(bkz: ankaragücü)

karaktersiz turnusolu goldür...

ben bu işi anlamıyorum arkadaş. adam elini uzatsa çıkaracak ve elini geri çekiyor. gözünüzün gördüğünü tarafınız reddediyor.
melo iki kere rakibin bileğine bastı, değil sarı kart hakem çekip uyarmadı bile.
el kabir bir kere bastı, hemen sarı kart. doğrusu da bu.
neden, çünkü kramponla insanın bileğine bile bile basılması hayvanlıktır. şiddetine ve kasta göre de cezası sarı veya kırmızı karttır. emre belözoğlu da yapsa, aklınıza gelen en terbiyeli futbolcu da yapsa cezası olmalıdır.

şimdi gelelim asıl mide bulandırıcı tarafına.

devlet büyükleri cemaatle ayrışma sürecinde, "aldatıldık, biz bunların böyle olduğunu bilmiyorduk" derken, orduyla birlikte fenerbahçe'nin de bok yoluna götürüldüğünü açıkladılar. akpli olmayan, olsa da bu mevzuları tasvip etmeyen insanlar da -ki az buz bir sayı değil- bu işi ciddi ciddi kınadılar, bu ortamda da bir çok kişinin bu olay hakkındaki özet yorumu "rezalet"tir. doğru mu, doğru.

ergenekon-balyoz davalarına, hırsızlığa, yolsuzluğa, 3 temmuz sürecine çok sayıda insan tepki verdi.

şimdi bu kaleci arkadaş topu tutabilecekken elini çekmiş. doğru mu, doğru. bunu söyleyen fenerbahçeli olunca verilen tepki ne, "Sizin şikeniz tescilli".

tek komiserle yürütülmüş, bütün iddianameleri çürütülmüş bir dava yüzünden hak ettiği para ile birlikte itibarı da çalınan bir fenerbahçe var ortada. bütün bu tezgahlanan süreçte köpek gibi mücadele etmiş, başka hiçbir camianın yapısının kaldıramayacağı sağlamlıkta dimdik ayakta durmuş insanlar var.

o dönemde şikeden dolayı bu camiayı kınamış, sövmüş, şimdi bu gol görmezden gelinsin isteyen insanlar var.
2012-2013 ve 2013-2014 sezonlarında da önümüzdeki dönemde gs ile maç oynayacak her takımın iyi oyuncularına transfer imasında bulunan bir teknik direktör ve sonucunda o maçlarda sahaya çıkmayan veya doğru düzgün top oynamayan anadolu takımı topçuları vardı.

sonuç olarak, hiçbirimiz, işimize geldiği sürece ahlaksızlıktan rahatsız değiliz.
o yüzden bu toplum içerisinden birileri yükselip önemli yerlere geldiğinde, vicdana, ahlaka, usule, dürüstlüğe aykırı işler yaptıktan sonra, eğer ki arkasında alkışlayan bir grup varsa yaptığından rahatsız olmuyor.

siyasiler toplumu yozlaştırıyor, ama yine seçiliyor.
şarkıcılar boktan müzik yapıyor, ama albümleri yine satıyor.
öğretmenler bir bok öğretmiyor, ama devlet memurluğuna devam ediyorlar.
melo her maç bileğe basıyor, ama tribünler çok seviyor.
emre belözoğlu küfür ediyor, ama yönetim hala onu takımda tutuyor.
bu kaleci de elini çekiyor, ama hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam edecek.

Yetmemiştir... lakin CIA icadı ılımlı islam modeli ile 1950'lerin başında hortlatılan vahabi çöl köpekleri güçlenerek varlıklarını sürdürmektedirler. Suudi Arabistan ABD'nin bir numaralı taşeronudur. Ortadoğu karıştıkça sahipleri başlarını okşar. Bilin bakalım zamanında Kabe yıkılmasın diye ültimatom verirken, iç karışıklık yaşayan ortadoğu ülkelerine silah gönderip teröristlerini yetiştirme noktasına gelen, ölen Suudi kralına iktidarından muhalefet parti liderlerine kadar taziye mesajları gönderen ülke kimin ülkesi...

islam düşmanıymış... Size facebook sayfalarından paylaştıkları Arapça yazıları "beğen"e tıklayınca cennet garantisi veren salak adminler lazım, anca onlarla mutlu oluyorsunuz...

(bkz: emre belozoglu)

(bkz: self satisfaction)

tahminimce seks temalı başlıkları teşvik etmek için birşey yapan insan grubu.

zaten ayda bir giriyorum onda da doğru düzgün bir sik yazmıyor sözlükte. mal mal ergen başlıklarıyla bezenmiş, açılışta veet reklamını gören tuvalete koşuyor, işini bitirip entry mi giriyordur nedir.

tabi kendini komik sanan, iq değeri ekside seyreden kitlenin hiç kabahati yokmuş gibi yüklenmemek lazım adamlara.

zenci geri geldi...

"ben içeri girdiğimden beri güneşin etrafında on kere döndü dünya" der ve o kadar çok açıdan anlatır, öyle şeyler hissettirir ki, çoğumuz hayatımız boyunca yarısına varamayacağız o anlayışın.

şişeyle kendilerini savunmak için için bütün sularını boşalttılar. üç gün gelen giden olmayınca susuzluktan öldüler.

-son-

ciadan aldığı dosyayı yaşar büyükanıta servis ederek ergenekon tırıvırısını başlattığı söylenen arkadaş.
fetullah gülen ve recep tayyip erdoğanın ağlama partneri.

adamın biri twitter'da cevaplamıştı bunu:

"ben de kızlardan hoşlanıyorum, bu mantığa göre dört dörtlük bir lezbiyenim demek ki"

göçebe ve barbar bir kavim olan türklerin göktanrı inancında sirius takım yıldızından dünyanın yuvarlak olduğuna kadar bir çok sır saklıdır. kayıp mu kıtasından girip laponya'dan çıkmak lazım anlayabilmek için.

faydası yok, zararı var derseniz iyice yanılırsınız. 16 büyük devlet kurmuş bir kavimdir türkler ve bazı soysuz ırklar gibi bayraksız, vatansız yaşayamazlar. bu nedenle toplumsal düzen açısından donanımlıdırlar. hiç değilse kadına verilen değer zaman içerisinde yozlaşmadan korunmuştur.

kabahati yok mudur, tabi ki vardır. araplardan her türlü pisliği filtrelemeden olduğu gibi almıştır türk toplumu. erkeğin dedikodu yapmasından yahudi arapların kuzu bayramlarına kadar cins cins bozukluk maalesef bu topraklara gelmiştir.

götü yiyen gitsin o kadar göçmenin yaşadığı ingiltere'de, fransa'da konuşsun. desin ki "bu adamların kökeni bu memleket değil, bunlara fransız demeyin fransalı deyin."

türkiye'de tepki gelmiyor resmi organlardan çünkü herşey yazılmış, çizilmiş, kuklalara oynatılıyor ama başka bir memlekette bu öneriyi yaparsanız şöyle bir yanıt alırsınız:

"be amına koyduğumun çocuğu, sıfatından rahatsız oluyorsan ver cebindeki kimliği, siktir ol git."

bunu söyleyen adam haksız değildir. bizim siyasetçilerimizin aksine, her para için bölücülük yapmaya çalışana istediğini verirse ne olacağını bilir ve sonuçlarını önemser çünkü.

istediğine oy vereceksin, sigortalı çalışacaksın, mülk edinebileceksin, hastaneye gideceksin, okula gideceksin, suyunu, elektriğini, doğalgazını kullanacaksın, sonra "ben türk lafından rahatsız oluyorum bana türkiyeli deyin" diyeceksin.

sana içişleri bakanlığı'nın antetli kağıda "ananın amı" yazıp göndermesi lazım ama nerede.

(bkz: karagöz vs hacivat)

akp gençlik kollarına kapak atmaya çalışan fem yurdu kökenli post islamic nerd başlığı. başka ne diyeyim.

telekinezi, hüloğ!

galileo galileinin gizli bir bilim cemiyeti olarak kurduğu, sonradan şekil değiştiren örgüt olduğu söylenir. her yerdedir. malum, herşeyi gören göz.

bu arada hala yaşadığı söylenmez, çatır çatır yaşamaktadır.

ancak eskiden bu kadar göz önünde değildi diye hatırlıyorum. yani yine adını duymuştuk ama mesela illuminati'yi tersten yazınca itanimulli.com şeklinde, haşırt diye national security agency sitesini görmüyorduk karşımızda. demek ki var bir strateji değişikliği. salak değiller ya, tahminimce içi boşaltılıp yakın zamanda gözler önüne serilecek, bu muymuş lan" deyip bırakacağız biz de. ama şu an adını bilmediğimiz başka bir isimle dünyayı değiştirmeye devam edecekler.

güzel bir tespit vardı twitterda bununla ilgili.

"sünniler yavuz sultan selim köprüsünü kullanacak, aleviler fatih sultan mehmet köprüsünü, ateistler de yüzecek" diye.

orhan pamuk da nobel aldı, ne var?
gel gör ki doğru düzgün türkçe konuşamaz.

70 milyonun önünde erkeklenip sonra kıvıran, satıp savan, milleti birbirine düşüren, amerika'nın krizle beslenen ekonomisine memur olan da müslüman olabilir bu kıstaslara göre.

new world order hacı. adamlar "ben yaptım oldu" der, biz de burada eteklerimizle kavga ederiz.

gerekli kademelerde sallandıracak müslüman yoktur. parayla toprağını satan filistinlilerden tutun da her türlü sapkınlığa sahip suudilere kadar bütün milletlerin içinde cia, mossad ve bunların arkasında hiç göremeyeceğimiz patronlar, dünyanın sahipleri kol gezmektedir. islam toplumlarının ortak özelliği eleştirmekten, karşı gelmekten korkmalarıdır ki bu yüzden asla belleri doğrulmayacaktır. Allah akıl vermiş, oku demiş, düşün demiş, adam ol demiş ama nerde. parayı görenlerin bazıları fikirlerini, bazıları dinlerini, bazıları vatanlarını, bazıları analarını satıyor işte, o yüzden bayrakmış falanmış filanmış geçiniz bu işleri. hangi islam, hangi tasavvuf, hangi iman, hangi metanet, hangi edep, hangi vizyon...

dördüncü murat da norveç büyükelçisidir.