bugün

entry'ler (306)

bomboş otobüste taş kızın yandaki koltuğa oturması

(bkz: sarsılarak boşalmak)

kings of leon

ilk çıktıkları zamanlar ki albümlerinde bildiğin country tarzı müzik yaparken*, only by the night ile inanılmaz bir değişim yaşayan, amerikalı bir papazın üç oğlunun yanlarına kuzenlerini de katıp kurdukları grup.

şu an için only by the night bana göre baş yapıtları. hele hele bu albümde ki closer ve cold desert ın hayatımda ki yerleri çok farklı.

gene bu albümden birer hit olmuş use somebody ve sex on fire ı tarife gerek yok.

charlie winston

12 eylül 1978 cornwall doğumlu ingiliz müzisyen. bu zat-ı muhteremle ilk olarak tanışmam I love your smile adli şarkısına çekmiş olduğu audrey tautou lu nostaljik klip. yapmış olduğu muziğin tarzı folk gibi dursa da işin içine çok farklı tınılar katabilmiş ki iyiki de katmış. malesef şuan için müzik piyasasında tek albümü bulunmakta fakat devamının geleceğinden eminiz.

albümün ismi Hobo ve parçalar şu şekilde,

1- In Your Hands
2- Like A Hobo
3- Kick The Bucket
4- I Like Your Smile
5- My Life As A Duck
6- Boxes
7- Calling Me
8- Tongue Tied
9- Songtrack To Falling In Love
10- Genration Spent
11- Every Stop
12- My Name

the sun comes out

shakira nın sale el sol albümünün ingilizce uyarlanmış halidir.

albüm şöyledir

1- Sale el solo
2- Loca (ft. Dizee Rascal)
3- Antes de las seis
4- Gordita (ft. Residante Calle13)
5- Addicted to you
6- Lou que mas
7- Mariposas
8- Rabiosa (ft. Pitbull)
9- Devocion
10- Islands
11- Tu boca
12- Waka waka (English)
13- Loca (ft. El Cata)
14- Rabiosa (ft. El Cata)
15- Waka Waka (Spanish)

dikkat çekenler loca, addicted to you, rabiosa, lo que mas ve tabi ki waka waka

rabiosa

shakira nın son albümü the sun comes out dan güzel, kıpır kıpır bir parça. albümde şarkının iki farklı versiyonu mevcut. birinde el cata ile ispanyolca diğerinde ise pitbull la spanglish*.

ayrıca kelime ispanyolca olup vahşi savaşçı demekmiş.

zaz

(bkz: les passants) ile tanıdığım ve tek şarkıda kendine hayran bırakan, şarkı söylerken ki sempatik atraksiyonlarıyla gönüllerde hemen yer edinen cezayir asıllı Isabelle Geffroy un solistliğini yaptığı fransız grup.

aşka gelmişin editi: dinledikçe kendine aşık eden bir sesi var bu kızın, allah`ım fransızca ne kadar güzel bir dilmişte benim haberim yokmuş. (bkz: 14 şubat) *

12 şubat 2011 sporting gijon fc barcelona maçı

ikinci yarı itibariyle barcelona`nın akın akın geldiği maç olmaktadır.

mersin e 300 bin galatasaray a 7 milyon euro

son üç yıl içinde fiorentina, napoli ve udinese tarafından transfer edilmeye çalışılmış bir oyuncunun adı geçen komik entry. ayrıca haber doğruysa bile bonservis bedeli ile yil sonuna kadar kiralama ücreti arasında ki farkı anlamak cok mu zor?
onu da geçtim sercan yıldırım gibi bir adam için 10 küsür milyon avro istenen, keza tabata ya, mehmet topuz a milyonlar dökülen bir ligde, 23 yaşında, gelecek vaad eden bir stancu ya verilen 5.6 milyon çok değil bence.

http://www.tuttomercatowe...an+stancu&x=0&y=0

kaynak: ekşi

pogo

gezgin yazar. özellikle suriye topraklarında yaptığı gözlem ve kazandığı tecrubelerle orda yaşayanları dahi aydınlatan bilge kişi. ayrıca kalabalıklarda yapamayıp sakine kaçan yapısıylada kendime yakın hissettiğim.

nancy

(bkz: nancy ajram)

nancy ajram

(bkz: fi agat)

(bkz: sheikh al shabab)

2011 asya kupası

katar`da düzenlenen kupa.

bugün Japonya normal süresi 2-2 biten maçın ardından güney kore`yi penaltılarla geçerek adını finale yazdırdı.

şuan oynanan 25 ocak 2011 özbekistan avustralya maçı nda ise ilk yarı 0-2 avustralya üstünluğüyle devam etmekte.

özbekistan ikinci yarı büyük bir süpriz yapmadığı takdirde Shinji Kagawa lı, Keisuke HondaJaponya ya karşı, Lucas Neill li, Harry kewellavusrtalya finalde karşı karşıya gelecek.

harry kewell

25 Ocak 2011 avustralya özbekistan maçıının 5. dakikasında takımını 1-0 öne geçiren golü atan aslan parçası.
(bkz: 2011 Asya Kupası)

bir diğer aslan parçası Lucas Neillde takım kaptanı olarak sahada.

ispanya denince akla gelenler

(bkz: barcelona)

(bkz: ham serrano)

(bkz: flamenco)

(bkz: fiesta)

(bkz: siesta)

(bkz: sangria)

(bkz: tapas)

(bkz: rioja)

(bkz: paella)

en iyi arkadaşlar, eğlenmeyi bilen insanlar, sıcakkanlılık şeklinde uzayıp gider.....

bogdan stancu nun galatasaray a transferi

(bkz: dos santos)
(bkz: jo alves)
(bkz: elano)
(bkz: misimovic)

sözde vizyonumuz avrupa kupalarıyken de gördüğümüz üzere futbol isimle oynanmıyor.
hakkında ne şöyle berbat böyle rezil, ne de şahane topçu, buralar hep entari dolacak, kral olacak yorumları için erken.
önce bırakın adam çıksın oynasın bi yahu.

yekta kurtuluş

ntv spor a göre galatasaray ile resmen anlaşmış, 11 aralık 1985 izmir doğumlu orta saha oyuncusu.

mısır

dil öğrenmek adına bir ayımı geçirdiğim afrika ülkesi.
okulum kahire deydi ve gezmeler dışında zamanımın büyük kısmı kahire de geçti.
öncelikle medeniyetin doğduğu topraklar olduğu doğrudur fakat medeniyet denen o tek dişi kalmış canavarın oralardan göçeli baya olmuş.
altı ay kalma düşüncesiyle gidip bir ayda gezilecek yerlerini bitirip apar topar kendimi suriye ye attığım ülke.

fakat herşeye rağmen inanılmaz tecrubeler edinmedim de değil. o kadar pisliğin, kokunun, yokluğun, trafik çilesinin içinde insanların nasıl hiçbir şeyi umursamadan yaşadıklarını gördüm.

siyah-beyaz çöl de* 4x4 araçlarla safari, içecek sınırlı ve tüm gün güneş altında arabada kalıp ateş gibi olmuş su, hava kararınca şu fani ömrü hayatımda gördüğüm en parlak yıldızlarla kaplı gökyüzünün altında kurulan hayaller, şöförlerin jeeplerden udu defi çıkarıp çaldıkları arap müziği, japon kolombiya ingiliz italyan kızlarının kamp ateşi etrafında ki belly dance çabaları, etrafımızda dolaşan tilkilere aldırış etmemeye çalışılıp uyuma, başaramama...

gene şu fani ömrü hayatta ilk defa yataklı tren le gece yolculuğu, sabaha luxor, yoldaşımın altın sarısı bir alman olması ve bütün taksicilerin nazarını bize çekişi, bizi otele götürmek için bir saat başımızın etini yemeleri, en sonunda biriyle anlaşıp otelin adını söylememizle taksicinin yüz metre kadar gidip gitmeden aha burası oteliniz demesi, parayı cebe koyarken ki şukran deyişi, luxor da ki tapınakları, kalıntıları 2 günde bitirememiz, artık gına gelmesi, nil üstünde ki felucca* turu, banana island ı, ata binip ağa gibi köy köy dolaşmamız.... *
giza da gizem dolu(!)* keops, kefren, mikerinos piramitleri, allem kullem edip yok sen türksün yok sen müslümansın sana beleş deyip deveye bindirmeleri, üç beş fotoğrafımı çekip tenha yerde indirmeleri, ardından bahşiş bahşiş diye kavga etmeleri....

iskenderiye nin meşhur kütüphanesi, nefis mango suyu, kalesi, botanik bahçesi...

ve malesef gidilemeyen sharm el sheikh i ve hurghada sı....

insanları konusunda halkın türklere karşı bir sempatisi var ama çok turistik bir ülke olduğundan ve insanların fakirliğinden malesef çoğu turistlerden koparacağı paraya bakıyor ve genel mantık geçirebildiğin kadar geçir.
mısırlı bir arkadaştan öğrendiğim kadarıyla ülkede 3 çeşit fiyatlandırma varmış.
ilki normal fiyat mısırlılar için, ikincisi orta ölçekli kazık fiyat mısırlı olmayan araplar için, üçüncüsü ise ecnebi fiyatı yani bildiğin tükürüksüz geçirme politikası...

daha niceleriyle dediğim gibi inanılmaz bir tecrube mısır.
fakat bir hafta bu tecrubeleri edinmek için yeterli olacaktır.
fazlası için, benim gibi eğitim uğraşınız falan yoksa yada mısır tarihi delisi değilseniz sakın ha derim..

early grey

bergamot aromasının verdiği müthiş lezzet ve koku ile gönüllerde ahmad tea in vanilyalısıyla birlikte taht kuran çay çeşidi. özellikle twinings ve ahmad tea tavsiye edilir.

mango

meyva olanının isminin bütün dillerde mango olarak geçtiğinden, ismi akıllarda kolayca kalması için bu ismi seçtiklerini duyduğum ispanyol giyim markası.

deniz aytekin

vatandaşlık ve ırk kavramlarını birbirinden ayırt edemeyenleri güldüren hakemmiş.