bugün

ilk öğrenilen, hatta halihazırda öğrenilmiş olarak doğulan ingilizce kelime. yep, yeah versiyonları mevcuttur.
progressive rock yapan yetmişlerin efsanevi grubu.şarkıları klavye ağırLıklıdır.günümüzün progressive metal/rock anlayışı bu grupla birlikte gelmiştir.dinlenesidir.özellikle klavye çalanlar bu grubu iyi dinlesin.çok şey öğreneceklerdir.
albümleri :

Yes (1969)
Time And A Word (1970)
The Yes Album (1971)
Fragile (1972)
Close To The Edge (1972)
Yessongs CD1 (1973)-Yessongs CD2 (1973)-Yessongs CD3 (1973)
sally potter'ın yönettiği bir film
günümüz gençliğinin bir kısmının ağzına pelesenk olmuş,evet demek yerine neden bu kelimeyi seçtiklerine bir anlam veremediğim yeaah,yeş gibi versiyonlarının ağızlarda dolaştığı, duymaktan gına gelen evet manasındaki ingilizce sözlük
sally potter ablamızın 2004 tevellüdlü, küba'yı yeniden keşfeden filmi. tabi filmin derdi bu değil, hikayenin soluklandığı geçici bir durak küba. bir lübnanlı ve irlanda asıllı ingiliz'in, yani yerleşik olanla sürgünün londra örneğine sıkışan kültürel denklemi ve bunun da verimli bir çatışma-değişme-dönüşme alanı olmasıyla 'aşk' üzerinden anlatılması-çözülmesi filmin başarısı. diyalogların leziz şiirselliği de cabası.
(bkz: owner of a lonely heart)
Steve Howe, Alan White, Jon Anderson, Chris Squire, Rick Wakeman kadrosuyla, 1968 de kurulan, londra menşeeli progressive rock topluluğu..
bir ara rick wakeman gidince bu gruba meşhur yunan klavyeci vangelis (bkz: chariots of fire) katılmıştır. vangelis ''ilk çalışmalarda hayrete düştüm, orkestranın eski elemanları öyle karmaşık bir işaret dili geliştirmişlerdi ki, performans sırasında birbirleriyle konuşmadan hertürlü müzikal varyasyona girebiliyorlardı. bir an bunu hiç öğrenemeyeceğim sandım'' demiştir. evet, bu grup gelmiş geçmiş en sofistike rock parçalarını üretmiş olup, vangelis de birkaç ay dayanabilmiştir kendisi.
(bkz: seyir)
''yesssss !'' şeklinde söylenirse ''tamam, oldu bu iş '' havası katar cümleye.
(bkz: youth exchange study)
londranın efsanevi progressive rock-metal topluluğu.
coldplay'in viva la vida or death and all his friends albümünden.7 dakika 6 saniyelik oryantal ezgilerde duyabileceğiniz bir şarkı.

When it started we had high hopes
Now my back's on the line
my back's on the ropes

When it started we were alright
But night makes a fool of us in daylight

Yeah we were dying of frustration
saying "Lord lead me not into temptation"

But it's not easy when she turns you on
Since they gone

If you'll only, if you'll only say yes
Whether you will's anybody's guess

God, only God knows I'm trying my best
But I'm so tired of this loneliness

So, up they picked me by the big toe
I was held from the rooftop then they let go

There's only screaming
let the windows down
as I come to the ground

If you'll only, if you'll only say yes
Whether you will's anybody's guess

God, only God knows she won't let me rest
but I'm just so tired of this loneliness
I've become so tired of this loneliness
4:05'den sonra insanı coşturan coldplay şaheseri.

(bkz: Chinese Sleep Chant)
coldplay denen tanrısal vasıflar taşıyan insanlardan oluşmuş müzik grubunun muhteşem şarkısı.

but it's not easy when she turns you on
since they gone

kısmından sonraki yaylılar insanı kendine getirmeyi çok iyi bir şekilde başarırken;

but i'm just so tired of this loneliness
i've become so tired of this loneliness

kısmıyla isyan ettiren şaheser.
pet shop boys'un 23 mart 2009'da piyasaya çıkmış albümü.

1.love etc.
2.all over the world
3.beautiful people
4.did you see me coming?
5.vulnerable
6.more than a dream
7.building a wall
8.king of rome
9.pandemonium
10.the way it used to be
11.legacy
dinlenesi bir progressive rock grubudur.
Sally Potter imzalı 2004 ingiltere / abd yapımı film. izlenmeye değer.

--spoiler--
Mutlu görünen bir evlilikte, aslında, kadın da erkek de başarılı iş hayatlarının gölgesine sığınmışlardır. Kadın kocasının ilgisizliğinden ve sıkıcılığından şikayetçidir. Kocası da boşluğunu başka kadınlarla doldurmaya çalışmaktadır.

Bir yemekte tanıştığı restoran aşçısı, genç kadının ilgisini çeker. Adam aslında Lübnanlı bir doktordur ama Londra da, hayatını aşçılık yaparak kazanmaktadır. Her ikisinin de hayata dair memnuniyetsizlikleri onları yakınlaştırır.

Aralarındaki yakınlaşma aşka dönüştükçe hayatlarındaki sorunlar ilişkilerine olumsuz yansımaya başlar.
--spoiler--
yep ve yeah ile aynı anlamdadır. fakat; normal konuşurken yes, sevimli olmaya çalışılırken yep, seksteyse yeah kullanılır.
fragile, the yes album, close to the edge, going for the one gibi çok özel albümleree imza atmış kaliteli bir progressive rock grubu, camianın en önde gelenlerinden.
izlerken çokça sıkan film. gereksiz.
ingilizce dersinde hocayı atlatmak için sık söylenen çünkü en iyi bilinen, en pratik cevap niteliğindeki geçiştireç.
(bkz: bir kelime icat ettim)
edirne, beşiktaş, nurgul yeşilçay gibi başlıkları açıp, toplam 12 entry girip ortalardan kaybolan 1. nesil yazar. şifresini felan unuttu herhalde.
bir kılıf markası. okeyden daha iyi.
lan kimsede yazmamış anlamı evettir diye. gerçi yes'in anlamını bilmeyecek salak yoktur yani.