bugün
- akıl sağlığınızı nasıl koruyorsunuz43
- önce türkmüyüz yoksa müslüman mı11
- yoğurtla iyi giden yiyecekler25
- para bok huzur yok12
- uludağ sözlük discord grubu23
- büşra pekin'in son hali19
- 30 eylül 2023 galatasaray mke ankaragücü maçı14
- kitap alıntıları8
- en son kurulan hayalin maddi değeri13
- herkesin sevmeyip sizin sevdiğiniz şeyler19
- dilan polat'ın instagram hesabını kapatması15
- büyük boy pizza9
- ümit özdağ11
- sözlüğün en kaliteli yazarları12
- 30 eylül 2023 galatasaray'a verilen penaltı27
- fenerbahçe11
- allahın varlığına kanıtlar22
- istanbul10
- magicovento11
- lisede hangi tiptin21
- husamettin kokorecsever23
- müslüman mısın türk müsün10
- oflu kafakoparanus15
- her sey ups boobss icin10
- kendinizi nasıl teselli edersiniz9
- kadınınıza kalem etek diker misiniz12
- bakanlık verirse erdoğan'ı desteklerim19
- verip verip namus bacak arasında değildir demek12
- türklerin abartılmış bir ırk olması16
- abd askerlerinin afganistan'dan çekilmesi13
- kürtlerin 1978 ten beri 40 bin türk öldürmeleri8
- 28 eylül 2023 fenerbahçe başakşehir maçı18
- l l l13
- recep tayyip erdoğan23
- hitay13
- aşk yerine fuck buddy ilişkiyi tercih etmek9
- simitle iyi giden şeyler22
- kemalistler için süt saati8
- akp'nin bütün belediyeleri alacağı gerçeği10
- türklerin müslümanlaşınca türklüğünü yitirmesi9
- yazarların ruh halini anlatan görsel16
- sözlük kızlarından sözlük erkeklerine sorular12
- bik bik adlı yazara dikeceğim gelinlik12
- sözlük hanımlarının bugünkü kıyafetleri20
- evlenmekten vazgeçtim10
- insanın dünyaya geliş amacı nedir sorunsalı13
- arkadaşlar saçı sakalı kestim nasıl olmuşum27
- dominik livakovic13
- selçuk bayraktar'dan beyaz eşya üreticisine tepki18
- öldükten sonra unutulmak17


entry'ler (12067)
EA'nin fifa ile anlaşması bittikten sonra çıkardığı yeni oyun. bu gece indirilmeye başlanmıştır.
fetö ve yandaşlarının ilk saldırdığı yerdi.
ŞIHLARDAN ŞEYHLERDEN, YILLARDIR DEVLETi SÖMÜREN BEDEMCiLERDEN ÇOK DAHA FAYDALIDIRLAR.
bugünlerde, bugün siyaset günü değil diyen AKP SÖZCÜSÜ,
1999 DEPREMiNDE YENi ŞAFAKTA YAZDIĞI YAZI;
https://www.yenisafak.com...-celik/bugun-susmak-43517
''Depremin ilk saatlerinde ortada olmayan "devletlu" zevat, aradan saatler geçtikten sonra her köşe başından başlarını uzatıyor. iş yapmak adına bildikleri tek şey, açıklama yapmayı kesintisiz bir biçimde sürdürmek. Yapılan işlerin ne kadar beceriksizce yapıldığını tesbit edenlere görünürde kırgınlık ifade eden "yetkililer," el altından da gözdağı veren bir tutumu, devletin âli menfaatlerini korumanın tek göstergesi gibi sunmanın gayreti içindeler. Oysa tek âli toplumun hayat hakkını korumak olan devlet, tam bir şaşkınlık içine düşerek toplumu büyük bir felaketle başbaşa bıraktı. Kırılan gururunu tamir etmek kaygısından arta kalan kırıntıları enkaz kaldırma ve kurtarma faaliyetlerine dönüştürmeye çalıştığında ise iş işten çoktan geçmişti...
Devletin bütün imkanlarıyla ve başarıyla olaya müdahale ettiğini söyleyen Başbakan, depremin ilk saatlerinde kendi bakanlarına bile telefonla ulaşamadığını söyleyerek yetkililere radyo ve televizyon aracılığıyla talimat vermeye çalışıyordu.. Kendisine en çok ihtiyaç duyulduğu anda "kamu otoritesi" kapsama alanı dışına çıkmış ve yetkililer, pili bitmiş bir uzaktan kumanda aletine dönüşmüştü. Apaçık ortada olan ve karşılıkları can kaybıyla, Türkiye''nin en az yirmi yılına mal olacak mal kaybıyla ödenen ihmalleri ve beceriksizlikleri dile getirenleri "şaibeli" duruma düşürmeye çalışmaktan başka bir gayreti hâlâ görünmüyor resmi sözcülerin. Kendi sorumluluğunu örtbas etmek isteyen devlet erki hâlâ meseleyi mümkün olduğunca sümen altı etmeye harcıyor enerjisini.
Sanki ortadaki tek sorun, milletin başbaşa kaldığı yıkımın bir ucundan devlet kurumlarına da bulaşmış olması. Sanki sadece halkın oturduğu binalar yıkılsa ve sarsılmaz bir kudret ve eleştirilmez bir erk kaynağı gibi görünmeyi seven devlet bu felaket karşısında yara almamış olsaydı, mesele kalmayacaktı. Milleti himaye edilmeye ve yol gösterilmeye muhtaç bir topluluk olarak gören devletçi bakışın rahatsız olduğu konu, aslında gerçekten neyin nasıl yapılması gerektiği konusunda yol gösterilmeye muhtaç olanın devlet olduğunun ortaya çıkmış olması sanki. Yoksa insanların canları niye kurtarılmadı diye kamu otoritesini eleştirenlere ya da canları kurtarılma ihtimali olanlara bir an evvel ulaşılması için seslerini yükseltenlere bu derece şiddetle karşılık verilmesinin ne anlamı olabilir?
Bu depremle birlikte ortaya çıkan mekanizmalar ve ilişkiler meselenin sandığımızdan daha vahim olduğunu ortaya çıkardı. Uzun zamandır normal hayatı olağanüstüleştirerek yaşamayı kanıksadığımız için, belli ki, içine düştüğümüz kıskacın vahametini algılamakta zaafa düşmüşüz. Çok basit ama bir o kadar da acı olan şu: Türkiye yönetilemiyor. Ve, yönetemeyen, yönetmesi mümkün olmayan bir mekanizmanın yönetiyormuş gibi yapması binlerce cana mal oluyor. Eğer bugün birilerin fiyakası bozulmasın diye söylenmesi gerekenlerin "milli birlik ve beraberlik" nutuklarının altında ezilmesine göz yumarsak; bugün susarsak, bu çarpık mekanizma yüzünden yüzlerce insanın ebediyen susmasına ortak olmuş olacağız.''
1999 DEPREMiNDE YENi ŞAFAKTA YAZDIĞI YAZI;
https://www.yenisafak.com...-celik/bugun-susmak-43517
''Depremin ilk saatlerinde ortada olmayan "devletlu" zevat, aradan saatler geçtikten sonra her köşe başından başlarını uzatıyor. iş yapmak adına bildikleri tek şey, açıklama yapmayı kesintisiz bir biçimde sürdürmek. Yapılan işlerin ne kadar beceriksizce yapıldığını tesbit edenlere görünürde kırgınlık ifade eden "yetkililer," el altından da gözdağı veren bir tutumu, devletin âli menfaatlerini korumanın tek göstergesi gibi sunmanın gayreti içindeler. Oysa tek âli toplumun hayat hakkını korumak olan devlet, tam bir şaşkınlık içine düşerek toplumu büyük bir felaketle başbaşa bıraktı. Kırılan gururunu tamir etmek kaygısından arta kalan kırıntıları enkaz kaldırma ve kurtarma faaliyetlerine dönüştürmeye çalıştığında ise iş işten çoktan geçmişti...
Devletin bütün imkanlarıyla ve başarıyla olaya müdahale ettiğini söyleyen Başbakan, depremin ilk saatlerinde kendi bakanlarına bile telefonla ulaşamadığını söyleyerek yetkililere radyo ve televizyon aracılığıyla talimat vermeye çalışıyordu.. Kendisine en çok ihtiyaç duyulduğu anda "kamu otoritesi" kapsama alanı dışına çıkmış ve yetkililer, pili bitmiş bir uzaktan kumanda aletine dönüşmüştü. Apaçık ortada olan ve karşılıkları can kaybıyla, Türkiye''nin en az yirmi yılına mal olacak mal kaybıyla ödenen ihmalleri ve beceriksizlikleri dile getirenleri "şaibeli" duruma düşürmeye çalışmaktan başka bir gayreti hâlâ görünmüyor resmi sözcülerin. Kendi sorumluluğunu örtbas etmek isteyen devlet erki hâlâ meseleyi mümkün olduğunca sümen altı etmeye harcıyor enerjisini.
Sanki ortadaki tek sorun, milletin başbaşa kaldığı yıkımın bir ucundan devlet kurumlarına da bulaşmış olması. Sanki sadece halkın oturduğu binalar yıkılsa ve sarsılmaz bir kudret ve eleştirilmez bir erk kaynağı gibi görünmeyi seven devlet bu felaket karşısında yara almamış olsaydı, mesele kalmayacaktı. Milleti himaye edilmeye ve yol gösterilmeye muhtaç bir topluluk olarak gören devletçi bakışın rahatsız olduğu konu, aslında gerçekten neyin nasıl yapılması gerektiği konusunda yol gösterilmeye muhtaç olanın devlet olduğunun ortaya çıkmış olması sanki. Yoksa insanların canları niye kurtarılmadı diye kamu otoritesini eleştirenlere ya da canları kurtarılma ihtimali olanlara bir an evvel ulaşılması için seslerini yükseltenlere bu derece şiddetle karşılık verilmesinin ne anlamı olabilir?
Bu depremle birlikte ortaya çıkan mekanizmalar ve ilişkiler meselenin sandığımızdan daha vahim olduğunu ortaya çıkardı. Uzun zamandır normal hayatı olağanüstüleştirerek yaşamayı kanıksadığımız için, belli ki, içine düştüğümüz kıskacın vahametini algılamakta zaafa düşmüşüz. Çok basit ama bir o kadar da acı olan şu: Türkiye yönetilemiyor. Ve, yönetemeyen, yönetmesi mümkün olmayan bir mekanizmanın yönetiyormuş gibi yapması binlerce cana mal oluyor. Eğer bugün birilerin fiyakası bozulmasın diye söylenmesi gerekenlerin "milli birlik ve beraberlik" nutuklarının altında ezilmesine göz yumarsak; bugün susarsak, bu çarpık mekanizma yüzünden yüzlerce insanın ebediyen susmasına ortak olmuş olacağız.''
iyi bilmezdik.
baykal açmıştır, hem siirt seçiminin yenilenmesine hem de siyasi yasağının kalkması için çalışıp başarılı olmuştur.
reisimizi eniştesinden öğrenmemiş olsaydı, 2002 Millennium Challenge tatbikatını şu an da gerçekleştirecek ekipti.
malum kesim tarafından saldırıya başlanan oluşumdur, wep sayfasına dün saldırı olmuştur, saldırının türkiye içinden yapıldığı ile ilgili açıklamalar var ama işin uzmanlarının konuşması gerek.
doğal afet durumunda askerin, valilik tarafından nasıl koordine edileceği ile ilgili protokoldü, 99 depreminde askerin neler yaptığını nasıl hemen koordine olduğu malumdu, sonuç bu depremde ortaya çıkmıştır.
maraş inşaat mühendisleri odası başına ilahayat mezunun biri seçselerdi baksaydık.
2022'de olduğu gibi Türk milli takımı gene yoktur,
beşiktaş'tan josef ile bir sorunları var galiba 22 ve 23 te yok. 23 te belki ben görmedim.
duran toplar güzel olmuş, topa vuracağın yeri ve şiddeti ayarlıyorsun, ona göre falso alıyor top,
zamanla duran toplar ustalaşmak kolay olmuş.
kamera açıları berbat hatta yakın çizgi görünmüyor, hızlıca geçişte kamera yakalayamıyor ve bulanıklaşma, çift görüntü oluyor. oyun içindeki animasyonlar, futbolcuların müdahaleleri, kalecilerin topa yatışı, atlayışı gerçekten de güzel olmuş.
koldaki hoparlör daha aktif olmuş, düdük ve golden sonra fileden çıkan sesler ordan geliyor.
beşiktaş'tan josef ile bir sorunları var galiba 22 ve 23 te yok. 23 te belki ben görmedim.
duran toplar güzel olmuş, topa vuracağın yeri ve şiddeti ayarlıyorsun, ona göre falso alıyor top,
zamanla duran toplar ustalaşmak kolay olmuş.
kamera açıları berbat hatta yakın çizgi görünmüyor, hızlıca geçişte kamera yakalayamıyor ve bulanıklaşma, çift görüntü oluyor. oyun içindeki animasyonlar, futbolcuların müdahaleleri, kalecilerin topa yatışı, atlayışı gerçekten de güzel olmuş.
koldaki hoparlör daha aktif olmuş, düdük ve golden sonra fileden çıkan sesler ordan geliyor.
GÖZÜMÜZÜ BOZAN ALET. TARiHiN TOZ SAYFALARINDA YERiNi ALDI.
Ermenistanın iran ile olan sınırı, nahçivan ve azerbeycan arasında kalan bölgenin gayri resmi adı ermeni hançeridir, türk dünyasının kara yolu le birleşmesini önlemek adına ermenistana verilmiştir, 1918 paris'te azerbeycan toprağıdır o bölgeler.
denk takımların mücadelesinde hak eden kazansın.
sol, türk halkını satıp kürt milliyetçisi olmuştur, 2 tanesini astılar diye de korkudan sinmişleridir.
sol, türk halkını satıp kürt milliyetçisi olmuştur, 2 tanesini astılar diye de korkudan sinmişleridir.
sol, türk halkını satıp kürt milliyetçisi olmuştur, 2 tanesini astılar diye de korkudan sinmişleridir.
ALTINDAN DEMIRYOLU GECER.
gerçek bir sporcuysanız hayatınıza crossfiti sokmanız gerekiyor. bir çok daldan aldığı (adından da anlaşılacağı üzere) hareketlerle sizi daha güçlü ,esnek ve dayanıklı yapacaktır.