bugün

unlu fransiz filozof.
modern bati felsefesinin kurucusu kabul edilir. matematik uzerine yaptigi calismalar da dikkate degerdir. bu kartezyen sistem bu abimizin icadidir.
dualist bi felsefesi vardir. zihin-beden ayrimi felan. fransadan modern donemde cikmis en saglam filozoftur heralde bu. onerdigi felsefi sistem birkac boslukla bezenmis olsa da...
(bkz: dualizm)

ek: molla cami'yle ayni zamanda yasamistir. karsilastirinca karizma ciziliyo tabi abinin.. peruk dusuyo kel gorunuyo.*
(bkz: Düşünüyorum o halde varım)
büyük kumarbaz.

kağıtlar iyi geliyorsa mümkün olduğu kadar çok kazanmalıyım. kağıtlar kötü geliyorsa mümkün olduğu kadar az kaybemeliyim.

diyerek oyun * stratejini ortaya koymuştur.
mantık çağının mimarı.paris'ten*,sırf orada kafası dağılıyor diye kaçarak hollanda'ya yerleşti.çevresinde yamakları,başında patronlarıyla istediği gibi çalıştı,matematik ve mantıkla ilgili bissürü eserler verdi.sonraları stockholm'e kraliçe christina'ya mantık dersleri vermek üzere gitti.
kraliçe derslerini yatağına uzanmış durumda dinlerdi.çoğu zaman çıplak olurdu.ama işin en berbat yanı isveç sarayı, onyedinci yüzyılın avrupasının başka her tarafı gibi pire dolu bir yerdi.christina, o zaman ki zanaatçılara sipariş vermiş, kendine altın ve gümüşten minyatür bir top döktürmüştü. yattığı yerden o topla vücudundaki pireleri vuruyordu.bu yüzden çıplaktı.iyi nişancı olduğu da söylenirdi.majesteleri her gün bu yolla oyalanırken,descartes ayağında hollanda tipi pantolonla ona varlığın şüphe edilemezliği altında yatan kusursuzluğu anlatıyor,bunu rasyonel yanlılığının bile tahammülü dışında buluyordu. çok büyük bir hızla sinirli bir insan haline geldi ve saraya gelişinden sadece bir kaç ay sonra düşüp öldü.kraliçe ise otuzyedi yıl daha yaşadı ve pek çok da pire öldürdü.
Cogito, ergo sum.
- Düşünüyorum, öyleyse varım.
1596 1650 yılları arasında yasamış fransız filozof
tanrının varlığını "tanrı kandırıkçı olamaz" gibi bir sebeple kanıtlayan, ve descartes notlarımın sonlarına doğru bu ifadeyle gözümden düşen filozof.
rendekar.
(bkz: septisizm)*
(bkz: cogito ergo sum)*
(bkz: metodoloji)* *
(bkz: analitik)* *
modern psikoloji'nin temellerini atmistir. ismini lisedeki felsefe hocasi vermistir. daha sonra ortalik karismistir ve amsterdam'a gitmistir orda kendini descartes olarak tanitmistir. bir kizi vardir fakat hic evlenmemistir. cok suphecidir suphe etmedigim tek sey suphe ediyor olmamdir demistir. * isvec'te ölmüştür, başı ve vucudu ayri yerlerde gömülüdür.
fransız filozof ve matematikçi. ortaçağ biliminin kuşkulu ve kesin olmayan yanlarının yerine, gerçek bir bilimin sağlam temellerini koymak istedi; öyle ki, bu bilim sayesinde insan, doğanın efendisi ve sahibi durumuna gelebilecekti. filozof yanı ise, her şeyi sorgulayan yöntemli bir kuşkudan hareket etti; öncelikle dış dünyanın varlığını tartışma konusu eden bu kuşkuyla sarsılmaz temeline ulaştı. tanrı'nın varlığını kanıtlamaya yöneldi. descartes'a göre, bizi dış dünyanın varlığına kesin olarak inandıran da gene tanrı'dır; oysa dış dünya uzam ve devinimdir yalnızca ve duygularımızın bize sunduğu duyulur niteliklerden hiçbirine sahip değildir. dolayısıyla aklımızı duyulardan uzak tutmamız gerekecektir.
analitik geometri'yi bulması nedeniyle bir çok lise öğrencisi tarafından hayır duası (!) alan ortaçağ filozofu, matematikçisi...
modern felsefenin babasi sayilmakla birlikte, hayvanlara yaptigi i$kencelerle de taninir.
amaci kesin bilgiye ula$maktir. bu amacla sectigi yontem ku$kuculuktur. surekli ku$ku duyarak, surekli sorular sorarak kesin bilgiye ula$mayi hedeflemi$tir. bu bakimdan dogmatik bilgiyi aradigi da soylenebilir. (bkz: dogmatik)
peki amacina ula$mi$ midir? kendisine gore evet.
felsefe ve matematiğe ayırdığı zaman sebebiyle hayatı boyunca tek ciddi ilişki yaşayan ünlü fransız filozof.
çok şüpheci bir büyük filozof. epeyce düşünmüş ve sonra 'düşünüyorum o halde varım' demiştir. aslında bu özlü sözle ne anlatmak istediği çok açık olmasa da kendi varlığından şüphe duyan bir alimin sözlediği bu büyük söze ben nasıl inanırım ilk akla gelendir. 'siz de benim gibi düşünün ve bu gerçeğe varın' mı demek istemektedir. (bkz: ben bilemem eşim bilir) ayrıca yarın öleceğimiz son derece açık olduğuna göre bu büyük alim ne demeye getirmekte. sorarım. (bkz: off şu kanalı değiştirir misin hemen, benim dizi başlıyor)
ilk olarak düşündüğü için var olduğunu düşünen ve bunu düşündüğü için var olan filozof. *
(bkz: puslu kıtalar atlası)
kartezyen sisteminin kurucusu, 'düşünüyorum, öyleyse varım' sözünden hareketle Allah'ın var olduğu sonucuna ulaşan ünlü fransız filozof...
varoluşun fikir babasıdır. jean paul sartre, varoluşa son halini verirken, rene descartes' in rasyonalist tavrını özgürlük ve sürekli devinime eklemiş, böylece akıl ve mantığa dayanan varoluşçuluk ortaya çıkmıştır.
tanrı' nın varlığını mantıklı bir örnekle ispatlayan fransız rasyonalist filozof.

--spoiler--
insan saf haliyle yetersiz bir varlıktır. tanrı ruhuna fikir koyunca anlam kazanır.
--spoiler--

edit: selahattin hilav' ın felsefe el kitabı adlı eserinden alıntıdır. entry girmiş olmak için entry girmek ile alakası yoktur.
ayrıca; ' düşünüyorum o halde varım ' adlı meşhur sözü, rene descartes buhar banyosundayken aklına gelmiştir. *
descartes üzerine felsefenin ilkeleri ve meditasyonlar kitaplarından yararlanarak felsefesini şöyle özetleyebilirim:

descartes ilkin şüpheyle başlar;
1- kendisinden şüphe eder; kendisi gerçeklik olarak var mıdır?
2- duyu organlarıyşla algılanan şeylerden kuşkş duyar; çünkü duyular kimi zaman aldatıyorsa neden her zaman aldatmasın?
3- matematksel bilgilerden kuşkulanır; eğer tanrı kötü bir cin ise 2x2:5 değil de 4 olduğuna farzetmemi sağlıyor olabilir.
4-tanrıdan kuşkulanır; açık ve seçik olmadığı gibi kötü de olabilir
descartes bunlarla işe başlar ve eğer tanrı aldatıyorsa aldanan bir "ben " varım diyor; eğer öyle varsayıyorsam -yanlış bilr olsa- öyle varsaymamı sağlayan bir şey var.
bütün bunların varlığı doğru bile olsa yanlış olduğunu düşündüğüm sürece kendi varlığımdan kuşku duymam zorunlu olur. kuşku varsa onun üst kavramı olan "düşünce" devardır. cogito ergo sumu tam da bu nokta da söyler.
ama daha anlamadığı bir şey daha var: ete kemiğe bürünmüş haliyle "ben"
kuşkulandığı için düşüncenin varlığını ispatladı.ancak düşünce bir töz (kendi kendine varolan bir şey) değildir; bir ilinek (varlığı başka bir varlığa bağlı olan şey)tir. dolayısıyla bu ilineğin taşıyıcısı olarak "ben" zorunlu olarak vardır. dolayısıyla "ben" sadece düşünen şeydir. oysa ben düşünen bir varlık olmasının yanında aynı zamanda yer kaplayan bir varlıktır.
tam bu nokta da descartes bal mumu örneğini devreye sokar. sobanın kenarına ilişmiş mumun yavaş yavaş formunu, rengini, kokusunu yitirdiğini görürü ama her zaman bir yer kapladığını farkeder. dolayısıyla " yer kaplama" nesneye içkin bir şey tıpkı "düşünce" gibi o da bir ilinek ve varlığı nesneye bağlı. böylelikle hem düşünen hem de yer kaplayan varlığı ispatlamaktadır.
şimdi sıra tanrıya gelmiştir. tanrı "sonsuz" ve "mükemmel" bir varlık "ben" ise sonsuz ve mükemmel değil. dolayısıyla "ben" bu kavramları başka bir kaynaktan alıyor. bu kavramlar da birer ilinek ve bunların bir taşıyıcısı olmak zorunda bu da mükemmel ve sonsuz olan tanrıdır. tanrı yoksa tanrıdan varolma eksik olur. o halde tanrı vardır ve tanrı varsa duyu algılarından ve matematiksel bilgiden kuşku duyulamaz.

temel olarak descartes in felsefesi bu çekirdekten genişlemektedir.
realist-dualist karma bir felsefeyi benimsemiş filozof. lakin yaptığım uzun ve detaylı araştırmalarda kadın kıyafetleriyle gezen biri olduğunu ve hatta kadın olabileceğine yönelik bazı bulguların olduğunu keşfettim. cümle çok uzun oldu sanki. "olduğunu" parantezine alırsanız yeterince kısalır. ama araştırmalarım devam ediyor. öyle düşünüyorum, öyleyse varım diyip saman altından su yürütmüş olması kuvvetle muhtemel. bakalım. Hem adı da rene, rene russo gibi.
yaptığı çalışmalarla akılcılık biliminin doğmasına neden olan ve modern felsefenin babası olarak kabul edilen fransız filozof "René Descartes" olarak yazılır..
" ateşin başında oturuyorum. üzerimde kışlık kıyafetlerim, elimde de kağıtlar var. sonra uyuyorum ve rüyamda ateşin başında oturduğumu görüyorum. üzerimde kışlık kıyafetlerim ve elimdeki kağıtlarla.. peki hangisinin rüya hangisinin gerçek olduğunu nasıl ayırt edebilirim ki? " demiş filozof.
ölüsü kendi parası ile kaldırılmıştır.
"Whenever anyone has offended me, I try to raise my soul so high that the offense cannot reach it" demiş üstadtır.