bugün

varlığından emin olamadığımız bir fizik teorisi.kara deliklerin içine giripte sag kalmak mümkün olursa görebileceğimiz,herşeyin bu mevcut evrenimizdekinden farklı olabileceği varsayılan evren.örneğin paralel evrenlerin birinde marangozsunuz ve ayşe ile evlisiniz,bir diğerinde marangoz olan ayşe ve siz gaysiniz gibi gibi.
her karar anında yenilerinin oluştuğuna inanılar evrenler. sınırsız sayıda ihtimal olduğu düşünüldüğünde yok kanka olmaz öyle şey dediğim kuram.

(bkz: john wheeler)
bilim adamlarının, bulunduğumuz evrene benzer başka evrenlerin de olması gerektiği tezleri ile son zamanlarda tartışılan konu.

bu konuda tezler öne süren iki bilim adamı einstain ve rosen dir. birlikte çalışmaları da vardır.

böyle evrenler varsa neden göremeyiz, illa paralel olmak zorunda mı?

görememenin sebebi insan beyninin 3 boyutlu kavramlar için yaratılmış olmasıdır.

paralelliğe gelince burda anlatılmak istenen, benzerlik ve 3 boyutlu koordinat sistemi baz alındığında aynı yerde bulunmasıdır.

bir görüşte insan parelel evrenlerin zaman boyutu dikkate alındığında, anlık cekilen fotoğraflar gibi, aslında tek bir evrenin, değişik zamanlardaki görüntüleri olduğunu savunur.

fotoğraf cekildikten sonra, insan icin o an gecmiştir. orası artık başka bir evrendir. insanın ulaşamıyacağı bir yere gitmiştir. bunu sağlayan zamandır.
(bkz: biz paralel evrenlerin insanlarıyız)
insan hayatında, yaşanan her olayın, verilen her kararın diğer olasılıkları incelendiğinde ortaya çıkan evrenlerdir aslında. çok çok basit bir örnekle anlatmaya çalışayım:
gece yatarken saatinizi 8e kurdunuz. ve sabah 8de kalktınız, lakin 7.30da gelip kapınızı çalan kapıcıyı duymadınız. su almanız gerektiğini sonradan hatırlıyorsunuz. ve akşam evde su kalmadığında gidip bakkaldan su alıyorsunuz. bir zaman farkı oluyor.
ama saatinizi sabah 7.30a kursaydınız kapıcıdan su isteyebilirdiniz ve akşam su almaya gitmek yerine başka bir araştırma konusu bulup çok farklı düşüncelerle farklı yerlere gelebilirdiniz...
(bkz: kara kule)
(bkz: paralel evrenler)
bu kurama gore sonsuz olasiliklarda sonsuz evrenler vardir, ve sonsuz kucuklukteki zaman dilimlerinde evrenden evrene gecis yaparsin. gecmiste kalan her zaman birimi donar, gelecekte hangi evrene sicrayacagini o an yapacagin sey belirler. mesela ben bu entry'i yazdiktan sonra ziktir olup yatarsam yarin daha erken kalkarim ve biraz daha aklim varsa ders calismaya baslarim ve finalden daha iyi bi not alip, kariyerimde ilerleyebilirim, ya da daha cok sozlukte takilip 'haci ben karar verdim barmen olacam sikerim vizesini de finalini de' edebiyatina devam edebilirim. boylelikle evrenden evrene sicramis olurum. bir de bunla baglantili olarak (bkz: grandfather paradox) bir de unutmadan (bkz: bi boka yaramayamacagini anlayinca barmenlik okuluna yazilmak)
budizm ogretileriyle aralarinda sasirtici derecede benzerlikler bulunan kuram. buda'nin ne kadar asmis bir dusunur oldugunun bilimsel yonden ispati da diyebiliriz.
genel göreceliğin çıkmazı olan ikizler paradoksuna bir manada yanıt olan teori.

genel görecelik, ışık hızına yakın hızlarda hareket eden parçaların zamanının daha yavaş ilerlediğinden bahseder. şöyleki dünyada aynı anda doğduğunuz bir ikiz kardeşinizin olduğunu düşünün.günün birinde canınız kuğu takım yıldızının oralarda bir yerde bi kahve içmek ister. ışık hızında seyreden geminize atlar kahvenizi içip gelirsiniz. işte geri döndüğünüz kardeşinizle karşılaştığınız an paradoks başlar. siz ışık hızında hareket ettiğiniz için kardeşinizden daha genç olmanız gerekmektedir teoriye göre. yani siz hala 19 yaşında iken kardeşiniz 20 yaşındadır. olur mudur olmaz mıdır, imdada paralel evrenler yetişir, derki senin o sonra gördüğün kişi diğer paralel evrendeki kardeşindir. *

ayrıca "hızlı yaşa genç öl" vecizesinin de ilmi açıklamasıdır bu teorimiz.
daha olumlu koşulların olmasını umut ettiğimiz evren. aşağıdaki manzaralara rastlanması olası dır:

- Yer Avrupa... Ankara'dan gelen insan Haklarını izleme Heyeti, Avrupa'dan rapor edilen insan hakkı ihlallerini yerinde inceliyor. 2.457 ihlal tespit eden heyet, Avrupa ülkelerini uyararak "Bir dahaki gelişimizde durumunuz düzelmemiş olursa, sizi Avrasya Birliği'ne alma konusunu askıya alırız" şeklinde beyanda bulunuyor. Kendilerine 2009 yılına müzakere tarihi verilen Avrupa ülkeleri, "o zamana kadar gerekli değişiklikleri yapacağız" diyorlar.

- Yer ABD... Başkan tv'den ulusuna sesleniyor: "istihbarat organlarımızın yanlış ve yanıltıcı bilgi vermesi neticesinde Irak'ı işgal etmis bulunuyoruz. Az önce elime ulaştırılan bilgilere göre; onbinlerce Iraklıyı öldürdüğümüz yetmiyormuş gibi, bir o kadarını da yaralamış veya sakat bırakmışız. Bu asla kabul edilebilir bir durum değildir. Tüm bu suçlarımızı itiraf ederken derin acı çekiyor ve utanç duyuyorum. En geç 1 hafta içinde askerlerimiz Irak'tan çekilecek ve Irak devletine 500 milyar dolar haksızlık tazminatı ödenecektir... Samimi özürlerimin Irak halkı tarafından kabul edileceği dilek ve umuduyla, Irak'ta ölen Iraklılar için 1 dakikalık saygı duruşuna davet ediyorum hepinizi... Unutmadan bir konuya daha değinmek isterim ki, haksız bir şekilde yürüttüğümüz bu işgal hareketi esnasında biricik müttefekimiz Türkiye'yi de çok güç durumlarda bıraktık. Onlardan da yüzmilyonlarca kere özür diliyorum. Kendilerine gereken tazminat fazlasıyla ödenecektir."

- Yer Çin... Olimpiyatlara katılan kısa mesafe koşucusu Türk atletin 100 metreyi 8.9 saniyede koşmasının ardından yapılan doping testinde doping maddesine rastlanmıyor. Birincilik kürsüsüne çıkan Türk atlet, istiklal Marşımızı 1,5 milyar Çinliye ve tüm dünyaya dinletiyor. Kendisi de marşımızı hatasız söylüyor.

- Yer Türkiye... Sevgililer Günü tüm yurtta ve yurtdışı temsilciliklerinde coşkuyla kutlanıyor. Açıklanan istatistiklere göre hiçbir erkek eşine veya sevgilisine hediye almayı unutmuyor. Kutlamalar sırasında silah sıkılmıyor, trafik kazası olmuyor, reytingler düşmüyor.

- Yer istanbul... Yılmaz Erdoğan'ın yönetmen ve yapımcılığını yaptığı Organize işler filminin gösterimi başlıyor. Filmin izleyiciye sunulduğu ilk günün sonunda yalnızca 25 kişi filmi izliyor. Bu 25 kişinin de gazetelerin sinema yazarları olduğu anlaşılıyor. Bir açıklama yapan Erdoğan: "Bu ne biçim organizasyon anlamadım" diyor.

- Yer istanbul... Milli Takım teknik direktörü konuşuyor: "Takımı kurma ve taktik belirleme konusunda büyük hatalar yaptım, Dünya Şampiyonası'na katılamayışımızın tek sorumlusu benim, istifamın kabulünü talep ediyorum."

- Yer Fransa... Fransa Parlamentosu, 'Ermeni Soykırımı Kanunu'nu iptal ederek Türkiye'den özür diliyor...

- Yer Ankara...Asgari ücreti bir türlü yoksulluk sınırı üzerine çekemeyen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı istifa ediyor ve başarılı olamayan diğer bakan arkadaşlarını da istifaya davet ediyor...

- Yer isviçre... Bir basın toplantısı düzenleyen Orhan Pamuk, "roman yazma konusundaki yetersizliğimi tarihi konularda sivri çıkışlar yapmak suretiyle örtmeye çalıştığım için üzgünüm" diyor...
rhcp'nin bir şarkısının isminin türkçesi (bkz: parallel universe)
(bkz: donnie darko)
Mistikler ve filozoflar bu tip evrenlerin var olduğunu öne sürüyorlar. Bilim adamları ise yakın zamanlara kadar böyle bir şeyin olanaksız olduğunu düşünüyorlardı. Fakat bugün fizikçiler paralel evrenlerin olabileceğini matematiksel olarak ortaya koyabiliyorlar.
belki de oynadığın psx'te bile var olan evren. oyun bitince düğmeye basıp kapatıyorsun. ama aslında, o kendi içinde butona basmanla, senin belirlediğin biçimde sürmeye devam ediyor. bir süre sonra tekrar açtığında da kendi insiyatifleri olmadan bulundukları yerden bir anda çekilip, senin istediğin bir başka yerde belirerek senin komutlarını yerine getirmeye başlıyorlar ve bu böylece devam ediyor. Bizim evrenimizin de bundan farklı olmadığını kim iddia edebilir? * * belki bir makinenin içinde, on-off düğmesine birisinin basmasını ve oyunun açılmasını bekliyoruz. açılma ve kapanma arasındaki o sürenin ortalama bir insan ömrü olmadığı ne malum? o butona kesin basılacak ama basan kim olacak? ölüm zannettiğimiz şey o butona basılıp yeni göreve gönderilmek olabilir mi? ya da üst level ya da başaramayanlar için en baştan başlamak.
neyse motordan duman çıkmaya başladı, kapatayım bu konuyu en iyisi...
arog filminde çok sık sözü edilen evrendir lakin bir türlü zaman geçmek bilmez.
evrenin oluşumu hakkında en son teorileri anlatan 45 dakikalık güzel bir bbc belgeseli.

einstein'dan beri fizikçilerin peşinde olduğu; herşeyin teorisi olabilecek m-teorisi (bkz: membran teorisi)'ni 11. boyut ve paralel evrenler ile açıklayan, big bang'in ve tekilliğin * öncesine uzanabilen, tek bir evren ve tek bir big bang'ten değil, bir çok evren ve halen evrenler oluşturmaya devam eden big banglerden bahseden yapım. *
gayet enteresan ve fizik severler ile konunun meraklıları için kaçırılmaması gereken;

http://video.google.com/v...546985137472922&hl=en#

(bkz: her şeyin teorisi)
(bkz: tekillik)
(bkz: sicim teorisi)
(bkz: membran teorisi)
(bkz: big bang)
şu anda bu entryleri okurken pararlel evrende üç dakika geçti.
az önce radyo eksen dinlerken rastgeldiğim, türkiyede gerçekten iyi müzik yapan nadir gruplardan. Porcupine Tree'ye benzetilmektense Neşet Ertaş'a benzetilmektir bizim tercihimiz diyerek sunucunun takdirini toplamışlar. geçiş adlı parçaları çaldı programda, çok iyiydi hakikaten. sonra myspace lerini inceledim, çok çok başarılı bu adamlar. şu an sanırım ciddi bir reklamı ya da dinleyici kitlesi oluşmamış, zamanla muhtemelen çok iyi yerlere gelirler..
myspace sayfaları:

http://www.myspace.com/paralelevren

grubun kadrosu da şöyle imiş;

Serhat Ağca (Gitar, Vokal)
Sarp Şenbaşlar (Bas Gitar)
Serkan Hamamcıoğlu (Davul)
bakış açısına göre farklılığı değişebilen, değiştirilebilen, yer, zaman ve ruh kavramlarına inat hala bişeylerin güzel olabileceği, bu hayatta olmayan ama arzu edilen her düşüncenin, hayalin, tutkunun yaşanabildiği yer. ya da bütün bunların yalan olduğu insanların ağızlarına kadar pis irine batmış vaziyette kusmuklarında boğuldukları, ortalıkta kokuşmuş leş kargalarının fink attığı, kasıklarımızdan bizi titreten, hayat enerjimizle nanoteknolojik makinaların çalıştırıldığı bataklık.
bu yilin ekim ayinin sonlarina dogru peyote'de sans eseri rastladigim, ozellikle gecis isimli parcalarinin yanisira, ortaya neler koyabilcegini ispatlarcasina performanslarinin sonunda patlattiklari cream - crossroads cover'i ile dinleyicide de ohalar silsilesi uyandiran, budur dedirten rock triosu. simdiye kadar nerlerdeydiniz siz.
"beşikten mezara" adlı şarkısında da bir yes havası var sanki. aldı götürdü beni. çok iyi lan. çok fena.
eğer bu teori doğruysa acaba benim paralel evren de gemma atkinson la evli olma ihtimalim yüzde kaçtır diye sorgulatan olgu...
büyük ve küçük baş hayvanlar insan kesiyormuş..
Uzaydaki karadelikten sağ kalarak geçebilinirse yaşadığımız evrene benzer bir evrendir.
Ayrıca uzay filmlerinin en çok tutan repliğidir.Her filmde bir paralel evren bahsi geçer.