bugün
- joseph shomolo kuschca12
- iremga'nın bana totoş demesi17
- sözlükçülerin birbirine yazar diye hitap etmesi11
- erkeklerin en itici oldugu anlar10
- gelen sığınmacılara karşı çıkmayan islamcılar16
- arkadaşlar sizce bu bana yakışır mı21
- sözlük kızlarının 80 kilo üstü olduğu gerçeği22
- 21 eylül 2024 fenerbahçe galatasaray maçı33
- sikilmiş götün davasını kazanan avukat11
- çok güzel ama aptal hatun24
- bundan sonra hanım bey işinize gelirse9
- yazarların derbi tahminleri12
- anın görüntüsü17
- asgari ücretlinin yaşama hakkı yok mu sorunsalı13
- türkiyede neden herşey pahalı25
- idrarda sürekli köpüklere rastlamak11
- huzur veren kadın35
- çok aşığın var diyorlar9
- bana aşık yazarlar10
- takip ettiğiniz kadının storynize bakması13
- menuet16
- thusnelda12
- namus bacak arasında değil beyindedir19
- fakirler cennetin olmadığını öğrenirse ne olur14
- açık giyindim diye bakmak zorunda mısın28
- mafyatik herifin kızına bulaşmak9
- uludağ sözlük kapanırsa toplanma yeri21
- bira bardaktan mı içilir şişeden mi sorunsalı22
- yakışıklı olmak çok zor diyen erkek9
- 17 eylül 2024 lübnan çağrı cihazlarının patlaması27
- sözlüğün çok durgun olması9
- yapay zeka bilinç kazanırsa nolur10
- fetö'nün galatasaray'ı hedef almama sebebi10
- millette para yoksa neden burger king dolu8
- heidi nin dedesinin ateste peynir pisirmesi16
- yazarların en kötü özelliği26
- fetö'nün son hali9
- kanlı ay tutulması10
- joseph shomolo kuscha'nın böreği19
- tarım bakanın kıymanın kilo fiyatı yorumu12
- pınar deniz11
- tamamen yapay zeka tarafından yaratılmış görsel13
- konuşma ses tonu çok güzel olan kadın17
- barış alper'in gol öncesi elle oynaması27
- kaçak bahis sitesinin galatasaray'a sponsor olması24
- 30 yaş üstü 35 yaş altı araftaki yazarlar klübü21
- çok salak bir şekilde ölmekten korkmak14
- ormanda gezerken karşınıza çıkan çıplak kadın15
- sevgilisine köy peyniriyle börek yapan erkek14
- arkadaşlar sizce bu ayakkabı nasıl33
entry'ler (831)
sanal sözlüklerden biri.
ülkemizde ekşi sözlük ile başlayan referans olma gayreti birbiri ardına açılan birçok sanal sözlük ile devam etti. uludağ sözlük, itü sözlük, bilkent sözlük vb. Bunların arasında kural ve sınır çizgisini geniş tutanlar da oldu; inci sözlük gibi. Fakat hiçbirisi hala ekşi sözlüğün ulaştığı mertebeye ulaşamadılar. incelendiğinde görülecektir ki bu seviyeye ulaşamamanın çeşitli sebebleri vardır. Kanımca bunun en temel sebeblerinden biri de verimli denetimin olmayışıdır. Bir ucu olmayan ipi insanların eline verdiğinizde insanlar onun ucuna ulaşana kadar çekeceklerdir ipi. Keza adı geçen sanal sözlük sitelerinin çoğunda durum bundan ibarettir. insanlar bilgi içerikli girdi yapma çabası ile başladıkları sanal sözlük maceralarını bir süre sonra belden aşağı ve seviyesiz bir ortamda bitirmek durumunda kalmışlardır.
meta sözlük de benzer bir motto ile yola başlamış genç bir sanal sözlük sitesi. şimdilik seviyeli ve yazarları kadar okurları da olan bir site. kendi içinde bir kategori sistemi var ki sanırım bu sistem site içi denetimi kuvvetlendirecektir. zamanla göreceğiz. sütten ağzı yananın yoğurda gösterdiği tavırla meta sözlüğün de biraz zaman ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. kalite ve seviyesini koruyabildiği sürece kişisel desteğimi göstereceğim. tabii sitenin kalitesi ve seviyesi yazarların kalitesi ve seviyesi ile de doğru orantılıdır.
herkese iyi okumalar.
ülkemizde ekşi sözlük ile başlayan referans olma gayreti birbiri ardına açılan birçok sanal sözlük ile devam etti. uludağ sözlük, itü sözlük, bilkent sözlük vb. Bunların arasında kural ve sınır çizgisini geniş tutanlar da oldu; inci sözlük gibi. Fakat hiçbirisi hala ekşi sözlüğün ulaştığı mertebeye ulaşamadılar. incelendiğinde görülecektir ki bu seviyeye ulaşamamanın çeşitli sebebleri vardır. Kanımca bunun en temel sebeblerinden biri de verimli denetimin olmayışıdır. Bir ucu olmayan ipi insanların eline verdiğinizde insanlar onun ucuna ulaşana kadar çekeceklerdir ipi. Keza adı geçen sanal sözlük sitelerinin çoğunda durum bundan ibarettir. insanlar bilgi içerikli girdi yapma çabası ile başladıkları sanal sözlük maceralarını bir süre sonra belden aşağı ve seviyesiz bir ortamda bitirmek durumunda kalmışlardır.
meta sözlük de benzer bir motto ile yola başlamış genç bir sanal sözlük sitesi. şimdilik seviyeli ve yazarları kadar okurları da olan bir site. kendi içinde bir kategori sistemi var ki sanırım bu sistem site içi denetimi kuvvetlendirecektir. zamanla göreceğiz. sütten ağzı yananın yoğurda gösterdiği tavırla meta sözlüğün de biraz zaman ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. kalite ve seviyesini koruyabildiği sürece kişisel desteğimi göstereceğim. tabii sitenin kalitesi ve seviyesi yazarların kalitesi ve seviyesi ile de doğru orantılıdır.
herkese iyi okumalar.
Liseyi istanbulda bitirdikten sonra Ankarada Bilkent Üniversitesinde Turizm işletmeciliği eğitimi aldı. Kısa bir süre turizm sektöründe çalıştıktan sonra çocukluğundan beri hayalini kurduğu ekonomi gazeteciliği eğitimi için Amerika Birleşik Devletlerinin New York kentine yerleşti. City University of New Yorkda Siyasal Ekonomi, ardından da New York Üniversitesinde Televizyon Yayıncılığı eğitimi aldı. ABC, CBS ve NBC televizyonlarında profesyonel meslek seminerlerine katıldı. Öğrencilik yıllarında New York Başkonsolosluğunda 6 yıl boyunca görev yaptı. Türkiyeye döndükten sonra BRT Televizyonunda ekonomi muhabiri olarak çalışmaya başladı. BRTde farklı bir dil ve üslupla kaleme aldığı yaşam haberleri ile Hayatın Renkleri programı seyircinin ilgisini seçti. Kanal 9da kendi hazırladığı metinlerle ingilizce haber spikerliği ve dış haberler muhabirliği görevlerini aynı anda yürüttü.
Seymenin gazetecilik mesleği dışında ikinci büyük tutkusu edebiyat. Yeniden üniversite sınavlarına girip edebiyat eğitimi alma yolunda ilk adımı attı. Beykent Üniversitesi ingiliz Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu. Şair Cevat Çapan ile Joseph Conrad Romanlarında Sömürgeciliğin izleri konulu yüksek lisans tezini hazırladı.
CNN TÜRK Ekonomi Servisinde çalışmaya başladığı günden bu yana dünyadaki dev bütçeli şirketlerin tepe yöneticileri ve Türkiyenin önde gelen işadamları ile ses getiren röportajlara imza attı. Davos Ekonomik Forumu ve Uluslararası Para Fonu IMF toplantılarında CNN TÜRKü temsil etti. CNN TÜRKte Anadoluda ekonomik güç olmak için mücadele veren kentleri ön plana çıkardığı Perspektif ve konut-kredi ilişkisinin tüketici gözüyle irdelendiği Emlak Yaşam programlarını ekrana taşıdı. Sunduğu "Sanayi Rotası" programıyla dünyanın ve Türkiye'nin farklı kentlerinden her hafta yayın yaptı.
Cem Seymenin en büyük tutkusu seyahat etmektir. Bilinmeyen coğrafyalara maceralı yolculuklar hayatında önemli bir yer kaplıyor. Gözleme dayalı denemeler yazıyor, fotoğraf çekiyor. Seymen, film ve dizi senaryoları yazarak, kahramanlar yaratmayı çok seviyor.
http://tv.cnnturk.com/201...eri/cem-seymen/index.html
Twitter'da da çok aktif bir kullanıcıdır:
https://twitter.com/searc...cem%20seymen&src=typd
Seymenin gazetecilik mesleği dışında ikinci büyük tutkusu edebiyat. Yeniden üniversite sınavlarına girip edebiyat eğitimi alma yolunda ilk adımı attı. Beykent Üniversitesi ingiliz Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu. Şair Cevat Çapan ile Joseph Conrad Romanlarında Sömürgeciliğin izleri konulu yüksek lisans tezini hazırladı.
CNN TÜRK Ekonomi Servisinde çalışmaya başladığı günden bu yana dünyadaki dev bütçeli şirketlerin tepe yöneticileri ve Türkiyenin önde gelen işadamları ile ses getiren röportajlara imza attı. Davos Ekonomik Forumu ve Uluslararası Para Fonu IMF toplantılarında CNN TÜRKü temsil etti. CNN TÜRKte Anadoluda ekonomik güç olmak için mücadele veren kentleri ön plana çıkardığı Perspektif ve konut-kredi ilişkisinin tüketici gözüyle irdelendiği Emlak Yaşam programlarını ekrana taşıdı. Sunduğu "Sanayi Rotası" programıyla dünyanın ve Türkiye'nin farklı kentlerinden her hafta yayın yaptı.
Cem Seymenin en büyük tutkusu seyahat etmektir. Bilinmeyen coğrafyalara maceralı yolculuklar hayatında önemli bir yer kaplıyor. Gözleme dayalı denemeler yazıyor, fotoğraf çekiyor. Seymen, film ve dizi senaryoları yazarak, kahramanlar yaratmayı çok seviyor.
http://tv.cnnturk.com/201...eri/cem-seymen/index.html
Twitter'da da çok aktif bir kullanıcıdır:
https://twitter.com/searc...cem%20seymen&src=typd
(bkz: yoksulluk sınırı)
(bkz: açlık sınırı)
http://www.milliyet.com.t...detay/2005821/default.htm
http://www.milliyet.com.t...detay/2019247/default.htm
http://www.turkis.org.tr/...-ve-YOKSULLUK-SINIRI-d634
http://www.turkis.org.tr/dosya/p9UPPbM32ofu.pdf
http://www.cnnturk.com/20...yandi/732269.0/index.html
http://www.ensonhaber.com...-190-lira-2014-09-26.html
http://www.disk.org.tr/20...yoksulluk-siniri-4057-tl/
http://www.sabah.com.tr/e...oksulluk-siniri-aciklandi
http://www.radikal.com.tr..._siniri_3876_lira-1215411
http://www.trthaber.com/h...iri-aciklandi-102373.html
http://www.yeniakit.com.t...-ucret-ve-secim-9797.html
http://tr.wikipedia.org/w...luk_s%C4%B1n%C4%B1r%C4%B1
(bkz: açlık sınırı)
http://www.milliyet.com.t...detay/2005821/default.htm
http://www.milliyet.com.t...detay/2019247/default.htm
http://www.turkis.org.tr/...-ve-YOKSULLUK-SINIRI-d634
http://www.turkis.org.tr/dosya/p9UPPbM32ofu.pdf
http://www.cnnturk.com/20...yandi/732269.0/index.html
http://www.ensonhaber.com...-190-lira-2014-09-26.html
http://www.disk.org.tr/20...yoksulluk-siniri-4057-tl/
http://www.sabah.com.tr/e...oksulluk-siniri-aciklandi
http://www.radikal.com.tr..._siniri_3876_lira-1215411
http://www.trthaber.com/h...iri-aciklandi-102373.html
http://www.yeniakit.com.t...-ucret-ve-secim-9797.html
http://tr.wikipedia.org/w...luk_s%C4%B1n%C4%B1r%C4%B1
Ocak: "Ocak" (ateş yakılan yer, ev yuva) sözcüğüyle doğrudan bağlantılı; yani "ocakların yakıldığı, veya günlerin dışarıda çalışarak-avlanarak değil ocaklarda (evlerde) geçirildiği soğuk ay".
Şubat: Süryanice'de, yeni takvimin ikinci ayına verilen isim (şabat/şobat). Türkçe'de anlamını korumuş.
Mart: Latince'de "Mars" (savaş tanrısı) isminden. (Özellikle batı toplumları, çoktanrılı din döneminde ay ve günlere tanrıların veya kimi imparatorların vb. ismini vermişlerdir. Tektanrılı din döneminde birçok dilde bu isimler büyük çoğunlukla değiştirilmiş; ama kimi dillerde bir bölümü yine kalmıştır) Birçok dilde bu ayın adı benzer isimler alır: Maerz (Almanca), mars(Fransızca), maris(Arapça),marzo(ispanyolca),marzo(italyanca),march (ingilzce), vb.
Nisan: Süryanice'den (nisanna) ay ismi. Aslında bu isim Süryani, Sümer, Akadve ibranidillerinde ortaktır. ("nisannus, nasanus, nasanna, nusanus, nusanna" gibi şekilleri var).
Mayıs: Latince'de ay adı (maius)... en büyük anlamındaki "maior"dan geliyor. Büyük olasılıkla bir tanrının (en büyük tanrı) adıydı. Bu ay da birçok dilde benzer isimlerle anılıyor: Mai(Almanca),mai (Fransızca),mayo (ispanyolca),maggio (italyanca),may (ingilizce), vb.
Haziran: Süryanice'de "hazıran" sözcüğü "sıcak" anlamına geliyor. Aynı dilde, bu aya, "sıcakların başladığı ay" anlamıyla olsa gerek - "hazaran/hazuran" ismi verilmiş.
Temmuz: Sümer ve ibrani dillerinde "bey, efendi" anlamındaki "dummuzi" (Sümerce) ve "tammuz" (ibranice) sözcüklerinden geliyor. Rivayetin birine göre, Roma imparatoru sezar'ın (ceasar) adı (julius) bu aya verilmiş. Latin dillerinde "july", "juli" olarak anılır. Hatta imparator augustus'un ceasar'dan etkilenip ağustosa da kendi adını vermek istemesi ayrı bir rivayettir.
Ağustos: Latince "Augustus"tan (Roma imparatoru'nun adı). Bir söylentiye göre, Augustus'un doğduğu aya bu isim verilmiş. Augustus'un adı da "augus: kutsal" sözcüğünden geliyor. temmuz'un adının sezar'dan gelmesi üzerine bu aya da kendi adını vermek istemesi ve her iki ardışık ayın da 31 güne tekabül etmesi tesadüf değildir. sezar ayı 31 günken augustus ayının daha az olması kabul edilebilir değildir. rivayete göre bu sebepten her iki ay da 31 gündür.
Eylül: Süryanice'de "aylul" (üzüm), yani "üzüm ayı". Mezopotamya dillerinde hep ortak isim olarak bu kullanılır (Şubat, nisan ve haziran'da olduğu gibi).
Ekim: Türkçe "ekme" eyleminden. Tarlaların sürülüp ekildiği ay.
Kasım: bu isim "titreme, titreşme" anlamlarını taşıyan (Eski Türkçe) "kas, kasma, kasnama" sözcükleriyle ilgilidir. Yani "rüzgarların başlayıp ağaçları, yaprakları titrettiği ay" anlamında. Yine Türkçe olan "kasırga"'da da bu anlamın çok güçlü olarak bulunması bu fikri oldukça destekler görünüyor.
Aralık: Türkçe'deki "aralık" sözünden geliyor. 10 aylık takvimden 12 aylık takvime geçişte araya konan bir ay olarak bu ismi almış olduğu da düşünülüyor.
Şubat: Süryanice'de, yeni takvimin ikinci ayına verilen isim (şabat/şobat). Türkçe'de anlamını korumuş.
Mart: Latince'de "Mars" (savaş tanrısı) isminden. (Özellikle batı toplumları, çoktanrılı din döneminde ay ve günlere tanrıların veya kimi imparatorların vb. ismini vermişlerdir. Tektanrılı din döneminde birçok dilde bu isimler büyük çoğunlukla değiştirilmiş; ama kimi dillerde bir bölümü yine kalmıştır) Birçok dilde bu ayın adı benzer isimler alır: Maerz (Almanca), mars(Fransızca), maris(Arapça),marzo(ispanyolca),marzo(italyanca),march (ingilzce), vb.
Nisan: Süryanice'den (nisanna) ay ismi. Aslında bu isim Süryani, Sümer, Akadve ibranidillerinde ortaktır. ("nisannus, nasanus, nasanna, nusanus, nusanna" gibi şekilleri var).
Mayıs: Latince'de ay adı (maius)... en büyük anlamındaki "maior"dan geliyor. Büyük olasılıkla bir tanrının (en büyük tanrı) adıydı. Bu ay da birçok dilde benzer isimlerle anılıyor: Mai(Almanca),mai (Fransızca),mayo (ispanyolca),maggio (italyanca),may (ingilizce), vb.
Haziran: Süryanice'de "hazıran" sözcüğü "sıcak" anlamına geliyor. Aynı dilde, bu aya, "sıcakların başladığı ay" anlamıyla olsa gerek - "hazaran/hazuran" ismi verilmiş.
Temmuz: Sümer ve ibrani dillerinde "bey, efendi" anlamındaki "dummuzi" (Sümerce) ve "tammuz" (ibranice) sözcüklerinden geliyor. Rivayetin birine göre, Roma imparatoru sezar'ın (ceasar) adı (julius) bu aya verilmiş. Latin dillerinde "july", "juli" olarak anılır. Hatta imparator augustus'un ceasar'dan etkilenip ağustosa da kendi adını vermek istemesi ayrı bir rivayettir.
Ağustos: Latince "Augustus"tan (Roma imparatoru'nun adı). Bir söylentiye göre, Augustus'un doğduğu aya bu isim verilmiş. Augustus'un adı da "augus: kutsal" sözcüğünden geliyor. temmuz'un adının sezar'dan gelmesi üzerine bu aya da kendi adını vermek istemesi ve her iki ardışık ayın da 31 güne tekabül etmesi tesadüf değildir. sezar ayı 31 günken augustus ayının daha az olması kabul edilebilir değildir. rivayete göre bu sebepten her iki ay da 31 gündür.
Eylül: Süryanice'de "aylul" (üzüm), yani "üzüm ayı". Mezopotamya dillerinde hep ortak isim olarak bu kullanılır (Şubat, nisan ve haziran'da olduğu gibi).
Ekim: Türkçe "ekme" eyleminden. Tarlaların sürülüp ekildiği ay.
Kasım: bu isim "titreme, titreşme" anlamlarını taşıyan (Eski Türkçe) "kas, kasma, kasnama" sözcükleriyle ilgilidir. Yani "rüzgarların başlayıp ağaçları, yaprakları titrettiği ay" anlamında. Yine Türkçe olan "kasırga"'da da bu anlamın çok güçlü olarak bulunması bu fikri oldukça destekler görünüyor.
Aralık: Türkçe'deki "aralık" sözünden geliyor. 10 aylık takvimden 12 aylık takvime geçişte araya konan bir ay olarak bu ismi almış olduğu da düşünülüyor.
Pazar: Farsça'daki "bazar"'dan (yiyecek, öteberi satılan yer, pazar) geliyor. Büyük olasılıkla "pazar yerinin kurulduğu gün" anlamında adını almış.
Pazartesi: Tahmin edildiği gibi, "pazar-ertesi", yani pazarın kurulduğu günden sonraki gün.
Salı: Arapça'daki "salis"ten (üçüncü demek) geliyor, yani "haftanın 3. günü".
Çarşamba: Farsça'daki "çehar" (dört) ve "şenbe"den (gün) geliyor (4. gün).
Perşembe: Yine Farsça: "penç" (beş) ve "şenbe"den (5. gün).
Cuma: Arapça'daki "cem" (toplanma) kökünden "cum'a". (cem, cami, cuma, cumhur, cumhuriyet, cemaat, cemiyet, vb. hep aynı kökten türemiştir) Müslüman toplumlarda toplanma günü, cuma.
Cumartesi: "Cuma-ertesi", yani toplanma gününden sonra gelen gün.
Pazartesi: Tahmin edildiği gibi, "pazar-ertesi", yani pazarın kurulduğu günden sonraki gün.
Salı: Arapça'daki "salis"ten (üçüncü demek) geliyor, yani "haftanın 3. günü".
Çarşamba: Farsça'daki "çehar" (dört) ve "şenbe"den (gün) geliyor (4. gün).
Perşembe: Yine Farsça: "penç" (beş) ve "şenbe"den (5. gün).
Cuma: Arapça'daki "cem" (toplanma) kökünden "cum'a". (cem, cami, cuma, cumhur, cumhuriyet, cemaat, cemiyet, vb. hep aynı kökten türemiştir) Müslüman toplumlarda toplanma günü, cuma.
Cumartesi: "Cuma-ertesi", yani toplanma gününden sonra gelen gün.
(bkz: apple macbook)
bildiğimiz hamsiden olmayan piza türü. ülkemizde karadeniz ve marmara'da tutulan ve tüketilen hamsi diğer hamsilerden farklıdır. ançüez dediğiniz de aslında hamsiye benzeyen fakat hallice daha küçük olan bir tür hamsiden yapılır. şimdi diyeceksiniz ki, "o da hamsi bu da hamsi, ne fark eder?" bir karadenizli olarak hamsinin ülkemizin kuzeyinde balıktan sayılmadığını belirtmek isterim. karadeniz bölgesinde; "balık mı yiyelim yoksa hamsi mi yapalım?" diye bir soru kalıbı vardır. içten içe ançüezin hamsi olduğunu bilmeme rağmen bizim hamsiye yakıştıramıyorum. familyası aynı da olsa karadeniz hamsisi bir başkadır.
sonuç; ançüezli pizza deli gibi tuzludur ve ne yediğinizi anlamazsınız. en güzeli hamsiyi ayrı pizayı ayrı yemektir.
(bkz: anchovy)
(bkz: ancuez)
sonuç; ançüezli pizza deli gibi tuzludur ve ne yediğinizi anlamazsınız. en güzeli hamsiyi ayrı pizayı ayrı yemektir.
(bkz: anchovy)
(bkz: ancuez)
çocuğu olanlar için ilk akla gelen trt çocuk kanalındaki çizgi dizi.
http://www.canimkardesim.tv/videolar.php
http://www.canimkardesim.tv/videolar.php
ilk olarak 1998 yılında piyasaya çıkan efsane strateji oyunu. Her türlü oyun severin tanıdığı, adını duyduğu anda irkildiği isimlerden bir tanesidir. Öyle bir oyundur ki, ikincisinin çıkması tam tamına 12 yıl aldı. Neden mi? ilk olarak zaten mükemmel bir oyuna, yapılacak ikinci bir devam serisine ihtiyaç yoktu. ikinci olarak ise yapılabilecek en ufak bir hata, bu mükemmelliği yok edebilirdi. SC öyle bir yapımdı ki, Amerika'da an itibariyle oyun için yazılan kodlar, üç farklı üniversitede ders olarak verilmekte. Tüm bu mükemmelliğin ardında yatansa aslında tek bir şey: Denge!
SC'nin yıllardır tahtından indirilememesinin yegane sebebidir denge. Oyunda bulunan üç ırkın da kendisine göre özel bir gücü bulunmaktadır ve her ırkın diğerine göre zayıflıkları da mevcuttur.
(bkz: makro)
(bkz: mikro)
(bkz: blizzard)
(bkz: brood war)
(bkz: starcraft 2)
(bkz: wings of liberty)
(bkz: heart of swarm)
(bkz: terran)
(bkz: protoss)
(bkz: zerg)
http://starcraft.wikia.com/wiki/StarCraft
SC'nin yıllardır tahtından indirilememesinin yegane sebebidir denge. Oyunda bulunan üç ırkın da kendisine göre özel bir gücü bulunmaktadır ve her ırkın diğerine göre zayıflıkları da mevcuttur.
(bkz: makro)
(bkz: mikro)
(bkz: blizzard)
(bkz: brood war)
(bkz: starcraft 2)
(bkz: wings of liberty)
(bkz: heart of swarm)
(bkz: terran)
(bkz: protoss)
(bkz: zerg)
http://starcraft.wikia.com/wiki/StarCraft
SimCity 4 (SC4), 2002 yılında çıkmış olan simülasyon türü bilgisayar oyunudur. Oyundaki amaç bir şehir kurup en iyi şekilde yönetmektir. Serisinin 4. oyunu olup Maxis tarafından yapılmış, yayıncılığını ise EaGames üstlenmiştir. Maxis'i daha sonradan EaGames (Electronic Arts) satın almıştır. Sistem gereksinimleri şu şekildedir:
işletim Sistemi: Windows XP/ME/2000/98 (Windows 95/NT desteklenmez; Win 7 her türlü destekliyor)
iŞLEMCi: 500 MHz Intel Pentium III veya AMD Athlon işlemci
RAM: 128 MB
CD/DVD-Rom Hızı: 8X
Sabit Disk Alanı: 1 gb
Video: 16 MB ekran kartı, DirectX 7 uyumlu
Ses: DirectX 7.0 uyumlu
Input: Klavye, fare
SimCity 4'te bir belediye başkanı olup şehrimizdeki simleri en iyi bir şekilde yaşatmak ve şehri altyapı yatırımlarıyla daha değerli bir şehir haline getirmek amaçtır. Oyunda geliştikçe yeni binalar ve yeni mekanlar evler dünyanın tanınan yapıtlarını da yapabilmekteyiz (Bu yapıtlar arasında Ayasofya da bulunmaktadır). Bu Serisi diğer serileri arasında büyük bir fark olup gelişme kaydetmiştir. En büyük fark kentleri parçalara ayırılabilmesi ve birleştirilebilmesi; her birinin ayrı ayrı geliştirilebilmesidir. Bölgesel oyun kavramı SimCity'nin bu serisinde başka bir boyuta ulaştı. Yeniliklerinden biri de 3 tane küçük alan büyüklüğündeki yerleri de kontrol edebilmesidir. En geniş alan oyunda 256 x 256 olup gerçek hayatta bu ölçü 4 km karelik bir alana eşittir.
SimCity 4 kullanıcılarına pek çok seçenek sunmaktadır. Ayrıca farklı konularda danışılabilecek uzmanlar da yeni sürüme eklenmiş. SC4 bireysel binaları finanse edebilmek için yeni özelllikler getirmiştir. Kamu hizmet kuruluşları için bakım masraflarına SC4'te ayarlayabilme özelliği getirilmiştir.
Tüm bunların yanında Eagames firmasının diğer oyunlarından sims ile etkileşimli olarak şehrinize bir sim yerleştirebilirsiniz. Bunun olayı nedir? diye soracak olursanız bir iki tane sayabilirim: siminizi şehirde bir eve yerleştirirsiniz. Kendisi bir iş bulur ve şehrin her türlü imkanından faydalanarak size rapor eder. Gerçi sizin zaten halihazırda danışmanlarınız var, doğru; fakat sim daha samimi bilgiler verir. Örneğin; danışmanlar suyun yetmediğini ve ek depolar ya da pompalar yapmanız gerektiğini söyler. Siminiz ise hangi semtte akmadığını söyler. Bu bilgiye de ayrıntılı haritadan ulaşabilirsiniz; ama sim söyleyince daha kolay ulaşılıyor bilgiye. Yaşadığı bölgedeki hastahane, okul ya da polis istasyonunun yeterliliklerini size iletiyor. Casus gibi biri. Tabii, iyi bir eğitim almaz ve maaşı dolgun bir iş bulmazsa şehri terkedebiliyor. Bu anlamda nüfus hareketlerini de izleyebilirsiniz.
Oyunun en temel özelliklerinden biri sabır istemesi. Talepler zamanla değişiyor ve sizin şehrinize yapacağınız yatırımlar çoğu zaman taleplerle uyuşmuyor. Halk 2. Seviye yerleşim yeri (residence) talep etse de gelip oturmayabiliyorlar. Kısa süreli talepleri takip etmeniz zor. O yüzden talepleri biraz geciktirmek iyi oluyor. Bu durumda da ya talep çok büyüyor ya da zaten vazgeçiyorlar. Arasını bulmak gerek.
Bütçeyi tutturmak başlı başına bir sıkıntı. Bu oyunda ilk 5 yılda eksiye geçmezseniz hemen bir muhasebe bürosunda işe başlayın. O derece! Tabii bankalar kapıda bekliyor. Her zaman alabileceğiniz krediniz hazır. Tavsiyem, sakın ola ki kredi çekmeyin. Faizi büyüdükçe büyüyor ve şehir büyümeden borç dağ gibi oluyor. Parayı her daim artıda tutmaya çalışmalı ve talep olmadıkça yatırım yapmamalı. Yavaş yavaş ve küçük küçük büyümeye çalışmak gerek ki bu da oyunu hem zorlaştırıyor hem de güzelleştiriyor.
Sanayi, ticaret ve yerleşim bölgelerini nereye ve nasıl yapmak gerektiği konusunda bir şeyler söylemeye gerek yok. Gerçek hayatta nasıl olması gerekiyorsa oyunda da öyle. (tabii ülkemizi örnek almayın; bizde durum çok değişik) Kimse fabrikanın dibinde oturmak istemez. Ya da şehrin öbür ucunda, fabrikalardan uzakta bir ticaret merkezi para kazanmaz. Nasıl ki herkes evinin yeşillikler içinde olmasını, evine yakın otobüs durağı, metro hayal ederse oyunda da durum aynı. Emniyet, trafik, sağlık gibi temel ihtiyaçlar simler için de vazgeçilmez. Polis koruması olmayan semtte insanlar sokağa çıkmıyor, Çocuklar okula gitmiyor, Dükkanlar para kazanmıyor. Benzer bir şekilde daha ilkokul inşa etmeden ve nüfusun büyük bir kısmı ilkokula gitmeden üniversite kurarsanız bütçede bir açık oluşması normaldir. Bu ve bunun gibi aslında düşündüğünüzde mutlaka sizin de çözüm bulabileceğiniz küçük ayrıntılarla oyun zevkli hale geliyor ve büyüyor.
Oyun eski tarihli olması sebebiyle artık tüm platformlarda oyunla ilgili hilelere ya da pluginlere ulaşılabiliyor. Fakat benim de naçizane tavsiyem bunlara itibar etmemeniz. Oyun zaten yeterince güzel dizayn edilmiş ve çok dengeli. Pluginlerle orjinalliğini bozmaya değmez. Hileler için belki sadece para hilesini kullanmanız size vakit kazandıracaktır; çünkü kısa sürede bütçe altüst oluyor ve biraz hibe fena olmaz. Bunun dışındaki hileler oyunun karakterini bozuyor. Simler de doğal davranamıyorlar.
Win 7de bile çalışan oyun benim gözümde hiç eskimeyecek. Yeni versiyonu çıkmış olmasına rağmen hala oyuncuları ekrana bağlayabilen bir havası var. Oyuncular için en azından koleksiyonda bulunması gereken bir oyun. Herkese iyi oyunlar.
işletim Sistemi: Windows XP/ME/2000/98 (Windows 95/NT desteklenmez; Win 7 her türlü destekliyor)
iŞLEMCi: 500 MHz Intel Pentium III veya AMD Athlon işlemci
RAM: 128 MB
CD/DVD-Rom Hızı: 8X
Sabit Disk Alanı: 1 gb
Video: 16 MB ekran kartı, DirectX 7 uyumlu
Ses: DirectX 7.0 uyumlu
Input: Klavye, fare
SimCity 4'te bir belediye başkanı olup şehrimizdeki simleri en iyi bir şekilde yaşatmak ve şehri altyapı yatırımlarıyla daha değerli bir şehir haline getirmek amaçtır. Oyunda geliştikçe yeni binalar ve yeni mekanlar evler dünyanın tanınan yapıtlarını da yapabilmekteyiz (Bu yapıtlar arasında Ayasofya da bulunmaktadır). Bu Serisi diğer serileri arasında büyük bir fark olup gelişme kaydetmiştir. En büyük fark kentleri parçalara ayırılabilmesi ve birleştirilebilmesi; her birinin ayrı ayrı geliştirilebilmesidir. Bölgesel oyun kavramı SimCity'nin bu serisinde başka bir boyuta ulaştı. Yeniliklerinden biri de 3 tane küçük alan büyüklüğündeki yerleri de kontrol edebilmesidir. En geniş alan oyunda 256 x 256 olup gerçek hayatta bu ölçü 4 km karelik bir alana eşittir.
SimCity 4 kullanıcılarına pek çok seçenek sunmaktadır. Ayrıca farklı konularda danışılabilecek uzmanlar da yeni sürüme eklenmiş. SC4 bireysel binaları finanse edebilmek için yeni özelllikler getirmiştir. Kamu hizmet kuruluşları için bakım masraflarına SC4'te ayarlayabilme özelliği getirilmiştir.
Tüm bunların yanında Eagames firmasının diğer oyunlarından sims ile etkileşimli olarak şehrinize bir sim yerleştirebilirsiniz. Bunun olayı nedir? diye soracak olursanız bir iki tane sayabilirim: siminizi şehirde bir eve yerleştirirsiniz. Kendisi bir iş bulur ve şehrin her türlü imkanından faydalanarak size rapor eder. Gerçi sizin zaten halihazırda danışmanlarınız var, doğru; fakat sim daha samimi bilgiler verir. Örneğin; danışmanlar suyun yetmediğini ve ek depolar ya da pompalar yapmanız gerektiğini söyler. Siminiz ise hangi semtte akmadığını söyler. Bu bilgiye de ayrıntılı haritadan ulaşabilirsiniz; ama sim söyleyince daha kolay ulaşılıyor bilgiye. Yaşadığı bölgedeki hastahane, okul ya da polis istasyonunun yeterliliklerini size iletiyor. Casus gibi biri. Tabii, iyi bir eğitim almaz ve maaşı dolgun bir iş bulmazsa şehri terkedebiliyor. Bu anlamda nüfus hareketlerini de izleyebilirsiniz.
Oyunun en temel özelliklerinden biri sabır istemesi. Talepler zamanla değişiyor ve sizin şehrinize yapacağınız yatırımlar çoğu zaman taleplerle uyuşmuyor. Halk 2. Seviye yerleşim yeri (residence) talep etse de gelip oturmayabiliyorlar. Kısa süreli talepleri takip etmeniz zor. O yüzden talepleri biraz geciktirmek iyi oluyor. Bu durumda da ya talep çok büyüyor ya da zaten vazgeçiyorlar. Arasını bulmak gerek.
Bütçeyi tutturmak başlı başına bir sıkıntı. Bu oyunda ilk 5 yılda eksiye geçmezseniz hemen bir muhasebe bürosunda işe başlayın. O derece! Tabii bankalar kapıda bekliyor. Her zaman alabileceğiniz krediniz hazır. Tavsiyem, sakın ola ki kredi çekmeyin. Faizi büyüdükçe büyüyor ve şehir büyümeden borç dağ gibi oluyor. Parayı her daim artıda tutmaya çalışmalı ve talep olmadıkça yatırım yapmamalı. Yavaş yavaş ve küçük küçük büyümeye çalışmak gerek ki bu da oyunu hem zorlaştırıyor hem de güzelleştiriyor.
Sanayi, ticaret ve yerleşim bölgelerini nereye ve nasıl yapmak gerektiği konusunda bir şeyler söylemeye gerek yok. Gerçek hayatta nasıl olması gerekiyorsa oyunda da öyle. (tabii ülkemizi örnek almayın; bizde durum çok değişik) Kimse fabrikanın dibinde oturmak istemez. Ya da şehrin öbür ucunda, fabrikalardan uzakta bir ticaret merkezi para kazanmaz. Nasıl ki herkes evinin yeşillikler içinde olmasını, evine yakın otobüs durağı, metro hayal ederse oyunda da durum aynı. Emniyet, trafik, sağlık gibi temel ihtiyaçlar simler için de vazgeçilmez. Polis koruması olmayan semtte insanlar sokağa çıkmıyor, Çocuklar okula gitmiyor, Dükkanlar para kazanmıyor. Benzer bir şekilde daha ilkokul inşa etmeden ve nüfusun büyük bir kısmı ilkokula gitmeden üniversite kurarsanız bütçede bir açık oluşması normaldir. Bu ve bunun gibi aslında düşündüğünüzde mutlaka sizin de çözüm bulabileceğiniz küçük ayrıntılarla oyun zevkli hale geliyor ve büyüyor.
Oyun eski tarihli olması sebebiyle artık tüm platformlarda oyunla ilgili hilelere ya da pluginlere ulaşılabiliyor. Fakat benim de naçizane tavsiyem bunlara itibar etmemeniz. Oyun zaten yeterince güzel dizayn edilmiş ve çok dengeli. Pluginlerle orjinalliğini bozmaya değmez. Hileler için belki sadece para hilesini kullanmanız size vakit kazandıracaktır; çünkü kısa sürede bütçe altüst oluyor ve biraz hibe fena olmaz. Bunun dışındaki hileler oyunun karakterini bozuyor. Simler de doğal davranamıyorlar.
Win 7de bile çalışan oyun benim gözümde hiç eskimeyecek. Yeni versiyonu çıkmış olmasına rağmen hala oyuncuları ekrana bağlayabilen bir havası var. Oyuncular için en azından koleksiyonda bulunması gereken bir oyun. Herkese iyi oyunlar.
Efsanevi anlar anketi yayınlanmıştır. 1950lerden 2010lara kadar birçok efsanevi futbol anı oylamaya açılmış. 1980lere kadar birçoğunu ben de hatırlıyorum ve doğru hepsi efsaneviydi. fakat listede hiç ronaldhinho'nun olmaması garibime gitti.
http://en.legendarymoments.uefa.com/decade/1980/
http://en.legendarymoments.uefa.com/decade/1980/
nintendo wii oyun konsolunun aparatlarından biri. wii fit aerobik ve fitness programı ile ve ayrıca çoğu oyunda da kullanılan denge ayağıdır. üzerine çıktığınızda hassas ayakları sayesinde dengenizi ve kilonuzu ölçen bir aparat olan wii balance board özellikle spor oyunlarında çok eğlenceli oyunlar çıkarmanızı sağlar.
http://wiifit.com/what-is...i-fit-plus/#balance-board
http://wiifit.com/what-is...i-fit-plus/#balance-board
nintendo wii oyun konsolunun aerobik ve fitness programını içeren oyun paketi.
içerisinde aerobik için programlar barındıran paket mii sayesinde oyuncunun kilosunu takip eder. hassas wii balance board ile hareketleri yapmanızı sağlar. dengeye dayalı olan oyun paketi sürekli kullanım sonrasında gözle görülür bir gelişme sağlamanızı sağlayacaktır. *
paketin içinde bir de fitness paketi vardır. bu pakette kardio ya da terleme ya da kaslar üzerine çalışmalar yapılmaktadır. wii balance board üzerinde yapılan tüm hareketler özellikle denge odaklıdır. fakat genel olarak inmeli çıkmalı hareketler sayesinde yarım saatlik bir sürede bile bir tarafınızdan ter akmasını garanti eder.
aynı paketin içindeki en eğlenceli bölüm oyunlar bölümüdür. ipte yürüme, ski jumping, topa kafa atma, denge topları ve hullahop gibi oyunlar sizi bağımlı hale getirebilir. fakat uyarmadan edemeyeceğim; wii balance board'un üstüne çıkar çıkmaz önce ısınma bölümünü oynamalısınız; yoksa çok fena hamlayabilirsiniz. özellikle ertesi gün eller ve kollar kalkmaz oluyor. demedi demeyin!
http://wiifit.com/
http://wiifit.com/what-is...i-fit-plus/#balance-board
http://wiifit.com/what-is.../activities.html#training
http://wiifit.com/training/balance-games.html
içerisinde aerobik için programlar barındıran paket mii sayesinde oyuncunun kilosunu takip eder. hassas wii balance board ile hareketleri yapmanızı sağlar. dengeye dayalı olan oyun paketi sürekli kullanım sonrasında gözle görülür bir gelişme sağlamanızı sağlayacaktır. *
paketin içinde bir de fitness paketi vardır. bu pakette kardio ya da terleme ya da kaslar üzerine çalışmalar yapılmaktadır. wii balance board üzerinde yapılan tüm hareketler özellikle denge odaklıdır. fakat genel olarak inmeli çıkmalı hareketler sayesinde yarım saatlik bir sürede bile bir tarafınızdan ter akmasını garanti eder.
aynı paketin içindeki en eğlenceli bölüm oyunlar bölümüdür. ipte yürüme, ski jumping, topa kafa atma, denge topları ve hullahop gibi oyunlar sizi bağımlı hale getirebilir. fakat uyarmadan edemeyeceğim; wii balance board'un üstüne çıkar çıkmaz önce ısınma bölümünü oynamalısınız; yoksa çok fena hamlayabilirsiniz. özellikle ertesi gün eller ve kollar kalkmaz oluyor. demedi demeyin!
http://wiifit.com/
http://wiifit.com/what-is...i-fit-plus/#balance-board
http://wiifit.com/what-is.../activities.html#training
http://wiifit.com/training/balance-games.html
2006 yılında nintendofirması tarafından piyasaya sürülen oyun konsolu. playstation'dan farklı olarak motion sensorkullanan nintendo daha zayıf görüntü kalitesi ile daha yüksek oyun zevkini hedeflemiştir. konsola kayıt edilen oyuncular mii adı altında bir listede toplanır ve daha sonra konsol tarafından hatırlanır. böylece konsol üzerindeki tüm oyun geçmişiniz kayıt altına alınır. özellikle hareket sensörünün kullanımı sayesinde bazı oyunlar çok daha zevkli hale gelmiştir. wii fit gibi spor eğitim oyunları (aslından oyundan çok spor simülasyonu) sayesinde oturduğunuz yerde oyun oynama devri sona ermiştir. wii board, üzerine çıkarak kullandığınız bir aparat olarak çoğu oyunda kullanılır. özellikle vurmalı ve atmalı oyunlar konsolda büyük bir fark yaratmıştır.
her ne kadar piyasadan farklı bir tarzla çıkmış olsa da playstation 'ın tahtını tehdit edememiştir. gerçi wii ile playstation'ı ayırmak gerekir: wii, özellikle çoklu oyunculu oyunlarda interaktif bir deneyim sunarken grafik kalitesinde beklenen düzeye erişememiştir. Fakat yine de oyun zevki konusunda üst sıralardadır. playstation ise tam bir tek kişilik oyun konsoludur. çoklu oyunculu oyunlarda wii kadar zevk vermezken zaten çoklu oyun deyince çoğu zaman futbol ve basketbol oyunları akla gelmektedir. tekli oyunlarda grafik kartı kalitesi sayesinde büyük bir fark atan playstation'ın kanımca bir dezavantajı da oynanabilirliliğidir. wii için bir motion control yeterlidir ve her yaştan kullanıcı için dizayn edilmiştir. playstation'ın pad'ini kullanmak ayrı bir maharet ister. aslında wii'nin oyun zevkinin yüksek olmasının temel sebebi de bu ikisi arasındaki oyun kolu farkındandır.
her elektronik üründe olduğu gibi wii'de de dünya ile aramızda bir miktar fiyat farkı vardır. bu durum oyun konsolu alıcıları arasında playstation'ın tercih edilmesinin sebebi olabilir. bu yüzden ülkemizde wii satış rakamları düşüktür. oysa ki tüm dünyada playstation'dan sonra en çok satan oyun konsolu durumundadır.
http://www.ign.com/wii
http://www.gamestop.com/wii
http://www.amazon.com/Nin...ie=UTF8&node=14218901
her ne kadar piyasadan farklı bir tarzla çıkmış olsa da playstation 'ın tahtını tehdit edememiştir. gerçi wii ile playstation'ı ayırmak gerekir: wii, özellikle çoklu oyunculu oyunlarda interaktif bir deneyim sunarken grafik kalitesinde beklenen düzeye erişememiştir. Fakat yine de oyun zevki konusunda üst sıralardadır. playstation ise tam bir tek kişilik oyun konsoludur. çoklu oyunculu oyunlarda wii kadar zevk vermezken zaten çoklu oyun deyince çoğu zaman futbol ve basketbol oyunları akla gelmektedir. tekli oyunlarda grafik kartı kalitesi sayesinde büyük bir fark atan playstation'ın kanımca bir dezavantajı da oynanabilirliliğidir. wii için bir motion control yeterlidir ve her yaştan kullanıcı için dizayn edilmiştir. playstation'ın pad'ini kullanmak ayrı bir maharet ister. aslında wii'nin oyun zevkinin yüksek olmasının temel sebebi de bu ikisi arasındaki oyun kolu farkındandır.
her elektronik üründe olduğu gibi wii'de de dünya ile aramızda bir miktar fiyat farkı vardır. bu durum oyun konsolu alıcıları arasında playstation'ın tercih edilmesinin sebebi olabilir. bu yüzden ülkemizde wii satış rakamları düşüktür. oysa ki tüm dünyada playstation'dan sonra en çok satan oyun konsolu durumundadır.
http://www.ign.com/wii
http://www.gamestop.com/wii
http://www.amazon.com/Nin...ie=UTF8&node=14218901