bugün

jest ve mimik hareketleri beni benden alan, italyan asıllı amerikali aktör. (bkz: çok seviyorum)
marlon brandodan sonra tüm zamanların en iyi aktörü, yaşayan efsane...
cannes film festivalinde altın palmiye`yi kazanana verecek olan sinema devi.
dünyadaki en iyi, en büyük, en karizmatik, en bir bakışla bir çok şey anlatabilen oyuncu.

birçok filmi klasik haline gelmiştir. (godfather, casino ve al pacino ile beraber heat..)
The Godfather II, The Mission, The Untouchables, Taxi Driver, Raging Bull, The Deer Hunter, Heat gibi klasiklerde gördük onu. Angel Heart gibi dahiyene bir filmdede, Falling in Love gibi güzel filmlerdede gördük. Gerek bir korkağı (Night and the City), gerek bir mafya babasını (Goodfellas ve s.), gerek bir ezik polisi (Mad Dog and Glory), gerekte papazı (Sleepers), gereksede ölümüne seven fanatik (The Fan) olarak gördük kendisini. Her haliyle müthiştir. Benim için Christopher Walken ile birlikte yaşayan en iyi iki aktörden biridir.
1980'deki Oskar konuşmasında (Raging Bull filmindeki rolüyle aldığı) Jake La Motta'ya teşekkür etti fakat o sırada Jake La Motta United Artists firmasını filmde kendisini yanlış canlandırdıklarından dolayı mahkemeye vermiş bulunuyordu...
Ailesinin köklerinin irlanda'ya dayanmasına rağmen çoğu zaman yanlışlıkla italyan-Amerikan aktör olarak anılıyor...
kendisinden izinsiz fotoğraflarını çeken fotoğrafçının boğazını sıkmasından ego manyağı bir insan olduğunu tahmin etmekteyim. ayrıca oynadığı filmlerdeki karakter çeşitliliğini baz alarak genellikle fazla bağıran sert tipi oynayan al pacinodan biraz daha iyi bir oyuncu olma ihtimali vardır.
yahudidir.
yaşayan efsanevi oyuncu. taxi driver, raging bull, mean streets, deer hunter, once upon time in america, godfather gibi olağanüstü filmlerde oyuncuyum diye dolaşanlara adeta ders vermiştir. oyunculuğun kitabını eğer birisi yazmış olsaydı bu robert de niro olurdu heralde... seviyorum seni robert.
1970'lerin ortalarında * * * gerçek anlamda kendini hissettirdiği hollwood'un gösterişli kırmızı halılarında 1980'lerin başında raging bull once upon a time in america ve 80'lerin sonunda da The Untouchables ile kendini gösterebilmiş, 90'ların ilk yıllarında ise elle tutabilecek ancak bir iki yapımından söz ettirebilmiş * *, 1995 yılında casino ve heat ile dünyaya ne kadar kıymetli bir oyuncu olduğunu gözümüze soka soka belirtmiş, 1997 yılında ronin'de jean reno ile gösterdiği performans dillere destan olmuş, yeni bin yıla men of honor ile girmiş, 2001 yılında the score ile hanesine bir puan daha yazdırmış ve ne yazıktır ki bu filmden sonra da tam anlamıyla "abi robert de niro'nun bir filmini izledim, bir insan ancak bu kadar karizma olabilir, ancak böyle rol yapabilir." dedirtememiş, bu güne kadar jurinin piçliğinden dolayı sadece iki oscar * * alabilmiş, 1943 new york city doğumlu amerikalı aktör.

edit: goodfellas sıradan bir yapım gibi durmuş yazıda. haşa!
kızgın boğa filmiyle oscar kazanan oyuncu.
yeri geldiğinde herkesin niro olduğu bir dünyada, robert de niro'dur. uyum sağlamıştır, hiçbirimizden eksiği yoktur.
efsane oyuncudur.
Yasayan efsanedir. En iyi 2 oyuncudan birisidir.
Digeri icin ;
(bkz: Al Pacino)

Ayrica : " You talking to me ? "
taxi driver'da hırçın, uykusuz, karanlık ve varoş;

raging bull'da kızgın, kıskanç, kibirli ve hüsrana uğramış;

the godfather part 2'de sessiz, az konuşan, cesur ve keskin;

heat'de profesyonel, soğukkanlı, prensipli ve kanundışı birer karakter yaratan efsane aktör.

sinema dünyasının görüp görebileceği en büyük aktörlerden.
azerbaycan televizyonunda izlenesi kişi.
bir anadolu yiğidini de bir japon köylüsünü de bir rus askerini de bir amerikan kırosunu da bir italyan maçosunu da gerçekçi bir biçimde canlandırabilecek usta.
türkiye versiyonu için;
(bkz: şener şen)
çok sevilen büyük insan. gördüğüm yerde yamacına gidip, iğrenç ingilizcemle, beraber fotoğraf çektirmeyi rica edeceğim kendisine.

-10 yaşındayken bir sokak çetesine katılmıştır. oynadığı gangster filmlerindeki gibi...

-kendisini, tiyatroya yönlendiren kişi annesiymiş.

-16 yaşında, oyunculuk için okulu bırakıp özel hocalardan drama dersleri almıştır.

-metot oyunculuğunu benimsemiş ve kendine örnek aldığı tek kişi, efsanevi oyuncu marlon brando imiş.

-marlon brando ve robert de niro, aynı karakteri (vito corleone) canlandırarak oscar olan tek oyunculardır.

-bir film için en fazla kilo alma rekoru ona ait. (raging bull filmi için 27 kilo almıştı.)

-röportaj sırasında kendisine asla sorulmamasını istediği tek şey "en sevdiği şarapların hangileri olduğu"ymuş.

-italyan değil irlanda asıllıdır.

-6 defa oscara aday gösterilmiş ve ikisini kazanmıştır.

-çeşitli lakapları: bobby milk, kid monroe, bob, bobby d.

-boyu: 1.77

-siyahi kadınlara zaafı vardır.

-küçükken ki lakabı bobby milk idi. çünkü çok zayıf ve çelimsiz, aynı zamanda süt gibi beyaz bir tene sahipti.

-Meryl Streep'in çalışmaktan en çok zevk aldığı aktrist olduğunu söylemiştir.

söylediği sözlerden bazıları:

* "I don't like to watch my own movies - I fall asleep in my own movies."

* "If there is a God he has a lot to answer for."

* "Movies are hard work. The public doesn't see that. The critics don't see it. But they're a lot of work. A lot of work. When I'm directing a great dramatic scene, part of me is saying, 'Thank God I don't have to do that.' Because I know how fucking hard it is to act. It's the middle of the night. It's freezing. You gotta do this scene. You gotta get it up to get to that point. And yet, as a director, you've got to get the actors to that point. It's hard either way."

* "The hardest thing about being famous is that people are always nice to you. You're in a conversation and everybody's agreeing with what you're saying -- even if you say something totally crazy. You need people who can tell you what you don't want to hear."
bu yakınlarda Rusya da Nobu adlı bir restorana ortak olmuştur, restoranın iç dekorasyonu ve tasarımında Bursalı bir firma ile çalışmıştır
taxi driver'da ki do you talk to me sahnesi hala akılardan gitmeyen efsane. (tek başına bu bile yeter.)
iki ağa dizisi çevirip, ağlak bi kaç türk filmde oynadıktan sonra havalara girip, kendini oyuncu zannedenlerin izleyip izleyip ağlaması gerekir. ( ben olsam insan içine çıkamazdım. )
(bkz: de niro)
taşbek ekürisine ait ingiliz atı. bugün koşulacak şadi eliyeşil koşusunda, koşuyu süratlendirecek sadıkbey ve berraksu gibi isimlerin varlığından ve daha önce geçildiği fakat, bunlardan daha güçlü sprinti olduğuna inandığım rakipleri buteur ve yeni lira gibi isimler ile kapışacak olmasından dolayı kazanmasını beklediğim isimdir. sonlarda kesinlikle en diri kalan safkan de niro olacaktır bu yarışta. kesinlikle vasatın üstünde bir süratle başlayacak olan yarışta koşunun en şanslı ismidir.
1943 New York doğumlu De Niro, oyunculuk sanatına coşkulu bir tutkuyla yaklaşan az sayıdaki sanatçılardan biridir. Üstlendiği karakteri canlandırmak için, çizginin sonuna kadar gitmekten çekinmez. Coppola'nın "Baba 2" filminde genç mafya üyesi Corleone'yi daha iyi oynamak amacıyla, 3 ay Sicilya'da yaşamış, yöre insanlarının şivesini ve düşünme biçimini öğrenmeye çalışmış ve bir Oscar ile ödüllendirilmişti. Martin Scorsese'nin Taksi Şoförü filmindeki Travis Bickle rolü için de New York'ta haftalar boyu taksi şoförlüğü yapmıştı. En ilginç karakter çalışmalarından biri de "Raging Bull - Kızgın Boğa" filmindeki Jake La Motta idi. scorsese'nin 1979 tarihli filmi, orta sıklet boks şampiyonu Jake La Motta'nın yaşamını konu alıyordu. De Niro günlerce gerçek La Motta'nın yanında kalarak boks öğrenmiş ve adamın yaşlılığını oynamak için de 25 kilo almıştı. Bu çaba ona ikinci Oscar'ını getirecekti.

1970'lerde kaybetmeye mahkum yalnız karakterlerin filmleri çok tutuluyordu. 1980'lerde bu ilgi azalınca, De Niro fazla seçmeden rol kabul etmeye başladı. Yine de bu dönemde bile iyi işlere imza attı. Hatta "A Bronx Tale " ile güzel bir filmi de yönetti.

Şimdilerde eskisi kadar filmlerde rol almıyor. Rol alsa aldığı roller geçmiş performanslarından hayli ötede karakterler. Oyunculuktan arta kalan zamanlarını, manhattan'da, sanatçıların uğrak yeri Tibecca'da, kendisine ait stüdyo, sinema, büro ve lokantalarla uğraşarak geçiriyor.
"Yeni bir araştırmaya göre kadınlar erkeklerin karşısında soyunurken, başka kadınların karşısında soyunduklarından daha rahat olduklarını söylüyorlar. Kadınların daha yargılayıcı olduklarını söylüyorlar. Tabii erkekler yalnızca minnettar." demiştir.
yanılmıyorsam 2002 yılı sonbaharıydı *. karşıdan karşıya geçerken gördüğüm "ya kimdi bu adam?" diye düşünürken beynimde şimşek çaktıran harbiden fazla cool abimiz. yanına doğru yürürken, ağzının sadece bir tarafıyla gülerek imza dağıtıyordu. boy 1,75 ama karizması aşmış abimizdir kendisi.