bugün

sevgilim, sevgilim
yalan söylersem sana,yalan söylersem sana,
kopsun dilim , dilim kopsun!
"seni seviyorum" deme bahtiyarlığından mahrum olsun.

sevgilim ellerim yalan derse sana; seni okşayabilme saadetinden mahrum olsun.

sevgilim; gözlerim, gözlerim yalan derse sana; eriyip avuçlarım aaksın seni görmesinler bir daha.

etme gel gülüm ,etme gel!
bu akşam gırtlağıma kadar doluyum.

sevgilim, bu akşam gırtlağıma kadar doluyum.
yemin et.
yalnızlığına alışmışken, tam da yalnızlığını sevmişken, kendini kendine sevgili etmişken, birden dışarıdan çıkageliyor biri.
büyü müdür, gerçek midir, uzaklarda bir şeye hissettiğin özlemin dinmesi için midir nedir, bilemiyorsun, çözemiyorsun.
zaten çok da soru sormuyorsun ve bir bakmışsın ona "sevgili" diyorsun, hatta "sevgilim"...
az şey mi "sevgilim"?
sıradan bir şey mi?
belki günümüzün tez canlı çocukları için bir süs, bir dekor, bir durum değerlendirmesi, arkadaşlara hava kıvamına çekilmiş olabilir ama benim buralarda "sevgilim" demek hiç de az buz bir durum değil.
alıyorsun içine, koyuyorsun kafanı onun göğsüne, uyuyorsun kolunu bacağını dolayıp her yerine...
bütün önceliklerin kayıyor bir kenara. 'aşk kayması' da diyebiliriz hazretlerine.
bir bakmışsın o 'sevgili' işini, arkadaşlarını, dostlarını, zevklerini, rutinlerini, uykularını sollayıvermiş işte.
üstelik izin kâğıdı almadan, bir müsaade bile istemeden hayatından.
ama olsun, sen bu durumu seviyorsun değil mi?
tek kişilik düzenden çift kişilik düzene geçiyorsun. bir diş fırçası daha koyuyorsun banyona, bir bornoz daha. onun eşofmanı, onun tişörtü, onun telefon şarjı katılıyor evine. diyelim senin asla almadığın o vişne suyu konuyor buzdolabına, o içiyor ya... onun defteri-onun kalemi, onun arkadaşları, onun sevdiği restoranlar, onun izlediği filmlerle dolup taşıyor dört bir yanın.
tamam! düzenin bozuluyor, yayın akışın değişiyor ama çıt çıkarmıyorsun.
neden?
amaaan yazdık ya az önce; nedenini sormuyorsun! şimdi mutlusun ya, değer mi değmez mi klişelerine takılmıyorsun. sana uymayan çok şeyi var onun. alışkanlıklarınızın çarpışmasını görmezden gelmeyi tercih ediyorsun. başkalarının hayret dolu bakışlarını görmezden geliyorsun. sevgili onların kapısına gelse nasıl da coşarlardı biliyorsun. eh! urfa'da oxford olsaydı onlar da giderlerdi biliyorsun.
sen hiçbir şey sormuyorsun sadece yaşamak istiyorsun. bozulmasın istiyorsun.
bak inanmazsın ama yüksek beklentilerin de yok senin. "yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar" şarkısını bütün kızlara söyletip, kına yaktırma derdin de yok.
kendini aşıp, mecburiyetleri aşıp sevmek ve sevilmek istiyorsun.
evet! sen sevilmek de istiyorsun, bunu biliyorsun. "ama o zaman adı aşk olmaz ki" itirazlarını boş ver, herkes gibi sen de sevgine karşılık bekliyorsun. en azından kendini kandırmıyorsun. varsın adı aşk olmasın...
alıyorsun içine, koyuyorsun kafanı onun göğsüne, uyuyorsun kolunu bacağını dolayıp her yerine.
bir gece, iki gece, üç gece, beş gece...
her gece daha da bağlanıyorsun... bedeninle, teninle, kalbinle... her sabah daha çok seviyorsun, sanki her sabah daha fazla birleşiyorsun sevgilinle.
sonra bir bakıyorsun, o alıştığın yalnızlık kocaman sinsi bir korkuya dönüşmüş. ya bir daha gelirse... ya hep gelecekse... yokluğa yeniden nasıl alışabilirsin ki?
"sevgilim" demek az şey mi? sevgili olmak az şey mi?
kendine yalan söylüyor olsan da, o doğru kişi olmasa da, o 'sevgililik' yapmasa da, "dur, yapma" diyen arkadaşların haklı çıksa da, ayrılık zamanı geldiğinde elinde çok haklı nedenlerin olsa da biliyorsun ki az şey değil.
"sevgilim" demişsin bir kere, gerisi hikâye...
onların lafına gelsen de, hata etmiş olsan da yara sendedir artık. kendin için iyi etsen de yara ta içindedir artık.
hayat, kalbine bir yarayı daha gururla sunar.
bir sevgili gider sonra yenisi gelir de o yaralar kapanmaz işte.
oracıkta, kalbinin tam üstünde durup selam çakarlar sana yerli yersiz.
ve sen mırıldanmaya devam edersin "oysa sevgili bir tek sevgili nasıl değiştirir dünyanın gerçeğini" diyen o şarkıyı yerli yersiz.

ayşe özyılmazel - sabah gazetesi 31 ocak 2010
ellerimdir.
kelimelerin en güzelidir.
iyelik ekleri alan kelimelerin en güzeli, en masumu, en anlamlısı.

"daha küçücüksün sen, seni ben büyütücem, hep benim kollarımda olacaksın" derdin bana.

tutamadın sözünü, tutamadık, bir yerlerde eksik kaldık birbirimize. çok farklıydı derdik hani, kimse anlamazdı bizi. saçma sapan şeyler yapıp sadece biz mutlu olurduk bundan. başka kimseye ihtiyacımız olmadığından umursamazdık da başkalarını. onlar sadece "başkalarıydı" işte.

ellerimi avuçlarının arasına hapsedip öperdin, öyle mutlu olurdum ki. pek sık görüşemezdik belki ama kopamazdık da birbirimizden asla. delice bi tutkuydu, aşkın ötesiydi, farklı bi boyutuydu belki de.

ilk kez şakağımdan öpmüştün beni, küçücük masum bi öpücük. ne sevgiliydik, ne arkadaş. cesaretimiz bile yoktu birbirimize dokunmaya. küçücük bi öpücük işte sevgiline, hiç olmamış gibi davranıp yüzümdeki çocuksu gülümsemeye engel olamamıştım. yanakların kızarmıştı, utanmıştın. ne de sevimli olmuştun, hala seni düşündükçe şakaklarımda bir alev topu parlar, yavaş yavaş iner yüreğime doğru.

aslında düşününce içim de rahat bir yandan biliyor musun, inan ki mutluyum. o kadar çok şey öğrettin ki bana. ve biliyorum ne sen başkasıyla olabilirsin ne de ben.

bugün birinci yılımız sevgilim, sen de hatırlıyorsun değil mi? sana "eski" demeye dilim varmıyor, hiçbir zaman da varmayacak bilirsin. bugün yüzlerce sakız alıp tek tek fallarına baktım senin için, en uygununu seçtim bize ve sakladım bir köşeye. belki bir gün tekrar yanıma gelirsen sana gösteririm diye, olmayacağını bile bile.

ayrılırken "sen benim için hiçbir şey yapmadın" demiştim, ciddi değildim biliyorsun değil mi? bağıramadım arkandan, ne olur dur beni yanlış anladın diyemedim. son sarılmamızdaki hıçkırıklarımız arasında kayboldu sevgi sözcüklerim. senin sıcacık kollarında benliğimi de bırakıp çekip gittim, gitmek zorundaydım, kalamazdım biliyorsun beni.

bugün biraz çıkıp kafa dağıttım arkadaşlarımla, içtikçe açıldım, senden bahsettim, sürekli senden bahsettim. bir süre sonra sıkıldılar benden fark ettim. adını söylerken gözlerim dolmaya başladı sonra, milyonlarca kez adını haykırmak isterdim ama ağlayamazdım, her zaman güçlü görünmem gerekiyor ya, senin dışında kimsenin yanında ağlayamazdım. sadece senin yanında bütün zırhlarımı bi köşeye fırlatıp küçücük, şımarık bi kız çocuğu olmak istiyordum hep ve oluyordum da.

sessizce toplandım, eve yürümeye karar verdim, mart soğuğu yaladı geçti yüzümü. titredim. senin bana dokunduğun zamanki gibi titredim.

yanımdan ikimizin hayalleri geçti, elele tutuşmuş koşuşturuyoruz, elimde bir tanecik kırmızı gül, bi çingeneden almışsın benim için. bi an durdurdun beni, kocaman öptün.
"sen benim küçücük sevgilimsin" dedin.

gözlerimi alamadım bizden, yaşlarımı alamadım gözlerimden. kafamı çevirdim başka yöne, elimdeki gül yere düştü, bir damla gözyaşı kaydı yanaklarıma doğru ve ayrıldık.
*
nazım'ın en güzel şiirlerinden biridir fakat daha sonra kendisinin de itiraf ettiği gibi sevgililerine karşı asla şiirinde bahsettiği tavrı gösterememiş, yalanlar söylemiş ve aldatmıştır... her sanat eseri gibi bu şiir de yaratıcısının elinden çıktıktan sonra yaratıcısından özgürleşmiştir..
belkide en özel, eşsiz kelimelerden birisidir. sadece siz dersiniz ona "sevgilim", sadece o size der "sevgilim". öylesine çok özlenilesi bir kelimedir, bunu duymak, bunu söylemek.
bazen söylememek için, çiftlerin karşılıklı anlaştığı kelime olabilir. kelimenin kötülüğünden mi? hayır. sadece o kadar farklıdır ki o an yaşanan, o insan.. "bu güne kadarkilere sevgilim dediysem sana diyemem, sana hakaret olur o insan(lar)dan sonra sevgilim demek.. sen başka birşey ol emi. bambaşka ol ve öyle kal." anlamındadır bu itiraz.
hayatımın geri kalanını paylaşmak için geberdiğim, çok sevdiğim kızdır kendisi.
seeeevgilimmm,otur biraz konuşmamız gerek,sana hiç yalan söylemedim ama bazı şeyleri eksik anlatmış olabilirm sarkısını çağrıştıran entydir.
--spoiler--
Sevgilim;
Yeşil eriğim benim
Ben içine haps olmuş çekirdeiğinim senin
Hapiste günler ağır geçer diyorlar.
Olsun be
Ben vazgeçtim hürriyetimden
Yeterki yetim bir çocuk gibi bırakma beni
Zira sensiz bu can bi yüktür yüreğime
Kaldır öpülesi anlını ve bak bana
Gördün mü gülüm
Bir tek gözlerim değişmedi yine
Bir tek gözlerim !!!

Açılır açılır gözleri gülüm
içinde yeşil çam ağaçları
Uyanışların en tazeleri
Odamızdan geçer gülüm seninle

Feriğim fidanım feryadım
Hey benim zizil parmak memleket gözlüm

Geceler hep peşimden koşar
Göğsüme takıp yönümü buldum
Kalp verdin onur verdin
Yetmezmi deli fişeğim

Feriğim fidanım feryadım
Hey benim zizil parmak memleket gözlüm

Benim en büyük kudretim
Senin sahiden şehrimde olduğunu bilmek
Hatta şuan ıslak şehrimde geceliğin ile balkondasın
Bende dokunmaya çalışıorum ince parmaklı ellerinle
Kaldır öpülesi anlını ve bak bana
Yoroz değil kararan
Yüzümde ışından ayrılmanın kederi
Biraz da işte geldik gidioruzun hüznü war
Ama gördünmü gülüm
Birtek gözlerin değişmedi yine
Bir tek gözlerin
--spoiler--
Son zamanlarda çok kullanılan "aşkitom"a nazaran söylendiğinde biraz daha az,itici olan,yine de sık söylendiğinde gösterişçi ve samimiyetsiz bulduğum hitap...Ne öğle hiç durmadan,"buda benim ki," der gibi."Sevgilin olacak mahlukata,anası babası bi isim takmamış mı? Yahuu" diye sormamak için zor tutuyom kendimi,zira hemen kıskançlıkla suçlanabiliyosunuz...
sevgilim
otur biraz konuşmamız gerek
sana hiç yalan söylemedim bil
ama bazı şeyleri biraz eksik anlatmış olabilirim..
evet işte tam da bu ruh halim biriciğim.ilişkimizle alakası olmayan ama anlatıp anlatmamam gerektiğim hususunda çok kararsız olduğum ve anlatsam beni yaralayacağını bildiğim bazı detaylar.sana söyleyemeyecek kadar cesaretsizim ya işte sanki sözlük paklayacak beni..bir ihtimal işte.
ama diyemem ki varlığı mutlu edenim.çok karışık bunlar.ben bile çözemedim ki.niye yıllardır büyüdüğüm yerden kopup yabancı bir yerde buldum kendimi.niye yanlış yerlere saptım sonu olmayacağını bile bile.ve senin gibi birini hak edecek ne yaptım sonunda.ama oldu işte.sen girdin varsın şimdi benle.bunları söyleyip çıkacak olursan hayatımdan niye olsun bu dil bende niye dolsun nefes içime.varsa seni bir şekilde kaybetme ihtimali demek çok zor bunu işte.
anla beni ve şimdiden affet.ne zamana kadar yanacak mumum bilmiyorum ama yok bu yanlış oldu.yalan değil aşkım.sadece eksik...
ama affet işte.
kuşumsun benim,
şöyle kanatlarını bağrımda çırpıp sonra teslim olan.
başını okşayıp öptüğüm.

(bkz: dusunuyorum bulamiyorum)
düşlerim, umudum, gerçeğim
tukenmeyen, tuketmeyenimsin.
(bkz: sevgilim)
sevgilim ve dostum, babam oğlum, arkadaşım aşkım, her şeyimsin sen.
sevgilim.
içinde birden fazla anlam barındıran çok kelime var bu hayatta.
anlam.
içinde birden fazla anlam barındıran ve benim için adeta her gün yeniden anlamlanan.
bu da onlardan biri; sevgilim.

duyulması ilk günkü gibi heyecan verir sevilene, söylenmesi başka telaş.
öyle kolay da değildir bunu söylemek, emek belki yürek ister, çokça sabır ister, hataya yer yok bu kelimede, varsa da affedilir belki (öyle umut ediyorum).

şimdi hayal edelim mesela, hayallere yer yok belki gerçeklere dayalı dünyamızda ama biz yine de edelim canlandıralım kafamızda;
el ele dolaştığınız o gün, yorgunluktan bitap düşüp oturduğunuz bir köşede ya da artık evinize dönmek üzere bindiğiniz otobüste, başını omzuna yasladığınızda, kulağınıza sevgilim diye fısıldadığı an'ı..

mmmm o an ki insan o'nun nefesini daima yanında hissetmek isteyeceğinden başka bir şey düşünemez, sevgili demek her şey demektir o an, hemen geleceğe dair planlar yapılır, kafanızdaki damat siluetinin kafasında sevgilinizin resmi vardır artık,
hiç bitmesin istenir.

şimdi reele dönelim, var mı bundan daha güzel bir an, hayatta tabii ki başka mutluluklar da var ama sevgilinizle yaşayabileceğiniz en büyük mutluluk bu'dur bana göre - size sevgilisi olduğunuzu resmen itiraf etmesi.
Sevgimi göstermenin başka yollarını aramama yönelten sözcük. Yinede "aşkooom" kadar çok kullanılmıyor ve söylendiğinde daha farklı duygular yaratabiliyor.
sevdiğimiz insanlara söylediğimiz en güzel sözlerden biridir. kimi zaman anlamını her seferinde algılamdadan söylesek de insanın karısı kocası annesi babası kardeşi sevdiği herkes aslında onun birer sevgilisidir...
sevgilim...en tekin kalp onun kalbi.çok seviyorum kendisini.yaşam destek ünitem benim.ömrümün ait olduğu tek insan kişi.
(bkz: mucizem)
(bkz: nefesim)
Sana olan bütün duygularım alıntıydı sevgilim, ben altına not düştüm sadece...
sevgilim, "sevgili" olup "sevgilim" diyemediğim...
(bkz: aşkım)
(bkz: bitanem)
(bkz: balım)
(bkz: bebeğim)
(bkz: canım)
(bkz: dünyam)
(bkz: hayatım)
(bkz: sevdiğim)
(bkz: fıstığım)
(bkz: ömrüm)
(bkz: tatlım)
(bkz: çiçeğim)
(bkz: erkeğim/kadınım)
(bkz: yavrum)
(bkz: yaşama sebebim)
(bkz: vazgeçilmezim)
(bkz: güzelim/yskışıklım)
(bkz: herşeyim)
Ben elbet dudaklarını giyinip giderim sevgilim...*