bugün

okumadan önce kesinlikle (bkz: #35904920) oku oku ki arsızlığı, saygısızlığı, dalkavukluğu, böyle önemli değerlerin siyaseten hem de normalde hiç umurunda olmayacak birinin videosu kullanılarak propaganda yapılmasını gör. Şii diye umursamadıkları-kafir gördükleri insanlar üzeriden yaptıkları siyaseti, kişiliksizliği gör.

türk devletinin utanç köprüsüdür.
tarihin utanç köprüsüdür.
kendine milli şef dedirten atatürk'ün kıyısında köşesinde bulunan ve bize atatürk ün ikinci adamı olarak yutturulan ismet inönü'nün utancının, vefasızlığının merhametsizliğinin köprüsüdür.

sene 1944, komunist rejim baskısından kaçan 146 azeri gerçek aydın nitelikli karındaşımız, o zamanki sınırı kapımız olan boraltan köprüsü nden türkiye'ye anavatana, kardeş vatana iltica eder.

sovyet rusya bu kişilerin iadesini ister.
ismet paşa da 146 canı, 146 aydını 146 türk'ü geri iade eder.
idam edileceklerini bile bile iade eder.

boraltan köprüsünden kardeşlerimiz geçer ve kızıl orduya teslim olurlar. kardeş vatandan kovulan, kardeş vatanın ismet'den daha fazla sahibi olan 146 can.

rus birliği 146 türk'ü teslim alır almaz ellerini arkadan bağlar diz üstü çöktürür ve kurşuna dizer.

bir türk olarak ismet'in yaptığı bu hainlik, vefasızlık, kişiliksizlik için bütün türklükten, şeref anlayışına sahip bütün insanlıktan özür dilemek, utanmak ismet'in yıllar yılı adam sayıldığı bu ülkede yaşayan biz türkler için boyun borcudur.

idam edilmeden önce oradaki kişilerin sözlerinden yola çıkılarak bir ağıt, bir isyan şiire aktarılmıştır.

http://video01.uludagsozluk.com/res/video/88/8/25318.mp4
boraltan bir köprü.
aşar geçer aras'ı.
yuğsan aras suyuyla,
çıkmaz yüzün karası.
karası, karası,
merhamet fukarası.
karası, karası,
merhamet fukarası.
düşman bekler karşıda,
önüne kattı beni,
can alınan çarşıda,
kardeşim sattı beni.
dönüp seslendim geri
merhametsiz birine,
beni siz vursaydınız
şu gavurun yerine.

allah belasını versin bu şerefsizliğe baş kaldırmayan bu şerefsizliği sorumlularının yüzüne vurmayan ve hesabını sormayan bizlerin.
bizi siz öldürün vermeyin rusa
yakışmaz TÜRKLÜĞE,sığmaz namusa
vahşete göz yumup silkmeyiz omuz,
bizi siz öldürün varsa suçumuz

Bir bayrakta uldızımız ayımız.
Nerden doğru bu imansız gayrılık.
Ben ne diyen bu vefasız dağlara,
Öz gardaşı dönek olan ağlara...

Boraltan bir köprü, aşar geçer arası
Yunsalar da suyuyla, çıkmaz yüzün karası
Düşman bekler karşıda, önüne kattı beni
Can alınan çarşıda, kardeşim sattı beni
Döndüm geri de sordum, paşasına erine
Beni siz vursaydınız şu Moskof'un yerine

bayrakta uldızımız ayımız.
Nerden çıktı bu imansız gayrılık.
Ben ne diyen bu vefasız dağlara,
Öz gardaşı dönek olan bu ağlara.

yakın tarihimizin utanç vesikası. ermenilerden özür dileyeceğinize onlardan dileyin.

yıllar gelen duygu: şiirin en vurucu yeri olan "bizi siz vurun" çok can yakıcı, öz gardaşı dönek olanda biziz galiba...
güneş ne zaman doğacak filminin son sahnesinde bu olay işlenir.
türkiye'de sol, sosyalist, komünist akımların adını dahi anmadığı, anarsanız kulaklarını tıkayacağı stalin vahşeti. dinciler ve liberallerin de çok umursayacağını sanmıyorum.*
atatürk'ün yakın arkadaşı sanılan aslında sadece zoraki iş arkadaşı olan ismet inönü adlı şahsın yüzünden rusya'dan korkup hiçbir müdahalede bulunmadan geçiştirdiğimiz bir olaydır.
hakkında, yüz kızartıcı bir suçtan dolayı adli takip bulunmayan bir sığınmacının ülkesine geri iadesi; devletler hukukuna göre suçtur. kaldıki, devlet olma bilincine sahip bir ülkenin vicdan sahibi yöneticisi; öldürüleceklerini bile-bile, ülkesine sığınmış insanları asla ülkelerine iade etmez.

boraltan köprüsü olayı, ismet inönü'nün bir devlet adamına yakışmayacak tek basiretsizlik örneği de değildir. benzer iki eylemi; darbeci askerler, iki dudağının arasından çıkacak 'infazları durdurun!' dileğini kıramayacakları halde sessiz kalarak, adnan menderes, hasan polatkan, fatin rüştü zorlu ve deniz gezmiş, yusuf aslan, hüseyin inan idamlarında da göstermiştir.

bir ufak not:

boraltan köprüsü sığınmacılarını, ismet inönü'nün emri ile ve kendi elleri ile stalin'in sınır askerlerine teslim ederek diz çöktürüldüklerini ve rus sınır karakolu askerlerince kurşuna dizildiklerini dürbünü ile izleyen karakol komutanı genç teğmen de, akşam evine döndüğünde zimmetli tabancası ile intahar etmiştir.
hiç mi hiç dillendirilmeyen elim bir hadiseye ev sahipliği etmiş köprüdür.
bir ermeninin 146 türk'ü katlettirmesidir kısaca. ama laf edilmez. haşa efendim ne haddimize.
146 türkün şehadet şerbetini içtiği köprüdür.hala stalinin maonun leninin ve komünizmin bayraktarlığını yapanların görmezlikten geldiği olayın yaşandığı köprüdür.
azerbaycanlı şair elmas yıldırım'ın dönek kardaş isimli şiiri katliamı özetliyor aslında.

bizi siz öldürün, vermeyin rus'a
yakışmaz türklüğe, sığmaz namusa.
vahşete göz yumup silkmeyin omuz
bizi siz öldürün, varsa suçumuz.
bugün başbakan'ın beyanatında geçen facia. hayret ettim canlandırılmamış.

bakın şimdi ben canlandırıyorum. ve benden başka neredeyse kimse yazmayacak. hele chp'li birileri, hiç yazmayacak. başlık aşağı düşsün de görülmesin bu pisliğiniz aman.
kürt kökenli bir deyyusun emriyle bir trajediye sahne olmuş köprüdür. cüneyt arkın'ın olaylar ortaya çıkarmış 'güneş ne zaman doğacak' filmi burada ölenlerin anısına atfedilmiştir.
ayıptır, kocaman bir ayıp. başbakan, bugün bu ayıbı yalnızca chp'ye giydirmek için hatırlatmış olsa da ülke adına büyük bir utançtır. kardeşini göz göre göre ölüme gönderenler, umarım unutulmazlar.
-ermeni açılımı yapıp sonra başbakanın bunu demesi ilginç-sanki azerileri çok seviyormuşçasınadır...
Ulan hayırdır neden bu boraltan köprüsü girdime bugün bu kadar artı geldi diye düşünürken başlığına girdiğimde Tayyip'in bahsettiğini gördüğüm konudur.

Yalamaları da hemen ortaya çıkmış bu konu hakkında sanki umurlarındaymışçasına vıyıklamaya başlamışlar. Umurunda olan TAyyip denen gürcünün bu konuyu siyasi bir malzeme etmeden önce umurunda olur. Umurlarında olsa Irak'ın Kuzeyinde Türkmenler Kürtlerin baskılarında, esaretinde, katliamlarında ses çıkartır, Umurlarında olsa biz Karabağ derken onlar Ermeni açılımı demezdi, Umurlarında olsa Biz 18 Mayıs 1944 Kırım Sürgünü derken onlar Dersim isyanınından Katliam diye bahsetmezdi, Umurlarında olsa Kıbrıs'ı satmaya çalışmazlardı, Umurlarında olsa bugün Suriyedeki iç karışıklıklarda Arapların, Kürtlerin tarafını tutacaklarına sabah akşam özgür suriye ordusu, esat mesat diyeceklerine oradak Türkmenler ne durumdadır derlerdi, umurlarında olsa Antep'te Türkmen sığınmacılara karşı isyan bayrağı açan soysuz arap ve kürt sığınmacıların en sert şekilde cezalandırılmasını, arap ve kürt sığınmacılara Türkmenlere karşı bu pervasızlığı kim verdiğini sorarlardı, Umurlarında olsa Türk dünyası dediğimizde arap dünyası, BOP demezlerdi.

Bu yüzdendir ki Boraltan'ı kullanmayın birader! Boraltan Türk devletinin, Türk Milletinin yani bu devletin asli sahiplerinin, bu milletin asli fertlerinin utancı ve derdidir. Sizin derdiniz ancak Cehape!!!!! deyip kendi arsızlıklarınızı, şerefsizliklerinizi örtmeye çalışmaktır. Namusunuz yoksa konuşmayın!.

Bununla beraber ismet Paşa'ya Ermeni demek de kimsenin haddine değildir, özellikle de Tayyip Gürcüsü, Abdullah Gül ermenisi ve bakanların büyük çoğunluğu da bilimum etnik garip varlıklardan olduğu sürece. ismet Paşa hatalarıyla, utancımızla Kurtuluş savaşımızda bulunan bir paşadır. Onun hataları Türkleri bağlar, onun hataları 30 Ağustos'u yani Kurtuluş savaşının zafere ulaştığı günü kutlamayı engellemeye çalışanları değil, keza 19 Mayıs'ı yani kurtuluş savaşının başlangıcını yasaklamaya çalışanları değil! Böyle bir çaba APO'nun ismet Paşa'ya Türk Milli değerleri üzerinden saldırması gibi olur.
sol framede görmemle öğrendiğim ve adını unutmayacağım köprü!
yazık ne idüğü belirsiz bir adam, koca bir ülkenin, türklüğün adını kirletmiş.
beğenmediğimiz doğuda bile adam evine sığınan misafiri hasmına teslim etmez... türklüğümüze asla yakışmaz.
selim pusat'ın bu hızlı manevrası da şaşırtıcı; ilk entryde ismet! son entryde ismet paşa...

--spoiler--
bir türk olarak ismet'in yaptığı bu hainlik,vefasızlık, kişiliksizlik için bütün türklükten, şeref anlayışına sahip bütün insanlıktan özür dilemek, utanmak ismet'in yıllar yılı adam sayıldığı bu ülkede yaşayan biz türkler için boyun borcudur.
--spoiler--

tez zamanda pek sayın ismet paşa'nın (ermeni kökenli bir kürt değildir kendisi!) eleştirildiği cümleler düzeltilmeli.
birçoğumuzun ilk defa duyduğu fakat, azeri kardeşlerimizin en az hocalı soykırımı kadar yüreğini dağlayan olay. bize azımsanmayacak kadar nefretleri var. haklılar da.
sovyet yardakçılarının işine gelmeyen köprü.
oldurenler komınıst olenlerde tukrler oldugu ıcın kımsenın sıkınde olmaz, olduren azerı olenler ermenı, arap, kurt olaydı hersene anma torenlerı duzenlerın ısmet ınonun nasıl asagılık bır adam oldugu anlatılırdı. olen turk sıkıntı yok. turkluk tu kaka!
herhangi ünlü futbolcu, futbol takımı, ucunda kız olan konuya ya da bilumum türevleriyle ilgili başlığa girilen entryden kat kat az entry girilmiş, ülkenin halini gösteren başlıktır. boraltan köprüsü türklüktür. türklük unutturulmuştur. 2013 yılında bugüne dek girilen 13.774.294 entryden sadece 21 tanesidir türklük, sadece 21 tanesidir boraltan köprüsü. olayda şehit edilen asker sayımızın beşte biri bile değildir 21 entry. yazık ülkeme, yazık tarihime. allah yardımcımız olsun.
hala bir anıtının olmaması vicdanları sızlatandır.
(bkz: ismet inönü)
2. dünya savaşı'nın son zamanları... yıl 1944... türk tarihinde kara bir leke...

sovyet rejiminde gördükleri türlü zulümlerinden kurtulmak isteyen, kırım türkleri, mavi alay isminde bir birlik kurup, türkiye cumhuriyet'ininde bilgisi dahilinde nazi almanyası yanında ruslara karşı bağımsızlık mücadelesi yürütüyor... stalingrad'a kadar gelen almanlar için stalingrad savaşı sonrası rüzgar tersine dönüyor. ve şehir şehir, köy köy rusya'dan çekilmek zorunda kalıyorlar.

bu mavi alay'ın sonu oluyor...

birlik kısa sürede dağılıyor, ve kızıl ordu'nun ülke genelinde başlattığı kominizm karşıtı herkesi içine alan insan avının hedefi haline geliyor... kadın çocuk binlerce kırımlı türk vahşice katlediliyor...

146 kırımlı türk ( çoğu kaynakta azeri türkü olarak geçer) bu soykırımdan kaçmak için, kardeş dedikleri türkiye'ye... aras üzerindeki, boraltan köprüsünden geçerek türk sınır karakoluna sığınıyor... bu silahsız 146 türk, karakolda son derece misafirperver şekilde karşılanıyor, karakol komutanı kendilerine karşı son derece sıcak davranıyor.

aynı gün boraltan köprüsünün karşı tarafındaki, türk kardeşlerimizin peşinden gelen kızılordu mensupları tarafından karakola sert bir şekilde bir talep geliyor. "mültecileri geri iade edin" bu talep reddedilmeden önce ankara'ya iletiliyor. karakol komutanı ve türk mülteciler gelecek haberden o kadar eminler ki... kendilerini son derece güvende hissediyorlar... ankaradan gelen karar kesin ve nettir...

''esirleri derhal iade edin''

bu karara karakol komutanı ve 146 türk mülteci inanamaz. karakol komutanı mültecileri gruplar halinde geri göndermeye karar verir, gönderilen ilk grup karşıya geçer geçmez, türk askerleri ve geride bıraktıkları akrabalarının gözleri önünde vahşice kurşuna dizilirler... karakol komutanı durumu tekrar ankara'ya bildirir ve iadenin devam edip etmeyeceğini sorar. gelen cevap türkiye tarihine kara bir leke gibi düşer...

''ülkelerine iade edileceklerdir"

bu emir karşısında mecbur kalan karakol komutanı... o türkiye'ye sığınan, türkiye türklerini kardeşi olarak gören türk mültecilerini kızıl orduya iade eder...

köprüden karşıya... ölüme giden türkler bu ağıtı tutturur... arkalarında gözü yaşlı genc bir türk komutanı ve onlarca mehmetçiği bırakarak...

''düşman bekler karşıda, önüne kattı beni... can alınan çarşıda, kardeşim sattı beni...

dönüp seslendim geri, merhametsiz birine... beni siz vursaydınız, şu gavurun yerine''

o gün 146 türk, kızılordu tarafından kurşunlanarak katledilir, türkiye cumhuriyeti kandaşlarını kendi elleriyle ölüme göndermiştir. o dönem türkiye cumhuriyeti'nin başında ismet inönü vardır.

2. dünya savaşından sonra, halkın içinde gezerken, yanına yaklaşan bir çocuk kendisine sorar ''amca amca, beni yıllarca niye şekersiz bıraktın'' ismet ünönü'nün yüzlerce babasız bıraktığı türk çocuklarını umursamayarak verdiği cevap ''yanlışın var çocuk, ben seni babasız bırakmadım''

ayrıca ekstra bir bilgi, boraltan köprüsünde görev yapan türk komutanı, görevini bitirip evine döndüğünde, intihar ederek yaşamına son vermiştir...

ağıtın tamamı: https://www.youtube.com/
Azerbaycan'ın büyük milli şairi Almas Yıldırım, bu olayı "Dönek Kardeş" adlı şiirinde şöyle dile getiriyor:

Türk denince özü, sözü mert olur,
Dost deyince ayrılmaz bir fert olur,
Kardeş deyip dara düşsem, sığınsam,
Şimden geru bu bana bir dert olur.
Ben ne diyem bu vefasız dağlara,
Öz kardaşı dönek olan ağlara!

Türk; o Altayların dünkü eri mi?
Yolunda can koydum, verdim serimi,
Düştüğü ağlardan kurtulsun diye,
Serdim ayağına doğma yerimi...
Kardaş armağanı, dökülen kanlar,
Bana mükâfat mı giden kurbanlar?

Ben diyorum, Kayıhan'dır soyumuz,
Bir kaynaktan varlığımız, boyumuz,
Dilim dili, yolum yolu, emel bir,
Bir bayrakta, yıldız'ımız, ay'ımız.
Azerî, Türk, Türkmen; var mı ayrılık,
Nerden doğdu bu imansız gayrılık?

Alnımın yazısı, karadır kara,
Karadan bir mendil yolladım yara,
Yol uzun, el uzak, yetişmez eller,
Türklüğün kanayan kalbini sara.
Felek kıymış beslenen bu dileğe,
Lânet Türk'ü hançerleyen bileğe.

Bir suç mu düşmana göğüs gerdiğim?
Günah mı Türklüğe gönül verdiğim?
Rusların açtığı yaradan derin,
Anayurtta öz kardaştan gördüğüm.
Seslenseydim, ses çıkardı her taştan,
Ne beklersin sağırlaşan bir baştan.
Kaçtır, eli kanlı çıktı oyundan,

Ne bilem, kahpelik varmış soyunda,
Girdiğim öz yurttan döndürülürken,
Kanımın aktığı sınır boyunda
Açan lâlelerden bir çelenk örsem,
Türklük dünyasına armağan versem.
chp nin basiret devlet anlayışının tipik bir örneğin. bu kadar pislik, rezillik varken hala utanmadan bu halktan oy istemek ne kadar doğru bilemiyorum.
chp zamanında yaşanmış olaydır. insanı insanlığından nefret ettiren, ismet inönü ve chp ye bin kat daha hınç duyulmasına sebep olan vahim olaydır. bile bile, göz göre göre kardeşlerimizi ölüme göndermişlerdir. bu ve bunun gibilerinin zihniyeti nin bu ülkeyi yönetemiyeceği ortaya çıkmıştır. diğer partilere atıp tutan zihniyet bu konuları görmezden gelirler, çünkü savunacak tutar dalları yoktur. gidip kelle dediniz, yolsuzluk var derler. kuru ekmekle yaşasaydık keşke ülke namusumuzu şerefimizi, kardeşlerimizi ölüme yollamasaydınız. ama halk bunları bu gibi yaptıkları yüzünden iktidara taşımıyor ve bizim gibiler nesillerden nesillere aktaracak bunları, dersim i, boraltan ı, 12 ada olayını ve daha nicelerini.

edit: geçmişle yargılanma olmaz diyenlere, 1 sene önce olan olayda geçmiş, 70 sene önce olan olayda. yapılanlar, yapılacak olanların teminatıdır.