bugün

israilli askerlerin 1982 yılında Filistinli sivillere yönelik gerçekleştirdiği katliamı konu edinen ce 2008 Cannes Film Festivali'nde gösterilen yapım. Yönetmen Ari Folman da bu askerlerden biri olduğunu açıklamıştır.
Yamulmuyorsam Altin Küre'yi götürmüştür bu film. Oscar için de en büyük adaydır. Persepolis benzeri bir animasyondur.
izleyiciye süper bir oyun oynayan film.

şöyle ki: http://www.isteksiz.com/sinema/vals-im-bashir/

izledikten sonra okumakta fayda var.
--spoiler--
1982 yılında Lübnan sınırları içinde bulunan Sabra ve Şatila Filistin mülteci kamplarında falanjistler tarafından, israil destekli yapılan katliamı anlatan animasyon film. "gerçekçi" belgesel ile "kaçış yolu" animasyonu bünyesinde birleştiren başarılı bir yapım olan Beşir'le Vals, bu katliamlar sırasında Lübnan'da israil askeri olarak bulunan bir yönetmenin, geçmişiyle hesaplaşmasını konu edinmektedir. Filmde israil askerlerinin, falanjistler tarafından gerçekleştirilen katliamlara, sessiz kalmanın ötesinde, açıkça destek verdiği işlenmektedir. Bütün bunlara rağmen yönetmenin film ile ilgili söyleşilerinde ve altın küre ödül töreninde yaptığı konuşmada, israil'in gazze saldırısına dair bir şey söylememesi eleştirilmiştir.
--spoiler--
istediğini yapan çok çok başarılı film. animasyonu izlerken bazı olaylar klasik mtv görselleriymiş gibi algılanıp güldürüyor bile ama bir yerde mutlaka rahatsız ediyor. sonunda o an rahat bir koltukta oturuyor olduğunuz için utanmanız mümkündür.
iki şekilde de görüş belirtmek istediğim film:

--spoiler--
1- sonlarına doğru eklenen bir kaç gerçek görüntü dışında tamamen animasyon olan film, gerçeklik duygusu yansıtmak bakımından kesinlikle canlı illüstrasyonlardan eksik kalmamıştır, hatta kullanılan renkler, gölgelendirme ustalıklarıyla canlı illüstrasyondan bile daha etkileyici hale gelmiş. Gene çekim konusunda bir diğer dikkat çekici özellik, animasyon yani tümden sanal oluşturulan filmde; sık sık geçen rüyalar ve sanrılar gösterilirken, bir şekilde rüyalara ve sanrılara mistik, gizemli hatta fazlasıyla etkileyici bir hava katılmış. özellikle filmin en başında yer alan "köpek çetesi" nin seyahati insanı koltuğa yapıştırabilecek kadar dehşet verici idi. Rüyalarla gerçekler arasındaki fark o kadar doğal ve belliydi ki, animasyon tekniğinin en büyük dezavantajı olan masalsı anlatımla yönetmenin hiç bir sorunu olmadığını anlıyorsunuz. Bu animasyon konusunda beni rahatsız eden tek şey ise, yapılan röpörtajların da animasyon olması dolayısıyla film akışına dikkatlice dağıtılmış da olsa bu röpörtajların hikayeden kopuk bir şekilde durması idi.
2- filmin adının da geçtiği "Beşir'le Vals" bölümü dışında * genel olarak tüm filme hakim olan tek taraflı anlatım izleyici tarafından bir günah çıkarma gibi görünebilir, ama aslında ya da bana göre filmde daha çok tarafsız bir "Biz bu katliamı nasıl yaptık? onca insana nasıl kıyıldı? insan nasıl bir varlık?" endişesi vardır. Yani yönetmen filmde daha çok insanlığın bu acımasızlığına inanamaz bir şaşkınlıkla bakmıştır, hikayeyi anlamakta kullandığı hafıza teması da bu şaşkınlığı ve kabul edilemezliği iyice vurgulamaktadır.
*şimdi gelelim bir israil askerinin devasa bir Beşir resminin altında ve sürekli ateş in altında geçirdiği, krizsel bir saldırı olan o acımasız öfke dolu vals e. Bu vals fikir olarak, başlangıç olarak filme yakışsa da görüntü olarak fazla holywood vari olmuştur. yani askerin hareketleri, bir sinir krizinden çok kahramanlık gösterisi yapmaya benzemiştir. bu sahne dolayısıyla filmden puan kırıyorum *
--spoiler--
son görüntülerle izlediğiniz filmin tamamen animasyon olmasını diliyorsunuz. keşke katliamlar hep animasyonlarda ya da filmlerde kalsa dedirtiyor insana.
"animasyon manimasyon nedir ya, işim olmaz!" fikriyatında olan bana bile, önyargılarını kırdırmış animasyon film. bu önyargının kırılışı kimse için referans noktası olamaz di mi? bunun içindir ki şöyle ifade edeyim: diyaloglar doyurucu, görüntü pek nadide ve hiç yormuyor, senaryo cesur ve güzel, müzikler tam yerine rast gelmiş. faydalı bir eser yani... ekstralar bölümünde de filmin ortaya çıkış hikayesi anlatılıyor. işin içinde israil olduğu sürece her olaya şüpheci yaklaşsam da (aha bi önyargı daha, ne pis bir adam olmuş çıkmışım ben be) yönetmenin samimi olduğuna inanmak istiyorum. bu arada filme adını veren sahne biraz abartılı olsa da, şahane bir sahnedir.

şöyle de bir diyalog var filmin başında:

yönetmen ve arkadaşı barda oturur. arkadaşı, 26 tane köpeğin kendisini kovaladığı peşini bir türlü bırakmayan berbat bir kabustan bahseder.


yönetmen : terapi filan denedin mi?
yönetmenin arkadaşı: hayır, sadece seni aradım.
yönetmen: ben bir yönetmenim!
yönetmenin arkadaşı: :evet ama filmlerin tedavi edici bir tarafı olamaz mı? hem tüm bu sorunlara filmlerinde değindin.

ve olaylar gelişir.
Sabra ve Şatila kamplarında yaşanan vahşeti -katliamı- animasyonla ve sonundaki gerçek görüntülerle tokat gibi insanın yüzüne vuran film..
Ayrıntılı bilgi için ;
http://waltzwithbashir.com
an itibarıyla kanal 24 te seyredilebilecek harika bir film.
persepolis'le beraber yakın tarihi en iyi anlatan animasyon filmidir. izlenmesi ve izletilmesi gerekir.
-----spoiler------
israilin sabra ve şatilla katliamlarındaki rolü konusunda özeleştiri yapan ve bu özeleştiri nedeniyle oscar alamadığını tahmin ettiğim animasyon film. ayrıca genç yaşta askerlik yapanların savaş tecrübelerini yansıtma anlamında da başarılı olduğu belirtilebilir.
------spoiler------
mükemmel bir kurgu ve tüyleri diken diken eden bir son. animasyon olarak gayet başarılı ve dünyada olup bitene duyarlı her bireyin izlemesi tavsiye olunur.
16 ayrı ödül almıştır.
israil sinemasından muhteşem bir film.
izlediğim en iyi animasyon filmlerinden biri.Diyaloglar doyurucu, görüntü pek nadide ve hiç yormuyor, senaryo cesur ve güzel, müzikler tam yerine rast gelmiş. faydalı bir eser yani...
etrafında insanlar ölürken, binalar yıkılırken, ülkesini kaybederken Ari kendi gibi olan insanların hislerini anlatıyor , filmden birşeyler anlamadıysanız,kendinizi sorguya çekmeniz gerekir.
müziğiyle ayrı yere konması gereken animasyon.
yerli bir sinema eleştiri ve bilgi edinme sitesinde ortalama "sadece" 6 puan oylanmasıyla beni şaşırtmış, harikulade animasyon.
röportajlar biraz kopuk dursa da insan pisikolojisini ve katliamı çok iyi anlatan bir belgesel/film.

görsel
belgeselde katliamı hatırlamayan asker gibi, bir gün biz de tüm bunları ve benzeri insanlık dramlarını öylece unutup gidecek miyiz... tan-rım, eğer var isen sakın buna izin verme ve bu suçları işleyenlerin günahlarını affetme. yoksa biz de asla seni affetmeyeceğiz.
--spoiler--
filistinlileri hunharca katleden falanjistlerin -artık olayın gizlenecek yanı kalmadığını anlayınca "durduralım bari" moduna giren- israilli subayların 1-2 "tamam beyler bitti, dağılın" uyarısıyla katliamı neredeyse anında kesmeleri dikkat çekici anlarından olan bir israil yapımı animasyon film. izlemeye değerdir. israil ordusuna yönelik bir nevi özeleştiri olması oscar'ı alamamasının muhtemel sebeplerinden olabilir.
--spoiler--
bir solukta okuyup bitirdiğim çizgi roman. 119 sayfalık bir çizgi roman olmasına rağmen olaylara çok iyi bir şekilde değinmiş, romanın sonunda katliamdan gerçek kareler göstererek tüylerimi diken diken etmiştir.
çok etkileyici,duygusal bir film.sonundaki katliamın gerçek görüntüleri,sesleri tüyleri diken diken ediyor.eleştiri konusu olacak birşey varsa o da askerlerin psikolojisini çok yansıtmış tamam yansıttında katliamda bulunan birinin katliamdan önceki hallerini ve psikolojisini de yansıtadabilirdi.
seksenli yıllarda, ergenliğe daha yeni adım atmış bir gencin israil ordusu içinde lübnan'a gitmesinin ardından, orda yaşadığı buhranları ve bu buhranların hafızasından sildiği şeyleri anlatan 2008 yapımı animasyon. dönemin beyrut'una dair antimilitarist bir yaklaşımla harika tespitler yapılmakta. ari folman'ın yazıp yönettiği yapım bir belgesel tadında ilerlemekte. 2009 yılında en iyi yabancı film dalında oskara aday gösterildi. bu ödülü alamasa da pek çok uluslararası film festivalinde yirmiyi aşkın ödülle geri döndü. yönetmen israilli olduğundan, filme başlamadan önce basit bir günah çıkarma hikayesi izleyeceğimi düşünmüştüm. şatilla ve sabra katliamının çevresinde dönen film, alışılagelmiş günah çıkarma hikayelerinden çok daha fazlasını sunuyor ve israil ordusu üzerine çok ciddi yaklaşımlarda bulunuyor. sadece savaşa değil, savaşın insanlar üzerindeki ruhsal yıkımına da değinen film, ekrandan akan görüntüler sadece bir animasyon olsa da, izleyiciye bundan daha fazlasını gösteren, max richter tarafından yapılan müzikleri ile insanın boğazına bir yumru yerleştiren yapım.

(bkz: sabra katliamı)
(bkz: satilla katliamı)
(bkz: hristiyan falanjistler)
halen, çizgi filmlerin sadece çocuklar için olduğunu düşünmekte ısrar eden cahil büyüklerin izlemesi gereken filmdir.
filmin konusunu okuduğumda neden animasyon çekildiğine pek akıl erdirememiştim ama son sahneleri ile birlikte ne denli gerekli ve etkili olduğunu anlıyor insan. en kötü barış en iyi savaştan iyidir düsturu ile bir kere daha hümanizmin ne denli önemli olduğunu da gözler önüne sermiştir.