bugün

özel günlerde ve bayramlarda ziyaretçilerin dolup taştığı, normalde genellikle ıssız olan, "son durak, kara toprak" mekanı.
çam ağaçlarının bolca bulunduğu bazı insanların* gece yakınından geçmeye korktuğu ahiret ile dünya arasındaki yaşamın başladığı* yer.
Son istirahat mekanı olarak gözükse de kabir azabının olduğu unutulmamalıdır.
dünyanın çivisinin çakıldığı karakutu.
mezar konan yere verilen ad.
eroin esrar pazarlıklarının yapıldığı, kişilerin mal alıp mal sattığı mafyalar için bulunmaz nimet.
geceleri uzak durulan, korkulası yer. mahşer günü için ruhların bekleme odası da diyebiliriz...
birçok insanın kendine hazırladığı fakat kendini hazırlamadığı yerdir.
parmakla gösterildiğinde, o parmağın ısırıldıktan sonra ayakkabının altında sıkıştırılması gereken mevki.
yanından geçerken insanın içini garip bir duygu kapladığı yer.
dört kişilik bir eğitim uçağı Karadenizde mezarlığa düşmüş..Lazlar 80 ceset çıkarmışlar ve ölü sayısının artmasından korkuyolarmış...
çatır çatır sevişen türbanlıyı habercilerin yakaladığı yer .
(malesef) mezarlık.
(bkz: mezarlık bekçisi)
gece ne kadar ürperticiyse sabaha dogru da bir o kadar güzel olan yer.
kim duysa korkudan ölür
tahrip gücü yüksek saatli bir bombadır
patlar
an gelir ...
kabristan,hepimizin eninde sonunda gideceği yer.
çok kalabalık, çok hareketli, çok gürültülü.

hiç kimse olmamasına, hareket eden birilerinin olmadığını bilmene, hatta hiç ses duyulmamasına rağmen bunları hissettiriyor. ya da genellememek lazım belki ben böyle hissediyorum. bir mezarlıkta bulunduğum zaman boyunca bir tane insan görmeme rağmen sanki bir seramoni ile girip, yine gel coşkusuyla uğurlanmış gibi hissediyorum. yukarılara doğru mezardan mezara atlayarak çıkarken sanki arkanda bir gruba önderlik eder gibi. düşsen sanki biri seni kolundan tutup kaldıracakmış rahatlığında.

belki küçüklükten kaynaklanan bir şey benim için. ama sanki benim için değil de herkes için aynıymış gibi geliyor. hani mezarlık bana sonradan mezarlıkmış gibi görünmeye başladı. sonradan anladım kaybedilenlerin orada olduğunu. öncesinde yokuşundan bisikletle indiğim bir cadde ya da ağaçlarından çitlembik topladıktan sonra en yüksek yerine oturup istanbulu izlediğim bir bahçeydi.

ama şimdi anladım ne hızla geçilip gidilecek bir cadde ne de keyfi çıkarılacak bir bahçeymiş.
bir cahit sıtkı tarancı şiiri.

Ve şehrin şenliğine karşılık
Susar servileriyle mezarlık.
Susar ve hatırlar: - Bu kırık
Aynadaki hazin perişanlık

Sizindir, siz gafil, siz bihaber
insanlar bilseydiniz ne bekler
Bir gün açmak için bu çiçekler;
Ölülerin sükûnu çiçekler
doom-death metal veya blackmetal kliplerinin çekilebileceği yegane ortam.
(bkz: uludağsözlük aile kabristanı)
insanın içine açan fevkalade neseli bir ortam. selvi seslerinin senfonisinin yanında ibrahim tatlises'in muazzam eserleri karatahtaya sürten tirnak sesi gibi kalir.
bayramların birinci günleri hınca hınç ziyaret edilirken diğer günlerin torbaya girdiği düşüncesi hakimdir kimi bünyelerde. halbuki orda yatanların sonsuza dek duaya ihtiyacı vardır. belki evlat belki acılı anne veyahut baba ya da akraba veya bir yakın, gitmek çok zor olmasa gerek. o toprakların altında yatanlarda bir zamanlar sizin bizim gibilerdi, ya şimdi? ıssız, yoksun belki azab çekerek orada yatıyorlar, kim bilir...
(bkz: yolun sonu)
kanundan kaçan insanların uyuması için çok uygun yerdir kimesenin aklına bile gelmez.
soğuk yer. yıllar yıllar önceydi. rahmetli kerim tekin'in ablası bağırıyordu soğuk orası üşemesin. o gün bugündür soğuk mudur diye düşünürüm.
arife günleri mezar ziyareti yapmak adettir.
bir de mezarlıklar kalabalık insan sürüsünden daha az tehlikelidir. korkacaksan canlılardan kork der büyükler.