bugün

en son abdülmecit efendi' nin taşıdığı ünvan. yavuz sultan selim' in mısır' ı fethettiği 1517' de osmanlılar' a geçmiştir. 3 mart 1924' te, laiklik maddesi uyarınca kaldırılmıştır.
islam aleminin turkiyeden zaman zaman bekledigi, sirf bu yuzden hala saygi gosterdigi yuce kurum. islam aleminin birlestirilecegi gibi bir fikir uyandirdigi icin bazilari icin ozlemdir. suandan sonra gerceklesmesi zor bir idealdir. ayrica almanyada metin kaplan`in ilan ettigi bir seydir ama tutmamistir. arap aleminde de buna benzer ilanatlar, haritalar mevcuttur.
hz. ebubekir'le başlamıştır. hz. muhammed * "çölde, iki kişi giderken bile birinizi imam * seçin" buyurmuştur.dolayısıyla kendisinden sonra bir lider seçmenin gerekliliğine işaret etmiştir.o dönemde de halife adını alarak bu işe başlanmıştır.
mevcut durum içerisinde yeniden başlayacağını düşündüğüm durum. hatta bazı komplo teorisyenlerine sorarsanız bu kurum için yeni isim bile hazırdır. kim olmasını söylemeye gerek yok davalarından nasıl olduğunu anlamadığım şekilde beraat eden ve ülkemize dönmesinin önünde engel kalmayan bir kişidir bu. fettullah gülen...
ing: caliphate
çok gereksiz bir kurumdu.

islamiyetle alakası bile olmayan emevi ve abbasi sülalerinden, esrarkeş osmanlı padişahlarına kadar pek çok liyakatsiz kimsenin de bu ünvanı taşımış olması da bunun göstergesi zaten.

deli ibrahim'den, sarhoş selim'den halife olur mu ?

ayrıca ilk halife olması gereken kişi de hz ali idi. ebu bekir ve diğerleri daha peygamberin cesedi soğumadan iktidar kavgasına girerek ruhunu incitmişler ve ali'nin hakkını gaspetmişlerdir.
(bkz: hilafet)
islamın ilk dönemlerinden itibaren akrabalık bağı ile geçen daha sonra ise "siyasi oluşum" olarak ifade edilen bir kurumdur. biliğim kadarı ile abbasi'lerden sonra bu soy esası da ortadan kalkmıştır. moğollar tarafından işgal edilen abbasi devleti'nde "halfelik" de son bulmuştur. fakat daha sonraki dönemlerde devletten devlete geçmiştir. osmanlı'ya geçişi ise 1.selim ile değildir. selim'den önce fatih sultan mehmed de bu ünvanı kullanmıştır. bunların dışında işin en ilginç tarafı ise fastaki hükümdarlar ise halifeliğin kendilerine sihriyet yoluyla geçtiğine inamışlardır. siyasi anlamdaki geniş çaplı kullanımı hamidiye devri'nde 2.abdülhamid ile gerçekleşmiştir. fakat pek de başarılı olduğu söylenemez.
sosyolojik manada bakarsak, dinin, toplum-bireyin elinden alınıp, devlet tarafından siyasi manada temsil edilmesidir. Tabi Emevi ile başlayan ve saltanata dönüşen halifelikten bahsettim.
teorik açıdan birleştirici bir fonksiyonu olmasına karşın, tarihte pratik olarak pek uygulanamamıştır. bazı dönemlerde birkaç yerde birden, hilafet görülmesi buna mesnet olarak dile getirilebilir. birinci dünya savaş'ında, alman'ların osmanlı nüfusu altındaki arap'ların ingiliz saldırılarına karşı kışkırtılarak kullanılması öndeyisi, tam tersi şekilde işleyince, yitik bir paye olarak kalıvermiştir. buna benzer, osmanlı hilafet'ini de, bazı devletler tanımamış; kendi halifeliklerini ilan etmişlerdir. zaten türkiye'de halifeliğin kaldırılışından hemen sonra, şerif hüseyin'in yanısıra, 9 ülke liderinin daha, bu mevkiye sahiplenmek isteyişi, ne kadar zayıf bir alternatif olduğuna işaret etmektedir.
(#17889419).
Osmanlıya esasında hiç geçmemiş (Osmanlı'nın da esasında umursamadığı) uyduruk müesesedir. bunun yanında Müslümanlıkta birliği hiç sağlayamamış müessesedir de. Ayrıca Türk Devletleri tarafından tarihin hiçbir dönemince dünyevi işlerde umursanmış müessese de değildir.

şimdi toparlayalım.

Büyük sultan dünyayı 8 yılda ezen, yiğit Yavuz Halifeliği hiç almamıştır. Tarihte Yavuz'un halife olduğuna dair, halifelik namına kendi adına bir tane bile kararnamesi kayıdı kuyudu yoktur. Yavuz da keza Halifelik namına tek bir söz etmemiştir, bundan sonraki Osmanlı sultanları da böyle bir iddiada bulunmamıştır, Taa ki Yavuz'un yüce Osmanlısı, rezilliğinden dolayı torunları elinde kepaze olup "aman ülke elden gidiyor o zaman islamcılığa sarılalım" aklı evvelliği ortaya çıkana kadar. O zaman her ne hikmetse Halifelik iddialarında bulunulmuş, edilmiştir. Buna da zaten Osmanlı Sultanına gönülden bağlı olan Türkler harici kimse umursamamıştır.

devam edelim.

Emeviler büyük bir katliamla Halifeliği alır (ondan önceki halifelik dönemlerinde halifelerin hemen hemen hepsi de katledilmiştir, müslümanlar tarafından çok kutsal görünen makama bak!)
Sonra Emeviler aptallıkları yüzünden Türklere düşmanlık eder. Türk ise tutar Abbasileri islam'ın başına geçirir, bir de halife atar. Bu arada bir avuç emevi soysuzu, endülüste köpek gibi sıkışır.
Bu arada işte iki halife vardır, Sonra fatimiler de eklenir 3 halife... islam birliktir, beraberliktir ama üç halife, Peygamber'in yeryüzündeki temsilcisi üç halife, yoksa bu işin dinle alakası yok mudur? Siyasi olmasın? Emeviler yenilmiş sıkışmış, fatimiler ayrı alem abbasiler ise Türk gücüyle bir yerlere gelebilmiş. Yani halifelik Bütün müslümanları kapsamayan aslında müslümanlar arasındaki ayrılıklarda kullanılan bir müessesedir.

Daha da devam edelim.

Büyük Türk kağanı Hülagü gelir, Abbasilerde zayıflayan Türk otoritesi sonucu sapıklaşan abbasilerin ve araplaşan Türklerin boğazına basar, O toprakları tekrardan gerçek Türk ülkesi yapar, kendisine kafa tutan Abbasi halifesinin de soyunu kurutur, kurutur ki dinle imanla alakası olmayan sadece tahtı sağlamlaştırmak için kullanılan halifeler yeniden türemesin. Bu arada büyük baybars, kendi coğrafyasında ilhanlılar gibi muhteşem bir tehdite karşı çözüm çareleri aramaktadır. Çünkü bilir ki iki güçlü Türk'ün olduğu dünyada yerde eninde sonunda tek Türk kalır. Bu çözümlerden biri de Hülagü Han'ın dehşetinden kaçmış, kara suratlı, kara gönüllü bir arabı bulup "bu abbasi soyundan, bu halife" diye müslüman dünyasına yutturmak olur. Nitekim bu adamı halife ilan eder. iktidarı islam dünyasının bir kısmında halifeyi yanına aldığı, yeniden kurduğu vs gibi nedenlerden ötürü artar. Yani Halife olamayacak adamın, halife ilan edilmesi yine siyasi bir mantıktır, Dinle imanla alakası yoktur.
velhasıl büyük Türk baybars büyük Türk hülagü'nün ordularını tepeler, eee tabi kredinin bir kısmı da halifeliğe kesilir. Halife de gaza gelir, aklı sıra devlet işlerine karışmaya çalışır. Baybars ne yapar? Hayatı boyunca herhangi birisiyle görüşmesini yasaklar Halifenin, normal müslüman vatandaş da halife yaşadıkça "ulan bi halife vardı ne oldu ona" diye doğru düzgün sormaz, halife denen herif kimseyi göremeden geberir gider.

Başka açıdan bakalım.

Kabaca anlatıyoruz,adıyla müsemma büyük Türk Kılıç Arslan HAçlıların anasını belleyince ve islamiyet'i yok olmaktan kurtarınca anadolu'da, Abbasi halifesi Kılıç Arslan'a islamın koruyucusu, onu bunu ünvanını verir, Kılıç Arslan siklemez bile, he der geçer. Kılıç Arslandan önce de birçok türk Halife'ye aynı muameleyi çekmiştir. Keza Abbasilerde yönetimde olan Türkler birçok kez de Halifenin boynunu vurdurup yerine başka halife koymuştur.

Türk'ün Umurunda mıdır halife? Arap mevkisi, Türk için ardına düşülecek dini tek bir insan vardır o da Hz Muhammed, nitekim Türkler de müslüman olduktan sonra bütün hizmetleriyle halife maymunluğuna değil, Hz Muhammed'e, Müslümanlığa hizmet etmiştir.
Turkiye buyuk millet meclisine devredilmistir.
evet, kağıt üzerinde birleştirici gibi görülür fakat öyle değildir. 1.dünya savaşında arapların ingilizlerle yaptığı iş birliği sonucu tarihe karışmış olgudur kendisi fakat tamamen ortadan kalkması tee 1924'te olmuştur. bugün ise hızını alamayan islamcılar kurtuluşu halifeliğin tekrar gelmesinde görmektedir. ortada halifelik gelince viyana'yı hatta berlin, paris darmaduman edilecekmiş gibi bir hava yaratmaya çalışıyorlar. e komik oluyorlar haliyle. dünya değişiyor, ülkeler gelişiyor. sen bu değişime ayak uydurmak zorundasın yoksa hayatta kalamazsın.
bu yılda kimsenin sikine takmayacağı makamdır zira osmanlı 1. dünya savaşına girerken de kimse takmıyordu.
murat bardakçı ve ilber ortaylı'ya göre hiçbir zaman bize gelmeyen unvan.

halife unvanını zaten kullanıyormuş bizimkiler.
hz. ali ve ondan önceki halifelerde seçimle ve demokratik yollarla halife seçilirken muaviye ve sonrasında babadan oğula geçen ve sadece çıkarlar amaçlı kullanılmaya çalışılan makamdır. emeviler ve sonrasında bu hep böyle olmuştur.
şu andan itibaren yeniden canlandırılmıştır.

ey kemalist bekle celladın geliyor celladın !
ARAPLARIN SIKINE SURMEDIGI MAKAM. BOYLE CELLATIN LEWRENCE ELINE VERMISTIR ZAMANINDA, ARAPLARI HALIFE SOZU YERINE KENDI SOZUYLE KOPEK ETMISTIR.
yokluğunun bizi her geçen yevm* ciddi surette müteessir ettiği müessesedir.
zaten ne şialar ne de hariciler siklemiyordu halifeyi. olan sadece arapları kaybetmenize oldu ki onlar da zaten var olsa da siklemeyecekti.

halifeliğin en güçlü zamanları bile öyle sizin bildiğiniz gibi değil. mezhepsel farklılıklar sunni halifeyi zaten siklemiyordu.
şuan israil'in elindedir. evet
Sürekli mezhep kavgasında olan müslümanları birleştirecek olan kurumdur. Aynı kitabı okuyup binlerce yorum çıkartıp fetva vermenin önüne geçer, ölen de öldüren de Allahuekber dediği coğrafyada bir birliktelik sağlar. En büyük sorun adayları tüm islam aleminin kabulü sorunudur.
hz. Hasan'dan sonra şirk makamı olmuştur.
ilk gasp eden Ebubekir dir. Sonrasında Ömer Osman Muaviye diye devam etti. Liyakata bakan olmadı.