bugün

entry'ler (1118)

age of empires oynayan türk general

(bkz: tamam yaparım)

avrupa krizdeyken türkiye nin yüzde 7 büyümesi

(bkz: osmoz)

bilgisayar ilk alındığında yapılan mallıklar

(bkz: çökertmek)

sek votka

slav ülkelerindeki votka içiş tarzıdır.

finlandiya

soğuk memleket diyenler yalan derler finlandiya için. zira kızları görünce kaloriferler çalışmaya başlar.

türkiye nin nato dan ayrılması

(bkz: nato dan çıkıp ne yapsın başka gidecek yer mi var)
(bkz: reelpolitik)

anne ben x oldum

- anne ben x oldum.
+ işin içine x girince anlayamıyorum.

göt olmak

(bkz: göt olmayan kaç kişi kaldı ki)

tarihi eserler arasına tuvaletini yapan kişi

- hakim
+ tarihi esere s.çan kişi

- evladım savunman nedir? tarihi eserlere pisleyerek tahrip ettiğiniz söyleniyor.
+ hakim bey evet yaptım tamam ama eski alışkanlığımızı bıraktık. artık oraya buraya s.çmıyoruz. özellikle gidip adamların yıllar yıllar önce yaptığı tuvaletlerde hacetimizi gideriyoruz ama gene tarihi esere s.çmış oluyoruz. anlamadım ki ben adamlar eskiden s.çtılar sıvadılar oraları şimdi biz edince yok efendim tarihe zarar veriyorsunuz. olmaz çok yanlış düşünceler bunlar. türkiye sırf böyle düşünen insanlar yüzünden böyle. bunlar gibi düşüneni sallandırcaksın taksim'de bak bir daha böyle şeylerle karşılaşıyormuyuz.
- gereği düşünüldü.

bülent ersoy un pogo yapması

fevkaledenin fevkinde olacağı kesin olan eylemdir. pogo sonrası gözde hasar oluşursa meşhur panda makyajı ile kapatarak gündemdeki yerini tekrar alabilir bülent hanımefendi.

bira içen mini etekli türbanlı komünist kız

nescafe'nin kıskacağı durumdur.
(bkz: üçü bir arada)
(bkz: 999999999 in 1)

ekmek almaya giden terlikli çocuk

hepimizizdir o çocuk. tüm çocukluk hayalleri bulaşmıştır kirli ayaklara, terliğin tozuna, asfaltta çıkan şıpıdık sese. çocukluk gururunun, büyümenin kaynağıdır. aynı zamanda üzüntünün adıdır oyundan çağrıldığında. ekmek topuğunun tadıdır.
*

kerhaneler için reklam sloganları

tek rakibimiz manukyan.

halk açken füze alan tsk

eğer füze alırsanız, füzenin kurulacağı tarla kamulaştırılır tarlanın sahibi kazanır. dolayısla köylü kazanır, ülke kazanır; vatansever füzelerini amerika'dan alırsak sevdiğimiz vatanın daha önceden bazıları tarafından belirlenmiş yerlerine yerleştirirsek türkiye amerikanın ortadoğu'daki emelleri yönünde güzel bir adım atar, amerika'nın gözüne girer türkiye kazanır dedirtesi durumdur.

(bkz: alın verin ekonomiye can verin)

rus yazarlari

edebiyat dünyasına yön vermiş kimselerdir. ama bu başarılarının arkasında bence rusya'nın soğunun da etkisi vardır. şimdi bir düşünelim soğuk bir memleket, ekvatordan uzak olduğunu da göz önünde tutalım geceler uzun. e adamlar ne yapsın oturup kitap yazmışlar. dışarda olabilecekleri zaman kısıtlı. adamlar haklı yazdılar mı da az uz yazmamışlar doğal olarak.

nasıl kemalist oldum

aşama aşama anlatılacak olan durumdur. ilk adıma eve bir atatürk portresi asılarak başlanabilir. temeli sağlam tutmak lazım tabi. daha sonra ağzından atatürk'ü düşürmemen lazım. konu irtica olunca hemen sarılmasın atatürk'e. onu kaldırarak yattığı yerden muhabbete hemen dahil etmelisin. ikinci olarak ulu önder mustafa kemalsözünü kullanmalısın her zaman. ağzına pelesenk olmalı bu söz. kullanırken de kesinlikle devrim tarihini yanlı olarak yorumlaman gerekir. fazla kitap okursan, özellikle de resmi ideoloji dışı atatürk'ü eleştirmeye başlarsın olmaz. daha sonra önemli bir aşama düzenlenen cumhuriyet mitinglerine katılmaktır. burada da türkiye laiktir laik kalacak diye bağırman gerekir. yalan da olsa çünkü türkiye'nin laik bir tarafı yoktur. hatta sadece türkiye değil dünyada laiklik diye bir şey yoktur. aldatmacalar dünyası işte ne yaparsın. bir yerlerden inanmaya başlamak lazım. daha sonra da akp gene gelir başa. bağırdıkların gider boşa. halbuki o kadar aracın benzin parasına kömür alıp yoksullara dağıtsaydın görünüm hayli değişik olurdu. ama bu yollar yanlıştır, etik değildir. ama makyevelist bir ele alımda iktidarı geçirene kadar her yol mübahtır. neyse çok siyaset bilimine girdik. tüm bunları yaptıktan sonra gayet çağdaş kıyafetler içinde bir yerlerde oturup gecekondu semtlerini dönüştürmek üzere tasarılar üretirsin ama seni o mahalleye koysalar etrafındaki garibanları insan olarak görmezsin. artık tamamen bir kemalist olmuşsundur, tepeden inmecisindir. hala halkı tabandan dönüştürmek için çözümler üretmemektesindir. kendi çapında, elitist bir şekilde eğlenmektesindir, gönlünü de rahatlaratarak yoksullar üzerinden kendini yaratarak.

kürt kökenli türk milliyetçisi mesai arkadaşı

(bkz: objektif kimlik)

aşk neyin kısaltması

hiç bir kısaltma kabul etmez aşk. ne kadar uzun ve bitmezse aşk o kadar aşktır.

cenneti bir sevapla kaçırmak

+ abi cenneti bir sevapla kaçımışım abi.
- olsun oğlum ne olcak burada cehennem senin g.tünü öpüyor
sen cenneti kaçırdım diye üzülüyorsun.

garsona uzaktan yapilan hesap isteme hareketi

en ikircikli durumdur. ağzınla bağıra çağıra: "hesaaaaaap" diye bağırmak gelir içinden. eğer takıldığın yer pahalı bir mekansa gelde iste. bir anda kurufasulyecide olsan bağıra bağıra: "ustam bizim borç ne kadar?" diyebileceğin aklına gelir gülümsersin. içinde bulunduğun durumu hatırlayınca gülümseyişin kaybolur gider, yerine ellerini birleştirip oturduğun mağrur bakışlı ifaden gelir. sesli bir şekilde isteyemeyince de bu sefer garson beni gördü mü acaba stresi başları ki çekilmez olur. bir kaldırırsın, iki kaldırırsın garson bey diye seslenirsin olmaz. bir anda sağır olmuştur kör olasıca garson duymaz seni başkasını duyar onla ilgilenir başka masanın hesabını keser ve bir umut bekleyen seni görmez. sen ise o anda: "ulan ben o.çocuğumuyum, neden bana bakmıyor?" yorumlamaları eşliğinde serine devam edersin sesini duyurmak amacıyla. sonra sesini duyurunca bir anda kral kesilirsin ve hesabı istemiş olmanın dayanılmaz hafifliği ile elini cebine sokar, buna benzer başka maceralar yaşayacağını unutarak masadan kalkarsın. hayatın boyunca bu kısır döngüyü yaşayacaksın. tavsiyem bir an önce öl de kurtul çekilmez bu çile insanı kanser eder yer bitirir. bir dost.

(bkz: hayatımızın 3/4 ünü hesap isteyerek geçirmemiz)