bugün
- oy vermeye gitmiyorum çünkü12
- üstteki yazar hakkındaki varsayımlarınız49
- dünya sefalet endeksi nde türkiye'nin yeri9
- 28 mayıs 2023 şanlıurfa toplu oy kullanma skandalı15
- anın görüntüsü44
- ermeniler8
- klarnet calan sarapci koala 610
- kalkın oy kullanın12
- rusyayı kaç günde alırız sorunsalı11
- engin ardıç38
- 12 inci nesile cevap vermemem11
- bulgarda domuz pirzola mastika21
- kadınların efendi erkek yerine piç erkek tercihi12
- kararsız seçmen11
- elisabethvogler9
- sözlüğün kapanması9
- siki küçük olan erkek16
- üsküdarda tesettürlülerin mekandan kovulması24
- taliban iranı işgalle tehdit etti15
- kemal kılıçdaroğlu35
- çiş içmeli pornolar8
- güne z kuşağının bilmediği bir bilgi bırak8
- 28 mayıs 2023 ikinci tur cumhurbaşkanlığı seçimi17
- ölürken anlamı kalmayan şeyler16
- ruhu iyileştiren şeyler17
- sözlük yazarlarının mutlaka okuyun dediği 3 kitap18
- kavga etmekten korkan erkek8
- recep tayyip erdoğan18
- üstteki yazara bir kitap bırak26
- fake biker20
- gecenin şarkısı32
- normal sözlük9
- akpliler ekonomide neye güveniyor13
- kitap alıntıları10
- ben uyuyorum sözlük bir şey diyor musun14
- en çok sahip olmak istediğiniz teknolojik alet21
- ups boobs geldi küçük memeliler sözlüğü terketsin15
- üstteki yazar gözünde nasıl canlanıyor21
- yazarların kendini tanımlama şekli12
- ak partiye oy vermeyen kadınınıza kızar mısınız12
- advntst10
- ümit özdağ15
- bir şarkı sözü der ki8
- sürekli öksürüyorum9
- kılıçdaroğlu istifa eder mi11
- sürekli kendinden bahseden insan8
- dul kadınla evlenir misiniz22
- üstteki yazarla ne yapmak isterdin22
- liboş ne demek12
- bir sigara mı yaksak9


entry'ler (5581)
bana kalırsa tek adaydır. benim açımdan seçime tek aday girmektedir.
eğitimi, rahmetli nihat çetinkaya ve elçibey'den el alarak yetişmiş oluşu, görüşleri partisinden ayrıldığında koyun olmaktansa kendi aklını ve gönlünü dinleyebilmesi ve en önemlisi de kendi seçim bölgesinde etkili biri oluşu önemli. bugün ığdır'da bağımsız milletvekili adayı olarak seçime girse kazanır. bahçeli ve baykal gibi adamlar senelerce kendi memleketlerinde birinci parti çıkamadılar. ince kendi köyünde bile cumhurbaşkanlığı seçiminde ikinci çıkabilmişti.
eğitimi, rahmetli nihat çetinkaya ve elçibey'den el alarak yetişmiş oluşu, görüşleri partisinden ayrıldığında koyun olmaktansa kendi aklını ve gönlünü dinleyebilmesi ve en önemlisi de kendi seçim bölgesinde etkili biri oluşu önemli. bugün ığdır'da bağımsız milletvekili adayı olarak seçime girse kazanır. bahçeli ve baykal gibi adamlar senelerce kendi memleketlerinde birinci parti çıkamadılar. ince kendi köyünde bile cumhurbaşkanlığı seçiminde ikinci çıkabilmişti.
üniversite öğrencisi değilim baştan yazayım.
yurt dışında gıpta edilen ülkelerde tüm kurumları kapasalar, tüm faaliyetleri durdursalar da okulları ve eğitim kurumlarını olabildiğince açık tutuyorlar.
avrupa ülkelerinin hemen hepsinde okullar ve üniversiteler açık, yalnızca liseleri kapadı bazı ülkeler. ingiltere'de oxford amfi derslerini online, geri kalan dersleri örgün yapacağını çok önceden açıklamıştı. abd'de harvard haricinde bildiğim kadarıyla üniversiteler açık.
almanya, fransa, ingiltere gibi ülkelerde ekim ayından itibaren karantina uygulanmasına rağmen okullar açık kaldı. zaten onların uyguladıkları karantinada öncelikleri sağlık-güvenlik-eğitim olarak göze çarpıyor. ülkemizdeyse avm-otel-cami şeklinde bir sıralama var.
okulların açık olduğu ülkelere ve kapalı olduğu ülkelere baktığımızda zaten durum ortaya çıkıyor. bizim ülkemizde ayrıca pandemistlerimiz var ki bir üniversite öğrencisiyle zorunlu olarak aynı ortamda bulunabileceği tek yer toplu taşıma olan adamlar işleri güçleri yokmuşçasına üniversiteler açılmasın muhabbeti yapıyor. kardeşim bu kadar mı eziksiniz?
yurt dışında gıpta edilen ülkelerde tüm kurumları kapasalar, tüm faaliyetleri durdursalar da okulları ve eğitim kurumlarını olabildiğince açık tutuyorlar.
avrupa ülkelerinin hemen hepsinde okullar ve üniversiteler açık, yalnızca liseleri kapadı bazı ülkeler. ingiltere'de oxford amfi derslerini online, geri kalan dersleri örgün yapacağını çok önceden açıklamıştı. abd'de harvard haricinde bildiğim kadarıyla üniversiteler açık.
almanya, fransa, ingiltere gibi ülkelerde ekim ayından itibaren karantina uygulanmasına rağmen okullar açık kaldı. zaten onların uyguladıkları karantinada öncelikleri sağlık-güvenlik-eğitim olarak göze çarpıyor. ülkemizdeyse avm-otel-cami şeklinde bir sıralama var.
okulların açık olduğu ülkelere ve kapalı olduğu ülkelere baktığımızda zaten durum ortaya çıkıyor. bizim ülkemizde ayrıca pandemistlerimiz var ki bir üniversite öğrencisiyle zorunlu olarak aynı ortamda bulunabileceği tek yer toplu taşıma olan adamlar işleri güçleri yokmuşçasına üniversiteler açılmasın muhabbeti yapıyor. kardeşim bu kadar mı eziksiniz?
arsızı, hırsızı ve uğursuzu sokağa salarak dolaylı yoldan sokağa çıkma yasağı getirme girişimidir. bu argümanı telif hakkı istemeden trollerin kullanımına sunuyorum.
ülkesinde şu ana dek 1656 coronavirus vakası görülmüş ve bu hastalardan ikisi ölmüştür.
doğanın insanlığa cevaplarından bir diğeridir. kyoto protokolü'nü imzalamayan, çevrenin anasını diken basiretsiz yöneticiler daha bunun gibi çok çorap örecekler başımıza. umarım bu konformist, kendine ve doğaya yabancılaşan insanoğlu gerekli dersleri çıkarır.
edit: corona virüsü yanlış bir kullanımdır, virüsün ismi coronavirus.
edit: corona virüsü yanlış bir kullanımdır, virüsün ismi coronavirus.
"dolar nedir nasıl düşer"
yerli para birimi için en ideal durum diğer para birimlerine karşı stabil kalması veya belli marjinde hareket etmesidir. dolayısıyla çıkması/düşmesi ciddi bir sorun, sonra yeniden eski yerine dönmesi de başka bir sorundur.
ülkede ekonomi çok uzun zamandır kötü yönetiliyor. doların fırlaması bunu sadece daha geniş kitlelerce bilinir hale getirdi. dolar reel değerinin altına, 2 liraya da düşse ülkenin ekonomisi birden şahlanmayacak. çok merak eden borçlanarak elde ettiğimiz 16 yıllık büyüme rakamının o sürekli bok atılan seksen yıllık ortalamanın bile altında olduğunu az buçuk grafik okuyabiliyorsa oecd'den doğrulayabilir. zaten yep tam da malumun ilamı olarak önümüzde duruyor.
yerli para birimi için en ideal durum diğer para birimlerine karşı stabil kalması veya belli marjinde hareket etmesidir. dolayısıyla çıkması/düşmesi ciddi bir sorun, sonra yeniden eski yerine dönmesi de başka bir sorundur.
ülkede ekonomi çok uzun zamandır kötü yönetiliyor. doların fırlaması bunu sadece daha geniş kitlelerce bilinir hale getirdi. dolar reel değerinin altına, 2 liraya da düşse ülkenin ekonomisi birden şahlanmayacak. çok merak eden borçlanarak elde ettiğimiz 16 yıllık büyüme rakamının o sürekli bok atılan seksen yıllık ortalamanın bile altında olduğunu az buçuk grafik okuyabiliyorsa oecd'den doğrulayabilir. zaten yep tam da malumun ilamı olarak önümüzde duruyor.
galatasaray taraftarları maalesef kulüp değil futbol takımı taraftarı olduğu için ancak futbol takımı kötü gittiğinde eleştirilen başkandır.
halbuki erkek basketbol takımımızın başına geçip takımı küme düşmekten kurtaran ve şu şartlarda en iyi tercih sayılabilecek oktay mahmuti transfer yasakları kaldırılıp takım kuramayınca konuştu ve takımdan gönderildi. halbuki kendisine verilen sözler yerine getirilseydi ücretinde indirime de gidebilirdi. şimdi belki bir de onunla çalışmadığımız halde ücretini öderken ondan daha kalitesiz bir koçla çalışacağız. üstelik bu koçu bize öneren de fenerbahçeli cumhurbaşkanı danışmanı ve tbf başkanı hidayet türkoğlu. haydi mahmuti'yi gönderdin, bari en azından o standartta birini bul. bjk bile gitti duşko ivanovic'i getirtti. durun daha bitmedi. eylül ayındayız ve transfer yasakları hala kalkmış değil.
kadın basketbol takımında marina maljkovic gitmek istedi diyerek gönderildi. kadın açıklama yaptı ben kalmak istiyordum gönderdiler diye. hani başarılı başarısız tartışılır ama kadın daha bir ay önce eurocup'ı getirmişti. sonra cengiz yönetimi ne mi yaptı? aylarca yalan haber yaptırdı, sonra u19 antrenörünü başa getirdi, transfer filan pek yok zaten. muhtemelen takımda transfer yasağı da vardır.
voleybola hiç girmiyorum bile.
sponsorlarımızla geliyoruz demişlerdi, forma tedarikçisini bile zor buldular geçtiğimiz hafta. üstelik bu sezon bu takımların en düşük bütçeyle oynayacakları sezon. böyle bir yılda takım kurmaktan aciz bir yönetim.
şube yöneticileri basketboldan anlamıyor.
genel menajer ve başarısızlık muskası ömer yalçınkaya bir galatasaray liseli işsiz olduğu için maaş alıp görevinde kalmaya devam ediyor.
tanım: tek başarısı dursun özbek olmamak olan bir başkandır.
halbuki erkek basketbol takımımızın başına geçip takımı küme düşmekten kurtaran ve şu şartlarda en iyi tercih sayılabilecek oktay mahmuti transfer yasakları kaldırılıp takım kuramayınca konuştu ve takımdan gönderildi. halbuki kendisine verilen sözler yerine getirilseydi ücretinde indirime de gidebilirdi. şimdi belki bir de onunla çalışmadığımız halde ücretini öderken ondan daha kalitesiz bir koçla çalışacağız. üstelik bu koçu bize öneren de fenerbahçeli cumhurbaşkanı danışmanı ve tbf başkanı hidayet türkoğlu. haydi mahmuti'yi gönderdin, bari en azından o standartta birini bul. bjk bile gitti duşko ivanovic'i getirtti. durun daha bitmedi. eylül ayındayız ve transfer yasakları hala kalkmış değil.
kadın basketbol takımında marina maljkovic gitmek istedi diyerek gönderildi. kadın açıklama yaptı ben kalmak istiyordum gönderdiler diye. hani başarılı başarısız tartışılır ama kadın daha bir ay önce eurocup'ı getirmişti. sonra cengiz yönetimi ne mi yaptı? aylarca yalan haber yaptırdı, sonra u19 antrenörünü başa getirdi, transfer filan pek yok zaten. muhtemelen takımda transfer yasağı da vardır.
voleybola hiç girmiyorum bile.
sponsorlarımızla geliyoruz demişlerdi, forma tedarikçisini bile zor buldular geçtiğimiz hafta. üstelik bu sezon bu takımların en düşük bütçeyle oynayacakları sezon. böyle bir yılda takım kurmaktan aciz bir yönetim.
şube yöneticileri basketboldan anlamıyor.
genel menajer ve başarısızlık muskası ömer yalçınkaya bir galatasaray liseli işsiz olduğu için maaş alıp görevinde kalmaya devam ediyor.
tanım: tek başarısı dursun özbek olmamak olan bir başkandır.
fatih terim geldiğinden beridir futbol oynamadığımız bilmem kaçıncı maçtır. işler iyi giderken de yazdım, şimdi de yazıyorum. benim için iyi oyun>skor. terim milli takımda da bu kötü futbolu oynatıyordu. ondan önce bizdeyken de fenerbahçe şike sürecini atlatıp beşiktaş feda olayından çıkmaya başlayınca terste kalıp vatan millet sakarya masalıyla terk edivermişti gemiyi. biraz daha geriye gidelim, yine milli takım ve yine olmayan organizasyon. biraz daha geriye gidelim, yine galatasaray ve otuz civarında transfer sonrası gelen felaket sonuçlar ve hala çıkamadığımız iflas durumu. milan, fiorentina olaylarına girmiyorum bile.
forvet transferi olmuş olmamış bu yönetimin sorunudur, ona da hesap sorma vakti belli zaten. ancak terim'in elindeki kadro iyi kullanıldığında çeşitliliğe uygun, günümüz futbolunda değerlendirilebileceği epey formasyon mevcut. oyuncuların maaşları yattığı sürece terim'in bahanesi olamaz.
forvet transferi olmuş olmamış bu yönetimin sorunudur, ona da hesap sorma vakti belli zaten. ancak terim'in elindeki kadro iyi kullanıldığında çeşitliliğe uygun, günümüz futbolunda değerlendirilebileceği epey formasyon mevcut. oyuncuların maaşları yattığı sürece terim'in bahanesi olamaz.
takımda en fazla üzüldüğüm kişidir. genelde önünde oynayan oyuncunun defansif yetersizliğinden dolayı kanadında tek kalıyor, yetmiyor stoperlerin kademesine giriyor. dohc motor gibi sorunsuz.
kendisinin mevcut durumda bir suçu yok. kaldı ki çok kötü futbolcu filan da değil. bir yıl boyunda oynamaması ve muhtemelen as çıkmayı kafasında bitirmiş oluşu onu korkunç derecede yavaşlatmış. öyle ki takım kontraya çıktığında gerideyse kesinlikle yetişemiyor. top indireceğinde ikinci hamleyi yapamıyor. inşallah 3-4 hafta içinde forma girer.
birkaç hafta önce esad ve pdy özerklik konusunda anlaşamadılar ve pdy yapılacak seçimleri boykot edeceğini açıkladı.
esad krizin başından beridir süreci iyi yönetti kendi adına. kaddafi gibi eski tip diktatörlerin modası geçmiş hepsini ezer dışarıya güç gösterisi yaparım tavırları yerine rejime muhalif olan grupları bölerek ikişer üçer hepsini ezdi. bunu yaparken dışarıdan destek aldı, yeri geldi islam dünyasını etkileyebilmek için hizbullahla anlaşarak israil'e füze saldırısı düzenledi.
şimdi sıra idlib'den sonra fırsatçılık yaparak kendi alanlarında güçlenmeye çalışan kürtlere gelecektir. burada esad türkiye'yle işbirliği yapsa ona bile şaşırmam.
kısacası, suriye'de savaş henüz bitmiş değil. muhtemelen esad tüm grupların işini bitirecektir bir daha uğraşmamak için. veya bir şekilde esad'ın işi biter ama şu an için pek olası görünmüyor. savaşın başında zaten abd esad'ın kurmaylarından satın alabildiklerini almış ve esad bir anda patlayan isyan ve ihanet dalgasıyla gidecek gibi görünmüştü ama zaman içinde hamlelerini iyi yaparak tutunup geri dönmeyi başardı.
esad krizin başından beridir süreci iyi yönetti kendi adına. kaddafi gibi eski tip diktatörlerin modası geçmiş hepsini ezer dışarıya güç gösterisi yaparım tavırları yerine rejime muhalif olan grupları bölerek ikişer üçer hepsini ezdi. bunu yaparken dışarıdan destek aldı, yeri geldi islam dünyasını etkileyebilmek için hizbullahla anlaşarak israil'e füze saldırısı düzenledi.
şimdi sıra idlib'den sonra fırsatçılık yaparak kendi alanlarında güçlenmeye çalışan kürtlere gelecektir. burada esad türkiye'yle işbirliği yapsa ona bile şaşırmam.
kısacası, suriye'de savaş henüz bitmiş değil. muhtemelen esad tüm grupların işini bitirecektir bir daha uğraşmamak için. veya bir şekilde esad'ın işi biter ama şu an için pek olası görünmüyor. savaşın başında zaten abd esad'ın kurmaylarından satın alabildiklerini almış ve esad bir anda patlayan isyan ve ihanet dalgasıyla gidecek gibi görünmüştü ama zaman içinde hamlelerini iyi yaparak tutunup geri dönmeyi başardı.
biri lütfen bu adama rodriguez'in solda oynamak zorunda olmadığını anlatsın.
elinde ndiaye haricinde tudor'un elindeki kadro var. üzerine nagatomo da var. hatta onun da ötesinde ona köstek olmak yerine onu destekleyen medya gücü ve oyuncuların daha uzun süredir beraber oynaması gibi olumlu etmenler var.
bu yüzden lütfen elinde kadro mu var filan denmesin. adamın işi zaten elindeki kadroya artı değer katmak.
tudor vasat bir antrenördü. kim bilir, belki bir gün iyi hoca olur... terim'i biliyoruz, zaten bıktırdı artık. bir yerden kovulduğunda galatasaray'ın üzerinde kara bulut gibi dolaşıyor. yönetimler de schmidt, favre filan getiremez bu vizyonla.
elinde ndiaye haricinde tudor'un elindeki kadro var. üzerine nagatomo da var. hatta onun da ötesinde ona köstek olmak yerine onu destekleyen medya gücü ve oyuncuların daha uzun süredir beraber oynaması gibi olumlu etmenler var.
bu yüzden lütfen elinde kadro mu var filan denmesin. adamın işi zaten elindeki kadroya artı değer katmak.
tudor vasat bir antrenördü. kim bilir, belki bir gün iyi hoca olur... terim'i biliyoruz, zaten bıktırdı artık. bir yerden kovulduğunda galatasaray'ın üzerinde kara bulut gibi dolaşıyor. yönetimler de schmidt, favre filan getiremez bu vizyonla.
belhanda'nın atılacağını bir tek fatih terim göremedi sanıyorum. terim geldiğinden beridir çok kötü oynuyoruz. yönetim de topu terim'e atmış diğer şubelerde zaten takım kurmaktan aciz. geçtiğimiz yılki kadroyu artık cenk ergün mü kurdu kim kurduysa o şekilde iyi kötü gidiyoruz. şampiyonlar ligi işin içine girince işler iyice sararabilir.
tanım: şu ana kadar kaleciler arasındaki farkın ve taraftarın skoru belirlediği maç.
tanım: şu ana kadar kaleciler arasındaki farkın ve taraftarın skoru belirlediği maç.
net kötü niyetli bir adam. adam yerine başka şey yazacaktım ama başım belaya girer diye yazamıyorum.
çözüm, çerçevesi doğru çizilmiş, sürekli içtihatta bulunmayı gerektirmeyecek ve iyi uygulanan yasalar; bu yasaları doğru şekilde uygulayacak kurumlardır.
bu yukarıdakiler olmadıkça çözüm diye bir şey olmaz. çözüm diye getirdiğiniz şeyler daha büyük adaletsizlikler getirir.
senin ülkendeki eğitim sistemi çocuk yetiştirmeyi bilmeyen ebeveyn ortaya çıkarıyor. aynı kişi gasp, taciz, adam yaralamadan 7-8 tane sabıkası olduğu halde sürekli hükmün açıklanması geri bırakılarak dışarıda tutuluyor ve sonunda daha ciddi bir suç işleyip toplum vicdanını yaralıyor. bu dakikadan sonra bu adam ne ıslah olur ne de bundan bir halt olur. adalet sistemi, vergi sistemi, eğitim sistemi; hiçbirinin birbirinden farkı yok.
bu yukarıdakiler olmadıkça çözüm diye bir şey olmaz. çözüm diye getirdiğiniz şeyler daha büyük adaletsizlikler getirir.
senin ülkendeki eğitim sistemi çocuk yetiştirmeyi bilmeyen ebeveyn ortaya çıkarıyor. aynı kişi gasp, taciz, adam yaralamadan 7-8 tane sabıkası olduğu halde sürekli hükmün açıklanması geri bırakılarak dışarıda tutuluyor ve sonunda daha ciddi bir suç işleyip toplum vicdanını yaralıyor. bu dakikadan sonra bu adam ne ıslah olur ne de bundan bir halt olur. adalet sistemi, vergi sistemi, eğitim sistemi; hiçbirinin birbirinden farkı yok.
şu hareketi türkiye, fas, yunanistan, ispanya filan yapsa reklam kokabilir ama japonlar yapınca reklam kokuyor diyorsan onları tanımıyorsun demektir.
son derece medenice bir davranıştır.
son derece medenice bir davranıştır.
oy oranına bakıldığında mhp seçmeninin büyük bölümünün oyunu alan, chp'den belki bir puan alabilen ancak akp'den çok sınırlı oy alabilmiş partidir.
(#39730043)
(#39730043)
seçimde aldığı gerçek oy %4-5 civarıdır. basit aritmetikle 7 haziran ve 1 kasım seçimlerinde akp ve mhp'nin toplamda %70-90 arası aldığı iç anadolu ve doğu anadolu'da bulunan kentlerin 24 haziran sonuçlarına bakıyorum.
24 haziran'da ahp+mhp'nin oyları eskisinden yaklaşık 15-20 puan kadar daha düşük görünüyor. zaten iki partinin türkiye genelinde aldığı %60-62 civarındaki oy da %52 civarına geriledi.
devlet bahçeli 40 yapar hesabından sonra kendini matematikte epey geliştirmiş ve bir politikacı olarak beceriksizliğini akp'nin %50'ye takılma ihtimalini kullanarak örtbas etmiş görünüyor.
şimdi şu iki soruyu sormak lazım:
%3-4 civarına düşen oy potansiyeliyle meclise 50 civarında milletvekiliyle girmek başarı değil midir?
iktidardan oy kaparak iktidara oynayabilecek bir partinin lideri olarak 16 yıl boyunca ortaya bir şey koyamayıp iki geri bir ileri yordamla partiyi hiç noktasına indirmek başarısızlık değil midir?
24 haziran'da ahp+mhp'nin oyları eskisinden yaklaşık 15-20 puan kadar daha düşük görünüyor. zaten iki partinin türkiye genelinde aldığı %60-62 civarındaki oy da %52 civarına geriledi.
devlet bahçeli 40 yapar hesabından sonra kendini matematikte epey geliştirmiş ve bir politikacı olarak beceriksizliğini akp'nin %50'ye takılma ihtimalini kullanarak örtbas etmiş görünüyor.
şimdi şu iki soruyu sormak lazım:
%3-4 civarına düşen oy potansiyeliyle meclise 50 civarında milletvekiliyle girmek başarı değil midir?
iktidardan oy kaparak iktidara oynayabilecek bir partinin lideri olarak 16 yıl boyunca ortaya bir şey koyamayıp iki geri bir ileri yordamla partiyi hiç noktasına indirmek başarısızlık değil midir?
mhp nasıl fantastik bir parti böyle? eşine şiddet uygulayanları aday adayı yapmayan partinin başkanı eşini öldürtme suçundan 19 yıl ceza almış alaattin çakıcı'yı ziyaret edip af da af diye geziniyor.
öldürmek şiddete girmiyor sanırım.
öldürmek şiddete girmiyor sanırım.
her zamanki gibi iç anadolu ve doğu anadolu bölgelerinden başlamış. akp+mhp %66 civarı ediyor ama recep tayyip erdoğan %58. bu oldukça korkutucu olsa gerek çünkü çok ciddi fire var.
şu an gitgide düşüyor.
şu an gitgide düşüyor.