bugün

bizzat ben kendim
boşrollerini jean reno, natalie portman ve gary oldman ın paylaştığı bir luc besson filmi. beni ağlatacak kıvama getiren 2 duygusal filmden biridir. abartılı sahnelere başvurmadan açıkça anlatır konusunu, nettir, jean reno nun ve küçük natalie nin performansları standardın üzerindedir.
aslan manasına da gelir
hayatımda izlediğim en iyi filmlerden biridir...soundtrack i yarar... (bkz: shape of my heart)
fena filmdir..adam da o küçük kızı seviyor muydu ??bi türlü anlaşılmaz
izlemeden 'yuh be koca jean reno sübyancı olmuş' dediğim, lakin izlediğimde iyice moda girmemle birlikte mathildaya gönülden bağlandığım film.
özetle birbirinden başka kaybedecek bir şeyleri kalmayan bir suikastçı ve küçük bir kızın hikayesini anlatır. sırf bu yönüyle bile duygusaldır.
ayrıca shape of my heart isimli aşmış şarkının filmin soundtrack albümünde yer almıyor olması ilginçtir.
Bir duygudan duyguya atlama şeklidir aslında bu film.. (bkz: jean reno) bir sahneden adamları tararken eve gelir süt içer..çatışmanın tam ortasında pencerenin öneninde kalmış çiçeğini kurşunlardan korumak için ateşin göbeğinden geçer..mathilda suçsuz bir adamı bacağından vurduktan sonra (bkz: leon)'la beraber taklitler yapar..

ama en sonunda (bkz: shape of my heart) eşliğinde mathilda'nın leon'un çiçeğini toprağa gömme sahnesi vardır ki; sadece bir duygu gelir insanın aklına..gülecek mi ağlayacak mı?? heyecanlanacak mı durulacak mı ?? diye şaşıran insan oturur koltuğuna buruk bir gülümsemeyle izler küçük kızımızı..
tek kelimeyle mükemmel bir film ama tv de izlenmemesi gerek çünkü neredeyse 20 dakikalık bölümünü tv de vermesler.
jean reno'nun en iyi filmidir. natalie portman'in iyi filmler yapacağina işaret vermiştir. izlenilmesi gereken bir filmdir.

http://www.imdb.com/title/tt0110413/

--spoiler--
filmin sonunda jean reno ''al bu sana mathilda'dan hediye'' diyip bomba pimini adamin eline verdi? i sahne anlatilmaz yaşanir bir sahnedir.
--spoiler--
directors cut versiyonunun izlenmesi gerektiği söylenen film. ben kesilmiş ve dublajlanmış haliyle bile başucuma koydum bu filmi. directors cut versiyonunu izlersem nolur bilmiyorum. jean reno sevdalısı yapıyor adamı bu film. ilginç olan bir şey de soundtrack kasedinde shape of my heart şarkısının yer almaması.
kimi eleştirmenler tarafından adı "sübyan aşkı filmi" olarak zikredilen, ama dikkatli incelendiği zaman bahsedilen duygunun bambaşka olduğu görülen, yıllar geçse bile her daim izleyicisinin sadık kaldığı unutulmaz film.
son dönemde satış patlaması yapan seat'ın beğendiğim modellerinden birisi..
filmin sonunda shape of my heart çalar yurekler daglanır. *
(bkz: luc besson)
jean reno, mükemmel bir sekilde yufka yürekli profesyonel bir kiralik katili oynuyor. natalie portman, mükemmel bir sekilde erken olgunlasmak zorunda kalan kiz cocugunu oynuyor. gary oldman mükemmel bir sekilde psikopat, kötü polisi oynuyor. Hepsi o kadar iyi ki, film oldugunu bilmesem rolleri gercek zannederdim. Luc Besson'un bir basyapiti.
natalie portman yapılan bir röportajda leonun yenisinin yapılacağını ima etmiş diyolar. luc bessonla mathildanın büyüyüp yeni bi nikitanın doğacağını leonun hatırasının devam edeceği söyleniyor.peki bu filmi kötü yapmak için ne yaplışlar jet li yi getirmişler filmin kadrosuna almıslar.işallah doğru değildir deyip leonun gömüldüğü parkta artık huzuru bulmuş bir çiçek olarak kalmasını diliyorum...
Benim kült'm *

jean reno ve natalie portman sadece bu filmdeki performanslarıyla en begendiğim aktör/aktristler klasmanına girmişlerdir.
harika film, güzel soundtrack denilebilecek filmlerden biri. (bkz: mathilda)
seat marka arabalarının mükemeel modeli..
bittiğinde insanın bünyesinde hırpalanmaya yol açan ve kolay kolay başka bir filmde bulunamayan naif, masum ve de acı bir yana sahip olan filmdir. leon mathildaya aşık mıdır bilinmez.. soğuk gözlerinin mathildaya bakarkenki şaşkınlığı ve sıcaklığı görülmeye değerdir.. *
(#602689)
gary oldman, jean reno ve 13 yaşındaki natalie portman ın oynadığı, luc besson filmi. müzikleri de süperdir. (bkz: eric serra) jean reno kendisine hayran bırakır, özellikle bir sahne beni çok etkilemiştir. * yazalım:

--spoiler--
ailesindeki herkes öldürülen mathilda leon a sığınır ve içeri girer. doğal olarak hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlar o sahnede kiralik katil olan leon kızı neşelendirmek için benim evde beslediğim küçük bir domuzum var der. mathilda tabii ki inanmaz, bunun üzerine leon domuzu getirmek bahanesiyle odadan çıkar ve daha sonra bir domuz kuklası kapıdan uzanır ve mathilda ya şirinlik yapmaya başlar. başarmıştır, evet kiralık katil genç kızı güldürmeyi başarmıştır.
--spoiler--
devamının mathilda codename leon adı ile çekilmesi şahane olacak film.

fan fiction olsun hadi; mathilda okulunda problemler yaşar, kendisini taciz eden bir öğretmen olur. okulu bırakır ve leon 'un öğretilerini takip ederek başarılı bir suikastçi olur. kendisini de çok geliştirmiştir. leon, ölen sevgilisini unutamadığı için yeniden aşık olmayarak bir ömür geçirdiği gibi, mathilda da leon 'u unutamaz ve onunkine benzer bir kader yaşar. mathilda okulunun bahçesine diktiği leon 'dan yadigar çiçeği (artık ağaç olmuştur) düzenli olarak ziyaret etmeyi alışkanlık hâline getirmiştir. mathilda, kardeşini öldüren polisler gibi kirlenmiş olan güvenlik güçlerini bulup öldürmekten zevk almaktadır. bu onun geçmişten, kaderinden intikam alma yoludur. her satılmış polisi öldürdüğünde kardeşini katleden ve leon 'un ölümüne sebep olanlardan intikam aldığını hisseder; artık alışkanlık hâline getirmiştir. para kazanmak için temizlik de yapmaktadır, bunlardan birisi de filmin kanlı açılış sahnesinde öldürdüğü mafya patronudur. ara sıra dikili ağaca gider ve leon ile konuşur gibi sohbet eder. bir suikast sırasında hafif yaralanır ve acil serviste yarasına dikiş atmak için karşısına çıkan doktorun leon 'a benzemesi sebebiyle irkilir. aralarında bir elektriklenme oluşur. mathilda doktoru saplantılı bir şekilde takip eder ve sonraki karşılaşmalarında sohbet ederek samimiyeti ilerletirler. bir süre sonra evlenmişlerdir. mathilda artık güvenlik gerekçesi ile sık sık yer değiştirmeyi bırakır, paranoyasından ve özellikle leon gibi koltukta uyuma huyundan vazgeçmiştir. evcilleşmiştir. artık kanlı geçmişini bırakmayı düşünür. bunu okulun bahçesinde ağacın başına giderek leon 'a da anlatır. ancak bu saadet fazla sürmez, mathilda 'nın öldürdüğü babasının yerine geçen yeni ve genç mafya patronu izlerini bulur. mathilda 'nın evine bir baskın yapar. mathilda bir yandan kendilerini öldürmeye çalışan mafya ile çatışmaya girerken diğer tarafından aslında kim olduğunu doktora açıklamaya çalışır. doktorun hayatını kurtarmak için onu evden kaçırır ancak kendisi leon gibi ölür. son sahnede leon 'un çiçeğini görürüz ve perde kararır.

story 'i ben yazdım, screenplay 'i de bir uuser tamamlasın ilk uçağa atlayıp hollywood 'a senaryoyu satmaya gidelim.
luc besson'un en sevdiğim filmi. film cok tutulduğu için daha sonra benzer bir senaryo ile wasabi'yi çekmiş ancak başarılı olamamıştır.
gary oldman a gelmiş geçmiş en psikopat aktör ünvanını kazandıran mathilda ile leon arasında geçen şu unutulmaz diyaloga sahne olan filmdir. * * *

mathilda: hayat hep zor mudur? yoksa ben küçüğüm diye bana mı öyle geliyor?
leon: hayat hep zordur.
soundtracki ve gary oldman'ın oyunculuğuyla yaran film