bugün
- muhalifler neye muhalifler10
- putin doğalgazı kesince karanlıkta kalan avrupa9
- sırrı süreyya önder24
- bronzlaştırıcı yağ8
- cumhurbaşkanlığı yolunda kaç chp'li telef olacak14
- yazarların ruh hali9
- menzil şeyhinin çakarlı aracı20
- pakistan ve hindistan denze düşse kimi kurtarırsın20
- 1 115 000 tl lik restoran hesabı9
- aykolik'in eski sevgilisinden şok açıklamalar9
- 22 cm penise sakso çekmek10
- akepeye oy verenlerin tipleri29
- yobazlar ve gericilerdeki pakistan hayranlığı28
- bunlar çürük bunlar sürtük diyen cumhurbaşkanı10
- ekrem imamoğlu88
- kabataş yalanı23
- pazardan ne alsam9
- hayvanseverlik adı altında insan düşmanlığı yapmak15
- anın görüntüsü11
- mahmud abbas9
- iyi giyinen kadınlar16
- akp için 3 kelime yakıştır11
- fay hattına kazıp kontrollü kırmak34
- kedi besleyen kızların ortak özellikleri16
- kasko fiyatları8
- filistini destekleyen yahudi delege11
- yola saçılan içkileri talan eden izmirliler12
- karınız istese sözlüğü bırakır mısınız15
- espressolab24
- erdoğan sonrası hükümet34
- her çarşamba 20 lik çıtır için aynı otele gitmek12
- gulmekicinyaratilmis13
- aykolik'in akbilini doldurmak11
- aykolik masklavi buluşması8
- galatasaray lı olmanın çok masraflı olması27
- bantla bantla da nereye kadar12
- okunan kitabı anlatamamak9
- asya'nın en iyi 100 üniversitesinin 4'ü türkiye de20
- en uzun bekletilmiş erkek10
- akpli arkadaşınızı banyoda yıkar mısınız8
- yolda namaz kılan davarlar13
- deprem oldu19
- aykolik yetkili olsun kampanyası21
- 4 hak mezhep9
- aşağılık insanlar11
- fotokopici bi erkek39
- kendisinden ayrılan kadını rahatsız eden erkek11
- 27 nisan 2025 eyüpspor galatasaray maçı13
- aknaz beyaz peynir11
- bir erkeğe alınacak en güzel hediye12


entry'ler (1219)
"twitter'ın kapanacağına ancak gezizekalılar inanır" haberinden sonra kendi kendini göt eden sözde haber sitesi.
https://pbs.twimg.com/media/BjNceSkCQAAakHw.jpg
https://pbs.twimg.com/media/BjNceSkCQAAakHw.jpg
**Genç görünüm:
Herkes büyük göğüslerin yaş ilerledikçe zamanla sarktığını ve daha büyük görünüme sahip olduğunu bilir. Ancak küçük göğüsler için bu durum söz konusu değildir.
**Fiziksel aktiviteye yardımcı:
Büyük göğüslere sahip olan birinin fiziksel aktiviteye katılması her zaman bir endişe içerisinde olur. Özellikle spor yaparken ya da yüzerken bu durumun sıkıntısını fazlasıyla yaşarlar. Ancak küçük göğüslere sahip kadınlar için bu durum daha kolay ve rahattır.
**Kolay giysi seçimi:
Küçük göğüslü kadınlar için her zaman kıyafet bulmak daha kolaydır ve daha fazla seçenekleri vardır. mesela push up hariç her türlü sütyeni rahatlıkla takabilirler
**Rahat uyku:
Büyük göğüsler uyurken ağırlıklarından dolayı sorun yaşatabilir. Özellikle sırt üstü yatma konusunda büyük sıkıntılar yaratabilir. Ancak küçük göğüsler için böyle bir durum söz konusu olmadığı için daha rahat bir uyku geçirirler.
Ayrıca Viyana Üniversitesinde yapılan bir çalışmaya göre büyük memeler, küçük memelerden yüzde 24 daha az duyarlı. Meme ucundan duyarlılığı ileten sinirler küçük memelerde daha gergin oluyor.
Herkes büyük göğüslerin yaş ilerledikçe zamanla sarktığını ve daha büyük görünüme sahip olduğunu bilir. Ancak küçük göğüsler için bu durum söz konusu değildir.
**Fiziksel aktiviteye yardımcı:
Büyük göğüslere sahip olan birinin fiziksel aktiviteye katılması her zaman bir endişe içerisinde olur. Özellikle spor yaparken ya da yüzerken bu durumun sıkıntısını fazlasıyla yaşarlar. Ancak küçük göğüslere sahip kadınlar için bu durum daha kolay ve rahattır.
**Kolay giysi seçimi:
Küçük göğüslü kadınlar için her zaman kıyafet bulmak daha kolaydır ve daha fazla seçenekleri vardır. mesela push up hariç her türlü sütyeni rahatlıkla takabilirler
**Rahat uyku:
Büyük göğüsler uyurken ağırlıklarından dolayı sorun yaşatabilir. Özellikle sırt üstü yatma konusunda büyük sıkıntılar yaratabilir. Ancak küçük göğüsler için böyle bir durum söz konusu olmadığı için daha rahat bir uyku geçirirler.
Ayrıca Viyana Üniversitesinde yapılan bir çalışmaya göre büyük memeler, küçük memelerden yüzde 24 daha az duyarlı. Meme ucundan duyarlılığı ileten sinirler küçük memelerde daha gergin oluyor.
Eski bir atasözü der ki: "Bir insana balık vermek yerine, balık tutmayı öğretmek daha iyidir." Çok doğru. Ama şöyle bir durum var. Olur da bir gün hepimizin balık tuttuğu nehri gelir de biri satın alırsa ve bize balık tutmayı yasaklarsa ne olacak? Ya da güzel giyinimli, göbekli, gülüşünden attığı adıma kadar evet ben parayım, paranın babasıyım diyen biri nehrimizin kenarına fabrikasını kurarsa ne olacak? Fabrika atıklarıyla beraber nehir zehirlenirse, balıklar zehirlenirse ve biz zehirlenirsek ne olacak? Ne bileyim ne olacak.
Rüzgarın uğultusunda sigaralarımızı içiyorduk. Ağzımızı herhangi bir kesici alet açmıyordu.
Sigarımızı çekerken çıkan ses rüzgarla amansız bir savaş veriyor, dumanımız rüzgarın peşinden koşuyordu içindeki nefreti kusmak için. Dayanamadım.
"Moralimi sanayiye götürmem gerek" dedim.
"Biliyorum" dedi.
Böyle durumlarda, kimse neden diye sormak istemez. Bilinir ki, dertsiz başa, dert almak çoğu zaman mantıklı bir şey değildir. Sustum ve bir sigara daha yaktım. 3 saniyelik bu süre içerisinde, bütün olanlar Ferrari marka arabanın hızını hiçe sayarak beynimde makaslar atmaya başladı. Rüzgar hızını kesti. Elimi cebime attım ve arnavut kaldırımların üzerindeki kimsesiz taşları saymaya başladım. Aldığım her nefesin ömrümden çaldığını bildiğim halde, yeniden doğmanın hesaplarını yapıyordum, hesap makinesi kullanmadan. Kurduğum hayaller, gerçekliğe karşı çıkıyor, uçurtmalarım uçaklara kafa tutuyordu. Beklemeden, nefes almadan, tiryakiliğe, zamlara aldırmadan bi' sigara daha yakıyor, içimdeki yangınları söndürmeye çabalıyordum. Sular kirli, sular zehirli, sular berbat. Yangınları söndürüyor bu sefer bağırsaklarımdaki amiplerle mücadele ediyordum. Belki edemiyordum. Doktor oluyordum ve ilaç yazıyordum kendime, bağışıklık sistemime aldırmadan.
Döndüm sigara içtiğimiz yere, yapraklarını arnavut kaldırımları üzerindeki yalnız taşlara armağan eden ağacın yanına ve tekrar "Moralimi sanayiye götürmem gerek" dedim. Ve ilk defa duymuş gibi "Biliyorum" dedi...
Sigarımızı çekerken çıkan ses rüzgarla amansız bir savaş veriyor, dumanımız rüzgarın peşinden koşuyordu içindeki nefreti kusmak için. Dayanamadım.
"Moralimi sanayiye götürmem gerek" dedim.
"Biliyorum" dedi.
Böyle durumlarda, kimse neden diye sormak istemez. Bilinir ki, dertsiz başa, dert almak çoğu zaman mantıklı bir şey değildir. Sustum ve bir sigara daha yaktım. 3 saniyelik bu süre içerisinde, bütün olanlar Ferrari marka arabanın hızını hiçe sayarak beynimde makaslar atmaya başladı. Rüzgar hızını kesti. Elimi cebime attım ve arnavut kaldırımların üzerindeki kimsesiz taşları saymaya başladım. Aldığım her nefesin ömrümden çaldığını bildiğim halde, yeniden doğmanın hesaplarını yapıyordum, hesap makinesi kullanmadan. Kurduğum hayaller, gerçekliğe karşı çıkıyor, uçurtmalarım uçaklara kafa tutuyordu. Beklemeden, nefes almadan, tiryakiliğe, zamlara aldırmadan bi' sigara daha yakıyor, içimdeki yangınları söndürmeye çabalıyordum. Sular kirli, sular zehirli, sular berbat. Yangınları söndürüyor bu sefer bağırsaklarımdaki amiplerle mücadele ediyordum. Belki edemiyordum. Doktor oluyordum ve ilaç yazıyordum kendime, bağışıklık sistemime aldırmadan.
Döndüm sigara içtiğimiz yere, yapraklarını arnavut kaldırımları üzerindeki yalnız taşlara armağan eden ağacın yanına ve tekrar "Moralimi sanayiye götürmem gerek" dedim. Ve ilk defa duymuş gibi "Biliyorum" dedi...
Strateji oyunu sevenler için oldukça keyifli, bağımlılık yapan, sabır isteyen bir oyun.
son güncellemeden sonra 9. seviye ve 10. seviye köy binalarında ganimet bulmak çok zor hale gelmiş. sanırım biraz yeşil taş almaya yönlendirmeye çalışıyorlar. 9. seviye/91. levele geldim ben daha ihtiyaç duymadım taş almaya ama alan arkaşlarım var ciddi paralar yatırmaya başladılar bakalım ne olacak sonları.
not: oyunla ilgili sormak istedikleriniz varsa yardımcı olabilirim. ayrıca seviyeli klan arayan arkadaşları bekleriz.
son güncellemeden sonra 9. seviye ve 10. seviye köy binalarında ganimet bulmak çok zor hale gelmiş. sanırım biraz yeşil taş almaya yönlendirmeye çalışıyorlar. 9. seviye/91. levele geldim ben daha ihtiyaç duymadım taş almaya ama alan arkaşlarım var ciddi paralar yatırmaya başladılar bakalım ne olacak sonları.
not: oyunla ilgili sormak istedikleriniz varsa yardımcı olabilirim. ayrıca seviyeli klan arayan arkadaşları bekleriz.
yüzde doksanı ;
yalnızdır...
sevgilisinden yeni ayrılmıştır...
arayış içindedir...
edit: imla
yalnızdır...
sevgilisinden yeni ayrılmıştır...
arayış içindedir...
edit: imla
kızların hoşlanma belirtileri ile hemen hemen aynidir (#13729939).
ufak bir farkla şöyle ki ;
erkeğin de ağzına turnusol kağıdını veriyorsun, maviye dönerse hoşlanıyor, kırmızı olursa aşkından ölüyor.
not: nötr ise o kağidi kendi yer, sana başka bir şey yedirir.
ufak bir farkla şöyle ki ;
erkeğin de ağzına turnusol kağıdını veriyorsun, maviye dönerse hoşlanıyor, kırmızı olursa aşkından ölüyor.
not: nötr ise o kağidi kendi yer, sana başka bir şey yedirir.
geniş aile ve leyla ile mecnun dan sonra at ekolünün 3. temsilcisi olan komedi dizisi.
Bir entry girmek istediğinizde onun önceden girilmiş olma olasılığı, onu ne kadar çok girmek istediğinizle doğru orantılı olmasıdır.
Simay Kuzey e aşık , Cemre Kuzey e aşık , Zeynep Kuzey e aşık , Ali de 2 bölüme Kuzey e hallenecek galiba lan.
Yeryüzünde Serdar Ortaç olmaktan büyük dram yok. Düşünsene lan ben istesem hiçbir konserine gitmem ki gitmiyorum ama o hepsine gitmek zorunda.
kızın ağzına turnusol kağıdını veriyorsun, maviye dönerse hoşlanıyor, kırmızı olursa aşkından ölüyor.
not: nötr ise o kağıdı sana yedirir zaten.
not: nötr ise o kağıdı sana yedirir zaten.
Doğuş Ç.: Seni Saksıma Gömdüm.
"Behzat Ç.", sadece Türk televizyonlarında, belki de dünya televizyonlarında bir ilki gerçekleştirdi.
Kendi kanalına transfer olan ilk dizi unvanını aldı.
Malum geçen yılın en çok konuşulan dizilerinden "Behzat Ç." bir süre önce Star'dan Doğuş Grubu'nun yeni açacağı TVEN kanalına transfer olmuştu.
Bu kanal kasımın üçünde açılacaktı ve Behzat Ç.' de orada izleyiciyle buluşacaktı.
Ancak medyada hızlı bir gelişme oldu ve Doğuş Grubu sıfırdan TVEN'i kurmak yerine Star TV'yi satın almaya karar verdi.
Satışta resmi imzalar atıldığı anda Doğuş Grubu, TVEN için transfer ettiği ve hazırladığı yapımları Star'a koyacak hızla...
Böylece "Behzat Ç." yeniden Star ekranlarına dönecek.
Bu durumda Behzat Ç. şu unvanları kazanmış olacak.
1- Hiç yayın hayatına başlamayan bir kanala (TVEN) transfer olan tek dizi...
2- Kendi kanalından (Star'dan), yine kendi kanalına (Star'a) transfer olan tek dizi...
3- 6 ay gibi kısa sürede iki transfer (önce TVEN'e, sonra yeniden Star'a) gerçekleştiren tek dizi...
4- TVEN'e transfer olduğu için Star'la davalık olan ve şimdi davası otomatik olarak düşecek olan tek dizi.
Bu da bir tek Behzat Ç.'ye yakışırdı.
Kendi kanalına transfer olan ilk dizi unvanını aldı.
Malum geçen yılın en çok konuşulan dizilerinden "Behzat Ç." bir süre önce Star'dan Doğuş Grubu'nun yeni açacağı TVEN kanalına transfer olmuştu.
Bu kanal kasımın üçünde açılacaktı ve Behzat Ç.' de orada izleyiciyle buluşacaktı.
Ancak medyada hızlı bir gelişme oldu ve Doğuş Grubu sıfırdan TVEN'i kurmak yerine Star TV'yi satın almaya karar verdi.
Satışta resmi imzalar atıldığı anda Doğuş Grubu, TVEN için transfer ettiği ve hazırladığı yapımları Star'a koyacak hızla...
Böylece "Behzat Ç." yeniden Star ekranlarına dönecek.
Bu durumda Behzat Ç. şu unvanları kazanmış olacak.
1- Hiç yayın hayatına başlamayan bir kanala (TVEN) transfer olan tek dizi...
2- Kendi kanalından (Star'dan), yine kendi kanalına (Star'a) transfer olan tek dizi...
3- 6 ay gibi kısa sürede iki transfer (önce TVEN'e, sonra yeniden Star'a) gerçekleştiren tek dizi...
4- TVEN'e transfer olduğu için Star'la davalık olan ve şimdi davası otomatik olarak düşecek olan tek dizi.
Bu da bir tek Behzat Ç.'ye yakışırdı.
iddia ediyorum bu filmin tamamını hiç izlememiş, günde 15 dakikalık özetlerini yarım yamalak izlemiş yüzlerce insan bulabilirim. bir kanal da çıkıp filmin tamamını bir gecede verse rating rekorları kırar, eminim.
87 yıl önce... 87 yıl sonra...
87 yıl önce onlarca farklı etnik kökenden mucizevi şekilde bir devlet kurmuştuk...
87 yıl sonra bir devletten yine mucizevi şekilde iki-üç devlet çıkarma sevdasına kapılanlarla uğraşıyoruz!
87 yıl önce tek ulus olabilmek için, ortak dilimizi en iyi konuşmanın ve yazmanın derdindeydik... Amacımız birlik olup, güçlenmekti...
87 yıl sonra ortak dilden vazgeçtik. Bölünüp, güçlerimizi ayırmaya odaklandık!
87 yıl önce dinimizi, kendi dilimizle öğrenip, gereklerini yerine getirmek için atağa kalkmıştık..
87 yıl sonra dinimizi, kendi dilimizle öğrenme ve ibadet etme hakkımızı kaybettik!
87 yıl önce çıktığımız yolda, fakir ulusa para kazanmayı öğretmek için Köy Enstitüleri kuruyorduk...
87 yıl sonra geldiğimiz nokta, fakir ulusa oy karşılığı erzak ve kömür dağıtmak!
87 yıl önce fabrikalar inşa ediyorduk..
87 yıl sonra bu fabrikaların tamamını sattık, sattıklarımızın yarısından fazlasının kapanmasına göz yumduk!
87 yıl önce sanayide ve tarımda kendine yeter bir ülke haline gelmek için atağa kalkmıştık..
87 yıl sonra toplu iğneyi ve karpuzu bile ithal eder olduk!
87 yıl önce hayata geçirdiğimiz modelle Avrupa’ya özgürlük ve demokrasi dersi veriyorduk..
87 yıl sonra özgür ve demokrat olmadığımız için Avrupa Birliği’ne alınmıyoruz!
87 yıl önce benimsediğimiz sistemle kadınlarımızı kısa sürede seçme ve seçilme hakkına kavuşturmuştuk... Dünyaya örnektik...
87 yıl sonra kadınlarımıza, “Siz sadece doğurun... Çalışmayın, üretmeyin, sizin yeriniz evinizdir” dediğimiz için, kadın-erkek eşitliği sıralamalarında dünyaya rezil oluyoruz!
87 yıl önce pozitif bilimleri öğreniyorduk..
87 yıl sonra metafiziğe merak sardık!
87 yıl önce kız-erkek bir arada okuyorduk..
87 yıl sonra karşı cinsin bizim için ne kadar tehlikeli olduğunu keşfettik ve okullarımızı ayırdık!
87 yıl önce çok sesli müzik dinleyip, vals yapmaya çalışıyorduk..
87 yıl sonra açık alanlarda ilahi dinleyip, biz bize kaldığımızda göbek atıyoruz!
87 yıl önce hukuk devletine geçmiştik; kadı efendilerin yerini cumhuriyet savcıları ve hâkimler almıştı..
87 yıl sonra temel hukuk kurallarını, ulemaların fetvalarıyla tartışır olduk!
87 yıl önce öğretmenlerimiz başımızın tacıydı..
87 yıl sonra milyonlarca öğretmen adayı açıkta ve başımızın belası..
87 yıl önce yüzlerce ayrı meslekten esnafın bir arada çalıştığı çarşılarımız vardı..
87 yıl sonra sadece Çin ve Avrupa mallarının bir arada satıldığı alışveriş merkezlerimiz!
87 yıl önce Karaköy-Beşiktaş arasını at arabasıyla 15 dakikada gidiyorduk...
87 yıl sonra yüz binlerce liralık lüks otomobillerle iki saatte gidemiyoruz!
87 yıl sonra yollar bir saat önceden kesildiği için, devlet adamlarımızın nerede ne yaptıklarını bizzat takip ediyoruz!
87 yıl önce cahilden ve okumamıştan korkuyorduk..
87 yıl sonra okumuşları kodese tıkıp, cahillere umut bağlar olduk!
87 yıl önce milletvekilliği yemini bir anlam taşıyordu...
87 yıl sonra bir formalite oldu!
87 yıl önce annelerimizin, ablalarımızın başı yine bağlıydı ama altlarına daracık pantolonlar giymiyorlardı...
87 yıl sonra bazı kadınlarımız dini kuralları yeniden yorumlayıp, seksi kıyafeti, makyajı ve türbanı bir araya getirdi!
87 yıl önce Araplar bizi taklit etmeye çalışıyordu...
87 yıl sonra biz Arap hayranı olduk!
87 yıl önce Anadolu’nun en küçük kasabasında bile, kimse kimsenin yediğine-içtiğine karışmıyordu...
87 yıl sonra bazı büyük şehirlerde bile içkili lokanta kalmadı!
87 yıl önce otobüs firmaları için bilet satan amcalar yolcunun cinsiyetini merak etmiyordu...
87 yıl sonra “Bayan yanı mı? yı keşfettik!
87 yıl önce Kurtuluş Savaşı’nı kazanıp cumhuriyeti kuranları saygıyla ve rahmetle anıyorduk..
87 yıl sonra “Neden padişah efendimizi gönderdiniz” diye hakaret ediyoruz!
87 yıl önce “Mustafa Kemal Paşa, Çok Yaşa” diyorduk...
87 yıl sonra yeniden “Padişahım Çok Yaşa” demeye başladık...
87 yıl önce ülkeyi nasıl yöneteceğimize Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde karar veriyorduk..
87 yıl sonra ABD’ ye ve AB’ ye sormadan karar alamaz olduk!
87 yıl önce millet olmayı öğreniyorduk...
87 yıl sonra ümmet olmayı dayatıyorlar!
87 yıl önce Cumhuriyet ilan edildiğinde tüm kentlerin en büyük meydanlarını doldurup, büyük bir sevinç yaşamıştık...
87 yıl sonra resmi tatili fırsat bilip, iki-üç gün kaçamak yaptığımız için seviniyoruz..
87 yıl önce onca yokluk içinde mutlu ve umutluyduk...
87 yıl sonra her şeyimiz var ama ne mutluyuz ne de umutlu!
87 yıl önce geleceğimiz vardı...
87 yıl sonra yarının ne getireceğini bilemez olduk!
bırakın bir 87 yıl sonrayı.. Acaba 7-8 yıl sonra böyle bir yazı yazabilecek mi? Yazarsak bedeli ne olacak?
87 yıl önce onlarca farklı etnik kökenden mucizevi şekilde bir devlet kurmuştuk...
87 yıl sonra bir devletten yine mucizevi şekilde iki-üç devlet çıkarma sevdasına kapılanlarla uğraşıyoruz!
87 yıl önce tek ulus olabilmek için, ortak dilimizi en iyi konuşmanın ve yazmanın derdindeydik... Amacımız birlik olup, güçlenmekti...
87 yıl sonra ortak dilden vazgeçtik. Bölünüp, güçlerimizi ayırmaya odaklandık!
87 yıl önce dinimizi, kendi dilimizle öğrenip, gereklerini yerine getirmek için atağa kalkmıştık..
87 yıl sonra dinimizi, kendi dilimizle öğrenme ve ibadet etme hakkımızı kaybettik!
87 yıl önce çıktığımız yolda, fakir ulusa para kazanmayı öğretmek için Köy Enstitüleri kuruyorduk...
87 yıl sonra geldiğimiz nokta, fakir ulusa oy karşılığı erzak ve kömür dağıtmak!
87 yıl önce fabrikalar inşa ediyorduk..
87 yıl sonra bu fabrikaların tamamını sattık, sattıklarımızın yarısından fazlasının kapanmasına göz yumduk!
87 yıl önce sanayide ve tarımda kendine yeter bir ülke haline gelmek için atağa kalkmıştık..
87 yıl sonra toplu iğneyi ve karpuzu bile ithal eder olduk!
87 yıl önce hayata geçirdiğimiz modelle Avrupa’ya özgürlük ve demokrasi dersi veriyorduk..
87 yıl sonra özgür ve demokrat olmadığımız için Avrupa Birliği’ne alınmıyoruz!
87 yıl önce benimsediğimiz sistemle kadınlarımızı kısa sürede seçme ve seçilme hakkına kavuşturmuştuk... Dünyaya örnektik...
87 yıl sonra kadınlarımıza, “Siz sadece doğurun... Çalışmayın, üretmeyin, sizin yeriniz evinizdir” dediğimiz için, kadın-erkek eşitliği sıralamalarında dünyaya rezil oluyoruz!
87 yıl önce pozitif bilimleri öğreniyorduk..
87 yıl sonra metafiziğe merak sardık!
87 yıl önce kız-erkek bir arada okuyorduk..
87 yıl sonra karşı cinsin bizim için ne kadar tehlikeli olduğunu keşfettik ve okullarımızı ayırdık!
87 yıl önce çok sesli müzik dinleyip, vals yapmaya çalışıyorduk..
87 yıl sonra açık alanlarda ilahi dinleyip, biz bize kaldığımızda göbek atıyoruz!
87 yıl önce hukuk devletine geçmiştik; kadı efendilerin yerini cumhuriyet savcıları ve hâkimler almıştı..
87 yıl sonra temel hukuk kurallarını, ulemaların fetvalarıyla tartışır olduk!
87 yıl önce öğretmenlerimiz başımızın tacıydı..
87 yıl sonra milyonlarca öğretmen adayı açıkta ve başımızın belası..
87 yıl önce yüzlerce ayrı meslekten esnafın bir arada çalıştığı çarşılarımız vardı..
87 yıl sonra sadece Çin ve Avrupa mallarının bir arada satıldığı alışveriş merkezlerimiz!
87 yıl önce Karaköy-Beşiktaş arasını at arabasıyla 15 dakikada gidiyorduk...
87 yıl sonra yüz binlerce liralık lüks otomobillerle iki saatte gidemiyoruz!
87 yıl sonra yollar bir saat önceden kesildiği için, devlet adamlarımızın nerede ne yaptıklarını bizzat takip ediyoruz!
87 yıl önce cahilden ve okumamıştan korkuyorduk..
87 yıl sonra okumuşları kodese tıkıp, cahillere umut bağlar olduk!
87 yıl önce milletvekilliği yemini bir anlam taşıyordu...
87 yıl sonra bir formalite oldu!
87 yıl önce annelerimizin, ablalarımızın başı yine bağlıydı ama altlarına daracık pantolonlar giymiyorlardı...
87 yıl sonra bazı kadınlarımız dini kuralları yeniden yorumlayıp, seksi kıyafeti, makyajı ve türbanı bir araya getirdi!
87 yıl önce Araplar bizi taklit etmeye çalışıyordu...
87 yıl sonra biz Arap hayranı olduk!
87 yıl önce Anadolu’nun en küçük kasabasında bile, kimse kimsenin yediğine-içtiğine karışmıyordu...
87 yıl sonra bazı büyük şehirlerde bile içkili lokanta kalmadı!
87 yıl önce otobüs firmaları için bilet satan amcalar yolcunun cinsiyetini merak etmiyordu...
87 yıl sonra “Bayan yanı mı? yı keşfettik!
87 yıl önce Kurtuluş Savaşı’nı kazanıp cumhuriyeti kuranları saygıyla ve rahmetle anıyorduk..
87 yıl sonra “Neden padişah efendimizi gönderdiniz” diye hakaret ediyoruz!
87 yıl önce “Mustafa Kemal Paşa, Çok Yaşa” diyorduk...
87 yıl sonra yeniden “Padişahım Çok Yaşa” demeye başladık...
87 yıl önce ülkeyi nasıl yöneteceğimize Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde karar veriyorduk..
87 yıl sonra ABD’ ye ve AB’ ye sormadan karar alamaz olduk!
87 yıl önce millet olmayı öğreniyorduk...
87 yıl sonra ümmet olmayı dayatıyorlar!
87 yıl önce Cumhuriyet ilan edildiğinde tüm kentlerin en büyük meydanlarını doldurup, büyük bir sevinç yaşamıştık...
87 yıl sonra resmi tatili fırsat bilip, iki-üç gün kaçamak yaptığımız için seviniyoruz..
87 yıl önce onca yokluk içinde mutlu ve umutluyduk...
87 yıl sonra her şeyimiz var ama ne mutluyuz ne de umutlu!
87 yıl önce geleceğimiz vardı...
87 yıl sonra yarının ne getireceğini bilemez olduk!
bırakın bir 87 yıl sonrayı.. Acaba 7-8 yıl sonra böyle bir yazı yazabilecek mi? Yazarsak bedeli ne olacak?
Fransız filmlerini,müziklerini,insanlarını,ülkesini,dilini oldum olası sevmişimdir..Bu nitelikler için de filmi izlememde önemli rol oynadıklarını söyleyebilirim.
Çocukluktan başlayıp büyüyüceye, evleninceye kadar ve kendilerine ayrı birer hayat kuruncaya kadar ilerleyen bir oyun serüveni izledim filmde...Her iki karakter için rollerine biçilmiş kaftan olduklarını belirtmeden geçmeyeyim.
Filmin büyüsüne öylesine kapılıyorsunuz ki zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz.Bu inatçılıkla dolu hikayenin sonu nasıl bitecek diye düşünüp duruyorsunuz.Aynı Amelie gibi bu filmde de renk cümbüşü vardı.Normal soluk renkli filmlerin aksine rengarenk bir yapım izliyorsunuz...
Herkesin de bahsettiği gibi filmi sountracklarını dinlemenizi tavsiye ederim...izleyin-izlettirin pişman olmazsınız..
Çocukluktan başlayıp büyüyüceye, evleninceye kadar ve kendilerine ayrı birer hayat kuruncaya kadar ilerleyen bir oyun serüveni izledim filmde...Her iki karakter için rollerine biçilmiş kaftan olduklarını belirtmeden geçmeyeyim.
Filmin büyüsüne öylesine kapılıyorsunuz ki zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz.Bu inatçılıkla dolu hikayenin sonu nasıl bitecek diye düşünüp duruyorsunuz.Aynı Amelie gibi bu filmde de renk cümbüşü vardı.Normal soluk renkli filmlerin aksine rengarenk bir yapım izliyorsunuz...
Herkesin de bahsettiği gibi filmi sountracklarını dinlemenizi tavsiye ederim...izleyin-izlettirin pişman olmazsınız..
tayyip erdoğan'ın seçimlerden önce devlete ısmarlattığı yeni oyuncağı.
--spoiler--
erdoğan'ın yeni makam aracının zırhsız piyasa satış fiyatının yaklaşık 500 bin lira olduğu öğrenildi.
--spoiler--
bir de bunun zırhı var tabi...
http://www.milliyet.com.tr/erdogan-a-500-bin-liralik-makam-araci/siyaset/sondakika/28.04.2011/1383587/default.htm
(bkz: durmak yok yola devam)
--spoiler--
erdoğan'ın yeni makam aracının zırhsız piyasa satış fiyatının yaklaşık 500 bin lira olduğu öğrenildi.
--spoiler--
bir de bunun zırhı var tabi...
http://www.milliyet.com.tr/erdogan-a-500-bin-liralik-makam-araci/siyaset/sondakika/28.04.2011/1383587/default.htm
(bkz: durmak yok yola devam)