam. ikisini birbirinden ayırmam mümkün değil.
yaşar kemal'in annesi, zamanında onun iyi ki aşık olmasına müsade etmemiş. müsade etmiş olsaydı hiçbirimiz böyle bir ismi hiçbir zaman okuyamayacaktık.
atsız, şüphesiz yaşar kemal ile birlikte türk edebiyatının en iyi romancısı.
geriye kalanlar ancak atsız ve yaşar kemal'in gölgesi olabilirler.
cemil meriç; türk edebiyatı romanın, şiirin yani nazmın zirvesi derken, avrupalıların yazdığı en kaliteli şiirler, baki'nin hatta bizim sıradan bir şairin tek bir mısrasından bile aşağı düzeydedir derken doğru söylüyordu.
bini aşkın kitap okudum, felsefi-psikoloji-bilimsel-tarihi-sosyoloji-teoloji kitaplarını bir yana koyuyorum, türk edebiyatındaki yazarların okumadığım bir romanı yok. keza çoğu halk edebiyatı ürününü ve destanları okudum. folklor kitaplarına dek.
dünya edebiyatındaki eski ve yeni yazarların çoğu eserini de okudum ama beni bu denli etkileyen bir roman daha -yaşar kemal'in romanları haricinde- okumadım.
yaşar kemal'i zaten bu kıyastan muaf tutuyorum.
evet, şu bir gerçek ki bizim cumhuriyet edebiyatçıları çok nitelikli eserler vermiş, hepsi ortalama üstü yazarlar. su götürmez bir gerçek dünya çapında kalemler. keza, toplumcu gerçekçiler romanın zirvesi ama gel gelelim hiçbiri ne atsız ne yaşar kemal ile üslup ve içerik bakımından boy ölçüşebilecek düzeyde.
yaşar kemal de toplumcu bir yazar ama onun kaynağı halk edebiyatı, folklor. her romanında halk hikayelerinin büyülü dünyasını bulmak mümkün. diğer toplumcu gerçekçilerden bu noktada tamamiyle ayrılıyor. salt toprak ağası, köylü çatışması yok. romanlarının konusu diğerleri gibi tekdüze ve sıkıcı değil. romanları efsaneler, destanlar, farklı ırkların öyküleri ve halk edebiyatı kültürü ile süslü. birçok sayfada halk edebiyatına atıf, sayfalarda izler bulmak mümkün -bu konuda 2-3 senedir bir yazı yazmayı düşünüyorum ama vakit bulduğumda yaşar kemal ve romanları hakkında uzun bir tahlil yazısı yazacağım-
atsız ve yaşar kemal'in ortak özellikleri folklorik ögelerden beslenmeleri, romanlarına fantastik içerik katmaları. atsız daha ziyade bunu eski türk efsane ve destanlarından etkilenerek yapmış. daha çok halk edebiyatının ilk zamanlarından, yani islam öncesi halk edebiyatından, mitolojik unsurlardan yararlanmış.
yaşar kemal ise halk kültüründe ve halk edebiyatında atsız'dan daha bilgili ve yetkin bir isim. folklor kökenli biri olduğu ve aşıklık geleneği, halk hikayeciliği kültürü içerisinde yetiştiği için tüm halk edebiyatı ürünlerini kullanarak yapmış. yaşar kemal'in romanlarında halk hekimliğini, masalları, halk hikayelerini, ilyas'ı, hızır'ı, maral'ı, 3'ler-7'ler-40'ları, birçok toplumun efsanesini, hikayesini, aşıkları, yırcıları görmemek mümkün değil.
yaşar kemal, bu yüzyılın hatta gelmiş geçmiş, insanlığın en iyi hikayecisi ve romancısıydı. 40'tan fazla romanını okudum, okuyamadığım birkaç romanı kaldı. bir süre sonra romanlarını tekrar okumaya koyulacağım.
hangi romanı olduğunu unuttuğum bir kitabında 2 sayfalık, mağarada geçen cin hikayesini anlatışı var, anlatış tarzı fevkalade ve işlediği konunun fantastikliği muazzam düzeyde. alelade bir cin hikayesini bile çok farklı bir boyutta anlatabilme yeteneğine sahip.
bence atsız'dan üslup olarak daha nitelikli ve daha kabiliyetli bir yazar ama atsız'ın sade üslubu altında mükemmel, noksansız ve kusursuz bir dil var, yazdıklarının içeriği yaşar kemal kadar büyülü olmasa da yaşar kemal'in içeriği ile aynı kalitede. atsız tüm romanlarının içeriğini tarih ve efsaneler ile harmanlamış. içerik ve de konuyu sunmadaki etkileyicilik bakımından eşit oldukları kanısındayım.
fakat şiirde tartışmasız atsız çok daha iyi. yaşar kemal'in şiir yeteneği o denli düzeyde değil. yaşar kemal bir nesir üstadı. düz yazıda şiir yazıp masal anlatan bir adam. ikisini birbirinden ayırmam mümkün değil.
yaşar kemal'in annesi, zamanında onun iyi ki aşık olmasına müsade etmemiş. müsade etmiş olsaydı hiçbirimiz böyle bir ismi hiçbir zaman okuyamayacaktık.
atsız, şüphesiz yaşar kemal ile birlikte türk edebiyatının en iyi romancısı.
geriye kalanlar ancak atsız ve yaşar kemal'in gölgesi olabilirler.
cemil meriç; türk edebiyatı romanın, şiirin yani nazmın zirvesi derken, avrupalıların yazdığı en kaliteli şiirler, baki'nin hatta bizim sıradan bir şairin tek bir mısrasından bile aşağı düzeydedir derken doğru söylüyordu.
bir atsız romanı.
hem atsız'dan, hem romanın adından anlaşılacağı üzere romanda tarihi figür ve objeler ön plana çıkarılmıştır.
atsız'ın romanda mensubu olduğum varsak türkmenleri'ne çokça yer vermesi ve ön plana çıkarması gönlümü kazanmıştır.
romanda ana karakterlerden Gökçen'in mensup olduğu boydur.
"Karamanoğlu'nun en seçme çerisi Varsaklardır.."
görsel
görsel
varsak eli'nden, toros dağları'ndan, varsakların kalbi kozan'dan bir garip varsak türkmeni.
hala buradayız, çok şükür.
hem atsız'dan, hem romanın adından anlaşılacağı üzere romanda tarihi figür ve objeler ön plana çıkarılmıştır.
atsız'ın romanda mensubu olduğum varsak türkmenleri'ne çokça yer vermesi ve ön plana çıkarması gönlümü kazanmıştır.
romanda ana karakterlerden Gökçen'in mensup olduğu boydur.
"Karamanoğlu'nun en seçme çerisi Varsaklardır.."
görsel
görsel
varsak eli'nden, toros dağları'ndan, varsakların kalbi kozan'dan bir garip varsak türkmeni.
hala buradayız, çok şükür.
Mükemmel bir romandır.
Başka söze gerek yok.
Başka söze gerek yok.
Kurt vs kurt ya da yıkım/işgal gibi modlarda shift tuşuna basarak alabileceğiniz bir dönüşüm kurdudur. Savunması bir tık düşük olsa da seri şekilde vurması ve düşmanı yanına kadar çekebilmesi bu açığı kapatır.
(bkz: wolfteam)
(bkz: wolfteam)
Muhteşem bir aşk hikayesi.
aşkın insana ne kadar bela olabileceğinin kanıtıdır bu kitap. neyse spoiler vermeyeyim bildiğiniz gibi hüseyin nihal atsız tarafından yazılan tarihi romandır. atsızın milliyetçiliğini burada da göstermiştir hele o gökçen yok mu o gökçen insanı alıp götürür o romanda.
neyse eğer atsızın kitaplarını seviyorsanız muhtemelen bunu da okumuşsunuzdur okumayanlara da gidip mutlaka okuyun derim.
neyse eğer atsızın kitaplarını seviyorsanız muhtemelen bunu da okumuşsunuzdur okumayanlara da gidip mutlaka okuyun derim.
''Şu ömür dediğin şey savaştan kaçan Rum atlısı gibi ne çabuk yol alıyor.''
deli orospu çocuğudur. attığı morumsu topla rakiplerini kendine çeker pençeleri ile yok eder.
Bozkurtlar romanı bittikten sonra içimde oluşan boşluğu kapatan, atsız ata'nın nadide bir eseri.
Muhteşem bir atsız romanıdır. Tarihi romanların şahsımca en iyisidir.
'' bre piç ilyas neden bizim peygamberimiz için yemin etmezsin'' diye bir bölümü vardır.
'' bre piç ilyas neden bizim peygamberimiz için yemin etmezsin'' diye bir bölümü vardır.
nihal atsızın bazı sayfalarda türkçülüğü ve aynı zamanda islamcılığı okuruna empoze ettiği kitabıdır. örnek vermek gerekirse;
1) müslüman türk ile müslüman olmayan türk:
görsel
2) islamda çok eşlilik:
görsel
3) tanrı hakkındaki görüşü:
görsel
gibi gibi kesitler uzatılabilir. ilgimi çekenleri bunlardı.
1) müslüman türk ile müslüman olmayan türk:
görsel
2) islamda çok eşlilik:
görsel
3) tanrı hakkındaki görüşü:
görsel
gibi gibi kesitler uzatılabilir. ilgimi çekenleri bunlardı.
--spoiler--
- Anam ! Yüzünü göster !
Anasının hayâleti başını hafifçe salladı. Bu,olmaz demekti.
Çakır,ısrar etti :
- Anam ! Yüzünü göreyim.
Hayâlet fısıldadı :
- Olmaz ....
- Neden olmasın ? Oğlun değil miyim ?
- izinli değilim,olmaz.
Çakır ağlamaklı olmuştu. Üç hayâlet birden kendisine biraz yaklaştılar. Bala Hatun fısıldadı :
- Olmaz ! insanlar her şeyi bilmeyecektir.
isa Beğ devam etti :
- Olmaz. insanlar ancak gördüklerini bilecek , bildiklerini görecektir.
Anası tamamladı :
- Olmaz. insanlar daima bir şeye hasret kalacaktır.
iki yeni fısıltı daha duyuldu :
- Olmaz. insanlar bilemeyecektir.
Bunları söyleyenler,isa Beğ'in arkasında peyda olan iki hayâletti ve bu hayâletler Çakır'ın babasıyla amcasıydı.
Bu sefer hepsi birden seslendiler :
- Bizi unutma !...
- Bizi an !...
Anası tek başına söyledi :
- Ölüm o kadar güç değildir. Unutulmak yamandır.
Babası fısıldadı :
- Asıl ölüm unutulmaktır.
Amcası ilave etti :
- Unutmakta ölmektir.
isa Beğ devam etti :
- Hayat bir kaç hatıradır.
Bala Hatun bitirdi .
- Hayat ölümün başlangıcıdır.
Çakır,farkına varmaksızın elindeki Kuran'ı açmıştı. O zaman beş hayâlet birden tekrarladılar :
- insan anıldıkça yaşıyor demektir.
- Anıldıkça yaşıyor demektir...
- 'Yaşıyor demektir....'
Birden bire hayaletler kayboldu. O zaman büyük bir teesürle başını öne eğen Çakır,Kuran'ın açılmış olduğunu gördü ve keskin sipahi gözleri ay ışığında Yasin'e değdi. Okumaya başladı.
Çevresinde ruhların dolaştığını seziyordu. içi büyük duygularla doluydu.
--spoiler--
Arasındaki bazı cümlelerle beni gerçekten çok etkileyen bir kitaptır. Genel olarak bayılmadım ama küçük kısımlarında çok şey gizliyor.
- Anam ! Yüzünü göster !
Anasının hayâleti başını hafifçe salladı. Bu,olmaz demekti.
Çakır,ısrar etti :
- Anam ! Yüzünü göreyim.
Hayâlet fısıldadı :
- Olmaz ....
- Neden olmasın ? Oğlun değil miyim ?
- izinli değilim,olmaz.
Çakır ağlamaklı olmuştu. Üç hayâlet birden kendisine biraz yaklaştılar. Bala Hatun fısıldadı :
- Olmaz ! insanlar her şeyi bilmeyecektir.
isa Beğ devam etti :
- Olmaz. insanlar ancak gördüklerini bilecek , bildiklerini görecektir.
Anası tamamladı :
- Olmaz. insanlar daima bir şeye hasret kalacaktır.
iki yeni fısıltı daha duyuldu :
- Olmaz. insanlar bilemeyecektir.
Bunları söyleyenler,isa Beğ'in arkasında peyda olan iki hayâletti ve bu hayâletler Çakır'ın babasıyla amcasıydı.
Bu sefer hepsi birden seslendiler :
- Bizi unutma !...
- Bizi an !...
Anası tek başına söyledi :
- Ölüm o kadar güç değildir. Unutulmak yamandır.
Babası fısıldadı :
- Asıl ölüm unutulmaktır.
Amcası ilave etti :
- Unutmakta ölmektir.
isa Beğ devam etti :
- Hayat bir kaç hatıradır.
Bala Hatun bitirdi .
- Hayat ölümün başlangıcıdır.
Çakır,farkına varmaksızın elindeki Kuran'ı açmıştı. O zaman beş hayâlet birden tekrarladılar :
- insan anıldıkça yaşıyor demektir.
- Anıldıkça yaşıyor demektir...
- 'Yaşıyor demektir....'
Birden bire hayaletler kayboldu. O zaman büyük bir teesürle başını öne eğen Çakır,Kuran'ın açılmış olduğunu gördü ve keskin sipahi gözleri ay ışığında Yasin'e değdi. Okumaya başladı.
Çevresinde ruhların dolaştığını seziyordu. içi büyük duygularla doluydu.
--spoiler--
Arasındaki bazı cümlelerle beni gerçekten çok etkileyen bir kitaptır. Genel olarak bayılmadım ama küçük kısımlarında çok şey gizliyor.
Başka ülkelerde olsa, kesin filmi çekilecek olan bir romandır.
Okumaya başlayacağım kitap.
Tabisi burdaki entarileri okumadım .
Tadı kaçar yoğsam.
Tabisi burdaki entarileri okumadım .
Tadı kaçar yoğsam.
Mukemel bir Roman tavsiye ederim.
Birazdan başlanacak olan atsız ata eseri. Umarım ruh adam' da bulduğum hazzı bulurum.
Bir hüseyin nihal atsız klasiğidir. Deli kurt dedikleri murat oğlan, fetret devri sonrası padişah olamayan isa beyin oğludur, ayrıca Kitapta geçen Gökçen kızın da gerçekte muğlanın bir köyünde yaşadığı rivayet edilir.
Kitabı gece geç saatlerde bitirirseniz eğer emin olun gökçen, yassı tepe ve deli kurtun at sürerek gözden kaybolduğu o son anı düşünmekten uyuyamayacaksınız. Okurken deli kurtla beraber aşk sarhoşu olacaksınız. Muhteşem bir atsız klasiği. Bozkurtlar'ı okuduktan sonra okumanızı tavsiye ederim. Benzerlikleri mutlaka görüp gülümseyeceksiniz.
'' Asker olduğu için her şeyi asker kafası ile düşünmeye alışıktı. gökçen'e karşı duyduğu sevgiyi de askerce düşünüyordu: bu sevgi bir savaştı. savaş olduğu için de kıyasıya bir uğraşma, karşı taraf ne kadar kuvvetli olursa olsun sonuna kadar bir didişme gerekti. sevdiğini söylemek teslim olmak demekti. hiç insan son kozlarını oynamadan yenilmeyi kabul eder, teslim olur mu ?''
Hüseyin nihal atsızın en sevdiğim romanıdır. diğerleri de en sevdiğimdir tabi deli kurttan sonra ruh adamı öneririm. bozkurtların dirilişi de fevkalededir.
Ana karakter: Yıldırım beyazıt'ın oğlu isa bey'in oğlu Murad'tır. murat deli kurt lakabını almıştır.
diğer karakterler: çakır, çakır'ın süt annesi satı hatun, satı hatunun oğlu enver, piç ilyas, hasan çelebi, bâlâ hatun, deli kurt'un karısı melek çocukları zeynep ve diğer kızları ve dördüncü çocuğu isa, murat han, ve dahi romanı roman yapan "gökçen".
kitap 1402 ankara savaşından sonra yaşanan olayları anlatmaktadır. bir solukta okudum. atsız'ı tanıyan ve türk tarihini iyi bilen biri için tarihi bir olayın romana çizlimesini görmek çok hoş bir his. ayrıntılı bir özetleme yapabilirim şu an fakat romanı okumak isteyen birinin merakını yok etmek istemem. oku ve gör kardeşim.
sadece şunu söylemeden edemeyeceğim atsız'ın yolların sonu şiiri ve özellikle geri dönen mektubu kime yazdığını açık seçik görüyoruz bu romanda. gökçen sen neymiş be dedirtiyor insana.
Rûhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden;
Bilmem, bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
Gözler ki, birer parçasıdır senden ilâh'ın,
Gözler ki, senin en katı zulmün ve silâhın,
Vur şanlı silahınla, gönül mülkü düzelsin;
Sen öldürüyorken de, vururken de güzelsin!
Her şey silinip kayboluyorken nazarımdan,
Yalnız o yeşil gözlerinin nûru görünse...
*
diğer karakterler: çakır, çakır'ın süt annesi satı hatun, satı hatunun oğlu enver, piç ilyas, hasan çelebi, bâlâ hatun, deli kurt'un karısı melek çocukları zeynep ve diğer kızları ve dördüncü çocuğu isa, murat han, ve dahi romanı roman yapan "gökçen".
kitap 1402 ankara savaşından sonra yaşanan olayları anlatmaktadır. bir solukta okudum. atsız'ı tanıyan ve türk tarihini iyi bilen biri için tarihi bir olayın romana çizlimesini görmek çok hoş bir his. ayrıntılı bir özetleme yapabilirim şu an fakat romanı okumak isteyen birinin merakını yok etmek istemem. oku ve gör kardeşim.
sadece şunu söylemeden edemeyeceğim atsız'ın yolların sonu şiiri ve özellikle geri dönen mektubu kime yazdığını açık seçik görüyoruz bu romanda. gökçen sen neymiş be dedirtiyor insana.
Rûhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden;
Bilmem, bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
Gözler ki, birer parçasıdır senden ilâh'ın,
Gözler ki, senin en katı zulmün ve silâhın,
Vur şanlı silahınla, gönül mülkü düzelsin;
Sen öldürüyorken de, vururken de güzelsin!
Her şey silinip kayboluyorken nazarımdan,
Yalnız o yeşil gözlerinin nûru görünse...
*
Mutlaka okunması gereken Atsız ın başarılı bir romanıdır.
güncel Önemli Başlıklar