bugün

tümdengelim ve analitiğin üstadıdır. modern bilim ve felsefe onun açtığı yoldan yürümüştür.

hülasa; kant gibi detaylı bilgikuramsal bir sistem ortaya koymaması ve deneye yönelmemesi gibi eksileri de vardır...
görsel
aydınlanma çağının dahi çocuklarından biri.
eksilerinden biri de ruh-beden dualizmi yaparken, bu ikiliği birbirinden ayrı tutması, ruh ve bedenin (özne ve nesnenin) bağlılığını daha modern felsefe kadar iyi bir şekilde ortaya koyamamasıdır.
gezegenlerin güneş etrafındaki hareketlerinin uzay içerisinde vorteksi sağlayan bir madde ile gerçekleştiğini düşünmüştür. bu çok ilkel bir düşünce ama o zamanlar için ufuk açıcı ve bu konu hakkında sonradan düşünülmesini sağlamış bir adımdır. newton'a kadar bu düşünce fransa'da neredeyse 100 yıl boyunca hakim olmuştur. ardından newton gelip dinamik bir sistem için böyle bir şeyin mümkün olamayacağını söyleyip evrensel kütleçekim yasasını ortaya koydu. daha sonra einstein çıkıp "isaac yanılıyor, kütleçekim kuvveti diye bir şey yok. uzay-zaman bükülmesi bu" dedi. şu an elimizdeki en son teori bu ancak einstein'ın kütleçekim teorisi de eksik bir teoridir. bu yüzden teorinin aksini doğrulayacak bir gözlem hala mümkün.
bir alex değil.
metod üzerine soylev kitabında tanrı hakkında fikirleri oldukça muğlak olan -hatta bunun üzerine yazılmış doktora tezleri var- ve üstelik kartezyen, bilimsel, akılcı düşünce için batı avrupa'da çok önemli bir mihenk taşı olan düşünür. askerlik yaparken yazdığı mezkur kitabında çeşitli motifler vardır. Mesela bir fırından bahseder sürekli. bir fırın başında notlarını aldığı düşünülür bu yüzzden. tanrı fikrine gelince "üçgenin iç açıları toplamı iki dik açıya eşitse tanrı vardır" gibi anlaşılması güç denklemlerinin aslında dönemin baskıcı katolik rejimi sebebiyle olduğu düşünülür. descartes belki bir taktikçi olabilir mesela. çünkü "şüphelenemeyeceğim tek şey şüphelenen 'ben'in kendisidir" diyen birisinin tanrı hakkındaki düşünceleri pek tatmin edici kuşkuculuğa sahip değildir.
insanın tabiat üzerine hakimiyet kurmasını meşrulaştıran bir filozof. düşünen varlık yer kaplayamaz, yer kaplayan düşünemez savı insan aklının despotizmine neden olmuştur.
Hani bazen aşırı gerçekçi rüyalar görürüz. Alarm çalar ve uyanmışızdır. Kahvaltımızı yapar ve işe gitmek için hazırlanırız. Fakat tam bu sırada bir alarm daha çalar. Aslında az önce yaşadıklarımız tamamen rüyadır. Aşırı gerçekçi bir rüya.

Kendisi de böyle bir rüyanın sonucunda hiçbir şeyden kesin emin olamayacağız teorisini ortaya atar. Çünkü duyu organlarının bize sunduğu tüm bilgiler yanıltıcı olabilir. Mesela bir suyun içindeki kalemin kırık gözükmesi gibi. Halbuki kalem sapasağlamdır.

Fakat descartes ilkçağ filozofu aşırı şüpheci pyrrhon ile fikirlerinin tamamen örtüştüğünü düşünmüyordu. Ona göre kendisi farklı bir şüphecilik ortaya koymalıydı. Ve sonunda Sadece Zihin denilen olgunun varlığı kesindir, Diğer her şey bir yanılsama olabilir teoremini geliştirdi. Yani beden denilen şeyin varlığından emin değilim ama Zihin kesinlikle var. Kendimi bedensiz düşünebiliyorum ama Zihinsiz düşünemiyorum fikrini ispatlayan en meşhur cümlesini söyledi: “düşünüyorum, öyleyse varım.”
31 Mart 1596 da doğmuştur. matematik ve bilim üzerine uzman olsa da onu öne çıkaran şey felsefesi olmuştur.
metod üzerine soylev kitabında tanrı hakkında fikirleri oldukça muğlak olan -hatta bunun üzerine yazılmış doktora tezleri var- üstelik kartezyen, bilimsel, akılcı düşünce için batı avrupa'da çok önemli bir mihenk taşı olan düşünür. askerlik yaparken yazdığı metod kitabında çeşitli motifler vardır. Mesela bir fırından bahseder sürekli. bir fırın başında notlarını aldığı düşünülür. tanrı fikrine gelince "üçgenin iç açıları toplamı iki dik açıya eşitse tanrı vardır" gibi anlaşılması güç denklemlerinin aslında dönemin baskıcı katolik rejimi sebebiyle olduğu düşünülür. descartes taktikçi olabilir mesela. çünkü "şüphelenemeyeceğim tek şey şüphelenen 'ben'in kendisidir" diyen birisinin tanrı hakkındaki düşünceleri pek tatmin edici kuşkuculuğa sahip değildir.
düşünüyorum o halde varım felsefesinin kurucusu.
Sadece denemeye devam et. Ben yapabileceğim bütün hataları yaptım ama denemeye devam ettim.
-iyi kitaplar okumak, geçmiş yüzyılların en iyi insanlarıyla sohbet etmek gibidir.

Sözünün sahibi Fransız filozof.
Hayvanları robot gibi zanneden Fransız filozof. Nietzsche onun bu hatası adına bir attan özür dilemiştir.
Kafatası fransadaki antropoloji müzesinde sergilenmektedir

görsel
son şüphe bükücü! kendi varlığını düşünmesine dayandırmayan düşünür.
bahsi geçen konunun yer aldığı eserin adı meditasyonlar'dır. (bkz: meditasyonlar)
descartes'ın bu eserinde düşünce basamakları ile tanrı'nın varlığını ispatlar.
ünlü sözü ''düşünüyorum öyleyse varım.'' deyişini ilk basamaklarda doğru kabul etse de kusursuzluk fikrini insanlara veren kusursuz bir tanrı'nın varlığını ispatladıktan sonra kendi varlığını tanrı'nın varlığına dayandırır.
"Şüphe ediyorum. şüphe etmek, mükemmel olmamak. Mükemmel olmadığını bilmek, ancak mükemmel olduğuna inandığım bir varlığın bana mükemmeliyet fikrini vermiş olmasına inanmaktır." Şeklindeki akıl yürütmenin sahibi olan filozof.
Mide ilacı galiba.
güncel Önemli Başlıklar