bugün

oldukça fazladır.. özellikle de yaradılışları itibari ile gösterişi seven bir tür olan kadınların hayatına etkisi aşırı derecede fazladır.. hatta eşleri, sevgilileri ve erkek çocuklarına bu etki yüzünde işkence çektirir..
beyaz ve kalın iplikten örülmüş atkı furyasıdır.
(bkz: kurtlar vadisi)
sokağa çıktığınız zaman her köşebaşında bir polat alemdar görmek mümkündür.
oturma odasında size cevap vermeyen bir annedir.
kusma isteği.
şivede değişim, taklit espiriler, kimlik kargaşası. akabinde pikaçu olup camdan atlama veya beyin ölümü bir nevi bitkisel hayat, diziye bağlı yaşarlar bu insanlar.
sürekli kameraya bakıyomuş gibi yaşamak.
insanların salak hayaller kurmasına neden olarak, hayal dünyasında yaşamalarına neden olarak insanları kendisine esir eden negatif etki. Acıyorum size esir insanlar
insana karşısındakini parayla satın almaya şartlayan hayal gücüne saldırı mahiyetinde olan delice bir kavramdır diziler. değeri $500.000 olmak isteyen arkadaşlar el kaldırsın.
bu arada bunu yapan insan evlatları da var. *
sokakların şu aralar mini mini polat alemdarcıklar, burhan altıntoplar ve dilber koçarslanlılarla dolduğu düşünülürse, yabana atılmaması gereken etki.

dokuz yaşındaki çocukla muhabbet:
- vaay orhan naber ya? okul nasıl gidiyo?
+ sen benim kim olduğumu biliyo musun?
- yüzük mü o parmağındaki?
+ hee... kurtlar vadisi yüzüğü. yeni aldım 60 ytl.
- ?!$&@\!!!

veya:
sekiz yaşındaki velet: bir tarcan golay yetişmii tamam mı? beni de alsanıza aranıza...
aynı yaştaki geleceğin salağı: ay sus be üff getirdin bınaa...
otep:#$][\!é"@|<!!!
prison break diziler icinde en etkili olanidir. diziyi seyrettikten sonra, gozunuzun takildigi her$eyi detayli $ekilde incelersiniz, hafiften paranoya ba$lar, kapali bir ortama girdiginizde, kaci$ planlari kafanizda ucu$maya ba$lar.

diziler hayatinizi ele gecirmeden, siz dizileri ele gecirin.
dizilerde ba$rol oynayan bayanlara benzemek isteyen bir bayan toplulugu, fazla uzatamicam, anladiniz siz.*
izlenen dizinin ertesi günü görülen etkidir.

Kimse okyduğu kitaplardan bahsetmeyi bırakın kitap bile okumaz ama bir dizi üzerine haftalarca konuşabilecek seviyededir.
cemiyetimizi ahlaki bir yozlaşmaya garketmiştirler. dizilerdeki birbirinin karısını ayartan erkek kardeşler, 4-5 adet baba adayı olan piçler, kayınpederinden hamile kalan gelinler ve sairesi öyle bir ortam oluşturmuştur ki benzeri olaylarla gerçek hayatta karşılaşılınca insanın hiç şaşırası gelmiyor. toplum böyle şeyleri gayet içselleştirmiş durumda, hiç yadsımıyor.
milletimize yönelik böyle bir psikolojik harbin uygulanacağını tahmin edebiliyordum ama bu kadar başarılı olabileceklerini ummuyordum doğrusu. bravo tebrik ederim. hem bu dizileri hazırlayan cia laboratuarlarındaki uzmanları, hem de yayınlayan iç düşman burjuvazisini.
gençleri bilmem ama babanneleri çok etkilemektedir.
kötü olaylar nasihat olarak gelir çarpar yüzünüze.
- gidiyorum ben.
+ nereye gidiyorsun lan.
- kutuma gidiyorum.
+ aç dersen açarım.
- neyi lan.
+ kapıyı olm kapıyı.
deliyürek izleyen lise gençliği 1.75 gibi kısa boyla lisede palto giyip üzerine de beyaz veya da kırmızı atkı takmak.

sonra geçiyor tabii büyüyünce. Hem deliyürek kadar karizma dizi karakteri mi geldi dünyaya.

Bi barney stinson var.

Gerçi kel alaka adamlar diyecektim de. Barney de Takım, Palto atkı üçlüsünü kullanıyor.
4 8 15 16 23 42 ile her hafta sayısal loto oynamak.
küçükken bez bebeklerimizle oynardık.ve arabalarımızla. kendi okulumuza doğru gideren her sabah benim annem bir melek dedik.üşenmeden kahvaltımızı hazırladı.giydirdi. kuşandırdı. her sabah bizi melekler korusun diyerek okula yollardı. baba ocağı bize cennet gibiydi. annemiz işini en iyi bilen doktorlar gibi hasta olduğumuzda bakardı bize. böyle sürüp giden binbir geceden sonra büyüdük.küçük adamlar ve küçük kadınlar olduk. doldizgin yıllar yaşadık ve bugünlere geldik.yeşeren düşlerimiz oldu. kaybolan yıllarımız da. kimimiz arka sıradakilerdik bir okulda kimimiz arka sokaklarda yaşadık. parmaklıklar ardında sürdü kimimizin ömrü. yaprak dökümü de yaşadık dostlardan sevgililerden yana. gece gündüz böyle geldi geçti. en sonunda hakkını helal et dedik ve herşey bitti.
bir suru abiduk gibudik çakma karakterle olması.
verdiği toplumsal mesaj ile doğru orantılıdır. aşk ve romantizmin dozunu kaçırıp saçmalayan dizilerdense, kötü adamları yakalayıp canlarına okuyan iyi adamların hikayeleri iyi birer örnektir.
the office izleyen kişinin kendisini bir belgeselin içinde yaşıyor sanması gibi belirtilerdir .

(bkz: ben kendimden biliyorum)
yaprak dökümü yüzünden pembe paltolu birini görünce halen daha üzülürüm.
küçük çocukları büyü sihir gibi şeylerin gerçek olduğuna inandırmaları gibi garip olan etkilerdir. 30 yaşındaki adamları gerçekliğine inandırıyorsa diziler toplumun kendini sorgulaması gerekiyor.
(bkz: bihterle behlül sevişince biz de sevişmiş sayıldık)