bugün

sende mi brutus sözünün babası.
gemileri yakmakdeyimini tarihe kazandıran kişidir sezar. gemiyle işgale gittikleri bir yerde ordusu rakibin gücü karşısında korku duymaya başlayınca sezar askerlerini yüksek bir tepeye çıkartır ve aşağıda kalan bir kaç askere gemileri ateşe vermeleri emrini verir. geldikleri gemiler gözlerinin ününde çıtır çıtır yanan ordu şok geçirmiştir. sezar 'gördüğünüz gibi gemileri yaktık artık dönüş yok ya bu savaşı kazanırsınız ya da hepimiz burada ölürüz' şeklinde bir konuşma yapar. savaş sezarın ordularının ezici zaferiyle sonuçlanır.

"sen de mi brutus? öyleyse yıkıl sezar."

"Veni vidi vici"(geldim gördüm yendim ) ve
"Alea jesta est"(Ok yaydan çıktı)lafları da sezara aittir
aralarında manevi oğlu Brutus de olan suikastçiler Galya Leyjonlarının imparatoru,Roma Counsulu,Roma halkının Babası,Diktatör Gaius Julius CEASAR ı senato girişinde hançerleyerek öldürür.Ölümünden sonra başta katiller affedilir ancak Caesar'ın parasının büyük bölümünü halka bıraktığı anlaşılınca Brutus ve arkadaşları romalıların tepkisini üzerlerine çekerler ve Yunanistan'a kaçmak zorunda kalırlar.
Et tu, Brute. - Sen de mi Brütüs.
imparator değil, diktatör romalı lider. Onun zamanında roma cumhuriyetti. roma'lı liderlere ancak ondan bir kuşak sonra imparator ünvanı verildi. shakespeare'nin kafiye olsun diye söylediğinin aksine; "sen de mi brutus?" değil, "ve sen, Brutus, oğlum" demiştir. Çünkü sezar brutus'un annesiyle yirmi yıl süren bir ilişkisi olduğu için brutus'ün oğlu olduğuna inanmaktadır.

iskender gibi döneminin ve tarihin en büyük katillerindendir. galya seferlerinde ordusunun en az bir milyon insan öldürdüğü bilinmektedir.
çok hıyar bir adam olduğu adına salata olmasından bellidir...
(bkz: sezar salata)
zira fatih sultan mehmet, ya da yavuz sultan selim salata gibi gıda türleri mevcut değildir...
ayrıca napolyon kiraz diye bir şey var...
washington portakali da cabası...

(bkz: yok ebenin amı ali sami)
rome dizisinde ciaran hinds tarafından canlandırılan, efsanevi roma lideri. entrikaların sürekli döndüğü roma' yı kanla ve zulümle uzun süre yöneten şahıs.
sezaryen adlı doğum ameliyatıyla dünyaya gelen ilk kişi olduğu varsayılır. bu yüzden ameliyata ismi verilmiştir.
(bkz: the die is cast)
William Shakespeare'in bir oyunu :

--spoiler--
Dostlar, Romalılar, vatandaşlar, beni dinleyin: Ben Sezar'ı gömmeye geldim, övmeye değil. insanların yaptıkları fenalıklar arkalarından yaşar, iyilikler çok zaman kemikleriyle beraber gömülür; haydi Sezar'ınkiler de öyle olsun. Asil Brutus size Sezar'ın haris olduğunu söyledi; eğer böyleyse, bu ağır bir suç. Sezar da onu pek ağır ödedi. Şimdi burada Brutus'la diğerlerinin izinleriyle, çünkü Brutus şeref sahibi bir zattır; zaten hepsi, hepsi şerefli kimselerdir, evet müsaadeleriyle burada Sezar'ın cenazesinde söz söylemeye geldim. O benim dostumdu, bana karşı vefalı ve dürüsttü; lakin Brutus haris olduğunu söylüyor ve Brutus şerefli bir zattır. Sezar Roma'ya birçok esir getirdi, devlet hazinelerini bunların kurtuluş akçeleri doldurmuştu. Acaba Sezar'da hırs diye görülen bu muymuş? Fakirler ne zaman ağlasa, Sezar'ın gözleri yaşarırdı; hırs daha sert bir kumaştan olsa gerek. Fakat gene Brutus onun için haristi diyor; Brutus da şerefli bir adamdır. Siz hep gördünüz, Luperkalya yortusunda ben kendisine üç defa kırallık tacı sundum, üç defasında da reddetti; hırs bu muymuş? Gene Brutus, haristi diyor. Ve şüphesiz kendisi şerefli bir adamdır. Ben Brutus'un dediklerini çürütmek için söz söylemiyorum, buraya bildiklerimi söylemeye geldim. Bir zamanlar siz onu hep severdiniz, bu sebepsiz değildi; öyleyse sizi ona yas tutmaktan alıkoyan nedir? Ey izan! Sen hoyrat hayvanlara sığınmışsın, insanlar da muhakemelerini kaybetmiş. Beni affedin. Kalbim tabutun içinde, şurda, Sezar'ın yanında, tekrar bana gelinceye kadar beklemeli.
--spoiler--
dönemin yunan ve roma dünyasında yaygın olduğu gibi o da eşcinseldi. kendisini eleştirenler ona "tüm kadınların erkeği ve tüm erkeklerin kadını" diyorlarmış.
almanya'da kayser, rusya'da çar ve fatih sultan mehmed'in kullandığı kayser-i rum* ünvanının isim babası.
m.ö.100 - m.ö.44 tarihleri arasında yaşamış, roma imparatorluğu'nun ve döneminin en başarılı komutan ve devlet adamıdır.
''roma'da ikinci adam olmaktansa bir köyde birinci adam olmayı tercih ederim'' sözü onun lider ve tutku dolu kişiliğini yansıtır.
asterix ve oburiks'in deliler gibi taşak geçtiği roma imparatoru.
(bkz: venividivici)
nedense roma dönemini anlatan ister komedi, ister dram, ister başka tarzda olan tüm filmlerde; hafif efemine tavırları göz önüne çıkarılan imparatordur kendisi.
dünya tarihindeki ilk sezaryen doğum ile doğmuş insandır. ''sezaryen doğum'' olayı da buradan gelmektedir. latince ''sezarın ki gibi doğum'' manasındadır.
(bkz: ilginç değil mi)
"et tu brutu" lafı william shakespeare in aynı adlı dramasında yazdığı bir laftır; öldürülürken bu lafı söylediğine dair bir kanıt yoktur. brutus ün kendisini bıçaklamasının sebebi soylu bir aileden gelen brutus ün de desteğinin alınarak olayın meşru gösterilmeye çalışılmasındandır.
fransız destelerinde karo papaz olarak yer alan diktatördür.
--spoiler--
Flavius: Evinize gidin buradan, sizi gidi avareler, hadi gidin. Bugün tatil mi ki? Bilmiyor musunuz, bir iş gününde üzerinizde meslek armanız olmadan, öyle aylak gezemeyeceğinizi.
Söyle bakalım, ne iş yaparsın sen?
Birinci Kentli: Bir marangozum bayım, ne oldu ki?
Marullus: Hani nerde cetvelin, meşin önlüğün yok mu senin?
Bu üst baş ne böyle? Peki, siz bayım, zat-ı şahanelerinizin işi nedir?
ikinci Kentli: Aslında benimki çok asil iştir, bir tür yamacı diyelim buna.
Marullus: Mesleğin nedir be adam! Lafı gevelemeden söyle.
ikinci Kentli: Bir meslek ki bu, içim ferahlar bunu yapabildiğimde, asılında tüm yaptığım kusurlara bir pençe darbesi vurmaktır.
Marullus: Behey münasebetsiz üçkâğıtçı, senin işin nedir işin?
ikinci Kentli: istirham ederim beyefendi, durun yoksa çatlayacaksınız,
Gerçi çatlasınız da sizi dikebilirim ama...
Marcellius: Ne dedin sen, ne demek bu? Neyimi dikecekmişsin bakalım küstah adam?
ikinci Kentli: Ne olmuş, ayakkabınızı dikerim!
Marullus: Demek mesleğin ayakkabı tamirciliği ha?
ikinci Kentli: Aslında Beyefendiciğim, ben bütün ömrümü bir çuvaldızla geçiririm:
Esnafın meselelerine karışmam, kadın konusunda da öyleyimdir, tek işim çuvaldızdır. Eskimiş ayakkabıları diken bir cerrahım, büyük bir tehlikeyle karşılaştıklarında kurtarırım onları. Gözümün tuttuğu ve yürüyebilen, üstünde deri eşya taşıyanlar benim velinimetimdir.
ikinci Kentli: iyi de niçin bugün dükkânında değilsin? Ne demeye bu adamlara örnek oluyorsun caddelerde?
ikinci Kentli: Beyefendiciğim, hakikatte, onların pabuçların eskitip de kendime biraz daha ekmek parası çıkartmaktır amacım. Ama efendim, işin aslı Sezar’ı görüp tatil yapmak ve bu zaferden neşelenmektir bugünün amacı.
Marullus: Neden sevineceksiniz ki?
Bir fetih mi kazandırdı yurduna bugün?
Kimi vergiye bağlamış ta bir esiri zincire vurup getiriyor savaş arabasıyla?
Sizi gidi taş kalpliden, kalın kafalıdan da beter rezil ahmaklar!
Behey Roma’nın katı yürekli, gaddar insanları,
Ne oldu yoksa unuttunuz mu Pompeius’u? Yüzlerce defa
Nasıl da tırmanırdınız surlara, burç duvarlarına,

Kulelerin, pencerelerin, bacaların diplerine yanaşır,
Kucağınıza çoluk çocuğu alıp bir yere tüner,
cümbür cemaat bütün gün sabırla bekler,
Yüce Pompeius’un Roma sokaklarından geçişini görürdünüz.
Savaş arabasını görür görmez meydanlara dökülürdünüz,
Siz değil miydiniz tüm dünyayı inleten,
Tiber nehrini ta diplerine dek zangır zangır titretip de,
Kulaklarda müthiş bir yankı bırakan sesin sahibi?
Şimdi en güzel kıyafetlerinizi giydiniz demek,
Şimdi seçkin bir düğün bayram yapıyorsunuz demek,
Ve işte çiçekler de saçıyorsunuz yolları üstüne demek,
Pompeius’un kanı üzerinde zafer yürüyüşü yapan adamın?
Defolun buradan!
Evlerinize koşup da, diz çökün tanrılarınız önünde,
Musibetlere uğramamak için dua edin onlara,
Bu nankörlüğünüze ihsan etmeleri gerek siz yanmadan.
Flavius: Var git, güzel hemşerim, bu ayıbı örtmek için,
tüm fakir fukarayı bir araya getirip, hepbirlik olun da
Onları Tiber kıyılarına götürün, ağlayıp sızlanın da,

Irmağın yatağına, en derin yerine dek sel gibi aksın gözyaşları,
Kıyılar gökleri öpecek kadar yükseklere çıksın.

Nasıl da lapa oluyor bak hamurlarındaki soysuzluk,
Günahkârlıklarından dilleri tutulup da buradan toz olmuşlar
Sen şuradan Kaptitol’un aşağısına iniver,
Ben de arkadan gelirim. Heykel meykel... işte
Ne bulursan dağıt üstlerini başlarını.
Marcellius: Nasıl yapabiliriz bunu? Bildiğin gibi Luperkus bayramı da kutlanıyor.
Flavius: Mesele değil; Sezar’dan hiç yadigâr kalmasın o heykellerde.
Ben derhal sokaklardaki zorbaları kovacağım.
Sen de böylece hepsinin yaptığı cahillikleri göreceksin.
Sezar’ın gittikçe tüylenen kanatlarını yolalım,
ansızın kanatlanıp enginlere süzülmeden.
Olur da insanüstü bir gücü eline geçirirse,
Bir köle korkaklığında yaşatır, alıkoyar bizi tez elden.
--spoiler--

william shakespeare'in ibretle okunması gereken oyundur. onun zamana ve mekana bağlı kalmadan nasıl ölümsüz oldugunu en azından bir eser sayesinde anlayabiliriz.

al bu metni kişilerin adlarini, mekanlari değiştir koy şimdiki zamana. bak herşey cuk diye oturuyor.

işte deha budur, gersi laf-ı güzaf...
aylar geçse de hala çaylaklıktan bıkmadan usanmadan onayını bekleyen ve sonun da amacına ulaşan nesildaşım aynı zaman da arkadaşım güzel fikirleri düşünceleri olan hoşgelmiş yazardır.
- sende mi brütüs?
+ hayır bende değil. *
peşin edit: alıntıdır. ben böyle iğrenç espri yapmam zaten, ama gülerim orası ayrı.
güneşin en tepede olduğu vakit olan "öğle"yi "öyle" şeklinde yazıp yardırmıştır.
w. shakespearenin 1599 da yazdığı tragedi oyunudur.

Bu oyun Roma Cumhuriyetinde son büyük lider olan ve bir diktatör olması Roma Senatosu tarafından kabul edilmiş olan Jül Sezar aleyhinde bir komplonun düzenlemesi, bu komplo sonucu Jül Sezar'in katledilmesi ve bu siyasal katlin ortaya çıkardığı çok ciddi sonuçlardır.

Julius Caesar antik Roma tarihini gerçeklerini inceleyen birkaç Shakespeare oyunlarından birisidir. (Diğerleri Coriolanus ve Antoni ve Kleopatradir.) Bu oyunun ilk defa 1599'de Shakespeare tarafından oynandığına dair inandırıcı belgeler bulunmaktadır. Julius Caesar bir kitap olarak 1623de basılmış ve 'Birinci Folyo' adı ile bilinen bu yayın bütün diğer baskılara kaynak olmuştur.

Oyunun ismi Julius Caesar olmakla beraber, oyunda en önemli karekter Jül Sezar değildir ve o oyunun üçüncü sahnesinde ölür ve böylece oyunun sadece ilk üç sahnesinde görülür. Oyunun asıl kahramanı Marcus Brutus olup; oyunda merkezsel olarak işlenen psikolojik temalar Brutus'un yaşamı için seçmiş olduğu üç ana psikolojik öğe olan şeref, vatanseverlik ve dostluk prensiplerinin nasıl birbirleri ile rakip olup çeliştikleri ve bir kişinin bu rakip prensipleri nasıl uzlaştırmaya çalışıp dogru veya yanlış bir karar alabileceğidir.
Roma imparatoru. Ana tarafından Sezar’ın yeğenidir. Önceleri Octavius, daha sonra Octavianus adıyla tanındı. Roma impa-ratorlarının hemen hemen en yücesi oydu. Julius Sezar öldürüldüğü zaman ancak on dokuz yaşındaydı. Sezar, doğumla değil de evlât edinme yoluyla aileye giren Octavianus’un büyük amcası oluyordu.

Kaynak: http://www.yeniansikloped...octavianus/#ixzz2OPNzemsv
yönetmenliğini Joseph L. Mankiewicz'in yaptığı başrolde Marlon Brando'nun oynadığı, 1953 yapımı, William Shakespeare oyunundan beyaz perdeye taşınan, haliyle tiyatral film. [tanımlar ağladı be!]

Marcus Antonius'u canlandıran marlon brando'nun sezar'ın öldürülmesinden sonra halka çektiği nutuk filmin en enfes sahnesidir. kusursuz oyunculuk ile harika bir metnin kesişim noktasıdır.

(#1324664)